19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SİBEL BAHÇETEPE G õrtlak kanserlerinin, diğer kanser türleri gibi nasõl oluştuğu kesin olarak bi- linmemekle birlikte, özellikle sigara ve alkol kullanõmõ ile birlikte görül- me sõklõğõnõn arttõğõ belirtildi. Uz- manlar, genellikle 50-60 yaş arasõn- da görülen gõrtlak kanserinin son yõllarda kadõnlar arasõnda da arttõğõ- nõ ve görülme yaşõnõn 25’lere dek indiğini anõmsatarak “Erken döne- minde teşhis edildiği takdirde te- davi şansı yüksek, ancak geç ka- lınmış dönemde gırtlağın tamamı çıkarılmak zorunda kalınabilir. Gırtlak kanseri tedavisinde lazer ameliyatlarının da önemli yeri vardır” dediler. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tõp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Cansız, gõrtlak kanserinin ses tellerinde, ses tellerinin üstünde ya da altõnda görülebileceğini belir- terek iyileşmeyen ses kõsõklõğõ, yut- kunma güçlüğü, boğazda takõlma, ağrõ gibi belirtilerinin olduğunu söyledi. Gõrtlak kanserine çevresel ve genetik faktörler ile birtakõm kimyasal maddeler, hava kirliliği gibi etmenlerin neden olabileceğini anõmsatan Cansõz, kanserin ses tel- lerinde çõkmasõ durumunda belirti- lerin daha çok kendini gösterdiğini, bu nedenle teşhisinin kolay olduğu- nu, diğer bölgelerde ortaya çõkmasõ durumunda genellikle teşhis de geç kalõndõğõnõ anlattõ. Lazer tercih ediliyor Kanserin teşhisinde genellikle en- doskopik yöntemlerin kullanõldõğõnõ vurgulayan Cansõz, kanserli doku- nun çõkarõlmasõnda son yõllarda la- zerin tercih edildiğini dile getirdi. Prof. Cansõz, lazer tedavisinin 1980’li yõllarõn sonunda yaygõnlaş- tõğõnõ, ilk kullanõma girdiğinde gõrt- lağõn çok küçük lezyonlarõnda, yeni başlamõş, ses telinden çõkmõş sõnõrlõ küçük lezyonlarda kullanõldõğõnõ ifade ederek günümüzde ise ileri vakalarda da kullanõldõğõnõ anlattõ. Cansõz, lazerin açõk cerrahiye göre daha avantajlõ olduğunun altõnõ çi- zerek özetle şunlarõ söyledi: “Lazer ile yapılan ameliyatlar- da komplikasyon riski düşük, ameliyatlar kansız olurken hasta- da da daha az ağrı görülüyor. La- zer ile yapılan ameliyatın süresi daha kısa, kanserin büyüklüğüne göre süre 15 dakika ile 1 saate ka- dar çıkabiliyor. Daha ileri vaka- larda bu süre biraz daha uzayabi- liyor. Açık cerrahide bu süre 1.5 saat ile kanserin büyüklüğüne gö- re daha da uzayabiliyor. Açık cerrahi ameliyatlarında ayrıca hastanın boğazında bir delik kal- mış oluyor, solunumu oradan sağ- lanıyor. Hasta birkaç gün beslen- me sondasından besleniyor, en az bir hafta hastanede yatmak zo- runda kalıyor. Lazerde yapılan tedavide ise hastayı bir gece has- tanede yatırıyoruz, boğazında de- lik açmıyoruz, burnuna beslenme sondası takmıyoruz, bir gün son- ra da taburcu olup normal haya- tına dönüyor. Lazer ile ameliyatta hastanın ağzından endoskopiler ile giriliyor, mikroskop altında kanserli parça rahatlıkla görülü- yor ve ameliyatı kolaylıkla yapılı- yor. Lazer ameliyatı gırtlağın tü- münü almak gereken vakalar dı- şında tüm gırtlak kanserlerinde kullanılıyor.” CMYB C M Y B 30 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK 9 Rahim ağzõ kanserine yol açan Human Papilloma virüsünün görülme sõklõğõ büyük bir hõzla artõyor Türkiye’de HPV patlamasõŞULE KÖKTÜRK K adõnda rahim ağzõ kanseri- ne yol açan Human Papil- loma virüsün (HPV) gö- rülme sõklõğõ 15 yõl önce yüzde 1 bi- le değilken, genç erişkin nüfusta sõklõk yüzde 25’e kadar çõktõ. Uz- manlar, hastalõğõn Türkiye’de daha özgür bir cinsel yaşamõn yerleşmesi nedeniyle yayõldõğõnõ belirterek has- talõktan korunmak için HPV aşõsõnõn yapõlmasõnõ ve korunmasõz ilişkiye gi- rilmemesini öneriyorlar. Kadõn Hastalõklarõ ve Doğum Uz- manõ Op. Dr. Sedat Karaosmanoğ- lu, “Türkiye’de 15 yıl önce HPV gö- rülme oranı yüzde 1 bile değildi” di- yerek özellikle genç erişkin grupta bu orandaki artõşa dikkat çekti. HPV’nin, kadõnda vulva, vajina ve rahim ağzõnda uzun dönemde siğil şeklinde lezyon- lara, daha sonra ise bu bölgelerde kan- sere yol açtõğõnõ vurgulayan Karaos- manoğlu, hastalõğõn cinsel yolla bu- laştõğõna işaret etti. Düzenli muayene Daha özgür cinsel yaşam, yurtdõşõ turist giriş ve çõkõşõnõn artõşõnõn has- talõğõn yayõlmasõnda etken olduğuna işaret eden Karaosmanoğlu, virüsün ağrõlõ ya da yangõlõ bir hastalõğa yol aç- mamasõ nedeniyle ancak siğiller çõk- tõktan sonra kişi tarafõndan fark edil- diğinin altõnõ çizdi. Düzenli jinekolojik muayene ve yõlda bir yaptõrõlacak smear testi ile vi- rüsün erken dönemde tespit edilebi- leceğini vurgulayan Karaosmanoğlu, erken tespit durumunda siğiller çõk- mamõşsa, rahim ağzõnõn yakõlmasõ, dondurulmasõ ya da LEEP operasyo- nu ile tedavi edildiğini anlattõ. Karaosmanoğlu, “Bunlar da kesin çözüm olmayabilir. Hayat boyu ta- kip gerekir. HPV enfeksiyonu almış olan kişi hep bulaştırabilir, vücut di- rencinin düştüğü gebelikte, aşırı uykusuzluk zamanlarında, diyabet gibi hastalıklarda, çok sigara tü- ketiminin olduğu, uyuşturucu kul- lanıldığı durumlarda kişinin yeni- den karşısına çıkabilir” dedi. Dr. Sedat Karaosmanoğlu, özetle şunla- rõ kaydetti: “Prezervatif ile korunmak ve riskli grubun aşılanması en etkili yöntemler. 4 doz aşının fiyatı yak- laşık 750 dolar civarında. İlaç fir- maları 13 yaşından itibaren herke- se uygulanabileceğini belirtiyor. Ancak, Türkiye’de, cinselliğin daha geç yaşlarda başladığı düşünülürse, 18-19 yaşlarında aşı yapılması uy- gundur. Aşıyı ne devlet destekliyor ne özel sektör. Özel sigortalar, Ba- tı’da da cinsel yolla bulaşan hasta- lıklarda kişilerin giderlerini karşı- lamıyor. Devlet üzerinde de çok büyük yük olur ancak devlet bunu desteklemeli. Çünkü rahim ağzı kanseri çok önemli bir sağlık soru- nu. Eğer aşılar yapılırsa, çok sayı- da kişinin rahim ağzı kanserinden ölmesi engellenir.” Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Bir gündönümünde, gece ve günün eşitlendiği bir tarihte, 21 Mart 2008’de sabahın 4’ünde bir ev baskına uğruyor. Orada tüm ya- şamı boyunca daha güzel bir dün- ya, daha güzel, daha adil bir Tür- kiye yaratabilmek için uğraş veren bir insan yaşamaktadır. Onu Er- genekon adlı bir terör örgütüne dü- şünce önderliği yapmakla suçlu- yorlar. Bu kararı verenlerin karan- lık niyetlerinin yanı sıra onların ki- şiliklerini ve ruh hallerini düşünü- yorum. İddianamede yer alan akıl almaz vurgular arasında cep tele- fonu kullanmayışının bir yorumu var ki açıkça psikopatolojiyi çağrıştı- racaktır. Her şeyin yanı sıra ku- rumların ve yetkiler yüklenmiş bi- reylerin ciddi ve etik içerikli ruh sağ- lığı sorununu yansıtıyor bu olay. Bu vahim olayın ardından hastalık halleri birbirini izliyor. Aylar süren, yatağa mahkûm eden, kalpten beyine sıçrayan ve felce yol açan dolaşım sorunları. Birbirini izleyen komplikasyonlar... Sükûnet içinde yatan, sızlanmayan, şikâyet et- meyen bir olgun, alçakgönüllü in- san. Pırıl pırıl bir beyin sahibi o, ge- lecek günlerin neler getireceğini çok iyi biliyor. “Miadımız doldu” di- yor sık sık. “Eve gidelim” diyor. Ga- zeteyi düşünüyor her şeyden çok. İlhan Selçuk’tan sonraki Cumhu- riyet gazetesini. Görüşmeler yapı- yor, sonuçtan memnun. Gazete- den ziyarete gelenlere “İyi geçinin, dayanışma içinde olun” diyor. Onun vasiyeti bu. Dayanışma için- de gazeteyi onun çizgisinde ileri- ye taşımak. Cumhuriyetin aydın- lanmacı, bilime, emeğe, bağım- sızlığa öncelik veren niteliklerini sa- vunmak... Hastalık tüm çabalara karşın ilerliyor, artık yoğun bakım ihtiyacı beliriyor. Solunum yeter- sizliği, beslenme zorlukları beliriyor. O günlerde yoğun bakımın bir ge- celiğinin 5 bin lira olduğunu öğre- niyorum ve de bugünün ünlü he- kimleri bazı öğrencilerimizin 400- 500 lira vizite ücreti aldıklarını... Hey gözünü sevdiğim serbest piyasa ekonomisi, insanları nerelere sü- rüklüyor!.. Kız kardeşi Ülfet Ertel soylu bir insan, inanılmaz bir da- yanıklılıkla ve sabırla Amerikan Hastanesi’nde her gün yanı ba- şında... Uzayıp giden günler, de- ğişen mevsimler... İlhan Selçuk hâlâ yatakta. Onu ziyaret ederken geçmiş uzun yıllar canlanıyor ka- famda. Birlikte yaptığımız geziler. O gezi organizasyonlarına Naim Kılıç’la birlikte öncülük eden Han- dan Selçuk... İlhan’ın yanında, ardında, izinde gerçek bir yaşam ve dava arkadaşı... Yeniköy’de Nadir Nadi’nin yalısında ve El- madağ’daki apartmanda buluş- malar. Önce Tarabya’da, sonra Armada’da Türkiye’nin yüz akı in- sanlarıyla birlikte yenen yemekler... Nadir Bey’i ve Berin Hanım’ı yiti- riyoruz. Daha sonra o canlı o dip- diri kadının, Handan Selçuk’un uzun süren hastalığı ve ölümü... Cağaloğlu’nda, daha sonra Şişli’de geçen günler, 7 Mayıs kutlamaları ve ödül törenleri... Üst kattaki İlhan Selçuk’un odasında önemli misa- firlerle sohbetler, tartışmalar, ora- sı bir akademi gibi... Cumhuriyet gazetesini bir okul gibi düşünmü- şümdür. Hatta bir üniversite. İlhan Selçuk, Nadir Nadi’den sonra o okulun başöğretmenidir. Ondan, gazetenin koridorlarında ve her odasında ne çok şey öğrenilir... Başöğretmen bu defa başka bir gündönümünde, 21 Haziran’da sonsuzluğa göçtü, erenler diya- rında toprağa teslim ettik onu. Ama penceresi açık duracak, va- siyeti tutulacak, gazete onun çiz- gisini sürdürecektir. Bundan kuş- ku duymuyorum. İlhan Selçuk, Anılar ve Sağlık Sigara ve alkol kullanõmõnõn vaka sayõsõnõ arttõrdõğõ gõrtlak kanserine zamanõnda müdahale edilmesi çok önemli Erken teşhis hayat kurtarıyor [email protected] T ürkiye İstatistik Kuru- mu’nun (TÜİK) rakam- larõna göre, 2009 yõlõnda Çin’den yõllõk toplam ithalatõmõz 12 milyar 662 milyon 636 bin 977 TL’yi buluyor. Türkiye yine aynõ yõl Çin’den, pazarõn yüzde 25’ini oluşturan, 800 milyon dolarlõk tõbbi malzeme ithal ederken 300 milyon dolarlõk oyuncak ithalatõ pazarõn yüzde 70’ini kaplõyor. Ancak Çin başta olmak üzere Uzakdoğu’dan gelen ürünlerin kalitesizliği, dayanõksõzlõğõ ve uy- gun şartlarda üretilmemiş olmasõ insanlarõn yaşamõnõ tehlikeye at- maya devam ediyor. Özellikle tõbbi malzemelerin dayanõksõzlõğõ ölümlere yol açar- ken malzemenin steril olmamasõ nedeniyle enfeksiyonlarõn oluş- masõ, makinelerin hekimi yanõl- tacak yanlõş değerler göstermesi, ameliyat ipliklerinin çabuk kop- masõ nedeniyle iyileşmenin tam sağlanamamasõ ve gerektiğinden fazla iplik kullanõlmasõ, bu nedenle daha pahalõya gelmesi, teşhis ve te- davide hekimleri yanõltacak de- ğerlerin görülmesi karşõlaşõlan so- runlardan birkaçõ. Türk Cerrahi Derneği Başkanõ Prof. Dr. Cem Terzi, hekimlerin bu konuda genel bir memnuni- yetsizliğinin olduğunu belirterek “Çin’den gelen ürünlerde ön- ceden CE belgesi yoktu. Şimdi bunların CE belgesi var ama bu belge, Avrupa Birliği standar- dını gösteren CE değil. Kalite başka sektörlerde ihmal edile- bilir ama sağlıkta kullandığınız zaman bu malzemeler ciddi so- run oluşturuyor” dedi. Gazi Üniversitesi Kadõn Do- ğumu Anabilim Dalõ Öğretim Üyesi Jinekolojik Onkoloji Bölüm Başkanõ Prof. Dr. Haldun Gü- ner de Çin’den ithal edilen tõbbi malzemelere ilişkin “hepsi kalitesiz” ifa- desini kullandõ. Refik Saydam Hõfzõsõhha Merke- zi Başkanõ Doç. Dr. Mustafa Er- tek de İlaç Ecza- cõlõk Genel Mü- dürlüğü’ne ürün- lerle ilgili yapõlan şikâyetlerde ve ürünün ruhsat al- masõ aşamasõnda, incelemeleri kendi- lerinin yaptõğõnõ be- lirterek ameliyat iplik- leri ve enjektörler konu- sunda çok şikâyet aldõkla- rõnõ söyledi. Tür- kiye’nin ilk ve tek stent üreticisi olan Alvimedica’nõn üst düzey yöneticisi Cem Bozkurt, konuyu araştõr- makiçinçokkezÇin’egittiğini belirterek şunlarõ söyledi: “Tıbbi mal- zemeleri üret- me ortamı olan clean ro- om (temiz oda)sterilizas- yon şartlarına uymuyorlar. Biz clean room’ların içindeki ha- vayı dakikada 23 kez değiş- tiriyoruz. Bizim toz girme- sin diye uğraştığımız odanınÇin’dekiben- zerinde kedi gezi- yordu. Hacettepe’de önemli buluş ANKARA (AA) - Türk bilim insanla- rõ, Türkiye’de yaygõn görülen fenilketonüri (FKÜ) hastalõğõnda erken tanõ ve daha etkin bir tedavi seçeneği sağlayabilecek, Türk toplumuna özgü mutasyonlarõ tarayacak özel bir KİT geliştirdi. Dünyada fenilketo- nüri için bugüne kadar geliştirilen “tek ge- netik tanõ testi” olma özelliği bulunan KİT sayesinde, hastalarõn diyet tedavileri daha iyi düzenlenecek, taşõyõcõ bireyler belirlene- bilecek, mutasyonu önceden belirlenen taşõ- yõcõ çiftlere, doğum öncesi tanõ hizmeti ile sağlõklõ çocuk sahibi olma imkânõ sağlana- cak ve FKÜ insidansõ düşürülebilecek. Türk bilim insanının başarısı BURSA (AA) - İsviçre Alerji ve Astõm Araştõrma Enstitüsü (SIAF) Direktörlüğü görevini yürüten Prof. Dr. Cezmi Akdiş, alanõnda dünyanõn en büyük organizasyonu olan Avrupa Alerji Klinik Immünoloji Aka- demisi (EAACI) Başkanlõğõ’na seçildi. Başkanlõk seçiminin EAACI Yönetim Kuru- lu tarafõndan yapõldõğõnõ ifade eden Akdiş, “Rakibim, politik olarak çok kuvvetliydi an- cak bilimsel olarak zayõftõ. 19’a karşõ 1 oyla başkanlõğa seçildik. Bu, çok iyi bir sonuç. Bu kadar beklemiyordum” dedi. Konuşma bozukluğuna dikkat İstanbul Haber Servisi - Konuşma bozukluklarõ çok küçük yaşlarda ortaya çõ- kabiliyor. Çocukken tedavi edilmeyen bu sorun ileriki yaşlarda kişinin iletişimini ve kendini ifade etme özgürlüğünü de elinden alõyor. Reem Nöroloji Merkezi Kurucusu Dr. Mehmet Yavuz “Altõ aylõk dönemde bir çocuk hecelemeye 9. ayda da ritmik sesler çõkarmaya başlar. Normal gelişim gösteren çocuklar 2 yaşõnda konuşmaya başlar. Çocuk anlamlõ cümleler kuramõyor, iki yaşõnda en az 3 kelimeyi arka arkaya sõralamõyorsa çocukta konuşma bozukluk- larõ başlamõş olabilir” dedi. AİFD yeni başkanını seçti İstanbul Haber Servisi - Araştõrmacõ İlaç Firmalarõ Derneği’nin (AİFD) yeni baş- kanõ Melih Memecan oldu. AİFD’nin geçen günlerde yapõlan 8. Olağan Genel Kurulu sonrasõnda yeni yönetim kurulunu Melih Memecan, Muhittin Bilgütay, Elçin Ergün, Güldem Berkman, Yiğit Gürçay, Oliver Gu- illaume, Dr. Emin Fadõllõoğlu, Chris Stijnen ve Hervé Dussart oluşturdu. Yeni başkan Memecan “Ülkemizde küresel rekabet gücü daha da yüksek bir ilaç endüstrisi için çalõş- maya devam edeceğiz” dedi. Şeyhin cenazesinde izdiham SAKARYA (Cumhuriyet) - Adõ ‘Er- genekon İddianamesi’ ile ‘Balyoz Operas- yonu’nda geçen ve Bursa’da tedavi gördü- ğü özel hastanede ölen ‘Hakikatçõlar’ tari- katõ şeyhi Ömer Öngüt, dün Adapazarõ’nda- ki dergâhõnda öğle namazõ sonrasõ kõlõnan cenaze namazõnõn ardõndan toprağa verildi. Cenaze sõrasõnda bazõ müritler tabuta do- kunmak için büyük çaba harcadõ. Vakõfta görevli Osman Şafak, 83 yaşõnda ölen Ömer Öngüt’ün ölüme hazõrlõk yaptõğõnõ, türbesini önceden hazõrlattõğõnõ ve onun ‘evliya’ olduğunu öne sürdü. İntihara karşı çivili önlem RİZE (Cumhuriyet) - Rize Belediye- si, şehir merkezindeki üstgeçitlerde artan in- tihar girişimlerinin önüne geçebilmek için üstgeçit taşõyõcõ denge demirlerine çivi taktõ. Belediye Başkanõ Halil Bakõrcõ, “Çoğunluğu madde bağõmlõsõ olan gençler, tehlike oluş- turacak şekilde üstgeçide çõkõyor. Birçok kez intihar girişimine şahit olduk” dedi. Beyaz Şapkalar projesi İstanbul Haber Servisi - Toplum Gö- nüllüleri tarafõndan 2006 yõlõndan beri yü- rütülen Beyaz Şapkalar projesine Janssen Cilag’õn verdiği destekle, 2009-2010 döne- mi eğitimleri tamamlandõ. Eğitimlerin ar- dõndan gerçekleştirilen barõş şenliklerinin altõncõsõ Hakkâri’de düzenlendi. Şehit Sela- hattin İlköğretim Okulu’nda düzenlenen şenlikte öğrenciler, veliler, Janssen Cilag ve TOG yöneticileri ile TOG gönüllüsü üniversite öğrencileri bir araya geldi. Eczacıbaşı’ndan köpük sabun İstanbul Haber Servisi - Eczacõbaşõ Girişim Pazarlama, aynõ miktarda sõvõ sa- buna göre iki kat daha fazla el yõkama ve su tasarrufu imkânõ sağlayan Selin Sõvõ Sabun’u çõkardõ. Eczacõbaşõ Girişim Pa- zarlama Direktörü Gelincik Onan, yaptõğõ açõklamada sabunun turunç esanslõ “anti- bakteriyel” ve orkide esanslõ “yumuşacõk eller” olmak üzere 2 farklõ çeşidinin oldu- ğunu belirterek “Selin köpük sabun, hazõr köpük formu ile çocuklara kolay ve eğlen- celi bir kullanõm sunuyor” dedi. Çinmalõtehdididevamediyor Temiz odada kedi gördük! Temiz odada kedi gördük! İstanbul Haber Servisi - Yaşlõlõkta, hastalõkta ve en- gellilerin bakõmõnda önemli bir yeri olan Evde Bakõm Hizmetleri’nin ülkemizde is- tenilen düzeyde gelişmediği görülüyor. Evde bakõm hiz- metinin sosyal güvence sis- teminde geri ödeme kapsa- mõnda yer almamasõ ve özel sağlõk sigortalarõnõn kapsa- mõnõn yeterli olmamasõ ne- deniyle, hizmetin ödeme yü- künün ailelerin sõrtõna bin- mesi sõkõntõlarõ arttõrõyor. Uzmanlar, kamuda ve özel- de verilen evde bakõm hiz- metinin Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) geri ödeme sistemine alõnmasõ gerektiğini söylüyorlar. Evde Bakõm Derneği Ge- nel Sekreteri ve Life Evde Bakõm Genel Müdürü Meh- met Onarcan evde bakõm hizmetlerinin sunumu için Sağlõk Bakanlõğõ’ndan ruh- sat alõnmasõ gerektiğini, bu ruhsatõ alan merkezlerin sa- yõsõnõn 20’ye yakõn olduğu- nu ve 4-5 büyük kentle sõ- nõrlõ kaldõğõnõ söyledi. Onar- can, “Yapılan yasal düzen- lemelere karşın özel evde bakım hizmetlerinin yüz- de 90’dan daha fazla bir oranda ruhsatsız, kayıt dı- şı ya da kaçak personel çalıştıran kişiler, organi- zasyonlarca verildiğini ifade etmek yanlış olma- yacaktır” dedi. Evdebakımhizmetinde çokgerilerdeyiz Mustafa Ertek. Op. Dr. Sedat Karaosmanoğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle