18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 OCAK 2011 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 15 PARAMETAPARA MUSTAFA SÖNMEZ Çalık, Irak’ta yarım milyar dolarlık enerji işi aldı Ülkenin en büyük elektrik santralını inşa edecek olan Çalık, Irak’ta ikinci büyük işi aldı. Holdinge bağlı GAP İnşaat’ın 194 milyon dolarlık yol yapım ihalesinden sonra Çalık Enerji’nin üstlendiği santral 445.5 milyon dolarlık. Ekonomi Servisi Çalık Holding’e bağlı Çalık Enerji, Irak’ta 445.5 milyon dolarlık enerji santralı yapımını öngören anlaşma imzaladı. Çalık, Kerbela’daki “El Hayrat” elektrik santralını inşa edecek. Anlaşmayı, Irak hükümeti adına Elektrik Bakan Yardımcısı Selam Kazzaz ve Çalık Enerji adına Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık imzaladı. Santralın Irak’ta bulunan en büyük elektrik üretim santralı olacağı belirtildi. Kerbela’da yapılacak El Hayrat Santralı’nın yapımına hemen geçilecek. Santralın toplam gücü 1250 megavat. Her biri 125 megavatlık olan toplam 10 üniteden oluşuyor. Santral, yapımına başlandıktan 15 ay sonra elektrik üretmeye başlayacak. Santralın 2 yılda bitirilmesi hedefleniyor. Santral Orta Fırat bölgesinde bulunan Kerbela, Necef, Babil ve Divaniye illerine elektrik sağlayacak. 500 kişiye iş imkânı sağlaması beklenen santral, ilk başta ham petrolle çalışacak, daha sonra gazla çalıştırılacak. Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık, Kerbela gibi kutsal bir yerde santral yapmaktan mutlu olduklarını ve bu projenin Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde önemli bir rol üstleneceğini dile getirdi. Çalık, biri holdinge bağlı GAP İnşaat’ın 194 milyon dolar ve biri de bu santral olmak üzere Irak’ta iki önemli işi aldığını belirtirken Irak’ta tüm elektrik üretim santrallarıyla ilgili olduklarını ifade etti. İnadına İçelim!.. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı döneminde belediye tesislerinde başlatılan “içki yasağı” uygulaması, AKP hükümeti tarafından hızla genişletildi. 2005’te içkili mekânların tecridini öngören “Kırmızı Sokaklar” marifetini sergileyen AKP, devamında yerel yönetimler aracılığıyla içkili işletmelere keyfi yaptırımlar uyguladı. Yaptırıma gerek duymadan, mahalle baskısı ile özellikle Anadolu’nun birçok kenti, içkili mekân bulunmaz hale getirildi. Ama bitmiyor, dur durak dinlemiyor yasakçı zihniyet. Şimdi de tütün ve alkolle ilgili kurul üstünden çemberi daraltmaya gidiyor. AKP iktidarını yasaklar ve vergiler ile iyice içki düşmanı haline getiren, hatta çileden çıkaran şey, içki tüketiminin her kısıtlamaya ve yasağa rağmen hissedilir düşüş göstermemesi. Kısa adı TAPDK olan Tütün ve Alkol Piyasası Denetleme Kurulu’nun 2010’un 9 aylık üretim, ithalat ve ihracat verilerini yıllığa çevirerek tahmin yürütsek, Türkiye’nin 2010’da şarap tüketimi 10 milyon litre daha arttı ve 53 milyon litreyi geçti diyebiliriz. Çok değil, 2004’te bu tüketim 25 milyon litre idi. Demek ki, şarap tüketimi artıyor. Bunda gelen turist sayısındaki artış da etkili elbette. Ama, Türkiye toplumunun daha çok şarap tükettiği bir gerçek. Yılmaz, artış trendindeki cari açığın finansal istikrara ilişkin dikkatle izlenmesi gereken risk olduğunu söyledi Anahtar kelime mali disiplin Benzine gece yarısı zammı Ekonomi Servisi Akaryakıtta indirim bekleyen tüketiciye yeni bir zam haberi daha geldi. Yılın ilk zammına gerekçe olarak, ham petrol ve döviz kurlarındaki artış gösterildi. Akaryakıt ürünlerinden 95 ve 97 oktan benzinlerin satış fiyatı bugünden geçerli olmak üzere litrede 48 kuruş artırıldı. Son 5 yıl içinde benzinin litre fiyatı yüzde 48 arttı. Tüketiciler Birliği Başkan Yardımcısı Mustafa Dinç, “Akaryakıttaki bariz kartel oluşumu dağıtılmadan benzinin ucuzlaması çok zor. Devlet verginin vergisinden küçük bir kalem oynatmayla vazgeçse, benzin bir günde yüzde 7 ucuzlar” dedi. Durmuş Yılmaz aldıkları ve gelecekte alınacak önlemlerin, mevcut konjonktürde finansal istikrarın korunması için gerekli olduğunu, ancak tek başına yeterli olmadığını belirterek “Tüm yetkili organların eşgüdüm içinde olması gerekli” dedi. Ekonomi Sevrisi Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, “Biz mali disipline riayet ettiğimiz ve bunu da daha güçlendirdiğimiz sürece Türkiye bulunduğu ortamı güçlendirerek sürdürecektir. Burada anahtar kelime ‘mali disiplin’. Borçluluk oranlarını aşağı çekmek, popülist politikalardan kaçınmak, ayağımızı yorganımıza göre uzatmak, ama zaman zaman ayağı dışarı çıkarıp yorganın küçük olduğunu görüp daha nasıl büyütürüz sorusunu kendimize sormak gerekiyor” dedi. İstanbul ve Ankara’da katıldığı toplantılarda konuşan Durmuş Yılmaz’ın konuşmasının ana hatları şöyle:  Cari açıkta son 3035 yıllık döneme baktığımızda yüzde 6.3 ile Türkiye realize etti, onun dışında 3 yıl sadece cari fazla verdik. Tabii Türkiye’deki ekonomik büyümeyle cari açık arasında önemli bir ilişki var; çünkü uzun yıllar yüzde 2425 seviyelerinde seyreden tasarrufumuz bugün yüzde 1516 seviyelerine kadar düşmüş durumda. Büyüme için yatırım lazım, yatırım için tasarruf, sermaye lazım. Kendi tasarrufumuz buna yetmiyor.  Rakamlar ülkelerin namuslarıdır doğruluğuna güvenmek hepimizin borcu. Yoksa bunun bedelini çok ağır öderiz. Biz de yönümüzü TÜİK rakamlarına göre belirliyoruz.  Nispi olarak küresel piyasalarda risk iştahı artış eğilimine girmiştir.  Türkiye’de istihdamda iyileşme kaydedilmekle birlikte işsizliğin bir süre daha kriz öncesi oranlara göre yüksek seyredeceğini tahmin ediyorum. DÖVİZİNİZ YOKSA TL İLE İŞLEM YAPIN ılmaz, özel sektörün döviz pozisyonunun dengeli bir seyir izlemesiyle, döviz geliri olmayan kişi ve kurumların döviz cinsi borçlanmamasının finansal istikrara katkıda bulunduğunu belirterek “Dolayısıyla bizim sizlere tavsiyemiz, vatandaşlara tavsiyemiz, ihracatınız yoksa, döviz geliriniz yoksa Türk Lirası ile işlem yapın, Türk Lirası ile borçlanın, Türk Lirası ile ev alın, Türk Lirası ile otomobil alın, Türk Lirası ile yatırım yapın, Türk Lirası ile işlem yapın” dedi Yılmaz, bugün itibarıyla Türkiye’de hanehalkının borçluluk oranının yüzde 16’lar civarında olduğunu, kriz öncesi yüzde 12’li seviyelerden buraya geldiğini, aynı oranın Doğu Avrupa ülkelerinde yüzde 30’ların biraz üzerinde olduğunu söyledi. Y EMTİA FİYATLARINA DİKKAT ‘Başımız derde giriyor’ Ekonomik aktivitenin canlı olması için toplumdaki fertlerin kredi müesseselerine erişimi önemli, ancak bunun istikrarlı, düzenli ve sürdürülebilir olması lazım. Eğer aşırı olursa başınız derde giriyor. Yılmaz görev süresi ile ilgili olarak da “Görev sürem doluyor. Görevime devam etme konusu benim irademle olacak bir şey değil. 5 yılık görev süremde 18 Nisan’da son buluyor” dedi. Verginin vergisi alınmasın Dinç, benzine yapılan son zam karşısında artık ne diyeceklerini şaşırdıklarını, bunu kendilerinin önceki zamlara gösterdikleri tepkilere bir ceza olarak bile düşünmeye başladıklarını vurguladı. Dinç, “Şu an benzinden alınan ÖTV üzerinden ayrıca bir de KDV alınıyor, yani akaryakıtta vatandaş verginin vergisini ödüyor. Sadece bu ÖTV üzerine ek olan KDV alınmasa bile tüketici inanılmaz rahatlayacaktır” diye konuştu. Son 5 yıl içinde benzinin litre fiyatı yüzde 48 arttı. 2006 yılının Ocak ayında benzinin litre fiyatı 2.61 liradan satılıyordu. Fiyat şimdi 4 lira sınırına yaklaştı.  Türkiye’de finans sektörünün güçlü yapısı nedeniyle kredi hacminde güçlü artışlar yaşanmaktadır; biz artık kredi genişlemesinden bir bakıma rahatsız olabilecek noktaya gelmiş durumdayız.  Türkiye’de 3 çeyreklik büyümeye baktığımızda yüzde 8’in üzerinde yüzde 9’a yakın bir büyüme söz ko nusu; mart ayında göreceğiz ki büyümede yüzde 8’in üzerinde bir rakam ortaya çıkacak.  İç ve dış talebin büyüme hızlarındaki ayrışma, hızlı kredi genişlemesi cari açığı arttıyor, Avrupa ve ABD’deki gelişmeler parasal genişlemeye yol açarak cari açığın OVP öngörülerini aşma ihtimalini doğuruyor. ugün itibarıyla enflasyonla ilgili olarak elimizdeki veriler, gelişmelerin bizim orta vadeli hedeflerimizle uyumlu olduğunu gösteriyor. Ancak dünya çok hızlı değişiyor. Özellikle emtia fiyatları açısından birtakım problemler var. O nedenle dikkatli, yakından takip etmemiz gerekir. Enflasyon Sepeti içerisinde gıdanın ağırlığı yüzde 28. Bu yüzde 28 ağırlık özellikle yaş sebze ve meyvenin arz yönlü şoklara çok açık olduğu için dalgalanması son derece yüksek. Merkez Bankası’nda yaptığımız çalışmaya göre, yaş sebze ve meyvenin üretim merkezlerinden tüketim merkezlerine taşınması sırasında yolda yüzde 24’ü kaybediyor, eriyor, çürüyor. Bu da bizim enflasyonla mücadele maliyetimizi arttırıyor. Herhalde önümüzdeki dönemde üzerine eğilmesi gereken konulardan biri de bu. B Geleneksel içkimiz rakıda ise tüm AKP engellemelerine karşın, tüketim, 4042 milyon litreden aşağı düşmüyor. Hatta bu yıl 44 milyon litreye çıktığı tahmin ediliyor. En önemlisi, spor kulübü sponsorluğu bile iptal edilen Efes Pilsen’in domine ettiği bira pazarı kolay kolay gerilemiyor. 2008’de 851 milyon litreye ulaşan bira tüketiminin son iki yılda artışının biraz tempo kaybettiği ve 2010 yılını 800 milyon litre dolayında kapadığı tahmin ediliyor. Hülasa; nüfusa her yıl 1 milyon kişi ekleniyor, gelen turist sayısı 27 milyonu geçti, dolayısıyla içki tüketimindeki artış bu sayılarla çok hızlı değil, ama bir direnme de söz konusu. Üstelik bu direnme, artan içki fiyatlarına rağmen yaşanıyor. TÜİK’e göre, 2010 boyunca rakı fiyatları yüzde 28, şarap fiyatları yüzde 14, bira fiyatları ise yüzde 36 arttı. Kuşkusuz bu artışlarda ana etken alkollü içkilere getirilen yeni dolaylı vergiler oldu. Vergiler, hemen fiyatlara yansıtıldı. Sabit telefonu kapattırırken dikkat Ekonomi Servisi Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Sekreteri Hamdullah Yıldız, tüketicilerin Türk Telekom’da hesap ve hat kapatırken dikkat etmesi gerektiğini belirtirken, kapatma işleminin iptal anlamına gelmediğini ve sabit ücret alındığını ifade etti. Yıldız, farklı sebeplerle telefon hatlarını kapatan tüketicilerin “hattımı kapatın” diyerek başvurduğunu ancak hattın kapatılmasının, sözleşmenin ve telefonun iptal edilmesi, sözleşmenin tüketiciye herhangi bir yükümlülük getirmeden sona ermesi anlamı taşımadığını ifade etti ve kullanıcıyı uyardı. DOĞA DERNEĞİ’NDEN AKBANK’A: HASANKEYF’İ YOK EDECEK ILISU İÇİN ÇED YOK Doğa Derneği, Hasankeyf’i sular altında bırakacak baraj projesine kredi sağlayan Akbank’ın Genel Müdürü Ziya Akkurt’un açıklamalarına tepki gösterdi. Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, soru üzerine “Biz ÇED raporu olan projelere kredi sağlıyoruz” demişti. Doğa Derneği, Ilısu Baraj Projesi’nin ÇED raporu olmadığını belirtirken “Akbank neyin altına imza attığını bilmiyor” ifadesini kullandı. Açıklamada, “Hasankeyf’i yok edecek Ilısu Barajı’nın zaten ÇED raporu yok. Öyleyse Akbank neden bu Ilısu Baraj Projesi’ne kredi desteği veriyor?” denildi. AKP iktidarının alkollü içki tüketiminden aldığı vergi, her yıl biraz daha artıyor. Çok geriye gitmeden, 2006’da 1.5 milyar TL’yi geçen bu kalemin vergisi, 2008’de 2 milyar TL’ye yaklaşırken 2010’da 3 milyar TL’ye yaklaşmış durumda. Bu, 5 yılda alkolden alınan verginin yüzde 100’e yakın artması demek. Toplam vergi gelirleri içinde 2006’da yüzde 1 dolayında olan alkol vergisinin payı, 2010’da yüzde 1.5’e yaklaşmış durumda. AKP’liler, gençliğin işsizlik, yoksulluk ve sürünerek eğitim sorunları söz konusu olunca ortada görünmüyorlar. 1524 yaş grubunun işsizlik oranı yüzde 26. Aynı gençlerin üçte biri, okul yerine insafsız sömürü gerçekleşen işyerlerinde çalışmak zorundalar. Eğitimde olanları, birer müşteri gibi görüp eğitim üstünden soyuyorlar. 3 milyon genç var ki, ne eğitimde, ne işte. Bu gençlik sefaleti karşısında AKP, gençleri alkolden korumak adına yasaklarla, vergilerle alkole kelepçe vurmayı marifet sanıyor, ama nafile…Onca yoksulluk içinde bile alkol tüketimi gerilemiyor. Özellikle gençler, biralarını kaldırarak “İnadına içelim” diyor, isyanlarını bu biçimde de sürdürüyorlar… [email protected] http://mustafasnmz.blogspot.com T.C. ANKARA 3. AİLE MAHKEMESİ’NDEN İLAN ESAS NO: 2009/1460 Davacı DİLBA BAŞARAN AKTÜRK vekili Av. Okan Öçer tarafından davalı BAHADIR AKTÜRK aleyhine açılan BOŞANMA davasında verilen ara kararı gereğince; Davalı BAHADIR AKTÜRK İlanen Tebligat Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalının 1982 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, evliliğin ilk günlerinden bu yana davalı ile anlaşamadıklarını, evin geçimine katkıda bulunmadığını, davalının evi terk ettiğini ve uzunca süredir müşterek çocuklarını bile aramadığından bahisle boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. Adresiniz bulunmadığından dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma günü olan 14/03/2011 günü saat 10.45’te mahkememizde bizzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz aksi halde HUMK’nin 213377 maddelerine göre yokluğunuzda yargılama yapılarak karar verilecektir. Davetiye yerine geçmek üzere keyfiyet İLANEN TEBLİĞ OLUNUR. 23/12/2010 (Basın: 1933) TÜMÖD “ULUSLARARASI PERDE ARKASI İLE ANADİLDE EĞİTİM MESELESİ” SAYI: 2010/462 Talimat 09/12/200 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanmış olan taşınmaz satış ilanında, sehven birinci satış günü 21.01.2010 ve ikinci satış günü de 31.01.2010 olarak yazılmış, olup, işbu hatının giderilerek satışa konu taşınmazların birinci açık artırma tarihi 21.01.2011 ve ikinci açık artırma tarihi 31.01.2011 olarak düzeltilmiştir. (Basın: 2324) C MY B C MY B T.C. OSMANELİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANIDIR Katılımcılar: BAYRAM YURTÇİÇEK (İŞÇİ PARTİSİ Genel Bşk. Yrd.) EROL TOY (YAZAR ) Prof. DR. TOLGA YARMAN (TÜMÖD İstanbul Kolu Bşk.) TARİH: 15 OCAK 2011 YER: ATTİLÂ İLHAN KÜLTÜR MERKEZİ; İSTİKLAL CAD., GALATASARAY LİSESİ KARŞISI, BEYOĞLU, TAKSİM, İSTANBUL SAAT: 14.3018.00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle