23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 2011 PAZARTESİ HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 ‘Derin AKP’ tanımı HAKAN DİRİK KUŞADASI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önümüzdeki seçimlerin AKP’yle derin devlet arasında geçeceği söylemlerine ilişkin “Hangi derin devlet, kozmik odasına girilen derin devlet mi? Derin devlet diye MGK’yi kastediyorlarsa, onun başkanı Cumhurbaşkanı. Seçen de AKP” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, AKP’li belediye başkanlarının yargılanmasına izin vermeyen İçişleri Bakanlığı’nın “yolsuzluk mezarlığına” döndüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, Kuşadası’nda yurttaşlara seslenerek “derin AKP” tanımını gündeme getirdi. Yurttaşlardan buna karşı cesur olmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, “Bedel ödemek gerekiyorsa önce Kemal kardeşiniz ödemeye hazırdır. Domuz bağıyla adam öldürenler dışarıda, silahı olmayanlar içeride. Buna Recep affı denir” dedi. AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın Hizbullah üyelerinin salıverilmesinin arkasında Yargıtay’ın bulunduğu, gelecek seçimin derin devlet ile AKP arasında geçeceği yönündeki iddialarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, Doğan’ın “Şimdiye kadar onlar bizi fişliyordu, şimdi de biz onları fişliyoruz” sözlerini anımsattı. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Baktılar ki kamuoyu vicdanı rahatsız, o zaman suçlu ara Kılıçdaroğlu, ‘Domuz bağıyla adam öldürenler dışarıda, silahı olmayanlar içeride’ dedi Balbay İçeride, Katiller Dışarıda! Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler mayısağustos döneminde 35, eylülGünü. Mesajlar gelecek, bayramımız aralık döneminde ise 44 idi. kutlanacak, TBMM’de bazı Cezaevlerindeki 50 gazeteciye ilave milletvekilleri ellerinde karanfillerle olarak, bir süre tutuklu kaldıktan ya basın bürolarını ziyaret edecek...Ya da gözaltına alındıktan sonra serbest sonra? Hizbullahçı katiller bırakılan ancak haklarında serbest bırakılırken, 676 gündür hapis cezası istemiyle açılan “içeride” olan Mustafa Balbay davalar devam eden 25 ne zaman özgürlüğüne basın emekçisi kavuşacak? Hizbullahçılar bulunmaktadır. Ayrıca, cezaevinde internet kullanırken, yargılandıkları davalarda, Balbay kendisine daktilo haklarında para ya da hapis verilmediği için Silivri’de “elle” cezası verilmiş olmakla kitap yazıyor. Bu tablo hiç mi birlikte mahkeme kararı vicdanları kanatmıyor? Hiçbir Mustafa temyiz edildiği için Balbay iktidar mensubu bayramımızı kesinleşmeyen veya cezanın kutlamasın! “Gazetecilere infazı 5 yıl süreyle ertelenmiş Özgürlük Platformu”nun olan 29 gazeteci daha vardır. açıklamasındaki şu tabloya bir Böylece belirlenen 100’den fazla bakın: gazeteci, yakın vadede hapis cezası “Türkiye’de cezaevlerinde 30 Eylül tehdidi altındadır. Bütün bunların 2010 itibarıyla 44’ü tutuklu 6’sı dışında çok sayıda gazeteci ve hükümlü olmak üzere toplam 50 medya kuruluşu hakkında hapis veya basın emekçisi bulunmaktadır. para cezası talebiyle açılmış en az Cezaevlerindeki gazeteci sayısı 2009 1200 dava mahkemelerde yılının ocaknisan döneminde 29, görülmektedir.” ‘HİZBULLAH’A VAR BALBAY’A YOK’ Kılıçdaroğlu, Salıverilen Hizbullah üyelerinin hapishanede internet kullandığının ortaya çıktığı anımsatılınca “Mustafa Balbay’a daktilo vermezsiniz, öbürüne interneti serbest bırakırsınız... Daha ne söyleyeyim” dedi. ROMAN KURULTAYINA KATILDI Kılıçdaroğlu, Kuşadası’nda “Roman kurultayına” katıldı. Kılıçdaroğlu ve CHP Milletvekili Çetin Soysal’a kırmızı yelek ve kasketten oluşan çeribaşı kıyafeti giydirildi. Germencik’te deve güreşlerinin yapıldığı bölgeyi gezdi. Buradaki develerden birine Kılıçdaroğlu adı verildi. Ayrıca Kuşadası’nda yurttaşlara seslendi ve engelliler merkezini ziyaret etti. Keçilere özgürlük ‘torbadaaa’! den Kılıçdaroğlu, “Tüm yolsuzlukları biliyorlar ama dosyaları açtırmıyorlar. AKP eşittir yolsuzluk. Yargı sürecinde tüm bunların tamamını örtbas etmek istiyorlar. Af kanunlarını yandaşları için çıkarıyorlar. İlk vergi barışı çıktığı zaman bundan yararlanan Recep Tayyip Erdoğan’dı, onun şirketleriydi” dedi. Başbakan Erdoğan’ın RTÜK Yasası’yla edindiği yayın durdurma yetkisi için “Bu faşizme giden yolda AKP’nin uyguladığı bir politikadır” dedi. AKP, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri süren “torba yasa tasarısı”nın içine, ne bulduysa atmaya devam ediyor. Meclis’e 130 madde olarak gelen ve yapılan eklemelerle 216 maddeyi bulan tasarının içinde “yok yok”. “İğneden ipliğe” her türlü mali af amacıyla yola çıkılan torba tasarıda tam anlamıyla “sapla saman” karışmış durumda. Çünkü doğum izninden öğrenci affına, yatırım teşviklerinden “lüks yat”lara vergi affına kadar hemen her alanda düzenleme öngörülüyor. Muhalefet de buna isyan ediyor. Normalde 10’un üzerindeki tasarıda yapılması gereken düzenlemeler tek bir tasarıya “sıkıştırılmış” durumda. İş böyle olunca, bir maddenin uzunluğu 33.5 sayfayı bulabiliyor. Böyle olunca da tasarının incelenmesi, torbaya neler atıldığının fark edilmesi oldukça zorlaşıyor ki, bu da “ne istediğini iyi bilen” hükümetin işine geliyor... Tasarıya öyle bir madde eklendi ki, muhalefet isyan etti. Çünkü, “torba”nın en son marifeti, “keçilere özgürce otlanma özgürlüğü” sağlanması oldu. Orman Yasası’nda değişiklik yapan düzenleme ile ormanlar “özgürce yeşeremeyecek” ama keçiler ormanlarda “özgürce” otlanacak. AKP’nin son açılımı “torbadan çıkan keçilere özgürlük açılımı”! maya başladılar. Yargıtay’a saldırdılar, baktılar tutmuyor. Danıştay’a saldırmaktan da ekmek çıkmayınca, önümüzdeki seçimlerde AKP ile derin devletin hesaplaşacağını söylediler. AKP ile derin devlet hesaplaşacakmış, hangi derin devlet? Kozmik odasına girilen derin devlet mi? AKP, bu ülkenin neresine girmedi. Telefonlarımız dinleniyor. Bütün sırlarımızı biliyor. Kozmik odalara giriyor. İstediği hâkimi, savcıyı, valiyi istediği yere atıyor, be ğenmediği televizyon kanalını artık kapatacak yetkiyi Başbakan’a verdiler. Derin devlet dediler. Şimdi bir kişi çıkıp ‘Derin devlet diye bir şey yok, biz derin devletiz böyle bir amacımız yok’ diyemeyecek. Eğer derin devlet olarak onu kastediyorlarsa MGK orada. MGK’nin başkanı da sayın Cumhurbaşkanı, onu da seçen AKP. AKP, bu süreçte ülkeyi ne kadar kötü, beceriksizce yönettiğini göstermiştir. Bu rahatsızlığın faturasını sağa sola kesmesinler. Kesilen fatura AKP’nin yakasına yapışmıştır.” AKP’nin yargıyı da ele geçirdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu “Önümüzdeki süreçte insanların nasıl mağdur edilip haksız yere mahkum edildiklerini de göreceksiniz. Yandaş yargıçları, savcıları, baskıları göreceksiniz. O baskılar artacaktır. AKP, gitmemek için her tür baskıyı ve şiddeti uygulayacaktır” dedi. İçişleri Bakanlığı’nın AKP’li belediye başkanlarının yargılanmasını engellediğini kayde ‘ÖRGÜT LİDERİ DE İRAN DA’ ‘ADAYLARA EŞİT MESAFEDEYİZ’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Batum ve milletvekili Sevigen, Eyüp İlçe Başkanlığı’nın Nişancı Mahallesi’ndeki Mahalle Temsilciliği’nin açılışına katıldı. Açılışın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek’in istifasının ardından boşalan il başkanlığı için adı geçen tüm adaylara CHP Genel Merkezi’nin aynı mesafede olduğunu belirterek, “İl ve ilçe örgütlerinin görüşlerine öncelik verilerek en doğru seçimi yapacağız” dedi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) ‘Hizbullah üyesi İran’a kaçtı’ iddiası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ceza Muhakemesi Yasası’nın (CMY) 102. maddesinin yürürlüğe girmesinin ardından tahliye edilen Hizbullah yöneticilerinin kaçıp kaçmayacakları merak edilirken Hizbullah’ın başka bir davasından yargılanan askeri kanat sorumlularından Mehmet Nuri Oluk’un, cezası kesinleşince İran’a kaçtığı iddia edildi. Sözcü gazetesinin haberine göre, örgüt lideri Hüseyin Velioğlu’nun öldürülmesinden sonra Hizbullah liderliğine geçen İsa Altsoy’un uzun bir süre boyunca Almanya’da kaldığı ve kısa süre önce de İran’a geçtiği belirlendi. İstihbarat birimleri, Altsoy’un yanında Türkiye’den kaçan bir grup Hizbullah militanının bulunduğunu, aranır durumda olmayan kişiler aracılığıyla örgütle haberleşmesini sürdürdüğünü saptadı. Salıverilen Hizbullahçıların bulundukları yerlerin telefon sinyalleriyle belirlenmemesi için cep telefonu kullanmadıkları, ev telefonlarıyla da konuşmadıkları bildirildi. Bulundukları semtin karakoluna her gün imza atan Hizbullahçıların son derece dikkatli davrandıkları, polis takibinde olabileceklerini değerlendirip “şaşırtma yöntemleri” kullandıkları öğrenildi. Hizbullah’ın yönetici pozisyonunda olan aranan militanlarının yurtdışında olduğunu belirten yetkililer, hapisten çıkanların ise yurtdışına çıkmayıp dernek çalışmalarını yürüttüklerini, yasadışı bir faaliyet içine girmediklerini söylediler. Jaguarlı gençlere risotto, ODTÜ’lülere biber gazı İnsan en azından gençken düzene teslim olmamalı, “dünyayı değiştirebileceğine” inanmalı... Anasından babasından, dedesinden farklı düşünmeli... İnsan gençken sokaklarda olmalı, “genç gibi” giyinmeli, “genç gibi” konuşmalı, “genç gibi” eylemeli... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’ndeki davetine giden bazı gençleri görünce şaşırmadık desek yalan olur. Jaguarlı, takım elbiseli Çankaya’dan çıkınca sanırsınız “ofis”ine gidecek bir işadamı ya da parlamentoya gidecek bir “milletvekili” kıvamında büyümüş de küçülmüş gibi “sözde (!)” gençler... Bu gençler dünyayı “değiştirmeye” değil, “hemen uyum sağlayıp, düzen içinde sağlam bir rol kapmaya” aday görünüyordu. Büyüklerini taklit eden bu “küçük işadamıküçük siyasetçi” modeli gençlerden biri Çankaya Köşkü’ne jaguarıyla gelmiş. Köşk’te de kendilerine “zeytinyağlı vişneli yaprak sarma, risotto üzerinde deniz tarağı, alinazik kebabı ve kestaneli baklava” ikram edildiğini öğrendik... Bazı gençler jaguarla Çankaya Köşkü’ne çıkar risotto yer... Bazıları sokaklarda polisten dayak yer, biber gazı yer... Yaşasın AKP’nin “ileri demokrasisi”! ARINÇ: YARGIDAKİ AÇIĞIN SEBEBİ YARSAV ALANYA (AA) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CMK’nin 102. maddesi gereği, bazı sanıkların tahliye edilmesine ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine; başlangıç mahkemelerinde davaların uzun sürdüğünü, Yargıtay’ın da temyiz sürecinde geç karar verdiğini belirterek Yargıtay’ın dosyaları karara bağlama sürecinde aksaklıklar yaşandığını söyledi. “Yargıtay’ın üye sayımız az, iş yükümüz çok fazla” dediğini hatırlatan Arınç, Adalet Bakanlığı’nın hâkim ve savcı almak istediğini ancak buna YARSAV’ın engel olduğunu savundu. Arınç, “Hukuk fakülteleri senede 6 bin mezun veriyor. Bu mezunlar arasında hâkim ve savcı olabilmek için sınavlara giren gençlerimiz var. Ama her sınav açıldığında Danıştay, idare mahkemeleri YARSAV’ın itirazlarıyla, şikâyetleriyle karşılaştı ve binlerce gencimizin hâkim ve savcı olmasının önü kesildi” dedi. ‘PARTİLER SEÇİM GÜNÜ BİLGİSAYARLARI İZLEMELİ’ İstanbul Haber Servisi Beykoz Vakfı tarafından dün düzenlenen “Demokratik Türkiye ve yenilenen CHP” konulu panelde konuşan eski CHP Milletvekili Bülent Tanla, “Parti temsilcileri, seçim sisteminde kullanılan bilgisayar programının yazılımının içeriğine denetlemeli” dedi. AKP’nin iktidara gelmesinin ardından toplumun mutsuzlaştığına dikkat çeken Tanla “Seçimlerde sandığa elbet sahip çıkılmalıdır, ancak bu yeterli değil. CHP ve parlamentoda grubu olan 4 partinin Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim verilerinin aktarıldığı bilgisayar programının yazılımına da müdahil olabilmeli, denetleyebilmeli. Seçim günü de verilerin akışını izleyebilmeli” dedi. Panele katılan gazeteci Can Ataklı da partilerin YSK’nin seçim bilgisayar sistemini incelemesi ve bunun üzerine gitmesi gerektiğini vurgulayarak “Yazılım programını kim pazarlıyor, ihalesi kime verildi?” diye konuştu. CHP’de önseçim olacak mı? CHP kurultayından sonra artık gözler seçime çevrildi. Herkes milletvekili adaylığı hesabı yapıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ne kadar sıklıkla “Adaylarımız büyük ölçüde önseçimle belirlenecek” derse desin, CHP kulislerinde yaygın bir önseçime pek ihtimal verilmiyor. Önseçimin “sembolik” olacağını söyleyen bir milletvekili bunun gerekçelerini şöyle anlattı: “Genel başkanın bu sözü de, bir sonraki seçime kalabilir! Adayların hangi yöntemle belirleneceğine parti meclisi karar verecek. PM’nin yarısından fazlasını değil parti üyeleri, biz bile tanımıyoruz. Yarın bunlar önseçime girerse hiçbir şansları olmaz. Bu nedenle, PM’den öyle kolay kolay önseçim kararı çıkmaz. Genel başkan bu ‘isimsiz kahraman’ dediği kişileri nasıl milletvekili seçtirecek? Bu kişileri büyük kentlerden aday gösterecekse buralarda nasıl önseçim yapacak?” Canikli’den yanıtlar... Geçen hafta burada, CHP Tunceli memleketinde kaç tane ihale Milletvekili Kamer Genç’in, bütçe alınıyor” sorularını yöneltmişti. görüşmeleri sırasında AKP Grup Canikli’nin de o sorulara yanıt Başkanvekili Nurettin Canikli’ye vermediğini belirtmiştik. Canikli, yönelttiği bazı sorulara yer kürsüden “zaman yetersiz” olduğu vermiştik. Genç, “Başbakan’ın yakını gerekçesiyle genel kurulda olduğu bilinen Güneş Albayrak veremediği yanıtları köşemize iletti: Ticaret ve Turizm Anonim “Bahsi geçen kişi akrabamdır. Şirketi’nin İstanbul Halk Rahmetli babam, Selahattin Bankası Şubesi’nden İSKİ Süleymanoğlu’nun annesinin alacakları karşılığında kredi dayısıdır. Bu kişinin genel açılmasının uygun müdür yardımcılığı ya da başka görülmediği doğru mudur?.. bir göreve gelmesinde hiçbir Bunun üzerine aynı firmaya aracılığım ve dahlim söz Ankara kurumsal şubeden konusu değildir. Güneş kredi açıldığı ve bu krediyi Albayrak isimli firmaca Halk Kamer açan müdürün, Selahattin Bankası’ndan kredi kullanılıp Genç Süleymanoğlu’nun genel kullanılmadığı, kredi talebinin müdür yardımcılığına terfi kabul edilip edilmediği ettirildiği doğru mudur? Terfi ettirilen konularında en ufak bir bilgiye sahip bu şahsın AKP Milletvekili Nurettin değilim. Geçmişte Albayraklar Canikli’nin yeğeni olduğu doğru Grubu’nda ‘mali işler müdürü’ olarak mudur?.. Canikli’nin geçmişte görev yapmadım. Benim seçim Albayrak Grubu’nda mali işler bölgem Giresun’da kaç tane ihale müdürü olarak çalıştığı doğru yapıldığını, kimlerin aldığını mudur? Nurettin Bey, senin bilmiyorum.” ‘Hizbullah bir daha silaha sarılmaz’ Tahliye edilen Hizbullah yöneticilerinin avukatı Sıdkı Zilan da kaçma ihtimali konusunda Cumhuriyet’e konuştu. 10 yıl tutuklu kalan birinin tutuklanamayacağını belirten Zilan, “Bu işin o yönü de var. Karakola gidip imza atmasını zorunlu kılan bir hukuki düzenleme de yok” dedi. Yakınları katledilenlerin Hizbullah’tan korktuğunun belirtilmesi üzerine ise Zilan, “Herkesten korkmamak lazım. O ortamı yaratmak lazım” dedi. Hizbullah’a yönelik kamuoyu tepkisinin anımsatılması üzerine Zilan, “PKK medyası yapıyor. Başkaları da olay yaptı. Öcalan da KCK’liler de Ergenekon’dan yargılananlar da bırakılsın. Ama bir daha o kardeş kavgasını yaşamayalım. Hiçbir şey olmayacağına dair ben size güvence veriyorum. Hizbullah adam da öldürmez, bir daha da silaha sarılmaz” dedi. Mustazaf Der Genel Başkanı ve Hizbullah davası avukatlarından Hüseyin Yılmaz ise Hizbullah üyelerinden hiç kimsenin yurtdışına kaçmadığını ve imza vermemeleri gibi bir durum olmadığını söyledi. PKK LİDERİ, HİZBULLAHÇILARIN SERBEST BIRAKILMASINA TEPKİ GÖSTERDİ: Bu caniler nasıl bırakılır? Yurt Haberler Servisi Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan, Hizbullah terör örgütü yöneticilerinin tahliye edilmesine tepki göstererek “Hizbullahçıların bırakılması tesadüf değil. Bazı şeylerin hazırlığı yapılıyor olabilir. Solu milliyetçilikle bitirdikleri gibi demokratik Kürt hareketini siyasal İslamla bitirmek için yapılan bilinçli politikalardır ve birbiriyle bağlantılıdır” iddiasında bulundu. İmralı Cezaevi’nde görüştüğü avukatlar aracılığıyla mesaj gönderen Öcalan, şunları söyledi: “Bu katilleri, canileri, vahşice cinayet işleyenleri bırakıyorlar ve halaylarla, kutlama havasında karşılanıyorlar! Bunlar Diyarbakır’da oluyor. Diyarbakır on binlerce evladını verdi. Gençlerimizi vahşice doğradılar. Diyarbakır’da nasıl oluyor bunlar, Diyarbakır’da yüzde seksen oy alınıyor, nasıl oluyor? Diyarbakır halkı yurtseverdir, bilinçlidir ama demek ki örgütlenemiyorlar, onlara öncülük yapılamıyor! Bu adamlar sıradan suçlular değildir. Bu katilleri öyle sıradan suçlularmış gibi bırakamazlar. Eğer bizimkilerin içinden böyle benzer canice işler yapanlar varsa onları da bırakmasınlar.” Özsavunmayla ilgili söylediklerinin yanlış anlaşıldığını belirten terör örgütü lideri Öcalan “Bu Hizbullahçılarla da konuşulur, eğer eski tarzlarında devam etmeyeceklerse, kendilerini legal olarak ifade edeceklerse onlar da çağrılır, hem Konsey’de hem Kongre’de kendilerini temsil edebilirler. Eğer eski tarzda devam edeceklerse o zaman özsavunma devreye girer, onlara Diyarbakır’da yer verilmez” dedi. Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül parlamentokulisi@gmail.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle