19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 2010 SALI 16 EKONOMİ CMYB C M Y B İsrail’le yaşanan son krizden sonraki hava sanki iki ülkenin tüm siyasi, ekonomik ilişkileri bitecekmiş gibi bir intiba verdi. Oysa iki ülkenin mevcut ekonomik ilişkileri, kavganın uzun boylu sürmeyeceğini bize gösteriyor. Dış politikada ne yaparsanız yapın, ne kadar kavga ederseniz edin, sonunda ekonomi belirleyici oluyor. Hatırlayacaksınız kısa bir süre önce İsrail’in OECD üyeliği, Türkiye’nin veto yetkisi olmasına ve “one minute” soğukluğuna rağmen kabul edildi. 14 Mayıs 1948’de kurulan İsrail, 7.2 milyon nüfusu ile İstanbul’un yarısına denk gelmektedir. Nüfusun yüzde 76.4’ü Musevi, yüzde 16’sı Müslümanlardan oluşmaktadır. İsrail IBRD, OECD, IMF, BM, UNCTAD ve DTÖ’ye üyedir. Enerji üretimi 4.87 milyar kw/saat, kanıtlanmış petrol rezervleri 1.94 milyar varil (2008 tahmini), doğalgaz üretimi 2.35 milyar m3/yıl, doğalgaz rezervi 30.44 milyar m3, günlük petrol üretimi 292.300 varildir (2008 yılı). GSMH’si 205 milyar dolar (2008 yılı). GSMH sektörel dağılımı şöyledir: Narenciye, sebze ve pamuktan oluşan tarım yüzde 2.7, yüksek teknoloji projeleri (havacılık, haberleşme, tıbbi elektronik cihazları, fiber optikler), kâğıt ve kereste ürünleri, tütün, kimyasal ürünler, plastik, elmas işlemeciliğinden oluşan sanayi yüzde 31.7, hizmetler 65.6 payla yer almaktadır. İthalatı 65.1 ihracatı 60.9 milyar dolardan ibarettir. Başlıca ihraç ürünleri mücevher, kimya sanayi ürünleri, makine ve elektronik cihazlar, tıbbi cihazlar, havacılık sanayi ürünleri olup ihracatında önemli beş ülke ABD, Belçika, Hong-Kong, Hindistan, Hollanda’dır. İthal ürünleri ise başta petrol olmak üzere hammaddeler, işlenmemiş elmas, gıda maddeleri, tekstil ürünleri, taşıtlardır. İthalatında önde gelen beş ülke ABD, Belçika, Çin, İsviçre, Almanya’dır. Son üç yılın ekonomik göstergelerine bakıldığında İsrail son ekonomik krizden etkilenmiş gözükmektedir. İşsizlik artmış ve sanayi kesimi kriz nedeniyle sıkıntı yaşamaktadır. Tekstil sektörü İsrail’in kuruluşundan beri en büyük sıkıntıyı 2008 yılında yaşamıştır. 2008 yılı banka kesimi için çok zor bir yıl olmuş, en büyük beş banka, Leumi, Hapoalim, Mizrahi-Tefahot, Discount ve Habenleumi’nin kazançları 2007 yılına kıyasla yüzde 97.7 düşüş göstererek toplam 205 milyon İsrail Şekeli (NIS) olarak gerçekleşmiştir. İsrail bütçesi 2006 yılında 41.5 NIS açık vermiştir. Bu yüzde 6 oranında bir açık demektir. 2010 bütçe açığının yüzde 5.5 olacağı tahmin edilmektedir. İsrail ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 2001 yılından itibaren devamlı artmıştır. Dış ticaret hacmi 2008’de 3.4 milyar dolara yükselmiştir. İsrail’e başlıca motorlu taşıt, traktör, demir-çelik, elektrikli makine, demir ve çelikten mamul makine, kâğıt ve karton, nükleer reaktörler ve kazanlar, örülmemiş giyim eşyası ve aksesuvarlar, seramik mamulleri satmaktayız. İsrail’den belli başlı aldığımız mallar: Plastikler, petro-kimya ürünleri, motorlu kara taşıtlarıdır. Müteahhitlik firmalarımızın İsrail’de bugüne kadar üstlendikleri 104 adet projenin toplam değeri 580 milyon dolardır. Yılmazlar İnşaat, İsrail’de faaliyet gösteren en büyük Türk müteahhitlik firmasıdır. Savunma Bakanlığı binaları, önemli altyapı inşaatları ve İsrail’in en önemli iş ve konut projelerini üstlenmektedir. Görüldüğü gibi İsrail küçük bir ülke gibi gözükmekle birlikte ABD ile girift olan ekonomik gücü ve ticari ilişkilerimiz, yaptığımız anlaşmalar, tükürdüğümüzü yalamamak için, diplomatik anlamda yüce Türk milletinin onurunu da koruyarak daha dikkatli olmamız gerektiğini ortaya koyuyor Kaynak: DTM İsrail’in Ekonomisi ve Ticari İlişkilerimiz M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Yardım İnsani, Amaç İslami Bir hafta boyunca, profesyonel gazetecilik sorumluluğunu katarak, olup biteni izleme, gözlemlemenin sonunda, medya çağı üslubu, slogancılığında ulaşabildiğim sonuca “Yardım insani, amaç islami” diyebilirim. Aslında evrensel insan hakları kavramında, yardımın kendisinin de, amacının da ideolojik rengi yoktur. Günümüzde en özenli evrensel insan hakları örgütlenmelerinin bile bunu başarabildiklerini söyleyemiyoruz. Zengin Kuzey dünyasından, örgütlenmelerinden gücünü alan insan hakları örgütlenmelerinin, bu ülkelerin işledikleri insan hakları suçlarına karşı savaşımda yeterince güçlü olamamaları doğal. Yani 1980’li yıllarda, 12 Eylül sürecinde İnsan Hakları Derneği’nin Türkiye’de kuruluşunda görev almış, yönetiminde yıllarca çalışmış biri olarak bizim için çok değerli olan uluslararası örgütlerin desteği, duyarlılığının Irak, Afganistan işgalleri, İsrail’in insan hakları ihlalerine karşı anlamlı duruş, raporlara karşın yeterince etkin, duyarlı uluslararası savaşım verilebildiğini söyleme olanağı yok. Kaldı ki günümüz değerler erozyonu, kavramlar karmaşasında insan haklarının tek ölçütü olması gereken, evrensel “temel hak ve özgürlükler” belgesi ekseninde insan hakları, özgürlüklerinin yerini; ayrımcılık tohumlarının ekilmesi ile... Yüzyıllar gerisinde kalmış olması gereken ilkellikte ırkçı, dinci savaşların tohumları saçıldıkça... İnsan hakları suçlarının yükselişi ile atbaşı, “benim için, ırkım, dinim, mezhebim için.. insan hakları” algılaması, örgütlenmeleri aldı başını yürüdü... Zaten kendimiz için “düşman” algılamasını bilinçaltımızdan kazıyamamışken, tehdit gördüğünüz örgütlenmeler karşısında, önyargılarınızdan arınıp evrensel insan hakları ölçütleri içinde, insan haklarının savunuculuğunu yapmak yeterince zor bir işken özgürleşme ile ayrımcılığın birbirine karıştığı kavram karmaşasında, sizin mezhebinize uygun insan hakları örgütlenmeleri türedikçe işler sözcüklerin tam anlamı ile “arapsaçına” dönüveriyor.. Adlarını, kimliklerini, farklı duyarlılıklarını bildiğim, ilk aklıma gelenleri kâğıda yazdığımda, bir tek Türkiye’deki evrensel bağlantılı en büyüklerinin listesi, adları bile bu söylediğim çıplak sonucu çok çarpıcı ortaya koymaya yetip artıyor; kuruluş amaçları, ilkelerinde aksi söyeniyor olsa bile, bir çatı altında ayrımsız, eş standartlı örgütlenmeye gerçek tek bir örnek vermek zorken, Kürtçü-Türkçü-İslamcı, dahası mezhep, ideolojik ayrışmalar ekseninde bir dizi insan hakkı örgütlenmesi var. Elbette sivil toplum örgütlenmeleri olarak birbirleriyle savaşım içinde olan siyasal, ideolojik örgütlenmelerden ayrışmış olarak, insana yardım eksenli çalışmaları ön planda. Sonuçta bu örgütler eliyle yapılan yardımların insani olmadığını söyleme olanağı yoksa da yardımdan yararlandırmada ayrımcılığın yanında, ideolojik amaç ayrımcılığını da yok sayma olanağı yok... İşte İHH de aynı ölçeklerde, galiba da radikal İslami kimliğiyle öne çıkanlar arasında bir yerlerde; insan hakları dayanışmasını geniş eksenli, çok renkli, kimlikli tutmada, ciddi çaba göstermesinin yanında, hem yardımları yönlendirdiği merkezler hem de ideolojik amaçlarıyla İslami, hatta Hamas’a yakınlıkta, kimliğini saklamadan gerçekleştirdiği bir dizi eylemle tanınıyor... Türkiye’nin uluslararası konumunu değiştirebilecek içerikteki gelişmelere yol açan son eylemine gelince... Yönetim kadrolarının gerek yola çıkarken, gerekse İsrail terör operasyonu sonrası söylem, eylem, amaç, hedef açıklamaları ile kimliği apaçık ortada... Gerçi örgüt sorgulandığında deneyimli sözcülerinin evrensel insan hakları standartlarını titizlikle öne çıkarmadaki başarıları yadsınamaz, ancak tüm sokak etkinliği, cenaze törenlerinde hedef kitlelerine verme gereği duydukları mesajlara asıl bakmak gerek. Çok net Siyonizmi yok etme, Gazze’ye özgürlük savaşımında, Hamas’ın yanında... Ölenlerin şehadetleri üzerinden kampanya, mesajlar, sloganlar ön planda... Erdoğan hükümeti icraatlarına tam da bu noktadan yaklaşılırken, davaları uğruna gönüllü şehit düşenlerin kanı ile yakalanan bu fırsatın asla kaçırılamayacağının altı çiziliyor. Başbakan Erdoğan’ın Hamas’a, Gazze’ye, İsrail’e ilişkin söylemleri bir bir sayılarak geri dönüşün olamayacağı bir yola gelindiğinden söz ediliyor... Başbakan Erdoğan, AKP yönetim kadroları bu olayın üzerinden ne kadarı ile bağımsız, kendi dış, galiba da iç politika ağırlıklı çıkar hesaplarını yapabiliyorlar? Ne kadarı ile rüzgâra kapılmış sürükleniyor ya da esen rüzgârları istedikleri rotada gitmek üzere yelkenlerini şişirmede kullanabiliyorlar? Yandaş medya, yorumcuları, cemaat örgütü liderleri bu sorulara yanıt arayan tartışmalarında, bizim sonuçlarını göremeden yanıtlarını veremeyeceğimiz, ülkemizin geleceği adına kaygı ile izlediğimiz gelişmelere yönelik, birbirlerinin zıddı tezlerle karşımıza çıkıyorlar. Kaygılarımız katlanıyor... [email protected] GSYİH KBMG Büyüme Mal İhracatı Mal İthalatı Enflasyon (Milyar (Bin (%) (Milyar $) (Milyar $) (%) $) dolar) 2006 140 18.4 5.2 46.4 47.8 -0.1 2007 150 22.3 5.3 48.6 52.8 0.5 2008 188 27.3 4.4 60.9 65.1 3.8 YILLAR İHRACAT İTHALAT HACİM DENGE (1000 dolar) (1000 dolar) (1000 dolar) (1000 dolar) 2006 1.529.158 782.149 2.311.307 747.009 2007 1.658.195 1.081.743 2.739.938 576.452 2008 1.935.243 1.441.760 3.377.003 493.483 Macaristan’õn mali durumunun açõğa çõkmasõ ile yeniden alevlenen korkular küresel piyasalarõ dibe çekti Cuma günü istihdam verilerinin düşük gelmesi ile ABD’de patlayan ve Macaristan’a yönelik endişeler yüzünden Avrupa’yõ saran satõş dalgasõ dün de sürdü. Avro/dolar 1.19’un altõna düştü. İçerde ise İMKB ilk seansta yaklaşõk yüzde 2 değer kaybetti. Ekonomi Servisi - Cuma öğleden sonra gelen ABD verileri ve Ma- caristan’õn Yunanistan’a benzer so- runlarõ olduğunu açõklamasõnõn ar- dõndan Avro Bölgesi’nde büyüyen borç endişeleri dün de kâbus gibi çöktü. Avrupa borsalarõnda önem- li düşüşler gözlenirken, en büyük ka- yõplar banka hisselerinde gerçekleşti. İMKB ilk seanstaki yüzde 2’ye varan kayõplarla birlikte 54 binin altõna ge- rilerken, gün sonunda hafif topar- lanarak 54 bin 307 puandan kapandõ. Macaristan’da yeni hükümetin yet- kililerinin, daha önceki iktidarõn vergi gelirlerini olduğundan yüksek beyan edip bütçe açõğõnõ daha az gösterdiği suçlamalarõ, Yunanis- tan’daki krizin benzerinin burada da ortaya çõkacağõ kaygõsõnõ arttõrmõş- tõ. Cuma günü piyasalarda artan ger- ginlik dün ise tavan yaptõ. Asya’da keskin düşüş Hem ABD hem de Avrupa tarafõndan gelen olumsuz haberler dün Asya borsalarõnda etkisini göstererek sert düşüşler yaşanmasõna neden oldu. Japonya’da Nikkei 225 Endeksi yüzde 3.84 değer kaybederken, Hong Kong borsasõ yüzde 2.4, Avustralya borsasõ yüzde 2.7, Hin- distan borsasõ yüzde 2.9, Güney Ko- re borsasõ yüzde 1.9 düştü. Çin’de de borsa son 13 ayõn en düşük düzeyin- den kapandõ. Borsanõn gerilemesinde, Pekin yönetiminin, konut sektörü kre- di koşullarõnõ sõkõlaştõrmasõnõn, eko- nomik büyümeyi olumsuz etkileye- bileceği kaygõlarõ etkili oldu. Avro Bölgesi’ne dair borç endişelerinin artmasõ Avrupa’da da keskin düşüş ge- tirdi. Endekslerdeki gerileme yüzde 1’i aştõ. Yunan borsasõ ise 12 yõlõn dibi- ne indi. Yunanistan’da hisse senetlerindeki ka- yõp Avrupa borsalarõndaki düşüşlere paralel olarak yüzde 5.45’i aştõ ve gös- terge endeksi Mart 1998’den bu yana görülen en düşük seviyeye geriledi. Düşüşlere bankalar öncülük etti. Avro dört yılın dibinde Gelişmelere paralel olarak gelen satõş- lar Avro’yu, dolar karşõnda 1.19 se- viyesinin de altõna gerileterek son dört yõlõn en düşük seviyesine indirdi. Borsalarda ilk gelen tepkilerden sonra Avro biraz toparlandõ ve yeniden 1.19’un üzerine çõktõ. Dolar-TL 1.61’e kadar çõktõktan sonra 1.60’a indi. Merkez Bankasõ (TCMB) kapanõş kurlarõna göre lira, dolar karşõsõnda yüzde 1.03 değer kaybederken, Av- ro karşõsõnda yüzde 0.6 değer kazan- dõ. TCMB, gösterge dolar kurunu 1.5936/1.6013 lira, Avro kurunu 1.9056/1.9148 lira olarak ilan etti. Bu kurlara göre, lira yõlbaşõndan bugüne kadar dolar karşõsõnda yüzde 6.67 değer kaybederken, Avro karşõsõnda yüzde 12.44 değer kazanmõş oldu. Macar Bakan Matolcsy: Yunanistan olmayacağız Ekonomi Servisi - Macaristan Ekonomi Bakanõ Gyorgy Matolcsy, Macaristan’õn kesinlikle Yunanistan ile aynõ durumda olmadõğõnõ söyledi. Yeni hükümetin bütçe açõğõnõ bir önceki hükümet tarafõndan belirlenen hedefe indirmek için kamu harcamalarõnõ kesip, gelirini arttõracağõnõ ifade etti. Matolcsy, CNBC televizyonuna verdiği röportajda, Macaristan’õn bütçesine yönelik endişe verici işaretlerin olduğunu kabul etti ancak, “Macaristan’ın sonunun Yunanistan’a benzemeyeceği oldukça aşikâr” dedi. Bu yõl için belirlenen yüzde 3.8’lik bütçe açõğõ hedefine bağlõ kalacaklarõnõ belirten Matolcsy, bunu başarabilmek için harcamalarõ kõsacaklarõnõ ifade etti. Matolcsy, yeni bir kemer sõkma paketine ihtiyaç duymadõklarõnõ ve mali teşvik paketinin de şu an için bir seçenek olmadõğõnõ da ekledi. Avrupa Birliği’nin mali işler ve ekonomiden sorumlu üyesi Olli Rehn ise, Macaristan’õn Yunanistan’a benzer bir mali sõkõntõ içinde olduğu yönündeki yorumlarõn abartõlõ olduğunu ve ülke ekonomisinin iyileşme yolunda ilerlediğine dikkat çekti. Kredi notu tehlikede Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Macaristan’da iktidar partisi yetkililerinin geçen haftaki açõklamalarõnõn kredi notu açõsõndan olumsuz olduğunu bildirdi. Yetkililer geçen hafta yaptõklarõ açõklamalarda, Macaristan’õn Yunanistan’a benzer bir borç krizinden kurtulma şansõnõn çok zayõf olduğunu söylemişti. Kriz kâhini olarak bilinen ABD’li ekonomist Nouriel Roubini, Avro bölgesinin sõfõr büyüme, ABD’nin ise finansal açõdan problemli bir dönemle karşõ karşõya bulunduğu uyarõsõnõ yaptõ. İsviçre gazetesi Tages-Anzeiger ile bir söy- leşi gerçekleştiren Roubini, Yunanistan’õn sa- dece buz dağõnõn görünen kõsmõ olduğunu be- lirterek, özellikle Avro bölgesinde yeni bir re- sesyon riski olduğunu söyledi. Roubini, ABD içinse, “ABD’liler eğer şu anda gittikleri yol- da devam ederlerse, aynõ noktada duvara çarpacaklar” dedi. TRICHET: STRES TESTLERİ TAMAMLANMAK ÜZERE Avrupa Merkez Bankasõ (ECB) Başkanõ Jean-Claude Tric- het, stres testlerinin tamamlanmõş olmasõ gerektiğini ve konuyla ilgili gerekli iletişimin sağlanacağõnõ belirtti. Tric- het, ülke yöneticilerinin ECB ve Avrupa Komisyonu ta- rafõndan belirlenen esaslara göre yapõlmõş olan stres testlerinin sonuçlarõnõ dikkate almalarõnõ istedi. Daha önce kendi bankalarõnõ stres testinden geçiren ve ser- mayelerini güçlendirmeleri için teşvik eden ABD yö- netimi, bir süredir benzer bir girişimde bu- lunmasõ için Avrupalõ yetkililere çağrõda bulunuyordu. G 2 0 B İ L D İ R İ S İ Bütçe açõklarõ azaltõlacak Ekonomi Servisi - G20 bakanlarõ, Avro Bölgesi’nde yayõlan borç krizi kaygõlarõyla dalgalanan küresel fi- nans piyasalara güven vermek ama- cõyla, uzun süren pazarlõklarõn ardõn- dan ülkelerin bütçe harcamalarõnõ azaltma hõzlarõ konusunda cumartesi mutabakata vardõlar. Maliye bakanlarõ düzeyinde yapõlan G20 toplantõsõna taraf olan gelişmiş ve gelişmekte olan 20 ülke, ekonomile- rindeki toparlanmayõ korumaya hazõr olduklarõnõ ifade ederken, kamu ma- liyesine istikrar kazandõrmanõn öne- mine dikkat çektiler. G20 grubu, finans piyasalarõnda son dönemde meydana gelen dalgalanmanõn küresel ekonomik toparlanma önündeki risklerin hâlâ var olduğunu gösterdiğini ifade etti. İki gün süren görüşmelerin ardõndan yayõmlanan bildiride “Ciddi mali risklerle karşı karşıya olan ülkeler daha hızlı konsolidasyona gitmeli. Bazı ülkelerin açıkladıkları bütçe açığı azaltma ve mali kurumlarını güçlendirme çabalarını memnuni- yetle karşılıyoruz” denildi. Bankacılık vergisi şimdilik rafa kalktı Toplantõnõn ana konularõndan biri de küresel bankacõlõk reformu oldu. Ban- kalarõn sermayelerini güçlendirmele- rini konu alan kurallarõn kasõmda ni- hai halini alacağõ belirtildi. G20 ül- keleri yeni sermaye standartlarõna ilişkin düzenlemenin 2012 sonuna kadar yürürlüğe geçirilmesini hedef- liyor. Ülkeler ileride meydana gele- bilecek yeni bir banka kurtarma mü- dahalesine kaynak yaratmak amacõy- la gündeme getirilen küresel çaplõ bankacõlõk vergisi tasarõsõnõ Kana- da’nõn muhalefeti üzerine rafa kaldõrdõ. Grup, buna rağmen bankalarõn her- hangi bir kurtarma çalõşmasõna ciddi miktarda kaynak sağlamasõnõn ge- rektiğini kaydetti. Bildiride bankala- rõn, vergi mükelleflerinin parasõyla kur- tarma yapõlan ülkelere katkõda bu- lunmasõ gerektiği belirtildi. İngiltere yalnız kalacak G20 Maliye Bakanlarõ küresel bir banka vergisi konusunda anlaşamasa da İngiltere Maliye Bakanõ George Osborne, İngiltere merkezli bankalara vergi uygulamayõ planlõyor. Osbor- ne’un 22 Haziran’daki bütçe açõkla- masõnda İngiliz bankalarõna dair tek ta- raflõ bir verginin temel noktalarõnõ açõk- lamasõ bekleniyor. Çilek kaderlerini değiştirdi Ekonomi Servisi - Kahramanmaraş’õn Türkoğlu ilçesine bağlõ Kaledibi köyünde 2 yõl önce il özel idaresinin desteği ile modern çilek üretimine baş- lanõnca köyün kaderi bir anda değişti. İş bulmak amacõyla bölge illerine göç eden aileler çilek projesi ile yeniden köylerine dön- meye başladõ. Çiftçilere il özel idare- sinden karşõlõksõz 100 bin lira katkõ sağ- lanarak çilek projesi hayata geçirildi. İlk olarak 40 aile 100 dekar alan- da çilek üreti- mi yapmaya başladõ. Kale- dibi sakinleri şimdi günlük 15 ton çilek üretiyor. KRİZ KÂHİNİNDEN ÜRKÜTEN UYARI Piyasalar borç girdabõnda
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle