23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Deniz insanın düşüncelerini gizli kuşkuya dönüştürür bazen... Martıların uçuşu, kalamar avcılarının teknesi, uzaktan geçen bir gemi içinizde uuyuyan o çocuğu uyandırır. Çocuk yüreğiniz hızlı hızlı çarpmaya başlar! O çocuk hep kalsın yüreğinizde yaramaz olsa bile!.. Bir kıyı kasabasında dostlarla oturup konuşurken denize bakarsınız ve ufuk çizgisini gördüğünüzde düşünceleriniz kuşkuya dönüşür. Peki, nedir o kuşku? Işık Evleri’nde yetişen Hanefi Avcı’nın kitabı çıkınca yer yerinden oynadı... Oysa tüm bu olaylar bizim son 20 yılımızdı aslında. Örgütlenme özellikle 12 Eylül’ün ardından özel liselerin açılmasına izin verilmesinden sonra başlamıştı. Kenan Evren-Fethullah Gülen ilişkisinden kimse söz etmiyor... Neden niçin? Turgut Özal-Fethullah Gülen ilişkisi örneğin... Anayasaya “evet” oyu vereceğini açıklayan Sezen Aksu’nun babasının, Fethullahçı okulların tümünün bir dönem genel müdürlüğünü yaptığını bakıyorum hiç dillendirmiyorlar. Fazıl Say’ın yurtsever ve müzisyen kişiliğini içine sindiremeyen ve ortalıkta “sanatçı” diye dolaşan kimi kişilerin Fethullahçıların kaynaklarını kullandığı doğru mu? Daha pek çok soru geliyor aklıma, ama bunları ben yıllar önce yazdım. Yazdım da ne oldu? Hiçbir şey. Aslında yaşama, umuda, aşka, sevgiye, barışa, kardeşliğe ilişkin bir yazı yazmak için oturmuştum yazı masasının başına... Yaz bitiyor ve sonbahar başlıyordu. Düşsel dünyamda “Âşık Kadınlar Sokağı”nda dolaşır, Jacques Prévert’in “Mavi gecelikli kadını”nı anlatır, Akdeniz güneşinde “Sevdanın adresini” soran “Denizlerin Kızı” Gulçüna’nın Rafael Alberti’ye yazdığı mektuplardan alıntı yapıp şöyle diyebilirdim: “Şimdi sırt sırtayız yalnızlığımızla... Bazen neyi yapıp neyi yapmadığımızı söylüyoruz birbirimize... Çok görmüş geçirmişçesine... Bir gün göz göze geldiğimizde yalnızlığım da gülecek yalnız oluşuna... Bense yalnızlığımla birlikte yalnız kalamayışıma.” Bir hafta önce Karaburun’daydım... Kâmil Masaracı’nın girişimi eski İzmir Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ, Karaburun Belediye Başkanı Serdar Yasa’nın desteğiyle iki yıl önce açılan “Karaburun Karikatür Evi”ni bilmem gördünüz mü? Salt karikatür değil, sanatın tüm dalları için de ev sahipliği yapıyor... Çizerlerin karikatür yolculuğu Karaburun’da sürüyor. Bizim yolculuğumuz ise kimi zaman Ankara’da kimi zaman Adana’da, Mersin’de, İzmir’de Konya’da, Uşak’ta... Ankara geceleri serin ama siyasi hava sıcak mı sıcak... Hep aynı soru: “Ne olacak bu memleketin hali?” Ankara’da konuştuğum kimi AKP’liler “evet oyları şu anda yüzde 55, hayır oyları yüzde 45” deseler de, CHP’liler tam tersini söylüyor: “Sandıktan hayır çıkacak!” Cüneyt Arcayürek ve Utku Çakırözer’in başkent kulislerini aktaran yazıları; Kemal Kılıçdaroğlu’nun gezilerini yakından izleyen Işık Kansu’nun izlenimleri aslında Ankara’nın ve Türkiye’nin havasını iyi veriyor. Işık Kansu diyor ki: “Güneydoğu’da CHP’ye karşı olan soğukluk ılık bir havaya dönüşüyor yavaş yavaş...” Kılıçdaroğlu, Van, Batman, Elazığ ve Tunceli’ye gidiyor... Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun Tunceli’ye gideceğini öğrenince “Dersim olayını” kaşıyor. Ankara’da siyasetin nabzı hızlı atarken Karadeniz’de Ege’de, Trakya’da İç Anadolu’da, Doğu’da Güneydoğu’da neler oluyor? Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un dediği gibi, BDP boykotu büyük kentlerde de gerçekleştirirse, sandıktan yüzde 60-65 “HAYIR” çıkacağını ben de söyleyebilirim eğer AKP-BDP arasında “İmralı bağlantılı” gizli bir anlaşma yoksa!.. Eğer varsa “EVET” oyları “HAYIR”ı geçer... AKP’li bakanlar Türkiye’yi dolaşıyor ve açık açık seçmene gözdağı veriyor: “Sandıktan hayır çıkarsa Türkiye’de istikrar bozulur, başta TÜSİAD olmak üzere tüm demokratik kitle örgütleri ve sendikalar bunun hesabını yapsın. Evet çıkarsa, Türkiye’nin ulusal geliri beş yıl içinde 60 bin dolar olur. Herkes aklını başına almalı.” Böyle söylemler sivil diktanın Türkiye’yi nasıl kuşattığının göstergesi değil mi sizce? Serin bir Ankara akşamında gözlerimi yumup, Akdeniz’e iniyorum... Yaz çiçekleri kuşatmış her yeri... Oradan İzmir’e geçiyorum ve Kordon’da bir soluk alıyorum... Dedim ya ben yolculukları severim... Yaşadığımız coğrafya renklerle dolu... Robert Desnos’un “Saint Martin Sokağı Şarkısı” gibi... Hayallerimizi gerçekleştirmek için birlikte söylemeliyiz şarkımızı: “Seni öyle düşledim ki yitirdim gerçekliğini. Bu canlı bedene sahip olmanın ve benim taptığım sesin çıktığı bu ağzı öpmenin zamanı değil midir?” Ben de seni özledim ey demokrasi, ey temel hak ve özgürlükler... Güray Öz, “Oyun Bozana Çok Kızdılar” başlıklı yazısında, Marx Baba’yı okudukları için kendilerini Marksist sananları anlatırken, eski “sosyalist” şimdilerde “liboş” olan bizim takım aklıma geldi... Neyse, bu konuyu bir başka gün yazarım. Zamanın saat ayarında, duyguların boşaldığı yerde sadece bir ses duymak istiyorum sevgi üzerine... Ve o zaman öpeceğim o ağzı, o zaman koklayacağım ağustos çiçekleriyle barışan havayı... CMYB C M Y B 28 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Ağustos Çiçekleri... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Kõlõçdaroğlu, genel af önerisinin çerçevesini Cumhuriyet’e çizdi ‘Öcalan’a af yok’ UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA - CHP Genel Başkanõ Ke- mal Kılıçdaroğlu, Tunceli’de açõkladõ- ğõ “genel af” önerisinin PKK’nin silah- larõnõ koşulsuz bõrakmasõ ve terörün bit- me noktasõna geldiği konusunda top- lumsal mutabakat sağlanmasõ durumun- da uygulamaya sokulabileceğini açõkla- dõ. Kõlõçdaroğlu, “Barış, özgürlük, ge- lişmiş bir demokrasiye ulaşılacak, kar- deş kanı akmayacaksa aftan korkma- mak lazım” dedi. Kõlõçdaroğlu, AKP ve yandaş medyadan gelen “Genel af tale- binin teröristbaşı Öcalan’ı kapsıyor mu” sorusuna da “Benim söyledikle- rimde affın Öcalan’ı da kapsayacağı yö- nünde en ufak bir söz ya da ima yok” yanõtõnõ verdi. Kamuoyunda tartõşma yaratan Tunceli konuşmasõnda dile getir- diği genel af önerisinin çerçe- vesini Kõlõçdaroğlu, Cumhuri- yet’e şöyle çizdi: “Af konu- sunun toplumsal barışa kat- kı yapabilmesi için önce şu koşulların yerine gelmesi ge- rekir; PKK koşulsuz silah bı- rakmalı, sonrasında af çıka- bilmesi için toplumsal muta- bakat sağlanmalıdır. Bu noktada tüm siyasi partilerin önemi büyük. Herkes ‘Evet bu terör meselesi artõk bit- ti’ deme noktasına geldiğinde, huzur, beraberlik havası hâkim olduğunda toplumsal mutabakatla çıkarılır. Top- lum desteği mutlak surette şarttır.” Genel af önerisinden İmralõ’da ömür boyu hapse mahkûm olan terör örgütü li- deri Öcalan’õn da yararlanacağõ yönündeki iddialarõ da yanõtlayan Kõlõçdaroğlu, “Be- nim söylediklerimde affın Öcalan’ı da kapsayacağı yönünde en ufak bir söz ya da ima yok. Bu yayınları, zor durum- daki AKP’yi kurtarmak ve CHP’yi kö- tülemek için yaptıklarının farkındayım. Ama bakın Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün bu konudaki açıklama- sı yol göstericidir. Öcalan’ın böyle bir af kapsamına alınmasının yasal olarak mümkün olmadığını anlatıyor. Ben d e bu sözle- re katılıyorum” diye konuştu. ‘Korkmamak lazım’ Başbakan Tayyip Erdoğan’õn önceki gece katõldõğõ televizyon programõnda af konusunda kendisini eleştiren sözlerine de karşõlõk veren CHP lideri, şunlarõ söyle- di: “Ben toplumsal uzlaşmanın bir par- çası olacaksa, barış, özgürlük, gelişmiş bir demokrasiye ulaşılacaksa, kardeş kanı akmayacaksa aftan korkmamak lazım görüşündeyim. Onun için doğ- rudan yurttaşlara sesleniyorum. Re- ferandum sürecinden çok önce henüz lider değilken ben bunu Batman’da da söyledim. Eski Genel Başkanımız Sa- yın Deniz Baykal da söyledi. Bizim söylediklerimiz, Başbakan’ın ne oldu- ğu belli olmayan açılım projesinden çok daha net ve açıktır. Amacı da açılım- daki gibi ayrışmayı değil, entegrasyo- nu sağlamaktır.” İktidar partisinden gelen “PKK’ye ‘Hayõr’ dedirtmek için af önerdi” söz- lerine de karşõ çõkan Kõlõçdaroğlu, “Biz Başbakan gibi pazarlık yapmıyoruz, tüm düşündüklerimizi herkesin önün- de açıkça söylüyoruz. Bizim elimizde devletin güvenlik, istihbarat güçleri yok. Başbakan meydanda farklı kapalı kapılar arkasında farklı konuşuyor. Önce ‘görüşmedik’ dedi sonra ‘hükümet değil devlet görüşür’ dedi sonra da ‘is- tihbarat ve güvenlik güçleri görüşüyor’ dendi” diye konuştu. AKP’nin rahatsızlığı Güneydoğu turu sõrasõnda ken- disini protesto eden AKP’liler konusunda ise Kõlõçdaroğlu, “Benim o bölgeye gitmem AKP’yi ve yöneticilerini çok rahatsız etti. Oradaki sömürü düzeninin acımasızlığını vur- gulayacağımı bildikleri için pro- testo ediyorlar. İstedikleri kadar protesto etsinler, korkmuyoruz biz o halkın sağduyusuna güveniyoruz” görüşünü dile getirdi. Avcı ile görüşme Fethullah Gülen cemaatinin devlet içindeki etkisini konu eden Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile yaptõğõ görüş- melere de açõklõk getiren CHP lideri, “Yolsuzlukları Araştırma Komisyo- nu’nda kendisini dinledik. Saygın, öz- güveni olan bürokrat kimliğiyle dik- katimizi çekti. O toplantılarda kayıt dı- şı da çok şey anlattı. O zaman teypler kapatıldı, cepler odadan çıkarıldı. Ama o konuşmalarda hiç cemaat me- selesi konuşulmadı” dedi. Kõlõçdaroğlu, Avcõ’nõn kitabõyla ilgili olarak, “Elinde çok sayıda belge olduğu anlaşılıyor. Ba- kalım savcılar ne yapacak” dedi. Başbakan Erdoğan’ın “İstanbul’daki villasını ar- kadaşından kiraladığı” açıklamasını da, “inandırı- cı bulmadığını” belirten CHP lideri, şunları söyle- di: “O villa konusunda daha çok bilinmeyenler var. Ama öncelikle bu kiraların banka dekontla- rını göstersin bakalım. Belli bir miktarın üze- rindeki kira ödemeleri banka aracılığıyla yapılması gerekir. O arkadaşına hangi ödemeleri yapmış, kamuoyuna açıklarsa çok memnun oluruz.” ‘Kira dekontları nerede?’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle