20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
‘ SEVİL ARINAN ANKARA - FIBA’nõn 2010 Dünya Basketbol Şampiyonasõ’nda görevli ponpon kõzlarõn istedikleri gibi gösteri yapmalarõnõn engellendiği gerekçesiyle Türkiye’ye kestiği 5 bin TL’lik cezayõ önce “önemsemediğini” açõklayan Basketbol Federasyonu Başkanõ Turgay Demirel, daha sonra “Böyle bir ceza verilmedi” dedi. Türkiye’nin ev sahipliğini yaptõğõ 2010 Dünya Basketbol Şampiyonasõ’na 12 dev adamõn finale kalmasõyla, dünyaca ünlü dans grubu Red Foxes’in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn izlediği Rusya karşõlaşmasõnda sahaya çõkartõlmamasõ damgasõnõ vurmuştu. Konuyu değerlendiren FIBA önceki gün Türkiye’ye 3 bin 200 Frank yani yaklaşõk 5 bin TL ceza kesmişti. Ancak ceza Basketbol Federasyonu’nda beklenen etkiyi yapmadõ. Cumhuriyet’e açõklama yapan Basketbol Federasyonu Başkanõ Demirel, FIBA’nõn verdiği ceza için “önemsiz” dedi. Demirel, “FIBA, diğer ülkelere ‘Organizasyon ülkesi ponpon kõzlarõ sahaya çõkarmadõ. Biz de onlara ceza kestik’ demek için böyle yaptı. Üzerinde bile durmuyorum. Ayrıca Ankara’daki maçlarda ponpon kızlara, seyircilerin konsantresini bozmaması için müdahale ettik. Başbakan’la ilgisi yok” açõklamasõ yaptõ. Demirel, şöyle konuştu: “Grup maçlarında en güçlü rakiplerimiz Rusya ile Yunanistan’dı. Federasyon olarak biz de bu maçlarda seyirci desteğinin en üst seviyede olmasını istedik ve ponpon kızların sahaya çıkmamasına karar verdik. Molalarda sadece seyirciler coşsun istedik. Yani yaşananların Başbakan Erdoğan’la ilgisi yok. Ama İstanbul’da iş değişti. FIBA İstanbul’daki organizasyonda ponpon kızlara müdahale etmemize izin vermedi. İstanbul’da bütün kontrol FIBA’daydı.” ‘Ceza önemsiz’ FIBA’nõn ponpon kõzlar için verdiği 5 bin TL’lik cezayõ da değerlendiren Demirel, “FIBA kurallarına aykırı gelindiği gerekçesi ile bize ceza kesti. Ulusal takımın Rusya ve Yunanistan’ı yenmesinin değeri ponpon kızların saha çıkmasından kat kat fazla önemliydi. Verilen ceza çok önemli değil. Üzerinde bile durmuyorum. Çünkü bana sürekli ‘çok güzel bir organizasyon düzenlediniz’ denildi. Bu ceza sadece formalite” diye konuştu. FIBA’nõn verdiği cezayõ önce değerlendiren, ardõndan gazetemize tekrar açõklama yapan Demirel, “Federasyonda inceleme yaptık. Böyle bir para cezası yok” dedi. TBF resmi internet sitesi de Türkiye’nin ponpon kõzlar nedeniyle ceza aldõğõ iddialarõnõ yalanladõ. CMYB C M Y B 16 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA SPOR 19 GÖRÜŞ / METİN TÜKENMEZ Basketbol;SeçkinlikveZarafet Beyzbol ve Amerikan futbolunun kökeni Azteklere dayanıyor. Futbol avcılığın günümüzdeki versiyonu sanki. İnsanlaşma sürecini tamamlamadan önce bile oynadığımız bir oyun. Hokey gibi çok eskiden beri oynadığımız oyunlar var. Ama basketbol henüz çok yeni... Başlangıçta şeftali sepetine bir delik açıp topu merdivenle yukarı tırmanmaksızın almayı düşünememişlerdi. O günlerden bu zamana geçen süre içinde oyun evrim geçirdi. Çoğunlukla Afrikalı ve Amerikalı oyuncuların ellerinde sporda zekâ, kusursuzluk, cesaret, cüret, öngörü, ustalık, takımdaşlık, seçkinlik ve zarafetin en göz kamaştırıcı sentezi oldu. 1.60 metrelik Muggsy Bogues devler ormanında dans ediyor, Michael Jordan serbest atış çizgisinin ötesinde bir karanlıktan süzülerek geliyor, Larry Bird dönüp bakmaksızın kusursuz paslar veriyor, Kerim Abdül Cabbar merdivensiz göğe tırmanıyor. Basketbol futbol gibi temas esasına dayalı bir oyun değil; ince bir hüner oyunudur. Tam saha baskı, topu yakalayıp sürme, pasın kesilmesi, aniden yükselen bir forvetten gelen sayı, hepsi birlikte zekâ ve atletizmin, akıl ve vücudun uyumla kesiştiği bir çizgi oluşturuyor. Her spor dalında, oyuncular inişli çıkışlı bir çizgi izler. Basketbolda optimal canlılığı yakaladığınız durumlara ise sıcak el deniliyor. Hata yapamazsınız. Bir play-off maçında, normalde iyi bir uzak mesafe atıcısı olmayan Michael Jordan’ın sahanın her yerinde peş peşe üçlük atışlar yapıp, sonunda kendinin bile şaşırmasını biliyoruz. Tersine, ısınamadığınız, hiçbir şeyin yerini bulmadığı zamanlar da vardır. Oyuncu havasında olduğu zaman sanki büyülü bir güçle donanmış, beceremediğinde de kötü talihi çatmış ya da uğursuz bir büyüye kurban gitmiş gibi görünür. Ama bu bilimsel düşünceye değil, sihre dayalı bir yaklaşımdır. Gilovich’in araştırması Cornell Üniversitesi’nde ruhbilim profesörü olan Tom Gilovich basketbol skorundaki iniş çıkışlar üzerine bir araştırma yapar. Gilovich NBA oyuncularının yaptığı atışların olasılık kurallarının ötesinde bir başarı sergileyip sergilemediğini inceledi. Bir, iki ya da üç basketten sonra oyuncuların tekrar basket atma şansı, kaçırdıkları bir atıştan sonra sayı yapma olasılığından daha yüksek değildi. Bu çok iyi oyuncuların, yalnızca saha içi basketleri değil serbest atışları için de geçerliydi. Ünlü koç Red Auerbach, Gilovich’in çalışmasını duyduğunda yanıtı şöyle oldu: “Kim bu adam? Çalışma yapmış öyle mi? Külahıma anlatsın.” Acaba bu durum, oyuncuları, olasılık yasalarıyla oynatılan kuklalara mı dönüştürüyor? Elbette ki hayır… Ortalama atış yüzdeleri, kişisel becerilerinin gerçek bir yansımasıdır. Bilimsel veriler yerine Tanrıların sıcak elli oyuncuları kutsamış, soğuk elli olanı ise lanetlemiş olduğunu düşünmek hem çok kolay hem de daha eğlenceli kuşkusuz. Peki, öyleyse sorun nedir? Biraz gizemcilikten ne çıkar? Sıkıcı istatiksel analizlerden çok daha sevimli bu. Doğru, biraz gizemciliğin basketbolda, sporda bir zararı yoktur. Ama düşünme yöntemimizde alışkanlık haline gelirse, sevdiğimiz çoğu oyunda başımızı derde sokar. Çünkü oyunlar ve basketbol sayesinde çocuklar ve gençlere bilimsel düşünmeyi sevdirebiliriz. Basketbol oynarken oyunun aralarına örneğin, bir atış sırasında, Newton’un ilk devinim yasasının uygulamaya koyulduğunu, her atışta topun parabolik bir kavisini, yani balistik füzenin uçuşuyla aynı olduğunu, çembere basan oyuncunun vücudunun kütle merkezinin, kısa bir süre dünyanın yörüngesi olduğunu öğrenmenin kime ne zararı olabilir? Topu çembere sokabilmek için kesinlikle doğru hızda yükselmeniz gerekir; yüzde birlik bir hata yaparsanız, kütle çekimi sizi zora sokar. Hiç kuşku yok ki 12 dev adamın büyük başarısı ülkemizde basketbola olan ilgiyi zaman içinde sevgi ve tutkuya dönüştürecektir. Öyleyse, derslerde, antrenmanlarda, gazete veya televizyonlarda neden spor aracılığıyla bilimi sevdirme çabası içine girmiyoruz. Bilimi sevmeden, bilimin hayatımızın her alanında var olduğunun farkında olmadan, oynarken bile tüm hareketlerimizin bilimsel yasalara dayalı olduğunu algılayamadan daha yaşanılabilir bir hayatın koşullarını nasıl sağlayabiliriz? Toplumun çok önemli kesimine ulaşabilen antrenörler, koçlar, beden eğitimi öğretmenleri böylesi bir görevin öncüleri olamazlar mı? Panzerler 8 Ekim’deki maçta taraftarõmõzõn stadõ doldurmasõndan endişeli Almanya Türkleri bekliyor Spor Servisi - Almanya Futbol Federasyonu (DFB) Genel Sekreteri Wolfgang Niersbach, 8 Ekim’de Berlin’de oynanacak Almanya-Türkiye karşõlaşmasõna 30 binden fazla Türk taraftar beklediklerini söyledi. Niersbach, “Stadın tamamen Türklerin elinde olmaması için çeşitli önlemler alındı” dedi. TFF’ye 11 bin 500 bilet verildiğini hatõrlatan Niersbach, Türk taraftarlarõn üstünlüğüne karşõ DFB’nin maçtan önce seyircilere beyaz tişört dağõtacağõnõ ve böylelikle statta ‘beyaz duvar’ oluşturacaklarõnõ anlattõ. ULUSALLAR YÜKSELİŞTE Spor Servisi - Uluslararasõ Futbol Federasyonlarõ Birliği (FIFA), aylõk dünya sõralamasõnõ açõklarken Türkiye, 7 basamak yükselerek 21. sõraya çõktõ. Ay - Yõldõzlõlarõn bu çõkõşõnda Avrupa Şampiyonasõ elemelerinde aldõğõ 2 galibiyetin büyük önemi olduğu belirtildi. Son Dünya Kupasõ şampiyonu İspanya liderliğini sürdürürken Hollanda 2., Almanya 3. sõrada bulunuyor. ‘ DEMİREL: Ulusal takõm bazõnda hedefimiz final oynamaktõ ve başardõk. Aldõğõmõz başarõnõn yanõnda organizasyonumuz tam not aldõ. Ulusal takõm antrenörü Bogdan Tanjevic bilindiği gibi sürekli eleştirildi. Geldiği günden bu yana yapõlanlarõ çok iyi biliyorum ama... Dolayõsõyla Tanjevic kötü bir insan ya da tercih gibi kamuoyuna yansõtõldõ. Ama biz federasyon olarak bu işin doğrusunu bildiğimiz için bu yolda devam ettik. Dünya otoriteleri Tanjevic’i en iyi koç olarak gösterirken, nedense Türkiye’de başarõsõz gibi lanse edildi. Haksõzlõk yapõldõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Spordan Sorumlu Devlet Bakanõ Faruk Özak, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonasõ final maçõndan sonra Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ve Başbakan R.Tayyip Erdoğan’õ protesto eden taraftarlarla ilgili olarak, “Böylesine büyük bir organizasyon için teşekkür beklerken, arkamızdan yapılan uğultunun ne denli çirkin olduğunu ve bunu şiddetle kınadığımı söylemek istiyorum. Final maçından sonra salonda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasından bir uğultu oldu. Bu uğultu seviyesiz, ilkesiz ve terbiyesiz bir uğultuydu. Büyük Önder Atatürk bugün yaşasaydı, ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklõsõnõ severim’ sözüne ek olarak ‘Seyircinin ahlaklõsõnõ, edeplisini ve ilkelisini severim’ sözünü de eklerdi” diye konuştu. KIRMIZI KART M U H İ T T İ N B O Ş A T TFF Başkanı Açıklama Yapmalı A Ulusal Futbol ve Basketbol takımlarımızın maçları ve bayram derken TFF’de yaşanan Genel Sekreter Ahmet Güvener ve yardımcısı Orhan Gorbon’un 123 bin TL’lik bir ödemede yolsuzluk yaptıkları iddiası ile görevden alınmaları ne yazık ki basınımız tarafından yeterince sorgulanmadı. Ancak Başkan Mahmut Özgener’in bu görevden alma icraatları ile ilgili olarak karanlıkta kalan sorulara cevap vermesi gerekiyor. Özgener’in 26 Mayıs 2009’da göreve getirdiği Ahmet Güvener’in göreve başlamasından önce TFF tarafından yapılan hizmet alımlarının faturaları için “Öde Ahmet Abi” diyerek Güvener’e talimat verdiği ancak Teftiş Kurulu’na karşı bu olayı inkâr ettiği iddiaları doğru mudur? Yine şirket sahibi olarak federasyon ile ticari ilişki içindeyken Mahmut Özgener tarafından genel sekreter yardımcılığına getirilen Orhan Gorbon hangi başarısından dolayı bu unvanı almış, söz konusu 123 bin TL’lik ödeme ile ilişkisi olmamasına rağmen neden görevden alınmıştır, varsa yapmış olduğu mali usulsüzlük nedir? Temmuz ayındaki mali genel kurulda 123 bin TL’lik usulsüzlük, denetleme kurulu tarafından delegelere gönderilen mali tablolarda nasıl gizlenmiştir? Geçen sezon başlamadan önce Sivas-G.Saray maçının hakeminin raporunu Özgener ve MHK Başkanı Oğuz Sarvan’ın talimatı ile hukuk kurulundan geri alan o dönemin MHK üyesi Osman Avcı’yı; olayın duyulması üzerine G.Saray Kulübü’ne kurban veren Mahmut Özgener bu kez Güvener ve Gorbon’u koltuğunu koruma uğruna bir başka büyük kulübümüze kurban mı etmiştir? Tahkim saygınlığını yitirdi mi? Futbolun yargıtay’ı görevini yerine getirmesi gereken TFF Tahkim Kurulu’nun en son toplantısında Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği’nin 30.06.2010’da yürürlüğe giren merkez hakem kurulu talimatının iptali için Tahkim Kurulu’na yapmış olduğu başvurunun, ‘isabetli ve yerinde olmadığı’ gerekçesi ile reddedilmesi futbolumuzda adaletin ayaklar altına alındığını açıkça gösteriyor. MHK’nin garip uygulaması ile klasmanlar açıklanmadan beş gün önce yeni bir talimat yayınlayarak hiçbir amatör hakem klasmana alınmadı. Şimdi ülkemizde üniversiteye giriş sınavı için bir yıl boyunca çalışan ve yürürlükteki talimata göre sınava giren lise son sınıf öğrencilerinin başarılı olup da tıp fakültesine girmeyi beklerken YÖK’ün sınav sonrası çıkardığı bir talimat ile tıp fakültesine öğrenci almayıp bu öğrencileri hemşirelik yüksek okuluna almaya kalkıştığını düşünelim. Sınavlardan sonra yapılan talimat ile amatör hakemlerin haklarının gasp edilmesine hakem derneğinin itiraz etmesinin neresi yersiz ve isabetsiz? Tahkim Kurulu Başkanı Adnan Türkkan ve arkadaşları bu kararları ile tahkimin TFF yönetiminin emirleri ile karar verdiğini ve inanılırlığını yitirdiğini herkese ilan etti. TFF her fırsatta şeffaflıktan bahsetmesine rağmen internet sitesindeki bilgi bankası bölümünde gözlemcilerin bilgilerini kaldırdı. Yani MHK gözlemcilerin görev aldığı maçları futbol kamuoyundan saklıyor. Bu da gözlemciler ile ilgili gizli kapaklı işler mi yapılıyor sorusunu akıllara getiriyor. ERSİN ÖZTEKİN Merkez Hakem Kurulu hakem atamalarõndaki ciddiyetsiz tutumunu sürdürmeye bu hafta da devam etti! 2. haftada oynanan Galatasaray-Bursaspor maçõnda sarõ kartõ bulunan ve yerde bilerek eliyle topu tutan Volkan Şen’e ikinci sarõ kartõnõ gösteremeyen ardõndan kendisine iki kez dirsek atan Milan Baros’u oyundan ihraç edemeyen ve gözlemcisi Murat Ilgaz’dan 7.8 gibi düşük bir not alan Abdullah Yılmaz, İBB-Konya maçõnda görevlendirildi. Ligin 3. haftasõndaki Karabükspor-Beşiktaş maçõnda Siyah - Beyazlõlarõn ilk golünde Nobre’nin rakibine yaptõğõ faulü göremeyen, penaltõdan attõğõ ikinci gol öncesinde Quaresma’nõn aldatmaya yönelik hareketini tespit edemeyip penaltõ veren; gözlemcisi Halit Gerçeker’den 7.9 alan Tolga Özkalfa da Ankaragücü- Kasõmpaşa karşõlaşmasõnda düdük çalacak. Daha pazartesi gecesi oynanan G.Saray-G.Antep maçõndaki kötü yönetimi ile herkesin tepkisini çeken Bünyamin Gezer de aradan iki gün dahi geçmeden Sivasspor- Eskişehirspor karşõlaşmasõnda görevlendirildi. Spor Servisi - Spor Toto Süper Lig’de 5. haftada oynanacak F.Bahçe-Beşiktaş maçõnõ Cüneyt Çakır yönetecek. Zorlu derbide Çakõr’õn yardõmcõlõklarõnõ Bahattin Duran ve Tarık Ongun yapacak. Ligde 5. hafta maçlarõnõ yönetecek diğer hakemler şöyle: 17 Eylül Cuma: (20.00) Trabzon-Manisa: M. Kâmil Abitoğlu, 18 Eylül Cumartesi: (18.00) Sivas- Eskişehir: Bünyamin Gezer, Ankaragücü-Kasõmpaşa: Tolga Özkalfa, (20.30) Medical Park Antalya-Kayseri: Fırat Aydınus, Buca-G.Saray: Halis Özkahya, 19 Eylül Pazar: (18.00) Karabük-G.Birliği: Suat Arslanboğa, (20.30) İstanbul BŞB.-Konya: Abdullah Yılmaz, 20 Eylül Pazartesi: (20.00) G.Antep-Bursa: Deniz Çoban. D E R B İ C Ü N E Y T Ç A K I R ’ I N D Ü Ş Ü K N O T A L A N A Ö D Ü L G İ B İ M A Ç ALTILI GANYAN 5 1 5 2 2 6 8 5 5 5 14 1 10 6 7 2 4 9 3 GÜNÜN PROGRAMI - FUTBOL - UEFA Avrupa Ligi (İnönü/22.05) Beşiktaş-CSKA Sofya. TV’DE SPOR - Futbol Smart/20.00 Aris- A. Madrid, (20.00) Club Brugge-Paok, (22.05) Sevilla-PSG, Euro Futbol/20.00 Salzburg-M. City, (22.05) Porto-Rapid Vienna, Star TV/22.05 Beşiktaş-CSKA Sofya, HDTV Smart/22.05 Liverpool-S.Bükreş, NTV Spor/03.00 WNBA Atlanta-Seattle. H A L T E R İ N K A L B İ A N T A L Y A ’ D A A T A C A K GÜRSU KUNT ANTALYA - Dünya Halter Şampiyonasõ bugün Antalya’da başlõyor. 2012 Londra Olimpiyatlarõ için kota müsabakalarõnõn ilki olan şampiyonada, 86 ülkeden yaklaşõk bin 200 sporcu mücadele edecek. İlk müsabakalarõn yapõlacağõ yarõn sporcular, bayanlarda 48 ve 53, erkeklerde de 56 kilogramda podyuma çõkacaklar. Şampiyona 26 Eylül’de sona erecek. Turnuvada ülkemizi erkeklerde Gökhan Kılıç 56 kiloda; Erol Bilgin, Bünyamin Sezer, Hurşit Atak 62 kiloda, Mete Binay ve Ekrem Celil 69 kiloda, Semih Yağcı ve Samet Keleş 77 kiloda, İzzet İnce 85 kiloda, Resul Elvan ise 94 kiloda temsil edecek. Bayanlarda ise 48 kiloda Nurcan Taylan ve Sibel Özkan, 53 kiloda Aylin Daşdelen, 58 kiloda Sibel Şimşek mücadele edecek. ÖZAK’TAN PROTESTOYA TEPKİ ‘TANJEVIC‘E HAKSIZLIK YAPILDI’ Federasyon Başkanõ FIBA’nõn yaptõrõmõnõ önce doğruladõ, ardõndan yalanladõ Demirel cezadan habersiz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle