19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Geçen haftanın son günleri yalakalıktan, yandaşlıktan uzak dış basında ve medyamızda kimi köşeler ise Beyefendiyi eleştirdiler.. Örneğin ABD yönetimi çevrelerine yakınlığından söz edilen Washington Post, Mavi Marmara’ya saldırıyı irdelerken “Bu konuda,” diyor: “uluslararası soruşturma açılırsa Erdoğan hükümetinin İHH ile ilişkilerinin de odak noktalarından biri olması gerekiyor” diye yazdı. Bu ifadeye geminin özel bir kuruluşa ait olduğunu, Gazze’ye yardım olayında hükümetin ilgisi olmadığını beyan buyuran Başbakan da, Başbakan Yardımcısı Arınç da kızmasın, eleştirmesin mi? Mavi Marmara’yı İHH adındaki yardım kuruluşu örgütlemiş, Türk limanlarında gereken her türlü hazırlığı yapmış, Antalya’dan çıkarken Mısır’a dümen kıracağını bildirmiş… Eee sonra? Bakakalmış geminin ardından ilgililer. Geminin İsrail’e dümen kırdığını sonradan öğrenivermiş hükümet! İyi ki böyle olmuş. Yoksa bizimki öyle bir Kasımpaşalıdır ki… alimallah tepesi atarsa; Türk donanmasından birkaç savaş gemisini korusun diye Mavi Marmara’ya refakate gönderirdi. W. Post, RTE’yi kızdıracak; örneğin, “İsrail’i sert biçimde eleştiren Erdoğan’ın İran’da geçen yıl cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından öldürülen muhalifler için söyleyecek neredeyse hiçbir şeyi olmadığını” da yazıyor. Gazetenin yediği naneye bak; oldu olacak, Irak’ta Amerikan askerlerinin kadın erkek demeden insanları öldürmesine seyirci kalmasını da yazsaydı! Bu düpedüz RTE’ye düşmanlık! Ortadoğu’da giderek yıldızı parlayan 17. Türk büyüğüne insafsız, ölçüsüz saldırı bunlar… Ya komşularla sıfır politikanın mimarı, mühendisi, müteahhidi, çalışanı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun gemi saldırısını 11 Eylül’e benzetmesini “tiksindirici bir kıyaslama” diye afişe etmesine ne demeli... Düpedüz rezalet! Ünlü Amerikan gazeteleri haber de uyduruyorlar. Türk büyükelçiliğine Tel Aviv’in filoyu durdurmasını Ankara’dan rica ettiği, ama “Türk hükümetinden bir şey yapamayacağı” yanıtı aldığı gibi bir yalanı da piyasaya sürüyorlar! RTE sözünü etmediğine göre, Amerikan medyasına fazla önem vermiyor. Ne de olsa Yahudi sermayesinin, Yahudi lobilerinin etkisinde, baskısı altında ABD medyası diye düşünüyor olmalı. Yahudi medyasının din kardeşlerinin özgürlüğü için açtığı cihada karşı çıkmasını normal karşılıyor. Yanıt vermek tenezzülünde bulunmuyor RTE. Türk medyasındaki köşelere gelince: Geçen gün Necati Doğru’nun yazısındaki “Türk basını yalan yazıyor” başlığını görünce RTE heyecanlanmış; oh be, nihayet hidayete erdiler diye düşünmüş olabilir. Oysa Necati Doğru; “Başbakan RTE ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu ‘Bütün dünya İsrail’i kınadı’ diyor. Ya bizim kocaman gazeteler ve TV kanalları da sanki ‘Bütün dünya İsrail’i azarlamış, senin alnını karışlarım’ diye kızıp köpürmüş ve İsrail’e haddini bildirecekmiş havası veren haberler, yazılar yazıyorlar” diyor, hükümeti yerden yere vuruyor. Ya da şu satırlar AKP’nin gizlediği gerçeği yansıtmıyor mu: “Geminin hazırlanması… içine doldurulan insanlar... Gazze’ye yardım gönderilmesi… yaratılan, yapma bir olaydır… ama AKP propagandası yapmaktadır.” Murat Yetkin’in konuşturduğu AKP’ye yandaş bir ses, Saadet (Erbakan) Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un söylediklerine bakalım: “İnsanlar kurbanlık koyun gibi İsrail’in insafına bırakıldı” diyor. “Neticede bu olayda hem konvoy sahipsiz bırakıldı hem de diplomatik ve askeri ihmaller görüldü” diyor. Ana muhalefet ne yapıyor? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çeşitli konularda kapsamlı ilk açıklamalarını dün sabah NTV’de yaptı. Baskın olayına doğru bir teşhis koydu. AKP: “Saldırı olayını iç politika malzemesi yaptı” dedi. Her zaman her seçimde din konusunu sömüren AKP; 2011’deki seçimde bu kez bu kozu İsrail ve Gazze üzerinden kullanacak. Şu sloganı şimdiden yurt düzeyinde işlemeye başlamışlardır: Din kardeşlerimizi savunan parti ve lideri! Oysa seçime daha 1 yıl var. Din sömürüsü yolsuzluğu, yoksulluğu, açlığı ortadan kaldırıyor mu? Köprülerin altından daha çook sular akar. SAYFA 8 HAZİRAN 2010 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Haziran Oslo Y 19 Helsinki PB 17 Stockholm Y 17 Londra Y 19 AmsterdamY 21 Brüksel Y 22 Paris B 23 Bonn Y 23 Münih B 26 Berlin PB 25 Budapeşte Y 31 Madrid PB 28 Viyana Y 27 Belgrad PB 31 Sofya B 29 Roma PB 27 Atina B 28 Zürih Y 23 Moskova Y 22 Aşkabat B 34 Taşkent B 35 Bakû PB 29 Bişkek B 32 Tiflis Y 33 Kahire A 34 Şam A 30 İstanbul Y 24 Edirne Y 27 Kocaeli Y 20 Çanakkale Y 25 İzmir Y 28 Manisa Y 29 Denizli Y 27 Zonguldak Y 21 Sinop Y 23 Samsun Y 24 Trabzon Y 21 Giresun Y 21 Ankara Y 24 Eskişehir Y 22 Konya Y 24 Sıvas Y 20 Antalya Y 26 Adana Y 30 Mersin Y 29 Diyarbakır PB 30 Şanlıurfa PB 30 Mardin PB 28 Siirt PB 30 Hakkâri PB 24 Van PB 23 Kars PB 22 Yurdun Kuzey ve İç Batı kesimleri parçalı, zamanla çok bulutlu, Doğu Anadolu’nun Ku- zey ve Doğusu ile Gü- neydoğu Anadolu böl- geleri dışında kalan tüm yurt yağışlı geçecek. Yağışladın Marmara’nın Kuzey ve Doğusu, Or- ta Karadeniz’in iç ke- simleri ile Kayseri, Niğ- de ve Sivas çevrele- rinde kuvvetli olması bekleniyor. Hava sı- caklığı İç ve Doğu böl- gelerde 4-6 derece azalacak, diğer yerler- de 2-4 derece artacak. Ergenekondavasõnõnikiayertelenmesiadilyargõlanmailkesiaçõsõndantartõşmayarattõ Türk:En temel hak ihlal ediliyor İLHAN TAŞCI ANKARA - Hâkimler ve Savcõ- lar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) Ergenekon soruşturmasõ kapsamõn- daki gözaltõ ve arama kararlarõna iti- razlarõn yedek üyelerce değil mah- keme başkanlarõnca değerlendiril- mesi isteğini Adalet Bakanõlğõ’na ilettiği, ancak bakanlõğõn hiçbir adõm atmadõğõ ortaya çõktõ. Kurul, ba- kanlõktan yedek üyeler tarafõndan ya- põlan itiraz değerlendirmelerinin ya- saya aykõrõ olduğunu belirterek, bu- nun giderilmesini istedi. 2009 yõlõ yaz kararnamesi görüş- meleri sõrasõnda HSYK’nin seçilmiş yargõç üyeleri ile Adalet Bakanõ ve ba- kanlõk müsteşarõ arasõnda tartõşmalar yaşanmõştõ. Tartõşmalar ve yaşanan kriz nedeniyle kararnameye son şek- linin verilmesi haftalarca sürmüştü. Tartõşmada öne çõkan konularõ ise Er- genekon soruşturmasõnõn gözaltõ ka- rarlarõnõn alõnõş biçiminden uygulan- ma saatlerine, arama kararlarõnõn yet- ki alanõ dõşõndaki kentleri kapsamasõ gibi “hukuksuzluklar” oluşturmuş- tu. Bunun üzerine HSYK üyeleri, 11 Haziran 2009 tarihinde kamuoyunun da tartõştõğõ hukuksuzluklarõn gide- rilmesi için izlenecek yolun ve ku- rallarõn oluşturulmasõ amacõyla Ada- let Bakanlõğõ’nõn yazõlõ emir yoluna gitmesini istemişlerdi. HSYK’nin ba- kanlõğa gönderdiği yazõnõn ayrõntõla- rõ belli oldu. Yazõnõn, Ergenekon so- ruşturmasõnda verilen gözaltõ ve ara- ma kararlarõna yapõlan itirazlarõn ye- dek üyeler tarafõndan değil mahkeme başkanlarõnca değerlendirilmesi iste- mini de içerdiği anlaşõldõ. Bakanlõğa gönderilen yazõda, özel yetkili mah- kemelerin kendi yetki alanlarõnõn dõ- şõna çõkarak buradaki kişilerle ilgili arama ve gözaltõ kararlarõ verildiğine işaret edilirken, bu durumun yasaya aykõrõ olduğuna ve düzeltilmesi zo- runluluğuna işaret edildi. Ceza Mu- hakemesi Yasasõ’nda da, “Naip hâ- kim kararlarına yapılacak itiraz- ların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, is- tinabe olunan mahkeme kararla- rına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulun- dukları yerdeki mahkeme baş- kanı veya mahkemeye aittir” hük- mü yer alõyor. Aradan geçen 1 yõla karşõn Adalet Bakanlõğõ, HSYK’nin dikkat çektiği “hukuksuzlukların” giderilmesini sağlayacak olan yazõ- lõ emir yolunu kullanmadõ. HSYK üyesi Ali Suat Ertosun’un konuya ilişkin “Erzurum’da mah- keme üyesi karar veriyor, itirazı mahkeme başkanı değerlendiriyor. Ama İstanbul’da bu böyle olmuyor. Yedek üye karar veriyor, itirazı da yedek üye değerlendiriyor. İsim vermek istemiyorum ama eski Ada- let Bakanı Seyfi Oktay’ın arama ka- rarı da İstanbul’dan veriliyor, An- kara’da arama yapılıyor” değer- lendirmesi dikkat çekti. Ertosun, HSYK’nin yetki kararnamesi üzerinde çalõşmalarõnõn sürdüğünü, atama ka- rarnamesinin de hâlâ sunulmadõğõnõ anõmsatarak “Haziran sonu gibi su- nulması beklenilen yaz kararna- mesi, kurulda yaşanılan tıkanıklık nedeniyle bu yıl kapsamlı olacak 1700’ün üzerinde hâkim ve savcı kararname kapsamında olacak. Bu kararnamenin mutlaka çıka- rılması gerekiyor. Aksi takdirde çok sayıda hâkim ve savcı mağdur olacak” uyarõsõnda bulundu. Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu bakanlõktan yedek üyeler tarafõndan yapõlan itiraz değerlendirmelerinin yasaya aykõrõ olduğunu, itirazõn mahkeme başkanlarõnca yapõlmasõ gerektiğini ve bunun giderilmesini istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gaze- temiz yazarõ Mustafa Balbay’õn da aralarõn- da bulunduğu sanõklarõn yargõlandõğõ ikinci Er- genekon davasõ duruşmasõnõn iki ay sonra 10 Ağustos tarihine ertelenmesi adil yargõlanma ilkesi açõsõndan tartõşma yarattõ. Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, sürecin çok ağõr işledi- ğine işaret ederek, “Gerek Avrupa İnsan Hak- ları Sözleşmesi gerekse anayasamız uyarınca davaların bu kadar uzun süre ertelenmemesi ve en kısa sürede kararın verilmesi gerek- mektedir” dedi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi Başka- nõ Köksal Şengün, Mustafa Balbay ve gaze- teci Tuncay Özkan’õn da aralarõnda bulunduğu 23 sanõğõn tahliyesi yönünde oy kullanmasõna karşõn tahliye talepleri reddedildi. Şengün, Ekim 2009’dan bu yana Balbay ve Özkan hakkõnda 12. kez tahliye istemiş oldu. Mahkeme, dava- nõn duruşmasõnõ ise 10 Ağustos’a erteledi. 66 günlük bu aranõn adil yargõlanmanõn ihlali an- lamõna geleceği, özellikle tutukluluk süreleri- nin bir yõlõ aşmasõ nedeniyle hak ihlallerinin art- tõğõ vurgulandõ. Ağustos ayõnda adli tatil baş- ladõğõnda mahkemenin nasõl bir yol izleyece- ği de merak konusu oldu. Uzun süre karar verilmemesi ve duruşma- nõn iki ayõ aşkõn süre ertelenmesini hukuk tek- niği açõsõndan değerlendiren Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, kişilerin özgürlüğünün temel ku- ral olduğunu vurguladõ. Tutuklamanõn bir is- tisna olduğuna dikkat çeken Türk, şu değer- lendirmeyi yaptõ: “Tutuklama bir infaza dönüştürülme- melidir. Türkiye’nin kabul ettiği ve ana- yasamızın 90. maddesine göre temel hak ve özgürlüklerle ilgili olduğu için uygun olması gereken Avrupa İnsan Hakları Sözleşme- si’ne göre davaların makul süre içinde bi- tirilmesi gerekir. Aynı biçimde anayasa- mızda da davaların süratle sonuçlandırıl- ması yargının görevidir. Uzunca zamandan beri Mustafa Balbay, Mehmet Haberal gibi insanlar tutuklu. Bu kişilerin henüz yargı önünde hesap vermek, yargının da onların savunmasını değerlendirme süreci ta- mamlanmamış, devam ediyor. Ağır işleyen bir süreç. Gerek AİHS gerek bizim anaya- samızın gerekse adil yargılanmanın bir gereği olarak bu davaların bu kadar uzun süre ertelenmemesi, olabildiğince kısa sü- rede sonuçlandırılması, karar verilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde en temel hak bütün hakların temelindeki kişi öz- gürlüğü ihlal edilmiş olur.” Baştarafı Arka Sayfada Çünkü İsrail sadece İsrail değildir; İsrail, çokuluslu şirketler ve Amerika demektir. Benim korkum bu hamilik devam ettiği sürece, özellikle de iç politikada malzeme yapıldığı sürece Türkiye’nin kaybedeceğidir. Kaybetmiştir bile; limanlarını sattı, madenlerini sattı. Silahlarının yazılımı Amerika’nın ve İsrail’in elinde ve biz tam Türk usulü aldık başımızı gidiyoruz. Bu durumda hep bir İranlının sözleri aklıma düşer: “Bizim petrolümüz, uranyumumuz var, siz kendinizi düşünün!” Bir arkadaşım tuhaf sorular sorar, şöyle dedi: “Bu gemi solcuların egemenliğinde olsaydı ve ölenler onlar olsaydı ne olurdu?” Şehit değil, asi olurlardı. Şimdi anlayamadığım bir şey var. Daha başından belli, cihat için Gazze’ye gidiyorsunuz ve davanız için ölüyorsunuz, oysa bizim şehitlerimiz Şırnak’ta, İskenderun’da... Onlara neden böyle bir tören yapılmıyor? Neden Başbakan İskenderun’un gazilerini de ziyaret etmiyor? Neden? Biz Gazze hamisi kesilirken turist rezervasyonları tek tek iptal ediliyor. Çünkü özellikle de her şey dahile gelen turist son derece korkaktır. Sadece 15 gün içinde 15 bin iptal oldu. Bu az bir şey mi? Girdilerinin büyük bir kısmı turizm olan bir ülke için. Belli ki işşizlik, yolsuzluk ve yoksullukla baş edemeyen ve kan kaybeden AKP, Saadet Partisi’nin oylarına göz dikti. Kusura bakmasın alamaz, çünkü Saadet Partisi ideolojik bir partidir ve oyları kemikleşmiştir ve biraz kurcalayınca limanları İsrail’e satan, daha bir yıl önce Güneydoğu’da mayınların temizleme işini İsrail firmalarına vermek için çırpınan bir partiye oy vermezler. Yemezler… Fethullah Gülen, durumun farkında ve uyarıyor. Çünkü bu örgütlenmenin hem Batı, hem Doğu sermayesine ihtiyacı var ve zaten yönetiyor. Başbakan’ı soğukkanlı olmaya davet ediyor, çünkü bilinen o ki Amerika ne Türkiye’den vazgeçer ne İsrail’den. Bu arada çokuluslu şirketler ellerini ovuşturuyorlar. Ortadoğu hep karışsın, hep karışsın istiyorlar, çünkü silah, ilaç ve her çeşit mal satacaklar. Bu arada Mısır sımsıkı kapadığı kapılarını arada sırada açıp Gazze’ye yardım malzemesi sokuyor ve kimsede onlarla ilgili tek söz yok. Suudi Arabistan arkasını dönmüş. Suriye dışarıda, bize ne oluyor ki? Şimdi Güneydoğu’ya, Doğu’ya yardım malzemesi taşıma zamanıdır. Aksi takdirde, PKK Samsun’dan İskenderun’a kadar dördüncü çizgiyi çizdi, bir başka çizgi yolda. Hamilik yaparken yurt elden gidecek. isilozgenturk gmail.com Filistin Bir Zamanlar Solcuların Ana Rahmiydi / IŞIL ÖZGENTÜRK Temizöz’ün ifadesi alındı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr’da tutuklu bulunan eski Kay- seri Jandarma Alay Komutanõ Albay Ce- mal Temizöz’ün, “Balyoz Planı” soruş- turmasõ kapsamõnda ifadesi alõndõ. Şõr- nak’õn Cizre ilçesinde ilçe jandarma bölük komutanõ olduğu dönemde 1993/95 yõllarõ arasõnda, dönemin ilçe belediye başkanõ korucu başõ Kamil Atağ ve Atağ’õn ya- kõnlarõnõn da dahil olduğu JİTEM yapõ- lanmasõnõn işlediği öne sürülen cinayetlerle ilgili olarak, Diyarbakõr 6. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde tutuklu olarak yargõlanan Kayseri Jandarma Alay Komutanõ Albay Cemal Temizöz’ün adõ Balyoz Planõ so- ruşturmasõnda da geçti. İstanbul Cumhu- riyet Başsavcõlõğõ’nca Diyarbakõr Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’na gönderilen yazõda Balyoz Planõ iddialarõ soruşturmasõ kap- samõnda, Albay Cemal Temizöz’ün “şüp- heli” sõfatõyla ifadesinin alõnmasõ istendi. Temizöz, avukatõ Hikmet İşler’in de ha- zõr bulunduğu ortamda, özel yetkili cum- huriyet savcõsõna ifade verdi. İfade verme işleminin ardõndan Temizöz, yeniden ce- zaevine götürüldü. Temizöz’ün ifadesinin özel kuryeyle İstanbul Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ’na gönderileceği bildirildi. AKIN BODUR İSKENDERUN - Şoförü Murat Altun tarafõndan bõçaklanarak öldürülen Kato- lik Kilisesi Anadolu Episkoposu Prof. Dr. Luigi Padovese’nin cenazesi İskende- run’da düzenlenen ayin sonrasõ İtalya’ya gönderildi. İskenderun Katedrali’nde Va- tikan Büyükelçisi Lucibello’nun yönettiği ayine, Katolik Kilisesi Türkiye Başepis- koposu ve İzmir Episkoposu Ruggero Franceschini, İstanbul Episkoposu Lois Peatre, Ermeni Katolik Episkoposu Ge- orges Khazzoum, İtalyan Vize Konsülü Alessandra Azzoni, Keldani Patrik Tem- silcisi Fransua Yakan, Süryani Epis- koposu Giuseppe Anis Abi Ad, Hatay Valisi Celalettin Lekesiz, İskenderun Be- lediye Başkanõ Yusuf Civelek, İskende- run Müftüsü Hamdi Kavillioğlu, MKÜ Rektörü Prof. Dr. Şerefettin Canda başta olmak üzere azõnlõklarõn dini tem- silcileri, yerel yetkililer ve yurttaşlar ka- tõldõ. Padovese’nin cenazesi karayoluy- la Antalya’ya, havayoluyla bugün de İtal- ya’nõn Milano kentine gönderildi. Episkopos Padovese uğurlandõ 1. Ergenekon davasõ Avukatlardan cüppe eylemi HATİCE TUNCER Birinci Ergenekon davasõnda İşçi Partisi (İP) Ge- nel Başkanõ Doğu Perinçek ve diğer partililerin avu- katõ Mehmet Cengiz’in Ergenekon soruşturmasõ kap- samõnda tutuklanmasõnõ protesto eden avukatlar, cüp- pelerini çõkararak salonu terk etti. İP’lilerin avukat- larõnõn eylemine diğer sanõk avukatlarõnõn da destek vermesiyle dõşarõ çõkan avukat sayõsõ 30 oldu. İzle- yici sõralarõndan da yumruklarõnõ kaldõrarak “Faşizme karşı omuz omuza sloganları atan” yaklaşõk 200 İP’liden bazõlarõ sanõklarõn bölümüne girmeye çalõştõ. Dvanõn 149. duruşmasõnõn sabahki oturumunda Va- tansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi dosyasõndan tutuklu yargõlanan ancak başka bir davadan tutuklu Ah- met Cinali’nin savunmasõ alõndõ, çapraz sorgusu ya- põldõ. Öğleden sonraki oturumda söz alan İP Genel Se- kreteri ve İP’lilerin avukatõ Hasan Basri Özbey, Meh- met Cengiz’e savcõlõkta sorulan sorulara dikkat çekerek “Avukatlık faaliyetleri gereği yaptığı telefon ko- nuşmaları soruldu. Benimle, mahkemede hangi ta- leplerde bulunacağımıza dair telefon görüşmele- rimiz soruldu. ‘Adalet Operasyonu’ adı verilerek adaletin ırzına geçiliyor” dedi. Tutuklu sanõk emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün kõzõ ve avukatõ Zeynep Küçük, tutuklu sanõk Kemal Kerinçsiz’in eşi ve avukatõ Gönül Kerinçsiz ile di- ğer sanõk avukatlarõna hitap eden Özbey, “Sizi de uya- rıyorum, hepimiz suçluyuz. Sizler de suçlusunuz. Bu davaya vekâlet koyan herkes suçlu” diye ko- nuştu. Doğu Perinçek’i tutuklayan hâkim Metin Özçelik’in Mehmet Cengiz’i de tutukladõğõna dikkat çeken Özbey, Cengiz ve operasyonda tutuklanan di- ğer avukatlara “Ergenekon davasında yargılanan herhangi bir sanığın avukatlığını üstlendiniz mi” diye sorulduğunu vurguladõ. Üye hâkim Hasan Hüseyin Özese ve hâkim Sedat Sami Haşıloğlu’na seslenen Özbey, “Türk yargısı- na saldırı var. Bir avukat savunma yaptı diye hap- se atılıyorsa bunun adı adil yargılama değil, ti- yatrodur” dedikten sonra cüppesini çõkardõ. İP’li avu- katlar ile bazõ sanõk avukatlarõ da salondan çõktõ. Protestocu İP’liler jandarmada şu şekilde ifade ver- di: “Avukat Mehmet Cengiz’i tanırım. Tutuk- lanmasına çok üzüldüm. Sanık vekillerinin ko- nuşmasından etkilenip heyecanlanarak tepki gösterdim. Mahkemeye hakaret etmedim. Jan- darmaya direnmedim. Uyarılarına uyup, salon- dan ayrıldım” dedi. Başkan Şengün, ifadesi alõnan kişiler hakkõnda ge- reğinin yapõlmasõ için Silivri Savcõlõğõ’na müzekkere yazõlmasõna karar verildiğini açõkladõ. HSYK üyesi Ali Suat Ertosun uygulamalardaki hukuksuzluklarõn giderilmesi gerektiğine dikkati çekti HSYK’den yedek üye itirazõ Fotoğraf:AKINBODUR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle