Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2010 CUMARTESİ
14 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
Defileye namazlı protesto
MARDİN (Cumhuriyet) - Mar-
din’deki 44 sivil toplum kuruluşu,
modacõ Cemil İpekçi’nin hazõrladõğõ
“Bir Doğu Masalõ Dört Mevsim” de-
filesinin Kasõmiye Medresesi’nde ya-
põlmak istenmesine medresede cuma
namazõ kõlarak tepki gösterdi. Cuma
namazõnõn ardõndan Mardin Sivil
Toplum Kuruluşlarõ Platformu, defi-
lenin yapõlacağõ havuz başõnda yazõlõ
basõn açõklamasõ yaptõ. Açõklamayõ
okuyan Diyanet-Sen Mardin Şube
Başkanõ Abdulkadir Kurtuluş , defile-
nin cami avlusunda yapõlmak isten-
mesine karşõ olduklarõnõ belirterek,
etkinliğin halkõn duygu ve düşüncele-
rini hiçe saydõğõnõ ileri sürdü.
Dostları, Kemal’i anlatıyor
Kültür Servisi - Yapõ Kredi Ser-
met Çifter Salonu, Yaşar Kemal fo-
toğraflarõndan oluşan “Al Gözüm
Seyreyle” sergisi kapsamõnda; Türkan
Şoray, Selim İleri ve Zülfü Livane-
li’yi ağõrlõyor. 27 Eylül’de saat
18.30’da başlayacak “Bizim Gözü-
müzden Yaşar Kemal” başlõklõ söyle-
şide, konuşmacõlar yakõn dostlarõ Ya-
şar Kemal’i anlatacaklar.
‘Hemera’ heykeli çalındı
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ankara Grup Sanat Galerisi’nin
bahçesindeki, elinde altõn varaklõ gü-
neş bulunan 140 kg ağõrlõğõndaki
“Hemera” adlõ bronz kadõn heykeli
çalõndõ. Galerinin sanat direktörü
Çiğdem Telli iki metre yirmi santim-
lik heykelin, kamera kayõtlarõna göre
üç kişi tarafõndan çalõndõğõnõ söyledi.
Obama’ya Havana daveti
Kültür Servisi - Amerika’nõn ne-
redeyse yarõm yüzyõldõr ambargo
uyguladõğõ Küba’nõn efsanevi dans
ustasõ Alicia Alonso, Amerikan Baş-
kanõ Barack Obama’yõ “sanatõn, aş-
kõn ve yaşamõn güzelliğini görmesi
için”, ailesiyle birlikte Havana’da
düzenlenen uluslararasõ bale festiva-
line davet etti. Festival 28 Ekim’den
7 Kasõm’a kadar sürecek.
Genç sinemacılar festivali
Kültür Servisi - 13 - 19 yaş arasõ
“genç yönetmenlerin”, çektikleri kõsa
filmleriyle, International “Teen Shorts
Film Festival”deki yarõşlarõ sürüyor.
Geniş bir katõlõmõn gerçekleştiği festi-
vale, İsviçre, Avusturya gibi ülkelerin
yanõ sõra, Türkiye’nin farklõ illerinden
de katõlõm var. Jürisinde; Ümit Ünal,
Selim Demirdelen, Selim Evci gibi
usta isimlerin yer aldõğõ festival, 1
Ekim’de sona erecek, festival filmleri
de son güne kadar Beyoğlu Sinema-
sõ’nda gösterimde olacak.
Eddie Fisher öldü
Kültür Servisi - 50’li yõllarõn po-
püler şarkõcõsõ Eddie Fisher, Kalifor-
niya Berkeley’de, 82 yaşõnda hayatõnõ
kaybetti. Çarşamba günü, geçirdiği
ameliyattaki komplikasyon sonucu
hayata veda eden sanatçõ, ellilerin
gençliği için önemli bir ikondu. Bir
evliliği Elizabeth Taylor’la olmak
üzere, beş kez evlenen ve dört çocuğu
olan Fisher “Thinking of You”, “Any
Time and Oh”, “My Pa-pa” gibi ünlü
şarkõlarõyla hatõrlanacak.
‘51 Sanatçı 51 Eser’
Kültür Servisi - “51 Sanatçõ 51
Eser” başlõklõ sergi bugün saat
18.00’da Yavuz İşler Sanat Evi’nde
açõlõyor. 51 sanatçõya ev sahipliği ya-
pan sergide, sanatseverlerin, eserle-
rin kopyalarõ yerine orijinallerini edi-
nebilmeleri amacõyla her eserin fiyatõ
300 TL olacak. 2 Ekim’e dek görüle-
bilecek sergiye Azniv Çoban, Zuhal
Neccar, Ayşe Oraloğlu, Semral Sağ-
lam, Hande Erşahin, Ayşe Saray,
Yurdanur Özdinç, Aynur Barçõn,
Nadia Garakyan, Meline Talas, Ya-
vuz İşler, Dmitri Sawastin, Serap Şa-
hin, Mesude Kõlõç, Yasemin Aliköle-
oğlu, Zeynep Sesigüzel, Sumru Çõ-
nar ve Eyşan Sesigüzel’in de olduğu
sanatçõlar katõlõyor.
‘Hayat’ üzerine oyun: ‘Çatı’
Kültür Servisi - Bu sezon kurulan
tiyatro topluluğu “Serbest Bölge”nin
ilk oyunu “Çatõ”, hayatta kalmanõn
anlamõ ve bu anlamõn gerçekliği üze-
rine sonuçsuz bir öyküyü anlatõyor.
Görkem Şarkan’õn hem yazarlõğõnõ
hem de yönetmenliğini yaptõğõ oyun;
25 Eylül ve 2, 16, 30 Ekim günlerinde
Taksim İkincikat’ta, 7 Ekim’de ise
Kumbaracõ50’de sahnelenecek.
Karikatür Yarışması’
Kültür Servisi - Çalõşan çocukla-
rõn iş yaşamlarõnõ konu alan karikatür-
leri bir yarõşma altõnda buluşturarak,
karikatür sanatçõlarõnõn ve kamuoyu-
nun dikkatini çekmeyi amaçlayan ‘Fi-
şek Enstitüsü Çalõşan Çocuklar Bilim
ve Eylem Merkezi Vakfõ’ tarafõndan
düzenlenen “Çalõşan Çocuk Karika-
türleri Yarõşmasõ”na başvurular başla-
dõ. 16 Ekim tarihine dek katõlõmõn sü-
receği yarõşmanõn bu yõlki konusu
“Çalõşan Kõz Çocuklarõ”. Yarõşmanõn
20 Ekim’de sonuçlanacağõ etkinlik
için detaylõ bilgi: www.fisek.org.tr ve
http://www.karikaturvakfi.org .
Görünürde ‘içki’ sebep olarak
gösterilse de Tophane’de son yõllarda
yaşanan gerilimin arkasõnda pek çok
neden yatõyor. Bölgenin İstanbul’un
önemli rant alanlarõ arasõnda yer
almasõndan soylulaştõrma projelerine,
farklõ yaşam tarzlarõnõn çatõşmasõndan
yükselen muhafazakârlõğa, mahalle
baskõsõna olayõn gerisinde yatan birçok
neden gündemi meşgul ediyor. Dün
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn
yaptõğõ açõklamalar yaşananlarõn
hiçbirini karşõlamõyor. Çünkü Erdoğan
yine medyaya ‘abartma’ diyor,
tepkilerin ‘bayat bir oyun’dan ibaret
olduğunu söylüyor. Olayõn görgü
tanõklarõndan ressam Antonio
Cosentino ve soylulaştõrma süreçleri
üzerine tez yazan
Tolga İslam anlatõyor.
Tophane’deki galerilere yapõlan taşlõ sopalõ saldõrõnõn yankõlarõ sürüyor
‘Linçkültürünüadaletsayananlayõş’
CEREN ÇIPLAK
Tophane’de galerilere yapõlan taşlõ sopalõ sal-
dõrõnõn yankõlarõ sürüyor. Görünürde ‘içki’ sebep
olarak gösterilse de Tophane’de son yõllarda ya-
şanan gerilimin arkasõnda pek çok neden yatõyor.
Bölgenin İstanbul’un önemli rant alanlarõ arasõnda
yer almasõndan, soylulaştõrma
projelerine, farklõ yaşam tarzla-
rõnõn çatõşmasõndan yükselen
muhafazakârlõğa, mahalle baskõ-
sõna olayõn gerisinde yatan pek
çok neden gündemi meşgul edi-
yor. Kültür ve Turzim Bakanõ Er-
tuğrul Günay’õn önceki gün Top-
hane’ye giderek olay yerinde yap-
tõğõ õlõmlõ ve yapõcõ açõklamalarõn
ardõndan dün Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õn yaptõğõ açõk-
lamalar yaşananlarõn hiçbirini kar-
şõlamõyor. Çünkü Erdoğan yine
medyaya ‘abartma’ diyor, tepki-
lerin ‘bayat bir oyun’dan ibaret olduğunu
söylüyor.
Olayõn görgü tanõklarõndan, aynõ zamanda
2006 - 2009 yõllarõ arasõnda bölgenin ilk sanat ini-
siyatifi olan “Hafriyat”õn kurucularõndan ressam
Antonio Cosentino ve yüksek lisans, doktora tez-
lerini İstanbul’da soylulaştõrma süreçleri üzeri-
ne hazõrlayan Yõldõz Teknik Üniversitesi Şehir ve
Bölge Planlamasõ Bölümü araştõrma görevlisi Tol-
ga İslam ile konuşarak olaya geniş bir çerçeve-
den bakmaya devam ediyoruz. Cosentino “Linç
kültürünü bir tür adalet sayan anlayış bu top-
lumda yerleşik olmuş durumda” diyor. Tolga
İslam ise “Tophane gibi küçücük bir semtin bir
anda ülke gündemine girmesi, bu kadar gö-
rünür olması olsa olsa soylulaştırıcı güçlere hiz-
met eder” diyerek yakõn gelecek için öngörüde
bulunuyor.
- Siz saldırının görgü tanığı ve Tophane’de
uzun süre çalışmış, yaşamış bir sanatçı olarak
yaşananları nasıl yorumluyorsunuz?
Antonio Cosentino: Tophane de yaşanan sal-
dõrõlarõn sebebi içki değildi. 1996 yõlõndan beri
Tophane’de galeriler mevcut ve düzenli olarak
her ay yapõlan sergi açõlõşlarõnda içki ikramõ ya-
põlõyor. Gerek günlerce öncesinden ‘Tophane-
nin Sesi’ isimli web sayfasõnda yapõlan tehditler
gerekse, neredeyse her açõlõşta yapõlan düzenli ta-
cizler orada bir grubun bu işi kendilerine bir so-
run haline getirdiğini ve bu saldõrõ için de 21 Ey-
lül akşamõnõn seçildiğini gösteriyor. Saldõrõnõn ya-
põlõş şekli, yani biber gazõ, sopa, şişe türü alet-
ler ve saldõrõnõn bir galeri ile sõnõrlõ olmamasõ da
bunun planlõ olduğunun diğer belirtileri.
- Bu saldırının altında yatan dinamiklerin
neler olduğunu düşünüyorsunuz?
Cosentino: Bunun sanata yönelik bir saldõrõ ol-
masõndan öte, orada bu işi alõşkanlõk edinmiş bir
kitlenin korunuyor olmasõ önemli. Linç kültürünü
bir tür adalet sayan anlayõş bu toplumda yerleşik
olmuş durumda. Orada kõsa süre önce IMF gös-
terileri sõrasõnda protestocu grubun polisten ka-
çarken Tophane’de feci bir dayak yediğini ve po-
lisin kovaladõğõ grubu Tophanelilerin elinden kur-
tarmak zorunda kaldõğõnõ hatõrlayalõm. O olayda
IMF göstericilerini döven grup cezalandõrõlma-
yarak ödüllendirildi. Neden IMF göstericilerini
dövmek suç sayõlmõyor? Bunu atladõğõmõz zaman
galerilere saldõrõlmasõ kaçõnõlmaz olarak hazõr-
lanmõş oluyor.
- Tophane’de yaşananlar muhafazakârlık-
la açıklanabilir mi?
Cosentino: Her türden muhafazakârlõk toplu-
mun birçok kesiminde mevcut. Tophane’de ya-
şanan birkaç şey var: Biri bölgenin çok hõzlõ bir
değişim yaşõyor olmasõ, bu değişim mülk sahi-
bi olmayan insanlarõn bu bölgeden kõsa zaman
içinde gidecekleri korkusunu oluşturmuş du-
rumda, Galata da bu değişimi hõzla yaşõyor ve de-
ğişim Tophane’ye doğru iniyor, bu korkuyla ora-
da yaşayan birçok grup istismar edilebilir bir ha-
le geliyor.
- Galeri Outlet’in mülk sahibi galeriyi ki-
ralarken koyduğu “çevre halkına karşı so-
rumlu davranma şartı” bozulduğu için kira-
cısının tahliyesini isteyecekmiş. Çoğunuz ga-
lerilerin mülk sahibi değilisiniz. Mekânlardan
çıkarılma gibi bir risk var mı? Böy-
le bir durum olursa ne yapmayı dü-
şünürsünüz?
Cosentino: Tabii ki oradan çõk-
mak bir çözüm değil. Bu işin kolluk
kuvveti ile devam etmesi de çözüm de-
ğil. Belki de en doğru çözüm galerilerin
ilkelerinden, açõlõş ritü-
ellerinden taviz verme-
den mahalle sakiniyle
daha sõkõ ilişkiler geliş-
tirmesi.
- ‘Bu bir yaşam sti-
li çatışmasıydı’ tespiti
için neler söylemek is-
tersiniz?
Cosentino: Elbette-
ki bu bir yaşam stili ça-
tõşmasõ, Türkiye de in-
sanlar aynõ standart-
larda eğitilmiyor. Son
70 yõlda uygulanan po-
litika şu: Hiçbir şey götürmediğim böl-
gedeki insanlarõ bu haliyle Batõ’ya yõ-
ğarõm, oradaki hayatõn içine fõrlatõrõm
ve çõkan karõşõklarõ izleyip gülerim.
‘Olay, soylulaşma sürecini tetikledi’
- Bölgenin önemli bir rant ala-
nı ve soylulaştırma projesinin bir
parçası olması bu iki farklı kit-
lenin karşı karşıya gelmesinde
nasıl bir önem taşıyor?
Tolga İslam: Kamusal alanda ki-
min değerlerinin hâkim olacağõ
konusunda yaşanan bir iktidar mü-
cadelesi var burada. Tophane’de-
ki yerleşik halk on yõllardõr bura-
da yaşõyor olsa ve çoğunluğu oluş-
tursa da bu mücadeleyi kaybetmiş
gibi gözüküyor şu an için. Çünkü
soğukkanlõlõklarõnõ koruyamadõ-
lar ve karşõlarõna aldõklarõ kesim-
ler de eğitim seviyelerinden, sos-
yal pozisyonlarõndan ve ilişki ağ-
larõndan kaynaklanan avantajlarõ-
nõ çok iyi kullandõlar.
- Galataport projesinin etki
alanında kalan Tophane’de ma-
halleliler de endişeli: Suluku-
le’de, Tarlabaşı’nda yaşananla-
rın onların da başına gelecekle-
rini düşünüyor. Bu projenin de
rant projesi olduğunu biliyorlar...
Orada yaşananları Tophane’yle
karşılaştırınca ortaya nasıl bir
tablo çıkıyor?
İslam: İstanbul ciddi bir dönü-
şüm geçiriyor, kent merkezi gide-
rek değer kazanõyor, bu değer çev-
resine de yansõyor. Kent genelin-
de gerçekleşen kentsel dönüşüm
projeleri de bu rant baskõsõnõ arttõ-
rõyor. Tophane de yakõn çevresin-
de gerçekleşmekte olan dönüşüm-
lerden ister istemez etkileniyor. Her
şey bir yana, yukarõda Beyoğ-
lu’nun, İstiklal Caddesi’nin yap-
tõğõ inanõlmaz bir soylulaşma
baskõsõ var.
Öncelikle Cihangir, Ga-
lata, Asmalõmescit gibi yer-
lerde hissedildi bu baskõ
ama buralarda fiyatlarõn
belli bir doygunluğa ulaş-
masõyla birlikte çevreye ya-
yõlmaya başladõ. Sonra Top-
hane’nin içinde ya da
yakõnlarõnda çev-
resini dönüş-
türme potan-
siyeline sa-
h i p
birçok kültürel tesis var. İstanbul
Modern gibi, Tütün Deposu gibi.
Yine hemen yanõ başõnda gerçek-
leşmesi beklenen mega projeler
var. Üstüne üstlük Tophane, bele-
diyenin kentsel dönüşüm planla-
rõnda ismi geçen bir yer aynõ za-
manda.
Böyle bir yerleşimin soylulaş-
maya karşõ uzunca bir süre diren-
mesi kolay değil.
- Sizce Tophane’yi na-
sıl bir gelecek bekli-
yor?
İslam: Tophane’de
şu anda gelir seviyesi
çok da yüksek olma-
yan ve on yõllardõr
burada yaşayan ke-
simler çoğunlukta…
Bunlarõn arasõnda ev
sahipleri var,
kiracõlar
v a r .
Sonra
ucuz
kiralarda oturmak için buraya yer-
leşmiş olan ve “öncü soylulaştı-
rıcılar” olarak adlandõrabileceği-
miz kesimler var… Tophane’nin şu
anki hali, aslõnda Galata’nõn 10-15
sene önceki haline benziyor biraz...
Soylulaşma yeni yeni başlõyor,
soylulaştõrõcõlar henüz görünür de-
ğiller, giderek sayõlarõ artõyor. Ga-
lata uzunca bir süredir dönüşüyor,
hâlâ dönüşmeye devam ediyor.
Artõk soylulaşma çok daha hõzlõ
ilerliyor, geçmişte 10-15 senede al-
dõğõ mesafeyi birkaç senede alabi-
liyor.
Tophane için de bu söz konusu
olacak gibi gözüküyor. Bu hadise
de, ne kadar olumsuz olursa olsun,
soylulaşma sürecini tetikler diye
tahmin ediyorum.
Tophane gibi küçücük bir sem-
tin bir anda ülke gündemine gir-
mesi, bu kadar görünür olmasõ, po-
püler olmasõ, olsa olsa soylulaştõ-
rõcõ güçlere hizmet eder... Dolayõ-
sõyla Tophane’nin akõbeti Su-
lukule ya da Tarlabaşõ’ndan
farklõ olmayacaktõr.
‘Medya abartmasın’ANKARA (Cumhuriyet) - Başbakan Tayyip Er-
doğan, Tophane saldõrõsõnõ “lokal olay” diye niteledi.
“Bu lokal olayları bir Türkiye manzarası gibi sunan
ve üzerinden AKP hükümetini sorgulayanlar son de-
rece bayat bir oyunun içinde” dedi.
Erdoğan, partisinin il başkanlarõ toplantõsõnda, Top-
hane’deki saldõrõyõ değerlendirirken, bu olay üzerinden
hükümetine karşõ “yaşam tarzlarına müdahale edili-
yor” şeklinde bir algõ yaratõlmaya çalõşõldõğõnõ savunarak
şu mesajlarõ verdi:
Diktatörlük sivilin işi değildir: Diktatörlük,
sivilin işi değildir. Sivil ifadesiyle diktatörlük ifadesi-
ni yan yana koymak kadar büyük bir cehalet olmaz. Bun-
lar şimdi halkoylamasõnõn ardõndan İstanbul’da Top-
hane’de sergilenmek isteniyor. Bu lokal olaylarõ bir Tür-
kiye manzarasõ gibi sunanlarõn, bu olaylar üzerinden
AKP’yi ve AKP hükümetinin politikalarõnõ sorgula-
yanlarõn son derece bayat bir oyunun içinde olduklarõ-
nõ aziz milletimiz çok açõk görüyor. Bakõyorsunuz bir
tane kendini bilmez çõkõyor, diyor ki “Bu ‘evet’in so-
nucudur”. Bu kadar basit, bu kadar basiretsiz. Derdi fa-
tura kesmek...
Medya abartmasın: Bu lokal olaylarõ manşet, sür-
manşet atmak suretiyle, televizyonlarda şok, şok, bun-
larõ böyle yayõmlamak suretiyle, sanki ülkenin her ye-
ri bu hale gelmiş. Bunu yapan kimse “Ben Türkiye’yi
seviyorum” diyemez. Bunlarõ, anormal olaylar olarak
aşõrõ bir şekilde abartmanõn hiçbir anlamõ yok.
Nedir bu çılgınlık: İşte Bakanõm da gitti, gerek-
li açõklamalar yapõlmõştõr. İş zaten emniyete, yargõya da
intikal etmiştir. Bundan sonra yapõlacak bir şey yok. Söy-
lenecek, her tarafõ bu konuda daha mutedil hareket et-
meye, dikkatli hareket etmeye davet etmektir. Nedir bu
çõlgõnlõk, böyle bu abartõlõ bir şekilde...
BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN TOPHANE SALDIRISINA YORUM
Balkız: Biz onları
Madımak’tan biliyoruz
İstanbul Haber Servisi- Alevi
Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel
Başkanõ Ali Balkız, Tophane’de sa-
nat galerilerinin açõlõşõ sõrasõnda
sanatçõlara ve sanatseverlere yö-
nelik saldõrõyõ kõnadõ. Balkõz, “Sal-
dırganları tanıyoruz. Biz onları
Madımak’tan biliyoruz. Kılıkla-
rı, kıyafetleri, düşünceleri, sözle-
ri ve sloganları aynı” dedi. Saldõ-
rõnõn arkasõnda İslami gettolaşma-
nõn yattõğõnõ söyleyen Balkõz, “Bu
tür olayları önleyecek, kavuştu-
racak, yargılayacak kadroların da
önemli bir kesimi ne yazık ki ay-
nı anlayıştan kimselerdir. Unut-
mayalım Tophane’de Gülen’in
eli vardır. Gülencilerin emeği
vardır. Onca teşekküre işte bu ne-
denle mazhar olmuştur” dedi.