22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 12 EKONOMİ İlk bilgisayar 65 yaşında İlk kez 7 Ocak 1946’da ‘ENIAC’ adıyla kullanımına başlanan elektronik bilgi işlem cihazları (yani bilgisayarlar) 65 yaşında. ABD ordusu için geliştirilen ilk ENIAC 30 ton ağırlığında, 167 metrekare hacminde iken, zamanla küçüldü, ucuzladı, günlük hayatın vazgeçilmezleri arasına girdi. Son teknoloji harikası tablet bilgisayarlar, bilgisayar ve internet dünyasını tamamen dokunmatik erkanla işleyen bir platforma taşıdı. Randevual.com’un 2010 istatistiklerine göre online randevuların yüzde 66’sı kadınlar tarafından alınıyor. Online randevu, yüzde 28 oranında 2330 yaş arasındaki kullanıcılar, yüzde 31 oranında 3140 yaş arasındaki kullanıcılar tarafından tercih ediliyor. Randevual.com’dan alınan online randevuların yüzde 37’si diş hekimleri için alınıyor, bunu yüzde 31 ile diyetisyenler izliyor. CUMHURİYET 10 OCAK 2011 PAZARTESİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr Kadınlar online randevuyu sevdi 5500 ağaç kurtuldu Türk Telekom son 3 yılda eöğrenme faaliyetleri sayesinde yaklaşık 5 bin 500 ağacı kesilmekten kurtardı. Kurum içi eğitimlerini internet üzerine taşıyan Türk Telekom, çalışan başına eğitim maliyetlerinde yaklaşık yüzde 90 tasarruf etti. Türk Telekom Akademi tasarruf uygulaması ile 2010 yılında Bilişim Yıldızları Yarışması eeğitim kategorisinde birinci oldu. PARAMETAPARA MUSTAFA SÖNMEZ Öğrencilerin İsyanı Bu Defa Başka... Türkiye’de, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde, Kuzey Afrika’da Tunus’tan Cezayir’e hızla öğrenci protestoları, isyanları yaygınlaşıyor. Bu öğrenci protestolarını, 1960’ların, 1970’lerin eylemlerinden farklı kılan yanlar var. Öncekilerde, öğrenci gençlik, “işçi sınıfının aydını olma”, onlara öncülük etme, “bilinç taşıma” adına örgütlenir, eylemler ortaya koyardı. Bugünkü öğrenci eylemlerinde bu motif eksik olmasa da, asli olan bu değil. Bu defa başka. Bugünün eylemlerinde, öğrenciler, bizzat kendi başlarına gelen musibetleri savuşturmak, kapitalizmin kendilerine ettikleriyle hesaplaşmak ve en önemlisi gelecekte başlarına geleceklerin kaygısıyla hareket ediyorlar. Öğrenciler, üniversitede güvencesiz çalıştırılan genç asistanları da bir mücadele bileşeni olarak yanlarında buluyorlar. Kapitalizm öğrencilere ne yapıyor? Günümüzün neoliberal kapitalizmi eğitimi ticarileştirip piyasalaştırdı. 1980 öncesinde kamusal bir hizmet olan, parasız eğitim, bugün meta haline getirildi. Metalaşan eğitim öğrencilere, ailelerine para ile satılıyor. Türkiye’deki eğitimden gidelim. Daha ilköğrenimden itibaren sınav maratonları için bir dershane koşuşturması ve aile bütçesinden dershanelere akıtılan paralar… Sonrasında lise eğitimi boyunca özel okullara akıtılan paralar, kamu görünümlü okulların velilerden sürekli sızdırmaya çalıştıkları kaynaklar… Üniversite için yine dershanelere akıtılan paralar… Üniversite çağında vakıf üniversitelerine aktarılan neredeyse küçük bir servet boyutunda aile kaynakları, kamu üniversitelerinde örtülü örtüsüz harcamalar ve kalitesi iyice düşen bir üniversite eğitimi… Öğrencilerin yetersiz burslar, öğrenci kredileri ile geçinme zorlukları, sağlıksız yurt, barınma koşulları… Bütün bunlar kendilerine “müşteri” muamelesi yapılan öğrencinin ve ailesinin isyanına yol açıyor. Aile sineye çekse de öğrenci gençler, haklı olarak, artık bu istismara katlanamıyor. Günümüz öğrenci eylemlerine damgasını vuran bir gerçeklik de “geleceksizlik kaygısı”… Artan işsizlik, özellikle küresel krizle gelen yeni işsizlik dalgası gençlerde, büyük endişelere yol açıyor. Bu, her ülkede böyle. ABD’de, AB ülkelerinde yüzde 10’un üzerine çıkan ve uzun süre bu oranın altına inmeyecek işsizlik, gençliği, mezuniyet sonrasının bilinmezliğine sürüklüyor. Türkiye koşullarında resmi işsizlerin üçte birini oluşturan 1 milyon kişinin 1524 yaş grubundaki gençlerden oluşması yeterince endişe verici. Gençler arasında resmi işsizlik tarım dışında, kentlerde yüzde 26’yı biliyor. Daha da kaygı verici olan, 3 milyon gencin ne eğitimde ne de işte olması. Bu durumda 1 milyonu resmi işsiz, 3 milyonu işgücü dışında olmak üzere, 4 milyon genç nüfusun işsiz ve atıl olduğu bir ülkenin ağır havasını soluyor gençlik. Yeterince kaygı verici, yeterince gelecekten endişe duymaya neden olan bir tablo bu… Buna bugünden isyan etmeyip de ne yapsın gençlik? Diplomalar, en güzel yılları harcayarak, kıt aile kaynaklarını kullanarak elde edilecek, ama o diplomalar iş kapısını açamayacak… Bu acımasızlığı yaşayan milyonlarca genç örneği gözünün önünde duruyorken, üniversiteli bu geleceksizliğe nasıl isyan etmesin!.. Eylemci öğrencilerin en yakın müttefiki yine üniversiteden, genç asistanlar. Lizbon Sözleşmesi’yle başlayan Bologna Süreci çerçevesinde üniversitelerde piyasalaşma ve ticarileşme artarken üniversitenin akademik kadrosu da bir “maliyet öğesi”ne dönüştü. Öğretim elemanlarının maliyetini en aza indirdiği sürece, eğitim işletmesi kârını maksimize edecekti. Bunun için de güvencesiz çalıştırma, iş yükünü maksimize etme, en düşük ücreti ödeme öne çıktı. Avrupa ve ABD üniversiteleri arasındaki kârlılık temelindeki rekabetin ve neoliberal politikaların bir ürünü olan Bologna Süreci’nin asistanlara yansıması, iş güvencesinin giderek daha fazla ortadan kaldırılması şeklinde oldu. İş güvencesinden yoksun bırakılan asistanlar böylece sermayenin talepleri doğrultusunda kâr getiren projelere yönelmek zorunda bırakıldılar. Genç asistanlar, öğrencilerle aynı safta, üniversite ve yükseköğrenimin piyasalaşmasına karşı eşit, parasız ve kamusal bir yükseköğretimi savunuyorlar. Üniversitede paranın değil, bilim ve sanatın hâkim olabilmesi için sermayenin her düzeyde üniversiteden dışlanmasını istiyorlar. İtiraz, üniversitelerin kendi mali kaynaklarını yaratması ve bunun sonucunda sermayenin mütevelli heyetleri ya da benzeri şekillerde üniversite yönetiminde yer alması anlamında bir “özerkliğe”… Eylemler, öğrencilerin sadece müşteri ve ürün olarak üniversiteye “katılımının” öngörülmesine karşı. İstenense şu: Tam anlamıyla bir akademik özgürlük, öğrencilerin ve emekçilerin kendi öz örgütleri aracılığıyla gerçek katılımı. Uzmanlara göre 2011’de akıllı telefonların virüsler tarafından hedef alınması giderek artacak Akıllılar hedef tahtasında kıllı telefonların yaygınlaşması, 2011’de siber suçları arttıracak. Trend Micro, 2011’de özellikle akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla siber suçların daha da artacağı uyarısında bulundu. Windows XP ve Windows 2000 kullanıcıları ise riski yüksek bir diğer grup. Uluslararası antivirüs kuruluşu ESET de, zararlı yazılım sayısının 2011’de 50 milyon adede çıkmasının beklendiğini, en büyük saldırıların ise Facebook, Twitter gibi sosyal platformlara ve taşınabilir cihazlara yönelik olacağının öngörüldüğünü duyurdu. Uzmanlar, akıllı telefonların hedef alınmasının giderek artacağını, dolandırıcılık içeren sosyal mühendislik saldırılarının ise devam edeceği uyarısında bulundu. Trend Micro’nun yaptığı çalışmalar, her 1.5 saniyede yeni bir siber tehdidin hayata ge A Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kullanımı hızla artan akıllı telefonlar, siber suçluların da gözde hedeflerinden biri haline geliyor. Yapılan çalışmalara göre, her 1.5 saniyede yeni bir siber tehdit hayata geçiyor. çirildiğini ortaya koyuyor. 2011’de bu süre daha da kısalacak çünkü siber suç dünyası günümüzde uyuşturucu ticaretinden daha yüksek bir ciroya ulaşmış durumda. Kullanılan işletim sistemlerinin çeşitlenmesi ve aynı oranda mobil cihaz kullanımının artmasıyla 2011 siber suçlular için oldukça verimli olacak. Siber suçlular geliştirdikleri “malware harekâtları” ve malware (kötücül yazılım) içeren epostalarla sosyal mühendisliğe yeni bir halka ekleyecek. Trend Micro tehdit araştırmalarına göre şimdiden en fazla dolaşan malware saldırılarının yüzde 80’i kullanıcı sistemlerine web üzerinden ulaşıyor. 2011’de uygulamalardaki açıkların değerlendirilmesiyle, çeşitli işletim sistemlerinde, programlarda ve web tarayıcılarındaki sömürüler artacak. 2011’de Windows 2000/Windows XP SP2 gibi eski sistemler üzerinde yoğunlaşan saldırılar da hızla tırmanışa geçecek. Dünya genelinde 500 üzeri kullanıcıya sahip kurumlar arasında yapılan güvenlik araştırması, Türkiye’de büyük kurumlarda dahi çok önemli güvenlik açıkları olduğunu gösteriyor. Araştırma kapsamına giren firmaların tamamında aktif malware bulunuyor. Yüzde 66’sında ise bilgi hırsızlığı için kullanılan malware’ler tespit edildi. YENİ ÜRÜN GSM OPERATÖRLERİ Hem tablet hem dizüstü Lenovo’nun yeni ürünü hem tablet hem de dizüstü bilgisayar özelliği taşıyor. Üstelik ürün hem Android hem de Windows dilini konuşuyor. Lenovo, LePad tabletli IdeaPad U1, iki farklı işletim sistemi arasında geçiş yapabiliyor. LePad, 1 kg’dan daha hafif ve 1.5 cm’den az kalınlığıyla kolay taşınabiliyor. Ayrıca, LePad, sekiz saate kadar süren pil ömrüyle kullanıcılara tüm gün boyunca mobil iletişim imkânı sağlıyor. MTV Turkcell’de Turkcell aboneleri, 2011 yılı Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) tutarlarını ve geçmiş yıllara ait borçlarını tek SMS ile öğrenebilecek. Ocak sonuna kadar ödenmesi gereken MTV bilgisi almak isteyen Turkcell’liler, (MTV PLAKANO) yazıp 1189’a kısa mesaj göndermeleri halinde, cep telefonuna 2011 ocak ve temmuz ayı taksitlerinden her birinin tutarı SMS olarak bildirilecek. Gençler artık daha az TV izliyor arçlık Pazarı 2010 yandan cep telefonu bilgi nu televizyon başında gearaştırmasına göre sayar veya dergi gibi başka çirdikleri saatlerde artış gözgençler eskisi kadar şeylerle uğraştıklarını orta leniyor. Gençlerin yarısından televizyon izlemiyor. Youth ya koydu. fazlası düzenli olarak dizi izRepublic ve Synovate işAraştırmaya göre gençler liyor. İnternetten dizi izleyen birliğiyle gerçekleştirilen haftada 24 saat arası te çalışan gençlerin oranı yüz2010 Türkiye Gençlik Pazarı levizyon izliyor ve hafta so de 5’te kalırken, lise öğAraştırması’na göre, gençrencilerinde bu sayı yüzde lerin eskisi gibi pür13, üniversite öğrendikkat televizcilerinde ise yon izlemeyüzde 27. diğini, Türkiye bilgi teknolojileri ve iletişim sektörü, 2010’da b i r 27.3 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşırken, hizmetler alanında büyümenin 2011’de yüzde 8.3 olarak gerçeklemesi bekleniyor. Bilişim Sanayicileri Derneği’nin açıkladığı verilere göre, 2009’da yüzde 4.3 küçülen Avrupa bilişim pazarı, 2010’da yüzde 1.2 büyüdü. Bilişim pazarı 2010’da dünyada 2.5 trilyon Avro’ya ulaşırken, Türkiye bu pazardan binde 8’lik pay aldı. Donanımın toplam büyüklüğü yüzde 8.3 büyümeyle 5.6 milyar dolara ulaşırken, PC talebinde hızlanan artış 2010’da da devam etti ve üçüncü çeyrek sonunda toplam 853 bin PC satışı gerçekleşti. Satışların dağılımında üçüncü çeyrek rakamlarına göre, 297 bin adet masa üstü, 557 bin dizüstü bilgisayar satıldı. Böylece bilgisayar pazarının dağılımı yüzde 68 dizüstü, yüzde 32 masa üstü bilgisayar olarak gerçekleşti. Yeni yaşam servisleri Vodafone, Türkiye’deki abonelerine yeni bir hizmet başlattı. Kadın Yaşam ve Erkek Yaşam servisleri, kadınları ve erkekleri ilgilendiren farklı konulardaki gelişmeleri, trendleri ve haberleri cep telefonuna ücretsiz taşıyor. Abonelerin ABONE KADINYASAM ve ABONE ERKEKYASAM yazarak 7070’e mesaj göndermeleri yeterli. Pro2000 C7 Türkiye’de Pro2000’in oyun tutkunları için ürettiği yeni masaüstü bilgisayarı Pro2000 C7 raflarda yerini aldı. AMD Phenom 6 çekirdekli işlemcilere sahip Pro2000 C7, 1 GB DDR3 ayrılmış video belleği ile rakiplerinden ayrılıyor. Pro2000 C7’ye özel olarak 125 watt yerine 95 watt güç tüketimiyle sunulan 2.8 GHz hızlı işlemci, Turbo CORE modunda 3.3 GHz’ye kadar yükselerek performansını da artırıyor. Pro2000 C7 868 dolara satılıyor. H PC’ye talep arttı 2000 dakika bedava 4 büyüğün taraftarları Avea ile 2000 dakika konuşmaya devam ediyor. Taraftarların futbol aşkına ortak olan KARTALCELL, Fenercell, GSMobile ve TrabzonCell futbol tutkunlarına hizmet vermeye devam ediyor. Kampanyaya kayıt olan yeni ve mevcut aboneler 30 TL yükleme karşılığında kampanyadan yararlanabiliyor. mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr 10 milyon kişiye ‘tohum’ mektubu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, yanlış bilgiye dayalı, eksik ve kasıtlı haberlerle tohumculuğa zarar verildiği gerekçesiyle aralarında sade yurttaşlar, sivil toplum örgütleri, üniversiteler gibi kurum ve kuruluşların da bulunduğu 10 milyon alıcıya elektronik posta yollayarak AKP hükümetinin tarım politikalarını anlatmayı hedefliyor. “Şehir Efsanelerinin Gölgesinde/Tohumda Yanlış Bilinenler” başlığı altında gönderilecek postada “Tohum ve tohumculuk gibi çok önemli bir konuda eksik ve yanlış ‘bilgiye dayalı haberler’, daha kötüsü kasıtlı çalışmalar, ülkemiz tarımına ve tohumculuk sektörüne büyük zararlar veriyor. Tohum etrafında zaman zaman tam bir ‘kara propaganda’ya dönüşen bu söylemlerle, tarım sektörü büyük bir haksızlığa uğratılıyor” deniliyor. Eker, iletide yurttaşlara “merak etmeyin” uyarısında da bulunarak, şu ifadelere yer veriyor: “Bilimsel gerçekler yerine, şehir efsaneleri ortalığı kaplıyor. Ancak vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Tarım ve gıdanın her alanında olduğu gibi, tohum alanında da bilgimizin, gücümüzün, yetkinliğimizin farkındayız. Bütün bu yanlış, kasıtlı ‘kara enformasyon’a rağmen işin doğrusunu biliyoruz ve bunun gereğini yapıyoruz, yapacağız. Kısacası diyorum ki: Merak etmeyin, tohumda da işler yolunda.” Geçen yıl 102 milyon 700 bin kişi uçtu ÖZCAN YAŞAR Süt fiyatlarına dikkat! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, bu yıl özellikle süt, pirinç ve şeker fiyatları konusunda bolca spekülasyon yapılacağı bir dönemden geçileceğini belirterek bu konuda yapıcı tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğini söyledi. Yetkin,, “Özellikle süt fiyatları iyi izlenmeli. Çünkü yem fiyatları arttı. Üretim fazlası var. Devlet ihracat kapılarını açmalı. Okullarda ve askeriyede süt tüketimi konusunda kampanyalar düzenlenmeli” dedi. Son dönemde pirinç fiyatlarında da kıpırdanmalar meydana geldiğini ifade eden Yetkin, bazı kişilerin pirinç stokladığını ve adeta “pusuya yatıp beklediklerini” söyledi. Yetkin ayrıca şeker ve buğday fiyatları konusunda şimdiden spekülasyonların başladığına dikkat çekti. Türkiye’de geçen yıl uçakla seyahat edenlerin sayısı 102 milyon 700’e ulaştı. Avrupa ülkelerindeki artış oranı yüzde 5 düzeyinde kalırken Türkiye’deki artış 20.1 olarak gerçekleşti. Türkiye’nin en büyük sınır kapısı olan Atatürk Havalimanı’ndan 32 milyon yolcu geçiş yaptı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün (DHMİ) 2010 yıl sonu verilerine göre, 2010’da iç hat yolcu sayısı 50 milyon 516 bin, dış hat yolcu sayısı da 52 milyon 189 bin olarak gerçekleşti. Ayrıca, geçen yıl havalimanlarına inişkalkış yapan uçak sayısında da yüzde 16.4 artış görüldü. 2009’da 788 bin 469 uçağın inişkalkış yaptığı havalimanlarında geçen yılki trafik 917 bin 461 olarak kaydedildi. 2011’de de iç hatlarda uçuşlara başlayacak şirketler sayesinde yolcu ve uçak sayısında artış beklediklerine dikkat çeken yetkililer, bu yıl yaklaşık 125 milyon yolcu sayısına ulaşılabileceğini de kaydettiler. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle