20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 16 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] AVEA 4G TEKNOLOJİSİNE HAZIR Avea ile Nokia Siemens Networks 3G teknolojisinin bir sonraki adõ- mõ olan LTE (4G) teknolojisini düzenlenen toplantõyla tanõttõ. Daha fazla hõz, kapasite yoğunluğu ve verim sağlayan sistemin 2013 ya da 2014 yõlõnda Türkiye’deki kullanõcõlarla buluşacağõ belirtildi. Avea’nõn tek- nolojiden sorumlu genel müdür yardõmcõsõ Coşkun Şahin, “Türkiye’nin tek Ar-Ge serti- fikasõna sahip operatörü olarak elimizdeki bu büyük güçle 3G altyapõsõ, hatta 4G altyapõsõ üzerine ürünler geliştiriyoruz. Sahip olduğu- muz bu teknoloji gücüyle 4G teknolojisinde de Türkiye’de öncü olacağõz” dedi. ALBARAKA’YA 240 MİLYON DOLAR KREDİ Albaraka, toplam 240 milyon dolar değerinde murabaha sendikasyon kredisi sağ- ladõ. Standart Chartered Bank, ABC Islamic Bank ve Noor Islamic Bank lider- liğindeki 14 ülkeden 22 banka ve finansal kuruluşun katõlõmõyla sağlanan sen- dikasyon kredisinin vadesi bir yõl olarak belirlendi. Öncelikle KOBİ’lerin ser- maye ihtiyacõnõ karşõlamak için kullandõrõlacak kredinin kullanõmõna ilişkin an- laşma Albaraka yönetimi ile konsorsiyum lideri ve katõlõmcõ banka yö- neticilerinin hazõr bulunduğu törenle imzalandõ. Albaraka Genel Mü- dürü Fahrettin Yahşi, Türkiye geneline yayõlmõş 108 şube ile hizmet veren bankanõn 2010 yõlõnõ 120 şube ve orta ölçekli bir banka olarak tamamlayacağõnõ belirtti. Yahşi, 1 yõl vadeli 100 milyon dolarlõk yet- kiyle başladõklarõ murabaha sendikasyonunu 2.4 kat talep alarak top- lamda 240 milyon dolar olarak sonuçlandõrdõklarõnõ bildirdi. YENİ OBAÇAY PAZARDA İDDİALI Yõldõz Holding ve çay sektöründe 100 yõllõk bir tecrübeye sahip olan Alman Laurens Spethman Holding ortaklõğõ ile kurulan Milford -Yõldõz, en iyi Türk çayõnõ yaratma iddiasõyla Obaçay’õ yenileyerek Türk çay pazarõna giriş yaptõ. 10 bin ton çay üre- tim kapasitesiyle pazara giren Milford-Yõldõz, beş yõl içe- risinde yüzde 10 pazar payõ ve yõllõk 16 bin ton satõş he- defliyor. Yeni şirketin tanõtõm toplantõsõnda konuşan Mil- ford-Yõldõz Genel Müdürü Erhan Batuk “Ortaklõk ya- põmõzda yüzde 65’lik bir payla LSH büyük hissedar. Ku- ruluş sermayemiz 27 milyon TL, üretim kapasitemiz yõl- lõk 10 bin ton. Sakarya Hendek’te fabrikamõz, Akyazõ’da depo ve paketleme tesisimiz, Trabzon’da ise depo ve harmanlama ünitemiz bulunuyor” bilgisini verdi. Bloomberg: Erdoğan iş dünyasõnda kendi elitini oluşturdu Referandum sonrasõ güç tazeleyen AKP’nin, kendisine yakõn yeni bir elit sõnõf oluşturduğu belirtildi. Ekonomi Servisi - Bloomberg’in ana- lizine göre, Başbakan Recep Tayyip Er- doğan, büyümeyi tetikledi, enflasyon bas- kõlarõnõ dindirerek, yeni nesil bir iş dün- yasõnõn oluşmasõna neden oldu. Analizde İstanbul’da, 54 katlõ Sapphire adlõ bir rezidans inşa eden Nahit Kiler’in de bu yeni iş dünyasõndan olduğuna dik- kat çekildi. Binayõ 250 milyon dolara mal eden Kiler Holding, bundan sadece on yõl kadar önce işine bakkal dükkânõ olarak baş- ladõ. Erdoğan’õn 2003’te göreve gelme- sinden bu yana, ülkenin gayrisafi yurtiçi ha- sõlasõnõn yüzde 150 büyümesiyle şirket in- şaat, enerji, turizm gibi farklõ sektörlere yö- neldi ve kârõnõ üçe katladõ. Londra merkezli yatõrõm şirketi Auto- nomy Capital Research analistlerinden Hakan Kalkan, dindar olmanõn Erdoğan hükümetiyle iş yapma konusunda yar- dõmcõ bir unsur olduğunu belirtti. Kalkan, “Hükümetten bazı ihaleler almak isti- yorsunuz diyelim; o zaman daha dindar biçimde davranmanız gerekiyor” dedi. Analize göre, yõldõzõ parlayanlar arasõnda Erdoğan’õn damadõ Berat Albayrak’õn CEO’su olduğu Çalõk Holding de var. Şir- ket, 2008’de, satõşlardan 1.7 milyar dolar kazanç elde etti ve 2003’ten bu yana ge- lirini üç katõna çõkardõ. Ali Metin Kazancı ve oğlu Cemil Ka- zancı’nõn yönetiminde Aksa Enerji de söz konusu analizde anõlõrken madencilik şirketi Koza Anadolu Metal Madenci- lik’in dört yõlda satõşlarõnõ iki katõna çõ- kardõğõna dikkat çekildi. Temmuzda yüzde 630 artan cari açõğõn yõl sonunda da tahminlerin oldukça üzerine çõkmasõ bekleniyor İthalat açõğõ büyütecek MURAT KIŞLALI ANKARA - Türkiye İstatistik Kuru- mu’nun (TÜİK) 30 Haziran 2010’da açõkladõğõ Gayri Safi Yurtiçi Hasõla (GSYH) ve büyüme rakamlarõnõn ta- mamõnõn, kurumun önceki gün açõkla- dõğõ ikinci çeyrek bülteniyle “revizyon” edildiği saptandõ. Revizyonlarõn çoğu- nun aşağõ yönlü olmasõ, TÜİK’in son krizde ekonomide yaşanan daralmayõ dü- şük gösterdiğini ortaya koydu. Yapõlan revizyonlarla, TÜİK’in 2009’un ilk çey- reğinde yüzde 14.5 olarak gösterdiği da- ralmanõn aslõnda yüzde 14.6 olduğu, ay- nõ şekilde yüzde 29.4 olarak gösterdiği dolar bazlõ daralmanõn ise gerçekte yüz- de 29.7 olduğu ortaya çõktõ. TÜİK’in “Gayri Safi Yurtiçi Ha- sıla (GSYH) I. Dönem: Ocak, Şubat, Mart / 2010” bülteninde geçmişe dö- nük toplam 18 adet GSYH rakamõ ve 18 adet büyüme oranõ yer aldõ. TÜİK, “GSYH II. Dönem: Nisan, Mayıs, Haziran / 2010” bülteniyle rakamla- rõn tamamõnõ revize etti. Revizyonlar- dan bazõlarõ şöyle: TÜİK, 2009’un tamamõndaki GSYH rakamõnõ cari fiyatlarla 1 milyar 339 milyon TL, dolar bazõnda da 858 milyon dolar düşürürken sabit fiyatlar- la 56 milyon TL yükseltti. Bunlara bağ- lõ büyüme rakamlarõ da revize edildi. TÜİK aynõ şekilde 2010 yõlõ ilk çeyrek GSYH rakamlarõnõ da cari fi- yatlarla 993 milyon TL, dolar bazõnda 632 milyon dolar, sabit fiyatlarla 20 mil- yon TL düşürdü. Yapõlan revizyonlarla, TÜİK’in 2009’un ilk çeyreğinde yüzde 14.5 ola- rak gösterdiği daralmanõn aslõnda yüz- de 14.6 olduğu anlaşõldõ. Revizyonlar, dolar bazõnda da 2009’un ilk çeyreğindeki yüzde 29.7’lik daralmayõ TÜİK’in o dönem yüzde 29.4 olarak gösterdiğini, ikinci çeyrek- teki yüzde 22.8’lik daralmayõ yüzde 22.6, üçüncü çeyrekteki yüzde 19.5’lik daralmayõ da yüzde 19.4 olarak göster- diğini ortaya koydu. TÜİK aynõ şekilde cari fiyatlarda yaptõğõ değişikliklerle de 2009 ilk çey- reğinde yüzde 2.7 olarak açõkladõğõ kü- çülmeyi yüzde 3.3’e, ikinci çeyreğinde yüzde 4 olarak açõkladõğõ küçülmeyi de yüzde 4.2’ye çekti. Hükümetin revizyon oyunu Ekonomi Servisi - Türkiye eko- nomisindeki toparlanmanõn ithalat ta- lebindeki canlanmayõ körüklemesi ile cari açõk temmuzda geçen yõlõn ay- nõ ayõna göre yüzde 630 artõşla 3.44 milyar dolar oldu. Ekonomistler, iç talep ve emtia fiyatlarõndaki yükse- lişin sürmesinin cari açõğõn yõlõn kalanõnda artmaya devam edeceği- ne işaret ettiğini belirtiyor. Cari açõk, 2010 yõlõnõn ilk 7 ayõn- da geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 208.5 artarak 7 milyar 854 milyon dolardan 24 milyar 230 mil- yon dolara yükseldi. TCMB tara- fõndan yapõlan açõklamada dõş tica- ret açõğõnõn bir önceki yõlõn temmuz ayõna göre yüzde 95.4 artarak 5.41 milyar dolara ulaşmasõnõn cari açõ- ğõn artmasõnda en önemli etken ol- duğu belirtildi. Fortis Ekonomik Araştõrmalar ta- rafõndan yayõmlanan notta, geliş- meler şöyle değerlendirildi: “Hem cari açıktaki artış hem de istih- damdaki iyileşme ekonomik gö- rünüm açısından biraz daha iyi bir performansa işaret ediyor. İkinci çeyrek GSYH verisi de benzer görünümü destekliyor. Yine de bu, Merkez Bankası’nın gevşek para politikası duruşunu değiş- tirmeye yetecek kadar güçlü bir performans olduğu anlamına gel- miyor. Gelecek yıl mayısta faiz ar- tırımlarının başlamasını ve yılın ta- mamında 200 baz puana ulaşaca- ğını bekliyoruz.” HSBC Stratejisti Fatih Kereste- ci, “İç talepteki kademeli topar- lanma ile emtia fiyatlarındaki ar- tış cari işlemler açığındaki artışın ardındaki nedenler. Yılın ilk yedi ayındaki gerçekleşme, 2010 yılı ca- ri işlemler açığının daha önce tah- min edilen rakamların oldukça üzerinde olacağına işaret ediyor” dedi. Finansbank Başekonomisti İnan Demir de 12 aylõk açõğõn yõlõn kalanõnda da artmaya devam edece- ği öngörüsünde bulundu. Doğrudan yatõrõmlar kalemi al- tõnda, yabancõ sermayeli şirketlerin yurtdõşõndaki ortaklarõndan kullan- dõklarõ kredileri ve yurtdõşõnda yer- leşik kişilerin Türkiye’de gerçek- leştirdikleri gayrimenkul alõmlarõnõ da içeren yurtdõşõnda yerleşik kişi- lerin yurtiçinde yaptõklarõ net yatõ- rõmlar, geçen yõl ocak-temmuz dö- neminde 4 milyar 996 milyon dola- rõ olarak gerçekleşmişken 2010 yõ- lõnõn aynõ döneminde yüzde 12.2 aza- lõşla 4 milyar 387 milyon dolar oldu. Cari açõk temmuzda rekor artõşla 3.44 milyar dolar olurken ekonomistler, ilk yedi aylõk gerçekleşme, iç talep ve emtia fiyatlarõndaki yükselişin sürmesinin cari açõğõn yõlõn kalanõnda artmaya devam edeceğine işaret ettiğini belirtiyor. TÜİK verilerine göre haziran ayõnda tarõm dõşõ işsizlik oranõ yüzde 13.4 oldu 4.6 milyon kişinin işi yok İşsizlerin yüzde 26.3’ünü çalõştõğõ iş geçici olup işi sona erenler, yüzde 17.6’sõnõ işten çõkarõlanlar, yüzde 8.5’ini işyerini kapatanlar oluşturdu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TÜİK rakamlarõna göre, Türkiye’de ha- ziran döneminde resmi işsiz sayõsõ 2 milyon 751 bin kişi, işsizlik oranõ yüz- de 10.5 oldu. Bu kişilere “İş aramayıp, çalışmaya hazır olan” 1 milyon 857 bin kişi eklendiğinde işsiz sayõsõ 4 milyon 608 bin kişiye, işsizlik oranõ yüzde 16.4’e çõktõ. Tarõm dõşõ işsizlik yüzde 13.4, genç nüfusta işsizlik ora- nõ ise yüzde 19.1 oldu. TÜİK’in Hanehalkõ İşgücü Araştõr- masõ, “2010 Haziran Dönemi So- nuçlarına (Mayıs, Haziran, Tem- muz 2010)” göre, Türkiye’de kurum- sal olmayan nüfus bir önceki yõlõn ay- nõ dönemine göre 802 bin kişilik artõş ile 71 milyon 307 bin kişiye, kurumsal olmayan çalõşma çağõndaki nüfus ise 859 bin kişi artarak 52 milyon 503 bin kişiye ulaştõ. Türkiye genelinde işgü- cüne katõlma oranõ, bir önceki yõlõn ay- nõ dönemine göre 1.2 puanlõk artõşla yüzde 50 olarak gerçekleşti. İşgücündeki artõş 1 milyon 23 bin kişi oldu. İstihdam bir milyon 541 bin kişi artarken, işsiz sayõsõ 518 bin ki- şi azaldõ. TÜİK’in resmi olarak işsiz saymadõğõ “İş aramayıp çalışmaya hazır olan kişi” sayõsõ ise bir milyon 857 kişiye çõktõ. ‘72 milyon TL az maaş ödendi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Birleşik Metal-İş Sendikasõ, Türki- ye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon hesabõndaki ağõrlõklarõ ay- lar itibarõyla değiştirmesi nedeniyle memur ve emeklilerin daha düşük zam aldõğõnõ ortaya çõkardõ. Sendika TÜİK’in enflasyon rakamlarõna mü- dahale etmesi sonucu memur ve emeklilere 72.3 milyon TL daha az aylõk ödendiğini hesapladõ. Sendikanõn yaptõğõ araştõrmada şu noktalara dikkat çekildi: Mayõs ayõ enflasyon hesabõnda gõda ve alkolsüz içecekler grubunda aylõk fiyat değişimi -4.38, grubun ağõrlõğõ yüzde 27.60 oldu. -4.38’in ay- lõk enflasyona etkisinin -1,20 olma- sõ gerekirken, TÜİK hesaplamasõnda -1.67 olarak çõktõ. Bu rakamõn çõka- bilmesi için ağõrlõğõn yüzde 27.60 de- ğil, yüzde 38.21 olmasõ gerekiyor. Yani yüzde 27.60’lõk ağõrlõk yüzde 38.46 oranõnda artõrõlmõş oluyor. Alkollü içecekler ve tütün gru- bunun 5.31 olan ağõrlõğõ 7.35 olarak, giyim ve ayakkabõ grubunun 7.30 olan ağõrlõğõ 10.11 olarak hesapla- maya dahil edilmiş. Diğer gruplar için de aynõ durum söz konusu. Dolayõ- sõyla mayõs ayõ enflasyon rakamõ yüzde 38.46 oranõnda etkilenmiş. Enflasyon eksi olduğu için bu sonuçta enflasyonun düşürülmesi sonucunu doğurmuş ve -0.26 olmasõ gereken ra- kam, -0.36 olarak açõklanmõş. Samsun-Ceyhan hattında belirsizlik sürüyor Ekonomi Servisi - Rusya’nõn petrol dağõtõm ağõ te- keli Transneft’in Başkanõ Nikolai Tokarev, Karadeniz ile Akdeniz arasõnda petrol aktarõmõ gerçekleştirme- si planlanan Samsun-Ceyhan boru hattõ görüşmelerinin durduğunu açõkladõ. Tokarev’in dün sabah saatlerin- de Reuters’e yaptõğõ açõklamanõn ardõndan, Enerji Ba- kanõ Taner Yıldız, Transneft’in açõklamasõ hakkõn- da bilgisi bulunmadõğõnõ belirterek, “Proje konusunda bir sıkıntı yok. Önceki gün Rus meslektaşım ara- dı ve 22-23 Eylül’de Samsun Ceyhan’ın anlaşma taslağı için teknik heyetlerin yapacağı görüşmelere katılacaklarını belirtti” dedi. Yõldõz, muhataplarõnõn Rus hükümeti yetkilileri ol- duğunu ifade ederken, “Transneft’in konuşmasının hükümetleri bağlayan bir konuşma olduğu ka- naatinde değilim” diye konuştu. Tokarev, Reu- ters’e yaptõğõ açõklamada, Bulgaristan’õn Karadeniz kõyõsõndaki Burgaz limanõndan Yunanistan’õn Ege kõ- yõsõndaki Dedeağaç limanõna ulaşacak rakip boru hat- tõnõn daha çekici bir seçenek olduğunu ifade etmiş, “Samsun-Ceyhan hattından alınacak petrol taşı- ma tarifeleri boğazlardan petrol taşımak için alı- nan ücretlerden yüksek. Samsun-Ceyhan’da cevap bulması zor birçok soru var” demişti. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER ‘Erdoğan Başkan’ Gerisi Tufan Başbakan Erdoğan referandum kampanyası sürecinde, çok açık ve net olarak yargının yasama ve yürütme icraatlarına karşı kararlarının gündemden çıkacağını ilan etti. Demokrasinin yasama, yürütme arasında da olması gereken güçler ayrılığının ortadan kalkmış olması, özerk olması gereken kamu kurumlarının ele geçirilmesi, parti içinde diktatoryal tek karar vericilik yetmemişti. Anayasa değişikliği, istenen evet oyları ile üst yargı kurumlarının kamu yararı, anayasaya uygunluk gerekçeleri ile yasama ve yürütme icraatları, kararlarını geri çevirebilmeleri tarihe gömülmek istenmişti... Başbakan Erdoğan referandum öncesi son açıklamalarında, öncelikli amaçları arasında seçimler için güç tazeleme, iktidarın önünü açma, başkanlık sistemleri olduğunun da bir kez daha kalın çizgilerle altını çizdi. Hemen yeni bir anayasa değişikliği sözü ise, önemli bir demokratikleşme olarak pazarlanmış referandum metnin, özünde asıl istenen ikinci anayasa değişikliği, başkanlık sisteminin önünü açma aracı olarak kullanıldığının itirafı. Daha oylar sayılırken yeni bir anayasa değişikliği, başkanlık sistemlerinin tartışmaların odağına oturması bundan. Gerçi arada birkaç çatlak ses çıkıyor, birinci anayasa değişikliğinin oylarının sayılması tamamlanmadan, ikinci asıl önemli olacağı söylenen anayasa değişikliği tartışmalarının gündeme getirilmesini sorguluyorlar... Yürürlüğe girmeden eskiyen yeni anayasa metni gerçeği karşısında, bunca para, harcama, gerilim, zaman en önemlisi de cepheleşmenin keskinleşmesi, Türkiye’nin bölgelere, iller içinde ilçelere göre çok çıplak böldürülmesinin... yazık olduğu üzerinde duruyorlar. Uzlaşma ile baştan adam gibi bir anayasa değişikliğiyle, daha anlamlı bir demokratikleşmeye kavuşmanın, hatta referandum kriterlerine uymayan bu çok pahalıya mal olmuş referanduma gitmeden, işlerin Meclis’te çözülebilmiş olabileceği gerçeğini anımsatıyorlar... Tek kelime ile amaç “demokratikleşme” olsaydı bu nafile referandumun çok sıfırlı devlete maliyeti buzdağının sadece görünen yüzü. Erdoğan hükümeti okulların onarımına bile esirgediği, kaynak yetersizliği gerekçesi ile defterden sildiği kamu yatırımları, harcamalarında kullanılacak kaynakların, paraların katlarını, iktidarda yıpranmışlık, oy kaybı, krizlerin vurması... gerçekleri karşısında kendine doping için gözünü kırpmadan harcayıverdi. Oylama günü haberlerde yer alan referandumun resmi maliyetine ilişkin rakamların devede kulak, kamuya gerçek maliyetin pek çok kat olduğunu da unutmayın. Yasaklara kadar Başbakan Erdoğan’ın açılış, resmi görev gerekçeli kampanya toplantıları, mitinglerinin, her kaynaktan kamu gücü araçlarının, bal gibi de yasadışı kullanılmasının hesaplanması bile söz konusu değil. Evet için harcanmış cemaatler, iş dünyasının gönüllü(!) katkılarının boyutları sadece akıl almaz zenginlikteki afişlemeler, reklam harcamaları, medya araçlarının kullanımları, çarşaf çarşaf ilanlarda görünür oldular. Kampanyaların odağına oturtulmuş İslami kimlik, apaçık din üzerinden siyasette, ramazanla beraber, halkın dini duygularını, inançlarını sömürmede, yardımlaşma, sadaka düzeninin kullanılması, iftar sofraları, erzak yardımları... Arada en doğal işler gibi kaynatıldılar. En etkin araçlar arasında kullanılan medyadaki baskı, benzeri görülemeyecek ağırlık, taraflılık, yönlendirme, güdüleme.. siyasi başarı hanesine yazıldı... Ölülerin bile oy kullanabilir olmasını dileyen Fethullah Gülen Hoca’nın ilk kez bu boyutta siyasetin içinde, seçim kampanyasında taraf olmasının üstüne Milli Görüş, diğer radikal İslami cemaatlerin yarışa girmeleri, siyasal İslamcı kimlikle siyaseti referandum kampanyasının odağına, en büyük etki, baskı gücü olarak oturturken elbette demokratik düzenlerde yeri olmaması gereken inanç örgütlenmelerinin doğrudan taraf olmalarının sorgulanması bile gündeme gelmedi. Yeri gelmişken bir kez daha altını çizmeli, demokratik düzenlerde siyasete katkıda bulunacak, taraf olacak sivil toplum örgütlenmelerinin de demokratik kuruluş olmaları önkoşulu vardır. Yani siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri, çıkar örgütleri, çevre, güzelleştirme örgütlenmeleri dahil, yasalar içinde kurulmuş, genel kurullarında yöneticileri hesap veren, mali denetimleri yapılan.. kurumlar üyelerinin çıkarları adına taraf olurlar. Batı dünyasında demokrasi oturmadan önce, kiliselerin siyasete müdahale ettikleri, taraf oldukları dönemler, demokrasi değil, karanlık çağlar olarak tarihte yerlerini alırlar. Bu tablo tartışma gündemine geldiğinde Gülen cemaatinin Türkiye sözcüsü referandumda demokratikleşme adına taraf olduklarını, siyasi partilere karşı uzakta, partiler üstü duruşlarını sürdüreceklerini söyledi. Gerçekten Erdoğan’ın önünü açmayı öngören bir referandum söz konusu olmasaydı bile hoş görülemez ya. Siyasal İslamcıların her renk ve örgütleri ile bu referandum kampanyasının odağında, merkezde, en ağırlıklı rol oynamış olmalarını asıl sorgulamak gerek... [email protected] Bakû-Tiflis-Ceyhan’a, Samsun-Ceyhan’ın eklen- mesiyle Ceyhan’ın önemli bir enerji terminali haline gelmesi bekleniyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle