19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA 16 KÜLTÜR DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Nâzım Hikmet’in İki Moskova’sı Nâzım Hikmet’in hayatında ve yaratıcılığında Moskova kentinin özel bir önemi var. Büyük ozanımız hayatının iki ayrı döneminde, toplam 18 yılını bu kentte geçirdi. Çocukluğu bir yana bırakılırsa bütün hayatında en fazla yaşadığı kent Moskova. İlk geldiğinde yıl 1921’di, yaşı 19’du. Arada bir altı aylık Türkiye’ye gidip dönüşü dışında 1928’e dek altı yıl kaldı. Bu yıllarda bir yandan Rusça öğrendi, bütün uluslardan gençlerin bir arada bulunduğu Doğu Emekçileri Üniversitesi’nde ekonomi politik öğrenimi gördü, öte yandan da şiirde, tiyatroda, sinemada, mimarlıkta çağın en yenilikçi akımlarını tanıdı. 1920’lerde Moskova’da sanat ve edebiyat çıldırmışçasına yenilikler peşindeydi. Devrimin getirdiği özgürlük ve sosyalizm ütopyası sanatçıları besliyordu. Şiirde Fütürizm (Gelecekçilik) ile Konstrüktivizm (Yapımcılık) akımları çekişiyor; tiyatroda Stanislavski çağdaş tiyatroyu yaratan oyunlar sahnelerken Meyerhold tiyatroyu sokaklara taşıyordu. Nâzım, bu canlı sanat ve düşünce ortamında yalnızca çağdaş Türk şiirinin başlangıcı olan yenilikçi şiirler yazmadı; yanı sıra tiyatro oyunları yazdı, sahneledi, kitlesel toplantılarda şiirlerini okudu, her düşüncenin özgürce yaşam alanı bulduğu rengârenk kültür hayatında kişiliğini buldu. 1920’lerin Moskova’sı Nâzım için, devrim, dünyanın değiştirilmesi, insancıl bir dünyanın kurulması mücadelesiydi. Nâzım Hikmet, 1928 yılında ayrıldığı Moskova’ya, ülkesinde geçirdiği uzun hapislik yıllarından sonra 1951’de yeniden geldi. Bu kez isteyerek değil, canını kurtarabilmek için zorunlu olarak gelmişti. Aradan geçen yıllarda tarihin en büyük dünya savaşı yaşanmış, devrim coşkusu içinde bıraktığı Moskova, bürokratik bir baskı yönetiminin merkezi olmuştu. Havaalanındaki ilk konuşmasında “büyük yaşam ve barış kenti” olarak nitelediği Moskova’da, dışarı çıkıp yollarda yalnızca Stalin resimleri ve heykelleri görünce durumu hemen kavramış ve her ortamda bu durumu eleştirmeye başlamıştı. Gördüğü tiyatro oyunlarını, gezdiği resim sergilerini, otel odalarının döşemelerini, şiir çevirilerini acımasızca eleştirdi. Çok geçmeden üst üste geçirdiği iki kalp kriziyle sağlığını yitirdi. Gününün çoğunu yatarak geçirmek zorundaydı. Ama eleştirmekten geri durmadı. “Ben dünyanın en hür komünistiyim, istediğimi, düşündüğümü serbestçe söylerim” diyordu. 1957’de Sovyet düzeninin ağır bir eleştirisi olan “İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu?” oyunu bir kez sahnelendikten sonra yasaklandı. 1950’ler Nâzım için böylesi çok sayıda baskıya direniş öyküleriyle dolu geçti. Büyük sanatçıların hiç tükenmeyen yaratma gizilgüçleri Nâzım’da da vardı. 1950’lerin insanı ve yaratıcılığı tüketen, bunaltan baskı ortamından kendini sıyırmayı, yaşamının son yıllarında şiirinde yeni bir yaratıcılık dönemine girmeyi başardı. Üç ana etkeni vardı bu yeniden doğuşun: İlki Paris’e gelmiş, Abidin Dino’dan Yaşar Kemal’e dek Türk dostlarına kavuşmuş, ülke ve dil özlemini bir damla da olsa giderebilmişti. İkincisi Küba’da devrim olmuş, bu devrimin etkisiyle gençlik günlerinin devrimci heyecanını yeniden yaşamaya başlamıştı. Üçüncüsü yeni tanıştığı Vera‘ya duyduğu aşk, onu hastalıkların ruh durumundan kurtarıp yeniden genç bir şair yapmıştı. Bu son yaratıcılık döneminde, aralarında “Saman Sarısı”, “Severmişim Meğer”, “Havana Röportajı” gibi birbirinden güzel, yenilikçi dil ve anlatım özellikleri barındıran şiirler yazdı. Nâzım’ın hayatı, yalnızca büyük bir şairin değil, aynı zamanda karanlıkları aydınlığa çevirmenin ustası olmuş bir büyük insanın hayatıdır. [email protected] [email protected] CMYB C M Y B DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr Bü- yükşehir Tiyatrosu (DBŞT) oyun yazarlõğõnõ geliştirmek amacõyla Kürtçe oyun yazarlõğõ yarõşmasõ açtõ. Konuya ilişkin Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdür- lüğü önünde yapõlan basõn duyurusuna Kürt Dil Eğiti- mi Hareketi (TZP Kurdi) Sözcüsü ve İstanbul Kürt Ens- titüsü Başkanõ Sami Tan, Kürt Yazarlar Derneği Baş- kanõ İrfan Babaoğlu, Diyarbakõr Kürt Enstitüsü Söz- cüsü Feratê Dengizi, DBŞT Genel Sanat Yönetmeni Ruknettin Gün, DBŞT Müdiresi Gule Ulusoy ile Kürt yazarlar ve oyuncular katõldõ. Yarõşmanõn duyurusunu Kürtçe ve Türkçe yapan Kül- tür ve Turizm Daire Başkanõ Muharrem Cebe, bu yõlõn DBŞT açõsõndan verimli bir yõl olduğunu belirterek Haldun Dormen’in yönettiği Kürtçe oyun “Çirokeke Zivistane”nin (Bir Kõş Ma- salõ) 26 hafta kapalõ gişe oynadõğõnõ vurguladõ. “Bu oyunla Di- yarbakır’da daha önce tiyatroya gitmemiş birçok ki- şiyi tiyatroyla buluşturduk” diyen Cebe, “Çiya Gihîşt Behrê” adlõ çocuk oyununun da ilk defa Kürtçe sahnele- nen çocuk oyunu olduğunu belirtti. Oyun yazarlõğõnõ geliştirmek, yeni yazarlarõ oyun yaz- maya özendirerek tiyatro edebiyatõna yeni oyunlar kazan- dõrmak ve bunlarõ topluma yaymak amacõyla düzenlenen yarõş- maya katõlacak oyunlar özgün yeni çalõşmalarõn yanõ sõra roman, öykü, anõ gibi yapõtlardan uyarlama olabilecek. Hiçbir yerde ya- yõmlanmamõş, ödenekli veya profesyonel tiyatrolarda oynanmamõş, yarõşmalarda ödül almamõş olmasõ gereken oyunlar için her ya- zar yarõşmaya en fazla üç oyunla başvurabilecek. En az 50 bin boşluksuz karakterden oluşmasõ gereken metinlerde konu sõnõr- lamasõ yok. Yarõşmaya son başvuru tarihi ise 28 Ocak 2011. Pervin Okur, Rüknettin Gün, Lal Laleş, Mem Mirxan ve Kawa Nemir’in seçici kurulda yer aldõğõ yarõşmada birincilik ödü- lü 3 bin lira, ikincilik ödülü 2 bin, üçüncülük ödülü olarak da bin lira telif hakkõ ödenecek. Diyarbakõr Büyükşehir Be- lediyesi Yayõnlarõ’ndan ilk üç oyun bir arada tek kitap ha- linde yayõmlanacak. Bu ilk üç oyundan herhangi birinin Şe- hir Tiyatrosu repertuvarõna seçilmesi durumunda yazarõna ay- rõca telif ödenmeyecek. Yarõşmanõn sonuçlarõ ise 27 Mart 2011 Dünya Tiyatro Günü’nde açõklanacak ve Büyükşehir Belediyesi’nin web sayfasõnda yayõmlanacak. SEMİH POROY B izim Turgut Çeviker’in çõkardõğõ (daha doğrusu artõk çõkarmadõğõ) GülDiken der- gisinin 2001 Kõş sayõsõndaki yazõmõ şöy- le bitirmişim: “... Ferruh Ağabey’i anımsayınca tüm bir 50 Kuşağı’nı düşünüyorum. Üç yıl ön- ce Ali Ulvi’yi yitirdik; Mõstõk’ı, Nehar Tüblek’i, Al- tan Erbulak’ı, Şadi Dinççağ’ı, Mim Uykusuz’u... Ka- rikatürleriyle bü- yümüştük. Usta- larımız, arkadaş- larımız oldular. Sonra da güzel at- lara bindiler ve gittiler. Bıraktık- ları boşluk koca- man, duruyor...” Saydõğõm isimle- re, yakõn yõllarda başka ‘süvari’ler de katõldõlar: Nec- mi Rıza, Zeki Bey- ner, Oğuz Aral, Semih Balcıoğlu, Eflatun Nuri, Turhan Selçuk. Boşluk büyüyor. Ferruh Ağabey’in yokluğunda, onuncu yõlõ geri- de bõrakõyoruz. Rakõ masalarõ masa değil, karikatür sohbetleri sohbet değil, oturma kalkma görgüsü gör- gü değil. Balõk Pazarõ, Nevizade eski Balõk Pazarõ, eski Nevizade değil. Ferruh Ağabey bu sözlerime katõlmõyordu. Pastel yüzüyle gülümseyerek, “Nos- taljiye gerek yok, oralar her zaman kendilerini var ederler” diyordu. Geçenlerde okuduğum bir şe- yi aktarmak isterim: Eli- as Canetti, “Bir ede- biyatçının görmediği şey olmamış demek- tir” diye yazmõş “Ede- biyat Üzerine” adlõ ki- tabõnda. Ferruh Ağabey’in yokluğundan yararlana- rak õsrar edeyim: Ferruh Doğan’õn olmadõğõ bir Balõk Pazarõ daha az Balõk Pazarõ, olmadõğõ bir karikatür sohbeti da- ha az karikatür sohbeti- dir. En azõndan bana öyle geliyor. FerruhDoğan’sõzonyõl Yarõşmanõn duyurusunu Kürtçe ve Türkçe yapan Kültür ve Turizm Daire Başkanõ Muharrem Cebe, bu yõlõn DBŞT açõsõndan verimli bir yõl olduğunu belirterek Haldun Dormen’in yönettiği Kürtçe oyun “Çirokeke Zivistane”nin 26 hafta kapalõ gişe oynadõğõnõ vurguladõ. Kültür Servisi - Kalem Ajans tarafõndan, Hare Kahveli Likörler’in ana spon- sorluğunda bu yõl ikincisi düzenlenen “İstanbul Tanpınar Edebiyat Festi- vali” (İTEF) 30 Ekim - 2 Kasõm 2010 tarihlerinde 30 farklõ ülkeden 70 yazarõ edebiyatseverlerle buluşturacak. Yeraltõ edebiyatõnõn çağdaş yorumcusu, Rus edebiyatõnõn en önemli isimlerin- den Vladimir Makanin, Mõsõr’õn No- belli yazarõ Necip Mahfuz’un manevi oğlu ilan ettiği, çağdaş Mõsõr edebi- yatõnõn önde gelen isimlerinden Ga- mal Gitani, “Tirza” isimli romanõ 21. yüzyõlõn en iyi romanlarõndan biri seçilen Arnon Grunberg ve “Li- mon Ağacı” ile on binlerce okura ula- şan Sandy Tolan gibi yazarlarõn ka- tõlacağõ İTEF’in etkinlikleri bu yõl “Şe- hir ve Zaman” temalõ. Festival süresince, edebiyatseverleri, ya- bancõ yazarlarõn Türkiye’den yazar- larla yapacaklarõ tanõşma-tartõşma toplantõlarõndan, “Hare Kahveli Li- körler ile Edebiyat Sohbetleri”ne; Bahçeşehir Üniversitesi yazar-öğ- renci buluşmalarõndan D&R Mağa- zalarõ’ndaki edebiyat okumalarõ ve 2 Kasõm 2010 akşamõ Ghetto’da dü- zenlenecek kapanõş partisine kadar bir- çok etkinlik bekliyor olacak. Dünya- nõn en önemli edebiyat festivallerin- den Winternachten’in işbirliğiyle ya- põlacak olan “İstanbul Yazarlar Bu- luşması” ise Gündüz Vassaf mode- ratörlüğünde gerçekleştirilecek. İTEF kapsamõnda ayrõca, Mimar Sinan Gü- zel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatõ Bölümü ile Kültür ve Turizm Ba- kanlõğõ işbirliğiyle, Doç. Dr. Handan İnci tarafõndan hazõrlanan “Ulus- lararası Ahmet Hamdi Tanpınar Sempozyumu” yapõlacak. 31 Ekim’de yapõlacak sempozyuma, ki- taplarõ 30’dan fazla dile çevrilen Tanpõnar’õn editör ve çevirmenleri de konuşmacõ olarak katõlacak. TANPINAR EDEBİYAT FESTİVALİ 70 yazar ‘Tanpõnar’da buluşacak ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Tuncel, 17. Uluslararasõ Adana Altõn Koza Film Festivali’nin 20 - 26 Eylül tarihleri arasõnda yapõla- cağõnõ açõkladõ. Daha önce 7-13 Haziran tarihleri arasõnda düzenleneceği açõkla- nan, ancak Gazze’ye giden in- sani yardõm gemilerinin saldõ- rõya uğramasõ ve İskende- run’daki terör saldõrõsõ nede- niyle ertelendiği belirtilen fes- tivalle ilgili olarak Tuncel, “Her yıl, Adana’yı sinemanın kal- binin attığı bir merkeze dön- üştüren, sinemanın en güzel örneklerini izleyiciyle buluş- turan ve ülkemizin en önem- li kültür sanat etkinliklerin- den biri olan festivalimiz sa- natçıya ve sanatseverlere 17. kez ‘merhaba’ diyecek” dedi. Programõnda “Filistin: Barışa Hasret” bölümüne yer veren festivalin tam da gündemin nab- zõnõ tutarken ertelenmesi, sine- ma dünyasõndan pek çok ismin, Sinema Yazarlarõ Derneği ve Yeni Sinema Hareketi’nin tep- kisini çekmiş, sinemanõn daya- nõşma gücünün festivali ertele- yen yetkililer tarafõndan göz ar- dõ edildiği eleştirisi getirilmişti. ERTELENMESİ TEPKİ TOPLAMIŞTI Altõn Koza eylülde Kültür Servisi - İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetmenliği’nin “İstanbul dans ediyor!” sloganıyla yola çıkan projesi “Dans Platform İstanbul”, haziran ayında Hollandalı çocuk dans tiyatrosu “De Stil- te”ye ev sahipliği yapıyor. Türkiye’de ilk kez sah- ne alacak topluluğun, 4 yaş ve üstü çocuklara yö- nelik “Madcap” isimli gösterisi 11 - 12 Haziran’da saat 20.00’de Muhsin Ertuğrul Sahne- si’nde sunulacak. Diyarbakõr’daKürtçeoyunlaryarõşacak Dijital kitap satışları Kültür Servisi - Apple firmasõnõn CEO’su Steve Jobs, iPad tablet bilgisayarõ satõşa çõkardõklarõ iki aydan bu yana, internet üzerinden 5 milyondan fazla e-kitabõn indirildiğini belirtti. Apple’õn nisan başõnda ABD dahil 10 ülkede satõşa çõkardõğõ dokunmatik ekrana sahip model, şu ana dek 2 milyondan fazla sattõ. Jobs ayrõca, iPad için geliştirilen 8500 uygulamanõn yaklaşõk 35 milyon defa indirildiğini de belirtti. ‘Madcap’ geliyor Büyükşehir Tiyatrosu’nun düzenlediği ve yazarlõğõ destekleme amacõnõ güden yarõşma bir ilk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle