18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK Dış görünüşlerine artık kadınlar kadar özen gösteren erkekler soluğu plastik cerrahın yanında alıyor 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Erkeğin estetik kaygısı Terapi bilgilerini kitap yaptı HÜLYA KESKİN Siz Neye İnanıyorsunuz? Eğer iddianamede yazılanlara, basında yer alan bazı bilgilere ve kimi kitaplara inanacak olursak, yıllara yayılan bir biçimde ülkenin birçok saygın akademisyeni, rektörler, hocalar, doktorlar, gazeteciler, sivil toplum temsilcileri, emekli subaylar, siyasiler de dahil olmak üzere, binlerce insan Türkiye’yi bir kaos ortamına sürüklemek için çalışmışlar. Bu kaos ortamını yaratmak için çeşitli komplolar yapmış, örgütler kurmuş, gizli örgütlere yardım etmiş, basını yönlendirmiş, askerleri kışkırtmış ve darbe yaptırarak rejimin değişmesine çalışmışlar. Eğer bir diğer iddianameye ve onunla ilgili yazılanlara inanacak olursak, ordunun içinde gizli bir örgüt kurulmuş, bu örgüt, çeşitli planlar yaparak hükümeti devirmek ve kendi görüşlerine uymadığını düşündükleri birçok insanı yok etmek üzere inanılmaz düşüncelere kapılmış. Bunun için çalışmalar başlatmış. Bunlara değil de aksine, bu iddianamelerin, yönetime yakın birileri tarafından planlandığına, muhaliflerin ortadan kaldırılmasına, tasfiye edilmesine yönelik bir hareket olduğuna inanırsak, o zaman, İçişleri ve Adalet Bakanlığı’nın, bazı polislerin, savcıların ve hâkimlerin ve hatta bazı gazetecilerin, bazı cemaatlerin, siyasilerin de yönlendirmesiyle inanılmaz bir komplo planladığına, bunun için uydurma tanıklar bulduğuna, deliller yarattığına, olmayan belgeler çıkardığına, belgeleri tahrif ettiğine, burada ve yurtdışında bu faaliyetleri koordine eden birileriyle ortak çalıştıklarına hatta belki işin içinde yabancı servislerin bulunduğuna inanmamız gerekiyor. Eğer her iki durumun da sanıldığı gibi organize, inanılmaz bir örgüt ve büyük bir komplonun parçası değil de birilerinin ötekilere karşı giriştiği bir savaş ve tasfiye çabası olduğuna inanırsak, o zaman, her iki durumda da ordu, emniyet, adalet, istihbarat gibi kurumların, üniversitelerin, ülkede pek çok şeyin emanet edildiği üst düzey yöneticilerin, dün veya bugün ülkeyi yöneten siyasilerin birbirlerine karşı inanılmaz bir düşmanlık içinde bulunduğuna, üstelik bu düşmanlığın son derece karanlık ve kirli yöntemlerle sürdürüldüğüne inanmak gerekir. Sonuçta, her kim olursa olsun, hangi görüşten, hangi inançtan, hangi kimlikten olursa olsun bu ülkenin yurttaşlarının hayatlarını, bugünlerini, geleceklerini emanet ettikleri ve bunun için görevlendirdikleri insanlardan ve kurumlardan söz ediyoruz. Başları sıkıştığında sığınacakları, herhangi bir tehlike karşısında güvenebilecekleri, herkes karşısında tarafsız olduğuna inanacakları insanlardan ve kurumlardan... Bu kadar acı bir tabloda bence kimin neye inandığının da artık önemi kalmıyor. Ve eğer her kim olursa olsun, bir kaos ortamı yaratmak istemişse bence bundan daha iyisini başaramazdı. astasının terapi bilgilerini, yargı sürecini dikkate almadan 2. kez kitaplaştıran Pediatrik Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin’e, İstanbul Tabip Odası (İTO), “1 ay süre ile geçici olarak meslekten alıkoyma cezası”, “para cezası” ve “uyarma cezası” verilmesini kararlaştırdı. Prof. Keskin, yargı sürecini ve İTO’nun kararını dikkate almayarak yazdığı ikinci kitapta da çoğul kişilik hastası N.A’nın terapi bilgilerine yer verdi. Kitapla ilgili hastanın yeni doktoru ve avukatı suç duyurusunda bulundu. Ailesinin büyük sorunlar yaşadığını anlatan N.A. “Beni ve ailemi aşağılayan kitap nedeniyle oğlum intihara teşebbüs etti” dedi. Prof. Dr. Keskin’in “Kanıt Tanık Bilirkişi Amigdala Unutmaz” adlı ikinci kitabında da hasta N.A’yı hedef aldığı belirtildi. H İstanbul Haber Servisi Estetik ve plastik cerrahinin en çok uygulandığı 25 ülke arasında Türkiye’nin, Amerika, Çin ve Brezilya gibi ülkelerden sonra 9. sırada yer aldığı belirtiliyor. Estetik ve plastik cerrahi uzmanları, 2011 yılının erkeklerde estetik yılı olacağını belirterek “Bu yıl tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de erkeklerdeki estetiğin belirgin oranda artması bekleniyor” dediler. Tüm dünyada 31 bin plastik cerrahının yılda yaklaşık 9 milyon estetik ve 10 milyonu aşkın cerrahi dışı estetik gerçekleştirdiği belirtiliyor. Vehbi Koç Vakfı (VKV) Amerikan Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Reha Yavuzer, yapılan çalışmaların son 15 yıl içinde estetik cerrahinin patlama noktasına geleceğini ve tüm dünyada 55 milyon kişinin estetik cerrahi operasyonu yaptıracağı yönünde tahminlerin olduğunu anımsattı. Yavuzer, ameliyatların artık eskisi gibi çok ağrılı, sıkıntılı geçmediğine dikkat çekerek yapılan ameliyatlarda doğallığın ve zarifliğin ön planda olduğunu söyledi. Türkiye’nin estetik cerrahide İspanya, İtalya, Fransa, Kanada, İngiltere gibi ülkelerin de önünde yer aldığını ifade eden Yavuzer, geçen yıl ülkemizde gençlerde en çok burun ameliyatları ile meme küçültme ameliyatlarının yapıldığını, ileri yaşlar arasında ise liposuction (yağ aldırma), meme dikleştirme, göz kapağı, boyun germe ameliyatlarının tercih edildiğini kaydetti. Bu yıl ise tercihlerin yine benzer olacağını ifade eden Yavuzer şöyle devam etti: “Artık erkekler dış görüntüleri konusuna daha çok dikkat ediyorlar. 2011 yılının erkek hasta sayısının tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artması bekleniyor.” Meme küçültme Mehmet Âkif Ersoy Hastanesi, rekor sayıdaki başarılı açık kalp ameliyatlarıyla dikkat çekti İstanbul Haber Servisi Türkiye’nin “Prostat Kanseri Haritası”na göre hastalık en fazla İstanbul ve Ankara’da, en az ise Edirne’de görülüyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Trabzon, Edirne, Kayseri, Gaziantep, Erzurum, Malatya, Eskişehir, Zonguldak’ta yürütülen Üroonkoloji Derneği’nin Prostotürk Çalışması’na, 4 bin 150 hasta katıldı. Proje Koordinatörü Dr. Ferruh Zorlu, “Prostat kanserinin erken teşhisinde ilk adım olan PSA (Prostat Spesifik Antijen) testinin sıklıkla bakıldığı üniversite, eğitimaraştırma hastanelerinin yoğun olduğu bölgelerde prostat kanseri daha sık teşhis edilmektedir” diye konuştu. SİBEL BAHÇETEPE Halkalı’daki Mehmet Âkif Ersoy Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde geçen yıl 1200 açık kalp ameliyatı yapıldı. Bu yıl 2 bin, 2012 yılında ise 3 bin açık kalp ameliyatının yapılması hedefleniyor. Hastane Başhekimi Doç. Dr. İhsan Bakır, geçen yıl 700 bine yakın hastaya hizmet sunduklarını anımsatarak, “İleri tüm teknolojinin kullanıldığı hastanemiz Avrupa yakasının önemli bir ihtiyacını kapatacak. Hastane daha da büyüyecek. Hastanenin yanındaki arsaya 150 yataklı ek bir bina yapılacak, ihalesi tamamlandı. İnşaatı önümüzdeki günlerde başlayacak, 2 yılda bitirilmesi hedefleniyor” dedi. 2009 yılının mart ayında faaliyete giren hastanede 10 ameliyathane, 2 anjiyo salonu, Doç. Dr. İhsan Bakır. Prostatta İstanbul ilk sırada Kalbimiz emin ellerde Mehmet Âkif Ersoy Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde geçen yıl 1200 açık kalp ameliyatı yapıldı. Hastanenin yanındaki arsaya yapılacak 150 yataklı ek binanın 2 yıl içinde bitirilmesi hedefleniyor. [email protected] Beyin tümörü ‘cep’le arttı İstanbul Haber Servisi Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Tacettin İnandı, cep telefonunun sağlık üzerine etkileri açıklığa kavuşuncaya kadar kullanım konusunda koruyucu önlemleri almakta yarar olduğunu belirterek “Cep telefonu kullanımını arttırmaya yönelik reklam kampanyalarının denetlenmesi, uzun sürelerle konuşmanın teşvikinin önlenmesi sağlık açısından önemli. Kampanyalarda çocukların kullanılması ise kabul edilemez bir sorumsuzluk” dedi. Doç. Dr. İnandı, son yıllarda cep telefonu kullanımıyla ilişkili beyin tümörlerinde artışlar olduğu, kullanım sürelerinin artmasıyla tümör riskinin de arttığının belirtildiğini ifade etti. İleri teknoloji uygulanıyor 350 yatağı bulunan ve odalarının çoğu tek kişilik olan hastanede, ameliyathaneler ve diğer salonlar canlı olarak izlenebiliyor. İleri teknolojinin uygulandığı ve çocuk hastalara da tanı ve tedavi imkânı sunan hastanede çok yeni olan ameliyatsız kapak değiştirme operasyonu Transkateter Aort Valv İmplantasyonu (TAVİ) da yapılıyor. Doç. Dr. İhsan Bakır, İstanbul Anadolu yakasının nüfusunun 4.5 milyon kadar olduğunu ve bölgede iki büyük kalpdamar hastalıkları hastanesi olduğunu anımsatarak “Avrupa yakasında İstanbul Üniversitesi Haseki Kardiyoloji Enstitüsü, Çapa Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa’da bulunuyor ama buralarda çok fazla ameliyat yapılmıyor. Hastanemiz bu anlamda büyük bir eksikliği gideriyor” diye konuştu. HAMİLE KADININ ACI SONU Hastanede skandal ölüme soruşturma İstanbul Haber Servisi Murat Sağır adlı yurttaş, 4.5 aylık hamile olan eşi Feride Sağır’ın Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde amniyosentez (anne karnından bebekten sıvı alımı) testini yaptırmasının ardından öldüğü iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken Sağır, “Kim sorumluysa cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Murat Sağır, 20 Ağustos’ta yapılan test sırasında normalde 9 cm’lik bir iğne kullanıldığını, ancak eşinin kilolu olduğu için 12 cm’lik bir iğne ile sıvı alma işleminin gerçekleştirildiğini anlattı. Sağır, bir gün sonra kendisini kötü hisseden eşini hastaneye götürdüğünü ve bebeğin kalp atışlarının durduğunu öğrendiklerini kaydetti. Sağır, şunları anlattı: “Kürtajı yapacak doktorun hastanede olmadığını, pazartesi günü kürtaj yapılabileceğini söyledi. Servise çıkardılar. Daha sonra yoğun bakımda kaldığı 25 gün boyunca bütün ilaçlarını devletin karşılamadığını söyleyerek dışarıdan aldırdılar. Son zamanlarında enfeksiyon ilaçları bile aldırdılar.” Cüzam yok sayılıyor İstanbul Haber Servisi Deri ve sinirleri tutan bir enfeksiyon hastalığı olan cüzamda (lepra) yanlış tedavi ve geç kalınmış tanı, sinir dokusunda oluşan yıkıma neden olarak el, ayak, gözde şekil bozukluklarına, sakatlıklara yol açabiliyor. Türkiye’de yılda bir ya da iki yeni vakanın ortaya çıktığı cüzam hastalığının erken tanı, doğru tedavi, eğitim ve rehabilitasyon çalışmaları önemli sağlık sorunları listesinden çıktığı belirtiliyor. Her yıl 2531 Ocak tarihleri arasında ele alınan 58. Cüzam Haftası çeşitli etkinliklerle kutlanacak. Cüzamla Savaş Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel, 1976’da kurulan Cüzamla Savaş Derneği, İÜ Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı ve Sağlık Bakanlığı’nın 2000’li yıllara kadar ülke çapında gerçekleştirdikleri erken tanı, doğru tedavi, eğitim ve gerekli olduğunda rehabilitasyon çalışmaları ile lepra hastalığının ülkemizin önemli sağlık sorunu listesinden çıkardıklarını söyledi. Lepradan etkilenen 2 bin 546 kişinin tedavilerinin yapıldığını, yeni vakaların yok denecek kadar azaldığını anımsatan Yüksel, geçen yıl ise yeni vakaya rastlanmadığını söyledi. Soğuk, cildin düşmanı İstanbul Haber Servisi Soğuk günlerin yaşandığı bugünlerde cilt rahatsızlıklarının görülme sıklığının da arttığı belirtildi. Dermatologlar, aşırı sıcak, aşırı soğuk, güneş, rüzgâr gibi faktörlerin ciltte lekelenmelere, yanıklara ve kırışıklığa yol açabileceğini belirterek “Aşırı soğuklarda dışarı çıkıldığında koruyucu krem kullanılabilir. Kışın kalınlaşan cildinize peeling yaptırabilirsiniz. Soğukların cildinizi etkilediği bu dönemde cildinize özel bakım yaptırabilirsiniz” dediler. Dermatoloji Uzmanı Dr. Memduh Altaç, mevsim geçişlerinin cildimizi yıprattığını be lirterek “Kalınlaşan cilde peeling tamamen kişinin isteğine bağlı olarak da yapılır. İşlem kişinin durumuna göre yüzeysel veya derin peeling şeklinde yapılır. İçerdiği kükürt ve zeytinyağı sayesinde cilt hastalıklarının tedavisinde Nasmed sabun tercih edilebilir” dedi. NOVARTIS TÜRKİYE BAŞKANI Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR Kök hücre umutları ve bu umutların sömürüsü evrensel boyutlarda süregeliyor. Bir kök hücre turizminden söz etmek çok mümkün. Yalnız bizde değil birçok ülkede bu umuda kapılarak ve büyük masraflara katlanarak uzak diyarlara gidip büyük düş kırıklığı ile dönenler hiç de az değil. Kök hücre elbette bir umut. Bu alandaki çalışmaları ilgi ile izliyoruz. Ülkemizde bu doğrultudaki çalışmaları da ilgi ve takdirle izlememiz kadar doğal bir şey olamaz. Ancak bu çalışmalarda atılan olumlu adımları bir tedavi umudu olarak kamuya sunmak doğru değildir. Hele bu adımları yazılı ve görsel medyada sansasyonel sürmanşet haberler şeklinde yayımlamak, yersiz, dayanaksız umutlar yaratmaya yol açıyor. Açıkca çarenin çok yakında olduğu izlenimleri yaratıyor. Tedavisi olmayan kalıtımsal kas hastalıkları taşıyan çocuk ve yetişkin on binlerce insan doğaldır ki bu konuda büyük bir duyarlık ve beklenti içindedir. Umut etmek istiyorlar, sabırsızlıkla iyileşmeyi bekliyorlar. Çok il Kök Hücre Umutları ve Medya ginçtir “Hocam bizim umut etmemizi engellemeyin lütfen” uyarıları alıyorum. Ama bu onlara gerçekliği olmayan umutlar vermemizi hiçbir şekilde haklı kılmaz. Abartılı, çarpıtılmış haberler veren medyanın bu duyarlığı önemsediğini, ciddiye aldığını hiç sanmıyorum. Tanık olduklarımız bunun tam tersini gösteriyor. Bilim insanlarının çoğunluğunu da bu konuda yazık ki övme şansına sahip olmadığımı söylemek zorundayım. Mucize buluş! Hürriyet gazetesi birkaç gün önce sürmanşetten “Türk Malı Mucize Kas” başlıkları ile bir kök hücre haberi yayımladı. Tıp tarihine geçecek bir buluştan söz edildi. Bu haberde, kök hücreden kas hücresi üretildiği bildiriliyor ve bu çalışmalarda yer almadığı anlaşılan Kök Hücre Enstitüsü Başkanı Prof. Günhan Gürman, “hastalığa dirençli yeni bir kas hücresi” elde edildiğini açıklıyor, bu çalışmaların hastaların tedavisinde kullanılma süresini kısaltacağı müjdesini veriyor ve bunun ardından Milli Emlak’tan 100 dönümlük bir alan tahsisini beklediklerini ekliyordu. Enstitü müdürünün bu cümlelerinin kas hastalarında büyük umutlar yaratmaması, onların bu ifadelerden böyle bir sonuç çıkarmaması mümkün değildir. Nitekim böyle olmuş ve çok sayıda hasta Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’mizi arayarak ısrarlı sorular yöneltmiştir. Ayrıca basına yansıyan haberde, kök hücrenin kas hastalıkları için tek umut olduğunun belirtilmesi, bütün dünyada bu alanda yapılan öteki çalışma ve araştırmaların görmezden gelinmesi anlamına gelir. Örneğin, gen tedavisi ve exon atlama (ilk uygulamalar yapılıyor) ilaç tedavileri gibi araştırmalar devam etmektedir. Söz konusu habere konu olan çalışmalarda ön planda rol alan Doç. Dr. Çetin Kocaefe, Hürriyet gazetesine gönderdiği açıklamada “Yayımladığınız bu haber maalesef içerik ve kapsam olarak kas hastalarına gereksiz umut verecek yönde bilimsel sonuçların yanlış yorumlanmasıdır” demekte ve isminin yer aldığı bu haberi onaylamamaktadır. Kocaefe, hastalığa dirençli yeni kas hücresi tanımlamasına da katılmıyor. Yine çalışma ekibinin üyelerinden Ankara Tıp Fakültesi Histoloji Profesörü Alp Can da gönderdiği açıklamada yaptıkları başarılı çalışmaları ve yayınlarını sıralamaktadır. Biz Türkiye Kas Hastalıkları Derneği olarak yapılan ve planlanan çalışmaları elbette övgü ve takdirle karşılıyoruz. Ancak yaşam kalitelerini yükseltmek için büyük çabalar harcadığımız kas hastaları adına, gerek yazılı ve görsel basının, gerekse bu alanda çalışan bilim insanlarının ilgili haberleri duyururken ve yayımlarken çok titiz ve dikkatli davranmalarının büyük önem taşıdığını onlara hatırlatmak gereğini duyuyoruz. Bizim gibi ortalama eğitim süresinin 45 yıldan ibaret olduğu, bilim toplumu olmaktan uzak kalmış ve halkın bilimle temasının iyice zayıf kaldığı bir ülkede bu dikkat ve titizlik vazgeçilmez bir zorunluluk sayılmalıdır. ‘Zarar ettik, işten atmalar sürebilir’ Ekonomi Sevrisi Novartis Türkiye Ülke Başkanı Güldem Berkman, 2009’da orijinal ilaç fiyatlarının yüzde 1520, jenerik ilaçların da yüzde 510 arasında düştüğünü, fiyatların seyrinin yüzde 9.5 gerilediğini belirterek “Zarar ettik” dedi. Berkman, ilaç sektöründe geçen yılki gelişmeler ve 2011 beklentilerine ilişkin düzenlediği toplantıda, Novartis’in dünyada 2009’da 44.3 milyar dolar olan net satışlarının geçen yıl 50.6 milyar dolara yükseldiğini, net kârının da 9.9 milyar dolara çıktığını açıkladı. Berkman, 2 bin 400 kişiye doğrudan ve 5 bin kişiye dolaylı istihdam sağladıklarını da anımsattı. Berkman, son fiyat kararnamesinin ardından 85 kişinin işten çıkarıldığını söyledi. Berkman, rakiplerinin geçen yıl çok ciddi işten çıkarmalar yaptığını, rakamın 2 bine ulaştığını, işten çıkarmaların bu yıl da sürebileceğini söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle