23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 29 OCAK 2011 CUMARTESİ DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Danıştay Başkanı Birden, yüksek yargıyı yeniden şekillendiren tasarıyla ilgili görüşlerinin alınmadığını kaydetti Mesele İçki Değil Kimileri, AKP iktidarının kendi yaşam biçimini, dünya görüşünü, herkese dayatma girişimini, salt bir içki sorununa indirgemek istemekte. Oysa mesele içki değil. Mesele, dayatmalara karşı özgürlüğü savunma. Yani meselenin özünü şöyle özetleyebiliriz: Dayatma geldi cihane, içki alkol bahane. İktidarın kendi yaşam biçimini zorla kabul ettirmek istemesi ile yargıyı tümüyle denetime alma girişimleri arasında özde bir farklılık yok. Her ikisine karşı mücadele de aynı anlamı taşıyor: Özgürlükler için savaşım. AKP’nin yandaşları sorunu içkiye indirgeyerek, tartışmanın özündeki özgürlük öğesini gözden kaçırmaya çalışıyorlar. Oysa kazın ayağı öyle değil. Sorun yalnızca içki olsaydı kolaydı. Çünkü içkisiz yaşanır, içkisiz bir hayat olabilir, ama özgürlüksüz yaşanamaz, özgürlüksüz bir hayat olamaz ya da daha doğru deyişle özgürlüksüz yaşam demokratik olmaz. Demokrasiyi savunduklarını iddia edenler, içki içmek dahil, bütün özgürlükleri (sınırı karşısındakinin özgürlüğünü aşmamak üzere) savunmak zorundadırlar. Getirilen yasakların, gençliği alkol bağımlılığına karşı koruma amacı güttüğü söyleniyor. Gençleri alkol, tütün ve de uyuşturucu bağımlılığına karşı korumak yerinde bir davranıştır. Bütün dünyada, bağımlılığa karşı mücadele programları vardır. Herkes de bu amaca yönelik programları destekler ve bunlar salt yasaklamalar veya yasaklama amacına yönelik engellemeler üzerine bina edilmemişlerdir. Vahap Munyar dünkü köşesinde, Türkiye’nin yirminci yüzyılın üçüncü çeyreği ile yirmi birinci yüzyılın büyük felaketlerinden olan obezite konusunda ABD ve Meksika’yı yakaladığını, nüfusumuzun üçte birinin aşırı şişman olduğunu belirtiyor, Sağlık Bakanlığı’nın obeziteyle mücadele programının yakında yürürlüğe gireceğini yazıyordu. Bu yerinde girişim, herkes tarafından desteklenmelidir. Ama bu girişimin yerinde olması demek, onun aracılığıyla gıdaya ulaşımın engellenmesinin, yemenin yasaklanmasının desteklenmesi demek değildir. Eğitim ile birlikte gıda normlarının düzenlemesidir bu alanda yapılacak olanlar. Unutmamak gerekir ki, demokrasilerde, esas olan özgürlüktür ve yasaklamalar istisnadır. Bir yasaklamanın meşruiyeti onun amacıyla sınırlıdır. Başbakan AKP baskıcılığının son örneği olan içki yönetmeliğinin gerekçesinin dine değil, anayasanın 58. maddesine dayandığını söylüyor. Dilerseniz Gençliğin Korunması başlıklı 58. maddeye birlikte bir göz atalım: “Devlet istiklal ve cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilimin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve devletin ülkesi milleti ile bölünmez bütünlünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gereken tedbirleri alır.” Maddeyi dikkatle okuduğunuz zaman devletin gençleri alkolden değil, alkol düşkünlüğünden korumasından söz edildiğini görürsünüz. Demek ki buna dayanarak getirilecek herhangi bir yasağın meşruiyeti de, bağımlılıkla mücadele ile sınırlıdır. Her ne ise; 58. maddenin lehindeki veya karşısındaki görüşleri tartışmayı bırakalım bir yana da, yalnızca şunu söylemekle yetinelim: Sayın Başbakan, siz 58. maddedeki tüm görevleri yerine getirin, biz o zaman sizin yönetmeliğinize de razıyız. Yeter ki, siz gençleri cehaletten kurtarın, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda eğitip yetiştirin. ‘Yargıya güven sarsılır’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Yargıtay ve Danıştay’a yeni daireler kurulmasını öngören yasa tasarıyla ilgili olarak görüşlerinin alınmadığını açıkladı. Tasarının sorunları temelden çözmediği gibi yenilerine neden olacağını belirten Birden, yaşanacak içtihat aykırılıklarının kamu hizmetinin yürütümünde olması gereken idari istikrarın bozulmasına yol açacağı gibi yargıya güveni de sarsacağını vurguladı. Danıştay’ın TBMM’ye sunulan tasarıyla ilgili görüşleri Mustafa Birden’in imzasıyla yayımlandı. Birden, şu görüşleri dile getirdi: Kurumsal yapısında ve işleyişinde köklü değişiklikler getirmesine karşın, Avrupa’nın demokratik geleneklerine aykırı olarak, bu yargı yerlerinin görüş ve değerlendirmelerine başvurulmamıştır. Danıştay’ın iş yükünün makul düzeye indirilmesi ve istinafa kademeli geçişin kolaylaştırılması amacıyla 2575, 2576 ve 2577 sayılı kanunlarda değişiklik öneren ve 8 Şubat 2010 gününde bizzat, Adalet Bakanı’na verilen çalışmamız dikkate alınmamıştır. 95 meslek mensubu bulunan Danıştay’a iki yeni daire kurulması ve dairelerin (anayasaya uygunluğu tartışmalı) çift heyet halinde çalışma usulünün getirilmesi amacıyla, 61 yeni meslek mensubu kadrosu ihdas edilmiştir. Danıştay naklı bulunmasına rağmen, Adalet Bakanlığı bu konuda gerekeni yapmak yerine, kamuoyunda yankı uyandıran bazı olumsuzlukları ileri sürerek sorunu temelden çözmediği gibi, yeni sorunlara yol açacak olması nedeniyle gerçek bir reform olarak adlandırılması olanaksız tasarıyı hazırlama yoluna gitmiştir. İdari yargıda istinaf sistemine geçilmemesi halinde, mevcut iş yükünün giderilmesi bakımından, daire kurulmasında ve bu iki dairenin ihtiyacını karşılayacak şekilde daire başkanı ve üye kadrosu verilmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak sayının yeterli olması durumunda, dairenin iki heyet halinde çalışmasına olanak sağlayan düzenleme, ülkede içtihat birliğini sağlama görevi olan temyiz merciinin varoluş amacıyla uyuşmamaktadır. Ayrıca bir dava dairesinin içinde daire başkanının tercihi ile görevlendirilen bir üyenin başkanlığında ikinci bir heyet oluşturulması, ikinci bir mahkeme kurulması anlamına gelir ki bu durum, anayasanın 142. maddesinde, mahkemelerin kuruluş, görev ve yetkileri ile işleyişinin ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği yolunda yer alan kurala aykırıdır. Dairelerde, gerektiğinde, çift heyet oluşturulmasına olanak sağlayan düzenleme, aynı daire kararları arasında içtihat aykırılıklarına da zemin hazırlayıcı niteliktedir. YARGIYA NEŞTER TASARISINA GERGİN GÖRÜŞME Ergin’den ‘görüş alınmadı’ savunması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay ve Danıştay’ın daire sayısını arttırarak yeniden yapılandırılmasını öngören “yargıya neşter” yasa tasarısının TBMM Adalet Komisyonu’ndaki görüşmeleri gergin geçti. Komisyon üyesi olmayan çok sayıda milletvekilinin de izlemek istediği ve salon darlığı ve yer sorunu nedeniyle tar Ergin tışmalı başlayan görüşmelerde muhalefet toplantıyı terk etme noktasına gelince salon değişikliğine gidildi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Yargıtay ve Danıştay’dan gelen “görüşümüz alınmadı” eleştirilerini yanıtlarken “Yargıtay ve Danıştay, anayasa değişiklikleri öncesinde görüşlerini açıklamışlardı. Biz de o görüşler çerçevesinde pozisyon aldık” dedi. Ergin, yargının sorunlarına parça parça, palyatif çözümler yerine, bütüncül açıdan bakan bir perspektif geliştirdiklerini belirterek “Bu ay içinde yapılan alımlarla beraber, 2002’ye göre, zabıt kâtibi, infaz koruma memuru, yazıişleri müdürü, icra memuru gibi adli hizmetlerin verilmesinde çalışan idari personel açısından yüzde 75 artış sağlanacaktır” dedi. YargıSen Kurucu Başkanı ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu da izlemek üzere geldiği komisyon toplantısına alınmadı. Eminağaoğlu da tasarıya ilişkin görüşleriyle ilgili bir raporu komisyon başkanına iletti. Eminağaoğlu’nun salona alınmamasına tepki olarak yapmak istediği açıklamaya da izin verilmedi. CHP Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe, komisyon salonunun dışında bekleyen Eminağaoğlu ile hukuk fakültelerinden temsilcilerin dinlenilmesi yönünde önerge verdi. İyimaya’nın önergesi reddedildi. Birden dairelerinin görevlerinin, tabii hâkim ilkesine aykırı ve temyiz mercii olmanın olmazsa olmaz koşulu olan uzmanlaşmayı engelleyici biçimde, her yıl yeniden belirlenmesinin ve böylece değişken nitelik kazanmasının yolu açılmıştır. Danıştay, Şubat 2010 tarihine kadar artarak gelen iş yükünün eritilememesinin ve devreden dosya sayısının, giderek bugün itibarıyla 190 bine ulaşmasının nedenini, genel idari usul yasasının yürürlüğe konulamamasında ve sözü edilen taslağın yasalaştırılmamış olmasında görmektedir. Danıştay’da iş yükü bakımından bugün karşılaşılan sorunun çözümü, Başkanlığımız önerilerinin yasalaştırılmasıyla ola HSYK Kritik hamle ALİCAN ULUDAĞ asirmen@cumhuriyet.com.tr Meclis’te devamsızlık rötarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, devamsız AKP milletvekillerini, “Bize acı çektirenlerle yola devam etmeyiz” diyerek tehdit etmesine karşın, AKP milletvekilleri devamsızlık yaptığı için TBMM Genel Kurulu çalışamadı ve torba tasarının görüşmelerine bile geçilemedi. TBMM Genel Kurulu’nda dün de torba tasarıdan önce grupların gündeme ilişkin önerileri ele alındı. BDP’nin önerisi reddedilip, MHP’nin önerisi oylanırken CHP’liler yoklama istedi. Yapılan ilk oylamada toplantı yetersayısı bulunamaması üzerine, birleşime ara verildi. İkinci oylamada da yetersayının bulunamaması üzerine genel kurul kapandı. Yalçıntaş’a 21 yıl istendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıda “rüşvet”soruşturmasında 9’u tutuklu 58 sanık hakkındaki iddianame mahkemeye sunuldu. 1449 sayfa tutan iddianamede Murat Yalçıntaş’ın, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve rüşvet suçuna iştirak etmek” suçlarından 21 yıla kadar hapsi istendi. Suç örgütü lideri olduğu belirtilen avukat Necdet Okçu, emekli Yargıtay üyesi Mustafa Oskay ve ünlü gece kulübü Reina’nın sahibi Mehmet Koçarslan’ın da bulunduğu diğer sanıklar hakkında ise, “örgüt kurmak, örgüte üye olmak, rüşvet, nitelikli dolandırıcılık, mal varlığını aklamak” gibi suçlardan 2 yılla 105 yıl arasında değişen çeşitli hapis cezaları talep edildi. İddianamede hâkim ve savcılara da etik uyarılar yapılması dikkat çekti. ANKARA Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), birinci bölge adli yargı hâkimlerinin yetkilerini yeniden düzenlerken dikkat çekici değişiklikler yaptı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla gözaltına alınan iki subayı serbest bırakan hâkim özel yetkileri alınarak başka mahkemeye atandı. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iki üyesi Musa Yeşil ve Erol Tatar’ın özel yetkileri kaldırıldı. Yeşil, Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi; Tatar ise Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimliğine görevlendirildi. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin boşalan üyeliklerine Gürcan Acar ve Muhammet Alabaş, özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi üyeliğine Dündar Örsdemir getirildi. Erol Tatar, Arınç’ın oturduğu Çukurambar bölgesinde polis tarafından gözaltına alınan ve savcının tutuklanmaları istemiyle Nöbetçi Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk ettiği iki subayı serbest bırakmıştı. 12. Ağır Ceza Mahkemesi, “kozmik oda” ve “darbe günlükleri” soruşturmasında dava açılması halinde, bu davalara bakacak. Öte yandan Adalet Bakanlığı’nın desteklediği listeden HSYK’ye yedek üye seçilen 17. Asliye Ceza hâkimi Hayrettin Türe ise terfi gibi bir kararla Ankara 4. Ağır Mahkemesi Başkanı oldu. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyeliğinden bir süre önce Eskişehir’e atanan hâkim Oktay Kuban ise çocuk mahkemesinde görevlendirildi. Kuban Balyoz soruşturmasında 21 sanık hakkında tahliye kararı vermişti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle