19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TÜBİTAK raporunda Bektaş’õn ofisinde ele geçen CD ve DVD’nin nerede hazõrlandõğõnõn bulunamadõğõ belirtildi Bilgisayar tespit edilemediİstanbul Haber Servisi - Poy- razköy’de bulunan mühimmata ilişkin tutuklu yargõlanan emekli Binbaşõ Levent Bektaş’õn ofi- sinde ele geçirilen, içinde gizleme programõ olan 1 No’lu CD ile ‘Ka- fes Eylem Planı’nõn bulunduğu belirtilen 3 No’lu DVD’ye ilişkin hazõrlanan TÜBİTAK raporu, İs- tanbul 12. Ağõr Ceza Mahkeme- si’ne ulaştõ. TÜBİTAK Enstitü Müdür Yardõmcõsõ Alparslan Ba- baoğlu imzalõ raporda, gayri- müslimlere yönelik eylem hazõr- lõklarõnõn yer aldõğõ planõn, hangi bilgisayarda hazõrlandõğõnõn tespit edilemediği belirtildi. İncelenen DVD ve CD’ye sonradan ekleme yapõlõp yapõlmadõğõ konusu da aydõnlatõlamadõ. 1 No’lu CD’de olduğu görülen “Data Stash” adlõ gizleme prog- ramõnõn CD’ye 29 Mart 2009’da yazdõrõldõğõ belirtilen raporda, “Sadece ilgili CD üzerinde in- celeme yaparak, tespit edilen ta- rih ve saat bilgilerinin işlemin yapıldığı gerçek tarih ve saat bilgisi olduğunu tam doğru- lukla ve kesin olarak söylemek teknik olarak mümkün değildir. CD yazılmadan önce bilgisayar sistemlerinin tarih ve saat bil- gileri bilgisayar yöneticileri ta- rafından ileri ya da geri alına- bilir, işletim sistemi kurulumu sırasında yanlış olarak belirle- nebilir, gerçek tarih ve saati yansıtmayacak şekilde ayarla- nabilir” denildi. 3 No’lu DVD içerisinde yer alan Kafes Eylem Planõ’nõn “ac.rarö” isimli dos- yanõn içerisinde yer alan “aa.ra- rö” isimli sõkõştõrõlmõş dosya içe- risinde olduğunun belirtildiği ra- porda, aa.rarö isimli dosyanõn parolasõnõn “leventö” olduğu ifa- de edildi. DVD içerisinde yer alan dosyalarõn üzerinde yapõlan işlemlerin zamanlarõnõn tutarlõ olduğuna dikkat çekilen raporda, Kafes Eylem Planõ’nõn hazõrlan- dõğõ bilgisayar hakkõnda bilgiye ulaşõlamadõğõ ifade edildi. Ekleme yapıldı mı? Bektaş’õn işyerinde arama ya- põldõğõ dönemde hazõrlanan tuta- nakta CD ve DVD’nin paraflan- dõğõnõn belirtildiği, ancak CD ve DVD üzerine paraf atõlmasõnõn sonradan yapõlacak müdahalele- rin taraflarca anlaşõlmasõnõ garanti edecek bir yöntem olmadõğõna dikkat çekildi. “Bu sebeple söz konusu 1 No’lu CD ve 3 No’lu DVD’ye arama, el koyma son- rasında ekleme ve müdahale ya- pılıp yapılmadığı konusunda teknik bir sonuca varılması mümkün değildir” tespiti ya- põldõ. CD ve DVD’ye dosyalarõn yazõlma tarihinin Bektaş’õn göz- altõna alõndõğõ 22 Nisan 2009’den önceki tarihlere ait olduğu kay- dedilerek, dosyalarõn oluşturulma tarihlerindeki değişikliklere iliş- kin de “Zaman değerlerindeki farklılıkların, farklı adli ince- leme yazılımlarından ve ince- leme ortamı ya da değerlendi- riciler tarafından farklı şekilde yorumlanmasından kaynak- lanması muhtemeldir” denildi. TÜBİTAK Enstitü Müdür Yardõmcõsõ Alparslan Babaoğlu imzalõ raporda, gayrimüslimlere yönelik eylem hazõrlõklarõnõn yer aldõğõ planõn, hangi bilgisayarda hazõrlandõğõnõn tespit edilemediği belirtildi. İncelenen DVD ve CD’ye sonradan ekleme yapõlõp yapõlmadõğõ konusu da aydõnlatõlamadõ. Bakan’a yumruğa ilk duruşmada tahliye KAYSERİ (Cumhuriyet) - Bir şehit cenazesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Taner Yıldız’a yumruk atan Şahin Şimşek, Kayseri 3. Asliye Ce- za Mahkemesi’nde görülen davanõn ilk duruşma- sõnda tahliye edildi. Şimşek, savunmasõnda “Yap- tığım için çok pişmanım. Özür diliyorum. Psi- kolojik tedavi görüyorum. Olay anında çok duy- gusaldım” dedi. Bakan Yõldõz’õn avukatlarõ ise sa- nõğõn örgüt bağlantõsõnõn olabileceğini savunarak iddianamenin değiştirilmesini istedi. Mahkeme, Şimşek’in tahliyesine, Yõldõz’õn talimatla alõnacak ifadesinin dosyaya getirilmesine karar verdi. ‘İkinci eş’ öneren AKP’liye ihraç yolu ERDEM GÜL ANKARA - Kürt sorununa çözüm için “ikinci eş” önerisi yapan AKP’li Rize Belediye Başkanõ Halil Bakırcı, partisi tarafõndan kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edildi. Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlõğõnda dün gece gerçekleştirilen AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantõsõnda Bakõrcõ hakkõnda hazõrlanan rapor değerlendirildi. AKP MYK parti içinde ve toplumda büyük tartõşmalara neden olan ikinci eş açõklamalarõ nedeniyle Bakõrcõ’nõn ihracõnõ istedi. Bakõrcõ hakkõndaki karar AKP Merkez Disiplin Ku- rulu tarafõndan verilecek. Bakõrcõ’nõn ihracõnõn istenmesinde partinin Güneydoğu milletvekilleriyle teşkilatlarõnõn tepkileri etkili oldu. Bakõrcõ, mem- leketi olmasõ nedeniyle Erdoğan’a da çok yakõn olan bir isim olarak biliniyor. Bu ihraç kararõ çõkmadan istifa edebileceği de kulislerde konuşuluyor. Mutlu bilgisayarına kavuştu Tokat’ın Turhal ilçesinde yaşayan özürlü Mutlu Andıç, Kaymakam Mehmet Ün- lü’nün söz verdiği halde almadığı dizüstü bilgisayarına Cumhuriyet okurları saye- sinde kavuştu. Kaymakamın açıklamaları- nın gazetemizde yer almasının ardından gazetemizi arayan yurttaşların gönderdiği bilgisayar ve hediyeler muhabirimiz Savaş Kalkan tarafından aileye ulaştırıldı. Bilgi- sayarlarını teslim alan Mutlu Andıç, baba- sına telefon açarak, “Babacığım laptopum geldi. Gel seni bekliyoruz” diyerek ilk müj- deyi verdi. Baba Duran Andıç, oğluna des- tek olan tüm yurttaşlara ve söz vermesine rağmen almayan kaymakama da teşekkür etti. (Fotoğraf: SAVAŞ KALKAN) Başbakan talimat verdi tutuklandık HATİCE TUNCER “İrtica ile Mücadele Eylem Planı Davası”nda tutuklu sanõk Aydõnlõk Dergisi Genel Yayõn Yönetmeni Deniz Yıldırım, mes- lektaşõ Ufuk Akkaya ile gazete- cilik faaliyeti nedeniyle yargõlan- dõklarõnõ belirterek, “Başbakanlık talimatıyla tutuklandık” dedi. Silivri’de görülen davanõn 9. oturumunda Yõldõrõm’õn sorgu ve savunmasõ alõndõ. Başbakan Tay- yip Erdoğan ve dönemin KKTC Başbakanõ Mehmet Ali Talat arasõnda geçtiği iddia edilen gö- rüşmenin kayõtlarõnõ duruşma sa- lonunda dinleten Yõldõrõm, “Dar- be araştırıyorsunuz. İşte Kıb- rıs’ta darbe planlanıyor, darbe yapılmış” dedi. Yõldõrõm, tutuk- landõğõ gün 9 Kasõm 2009’da Savcõ Zekeriya Öz’ün saat 14.46’da Başbakanlõk Müsteşar- lõğõ’na “acele” olarak faksladõğõ yazõda, Aydõnlõk dergisindeki te- lefon görüşmesi kayõtlarõna ilişkin olarak “görüşme içeriğinin doğ- ru olup olmadığını, görüşme içeriğindeki bilgilerin aleniyet kazanıp kazanmadığını, devle- tin yararları bakımından gizli kalması gereken bilgi olup ol- madığını” sorduğuna dikkat çek- ti. Aynõ gün saat 18.54’te Başba- kanlõk Müsteşarlõğõ’ndan “Kayıt altına alınmadan yapılan gö- rüşmenin içeriğindeki bilgilerin aleniyet kazanmadığına” iliş- kin yanõt geldiğini anlatan Yõldõ- rõm, “Burada şikâyete bağlı açı- labilecek bir dava, Başbakan- lık’ın devlet gücü kullanılarak kamu davası haline getiriliyor ve deniyor ki; ‘gizli kalmasõ gereken bilgilerdir bunlar, haber yapanõ tu- tuklayõn’. Bir saat sonra da iki gazeteci tutuklanıyoruz” dedi. Siz de görüyorsunuz sanıklarla temasım yok Duruşmada söz alan Albay Dursun Çiçek, “Yaklaşık 3 haf- tadır duruşmaları izliyorum. Siz de siz de izliyorsunuz. Bir- likte yargılandığım sanıklarla herhangi bir temasım yoktur” dedi. Üye Hâkim Faik Saban’õn, 30 Haziran 2009’da nöbetçi mah- kemede tutuklandõktan sonra 1 Temmuz 2009’de kendisini oy- çokluğuyla tahliye eden heyette de tesadüfen yer aldõğõnõ anõmsatan Çiçek “Hâkim Saban hakkında bu karardan sonra aleyhte ha- berler yapıldı. Bizimle ilgili hu- kukun gereğini yapan hâkimler, siyasiler ve onlar destek veren medya tarafından baskı altına alınıyor” diye konuştu. 34 yõl hizmet etmiş bir kamu görevlisi olarak kaçma şüphesi olmadõğõnõ söyleyen Çiçek, “Her yerde ce- vap vermeye hazırım. Akşam evinize, ailenizin yanına gittiği- nizde ‘yargõsõz infaz, vicdansõzlõk’ rahatsızlığı içinde olmamanız açısından da tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu. CMYB C M Y B 14 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Bosna’nın Oğlu Başbakan’ın, on beş yıl önce Srebrenitsa katliamında Sırplar tarafından öldürülerek toplu mezarlara gömülen 775 Bosnalı için düzenlenen anma töreninde yaptığı konuşmayı izlerken duygulanmamak mümkün değildi. O duyguyu, televizyonun başında yaşayanlardan birisi de bendim. Özellikle, “Kanlı topraklar üzerinde kurduğum canım Bosnam benim/Sana iki gözüm gibi bakacağım/Çünkü ben senin oğlunum”lu dizeleri okurken, eşi Emine Erdoğan’ın akıttığı gözyaşlarını da görünce. O toplu mezarlarda yatan 8000’i aşkın Bosnalı Müslümanı anma töreninde, yaptığı konuşmada keşke Erdoğan, benzer bir katliamın bundan 45 yıl önce Kıbrıs’ta gerçekleştirildiğini söyleseydi. Bosna’nın oğlu olarak toplu mezarlar önünde dile getirdiği duygularını, Kıbrıslı Türklere karşı, 21 Aralık 1963 gecesi Girne’de bir lokantadan Lefkoşa’ya dönmekte olan “25 yaşında, evli ve 3 çocuk babası Zeki Halil Karabülük ile 12 yaşında bir kız çocuğunun annesi Cemaliye Emir”in otomobillerini durdurarak otomatik silahlı Rumların başlattığı jenosit kıyımında 1974 Temmuzu’na kadar art arda katledilen 2800 soydaşımız için de kullansaydı. Bilmediklerimiz Yarın, 15 Temmuz. Kaç anavatan Türk’ü, hatta Kuzey Kıbrıslı Türk, 15 Temmuz 1974’te, o jenosidi sistemli olarak sürdürenlerin, kesin sonucu almak amacıyla Sampson adlı faşist bir gazeteciyi öne sürerek adada Enosis ilan etmek istediklerini biliyor? 20 Temmuz 1974’te, işbaşında olan Ecevit’in başkanlığındaki hükümet, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne adaya çıkarma yapma görevini vermeseydi, 2800 şehidin sayısı kim bilir kaça çıkacak, belki de adada yaşayan tek Türk kalmayacaktı. Mehmetçik, Kıbrıslı mücahitlerle birlikte, aralarından 464 kişiyi Kuzey Kıbrıs topraklarındaki şehitlikte bırakarak, Kuzey Kıbrıs’ta, özgür ve bağımsız bir devletin oluşmasını sağladı. Anlatamadıklarımız Türkiye Cumhuriyeti olarak 36 yıldır, ne Birleşmiş Milletler’e, ne süper devletlere, hatta ne de İslam dünyasına ve Avrasya’daki soydaşlarımızın oluşturduğu devletlere bile Kıbrıslı Türklerin de özgür, korkusuz yaşamak için kendi iradeleri ile bir devlet kurma hakkına sahip olduklarını anlatamıyoruz. KKTC’ye giden kaç Başbakan, Altılar ve Sandallar’daki toplu mezarları ziyaret etti? Hatta Lefkoşa’da Türk Alayı’nın Başhekimi Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi Mürüvvet, çocukları yedi yaşındaki Murat, dört yaşındaki Kutsi ve altı aylık Hakan’ın vahşice öldürüldükleri evin İnsanlık Müzesi olarak kullanıldığını biliyorlar mı?.. Adadaki turizm şirketleri, gelen turistlere o bölgeleri de gösterecek olanaklar sağlıyorlar mı? Yoksa onların bir an önce kumar masalarını doldurmaları mı bekleniyor? Kıbrıs’ta görevli yabancı diplomatların KKTC’ye yaptıkları ziyaretlerde, onlara yıllardır Girne’de yaşayan İngiliz gazeteci Harry Scott Gibbons’un, 1963’ten 1974’e kadar sürdürülen jenosidi bir belgesel tadında anlatan “Kıbrıs’ta Soykırım”(*) adlı kitabını okumalarını salık veriyor muyuz? Bırakınız yabancı diplomatları, acaba Başbakanımız o kitabı okumuş olsaydı, sadece Bosna’nın oğlu olmakla mı öykünürdü? Sayın Emine Erdoğan... Bir KKTC ziyaretinde eşinizin bu eksikliğini siz tamamlayınız. Yavru vatan topraklarında yatan şehitlerin mezarları başında da gözyaşlarınız aksın. (*) The Genocide Files adlı kitap 1997 yılında basılmış. Yazar, 1997 ve 2002 yıllarında ele geçen yeni bilgileri de eklemiş ve Türkçeye çevirisinin 2. baskısı Lefkoşa’da Near East Publishing (Bedrettin Demirel Cad. 73) tarafından yayımlanmış. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] KAZAN’DAN TAZMİNAT İSTİYOR Şanal’dan 100 bin liralık dava TÜRKİYE’DE BİR İLK İnsan hakları akademisi açılıyor İLHAN TAŞCI ANKARA - Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu tarafõndan yetkisi kaldõrõlan Erzurum Savcõsõ Osman Şanal, Erzincan Başsavcõsõ İl- han Cihaner’in ardõndan avukatõ Turgut Ka- zan aleyhine de 100 bin TL’lik tazminat davasõ açtõ. Şanal’õ daha önce “militan” olarak nitelen- diren Kazan, “Yapılanları ‘militanca’ sözcüğü ile vurgulamak, bir durum tespitidir. Haka- ret değildir” dedi. Şanal’õn açtõğõ davaya karşõ cevap dilekçesi veren Kazan, 48 yõllõk meslek yaşamõ boyunca, alenen hukuk katledildiği zaman bir hukukçu olarak hukuku savunmaya çalõştõğõnõ belirterek şu ifadeleri kullandõ: “Bu görevi yaparken ba- zen duruşmalardan atıldım. Bütün bu yaptık- larım için bugüne kadar herhangi bir şikâye- te ve soruşturmaya maruz kalmadığım gibi çoğu askeri üniformalı ve anlı şanlı bu yargıç ve savcıların hiçbiri, tazminat davası açmayı aklının ucundan bile geçirmemişti. Evet, bu bir ilktir. Osman Şanal, 12 Mart’ı da, 12 Ey- lül’ü de gölgede bırakan bir uygulamaya im- za atmıştır. Anlaşılan, yetkisi alınınca huku- ku biraz da bu yolla kullanarak kolayca zen- gin olabileceğini düşünüyor. Ama hukuk haklıyı haksızdan ayırma yoludur. Bedava- dan zengin olma yolu değildir.” ‘Baroya bocu var’ Şanal’õn yasaya aykõrõ sorgusunu yaptõğõ mü- vekkili İlhan Cihaner’den 4 yõllõk maaşõ kadar (100 bin TL) tazminat istediğini anõmsatan Ka- zan, “Şimdi de Cihaner müdafii sıfatıyla ben- den yine 4 yıllık maaşı kadar tazminat isteye- rek kolay yoldan zengin olmayı amaçladığı anlaşılıyor” dedi. Kazan, Şanal’a ilişkin ilginç bir durumu dilekçesinde şöyle anlattõ: “Davacının (Osman Şanal), stajını tamam- layarak 28 Aralık 1995’te avukatlığa kabul edildiğini, ruhsatının tarafımdan düzenlendi- ğini, tarafımdan yemin ettirildiğini, daha staj sırasında (herhalde ücret alabilirim düşünce- siyle) CMUK listesine yazılmak istediğini ve yasaya aykırı olan bu isteğin reddedildiğini, 1 Temmuz 1997’ye kadar 1.5 yıl kadar süren avukatlık yaşamında, genel kurula katılma- ma cezası ile 419 TL baro aidatını ve eklenti- lerini ödemediği gibi bugüne kadar da öde- meyi düşünmediğini bildirmeyi görev sayıyo- rum. Kendisi, faiziyle birlikte, İstanbul Baro- su’na halen 2.545,63TL borçludur.” ‘Militan savcı’ kavgası Kazan, HSYK tarafõndan yetkileri kaldõrõlma- sõna karşõn İlhan Cihaner ile ilgili görevsizlik kararõ vererek dosyayõ İstanbul’a gönderen Şa- nal’õ “militan” olarak nitelendirmişti. Kazan di- lekçesinde, “İnanılmaz ve akıl almaz uygula- malarının yasaya aykırılığını vurgulamaya çalıştım. Yapılanları ‘militanca’ sözcüğü ile vurgulamak bir durum tespitidir. Hakaret değildir. Davacı, kendi yaptıklarına bakarak onur kırıcı bulduysa, böyle bir değerlendirme onun sorunudur” değerlendirmesini yaptõ. FIRAT KOZOK ANKARA - İnsan Haklarõ Derneği (İHD) Türkiye’nin ilk İnsan Haklarõ Akademisi’ni açõ- yor. Akademiye üniversitelerden akademisyen- lerin yanõ sõra sosyologlar ve gönüllü insan hak- larõ savunucularõ da destek verecek. Cumartesi günü düzenlenecek törenle eğitime başlayacak akademi konusunda bilgiler veren İHD Başkanõ Öztürk Türkdoğan, akademinin ayrõ bir tüzelkişiliğinin olmayacağõnõ, İHD bün- yesinde çalõşmalarõnõ sürdüreceğini söyledi. Asõl amaçlarõnõn Türkiye insan haklarõ hareketi içerisinde çeşitli konularda fikir üretmek, panel- ler, konferanslar düzenleyerek, topluma õşõk tut- mak olduğunu anlatan Türkdoğan, üniversitele- rin ve uluslararasõ kuruluşlarõn yaptõklarõ çalõş- malarõn da akademide ele alõnacağõnõ belirtti. Türkdoğan, “Üniversitelerin insan hakları merkezleri var ancak, ilk kez sivil alandan özgür bir ortamda gerçekten çalışmalarında özerk bir akademi kuruluyor” dedi. DENİZ YILDIRIM: Albay Dursun Çiçek için ihraç istemi İstanbul Haber Servisi - Genelkurmay Askeri Sav- cõlõğõ tarafõndan “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” soruşturmasõyla ilgili ha- zõrlanan iddianamede, ami- ralliğe terfi edemeyen Al- bay Dursun Çiçek’in TSK’yi zor durumda bõ- rakmak için bu belgeyi ha- zõrladõğõ öne sürülerek ih- racõ istendi. Askeri Başsavcõ Albay Yavuz Şentürk imzalõ 12 Mayõs tarihinde hazõrlanan iddianame askeri mahkeme tarafõndan kabul edildi. İddiana- mede, Genelkurmay Askeri Sav- cõlõğõ, planõ hem hazõrlayan, hem de sõzdõran kişinin Albay Çiçek olduğunu savundu. Çiçek’in TSK personelinin komuta kademesine yönelik güven hissini yok etme- yi hedeflediği iddia edildi. İd- dianamede, aynõ iddialarla yar- gõlanan 3. Ordu Komutanõ Or- general Saldıray Berk ve Er- zincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner ise “mağdur” sõ- fatõ ile yer aldõ. 53 sayfalõk iddianamede, “Ya- zıda öngörülen ve gerçekleş- mesinin planlandığı iddia edi- len faaliyetlerin, hiçbir Türk vatandaşı tarafından kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi içerisinden çıktığı milleti- nin bir parçası olan TSK’nin hiçbir mensubu tarafından da kabul edilmeyeceği açıktır. Ül- kemizde son dönemde yaşanan gelişmeler bir arada değer- lendirildiğinde, bu yazının ta- mamıyla milletimiz ile ordu- sunun arasını açmak, milletin gözünde TSK’nin itibar ve güvenilirliğini azaltmak ama- cıyla hazırlandığına ilişkin güçlü bir kanaat ortaya çık- mıştır” denildi. Erzincan’a gitmedi “İrticayla Mücadele Eylem Planı” başlõklõ yazõda öngörülen faaliyetlerin Erzincan’da uygu- lanmõş olabileceği iddialarõ ve Çi- çek’in bu kapsamda Erzincan’a gidip gitmediğinin de araştõrõldõ- ğõ belirtilen iddianamede; Çi- çek’in izinlerine ilişkin yazõlar, izin belgeleri, Genelkurmay ve Deniz Kuvvetleri Komutanlõğõ Karargâhõ’na giriş çõkõş kayõtla- rõ, cep telefonuna ait iletişim ka- yõtlarõ, THY’nin cevap yazõsõ, yurtdõşõna giriş çõkõşõna ilişkin ya- zõ ve Kara Kuvvetleri Komutan- lõğõ’nõn 3. Ordu Komutanlõğõ’nda 13-14 Ocak 2009’da düzenle- nen İç Güvenlik Semineri’ne Çi- çek’in katõlmadõğõna ilişkin cevap yazõsõ birlikte değerlendirildi- ğinde, şüpheli Çiçek’in, 2009’da iddia edilen tarihlerde ve bu ta- rihler dõşõnda herhangi bir tarih- te Erzincan’a gitmediği, Erzincan Orduevi’nde veya başka bir yer- de konaklamadõğõnõn sabit ol- duğu kaydedildi. İddianamede, “Bu tespit karşısında, Çiçek’in planı Erzincan’da görev ya- pan asker veya sivil kamu gö- revlileriyle irtibatlı olarak uy- gulamaya koyduğuna ilişkin bir delil bulunmadığı sonucu- na varıldığı” ifade edildi. Askeri Savcõlõğõn hazõrladõğõ id- dianame, Genelkurmay Askeri Mahkemesince kabul edildi. As- keri Mahkeme, duruşmanõn bi- rinci celsesinin, 20 Temmuz Sa- lõ günü, saat 14.00’te görülmesi- ni kararlaştõrdõ. Askeri savcılık, Çiçek’in TSK’yi zor durumda bırakmak istediğini öne sürdü ‘GEREKİRSE UZAYA DA GİDERİZ’ Silivri’de görülen “İrtica ile Mücadele Eylem Planı Davası”nda söz alan Albay Çiçek, 20 Temmuz Salı günü Genel Kurmay Askeri Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkacağını vurguladı. Çiçek şöyle konuştu: “Masum olduğumuzu orada da aktaracağız. Gerekirse Yargıtay’a da uzaya da gideriz. Bundan çekince- miz yok. Bir sanık 3 ayrı yerde yargılanır mı? Fiil olması için senaryo gereği Erzurum’a da götürüldük. Yargıtay’da ciha- ner dosyasında ismimiz geçiyor. Askeri mahkemede yargılan- mamız başlayacak. Savunmamızı yapacağız. Yetkili mahkeme kimse, bunları bir kez anlatalım. Çelişki çıkmasın.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle