Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2010 PERŞEMBE
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Şeyh Uçmaz
Mürit Uçurur
12 Eylül referandumu Tayyip Erdoğan’ın
zaferi ile sonuçlandı.
Bütün rakiplerinin ve karşıtlarının, oyunun
kural dışı oynandığı mazeretinin arkasına
sığınmadan, gerçeklerden de, onları
söylemekten de korkmadan bu başarının
öğelerini irdelemeleri gerekmektedir.
Bunu yaparken, kimi her ne kadar ilk bakışta
etkileyici gibi görünse de, genelde temelsiz
olan benzetmelere fazlaca itibar etmemekte
yarar var.
Bunların başında, Tayyip Bey’in sol
söylemleri kullanması geliyor.
Erdoğan solun herhangi bir amacını
benimsemediği gibi, özü olan söylemini de
kullanmamaktadır. Kimilerinden özür dileyerek,
söylemek isterim ki, Tayyip Bey’de sol söylem
aramak için onun ya da yandaşları ile
çıkardaşlarının arpalığından nemalanmak
gerekmektedir.
Tayyip Bey’in, askeri vesayete karşı olduğunu
söylemesi ilk bakışta bir sol slogan olarak
görülebilirdi, eğer o askeri vesayetin yerine, onu
bile mumla aratacak daha koyu ve mutlak,
hatta totaliter eğilimli sivil vesayet koyma niyeti
aşikâr olmasaydı.
Bu durumda, Erdoğan’ın statükoyu sarstığı
söylentilerinin de, kimi soldan çark etmiş,
kişilerin desteklediği bir tevatürden başka bir
şey olmadığı kolaylıkla anlaşılır.
Peki, bütün bunlardan sonra, Tayyip Bey’in
başarısını seçmenin cahilliğine, evetçilerin neye
oy verdiklerini doğru dürüst bilmemesine mi
bağlayacağız.
Kuşkusuz bu unsurlar sonuçta çok etkin
olmuşlardır, ama bunlara demir atıp kalmak
gelecekte daha başarılı olmayı engelleyecektir.
Konumu gereği toplumun bütün kesimlerini
kapsayıcı olması gerekirken özellikle dinamik
güçler olmak üzere, çoğu kesimi karşısına
almakta fütur etmeyen Tayyip Erdoğan’ın
başarısını onun kendi karizmasından çok başka
etkenlerde aramak daha doğru olacak.
Konu “karizma”ya gelince orada biraz
durmakta yarar var. Eğitim ortalamasının
demokrasinin asgari düzeyinin altında olduğu
toplumlarda, tarihin büyük dönüm anları
dışında, karizmanın yerini en donanımsız ile
bütünleşmeyi sağlamaya yarayan “keriz”manın
aldığını görmek gerekir.
Bu gerçeği görmek, aynı zamanda Tayyip
Bey’in seçim başarısının tabanını oluşturanların
rakiplerininkine oranla daha eğitimsiz
seçmenler olduğunu bilmek, onun da,
“kerizma” üzerine zafer bina ettiğini iddia etmek
değildir illa ki.
Ama nasıl ki, kimi çevrelere tatsız ve itici
gelecek gerçekleri kabul edecek cesareti
açıkça göstermek zorundaysak, gerçekleri
söyleyecek cesareti esirgememeliyiz.
Tayyip Bey’in seçmen tabanının görece cahil
olduğunu söylemek, bir gerçeği dile getirmektir.
Seçmene saygısızlık değil.
Kaldı ki, seçimlerde zaferi getiren seçmene
saygı değil, seçmeni iyi tanımaktır.
Tayyip Bey’in iletişim teknolojisini ve halkla
ilişkiler alanını iyi kullandığı, iyi danışmanlar,
profesyonel kişilerle çevrelendiği yadsınamaz
bir gerçektir. Son kampanyada Tayyip Bey
ekibi bunu çok iyi kanıtlamış, demokrasinin
“onsuz olmaz”ı kuvvetler ayrılığı ve yargı
bağımsızlığına aykırı bir değişikliği tam tersine
sanki onları sağlıyormuşcasına halka
sunmaktaki hüneri doğrusu çoğu kişiye parmak
ısırtmıştır.
Şimdiye dek, AKP’nin dışında da herkesin
gerekliliğinin zorunluluğunu gördüğü yeni ve
demokratik bir anayasa ile yargı reformu gibi
konularda, yalnız “istemezük” ile sınırlı kalan ve
kendi projesini ortaya koymayan, koyamayan
muhalefetin bu noksanının yanı sıra, topyekûn
örgütlü bir seferberliği başaramamış olması da,
Tayyip Bey’i zafere uçuran etkenler arasındadır.
Anadolu’nun yükselmekte olan yeşil
sermayesiyle birlikte etkin dış çevrelerin
desteğini de alan ve tümüyle profesyonellerle,
duygusallığı bir yana bırakıp, bilimsel
yöntemleri kullanan, gündem oluşturup
saptırmakta mahir Tayyip Bey’in hüneri,
çevresini ve dayanaklarını ustaca seçmekte
yatıyor. Buna bir de sorgulamadan oy vermekte
beis görmeyen eğitim düzeyi düşük seçmenleri
de katınca, başarı tablosu tamamlanıyor.
Evet “Şeyh uçmaz, cemaat uçurur” demişler.
Buradaki “cemaat” yalnız Atlantik ötesini
değil, yukarıdaki öğeleri de içeriyor.
Tayyip Bey’in rakiplerine düşen ise, her
şeyden önce, cemaatin uçurduğu Şeyh’in
yükselmesindeki kendi katkılarını görmeye
çalışmaktır.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
Anayasa Komisyonu Başkanõ Kuzu, başkanlõk sisteminin bazõ güçlükleri beraberinde getireceğini ifade etti
Başkan’a kral benzetmesiALİCAN ULUDAĞ
ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’õn başkanlõk sistemiyle ilgili çalõş-
malarõna işaret ettiği TBMM Anayasa Ko-
misyonu Başkanõ Burhan Kuzu’nun, bir ma-
kalesinde, “Başkanlık sistemi elbette ki, ba-
zı güçlükleri de beraberinde getirecektir.
Başkanlık sistemi diktatörlüğe dönüşme
eğilimi gösterebilir” dediği ortaya çõktõ.
Kuzu, “Fakat seçimle gelen bu yeni kral-
lar ‘seçimle giden krallar’ pozisyonuna
düştükleri için fazla korkulacak bir durum
yoktur” ifadesini de kullandõ.
Kuzu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakülte-
si’nde doçent olduğu 1997’de “Türkiye İçin
Başkanlık Sistemi” adlõ bir bilimsel makale ya-
yõmladõ. Makalesinde genel olarak başkanlõk sis-
teminin yararlarõ üzerinde duran Kuzu, 12 Ey-
lül darbesinin lideri Kenan Evren’in “Devle-
tin günlük hayatın bütün yükünü sırtında ta-
şıyan yürütmenin, arz ettiği bütün hayati
ehemmiyete rağmen arka plana itilmiş ve iş-
lemez hale gelmiş olması, 1961 Anayasası’nın
belki de en büyük ve tashih kabul etmez zaa-
fını teşkil etmiştir. Yürütme o anlayış ve hu-
kuki durum içinde kaldıkça ve bırakıldıkça
devlet bir ayağı olmayan ve koltuk değneği
ile yürüyen bir insan olmaktan öteye geçe-
mezdi...” sözüne katõldõğõnõ belirtti.
Kuzu, 1982 Anayasasõ’nda başkanlõk sistemi
yönünde düzeltmeler yapõlacak olursa ilk etap-
ta “Cumhurbaşkanının halk tarafından se-
çimi ve yetkilerinin arttırılması, başbakan-
lık müessesesinin kaldırılması, TBMM’nin
hükümeti denetim yollarına ilişkin hüküm-
lerin anayasadan çıkarılması, Parlamentoyu
fesih yetkisinin kaldırılması” değişikliklerinin
yapõlmasõnõ önerdi. Kuzu’nun 1997’deki bu öne-
rilerinin ilk ikisinin şu an gerçekleştirilmiş ol-
masõ da dikkat çekti.
Dünyada başkanlõğa doğru kaymalar olduğunu
anõmsatan Kuzu, “Bu gidiş sanki eskiye dönüşü
andırıyor. Gerçekten, hürriyet mücadelesi-
nin ve parlamentoların oluşumu kavgasının
tek kişi yönetimlerine karşı yapıldığı düşü-
nülürse, bugün tekrar o sistemin revaçta ol-
ması başka türlü açıklanamaz. M. Duverger’in
bunlar için ‘seçimle gelen krallar’ ifadesini kul-
lanması boşuna değildir. Fakat seçimle gelen
bu yeni krallar ‘seçimle giden krallar’ pozis-
yonuna düştükleri için fazla korkulacak bir
durum yoktur” ifadelerini kullandõ.
Bazõ yazarlarõn, cumhurbaşkanõnõn halk ta-
rafõndan doğrudan doğruya seçilmesini öner-
diğini kaydeden Kuzu, “Bizce, bir nevi yarı
başkanlık modelini andıracak olan böyle
bir model, Türkiye’de işleri daha da kötü ya-
pacaktır. Yarı başkanlık modelinin bizde çok
daha sıkıntılar çıkaracağı ve bugünkü du-
rumdan pek farklı olamayacağı, hatta daha
kötü olacağı kanaatindeyiz. Parlamenter re-
jim içinde kalmak cumhurbaşkanını halka
seçtirmek sisteme uymaz. Cumhurbaşkanı-
nı halk seçer de, bu anayasada gerekli diğer
değişiklikler yapılmazsa o zaman doğacak si-
yasi kriz daha da katmerleşir. Cumhurbaş-
kanı ile Başbakan arasında sürtüşme daha da
artacaktır. Şu halde cumhurbaşkanını hal-
kın seçmesi ilkesi kabul edildiği takdirde, ana-
yasada değişiklik yapılarak mutlaka ya ya-
rı başkanlık ya da başkanlık sistemine ge-
çilmesi gerekir” görüşünü dile getirdi.
‘Darbelere yol açabilir’
Başkanlõk sisteminin darbelere yol açabile-
ceği endişesinin muhtemel olduğunu, aynõ teh-
likenin parlamenter rejimde de görülebilece-
ğini kaydeden Kuzu, “Kanaatimizce işlerin
iyi gittiği bir başkanlık sisteminde darbe ol-
ması ihtimali yoktur” dedi Başkanlõk siste-
minin elbette ki, bazõ güçlükleri de beraberinde
getireceğini anlatan Kuzu, “Esasen her sis-
temin kendine özgü mahzurları da vardır.
Başkanlık sistemi diktatörlüğe dönüşme eği-
limi gösterebilir; fakat aynı tehlike öteki hü-
kümet şekillerinde de mümkündür” de-
ğerlendirmesini yaptõ.
12 EYLÜL
Gönül
içindesuç
duyurusu
EDP Genel
Başkanõ Halis, “Bu
Başbakan’õn hoşuna
gitmeyecek” dedi.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Eşitlik ve
Demokrasi Partisi (EDP),
12 Eylül darbesi nede-
niyle suç duyurusunda
bulunarak 514 kişinin
yargõlanmasõnõ istedi.
EDP’nin Ankara Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’na
verdiği dilekçede, yargõ-
lanmasõ istenen kişiler
arasõnda AKP’li Milli Sa-
vunma Bakanõ Vecdi Gö-
nül, eski Milli Savunma
Bakanõ Nevzat Ayaz, es-
ki DYP Milletvekili ve İs-
tanbul Valisi Hayri Ko-
zakçıoğlu ve eski DYP
Milletvekili ve Ankara
Valisi Saffet Arıkan Be-
dük ile “Haliç’te Yaşa-
yan Simonlar” kitabõyla
gündemi sarsan açõkla-
malarda bulunan eski Es-
kişehir Emniyet Müdürü
Hanefi Avcı gibi isimler
de var. Suç duyurularõy-
la ilgilenen özel yetkili
Cumhuriyet Savcõsõ Ka-
dir Altınışık, suç duyu-
rularõnõ incelemeye aldõ.
Savcõ Altõnõşõk’õn, suç
duyurularõna ilişkin in-
celemesini tamamladõk-
tan sonra bir rapor hazõr-
layacağõ bildirildi.
EDP Genel Sekreteri
Recai Ersoy tarafõndan
Ankara Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’na verilen suç
duyurusunda yargõlan-
masõ istenen 514 kişinin
suçu, “Darbe yapmak,
anayasayı değiştirmek,
hükümeti yıkmak, sis-
temli bir şekilde plan-
layarak ve tasarlaya-
rak adam öldürmek,
kasten yaralamak, iş-
kence yapmak, eziyet
etmek, hürriyetten yok-
sun bırakmak, cinsel
saldırıda bulunmak”
şeklinde tanõmlandõ.
Demokrasi ihtiyacı
Cumhuriyet’e açõk-
lamalarda bulunan EDP
Genel Başkanõ Ziya Ha-
lis, EDP’nin herkesi eşit
gördüğünü belirterek suç
duyurusunun mahkeme-
ce kabul edilmesi duru-
munda Gönül’ün yargõ-
lanmasõnõn Başbakan
Recep Tayyip Erdo-
ğan’õn hoşuna gitmeye-
ceğini söyledi. Halis,
“Türkiye’nin şiddetle
demokrasiye ihtiyacı
var. Biz yasalar karşı-
sında herkese eşit mua-
mele yapılması taraf-
tarıyız” dedi.
Cindoruk: Türkiye üçe bölündü
Arkadaşımızın acı günü
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Demo-
krat Parti (DP) lideri Hüsamettin Cindoruk, refe-
randum sonuçlarõnõn Türkiye’yi “üç bölgeli” bir
siyasi coğrafyaya dönüştürdüğünü belirterek, Tür-
kiye Cumhuriyeti’nin ulusal sõnõrlarõ dahil, bir teh-
like içinde olduğunu vurguladõ. Cindoruk, “Bu üç
bölge gerçekten önemli ölçüde Sevr Antlaşma-
sõ’nõn haritasõna benzemiştir. Bu çok önemlidir.
BDP ile önderi önemli bir dayanak haline gelmiş-
lerdir. Bir devlet belgesi elde etmişlerdir” dedi.
MHP’DE ÇATLAK
Eski ülkücüler
Bahçeli’yi suçladı
Referandum gecesi “erken seçim”
çağrõsõ yapan MHP lideri, parti
teşkilatlarõna da “seçim çalõşmalarõnõ
başlatmasõ” talimatõnõ verdi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Anayasa
paketinin halkoylamasõn-
da “MHP tabanının
‘evet’e kaydığı” değer-
lendirmeleri, çoğu parti
dõşõnda kalan “eski ül-
kücüler”le, mevcut yö-
netim arasõndaki çatlağõ
derinleştirdi.
MHP lideri Devlet
Bahçeli’nin, bugün parti
yönetimi dõşõnda kalan
ve “evetçi bülbüller” di-
ye suçladõğõ, MHP’nin
bazõ kurucular kurulu üye-
leri ile ülkü ocaklarõnõn
kurucu başkanlarõndan
Ramiz Ongun’un da ara-
larõnda bulunduğu isimler,
referandum sonrasõnda
parti yönetimini hedef
alõrken, parti yönetimi
“bunlar zaten 41 kişiyi
geçmez” diyerek muhalif
sesleri “duymamayı” ter-
cih ediyor.
Çağrı yaptı
Referandum gecesi
“erken seçim” çağrõsõ
yapan MHP Genel Baş-
kanõ Devlet Bahçeli par-
ti teşkilatlarõna da “se-
çim çalışmalarını baş-
latması” talimatõnõ verdi.
Referandumda “taba-
nın kaydığı” iddialarõnõ
kabul etmeyen MHP yö-
netimi, “evet” oylarõnõn
yüksek çõkmasõndan
“Gülen cemaati” ve ik-
tidarõn “ekonomik ve si-
yasi baskısı”nõ sorumlu
tutuyor. verdi.
MHP Ankara Millet-
vekili ve Alpaslan Tür-
keş’in oğlu Tuğrul Tür-
keş ise babasõnõn yaşa-
masõ durumunda “evet”
diyeceği iddialarõna tepki
gösterdi. Türkeş, “Al-
paslan Türkeş’in ön-
gördüğü anayasa deği-
şikliği ile Tayyip Erdo-
ğan’ın anayasa değişik-
liği hiçbir şekilde örtüş-
mez” diye konuştu.
12 Eylül’den sonra si-
yasete başlamõş bir kişi
olarak referandum so-
nuçlarõna saygõ duydu-
ğunu ifade eden Tuğrul
Türkeş, MHP tabanõnõn
kaydõğõ iddialarõnõn da
hiçbir bilimsel “done”ye
dayanmadõğõnõ ileri sürdü.
Tuğrul Türkeş şunlarõ
söyledi:
“Bu yüzde 42’nin
içinde MHP ne kadar?
Siyasi polemik konusu
yaratmak istemiyorum,
ama oyunu kullanama-
mış bir siyasi partinin
genel başkanı varken,
bu yüzde 42’lik oy dili-
mini oraya mı vehme-
deceğiz? Ben MHP’nin
hiçbir yerde oy kaybet-
tiğine inanmıyorum.
Kayan taban MHP’nin
ni, yoksa genel başkanı
oyunu kullanamamış
olan partinin mi? Ama
taktik hataları yapan-
ların bu hayırların tü-
müne sahip çıkmaya
kalkıp, aynı senaryo
içinde MHP’ye saldır-
mış olmasını şık bul-
muyorum.”
Eski ABD Büyükelçisi Elekdağ, Şahinkaya’nõn adõnõn geçmediğini söyledi
F-16 rüşvet savları gündemde
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Anayasanõn geçici 15.
maddesinin kaldõrõlmasõnõn ar-
dõndan MGK üyelerinden Or-
general Tahsin Şahinkaya ile il-
gili “rüşvet” savlarõ yeniden
gündeme gelirken Türkiye’nin
eski Washington Büyükelçisi,
CHP İstanbul Milletvekili Şük-
rü Elekdağ, “Amerikalılar bi-
ze rüşvet iddialarıyla ilgili ola-
rak ‘Bir Türk işadamõ’ dediler,
ama isim vermediler. Kesin-
likle Tahsin Şahinkaya’nın adı
geçmedi” dedi.
F-16 uçaklarõnõn alõmõ sõrasõn-
da rüşvet savlarõ gündeme gel-
mişti. Dönemin Büyükelçilik
Müsteşarõ emekli Büyükelçi Ya-
lım Eralp’in “1981’de ABD’li-
ler bana askeri uçak seçiminde
rüşvet alındığını anlattılar. Ve-
rilen tarif Tahsin Şahinkaya’ya
uyuyordu. Rüşvet belgelerini
kuryeyle Ankara’ya yolladık”
sözleri de basõna yansõmõştõ.
Elekdağ yalanladı
Dönemin Washington Büyük-
elçisi Elekdağ, rüşvet savlarõyla il-
gili gelişmeleri şöyle anlattõ:
“12 Eylül müdahalesinin üze-
rinden bir yıl geçmişti, ABD
Kongresi’nde ve basınında Tür-
kiye’ye karşı eleştiriler yoğun-
laşmıştı. Ben de büyükelçi ola-
rak uçak modernizasyon prog-
ramımızı gerçekleştirmek için
ABD savunma ve dışişleri ba-
kanlıkları nezdinde girişimler-
de bulunuyordum. General
Dynmics F-16’ları imal edi-
yordu, Mc Donnell Douglas F-
18’leri imal ediyordu. Müda-
haleden bir yıl sonra Amerikan
Senatosu Dış İlişkiler Komis-
yonu Başkanı Senatör Percy
telefon etti.
‘Türkiye’nin ABD’den askeri
yardõm çerçevesinde almayõ ön-
gördüğü uçaklarla ilgili bana rüş-
vet iddiasõ intikal etti. Eğer hü-
kümetiniz tarafõndan gerekli ön-
lemler alõnarak bu iddialarõn önü
kesilmezse, bu konunun komis-
yonda tartõşõlmasõ kaçõnõlmaz
olur. Bu iddialarla ilgili yardõm-
cõm Hans Binnedjizk’i size gön-
deriyorum’ dedi. Binnedjizk,
büyükelçiliğe geldi, onu Yalım
Eralp karşıladı, sonra yanıma
getirdi. Binnedjizk, iddiaları
anlattı. Buna göre; F-16 uçak-
larını imal eden General Dyna-
mics firmasının bir yetkilisi
New York’ta bir Türk işadamı
görüşmüş. Bu Türk işadamı, F-
16’ların spesifikasyonları tat-
minkâr, ama seçimi yapacak
komisyon F-18’leri seçme eği-
liminde, ama bana 9 milyon do-
lar verirseniz nihai karar F
16’lar lehine çıkacaktır, demiş.
‘Bunlarõ Ankara’ya en üst
makama intikal ettireceğim,
ama bana Türk işadamõnõn is-
mini verin, ayrõntõlõ olarak ya-
zõyla bildirin’ dedim. Belge
vermeye yanaşmadılar, isim
de vermediler.”
CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ,
“Amerikalõlar bize rüşvet iddialarõyla ilgili olarak ‘Bir
Türk işadamõ’ dediler, ama isim vermediler” dedi.
STK’ler ile siyasi partiler, darbecilerin yargõlanmasõ için suç duyurusunda bulundular
Darbe mağdurları adalet istiyor
Adana, Mersin ve Gaziantep’te darbeciler için suç duyurusu yapıldı.
YUSUF BAŞTUĞ / ABİDİN
YAĞMUR / BEKİR ŞAHİN
ADANA /MERSİN/ GA-
ZİANTEP - Sivil toplum
örgütleri ile siyasi partiler,
Gaziantep ve Mersin’de 12
Eylül darbecilerinin yargõ-
lanmasõ için suç duyurusun-
da bulundular.
Adana’da İnönü Parkõ’nda
toplanan DİSK, KESK,
TMMOB, TTB, Alevi Kül-
tür Dernekleri, Halkevleri,
İHD, EMEP, ÖDP ve BDP
üyeleri, 12 Eylül’de idam
edilenlerin kara kalemle çi-
zilmiş resimlerini taşõdõ.
KESK Adana Dönem Söz-
cüsü Güven Boğa, “Toplu-
ma karşı suç işlemiş olan-
lar yargı önünde hesap
vermelidir” dedi. Mersin
78’liler Derneği üyeleri de
Mersin Adliyesi’ne giderek
12 Eylül darbesinin lideri
Kenan Evren ve kuvvet ko-
mutanlarõ hakkõnda suç du-
yurusunda bulundu.
Gaziantep’te ise EDP İl
Başkanlõğõ ve İHD Gaziantep
Şubesi 12 Eylül darbecileri
ve dönemin yetkililerinin
yargõlanmasõ için suç duyu-
rusunda bulundu.
12 Eylül Pazar günü yapõ-
lan halkoylamasõnõn ardõn-
dan, 12 Eylül 1980 darbesi-
ni yapanlar ve o dönemin so-
rumlularõna ilişkin yapõlan
suç duyurularõyla ilgilenen
özel yetkili Cumhuriyet Sav-
cõsõ Kadir Altınışık, suç du-
yurularõnõ incelemeye aldõ.
Burhan Kuzu’nun, doçent olduğu 1997 yõlõnda yayõmlanan bir makalesinde,
“Başkanlõk sistemi diktatörlüğe dönüşme eğilimi gösterebilir” dediği ortaya
çõktõ. Kuzu makalesinde, Başkan’a ‘seçimle gelen kral’ benzetmesi yaptõ.
İstanbul Haber Servisi - Gazetemizin ya-
zõişleri müdürlerinden Miyase İlknur’un babasõ,
İhsan İlknur (67), dün yaşamõnõ yitirdi. İhsan
İlknur, bir süredir tedavi gördüğü Silivri’deki
Özel Anadolu Hastanesi’nde tüm müdahalelere
karşõn kurtarõlamadõ. İhsan İlknur’un cenazesi,
yarõn saat 14.00’te Küçükçekmece Garipdede
Cemevi’nde düzenlenen törenin ardõndan Silivri
Mezarlõğõ’nda toprağa verilecek.