Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
25 EYLÜL 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
AKP Kültür
Başkenti: Tophane
Prof. Yılmaz Esmer, bir yıl önce “Radikalizm ve
Aşırıcılık” araştırmasıyla Türkiye’deki muhafazakâr
yapıyı olanca yalınlığıyla ortaya koymuştu.
Esmer’in araştırmasına göre; “içki içene”, “oruç
tutmayana”, “dine inanmayana” yaşam hakkı
yoktu.
Yüzde 72, “içki içeni” civarında (komşu olarak!)
istemediğini deklare etmişti...
Yalnız “içki içenleri” de değil, araştırmaya
katılanlar, “sevmedikleri siyasi parti/görüş üyesi
olanları” (yüzde 42), nikâhsız yaşayanları (yüzde
67), dinsizleri (yüzde 65) de veto ediyor;
etraflarında başka ırk veya renkten insanlar (yüzde
32) görmek istemiyorlardı.
“Kadın-erkek eşitliği” dendiğinde, tüyler hemen
diken diken oluyordu...
Kadınların koca dayağını hak ettiklerini
düşünenlerin oranı yüzde 36’ydı.
Benzer kesim, iki kadının şahitliğinin bir erkeğe
eşit sayılması gerektiğini düşünüyor; kızların
mirastan yarı pay alması gerektiğini
savunuyordu...
“Çalışmak, kadınların değil erkeklerin hakkı”
diyenlerin oranı yüzde 64’tü. “Kadınların ev dışında
başlarını örtmesi” ve “kocaya itaat etmesi”
gerektiğini düşünenler aynı oranlardaydı...
Yüzde 58’i “mayoyu” günahla özdeşleştiriyor;
yüzde 22 -yani her beş kişiden biri...- aynı İran’da
olduğu gibi, “zina yapan kadınları taşlayarak
öldürmeyi” namı diğer “recmi” savunuyordu.
‘Radikalizm’ yaşama geçirildiğinde...
Tophane’de galeri basan güruh; işte tam
yukardaki Türkiye tasvirinin yaşama geçirilmiş hali.
“Artık burada içemeyeceksiniz! Defolun!”
saldırganlığıyla şiddete maruz kalan “kurbanların”
biricik defoları ellerindeki içki kadehlerinden ibaret
değil. Başı açık-çıplak, kadınlı erkekli karma
yaşam tarzlarıyla da; belli ki, “hedef” haline
gelmişler...
“tophanehaber.com”da günler öncesinden;
“Müslüman mahallesinde salyangoz satıyorlar.
Ahlaksızlığa ‘dur’ demek için kollarımızı sıvadık”
diye davul zurna çalınmış...
Giderek “kreşendo” halinde tırmanan bu
“ötekini” “yok etme” dürtüsü; saldırı günü biber
gazı, sopa, cop.. Allah ne verdiyse, her türlü araç
gereçle donatılarak “taarruza” dönüşmüş...
Ve “ötekiler” içinde -başka ırk ve dinden olan!-
“en ötekilere”; yabancı konuklara “bilhassa”
saldırılmış...
Tablo bu kadar açık ve net ortadayken;
Başbakan şimdi, “Tophane lokal bir olaydır!” diyor:
“Bu lokal olayları Türkiye gerçeği gibi sunanlar
oyun içinde. Şok şok şok diyerek TV’lerde,
gazetelerde bunları sanki Türkiye’nin her yeri
böyleymiş gibi göstermek bayat bir oyun. Lokal
olay bize fatura ediliyor. Sanat galerisi sade
Tophane’de mi var? Başka yerlerde böyle bir olay
duydunuz mu? Öyleyse abartmanın anlamı yok...”
Başbakan’a en iyisi biz birer adet “Türkiye’de
radikalizm ve aşırıcılık” araştırması yollayalım...
Böyle çalışmalarla ilgileniyor mu bilmiyorum
ama okursa belki olay lokal mi, değil mi daha
ayrıntılı bir fikri olur.
Kendisi de gerçi kadın-erkek eşitliğine
inanmadığı ve bunu böyle uluorta beyan etmekte
mahzur görmediği için; Esmer’in araştırmasında
yer alan rakamlarla yüz yüze geldiğinde belki uzun
boylu şok yaşamayabilir. Ama o araştırmadaki
nesnel bulgu ve sayılar; sopa ve biber gazıyla
teçhiz edildiğinde işte karşımıza bu “Tophane
örneklemesi” çıkıyor.
Lokalmiş... Peh peh peh...
En ağır olanı da bu. Onca olan bitenin ardından;
sürekli olarak böyle “olayların çapını küçültmeleri”,
“görmezden gelmeleri” ve “türlü çeşit bahaneler”
ardına saklanmaları...
Kısasa kısas hoşgörüsüzlük mü?
Başbakan tabii enteresan; bir yandan “Olayı
büyütenler bir tezgâh içinde” yakıştırması
yaparken, bir yandan da “basketbol maçında”
kendisini protesto eden maç izleyicisini ve
Tophane’de “şiddet” uygulayan fanatikleri aynı
kefeye koyuyor...
Tophane saldırısını gündeme getirdiği AKP il
başkanları toplantısında dün ifade ettiği, “AKP tüm
farklılıklara kucak açarken kimilerinin hâlâ
düşmanlık aşılaması doğru değildir. Uluslararası bir
organizasyonda kendi ülkesinin başbakanını,
cumhurbaşkanını yuhalayanların yaptığı
tahammülsüzlük değil midir?” sözleri; -satır
aralarına- bir tür “göze göz, dişe diş, kısasa kısas”
mantığı sıkıştırmak değilse nedir?
Biri demokratik protesto...
Diğeri şiddet...
Başbakan bu ikisi arasındaki farkı görmekten
aciz olduğu gibi; her iki olayı -görünen o ki!-
“tahammülsüzlük” başlığı altında birleştiriyor. Bu
tabii kabul edilebilir bir şey değil.
“Şiddet eylemi” söz konusu olduğunda; artık
bahsedilmesi gereken kavram
“tahammülsüzlük/hoşgörüsüzlük” değil,
“barbarlık”tır.
“Tahammülsüzlük/hoşgörüsüzlük”; göreceli ama
sınırlı bir kavramdır ve çok çok “saygısızlık”
sınırında kalır.
Şiddete başvurulan yerde ise, “saygısızlık” sınırı
aşılmış, bunun yerini gözü dönmüş bir “fanatizm”
ve “barbarlık” sarmalı almıştır.
Başbakan’dan bakanlarına hiçbiri bu korkunç
“fanatizm ve radikalizm” olayının adını koymuyor.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da “Tophane
dayağının” ardından; taraflara “karşılıklı(!) hoşgörü”
çağrısı yapmış.
Şaka gibi. Ona da yerim kalmadığı için yarın
devam ederiz.
nilgun@cumhuriyet.com.tr
Yanayev öldü
Dış Haberler
Servisi - SSCB’nin
dağõlmakta olduğunu
görerek, son Sovyet
Cumhurbaşkanõ Mihail
Gorbaçov’a başarõsõz
darbe girişiminde
bulunan grubun
liderlerinden Gennadi
Yanayev (73) öldü.
Gorbaçov’un bir sözcüsü,
“O ihanet eden biriydi”
demekle yetindi. Radikal
milliyetçi Vladimir
Jirinovski, Yanayev’in
“Sovyetler Birliği’ni
dünyanõn en büyük ülkesi
yapmak için elinden
geleni yapanlardan
olduğunu” söylerken,
Komünist Partisi lideri
Gennadi Züganov,
Yanayev ile
arkadaşlarõnõn “birleşik
ülkeyi savunmak için
daha kararlõ
davranmadõklarõ için
üzgün olduğunu” söyledi.
Diplomatın
şüpheli ölümü
Dış Haberler
Servisi - Nikaragua’nõn
New York Konsolosluğu
yetkilisi Cesar Mercadõ
şoförü tarafõndan kendi
evinde boğazõ kesilmiş
halde bulundu. Polis, 34
yaşõndaki diplomatõn
cesedinin yanõnda bir
bõçağa rastlandõğõnõ
söyledi. New York
polisinin yaptõğõ
açõklamaya göre henüz
cinayetin sebebi belli
değil ve şüpheli hiç
kimse yok.
‘Eşcinsel filmler’
Endonezya’da
Dış Haberler
Servisi - Dünyanõn en
kalabalõk Müslüman
ülkesi Endonezya’da
geleneksel eşcinsel film
festivali saldõrõ endişeleri
altõnda dün başladõ.
Asya’nõn en büyük
eşcinsel film festivali
olan Q! Film
Festivali’nin
dokuzuncusunda 20’den
fazla ülkeden 150 film
gösterilecek. Eşcinsel
haklarõ ve AIDS
konusunun işlendiği
filmlerin ağõrlõkta olduğu
festivale 15 bin kişinin
katõlmasõ bekleniyor.
Festival Komitesi
Başkanõ John Badalu
Endonezya’da
eşcinsellerin varlõğõnõn
duyurulmasõ hedefine
ulaştõklarõnõ söyledi.
UAEK’de İsrail çatlağõ
VİYANA (AA) - Uluslararasõ
Atom Enerjisi Kurumu (UAEK)
Genel Kurulu’nda “Ortado-
ğu’nun Nükleer Silahlardan
Arındırılması” konulu karar ta-
sarõsõ kabul edilirken Arap ülke-
lerinin İsrail’in nükleer tesisleri-
nin denetime açõlmasõnõ öngeren
tasarõsõ ABD ve AB üyesi ülkele-
rin oylarõyla reddedildi.
UAEK’nin dünkü Genel Kurul
toplantõsõnda Mõsõr’õn sunduğu
“Ortadoğu’nun Nükleer Silah-
lardan Arındırılması” konulu ka-
rar tasarõsõ ele alõndõ. Aralarõnda
Türkiye’nin de bulunduğu 120 ül-
ke “evet” oyu verirken “hayır” di-
yen ülke çõkmadõ. Bölgede nükleer
silah sahibi tek ülke olan İsrail’in
de aralarõnda bulunduğu altõ ülke
ise çekimser oy kullandõ. Oylama-
nõn ardõndan konuya ilişkin kõsa
açõklamalar yapan bazõ katõlõmcõ
ülkelerin temsilcileri, karar tasarõ-
sõnõn kabul edilmesinden duyduk-
larõ memnuniyeti dile getirirken
“Bölgede nükleer silah sahibi tek
ülke olan İsrail’in, Nükleer Si-
lahların Yayılmasının Önlenmesi
Antlaşmasına (NPT) taraf olması
ve nükleer tesislerini güvence de-
netimlerine açması” çağrõsõ yaptõ.
‘ABD’nin kulis
faaliyetleri başarılı oldu’
Genel Kurul’da daha sonra
Arap ülkeleri ile bağlantõsõz ülke-
lerin ortaklaşa sunduklarõ İsrail’in
nükleer yetenekleri konulu karar
tasarõsõ ele alõndõ. İsrail’in nükle-
er tesislerinin denetime açõlmasõ-
nõ öngören tasarõ 51 aleyhte oyla
reddedildi. Oylamada, aralarõnda
Türkiye’nin de bulunduğu 46 ül-
ke “evet” oyu kullanõrken, ABD
ile AB üyesi ülkelerin tümünün
“hayır” oyu kullanmasõ dikkati
çekti. Diplomatik kaynaklar,
ABD’nin, “Ortadoğu barış sü-
recini sekteye uğratacağı” ge-
rekçesiyle reddedilmesini istediği
karar tasarõsõ için yaptõğõ kulis
faaliyetinde AB üyesi ülkelerin
yanõ sõra diğer bazõ ülkeleri de ik-
na etmeyi başardõğõnõ belirtti.
Gül,BMGK’yebaşkanlıketti
BEHZAD BARIŞ
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER - Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül BM Gü-
venlik Konseyi’nin (BMGK) “Barışı
Koruma-Barışı İnşa” konulu zirve
toplantõsõna başkanlõk yaparken Dõşiş-
leri Bakanõ Ahmet Davutoğlu’nun
ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton
ile görüşme talebi kabul edildi.
Gül’ün masaya tokmak vurarak baş-
lattõğõ toplantõya, BMGK’nin Türkiye
dõşõndaki diğer 9 geçici ve 5 daimi üye-
si ülkenin devlet ve hükümet başkan-
lar katõldõ. Gül, toplantõda vermek is-
tedikleri başlõca 3 mesajõ şöyle sõraladõ:
Uluslararasõ barõş ve güvenliğe kat-
kõ için BMGK’nin elinde olan önleyi-
ci diplomasi, barõş yapma, barõşõ ko-
ruma gibi araçlarõn bütün-
lüklü ve stratejik bir çerçe-
ve içinde kullanõlmasõ
Eylem ve tepkilerin
değişen şartlar karşõsõnda
sürekli olarak uyarlanmasõ,
BMGK, BM Genel Ku-
rulu, Ekonomik ve Sosyal
Konsey, Barõşõ Koruma Ko-
misyonu, bölgesel örgütler
ve mali kuruluşlar arasõnda
daha güçlü ortaklõklar ihti-
yacõnõn vurgulanmasõ.
Gül, toplantõda Türkiye
adõna yaptõğõ konuşmada ise
21. yüzyõlõn henüz yelken
açõlmamõş sularõnda ulus-
lararasõ barõş ve güvenliğin sağlanma-
sõ için daha etkin bir BMGK’ye ihtiyaç
duyulduğunu belirterek, Türkiye’nin
Balkanlar’dan Orta Asya’ya, Karade-
niz’den Ortadoğu’ya kadar uzanan bir
coğrafyada birçok yerel ve bölgesel so-
runla boğuştuğuna dikkat çekti. Bunun
için önleyici diplomasi, arabuluculuk,
barõşõ koruma ve barõşõ tesis gibi araç-
larõn kullanõldõğõnõ anlatan Gül, Türki-
ye’nin son dönemde arabuluculuk ça-
balarõyla öne çõkmasõnõn rastlantõ ol-
madõğõnõ belirtti.
Gül’ün konuşmasõndaki vurgularõ
içeren bir metin “BMGK Başkanlık
Açıklaması” olarak kabul edildi. Gül,
toplantõnõn ardõndan yaptõğõ açõklama-
da, dünkü zirve’nin 1945’ten beri 6. de-
fa toplandõğõna dikkat çekerek “Tür-
kiye, bu tarihi zirveyi düzenlemekten
ve başkanlık etmekten ayrıcalık duy-
maktadır” dedi.
Türkiye’den görüşme talebi
BM 65. Genel Kurul toplantõlarõna
katõlan Dõşişleri Bakanõ Ahmet Da-
vutoğlu ise ABD Dõşişleri Bakanõ Hil-
lary Clinton ile biraraya geldi. Türk ta-
rafõnõn talebiyle yapõlan heyetler arasõ
toplantõya Clinton’õn resmi günde-
minde yer verilmedi. BMGK Başkan-
lõk Ofisi’ndeki görüşmeye Dõşişleri Ba-
kanlõğõ Müsteşarõ Feridun Sinirlioğlu
ve Türkiye’nin Washington Büyükel-
çisi Namık Tan da katõldõ.
Cumhurbaşkanı Gül’ün toplan-
tı arasında yan yana geldiği ABD
Dışişleri Bakanı Clinton, katılım-
cılar arasında makyaj tazeledi.
ABD Başkanı Obama’nın eşi Mic-
helle Obama heyet başkanları eş-
leri için çiftlik gezisi düzenledi.
Hayrünnisa Gül, Michelle Obama
ile sohbet etti. (REUTERS)
Bir elinde
Kuran bir
elinde İncil’le
konuştu.
AHMEDİNEJAD: 11 EYLÜL
ABD KOMPLOSU
Dış Haberler Servisi - İran Cumhurbaşka-
nõ Mahmud Ahmedinejad’õn BM Genel Ku-
rulu’nda önceki gün yaptõğõ konuşmada, 3 bin
kişinin ölümüne yol açan terör saldõrõlarõna
gönderme yaparak, “dünyada birçok kişi-
nin, 11 Eylül saldırılarından İsrail’in kur-
tuluşunu sağlamak isteyen ABD’nin so-
rumlu olduğunu düşündüğünü” söylemesi
üzerine, ABD’li ve Avrupalõlar başta olmak
üzere bazõ Batõlõ diplomatlar salonu terk etti.
ÇAĞLAR NARLER
ile
YASİN EKŞİ
evlendiler.
Mutluluklar diliyoruz.
25.09.2010 İstanbul
CÇalışanları
T.C. GEBZE 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ SATIŞ
MEMURLUĞU GAYRİMENKUL
AÇIK ARTTIRMA İLANI
SAYI: 2010/6 SATIŞ
Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/176. Esas
2009/1455 Karar sayõlõ ilamlarõna istinaden satõş tale-
binde bulunulan gayrimenkulun özellikleri ve evsaflarõ,
Kocaeli-Gebze-Osman Yõlmaz Mahallesi 37 Pafta, 440
ada 527 Parsel sayõlõ 4/85 arsa paylõ B giriş Zemin kat
4 nolu daire. İmar Durumu: 1/1000 ölçekli imar planõn-
da kõsmen yol ve konut alanõnda kaldõğõ, ayrõk Nizam 5
kat H=15.50 Metre ve TAKS= 0.40 olduğu belirtilmiş-
tir KIYMETİ: 118.688 TL’dir. SATIŞ ŞARTLARI: 1)
Taşõnmazõn birinci satõş 08/11/2010 günü saat 14.00 -
14.15 arasõnda Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi kale-
minde açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmada
kõymetin %60’õ ve satõş masraflarõnõ geçmesi şartõ ile
ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa
22/11/2010 günü aynõ yer ve saatte ikinci artõrmaya çõ-
karõlacaktõr. Bu artõrmada kõymetin %40’õnõ bulmasõ ve
ayrõca satõş masraflarõnõ geçmesi şartõyla en çok artõra-
na ihale olunur. 2) Artõrmaya iştirak edeceklerin kõy-
metin %20’si nispetinde nakit teminat veya bu miktar
kadar milli bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri
lazõmdõr, satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde 10 gü-
nü geçmemek üzere mehil verilebilir. Resmi, ihale dam-
ga vergisi, KDV, tapu harç ve masraflarõ alõcõya aittir. 3)
İhaleye katõlõp sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiy-
le ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar kefilleri tek-
lif ettikleri bedel ile son ihale arasõndaki farktan ve ay-
rõca faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. 4) Şart-
name ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için
dairede açõk olup masrafõ verildiği taktirde isteyen alõ-
cõya bir örneği gönderilebilir. 5) İhaleye girmek iste-
yenler satõş şartnamesini okumuş ve kapsamõnõ aynen
kabul etmiş sayõlõrlar. Başka bilgi almak isteyenlerin
2010/6 Satõş dosyasõ numarasõ ile Satõş Memurluğuna
başvurmalarõ ilan olunur. (Basõn: 63968)
BASKIN, BASANINDIR...
Cesaret kazanmışlardır.
Gemi azıya almışlardır.
Posta koymuşlardır.
Cumhuriyete meydan
okumuşlardır.
Körlerin gözlerine,
parmaklarını sokmuşlardır.
Bir avuç insanı haklı
çıkarmışlardır.
Basılan galerinin sahibinin,
“yetmez ama evet”çilerden
olduğunu öğrenenleri,
acı acı gülumsetmişlerdir.
Müjdat KILIÇKIRAN
Öğretmen
Fatma SİCİM
01.02.1943- 25.09.2008
Eşim, arkadaşım, yoldaşım,
annemiz, babaannemiz, anneannemizi
sonsuzluğa uğurlayalı tam iki yıl oldu.
Anılarıyla kalbimizden hiç silinmedi,
sonsuza dek silinmeyecek. Işıklar içinde yatsın.
Seni çok seviyoruz.
Eşi Salih Sicim, Kızı Sevgin, gelini Aslı,
oğulları; Levent-Bülent, damadı Bülent,
torunları; Bensu-Duru-Lara
İsrail’in nükleer tesislerinin denetime açõlmasõ tasarõsõ ABD ve AB oylarõyla reddedildi
ABBA’dan aşırı sağcı partiye dava
Dış Haberler Servisi - 70’li yõllarõn ünlü
pop müzik grubu ABBA, Danimarka’da aşõrõ sağ-
cõ Halk Partisi’ne (DF) “Mamma Mia” şarkõlarõ-
nõ izinsiz kullanmasõ üzerine dava açma kararõ al-
dõ. Şarkõyõ liderleri Pia Kjaersgaard’a hitaben
“Mamma Pia” olarak değiştiren DF şarkõyõ mi-
ting ve toplantõlarõnda kullanõyor. ABBA’dan
Benny Andersson dava gerekçelerini “İlk olarak
şarkõlarõ istediğiniz gibi değiştiremezsiniz. İkinci
olarak da partilerini desteklemekle ilgilenmediği-
mizi anlamalarõnõ istiyoruz” diye açõkladõ.
İsrail’in nükleer
tesislerinin denetime
açõlmasõ tasarõsõna ABD ve
ve AB ülkelerinin “hayõr”
demesinde “Ortadoğudaki
barõş sürecinin sekteye
uğrayabileceği” endişesinin
etkili olduğu savunuluyor.