18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 25 OCAK 2011 SALI 6 UĞUR MUMCU’YU ANIYORUZ ‘Artık sonuç bekliyoruz’ Katledilişinin 18. yıldönümünde Mumcu’nun ailesi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na faillerin bulunması ve olayı sürüncemede bırakan yetkililerin yargılanması için suç duyurusunda bulundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun ailesi, Mumcu’nun katledilişinin 18. yılında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na “faillerin bulunması ve olayı sürüncemede bırakan yetkililerin yargılanması” için suç duyurusunda bulundu. Mumcu ailesi, katillerinin yargı önüne çıkarılmasını istedi. 24 Ocak 1993 günü evinin önünde aracına yerleştirilen bomba sonucu katledilen Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu, çocukları Özge Mumcu ve Özgür Mumcu, avukatları Halil Sevinç aracılığıyla suç duyurusunda bulundu. Mumcu’nun aracına bombayı koyduğu iddia edilen Oğuz Demir’in dahi yakalanıp yargı önüne çıkarılamadığının vurgulandığı suç duyurusunda, “Birçok sözler verildi. Yargı karşısına bir türlü çıkarılamayan kişilere ilişkin yürütülen idari işlemlerde işi sürüncemede bırakan tüm sorumluluların tespit edilerek cezalandırılmasını istiyoruz” denildi. Mumcu ailesinin suç duyurusu dilekçesi şöyle: “Araştırmacı gazeteci yazar Uğur Mumcu’nun, 24 Ocak 1993 günü evinin önünde aracına konulan bir patlayıcı ile katledildiği, en temel hakkı olan yaşama hakkının elinden alındığı, devletin yetkili organlarınca bilinen bir gerçektir. Bir başka gerçek de devletin birinci görevinin, devleti oluşturan insanların yaşama haklarını garanti altına alması gerektiğidir. Böyle olduğu içindir ki katliamın hemen ardından devlet yetkililerince, katil ya da katillerin yakalanıp yargılanacağı konusunda birçok sözler verildi. 2000 yılı içinde ‘Umut Operasyonu’ adı altında yürütülen bir soruşturma sonucu bazı kişiler suçun asli faili gösterilerek haklarında dava açıldı, yapılan yargılama sonunda cezalandırıldı. Ancak bugüne kadar olayın ardındaki gerçek failler, azmettiriciler bulunup yargı önüne çıkarılmadığı gibi, bombayı araca koyduğu iddia edilen Oğuz Demir dahi yakalanıp yargı önüne çıkarılamadı. Yakın geçmişte yaşadığmız ‘zamanaşımı’ olayının tekrar yaşanmaması için yürütülen soruşturmada ve yurtdışında bulundukları gerekçesiyle yargı karşısına bir türlü çıkarılamayan kişilere ilişkin yürütülen idari işlemlerde işi sürüncemede bırakan tüm sorumluluların tespit edilerek cezalandırılmasını istiyoruz. Açıkladığımız nedenlerle ‘Mumcu suikastı’ düzenleyicilerinden yargı karşısına çıkarılamayan suçun asli failleri ve azmettiricileri hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturmada ihmali görülen yetkililer hakkında cezalandırılmaları istemiyle suç duyurusunda bulunuyoruz.” BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Balyoz’un Çöküşü Tam “Balyoz” darbe belgelerinin 2009 yılında imal edilmiş uyduruk belgeler olduğu ortaya çıkmışken ve bu belgeleri yayımlayan adındaki güdülü yayın bile yan çizmeye başlamışken.... Bommm! Gölcük’te komutanlıkta bir odanın zemin taşları altına saklanmış “yeni belgeler bulundu” operasyonu ve haberi servise kondu! Ve Balyoz planının yaratıcıları ile destekçileri hemen canlandılar, süngüsü iyice düşmüş tüfeklerinin namlularını yeniden doğrultup ateş etmeye başladılar: İşte gördünüz mü, her şey burada! Fazlası var eksiği yok! Islak imzası da var, kurusu da! Hatta belgeler arasında “darbe planlaması”na katılan askerlerin oturma planları bile varmış! Yaaa! Önceki Balyoz darbe planı sahtekârlıklarını nokta nokta ortaya çıkartan Pınar Doğan ve Dani Rodrik, “Gölcük Belgeleri” konusunda ne diyor? Çünkü bu konuda bir numaralı uzman onlar! Belgeleri ve Balyoz senaryosunu, bu işi tasarlayan, tezgâhlayan, yazan ve yayanlardan çok daha iyi biliyorlar! Senaryo ısmarlayanlar, aslında “yanlış” ve beceriksiz kişileri “istihdam” etmişler! “Mükemmel”, “kusursuz” bir sahte darbe senaryosu nasıl yapılırın siparişini, artık çok deneyim kazanmış dizi senaristlerimize verselerdi bile daha başarılı olurlardı! Böylece ne Alper Görmüş ne Yasemin Çongar ne Ahmet Altan... Ne bu senaryonun medya piyonları (Ali Bayramoğlu, Hasan Cemal, Oral Çalışlar, Mehmet Altan vb.)... Daha bir dizi köşe yazarı... Ve Star, Sabah vb. gibi gazeteler... TV’ler... Bu kadar zor durumda kalmazlardı! (Şüphesiz, umurlarında mı, diyebilirsiniz!..) Hepsi, kötü yazılmış, sağından solundan bütün sahteliği pırtlayan bir senaryonun kurbanı durumundalar.. Zaman maman gibi basılı malzemelere bir şey demiyorum. Çünkü onlar zaten olayın merkezinde! Haaa, bir de yüz karası bir kararla gazetecilik ödülü verilen maşaları bir kenara bırakalım... Bence ülkemizde en iyi darbe senaryosunu yazacak olanlar Pınar Doğan ve Dani Rodrik çiftidir! Önce internet siteleri cdogangercekler.wordpress.com’da bu yeteneklerini kanıtladılar; şimdi de yeni çıkardıkları “Balyoz Bir Darbe Kurgusunun Belgeleri ve Gerçekler” kitabıyla, darbe senaryosuna son darbeyi indirdiler! Eğer bu medya arasında bir yarışma olsaydı, hiç kuşkusuz büyük paralarla rakip medyadan transfer teklifi alırlardı! Kitabı yazanlar Pınar Doğan ve Dani Rodrik, daha önce de bu köşede “Bir Şeyi Yanlışsa, Tümü Çöptür” başlıklı yazıda belirttiğim gibi, Balyoz davasının bir No’lu sanığı, emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın kızı ve damadı. Her ikisi de Harvard Üniversitesi’nde bilim insanları; hele Rodrik, çok ünlü bir uluslararası iktisatçı. Her ikisi çok iyi bilim insanı olmanın, çok iyi araştırmacı olmanın hasletleriyle, darbe senaryosunu kitaplarında lime lime ediyorlar. Balyoz davasına konu olan iddianamenin dayandığı belgeleri, hallaç pamuğu gibi atıyor, sıradan bir askeri semineri ve harp oyununu, bir darbe semineri gibi gösteren belgelerin sahteliğini ortaya koyuyorlar. Balyoz planlarının nasıl ortaya atıldığını, hangi gazetecilerin, hangi gazetelerin nasıl yalan yayın yaptıklarını, bilgileri nasıl çarpıttıklarını, savcılığın ve emniyetin rollerini ve davranışlarını, medya ile senaryoyu hazırlayanların işbirliklerini, Balyoz davasının açılma süresinde kamoyunu dahası mahkemeleri yanlış bilgilerle aldatmalarını, TÜBİTAK’ın ilk raporundaki bilinçli suskunluğun ve yanlış anlamaya fırsat verecek ifadelerin nasıl tutuklama dalgasını başlattığını... Hepsi, tekmili birden bu kitapta! Benim yüzüm kızardı okurken! Utandım! Ülkem adına! Bu masala alet olanların yarın hangi yüzle ortada dolaşacakları adına Darbe Oyunu zaten yazıp çizdiğimiz gibi, büyük oyunun bir parçası.. “Askerin darbeciliği” üzerinden oynanan büyük bir oyun! Sadece şuna dayanıyor: Asker darbecidir, onubunu yapan, seminer adı altında darbe planı da yapar! Hepsi bu kadar! Ama ortada “Balyoz Darbe Planı” diye hiçbir şey yok.. Sadece Ağustos 2009’da hazırlanmış, ama 2003’te yazılmış süsü verilen ve normal bir askeri senaryoya monte edilen 11 No’lu bir CD var... TV ve gazete köşelerinde Balyoz davası üzerine hâlâ “ciddi şeyler” yazılabildiğine ve konuşulabildiğine şaşıyorum! Ve utanmazlığın nasıl bu kadar şaha kalkabildiğine, kaldırılabildiğine! orhanbursali.blogspot.com [email protected] Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü yerdeki anıta ve Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki gömütüne mum ve karanfiller bırakan yurttaşlar gözyaşlarına hâkim olamadı. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) Uğur Mumcu’yu anma etkinliklerine akın eden yurttaşlar ‘Uğurlar ölmez’, ‘Kalemler özgür bırakılmalı’ sloganları attı Unutmadık unutmayacağız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bombalı saldırı sonucu 24 Ocak 1993’te yitirdiğimiz gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’yu aramızdan ayrılışının 18. yıldönümünde özlemle andık. Mumcu’nun katledilmesinin 18. yıldönümünde başkentteki ilk tören Batıkent Uğur Mumcu Parkı’nda gerçekleştirildi. Batıkent Uğur Mumcu Parkı’nda gerçekleştirilen törene Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Atatürkçü Düşünce Derneği Batıkent Şubesi Başkanı Ali Karamahmut, CHP Yenimahalle Gençlik Kolları, CHP ilçe başkanları, DİSK üyeleri, Eğitimİş Sendikası, Eğitim Sen 2 No’lu Şube, Ankara Deneme Sahnesi, Emekli Öğretmenler Derneği, EmekliSen Yenimahalle Şubesi, CUMOK’lar olmak üzere, çok sayıda örgüt ve yurttaş katıldı. Mumcu büstüne çelenkler bırakılırken, parka Mumcu’nun “Ulusumuzun bağımsızlığında, bütünlüğünde ve onurunda birleşmezsek ne zaman birleşeceğiz?” ifadesinin yazıldığı pankart da asıldı. Törene katılanlar “Devrim şehitleri ölümsüzdür”, “Kalemler özgür bırakılmalı” sloganları attı. Törende konuşan Fethi Yaşar, “Yılgınlığın, korkaklığın, sevgisizliğin ve çıkarcılığın geçerli sayıldığı günümüzde Mumcu’yu daha çok özlüyoruz. Mumcu, demokrasi şehitlerimizdendir” dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP Adıyaman Milletvekili Şevket Köse, CHP Ankara Milletvekili Hakkı Süha Okay, CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, CHP genel başkan yardımcıları Umut Oran, İzzet Çetin ve Faik Öztrak, Uğur Mumcu’nun evini ziyaret ederek Mumcu’nun eşi ve TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu’ya taziyelerini iletti. Uzun süre sonra bir araya gelen Baykal ve Kılıçdaroğlu burada bir süre sohbet etti. Ardından Güldal Mumcu, kızı Özge Mumcu ve oğlu Özgür Mumcu, evin karşısındaki Uğur Mumcu Anıtı’na mum ve karanfiller bıraktı. Kılıçdaroğlu ve Baykal da anıta mum ve karanfil bıraktı. Taziyeye eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav da geldi. MESAJLARDA MUMCU Türkiye’nin büyük ayıbı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bombalı saldırı sonucu 24 Ocak 1993’te yitirdiğimiz gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun katledilişinin 18. yıldönümü nedeniyle gönderilen iletilerde, Mumcu’nun “Sembolü olduğu değerlerin asla unutulmayacağı” vurgulandı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Uğur Mumcu, birikimi, onurlu yaşamı, yazı ve kitaplarıyla bugün de genç meslektaşlarına yol göstermeyi sürdürmektedir” dedi. DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, cinayet ile aslında şimdiki gelişmelerin toplumsal altyapısının oluşturulmasının ilk adımının atıldığını vurguladı. Basın Konseyi’nden yapılan açıklamada da cinayetlere kurban giden gazetecilerin faillerinin ortaya çıkarılmamasının Türkiye’nin büyük bir ayıbı olduğu ifade edildi. TGS Ankara Şubesi Yönetim Kurulu da açıklamasında “İktidarların cinayetleri aydınlatmadaki gönülsüzlüğü ‘karanlık’ ortamın bilerek devam ettirildiğini gösteriyor” denildi. Platform Mumcu’nun evinde buluştu Yakınları katledilen ailelerin kurduğu Toplumsal Bellek Platformu üyeleri de Mumcu’nun evindeki taziyeye katıldılar. Öldürülen gazeteci Hrant Dink’in kardeşi Orhan Dink, Sivas katliamında yaşamını yitiren şair Behçet Aysan’ın kızı Eren Aysan, öldürülen yazar Ümit Kaftancıoğlu’nun gelini Canan Kaftancıoğlu, Mamak Askeri Cezaevi’nde işkenceyle öldürülen İlhan Erdost’un eşi Gül Erdost, Sivas katliamında hayatını kaybeden şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok da Mumcu ailesinin taziyelerinde evde yer aldı. Özge Mumcu: Devletin zirvesi sorumlu Özge Mumcu da babasının öldürülmesinin aydınlatılamamış olmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, “Tetikçilerin arkasındaki kuvvetler hiçbir şekilde ortaya çıkmadı. Ben defalarca söyledim, ailem söyledi, bunların bir an önce yakalanmasını istiyoruz” diye konuştu. Sorumluların kim olduğuna ilişkin soruya da Mumcu, “Bakansa çişleri Bakanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı, bu cinayetlerin aydınlatılması için sorumludurlar” ifadesini kullandı. ERDOĞAN’IN YORUMU ‘Namus sözü verenler nerede’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Bihlun Tamaylıgil, yazarlarımızdan Uğur Mumcu’yu kaybedeli 18 yıl geçtiğini anımsatarak “18 sene içinde hesap sorulamayan bir süreç var. Neden namus sözü verenler bu hesabı sormadı?” dedi. Partisinin MYK toplantısının ardından açıklama yapan Tamaylıgil, sözlerine Mumcu’yu anarak başladı. Tamaylıgil şunları söyledi: “Basının güçlü, korkusuz kalemi, yiğidi, aslanı, Cumhuriyetin büyük savunucularından Uğur Mumcu’yu kaybedeli 18 yıl oldu. Herkesin bilmesini isterim ki bu topraklar esareti kabul etmez. Zulme teslim olmaz. Bağımsızlık, insan hakları, demokrasi şehitlerini anarken yas tutmayacağız ayağa kalkacağız, onlara layık olacağız.” CHP milletvekilleri Yaşar Ağyüz ve Hüsnü Çöllü de birer mesaj yayımladı. Ağyüz, Mumcu’nun katillerinin bulunamamasının “demokrasi ve insan hakları ayıbı” olduğunu vurgularken Çöllü de, “Bugün Cumhuriyet değerlerine yönelik saldırıların boyutu, Mumcu’nun değerini ortaya koymaktadır” dedi. Yurttaşlar akın etti Batıkent’teki anma etkinliğinin ardından Uğur Mumcu’nun evinin olduğu “Uğur Mumcu’nun Sokağı”nda gerçekleştirilen törene yüzlerce yurttaş katıldı. CHP, DSP, İşçi Partisi, DİSK, Eğitimİş, Atatürkçü Düşünce Derneği, Türkiye Gençlik Birliği ve Beşiktaş Çarşı taraftar grubu da törene katılanlar arasında yer aldı. Törende “Uğurlar ölmez”, “Uğur Mumcu yaşıyor”, “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları atıldı. Törende Atatürk, Türk bayrağı ve Mumcu’nun resimleri taşınırken, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz”, “Çarşı faili meçhule karşı” dövizleri taşındı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Kabri başında anıldı Uğur Mumcu’nun Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki gömütü başında yapılan törene ise Güldal Mumcu, Özge ve Özgür Mumcu ile CHP’li Önder Sav ve kız kardeşi Beyhan Gürson katıldı. Çok sayıda yurttaşın da yer aldığı törende, Mumcu’nun eşi ve çocukları gömüte kırmızı karanfiller koyup, mum yaktı. Ayrıca mezarlıktaki törende, CHP Ankara İl Gençlik Kolları, CHP Yenimahalle Gençlik Kolları, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (umag), ADD Çankaya ve Mamak şubeleri de yer alırken, Türkiye Barolar Birliği, Ankara Borası, Türk Hukuk Kurumu gömüte çelenk bıraktı. ‘Mumcu faili meçhul değil’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Faili meçhullerle ilgili CHP’nin soru önergelerine AKP’nin Meclis’in gündemine taşımadığı” eleştirisine katledilen yazarlarımızdan Uğur Mumcu üzerinden yanıt verdi. Erdoğan “Mumcu cinayetinin faili meçhul kategorisine sokulamayacağını” savundu. Erdoğan, şunları söyledi: “Merhum Uğur Mumcu ile ilgili 18 sene önce bir olay var ve zanlı şu anda içerde. Bunu faili meçhul kategorisine sokamazsınız. Yargının kararını vermesi lazım. ‘Budur veya bu değildir’ demesi lazım.” ‘Devlet üzerine düşeni yapmadı’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mumcu’nun evinden çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Uğur Mumcu, Türk basın dünyasının önemli bir simgesi, bugün onu anıyoruz. Faili meçhule kurban gitti, acısı hâlâ dinmiş değil. Arkasındaki karanlık güçlerin açıklığa kavuşturulması gerekiyordu. Ama devlet bugüne kadar üzerine düşeni yapmadı. Namus sözü verildi, gereği yapılmadı. Bugün hâlâ faili meçhullerin aydınlatılmasıyla ilgili önergelerimizi veriyoruz, bu konuda araştırma yapılmasını istiyoruz. Ama AKP verdiğimiz her önergeyi reddediyor. Umuyorum Uğur Mumcu’nun özlem duyduğu aydınlık bir Türkiye’yi, faili meçhulleri aydınlatarak, gerçek suçluları yakalayıp yargının önüne çıkararak görevimizi yerine getirmiş oluruz.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle