Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
‘Sex And The City’
Ortadoğu’ya Taşınırken...
8 HAZİRAN 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
Yeni MİT Müsteşarõ’nõn Başbakan Erdoğan’a yakõnlõğõ ve ‘İran dostu’ oluşu kaygõ yaratõyor
İsrail’in Fidan rahatsızlığıDış Haberler Servisi - İsrail gü-
venlik kuruluşlarõnõn, Milli İstihbarat
Teşkilatõ (MİT) Müsteşarlõğõ’na,
İran’a karşõ õlõmlõ tavrõ ve Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’a yakõnlõ-
ğõyla bilinen Hakan Fidan’õn atan-
masõndan rahatsõz olduğu belirtildi.
İsrail’in önde gelen gazetelerinden
Haaretz, MİT ile yakõn ilişkiye sahip İs-
rail gizli servisi MOSSAD’õn dõş ilişkiler
bölümünün, Fidan’õn atanmasõnõn Tür-
kiye’nin İsrail ve İran ile ilişkilerinde kasõtlõ bir
değişime işaret ettiği görüşünde olduğunu yaz-
dõ. 42 yaşõndaki Fidan’õn, Başbakan Erdo-
ğan’õn yakõn dostu olduğuna dikkat çekilen ha-
bere göre, İsrailli güvenlik yetkilileri, Gazze Şe-
ridi’ne giden gemilere İsrail komandolarõnõn dü-
zenlediği baskõnda 9 Türk’ün ölme-
siyle iki ülke ilişkilerinin yeni bir sü-
rece girmesinde Erdoğan-Fidan ikilisi ile
Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu rol sahibi.
Haaretz, Fidan’õn AKP hükümetinde baş-
bakanlõk müsteşar yardõmcõlõğõ yaptõğõ sõra-
da, Türkiye ile İran ilişkilerinin sõkõlaştõrõl-
masõnda görev aldõğõnõ, Uluslararasõ Atom
Enerjisi Kurumu’nda Türkiye’yi temsil eder-
ken de “İran’ın barışçıl amaçlı nükleer
programını sürdürme hakkı bulunduğu-
na vurgu yaptığını” hatõrlattõ. Ayrõca, İran’a
yeni yaptõrõm paketi hazõrlõğõnda olan ABD
başta olmak üzere Batõ ülkelerinin tepkisini
çeken, İran’õn uranyum karşõlõğõ nükleer ya-
kõt almasõnõ öngören Türkiye-Brezilya-İran
mutabakatõnõn mimarlarõnõn Davutoğlu ile Fi-
dan olduğuna dikkat çekildi.
Haberde, Erdoğan’õn bu atamayla birlikte, iç
güvenlikten dõş istihbarata kadar geniş bir
alanda etkinlik gösteren istihbarat kuruluşunda
kontrolü devralarak, “İslamcı partinin ikti-
darına en büyük tehdidi oluşturan” askeri ka-
demelere karşõ güç kazandõğõ yorumu da yapõldõ.
Haaretz, geleneksel olarak iki ülke istihbarat
kuruluşlarõ ve ordularõ arasõnda yakõn işbir-
liği olmasõna karşõn, Fidan’õn atamasõnõn bu
ilişkilere iki yönden darbe vuracağõ öne sü-
rüldü: “Bir yandan iki ülke arasında is-
tihbarat alışverişi zarar görecek, diğer yan-
dan İsrail, bunların düşman örgütlere ve-
ya devletlere geçebileceği kaygısıyla Tür-
kiye’ye bilgi aktarımını kısıtlayacak.”
‘GemidekiikiTürkteröristti’
Dış Haberler Servisi - İsrail Savunma
Bakanlõğõ, Gazze’ye yardõm götürmek üze-
re yola çõkan ve geçen hafta İsrailli asker-
lerce kanlõ operasyonla durdurulan Türk
bayraklõ Mavi Marmara gemisindeki ey-
lemcilerden 5’inin İslami terörle bağlantõ-
lõ olduğunu ileri sürdü. İsrail ordusu önce-
ki gün terörle bağlantõlõ olduğunu ileri sür-
düğü kişilerin isimlerini de açõkladõ.
Bu kişiler arasõnda İHH Ortadoğu Koor-
dinatörü Hasan Aynacı ve vakfõn yönetim
kurulu üyesi Hüseyin Oruç da bulunuyor.
İsrail, Aynacõ’nõn Filistin İslami Cihad Ör-
gütü’ne düzenli olarak mali destek sağla-
dõğõnõ iddia ederken Oruç’un Gazze Şeri-
di’ndeki El Kaide üyelerine destek verme-
yi amaçladõğõnõ ileri sürdü.
İsrail’in “terörist organizasyonlarla”
ilişkilendirdiği diğer aktivistler hakkõnda ise
şu bilgiler ortaya atõldõ. 31 yaşõndaki İran do-
ğumlu, ABD’de yaşayan Fatima Mu-
hammadi’nin Gazze Şeridi’ne İsrail’in
yasakladõğõ elektronik parçalar sokmaya ça-
lõşan Özgürlük Konvoyu (Viva Palestine)
adlõ hareketin üyesi olduğu savunuldu. 41
yaşõndaki Amerikan ve İngiliz vatandaşõ
olan Ken O’Keefe’nin de Hamas koman-
do birliklerinin kurulmasõ ve eğitilmesine
katkõda bulunmak amacõyla Gazze’ye git-
meye çalõştõğõ iddia edildi. İsrail, 51 ya-
şõndaki Fas doğumlu Fransa’da ikamet
eden Ahmed Umimon’u ise Hamas
üyesi olmakla suçladõ.
İHH Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin
Oruç, “Bugün bizim için söylenen hiç bir
şey bize o sorgularda so-
rulmadı. Madem böy-
le şeyler biliyorlardı
bize orada sorabi-
lirlerdi. Bunlar, biz-
den sonra hazırla-
nan iftira dosyala-
rı” dedi.
Dõşişleri Bakanõ
Ahmet Davu-
toğlu, önceki
gün CNN’e
verdiği röpor-
tajda İsrail için
“Eğer listede te-
rörist varsa ismi-
ni versinler, so-
ruşturmaya ha-
zırız” demişti.
İRAN DA GEMİ GÖNDERİYOR
İSKENDERUN ARAŞTIRILIYOR
İSRAİL’İN İSTİHBARAT KAYGISI
Dış Haberler Servisi - İsrail’in Gaz-
ze’ye yardõm malzemesi taşõyan filoya
geçen hafta başõndaki saldõrõsõnõn yan-
kõlarõ sürerken İran da Gazze’ye insa-
ni yardõm taşõyan üç gemi gönderece-
ğini açõkladõ. İran Kõzõlayõ dün yaptõğõ
açõklamada, İsrail tarafõndan Gazze’ye
uygulanan ablukanõn delinmesi çaba-
larõ çerçevesinde, ilaç ve gõdadan olu-
şan yardõm malzemeleri taşõyan gemi-
lerin birkaç gün içinde yola çõkacağõnõ
duyurdu. Yardõm malzemelerinin haf-
ta sonunda Mõsõr üzerinden Refah ge-
çidi kullanõlarak Filistinlilere teslim
edileceği belirtildi. Türk hükümetiyle
işbirliği içinde gönderilecek iki gemi-
nin biri doktor ve hemşirelerin bulun-
duğu 70 yardõm gönüllüsü, diğeri ise
ilaç ve gõda taşõyacak. Filistinli hasta-
larõn tedavisi için ise ameliyat odasõ
dahil tam teşekküllü bir hastane taşõ-
yacak olan üçüncü geminin sağlõk per-
soneliyle birlikte Gazze sahiline gön-
derilmesi için de çalõşmalara başlandõ-
ğõ bildirildi. Yakõn zamanda da Mõsõr
Kõzõlayõ ile işbirliği içinde 30 tonluk
ilaç taşõyan bir yardõm uçağõnõn Mõ-
sõr’a gideceği öğrenildi.
Devrim Muhafızları
eşlik edebilir
İran’õn dini lideri Ayetullah Ali Ha-
maney’in izin vermesi durumunda
yardõm gemilerine İran Devrim Muha-
fõzlarõ eskortluk yapacak. İran Devrim
Muhafõzlarõ önceki gün Gazze’ye in-
sani yardõm götüren gemilerin güven-
liğini sağlamak için göreve hazõr ol-
duklarõnõ belirtmişti.
Erdoğan ve Davutoğlu ile birlikte yeni Türk dõş politikasõnõn mimarõ
olarak görülen Hakan Fidan’õn, İran’a diplomatik koz kazandõran
nükleer mutabakat ve son kanlõ gemi baskõnõ olaylarõndaki
sorumluluğuna dikkat çeken İsrailli yetkililere göre, yeni dönemde
MİT ile MOSSAD arasõndaki istihbarat alõşverişi zayõflayacak.
Fotoğraflara sığındılar
Boğazlarõn paşasõ, İran’õn
kardeşi, Ege’nin baş artisti
MURAT İLEM
ATİNA - Türkiye’nin son dönemde
izlediği “komşularla sıfır sorun ve İs-
rail karşıtı” politikalar, Yunan Elef-
terotipia gazetesi tarafõndan ilginç bir
şekilde yorumlandõ. Nasos Golemis
imzasõyla yayõmlanan yorumda, AKP
hükümetinin ABD tarafõndan dikkat-
le izlendiği vurgulanarak “Bugün için
Washington, Ankara’nın AB politi-
kalarının arkasında ancak Rusya ve
aşırı İslam yolunda yapılacak dö-
nüşler Erdoğan’ın nargilesini sön-
dürmeye yetecek” ifadesi kullanõldõ.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn
“Boğazların paşası, İran’ın karde-
şi, Suriye ve Ermenistan’ın korku-
su, nükleer enerjide Rusya’nın ma-
sa arkadaşı, Ege’nin baş artisti, Ar-
navutluk ve Makedonya’nın kan
kardeşi, Doğu Akdeniz’in İbra-
him’i” olduğunu belirten yazar, “an-
cak bir koltukta bu kadar karpuz ta-
şınamaz, bunlardan bazıları düşüp
kırılacak” yorumu yaptõ.
Türkiye ile İsrail arasõndaki ger-
ginliğe de dikkat çeken Nasos Gole-
mis, “Türkiye, AB perspektifin-
den giderek uzaklaşıyor. Bu çer-
çevede zaten iç sorunlarla boğuşan
AB eline bir de Ortadoğu bomba-
sını kesinlikle almak istemez, kal-
dı ki İngiltere bölgede henüz ko-
nuşmuş değil, bekleyip göreceğiz”
yorumunu yaptõ.
Gelişmelerden Yunanistan’õn kaygõ
duymasõ gerektiğinin altõnõ çizen yazar,
“Müttefik Aramalıyız” başlõğõ ile yap-
tõğõ yorumda, “Akdeniz’in batısında-
ki ülkeler şimdilik rahat olsa da do-
ğusundaki Mısır, İsrail ve Rum kesi-
mi gerginliğin ağırlığı altında. Yu-
nanistan, İtalya, Malta, Libya gibi ül-
kelerle ekonomik anlamda da olsa
müttefiklik çerçevesinde müzakereler
yapmalıdır” dedi. Ülkesi için en büyük
sorunun Batõ Trakya olduğunu belirten
yazar, Türkiye’nin er ya da geç bu ya-
rayõ kaşõyacağõnõ ileri sürdü.
İsrail buldozerlerinin ezerek ölümüne se-
bep olduğu Amerikalı barış eylemcisinin
ismini taşıyan, Gazze yolundaki son yar-
dım gemisi Rachel Corrie’ye “kansız” müdahalenin ardından, gemideki 19 aktivistin sınır dışı edil-
mesi dün tamamlandı. Diğer aktivistlerin önceki gün İsrail’i terk etmesinden sonra, aralarında No-
bel Barış Ödüllü yazar Mairead Maguire’ın bulunduğu 5 İrlandalı da dün sabah erken saatlerde
uçakla ülkeyi terk etti. Gemideki 6 Malezyalı, 6 Filipinli, 1 Kübalı ve 1 İngiliz önceki gün sınır dı-
şı edilmişti. Maguire’ı, Dublin Havaalanı’nda eşi karşıladı. (Sağda, altta). Gazze’deki deniz polisi
ise ölen 9 Türk için anma töreni düzenledi (üstte). (Fotoğraflar: AFP/AA)
Dış Haberler Servisi - Gazze
Şeridi’ne yardõm götüren gemi-
lere yönelik kanlõ operasyonuyla
dehşet yaratan İsrail komandola-
rõ, bir tekneye ateş açarak en az
4 Filistinliyi öldürdü.
İsrail ordusundan yapõlan açõkla-
mada, deniz komandolarõnõn, sal-
dõrõ hazõrlõğõndaki silahlõ ve dalõş
kõyafetli Filistinlileri taşõyan bir
tekneyi Gazze Şeridi’nin orta ke-
simindeki Nuseyrat mülteci kam-
põ açõklarõnda fark ederek ateş aç-
tõğõ belirtildi. Filistinli sağlõk yet-
kilisi Muaviye Hassaneyn 4 ce-
sedin bulunduğunu belirtirken
bölgeyi kontrol altõnda tutan İs-
lamcõ örgüt Hamas bir Filistinli-
nin kayõp olduğunu duyurdu.
Saldõrõdan kurtulduğu belirtilen
Ebu el Velid, teknedeki 7 kişinin
de Filistin yönetimini elinde bu-
lunduran El Fetih hareketi çizgi-
sindeki silahlõ El Aksa Şehitleri
Tugayõ grubu üyesi olduğunu söy-
ledi. El Velid, AFP’ye yaptõğõ
açõklamada, sahilden yaklaşõk 100
metre açõkta silahsõz olarak eğitim
yaptõklarõ sõrada ateş altõna alõn-
dõklarõnõ; 4 kişinin öldüğünü, 2 ki-
şi kaçtõklarõnõ, bir kişinin ise kay-
bolduğunu anlattõ.
Bu eğitimi her yõl yaptõklarõnõ be-
lirten Filistinli militan, “İstediği-
miz yerde, istediğimiz zaman
eğitim yapmak hakkımız. Di-
renmek de hakkımız” diye ko-
nuştu. İsrail ordu radyosu, dünkü
operasyonun da geçen hafta insani
yardõm malzemesi taşõyan Mavi
Marmara gemisine baskõn düzen-
leyerek 9 Türk’ü öldüren seçkin
komando birliği Şayetet 13’ten ol-
duklarõnõ bildirdi. Radyoya konu-
şan bir ordu yetkilisi, “Bu geçir-
dikleri zor haftadan sonra ko-
mandolar için canlandırıcı ola-
cak” dedi. İsrail ordusunun dün
sabah Gazze Şeridi’nin Cebaliye
bölgesine yönelik bombalõ saldõ-
rõsõnda bir Filistinli yaralandõ. İs-
rail, Kassam roketi saldõrõsõ ha-
zõrlõğõ yapan bir militan grubun
hedef alõndõğõnõ kaydetti.
ELEFTEROTİPİA: BAZI KARPUZLAR YARILACAK
Dış Haberler Servisi - İsrail’in istih-
barat servislerine yakõnlõğõyla bilinen
Debkafile internet sitesi, Türkiye’nin
31 Mayõs’ta İskenderun’daki Deniz
İkmal Komutanlõğõ’na düzenlenen
PKK saldõrõsõnõn arkasõnda İsrail’in
olduğuna yönelik iddialarõ araştõrdõğõ-
nõ öne sürdü. Debkafile’õn askeri kay-
naklarõna dayandõrdõğõ haberde, son
iki aydõr İskenderun’un Suriye ve
Hizbullah’la İsrail arasõndaki olasõ bir
çatõşma karşõsõnda askeri merkez ol-
ma konusundaki rolünün büyüdüğü
belirtildi. Türkiye’nin geçen mayõs ayõ
ortalarõnda, İsrail’in Suriye ve Lüb-
nan’a yönelik olasõ bir hava saldõrõsõ-
na karşõ bu hedefleri korumak ama-
cõyla İskenderun’daki limana füze ba-
taryalarõnõ sevk ettiği ileri sürüldü.
Haberde, ilk kez Ankara’nõn Suriye
ve Hizbullah’a hava savunma şemsi-
yesi sağladõğõ ve İsrail’e karşõ çatõş-
malarõnda onlarla aynõ tarafta yer aldõ-
ğõ savunuldu. Ankara’nõn İskenderun
saldõrõsõnõn arkasõnda İsrail’in olduğu-
na yönelik şüpheleri kanõtlamasõ ha-
linde diplomatik ilişkilerin kopacağõ,
bunun da savaş ilanõndan bir adõm ön-
ce olacağõ öne sürüldü. Haberde, İçiş-
leri Bakanõ Beşir Atalay’õn İskende-
run’daki saldõrõyla ilgili olarak “neler
olduğunu ortaya çıkarmak için yo-
ğun bir şekilde çalışıyoruz” açõkla-
masõ yaptõğõ kaydedildi.
Dış Haberler Servisi - İsrail, yar-
dõm gemisine düzenlenen saldõrõnõn
İsrail-Türkiye arasõndaki istihbarat
paylaşõmõna darbe vurmasõndan tedir-
gin. Sunday Times gazetesine göre,
Türkiye İsrail’in kendi topraklarõndan
İran’õ izlediği istihbarat istasyonunu
kapatabilir. Bir İsrail kaynağõ, “Eğer
böyle bir şey olursa İsrail, İran’ı iz-
leyen ve koklayan kulaklarını ve
burnunu kapatmış olur” yorumunu
yaptõ. Gazeteye göre istihbarat istas-
yonunun kapanmasõ halinde, İsrail’in
“İran’ın nükleer tehdidi” karşõsõn-
daki savunmasõ zayõflayacak.
Bu kez
4 Filistinli
öldürüldü
Dış Haberler Servisi - İsrail ordusu, geçen haftaki kan-
lõ Mavi Marmara baskõnõna yönelik tepkilerden kendini
aklamanõn yolunu komandolarõnõ gözyaşõ ve çaresizlik için-
de gösteren fotoğraflarda arõyor.
Hürriyet gazetesinde önceki gün yayõmlanan fotoğraf-
larda, gemiye çõkan komandolarõn bazõlarõ kanlar içinde
ve bilinçsiz bir şekilde gözüküyordu.
Haberde, İsrail’in sildiği veya kullanõlamaz hale getir-
diği fotoğraflarõn, fotoğraf makinelerinin hafõza kartlarõndan
birinde, program yardõmõyla data geri dönüşümü yapõlõnca
gün yüzüne çõktõğõ belirtilmişti. Fotoğraflar arasõnda yer
alan, ağlayan bir komandonun görüntüsü İsrail basõnõ da
dahil olmak üzere dünyada büyük yankõ uyandõrõrken İs-
rail Ordu Sözcülüğü’nden yapõlan
açõklamada, fotoğraflarõn asker-
lerin kendilerine karşõ yapõlan
saldõrõ sonrasõnda hayatlarõnõ
korumak için ateş açtõklarõnõ
gösterdiği savunuldu. İsra-
il’de yayõmlanan Jerusalem
Post gazetesindeki haber-
de İsrail donanmasõnõn
Mavi Marmara’nõn ele
geçirilmesi olayõndan
ders çõkarmaya başladõğõ ve
gelecekte Gazze kuşatmasõ-
nõ kõrmaya çalõşacak gemi-
lere karşõ farklõ yöntemlerin
uygulanmasõnõ gözden ge-
çirdiği belirtildi.Fotoğraflar yankı buldu.
“Sex and the city” (Seks ve kent), Ortadoğu’ya
taşınırken, biz de taşındık...
“SATC” rumuzu ile markalaşan ünlü dizinin filmi,
New York’tan Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Abu
Dabi’ye taşınırken, bizler de artık “kültürel
merkezimizin” gitgide Ortadoğu’ya kaydığını
kavradık.
Şeriatla yönetilen BAE’de vizyona giremeyen
filmin Türkiye’deki gösteriminin, geçen haftanın
sıcak gelişmeleri -“İsrail olayları nedeniyle
toplumda oluşan tepkiler” ve “Müslümanlıkla alay
ediliyor” şeklinde yorumlanacak sahneler-
sebebiyle “durdurulması” (!), bunun ilk elden
kanıtıydı...
İnternet gazetelerinden izleyebildiğim kadarıyla
“SATC”nin “4 Haziran” olarak belirlenen “vizyona
girişi”, tarih vermeden önce “apar topar” ertelendi.
Şimdi filmin “11 Haziran” tarihinde vizyona
sokulacağından söz ediliyor. Göreceğiz...
Her halükârda dizi versiyonu yıllarca “Digitürk”
ekranlarından evimize girmiş olan bu köpük kadar
hafif, “eğlencelik” filminin etrafında böylesine
“hissedilir” bir “baskı”, “panik” ortamının oluşmuş
olması yeterince anlamlı...
Psikolojik kıble belli ki artık New York’a değil,
Abu Dabi’ye endeksli…
Türkiye’ye filmi getiren kadrolar, “Abu Dabi gibi
Müslüman bir ülkenin normlarına uygun düşmeyen
film, ne olur ne olmaz burada da bir arıza çıkarır!”
endişesiyle böyle bir kararı uygulamış olmalı.
Haksız da değiller…
Başbakan’ın internette “okur yorumlarına” dek
uzanan-“ahlak/aile değerlerini” içeren 360 derece
geniş kapsamlı- “otosansür telkinleri” bir yandan,
“Gazze şehitlerimiz” atmosferi öte yandan..
memleketi böyle sarmışken; “SATC” gibi bir filmi
alayıvala ile hiçbir şey olmamışçasına, sıcağı
sıcağına gösterime sokmayı belli ki göze
alamamışlar…
Dizisi on yıl TV’lerde gösterilmiş, filmleştirilen ilk
bölümü kaygısızca vizyona girmiş “SATC-2”
etrafına, anlaşılan şimdi birden “Hay Allah!
Başımıza bir şey gelir mi?” havası çökmüş
durumda..
Bir ülkeye bir kez bu hava çökmeyegörsün,
nerede duracağı, nerelere varacağı belli olmaz.
Humeyni devrimi İran’ı
böyle yerleşmişti
“Şeriat rejimi” İran’a böyle nüfuz etmişti.
Şeriat İran’a bir günden diğerine gelmedi…
“Şah rejiminin” “İslamcı rejime” devşirilmesi için
ülkeyi “dini değerler etrafında” bir araya getiren bir
“savaşın” çıkması gerekti.
1980-88 yılları arasında cereyan eden ve yarım
milyon İranlının ölümüyle sonuçlanan İran-Irak
savaşı, radikal rejim değişikliği için gereken
“olağanüstü hal ortamını” yaratmakta kullanıldı.
Toplumda her sorgulamanın önünü kesen ve
her tür “sansür”, “baskıyı” meşrulaştıran;
“muhalefetin her çeşidini ezme aracı” olarak
devreye sokulan “savaşı”, Humeyni önce “Allah’ın
lütfu” ilan etti. Derken Tayvan’dan “500 bin plastik
anahtar” getirtti. Bunları halka, “cennetin/şehadet
makamının anahtarları” diye dağıtıp 12 yaşındaki
bacak kadar çocuklara varana dek herkesi
cepheye sürdü…
“Cepheden gelen şehit cenazeleri” karşısında
kadınlar, solcular, liberaller, aydınlar.. seslerini
kesmek zorunda kaldılar.
“Şehit cenazeleri” kaldırılırken “haremlik selamlık
uygulamalarına”, “başörtüsüne” kimse
başkaldıramaz oldu.
Ülkeyi saran büyük “yas” ve “cihad atmosferi”
içinde, “örtünmeye hayır” diye sokaklara çıkan
kadınlar, ağır toplum baskısı altına alındı. Batılı
ahlak erozyonunun simgesi olarak görülen sinema
salonları, kültür faaliyetleri; İslamcı gösterilerin
hedefine dönüştü. Gerisini biliyorsunuz…
Abu Dabi yerine
Fas çöllerinde çekilen film
“SATC 2 - Abu Dabi” bu kadar böyle, bu ağır
mevzulara konu olacak bir film mi? Hayır…
Türkiye’de -normal şartlar altında- gerçekte ne
“kültür”, ne “siyaset” yazarlarının ilgi alanına
girecek bir film bu.
Uzayan dizi ve ilk filmden sonra artık epey gazı
kaçtığı için, olsa olsa “yaşam tarzı” yazarlarının
lütfedip ilgileneceği bir öyküden söz ediyoruz...
Ancak içinde yaşadığımız ortam, gelin görün ki
böyle “leblebi çekirdek” türü bir filme bile bir nevi
“turnusol kâğıdı işlevi” yüklüyor…
Bu nedenle Türkiye’ye dönmeden -ne olur
olmaz!- işi gücü bırakıp filme gittim…
Diziden zamanında keyif almış ancak ilk filmde
“bunalmış” bir “sabık” “SATC” izleyicisi olarak, bu
filme normal şartlarda artık gitmezdim.
Alımlı, başarılı, şık dört New York’lu kadının
“cinsellikleri”, “aşkları”, “dostlukları”, “düş
kırıklıkları”, “gevezelikleri” üzerine kurgulanan ve
“hayata dair maceralarını” son zeki ve esprili bir
dille nakleden format eskisi gibi pırıltılı değil artık.
Eskidi.
Samantha, Carrie, Miranda ve Charlotte
“yaşlandılar”. “İkoncanlar”, “kokonalaştı”…
Abu Dabi yerine Fas çöllerinde çekilen
sahnelerde, giderek artık yavaş yavaş “altın kızlar”
evresine doğru yol alan 4 kafadarın üzerlerine
giydikleri giysileri görseniz “Yeşilçam bile vaktiyle
bu kadar abartmamıştı!” dersiniz…
Neyse. Asıl polemik konusu filmde bir
“Müslümanlıkla alay etme durumunun olup
olmadığı…”
Yerim kalmadığı için ona da gelecek yazıda
devam edeyim…
nilgun@cumhuriyet.com.tr
ktivistler sõnõr dõşõAA
İsrail kendi soruşturacak
Haber Merkezi - İsrail Savunma Bakanõ Ehud Ba-
rak, “Gazze’ye yardım götüren gemilere yö-
nelik operasyon konusunda soruşturma ya-
pılacağını” söyledi. Barak, “Gazze’ye yönelik
ablukanın farklı yollarla sürdürülmesi üze-
rinde de çalışma yapıldığını” belirtti. İsrail’in
Haaretz gazetesi ise baskõnla ilgili bir devlet so-
ruşturma komisyonu oluşturulacağõnõ duyurdu.
Komisyonun deniz hukuku konusunda uzman yar-
gõçlardan oluşacağõ ve en azõndan bir Amerika-
lõ, iki uluslararasõ hukukçunun da gözlemci ola-
rak komisyona davet edileceği bildirildi.