20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2010 CUMARTESİ 14 KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B Defileye namazlı protesto MARDİN (Cumhuriyet) - Mar- din’deki 44 sivil toplum kuruluşu, modacõ Cemil İpekçi’nin hazõrladõğõ “Bir Doğu Masalõ Dört Mevsim” de- filesinin Kasõmiye Medresesi’nde ya- põlmak istenmesine medresede cuma namazõ kõlarak tepki gösterdi. Cuma namazõnõn ardõndan Mardin Sivil Toplum Kuruluşlarõ Platformu, defi- lenin yapõlacağõ havuz başõnda yazõlõ basõn açõklamasõ yaptõ. Açõklamayõ okuyan Diyanet-Sen Mardin Şube Başkanõ Abdulkadir Kurtuluş , defile- nin cami avlusunda yapõlmak isten- mesine karşõ olduklarõnõ belirterek, etkinliğin halkõn duygu ve düşüncele- rini hiçe saydõğõnõ ileri sürdü. Dostları, Kemal’i anlatıyor Kültür Servisi - Yapõ Kredi Ser- met Çifter Salonu, Yaşar Kemal fo- toğraflarõndan oluşan “Al Gözüm Seyreyle” sergisi kapsamõnda; Türkan Şoray, Selim İleri ve Zülfü Livane- li’yi ağõrlõyor. 27 Eylül’de saat 18.30’da başlayacak “Bizim Gözü- müzden Yaşar Kemal” başlõklõ söyle- şide, konuşmacõlar yakõn dostlarõ Ya- şar Kemal’i anlatacaklar. ‘Hemera’ heykeli çalındı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ankara Grup Sanat Galerisi’nin bahçesindeki, elinde altõn varaklõ gü- neş bulunan 140 kg ağõrlõğõndaki “Hemera” adlõ bronz kadõn heykeli çalõndõ. Galerinin sanat direktörü Çiğdem Telli iki metre yirmi santim- lik heykelin, kamera kayõtlarõna göre üç kişi tarafõndan çalõndõğõnõ söyledi. Obama’ya Havana daveti Kültür Servisi - Amerika’nõn ne- redeyse yarõm yüzyõldõr ambargo uyguladõğõ Küba’nõn efsanevi dans ustasõ Alicia Alonso, Amerikan Baş- kanõ Barack Obama’yõ “sanatõn, aş- kõn ve yaşamõn güzelliğini görmesi için”, ailesiyle birlikte Havana’da düzenlenen uluslararasõ bale festiva- line davet etti. Festival 28 Ekim’den 7 Kasõm’a kadar sürecek. Genç sinemacılar festivali Kültür Servisi - 13 - 19 yaş arasõ “genç yönetmenlerin”, çektikleri kõsa filmleriyle, International “Teen Shorts Film Festival”deki yarõşlarõ sürüyor. Geniş bir katõlõmõn gerçekleştiği festi- vale, İsviçre, Avusturya gibi ülkelerin yanõ sõra, Türkiye’nin farklõ illerinden de katõlõm var. Jürisinde; Ümit Ünal, Selim Demirdelen, Selim Evci gibi usta isimlerin yer aldõğõ festival, 1 Ekim’de sona erecek, festival filmleri de son güne kadar Beyoğlu Sinema- sõ’nda gösterimde olacak. Eddie Fisher öldü Kültür Servisi - 50’li yõllarõn po- püler şarkõcõsõ Eddie Fisher, Kalifor- niya Berkeley’de, 82 yaşõnda hayatõnõ kaybetti. Çarşamba günü, geçirdiği ameliyattaki komplikasyon sonucu hayata veda eden sanatçõ, ellilerin gençliği için önemli bir ikondu. Bir evliliği Elizabeth Taylor’la olmak üzere, beş kez evlenen ve dört çocuğu olan Fisher “Thinking of You”, “Any Time and Oh”, “My Pa-pa” gibi ünlü şarkõlarõyla hatõrlanacak. ‘51 Sanatçı 51 Eser’ Kültür Servisi - “51 Sanatçõ 51 Eser” başlõklõ sergi bugün saat 18.00’da Yavuz İşler Sanat Evi’nde açõlõyor. 51 sanatçõya ev sahipliği ya- pan sergide, sanatseverlerin, eserle- rin kopyalarõ yerine orijinallerini edi- nebilmeleri amacõyla her eserin fiyatõ 300 TL olacak. 2 Ekim’e dek görüle- bilecek sergiye Azniv Çoban, Zuhal Neccar, Ayşe Oraloğlu, Semral Sağ- lam, Hande Erşahin, Ayşe Saray, Yurdanur Özdinç, Aynur Barçõn, Nadia Garakyan, Meline Talas, Ya- vuz İşler, Dmitri Sawastin, Serap Şa- hin, Mesude Kõlõç, Yasemin Aliköle- oğlu, Zeynep Sesigüzel, Sumru Çõ- nar ve Eyşan Sesigüzel’in de olduğu sanatçõlar katõlõyor. ‘Hayat’ üzerine oyun: ‘Çatı’ Kültür Servisi - Bu sezon kurulan tiyatro topluluğu “Serbest Bölge”nin ilk oyunu “Çatõ”, hayatta kalmanõn anlamõ ve bu anlamõn gerçekliği üze- rine sonuçsuz bir öyküyü anlatõyor. Görkem Şarkan’õn hem yazarlõğõnõ hem de yönetmenliğini yaptõğõ oyun; 25 Eylül ve 2, 16, 30 Ekim günlerinde Taksim İkincikat’ta, 7 Ekim’de ise Kumbaracõ50’de sahnelenecek. Karikatür Yarışması’ Kültür Servisi - Çalõşan çocukla- rõn iş yaşamlarõnõ konu alan karikatür- leri bir yarõşma altõnda buluşturarak, karikatür sanatçõlarõnõn ve kamuoyu- nun dikkatini çekmeyi amaçlayan ‘Fi- şek Enstitüsü Çalõşan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfõ’ tarafõndan düzenlenen “Çalõşan Çocuk Karika- türleri Yarõşmasõ”na başvurular başla- dõ. 16 Ekim tarihine dek katõlõmõn sü- receği yarõşmanõn bu yõlki konusu “Çalõşan Kõz Çocuklarõ”. Yarõşmanõn 20 Ekim’de sonuçlanacağõ etkinlik için detaylõ bilgi: www.fisek.org.tr ve http://www.karikaturvakfi.org . Görünürde ‘içki’ sebep olarak gösterilse de Tophane’de son yõllarda yaşanan gerilimin arkasõnda pek çok neden yatõyor. Bölgenin İstanbul’un önemli rant alanlarõ arasõnda yer almasõndan soylulaştõrma projelerine, farklõ yaşam tarzlarõnõn çatõşmasõndan yükselen muhafazakârlõğa, mahalle baskõsõna olayõn gerisinde yatan birçok neden gündemi meşgul ediyor. Dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn yaptõğõ açõklamalar yaşananlarõn hiçbirini karşõlamõyor. Çünkü Erdoğan yine medyaya ‘abartma’ diyor, tepkilerin ‘bayat bir oyun’dan ibaret olduğunu söylüyor. Olayõn görgü tanõklarõndan ressam Antonio Cosentino ve soylulaştõrma süreçleri üzerine tez yazan Tolga İslam anlatõyor. Tophane’deki galerilere yapõlan taşlõ sopalõ saldõrõnõn yankõlarõ sürüyor ‘Linçkültürünüadaletsayananlayõş’ CEREN ÇIPLAK Tophane’de galerilere yapõlan taşlõ sopalõ sal- dõrõnõn yankõlarõ sürüyor. Görünürde ‘içki’ sebep olarak gösterilse de Tophane’de son yõllarda ya- şanan gerilimin arkasõnda pek çok neden yatõyor. Bölgenin İstanbul’un önemli rant alanlarõ arasõnda yer almasõndan, soylulaştõrma projelerine, farklõ yaşam tarzla- rõnõn çatõşmasõndan yükselen muhafazakârlõğa, mahalle baskõ- sõna olayõn gerisinde yatan pek çok neden gündemi meşgul edi- yor. Kültür ve Turzim Bakanõ Er- tuğrul Günay’õn önceki gün Top- hane’ye giderek olay yerinde yap- tõğõ õlõmlõ ve yapõcõ açõklamalarõn ardõndan dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn yaptõğõ açõk- lamalar yaşananlarõn hiçbirini kar- şõlamõyor. Çünkü Erdoğan yine medyaya ‘abartma’ diyor, tepki- lerin ‘bayat bir oyun’dan ibaret olduğunu söylüyor. Olayõn görgü tanõklarõndan, aynõ zamanda 2006 - 2009 yõllarõ arasõnda bölgenin ilk sanat ini- siyatifi olan “Hafriyat”õn kurucularõndan ressam Antonio Cosentino ve yüksek lisans, doktora tez- lerini İstanbul’da soylulaştõrma süreçleri üzeri- ne hazõrlayan Yõldõz Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlamasõ Bölümü araştõrma görevlisi Tol- ga İslam ile konuşarak olaya geniş bir çerçeve- den bakmaya devam ediyoruz. Cosentino “Linç kültürünü bir tür adalet sayan anlayış bu top- lumda yerleşik olmuş durumda” diyor. Tolga İslam ise “Tophane gibi küçücük bir semtin bir anda ülke gündemine girmesi, bu kadar gö- rünür olması olsa olsa soylulaştırıcı güçlere hiz- met eder” diyerek yakõn gelecek için öngörüde bulunuyor. - Siz saldırının görgü tanığı ve Tophane’de uzun süre çalışmış, yaşamış bir sanatçı olarak yaşananları nasıl yorumluyorsunuz? Antonio Cosentino: Tophane de yaşanan sal- dõrõlarõn sebebi içki değildi. 1996 yõlõndan beri Tophane’de galeriler mevcut ve düzenli olarak her ay yapõlan sergi açõlõşlarõnda içki ikramõ ya- põlõyor. Gerek günlerce öncesinden ‘Tophane- nin Sesi’ isimli web sayfasõnda yapõlan tehditler gerekse, neredeyse her açõlõşta yapõlan düzenli ta- cizler orada bir grubun bu işi kendilerine bir so- run haline getirdiğini ve bu saldõrõ için de 21 Ey- lül akşamõnõn seçildiğini gösteriyor. Saldõrõnõn ya- põlõş şekli, yani biber gazõ, sopa, şişe türü alet- ler ve saldõrõnõn bir galeri ile sõnõrlõ olmamasõ da bunun planlõ olduğunun diğer belirtileri. - Bu saldırının altında yatan dinamiklerin neler olduğunu düşünüyorsunuz? Cosentino: Bunun sanata yönelik bir saldõrõ ol- masõndan öte, orada bu işi alõşkanlõk edinmiş bir kitlenin korunuyor olmasõ önemli. Linç kültürünü bir tür adalet sayan anlayõş bu toplumda yerleşik olmuş durumda. Orada kõsa süre önce IMF gös- terileri sõrasõnda protestocu grubun polisten ka- çarken Tophane’de feci bir dayak yediğini ve po- lisin kovaladõğõ grubu Tophanelilerin elinden kur- tarmak zorunda kaldõğõnõ hatõrlayalõm. O olayda IMF göstericilerini döven grup cezalandõrõlma- yarak ödüllendirildi. Neden IMF göstericilerini dövmek suç sayõlmõyor? Bunu atladõğõmõz zaman galerilere saldõrõlmasõ kaçõnõlmaz olarak hazõr- lanmõş oluyor. - Tophane’de yaşananlar muhafazakârlık- la açıklanabilir mi? Cosentino: Her türden muhafazakârlõk toplu- mun birçok kesiminde mevcut. Tophane’de ya- şanan birkaç şey var: Biri bölgenin çok hõzlõ bir değişim yaşõyor olmasõ, bu değişim mülk sahi- bi olmayan insanlarõn bu bölgeden kõsa zaman içinde gidecekleri korkusunu oluşturmuş du- rumda, Galata da bu değişimi hõzla yaşõyor ve de- ğişim Tophane’ye doğru iniyor, bu korkuyla ora- da yaşayan birçok grup istismar edilebilir bir ha- le geliyor. - Galeri Outlet’in mülk sahibi galeriyi ki- ralarken koyduğu “çevre halkına karşı so- rumlu davranma şartı” bozulduğu için kira- cısının tahliyesini isteyecekmiş. Çoğunuz ga- lerilerin mülk sahibi değilisiniz. Mekânlardan çıkarılma gibi bir risk var mı? Böy- le bir durum olursa ne yapmayı dü- şünürsünüz? Cosentino: Tabii ki oradan çõk- mak bir çözüm değil. Bu işin kolluk kuvveti ile devam etmesi de çözüm de- ğil. Belki de en doğru çözüm galerilerin ilkelerinden, açõlõş ritü- ellerinden taviz verme- den mahalle sakiniyle daha sõkõ ilişkiler geliş- tirmesi. - ‘Bu bir yaşam sti- li çatışmasıydı’ tespiti için neler söylemek is- tersiniz? Cosentino: Elbette- ki bu bir yaşam stili ça- tõşmasõ, Türkiye de in- sanlar aynõ standart- larda eğitilmiyor. Son 70 yõlda uygulanan po- litika şu: Hiçbir şey götürmediğim böl- gedeki insanlarõ bu haliyle Batõ’ya yõ- ğarõm, oradaki hayatõn içine fõrlatõrõm ve çõkan karõşõklarõ izleyip gülerim. ‘Olay, soylulaşma sürecini tetikledi’ - Bölgenin önemli bir rant ala- nı ve soylulaştırma projesinin bir parçası olması bu iki farklı kit- lenin karşı karşıya gelmesinde nasıl bir önem taşıyor? Tolga İslam: Kamusal alanda ki- min değerlerinin hâkim olacağõ konusunda yaşanan bir iktidar mü- cadelesi var burada. Tophane’de- ki yerleşik halk on yõllardõr bura- da yaşõyor olsa ve çoğunluğu oluş- tursa da bu mücadeleyi kaybetmiş gibi gözüküyor şu an için. Çünkü soğukkanlõlõklarõnõ koruyamadõ- lar ve karşõlarõna aldõklarõ kesim- ler de eğitim seviyelerinden, sos- yal pozisyonlarõndan ve ilişki ağ- larõndan kaynaklanan avantajlarõ- nõ çok iyi kullandõlar. - Galataport projesinin etki alanında kalan Tophane’de ma- halleliler de endişeli: Suluku- le’de, Tarlabaşı’nda yaşananla- rın onların da başına gelecekle- rini düşünüyor. Bu projenin de rant projesi olduğunu biliyorlar... Orada yaşananları Tophane’yle karşılaştırınca ortaya nasıl bir tablo çıkıyor? İslam: İstanbul ciddi bir dönü- şüm geçiriyor, kent merkezi gide- rek değer kazanõyor, bu değer çev- resine de yansõyor. Kent genelin- de gerçekleşen kentsel dönüşüm projeleri de bu rant baskõsõnõ arttõ- rõyor. Tophane de yakõn çevresin- de gerçekleşmekte olan dönüşüm- lerden ister istemez etkileniyor. Her şey bir yana, yukarõda Beyoğ- lu’nun, İstiklal Caddesi’nin yap- tõğõ inanõlmaz bir soylulaşma baskõsõ var. Öncelikle Cihangir, Ga- lata, Asmalõmescit gibi yer- lerde hissedildi bu baskõ ama buralarda fiyatlarõn belli bir doygunluğa ulaş- masõyla birlikte çevreye ya- yõlmaya başladõ. Sonra Top- hane’nin içinde ya da yakõnlarõnda çev- resini dönüş- türme potan- siyeline sa- h i p birçok kültürel tesis var. İstanbul Modern gibi, Tütün Deposu gibi. Yine hemen yanõ başõnda gerçek- leşmesi beklenen mega projeler var. Üstüne üstlük Tophane, bele- diyenin kentsel dönüşüm planla- rõnda ismi geçen bir yer aynõ za- manda. Böyle bir yerleşimin soylulaş- maya karşõ uzunca bir süre diren- mesi kolay değil. - Sizce Tophane’yi na- sıl bir gelecek bekli- yor? İslam: Tophane’de şu anda gelir seviyesi çok da yüksek olma- yan ve on yõllardõr burada yaşayan ke- simler çoğunlukta… Bunlarõn arasõnda ev sahipleri var, kiracõlar v a r . Sonra ucuz kiralarda oturmak için buraya yer- leşmiş olan ve “öncü soylulaştı- rıcılar” olarak adlandõrabileceği- miz kesimler var… Tophane’nin şu anki hali, aslõnda Galata’nõn 10-15 sene önceki haline benziyor biraz... Soylulaşma yeni yeni başlõyor, soylulaştõrõcõlar henüz görünür de- ğiller, giderek sayõlarõ artõyor. Ga- lata uzunca bir süredir dönüşüyor, hâlâ dönüşmeye devam ediyor. Artõk soylulaşma çok daha hõzlõ ilerliyor, geçmişte 10-15 senede al- dõğõ mesafeyi birkaç senede alabi- liyor. Tophane için de bu söz konusu olacak gibi gözüküyor. Bu hadise de, ne kadar olumsuz olursa olsun, soylulaşma sürecini tetikler diye tahmin ediyorum. Tophane gibi küçücük bir sem- tin bir anda ülke gündemine gir- mesi, bu kadar görünür olmasõ, po- püler olmasõ, olsa olsa soylulaştõ- rõcõ güçlere hizmet eder... Dolayõ- sõyla Tophane’nin akõbeti Su- lukule ya da Tarlabaşõ’ndan farklõ olmayacaktõr. ‘Medya abartmasın’ANKARA (Cumhuriyet) - Başbakan Tayyip Er- doğan, Tophane saldõrõsõnõ “lokal olay” diye niteledi. “Bu lokal olayları bir Türkiye manzarası gibi sunan ve üzerinden AKP hükümetini sorgulayanlar son de- rece bayat bir oyunun içinde” dedi. Erdoğan, partisinin il başkanlarõ toplantõsõnda, Top- hane’deki saldõrõyõ değerlendirirken, bu olay üzerinden hükümetine karşõ “yaşam tarzlarına müdahale edili- yor” şeklinde bir algõ yaratõlmaya çalõşõldõğõnõ savunarak şu mesajlarõ verdi: Diktatörlük sivilin işi değildir: Diktatörlük, sivilin işi değildir. Sivil ifadesiyle diktatörlük ifadesi- ni yan yana koymak kadar büyük bir cehalet olmaz. Bun- lar şimdi halkoylamasõnõn ardõndan İstanbul’da Top- hane’de sergilenmek isteniyor. Bu lokal olaylarõ bir Tür- kiye manzarasõ gibi sunanlarõn, bu olaylar üzerinden AKP’yi ve AKP hükümetinin politikalarõnõ sorgula- yanlarõn son derece bayat bir oyunun içinde olduklarõ- nõ aziz milletimiz çok açõk görüyor. Bakõyorsunuz bir tane kendini bilmez çõkõyor, diyor ki “Bu ‘evet’in so- nucudur”. Bu kadar basit, bu kadar basiretsiz. Derdi fa- tura kesmek... Medya abartmasın: Bu lokal olaylarõ manşet, sür- manşet atmak suretiyle, televizyonlarda şok, şok, bun- larõ böyle yayõmlamak suretiyle, sanki ülkenin her ye- ri bu hale gelmiş. Bunu yapan kimse “Ben Türkiye’yi seviyorum” diyemez. Bunlarõ, anormal olaylar olarak aşõrõ bir şekilde abartmanõn hiçbir anlamõ yok. Nedir bu çılgınlık: İşte Bakanõm da gitti, gerek- li açõklamalar yapõlmõştõr. İş zaten emniyete, yargõya da intikal etmiştir. Bundan sonra yapõlacak bir şey yok. Söy- lenecek, her tarafõ bu konuda daha mutedil hareket et- meye, dikkatli hareket etmeye davet etmektir. Nedir bu çõlgõnlõk, böyle bu abartõlõ bir şekilde... BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN TOPHANE SALDIRISINA YORUM Balkız: Biz onları Madımak’tan biliyoruz İstanbul Haber Servisi- Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanõ Ali Balkız, Tophane’de sa- nat galerilerinin açõlõşõ sõrasõnda sanatçõlara ve sanatseverlere yö- nelik saldõrõyõ kõnadõ. Balkõz, “Sal- dırganları tanıyoruz. Biz onları Madımak’tan biliyoruz. Kılıkla- rı, kıyafetleri, düşünceleri, sözle- ri ve sloganları aynı” dedi. Saldõ- rõnõn arkasõnda İslami gettolaşma- nõn yattõğõnõ söyleyen Balkõz, “Bu tür olayları önleyecek, kavuştu- racak, yargılayacak kadroların da önemli bir kesimi ne yazık ki ay- nı anlayıştan kimselerdir. Unut- mayalım Tophane’de Gülen’in eli vardır. Gülencilerin emeği vardır. Onca teşekküre işte bu ne- denle mazhar olmuştur” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle