25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 8 HAZİRAN 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 İ nönü, diğer büyük parti Adalet Partisi ile koalisyon hükümeti kurdu.Hükümeti ku- runcaya kadar da AP’den gelecek aşõrõ is- tekleri frenlemeye çalõştõ. AP milletvekilleri İnönü’nün başkanlõ- ğõnda kurulacak hükümete ortak olmayõ is- temiyorlardõ ve ...koalisyon protokolünde mutlaka Kayseri’deki DP’lilere af çõkarõla- cağõnõn yer almasõnõ istiyorlardõ. İnönü, askerlerin affa sõcak bakmadõğõnõ bi- liyordu. O günleri yaşamõştõ. Bu dayatma güçlükle önlendi. Nihayet, “Askeri kışlasına ancak İsmet Paşa so- kabilir” sloganõ Adalet Partisi’nin yumu- şamasõna ne- den oldu ve CHP-AP ortak hükümeti ku- ruldu. Bu çalõşma- larõn tamamen dõşõnda olan Cumhurbaşkanõ Gürsel, hükümeti onayladõ. Cemal Gürsel’in cumhurbaşkanlõğõ sõra- sõnda -isyanlarõn dõşõnda (21 Aralõk 1963)- Kõbrõs sorunu patlak verdi Zürih ve Londra anlaşmalarõyla kurulan Kõbrõs Cum- huriyeti’nde cumhurbaş- kanlõğõna se- çilen Maka- rios, Anka- ra’ya resmi bir ziyaret yaptõ. Çankaya Köşkü’nde Gürsel başkanlõğõn- da yapõlan toplantõda Makarios, Londra ve Zürih anlaşmalarõna karşõ olan tavrõyla dik- kat çekti ve Başbakan İnönü, kendisini uyardõ: “Sakın böyle bir şeye girişme- yin!” Fakat Kõbrõs’ta Yunanlõ albay Grivas’õn li- deri olduğu EOKA Türklere saldõrõyor, kan- lõ olaylara neden oluyordu. Türkiye ilk kez jetleriyle Kõbrõs semala- rõnda göründü. Uyarõyordu Rumlarõ... Fakat Rumlarõn Kõbrõslõ Türklere yönelik kanlõ saldõrõlarõnõn arkasõ kesilmeyince İnö- nü hükümeti anlaşmalara dayanarak müda- hale hakkõnõ kullanmaya karar verdi. Askeri müdahale yapõlamadõ; zira -ayrõ bir öyküdür o günler- ABD Başkanõ Johnson, İnönü’ye gönderdiği mektupla askeri mü- dahaleye çok ağõr ifadelerle karşõ çõkmõştõ. Kõbrõs sorunu patlak verdi SÜRECEK CemalGürsel,CHP-AP ortakhükümetinionayladõ.Kõbrõs’taiseAlbayGrivas’õnlideriolduğuEOKA Türklere saldõrõyor, kanlõ olaylara neden oluyordu. İlk kez jetler Kõbrõs semalarõnda görülüyordu Sona doğru 14 ’ler olayõndan sonra Gürsel Paşa’ya felç geldi, baston- la yürüyordu. Son kez bir 19 Mayõs Bayramõ’nda görüşmek üzere beni kabul etti. 19 Mayõs’õn önemini ve gençliğe bir mesajõ olup olmayacağõnõ soracaktõm. Beş dakika rahat konuştu, söyle- diklerini not ediyordum. Sonra birden sesi boğuklaştõ, ne söylediği anlaşõl- mõyordu. Dakikalarca not alõr gibi yaptõm. Bir ara durdu. Ayağa kalktõm.Teşekkür et- tim Cemal Paşa’ya... Yanõndan ayrõ- lõrken kapõda dönüp baktõm Gür- sel’e; yaşlar akõyordu gözlerinden. Zaman zaman hastalõk nedeniyle böyle oluyormuş. 1966 yõlõnda artõk rahatsõzlõğõ art- mõştõ. ABD’de tedavisi öngörüldü. Başbakan Demirel’di. Eşi Melahat Hanım’õ ziyaret etti; “Hanımefendi paşanın yurtdışında tedavisi ge- rekli görülüyor” diye durumu anlattõ. Yurtdõşõna gönderilecekti Cumhur- başkanõ, eşinin muvafakatini almak is- temişti. “Nasıl gerekiyorsa öyle ya- pınız” dedi eşi, gözyaşlarõ içinde. Melahat Gürsel’in yanõndan ayrõlan Başbakan Demirel, Çankaya Köş- kü’nün ikinci katõna çõktõ. Cumhurbaşkanõ Gürsel bir koltuk- ta oturuyordu. Başbakan, Gürsel’e eğildi: “Sizi” dedi, “Amerika’daki askeri hastane olan Walter Reed’e gön- dermek istiyoruz. Şifa bulmanız için her çareye başvuracağız. Ha- nımefendinin de rızasını aldım efendim.” Yarõ inmeli, bilinci gidip gelen, normal işlevlerini yerine getiremeyen Gürsel boğuk, zor duyulur bir sesle konuşabildi: “Doğrusu neyse yapınız” dedi. Türkiye’de duyulan son cümlesi bu oldu. Başbakan yanõndan ayrõlõrken dö- nüp son kez Cumhurbaşkanõ Gürsel’e baktõ. Gürsel ağlõyordu! İyileşmesi, eski sağlõğõna yeniden kavuşmasõ umuduyla ABD’nin gön- derdiği özel bir uçakla Amerika’ya, Walter Reed Hastanesi’ne gönderil- di. Hastanede iki gün her şey iyi gitti. Saat başõ alõnan haberler umut ve- riciydi. En azõndan Cumhurbaşka- nõ’nõn sağlõk durumunun kötüye git- mediği haberleri geliyordu Walter Reed’den. F E L Ç G E L D İ , B A S T O N L A Y Ü R Ü Y O R D U 38rakamõnõn yazgõsõ Üçüncü gün Gürsel’in komaya girdiği ha- beri geldi. Ve... başkentte, özellikle iktidara yeni gelmiş AP hükümeti ne yapacağõnõ kesti- remiyordu. Bir şaşkõnlõk dönemine girildi. Ne yapacaktõ hükümet? Ya Cumhurbaşkanõ, hükümet kararõyla gönderildiği yabancõ bir ülkede ölüverir- se? Komada olan Cumhurbaşkanõ’nõ ABD’de ölüme terk etmek de olmazdõ. O sõrada hükümetin bir çözüm bulabil- mek için araştõrmalar yaptõğõnõ biliyorduk. Yolu gösteren eski bir diplomat oldu: Kontenjan senatörü Cevat Açıkalın! Başbakan’õ ziyaret etti ve “Gürsel için geldim” dedi. Demirel ise “Korkuyorum” dedi, “Gönderdik ABD’ye, ya yolda ölürse?” “Ecel nerede olsa insanı bulur” diye yanõtladõ Açõkalõn. “Siz üzerinize düşen görevi yaptınız. Üst tarafı Allah’a kal- mıştır” dedi. Kadere inanan bir insandõ Açõkalõn: Bir trafik kazasõnda sakat kalmõştõ. Başka bir trafik kazasõnda öldü. Demirel’in toparlanmasõna neden oldu bu konuşma. Başbakan derhal Bakanlar Ku- rulu’nu topladõ. Komadaki Cumhurbaş- kanõ’nõ yurda, yurduna getirmek zorunda olduklarõnõ söyledi. ABD Büyükelçisi çağrõldõ. Yardõmcõ olmalarõ istendi. Özel bir ABD uçağõ ile komada yurda döndü Gürsel. Gülhane Hastanesi’nde ha- zõrlanan özel bir bölüme yatõrõldõ. “Yatakta taş gibi hareketsiz öylece ya- tıyordu, dünyadan habersiz” diyordu De- mirel. Günlerce süren beklenti.. Senato Başkanõ İbrahim Atasagun cumhurbaşkanlõğõna vekâlet görevine baş- ladõ. Günlerce süren beklenti başladõ. Gürsel ölüme teslim olmuyordu. Ölmeyen, ama göreve dönmesi olanak- sõz komadaki bir cumhurbaşkanõnõn yeri na- sõl doldurulacaktõ? Başkentte hemen her çevrede sürekli bu soruya yanõt aranõyor- du. Çare Gülhane Hastanesi’nden iki dok- torun Başbakan’õ ziyaretiyle ortaya çõktõ. Doktorlar şöyle diyorlardõ: “Sayın Gür- sel’in artık cumhurbaşkanlığı görevini yapmasına olanak yoktur. Bitkisel ya- şama girdi. Ne kadar süre bu durumda yaşayacağı belli değil. Artık görevini fii- len yürütemez. Bu durumu size iletme- ye geldik.” Başbakan doktorlara; “Bu durumu bir rapor haline getirebilir misiniz” diye sor- du. Nöroloji uzmanlarõnõn hemen hepsi bu kararõ imzalayacaklarõnõ söylediler. Bir iki gün sonra rapor Başbakan’õn önündeydi. Yeni ve çözümlenmesi gereken bir du- rum ortaya çõkmõştõ. Raporun bir yazõyla Başbakanlõk’ça TBMM Başkanlõğõ’na gönderilmesi ve cu- hurbaşkanõ seçimi yapõlmasõnõn öneril- mesi kararlaştõrõldõ ve gereği yerine geti- rildi. Demirel ilginç bir değerlendirme yapõ- yordu. Raporda 38 doktorun imzasõ vardõ. 27 Mayõs müdahalesini 38 kişi yapmõştõ. “Çok trajik bir durum” diyordu, “38 kişi ile Çankaya’daki Cumhurbaşkanı’nı indirmiş, 38 kişiyle Çankaya’ya çık- mıştı Gürsel. Dönemini tamamlama- dan 38 kişinin imzasıyla Çankaya’dan indiriliyordu.” Cemal Gürsel otomobilinde demeç verirken. Ve... Demirel, Aydõn’da gezide acõ haberi aldõ. Ölümünün hemen ertesi günü nereye gö- müleceği tartõşmalarõ başladõ. Anõtkabir’e gömülmesi dayatõldõ. Fakat Anõtkabir’in mezarlõk değil, Atatürk’le bir- likte Cumhuriyeti simgeleyen bir anõt oldu- ğu görüşü ağõr bastõ. Bu dayatmanõn ger- çekleşmesi önlendi. Öyleyse Anõtkabir’in hemen yanõnda bir ye- re gömülmesi istenildi. Anõtkabir dõşõnda bir yere gömüldü Cemal Gürsel ve daha sonra cenazesi yapõmõ biten Çiftlik’teki Devlet Mezarlõğõ’na nakledildi. 38 kişi ile Çankaya’daki Cumhurbaşkanõ’nõ indirmiş, 38 kişiyle Çankaya’ya çõkmõştõ Gürsel. Dönemini tamamlamadan 38 kişinin imzasõyla Çankaya’dan indiriliyordu. HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR İnsanlık ve Politika Türkiye-İsrail ilişkileri giderek sertleşiyor. Üstelik sertleşmesinin yanında İsrail, Türkiye ile olan ilişkisini giderek yalnızca hükümetle özdeşleştiriyor ve hatta Başbakan’la kişiselleştiriyor. “Siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz” cümlesiyle başlayan gerginlik son olaylardan sonra Başbakan’ın yaptığı konuşmalarla iyice tırmanıyor. Başbakan aslında dünya üzerinde biraz duyarlılığı olan herkesin istediği bir şeyi dile getiriyor. Gazze’deki ablukanın kaldırılması ve buradaki zulmün son bulması... (Bu yazıda, Irak işgali için ABD’ye niye “siz adam öldürmeyi ve işkenceyi iyi bilirsiniz” denmedi gibi soruları sormuyorum.) Ne yazık ki, uluslararası politikalar hiçbir dönemde insani ve yüce duygular üzerinden yürümüyor. Ulusal çıkarlar, bölgesel beklentiler üzerinden yürüyor ve her zaman güçlü olan, güçlü dostlarına sırtını dayayan kazanıyor. İnsani ve yüce duygular gerçek olsaydı Bosna’da çocuğuna su almaya giden yaşlı kadınların nişancı askerlerce öldürülmesine onca zaman göz yumulur muydu? Kimi zaman, uluslararası toplumu, ortak kamuoyunu harekete geçirebilmek, onların insani duyarlılıklarını güçlendirmek için dikkat çekici eylemler yapılabilir, sert çıkışlar gerekebilir. Nitekim, bu son olay, bütün acı sonucuna karşın bu anlamda bir gündem yaratmış görünüyor. Ama korkarım ki, bazı Arap ülkelerinde güçlenen Türkiye desteğine karşılık İsrail yönetimi özellikle Batı dünyasına karşı etkili olacak farklı bir taktik uygulamaya başlıyor. Türkiye Başbakanı’nı kendilerine karşı bir taraf olarak gösterip onun İslami geçmişi ve duyarlılığı üzerinden konuyu kişiselleştirdiği izlenimi yaratıyor. Böylece hem kendi yaptığı eylemleri tartışmayı bir kenara bırakmış oluyor hem de uluslararası toplumu bölmeyi amaçlıyor. Çünkü elbette bu konuda Türkiye, “ben inisiyatifi ele aldım” türünden bir politika izlerse, bazılarının bu durumdan hoşlanmayacağı, buna karşı çıkacağı ya da en azından sessiz kalacağı ortada. Türkiye’yi her fırsatta haksız çıkartmaya çalışanların bu kez de hangi safta yer alacakları herhalde belli. Türkiye ve bu konudaki duyarlılığını her fırsatta dile getiren Sayın Başbakan, İsrail yönetimiyle doğrudan bir kavgaya tutuşmak yerine uluslararası toplumu harekete geçirecek politikalar izlese Filistin halkı için daha faydalı olmaz mıydı? Çünkü iki taraflı bir kavgaya dönüşen her durum, istediğiniz kadar haklı olun, konu istediğiniz kadar insani ve politika üstü görünsün, en acımasız tarafın bile yandaş toplayacağı bir durum demektir. kursatbasar63@gmail.com Cihaner dosyası Erzurum’da ANKARA (ANKA) - Diyarbakõr 6. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin, Erzincan Başsavcõsõ İl- han Cihaner’in Erzurum 2. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nde görülen “Ergenekon terör örgütü üye- si olmak” suçlamasõyla yargõlandõğõ dava dos- yasõ ile İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde devam eden “İrtica ile mücadele eylem planõ” dava dosyasõnõn birleştirme kararõnõ değerlen- dirmesinin ardõndan söz konusu dosyalarõ, dün sabah tekrar Erzurum’a gönderdiği öğrenildi. KCK iddianamesi tartışması DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Anadolu Ajansõ (AA), dün servise koyduğu haberde PKK’nin gizli sivil yapõlanmasõ KCK ile ilgili id- dianamenin tamamlanarak mahkeme sunulduğu- nu kaydetti. İddianamede, 103’ü tutuklu 151 şüp- heli hakkõnda 15 ile ağõrlaştõrõlmõş müebbet ara- sõnda değişen hapis cezalarõ istendiği kaydedildi. Konuyla ilgili açõklama yapan Diyarbakõr Cum- huriyet Başsavcõsõ Durdu Kavak ise haberi yalan- layarak iddianamenin tamamlanmadõğõnõ ve he- nüz mahkemeye sunulmadõğõnõ açõkladõ. Durak’a bir suçlama daha ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP’li Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Mehmet Esen- demir, görevden uzaklaştõrõlan Büyükşehir Bele- diye Başkanõ Aytaç Durak’õn kamulaştõrma kararõ alõnan 30 milyon metrekarelik alanõ ucuz fiyatla alarak, imar değişikliyle yüksek tutarda rant sağ- ladõğõnõ ileri sürdü. Esendemir, “5 Mayõs 1995’te Durak, kardeşi Erdoğan Durak ve yakõnlarõ, Kurt- tepe, Kireçocağõ, Karahan, Şambayadõ ve Kabasa- kal’da ‘ucuz belediye meskenleri’ yapõlmak üzere kamulaştõrma kararõ alõnmõş ancak kamulaştõrma- nõn uygulanmadõğõ bölgede arsalar almõş, o zama- nõn parasõyla 6 trilyon lira rant sağlanmõştõr” dedi. Manisa’da Gazze mahallesi Yurt Haberler Servisi - Manisa’nõn Saru- hanlõ İlçesi Belediye Meclisi, bir sokağa, İsrail’in ablukasõ altõnda bulunan Gazze’nin isminin veril- mesine oybirliğiyle karar verdi. Oylama sonucun- da 20 sokaktan 6’sõna terörle mücadele şehitleri, 3’üne Kurtuluş Savaşõ şehitleri, 1’ine ise Saruhan- lõ’nõn eski belediye başkanlarõndan Hilmi Usal’õn adõ, kalan 10’una da çeşitli isimler verildi. Kılıçdaroğlu aşkı hastanelik etti ÇANAKKALE (Cumhuriyet) - CHP Ge- nel Başkanõ Kemal Kõlõçdaroğlu’nun önceki gün yaptõğõ Çanakkale konuşmasõnõ sağanak altõnda izleyen yurttaşlarõn önemli bir bölümü, dün so- ğuk algõnlõğõ kuşkusuyla hastaneye başvurdu. Çanakkale Devlet Hastanesi dahiliye servisi ve polikliniklerine başvuran günlük hasta sayõ oran- larõ karşõlaştõrõldõğõnda, dün polikliniklerde yak- laşõk 250 kişilik artõş olduğu bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle