Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
16 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
AVEA 4G TEKNOLOJİSİNE HAZIR
Avea ile Nokia Siemens Networks 3G teknolojisinin bir sonraki adõ-
mõ olan LTE (4G) teknolojisini düzenlenen toplantõyla tanõttõ. Daha
fazla hõz, kapasite yoğunluğu ve verim sağlayan
sistemin 2013 ya da 2014 yõlõnda Türkiye’deki
kullanõcõlarla buluşacağõ belirtildi. Avea’nõn tek-
nolojiden sorumlu genel müdür yardõmcõsõ
Coşkun Şahin, “Türkiye’nin tek Ar-Ge serti-
fikasõna sahip operatörü olarak elimizdeki bu
büyük güçle 3G altyapõsõ, hatta 4G altyapõsõ
üzerine ürünler geliştiriyoruz. Sahip olduğu-
muz bu teknoloji gücüyle 4G teknolojisinde de
Türkiye’de öncü olacağõz” dedi.
ALBARAKA’YA 240 MİLYON DOLAR KREDİ
Albaraka, toplam 240 milyon dolar değerinde murabaha sendikasyon kredisi sağ-
ladõ. Standart Chartered Bank, ABC Islamic Bank ve Noor Islamic Bank lider-
liğindeki 14 ülkeden 22 banka ve finansal kuruluşun katõlõmõyla sağlanan sen-
dikasyon kredisinin vadesi bir yõl olarak belirlendi. Öncelikle KOBİ’lerin ser-
maye ihtiyacõnõ karşõlamak için kullandõrõlacak kredinin kullanõmõna ilişkin an-
laşma Albaraka yönetimi ile konsorsiyum lideri ve katõlõmcõ banka yö-
neticilerinin hazõr bulunduğu törenle imzalandõ. Albaraka Genel Mü-
dürü Fahrettin Yahşi, Türkiye geneline yayõlmõş 108 şube ile hizmet
veren bankanõn 2010 yõlõnõ 120 şube ve orta ölçekli bir banka olarak
tamamlayacağõnõ belirtti. Yahşi, 1 yõl vadeli 100 milyon dolarlõk yet-
kiyle başladõklarõ murabaha sendikasyonunu 2.4 kat talep alarak top-
lamda 240 milyon dolar olarak sonuçlandõrdõklarõnõ bildirdi.
YENİ OBAÇAY PAZARDA İDDİALI
Yõldõz Holding ve çay sektöründe 100 yõllõk bir tecrübeye sahip olan Alman Laurens
Spethman Holding ortaklõğõ ile kurulan Milford -Yõldõz, en iyi Türk çayõnõ yaratma
iddiasõyla Obaçay’õ yenileyerek Türk çay pazarõna giriş yaptõ. 10 bin ton çay üre-
tim kapasitesiyle pazara giren Milford-Yõldõz, beş yõl içe-
risinde yüzde 10 pazar payõ ve yõllõk 16 bin ton satõş he-
defliyor. Yeni şirketin tanõtõm toplantõsõnda konuşan Mil-
ford-Yõldõz Genel Müdürü Erhan Batuk “Ortaklõk ya-
põmõzda yüzde 65’lik bir payla LSH büyük hissedar. Ku-
ruluş sermayemiz 27 milyon TL, üretim kapasitemiz yõl-
lõk 10 bin ton. Sakarya Hendek’te fabrikamõz, Akyazõ’da
depo ve paketleme tesisimiz, Trabzon’da ise depo ve
harmanlama ünitemiz bulunuyor” bilgisini verdi.
Bloomberg: Erdoğan iş dünyasõnda kendi elitini oluşturdu
Referandum
sonrasõ güç
tazeleyen AKP’nin,
kendisine yakõn
yeni bir elit sõnõf
oluşturduğu
belirtildi.
Ekonomi Servisi - Bloomberg’in ana-
lizine göre, Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan, büyümeyi tetikledi, enflasyon bas-
kõlarõnõ dindirerek, yeni nesil bir iş dün-
yasõnõn oluşmasõna neden oldu.
Analizde İstanbul’da, 54 katlõ Sapphire
adlõ bir rezidans inşa eden Nahit Kiler’in
de bu yeni iş dünyasõndan olduğuna dik-
kat çekildi. Binayõ 250 milyon dolara mal
eden Kiler Holding, bundan sadece on yõl
kadar önce işine bakkal dükkânõ olarak baş-
ladõ. Erdoğan’õn 2003’te göreve gelme-
sinden bu yana, ülkenin gayrisafi yurtiçi ha-
sõlasõnõn yüzde 150 büyümesiyle şirket in-
şaat, enerji, turizm gibi farklõ sektörlere yö-
neldi ve kârõnõ üçe katladõ.
Londra merkezli yatõrõm şirketi Auto-
nomy Capital Research analistlerinden
Hakan Kalkan, dindar olmanõn Erdoğan
hükümetiyle iş yapma konusunda yar-
dõmcõ bir unsur olduğunu belirtti. Kalkan,
“Hükümetten bazı ihaleler almak isti-
yorsunuz diyelim; o zaman daha dindar
biçimde davranmanız gerekiyor” dedi.
Analize göre, yõldõzõ parlayanlar arasõnda
Erdoğan’õn damadõ Berat Albayrak’õn
CEO’su olduğu Çalõk Holding de var. Şir-
ket, 2008’de, satõşlardan 1.7 milyar dolar
kazanç elde etti ve 2003’ten bu yana ge-
lirini üç katõna çõkardõ.
Ali Metin Kazancı ve oğlu Cemil Ka-
zancı’nõn yönetiminde Aksa Enerji de
söz konusu analizde anõlõrken madencilik
şirketi Koza Anadolu Metal Madenci-
lik’in dört yõlda satõşlarõnõ iki katõna çõ-
kardõğõna dikkat çekildi.
Temmuzda yüzde 630 artan cari açõğõn yõl sonunda da tahminlerin oldukça üzerine çõkmasõ bekleniyor
İthalat açõğõ büyütecek
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Türkiye İstatistik Kuru-
mu’nun (TÜİK) 30 Haziran 2010’da
açõkladõğõ Gayri Safi Yurtiçi Hasõla
(GSYH) ve büyüme rakamlarõnõn ta-
mamõnõn, kurumun önceki gün açõkla-
dõğõ ikinci çeyrek bülteniyle “revizyon”
edildiği saptandõ. Revizyonlarõn çoğu-
nun aşağõ yönlü olmasõ, TÜİK’in son
krizde ekonomide yaşanan daralmayõ dü-
şük gösterdiğini ortaya koydu. Yapõlan
revizyonlarla, TÜİK’in 2009’un ilk çey-
reğinde yüzde 14.5 olarak gösterdiği da-
ralmanõn aslõnda yüzde 14.6 olduğu, ay-
nõ şekilde yüzde 29.4 olarak gösterdiği
dolar bazlõ daralmanõn ise gerçekte yüz-
de 29.7 olduğu ortaya çõktõ.
TÜİK’in “Gayri Safi Yurtiçi Ha-
sıla (GSYH) I. Dönem: Ocak, Şubat,
Mart / 2010” bülteninde geçmişe dö-
nük toplam 18 adet GSYH rakamõ ve
18 adet büyüme oranõ yer aldõ. TÜİK,
“GSYH II. Dönem: Nisan, Mayıs,
Haziran / 2010” bülteniyle rakamla-
rõn tamamõnõ revize etti. Revizyonlar-
dan bazõlarõ şöyle:
TÜİK, 2009’un tamamõndaki
GSYH rakamõnõ cari fiyatlarla 1 milyar
339 milyon TL, dolar bazõnda da 858
milyon dolar düşürürken sabit fiyatlar-
la 56 milyon TL yükseltti. Bunlara bağ-
lõ büyüme rakamlarõ da revize edildi.
TÜİK aynõ şekilde 2010 yõlõ ilk
çeyrek GSYH rakamlarõnõ da cari fi-
yatlarla 993 milyon TL, dolar bazõnda
632 milyon dolar, sabit fiyatlarla 20 mil-
yon TL düşürdü.
Yapõlan revizyonlarla, TÜİK’in
2009’un ilk çeyreğinde yüzde 14.5 ola-
rak gösterdiği daralmanõn aslõnda yüz-
de 14.6 olduğu anlaşõldõ.
Revizyonlar, dolar bazõnda da
2009’un ilk çeyreğindeki yüzde 29.7’lik
daralmayõ TÜİK’in o dönem yüzde
29.4 olarak gösterdiğini, ikinci çeyrek-
teki yüzde 22.8’lik daralmayõ yüzde
22.6, üçüncü çeyrekteki yüzde 19.5’lik
daralmayõ da yüzde 19.4 olarak göster-
diğini ortaya koydu.
TÜİK aynõ şekilde cari fiyatlarda
yaptõğõ değişikliklerle de 2009 ilk çey-
reğinde yüzde 2.7 olarak açõkladõğõ kü-
çülmeyi yüzde 3.3’e, ikinci çeyreğinde
yüzde 4 olarak açõkladõğõ küçülmeyi de
yüzde 4.2’ye çekti.
Hükümetin
revizyon
oyunu
Ekonomi Servisi - Türkiye eko-
nomisindeki toparlanmanõn ithalat ta-
lebindeki canlanmayõ körüklemesi ile
cari açõk temmuzda geçen yõlõn ay-
nõ ayõna göre yüzde 630 artõşla 3.44
milyar dolar oldu. Ekonomistler, iç
talep ve emtia fiyatlarõndaki yükse-
lişin sürmesinin cari açõğõn yõlõn
kalanõnda artmaya devam edeceği-
ne işaret ettiğini belirtiyor.
Cari açõk, 2010 yõlõnõn ilk 7 ayõn-
da geçen yõlõn aynõ dönemine göre
yüzde 208.5 artarak 7 milyar 854
milyon dolardan 24 milyar 230 mil-
yon dolara yükseldi. TCMB tara-
fõndan yapõlan açõklamada dõş tica-
ret açõğõnõn bir önceki yõlõn temmuz
ayõna göre yüzde 95.4 artarak 5.41
milyar dolara ulaşmasõnõn cari açõ-
ğõn artmasõnda en önemli etken ol-
duğu belirtildi.
Fortis Ekonomik Araştõrmalar ta-
rafõndan yayõmlanan notta, geliş-
meler şöyle değerlendirildi: “Hem
cari açıktaki artış hem de istih-
damdaki iyileşme ekonomik gö-
rünüm açısından biraz daha iyi bir
performansa işaret ediyor. İkinci
çeyrek GSYH verisi de benzer
görünümü destekliyor. Yine de
bu, Merkez Bankası’nın gevşek
para politikası duruşunu değiş-
tirmeye yetecek kadar güçlü bir
performans olduğu anlamına gel-
miyor. Gelecek yıl mayısta faiz ar-
tırımlarının başlamasını ve yılın ta-
mamında 200 baz puana ulaşaca-
ğını bekliyoruz.”
HSBC Stratejisti Fatih Kereste-
ci, “İç talepteki kademeli topar-
lanma ile emtia fiyatlarındaki ar-
tış cari işlemler açığındaki artışın
ardındaki nedenler. Yılın ilk yedi
ayındaki gerçekleşme, 2010 yılı ca-
ri işlemler açığının daha önce tah-
min edilen rakamların oldukça
üzerinde olacağına işaret ediyor”
dedi. Finansbank Başekonomisti
İnan Demir de 12 aylõk açõğõn yõlõn
kalanõnda da artmaya devam edece-
ği öngörüsünde bulundu.
Doğrudan yatõrõmlar kalemi al-
tõnda, yabancõ sermayeli şirketlerin
yurtdõşõndaki ortaklarõndan kullan-
dõklarõ kredileri ve yurtdõşõnda yer-
leşik kişilerin Türkiye’de gerçek-
leştirdikleri gayrimenkul alõmlarõnõ
da içeren yurtdõşõnda yerleşik kişi-
lerin yurtiçinde yaptõklarõ net yatõ-
rõmlar, geçen yõl ocak-temmuz dö-
neminde 4 milyar 996 milyon dola-
rõ olarak gerçekleşmişken 2010 yõ-
lõnõn aynõ döneminde yüzde 12.2 aza-
lõşla 4 milyar 387 milyon dolar oldu.
Cari açõk temmuzda rekor artõşla 3.44 milyar dolar olurken
ekonomistler, ilk yedi aylõk gerçekleşme, iç talep ve emtia
fiyatlarõndaki yükselişin sürmesinin cari açõğõn yõlõn kalanõnda
artmaya devam edeceğine işaret ettiğini belirtiyor.
TÜİK verilerine göre haziran ayõnda tarõm dõşõ işsizlik oranõ yüzde 13.4 oldu
4.6 milyon kişinin işi yok
İşsizlerin yüzde 26.3’ünü
çalõştõğõ iş geçici olup işi sona
erenler, yüzde 17.6’sõnõ işten
çõkarõlanlar, yüzde 8.5’ini
işyerini kapatanlar oluşturdu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TÜİK rakamlarõna göre, Türkiye’de ha-
ziran döneminde resmi işsiz sayõsõ 2
milyon 751 bin kişi, işsizlik oranõ yüz-
de 10.5 oldu. Bu kişilere “İş aramayıp,
çalışmaya hazır olan” 1 milyon 857
bin kişi eklendiğinde işsiz sayõsõ 4
milyon 608 bin kişiye, işsizlik oranõ
yüzde 16.4’e çõktõ. Tarõm dõşõ işsizlik
yüzde 13.4, genç nüfusta işsizlik ora-
nõ ise yüzde 19.1 oldu.
TÜİK’in Hanehalkõ İşgücü Araştõr-
masõ, “2010 Haziran Dönemi So-
nuçlarına (Mayıs, Haziran, Tem-
muz 2010)” göre, Türkiye’de kurum-
sal olmayan nüfus bir önceki yõlõn ay-
nõ dönemine göre 802 bin kişilik artõş
ile 71 milyon 307 bin kişiye, kurumsal
olmayan çalõşma çağõndaki nüfus ise
859 bin kişi artarak 52 milyon 503 bin
kişiye ulaştõ. Türkiye genelinde işgü-
cüne katõlma oranõ, bir önceki yõlõn ay-
nõ dönemine göre 1.2 puanlõk artõşla
yüzde 50 olarak gerçekleşti.
İşgücündeki artõş 1 milyon 23 bin
kişi oldu. İstihdam bir milyon 541 bin
kişi artarken, işsiz sayõsõ 518 bin ki-
şi azaldõ. TÜİK’in resmi olarak işsiz
saymadõğõ “İş aramayıp çalışmaya
hazır olan kişi” sayõsõ ise bir milyon
857 kişiye çõktõ.
‘72 milyon
TL az
maaş
ödendi’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Birleşik Metal-İş Sendikasõ, Türki-
ye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK)
enflasyon hesabõndaki ağõrlõklarõ ay-
lar itibarõyla değiştirmesi nedeniyle
memur ve emeklilerin daha düşük
zam aldõğõnõ ortaya çõkardõ. Sendika
TÜİK’in enflasyon rakamlarõna mü-
dahale etmesi sonucu memur ve
emeklilere 72.3 milyon TL daha az
aylõk ödendiğini hesapladõ.
Sendikanõn yaptõğõ araştõrmada şu
noktalara dikkat çekildi:
Mayõs ayõ enflasyon hesabõnda
gõda ve alkolsüz içecekler grubunda
aylõk fiyat değişimi -4.38, grubun
ağõrlõğõ yüzde 27.60 oldu. -4.38’in ay-
lõk enflasyona etkisinin -1,20 olma-
sõ gerekirken, TÜİK hesaplamasõnda
-1.67 olarak çõktõ. Bu rakamõn çõka-
bilmesi için ağõrlõğõn yüzde 27.60 de-
ğil, yüzde 38.21 olmasõ gerekiyor.
Yani yüzde 27.60’lõk ağõrlõk yüzde
38.46 oranõnda artõrõlmõş oluyor.
Alkollü içecekler ve tütün gru-
bunun 5.31 olan ağõrlõğõ 7.35 olarak,
giyim ve ayakkabõ grubunun 7.30
olan ağõrlõğõ 10.11 olarak hesapla-
maya dahil edilmiş. Diğer gruplar için
de aynõ durum söz konusu. Dolayõ-
sõyla mayõs ayõ enflasyon rakamõ
yüzde 38.46 oranõnda etkilenmiş.
Enflasyon eksi olduğu için bu sonuçta
enflasyonun düşürülmesi sonucunu
doğurmuş ve -0.26 olmasõ gereken ra-
kam, -0.36 olarak açõklanmõş.
Samsun-Ceyhan hattında belirsizlik sürüyor
Ekonomi Servisi - Rusya’nõn petrol dağõtõm ağõ te-
keli Transneft’in Başkanõ Nikolai Tokarev, Karadeniz
ile Akdeniz arasõnda petrol aktarõmõ gerçekleştirme-
si planlanan Samsun-Ceyhan boru hattõ görüşmelerinin
durduğunu açõkladõ. Tokarev’in dün sabah saatlerin-
de Reuters’e yaptõğõ açõklamanõn ardõndan, Enerji Ba-
kanõ Taner Yıldız, Transneft’in açõklamasõ hakkõn-
da bilgisi bulunmadõğõnõ belirterek, “Proje konusunda
bir sıkıntı yok. Önceki gün Rus meslektaşım ara-
dı ve 22-23 Eylül’de Samsun Ceyhan’ın anlaşma
taslağı için teknik heyetlerin yapacağı görüşmelere
katılacaklarını belirtti” dedi.
Yõldõz, muhataplarõnõn Rus hükümeti yetkilileri ol-
duğunu ifade ederken, “Transneft’in konuşmasının
hükümetleri bağlayan bir konuşma olduğu ka-
naatinde değilim” diye konuştu. Tokarev, Reu-
ters’e yaptõğõ açõklamada, Bulgaristan’õn Karadeniz
kõyõsõndaki Burgaz limanõndan Yunanistan’õn Ege kõ-
yõsõndaki Dedeağaç limanõna ulaşacak rakip boru hat-
tõnõn daha çekici bir seçenek olduğunu ifade etmiş,
“Samsun-Ceyhan hattından alınacak petrol taşı-
ma tarifeleri boğazlardan petrol taşımak için alı-
nan ücretlerden yüksek. Samsun-Ceyhan’da cevap
bulması zor birçok soru var” demişti.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
‘Erdoğan Başkan’
Gerisi Tufan
Başbakan Erdoğan referandum kampanyası
sürecinde, çok açık ve net olarak yargının yasama
ve yürütme icraatlarına karşı kararlarının
gündemden çıkacağını ilan etti. Demokrasinin
yasama, yürütme arasında da olması gereken
güçler ayrılığının ortadan kalkmış olması, özerk
olması gereken kamu kurumlarının ele geçirilmesi,
parti içinde diktatoryal tek karar vericilik
yetmemişti. Anayasa değişikliği, istenen evet oyları
ile üst yargı kurumlarının kamu yararı, anayasaya
uygunluk gerekçeleri ile yasama ve yürütme
icraatları, kararlarını geri çevirebilmeleri tarihe
gömülmek istenmişti...
Başbakan Erdoğan referandum öncesi son
açıklamalarında, öncelikli amaçları arasında
seçimler için güç tazeleme, iktidarın önünü açma,
başkanlık sistemleri olduğunun da bir kez daha
kalın çizgilerle altını çizdi. Hemen yeni bir anayasa
değişikliği sözü ise, önemli bir demokratikleşme
olarak pazarlanmış referandum metnin, özünde
asıl istenen ikinci anayasa değişikliği, başkanlık
sisteminin önünü açma aracı olarak kullanıldığının
itirafı. Daha oylar sayılırken yeni bir anayasa
değişikliği, başkanlık sistemlerinin tartışmaların
odağına oturması bundan.
Gerçi arada birkaç çatlak ses çıkıyor, birinci
anayasa değişikliğinin oylarının sayılması
tamamlanmadan, ikinci asıl önemli olacağı
söylenen anayasa değişikliği tartışmalarının
gündeme getirilmesini sorguluyorlar... Yürürlüğe
girmeden eskiyen yeni anayasa metni gerçeği
karşısında, bunca para, harcama, gerilim, zaman
en önemlisi de cepheleşmenin keskinleşmesi,
Türkiye’nin bölgelere, iller içinde ilçelere göre çok
çıplak böldürülmesinin... yazık olduğu üzerinde
duruyorlar. Uzlaşma ile baştan adam gibi bir
anayasa değişikliğiyle, daha anlamlı bir
demokratikleşmeye kavuşmanın, hatta
referandum kriterlerine uymayan bu çok pahalıya
mal olmuş referanduma gitmeden, işlerin Meclis’te
çözülebilmiş olabileceği gerçeğini anımsatıyorlar...
Tek kelime ile amaç “demokratikleşme” olsaydı
bu nafile referandumun çok sıfırlı devlete maliyeti
buzdağının sadece görünen yüzü. Erdoğan
hükümeti okulların onarımına bile esirgediği,
kaynak yetersizliği gerekçesi ile defterden sildiği
kamu yatırımları, harcamalarında kullanılacak
kaynakların, paraların katlarını, iktidarda
yıpranmışlık, oy kaybı, krizlerin vurması...
gerçekleri karşısında kendine doping için gözünü
kırpmadan harcayıverdi. Oylama günü haberlerde
yer alan referandumun resmi maliyetine ilişkin
rakamların devede kulak, kamuya gerçek maliyetin
pek çok kat olduğunu da unutmayın. Yasaklara
kadar Başbakan Erdoğan’ın açılış, resmi görev
gerekçeli kampanya toplantıları, mitinglerinin, her
kaynaktan kamu gücü araçlarının, bal gibi de
yasadışı kullanılmasının hesaplanması bile söz
konusu değil.
Evet için harcanmış cemaatler, iş dünyasının
gönüllü(!) katkılarının boyutları sadece akıl almaz
zenginlikteki afişlemeler, reklam harcamaları,
medya araçlarının kullanımları, çarşaf çarşaf
ilanlarda görünür oldular. Kampanyaların odağına
oturtulmuş İslami kimlik, apaçık din üzerinden
siyasette, ramazanla beraber, halkın dini
duygularını, inançlarını sömürmede,
yardımlaşma, sadaka düzeninin kullanılması, iftar
sofraları, erzak yardımları... Arada en doğal işler
gibi kaynatıldılar. En etkin araçlar arasında
kullanılan medyadaki baskı, benzeri
görülemeyecek ağırlık, taraflılık, yönlendirme,
güdüleme.. siyasi başarı hanesine yazıldı...
Ölülerin bile oy kullanabilir olmasını dileyen
Fethullah Gülen Hoca’nın ilk kez bu boyutta
siyasetin içinde, seçim kampanyasında taraf
olmasının üstüne Milli Görüş, diğer radikal İslami
cemaatlerin yarışa girmeleri, siyasal İslamcı
kimlikle siyaseti referandum kampanyasının
odağına, en büyük etki, baskı gücü olarak
oturturken elbette demokratik düzenlerde yeri
olmaması gereken inanç örgütlenmelerinin
doğrudan taraf olmalarının sorgulanması bile
gündeme gelmedi.
Yeri gelmişken bir kez daha altını çizmeli,
demokratik düzenlerde siyasete katkıda
bulunacak, taraf olacak sivil toplum
örgütlenmelerinin de demokratik kuruluş olmaları
önkoşulu vardır. Yani siyasi partiler, sendikalar,
meslek örgütleri, çıkar örgütleri, çevre,
güzelleştirme örgütlenmeleri dahil, yasalar içinde
kurulmuş, genel kurullarında yöneticileri hesap
veren, mali denetimleri yapılan.. kurumlar
üyelerinin çıkarları adına taraf olurlar. Batı
dünyasında demokrasi oturmadan önce, kiliselerin
siyasete müdahale ettikleri, taraf oldukları
dönemler, demokrasi değil, karanlık çağlar olarak
tarihte yerlerini alırlar.
Bu tablo tartışma gündemine geldiğinde Gülen
cemaatinin Türkiye sözcüsü referandumda
demokratikleşme adına taraf olduklarını, siyasi
partilere karşı uzakta, partiler üstü duruşlarını
sürdüreceklerini söyledi. Gerçekten Erdoğan’ın
önünü açmayı öngören bir referandum söz konusu
olmasaydı bile hoş görülemez ya. Siyasal
İslamcıların her renk ve örgütleri ile bu referandum
kampanyasının odağında, merkezde, en ağırlıklı rol
oynamış olmalarını asıl sorgulamak gerek...
soner@cumhuriyet.com.tr
Bakû-Tiflis-Ceyhan’a, Samsun-Ceyhan’ın eklen-
mesiyle Ceyhan’ın önemli bir enerji terminali
haline gelmesi bekleniyordu.