Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SİBEL BAHÇETEPE
G
õrtlak kanserlerinin, diğer
kanser türleri gibi nasõl
oluştuğu kesin olarak bi-
linmemekle birlikte, özellikle sigara
ve alkol kullanõmõ ile birlikte görül-
me sõklõğõnõn arttõğõ belirtildi. Uz-
manlar, genellikle 50-60 yaş arasõn-
da görülen gõrtlak kanserinin son
yõllarda kadõnlar arasõnda da arttõğõ-
nõ ve görülme yaşõnõn 25’lere dek
indiğini anõmsatarak “Erken döne-
minde teşhis edildiği takdirde te-
davi şansı yüksek, ancak geç ka-
lınmış dönemde gırtlağın tamamı
çıkarılmak zorunda kalınabilir.
Gırtlak kanseri tedavisinde lazer
ameliyatlarının da önemli yeri
vardır” dediler.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa
Tõp Fakültesi Kulak Burun Boğaz
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Harun Cansız, gõrtlak kanserinin
ses tellerinde, ses tellerinin üstünde
ya da altõnda görülebileceğini belir-
terek iyileşmeyen ses kõsõklõğõ, yut-
kunma güçlüğü, boğazda takõlma,
ağrõ gibi belirtilerinin olduğunu
söyledi. Gõrtlak kanserine çevresel
ve genetik faktörler ile birtakõm
kimyasal maddeler, hava kirliliği
gibi etmenlerin neden olabileceğini
anõmsatan Cansõz, kanserin ses tel-
lerinde çõkmasõ durumunda belirti-
lerin daha çok kendini gösterdiğini,
bu nedenle teşhisinin kolay olduğu-
nu, diğer bölgelerde ortaya çõkmasõ
durumunda genellikle teşhis de geç
kalõndõğõnõ anlattõ.
Lazer tercih ediliyor
Kanserin teşhisinde genellikle en-
doskopik yöntemlerin kullanõldõğõnõ
vurgulayan Cansõz, kanserli doku-
nun çõkarõlmasõnda son yõllarda la-
zerin tercih edildiğini dile getirdi.
Prof. Cansõz, lazer tedavisinin
1980’li yõllarõn sonunda yaygõnlaş-
tõğõnõ, ilk kullanõma girdiğinde gõrt-
lağõn çok küçük lezyonlarõnda, yeni
başlamõş, ses telinden çõkmõş sõnõrlõ
küçük lezyonlarda kullanõldõğõnõ
ifade ederek günümüzde ise ileri
vakalarda da kullanõldõğõnõ anlattõ.
Cansõz, lazerin açõk cerrahiye göre
daha avantajlõ olduğunun altõnõ çi-
zerek özetle şunlarõ söyledi:
“Lazer ile yapılan ameliyatlar-
da komplikasyon riski düşük,
ameliyatlar kansız olurken hasta-
da da daha az ağrı görülüyor. La-
zer ile yapılan ameliyatın süresi
daha kısa, kanserin büyüklüğüne
göre süre 15 dakika ile 1 saate ka-
dar çıkabiliyor. Daha ileri vaka-
larda bu süre biraz daha uzayabi-
liyor. Açık cerrahide bu süre 1.5
saat ile kanserin büyüklüğüne gö-
re daha da uzayabiliyor. Açık
cerrahi ameliyatlarında ayrıca
hastanın boğazında bir delik kal-
mış oluyor, solunumu oradan sağ-
lanıyor. Hasta birkaç gün beslen-
me sondasından besleniyor, en az
bir hafta hastanede yatmak zo-
runda kalıyor. Lazerde yapılan
tedavide ise hastayı bir gece has-
tanede yatırıyoruz, boğazında de-
lik açmıyoruz, burnuna beslenme
sondası takmıyoruz, bir gün son-
ra da taburcu olup normal haya-
tına dönüyor. Lazer ile ameliyatta
hastanın ağzından endoskopiler
ile giriliyor, mikroskop altında
kanserli parça rahatlıkla görülü-
yor ve ameliyatı kolaylıkla yapılı-
yor. Lazer ameliyatı gırtlağın tü-
münü almak gereken vakalar dı-
şında tüm gırtlak kanserlerinde
kullanılıyor.”
CMYB
C M Y B
30 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
SAĞLIK 9
Rahim ağzõ kanserine yol açan Human Papilloma virüsünün görülme sõklõğõ büyük bir hõzla artõyor
Türkiye’de HPV patlamasõŞULE KÖKTÜRK
K
adõnda rahim ağzõ kanseri-
ne yol açan Human Papil-
loma virüsün (HPV) gö-
rülme sõklõğõ 15 yõl önce yüzde 1 bi-
le değilken, genç erişkin nüfusta
sõklõk yüzde 25’e kadar çõktõ. Uz-
manlar, hastalõğõn Türkiye’de daha
özgür bir cinsel yaşamõn yerleşmesi
nedeniyle yayõldõğõnõ belirterek has-
talõktan korunmak için HPV aşõsõnõn
yapõlmasõnõ ve korunmasõz ilişkiye gi-
rilmemesini öneriyorlar.
Kadõn Hastalõklarõ ve Doğum Uz-
manõ Op. Dr. Sedat Karaosmanoğ-
lu, “Türkiye’de 15 yıl önce HPV gö-
rülme oranı yüzde 1 bile değildi” di-
yerek özellikle genç erişkin grupta bu
orandaki artõşa dikkat çekti. HPV’nin,
kadõnda vulva, vajina ve rahim ağzõnda
uzun dönemde siğil şeklinde lezyon-
lara, daha sonra ise bu bölgelerde kan-
sere yol açtõğõnõ vurgulayan Karaos-
manoğlu, hastalõğõn cinsel yolla bu-
laştõğõna işaret etti.
Düzenli muayene
Daha özgür cinsel yaşam, yurtdõşõ
turist giriş ve çõkõşõnõn artõşõnõn has-
talõğõn yayõlmasõnda etken olduğuna
işaret eden Karaosmanoğlu, virüsün
ağrõlõ ya da yangõlõ bir hastalõğa yol aç-
mamasõ nedeniyle ancak siğiller çõk-
tõktan sonra kişi tarafõndan fark edil-
diğinin altõnõ çizdi.
Düzenli jinekolojik muayene ve
yõlda bir yaptõrõlacak smear testi ile vi-
rüsün erken dönemde tespit edilebi-
leceğini vurgulayan Karaosmanoğlu,
erken tespit durumunda siğiller çõk-
mamõşsa, rahim ağzõnõn yakõlmasõ,
dondurulmasõ ya da LEEP operasyo-
nu ile tedavi edildiğini anlattõ.
Karaosmanoğlu, “Bunlar da kesin
çözüm olmayabilir. Hayat boyu ta-
kip gerekir. HPV enfeksiyonu almış
olan kişi hep bulaştırabilir, vücut di-
rencinin düştüğü gebelikte, aşırı
uykusuzluk zamanlarında, diyabet
gibi hastalıklarda, çok sigara tü-
ketiminin olduğu, uyuşturucu kul-
lanıldığı durumlarda kişinin yeni-
den karşısına çıkabilir” dedi. Dr.
Sedat Karaosmanoğlu, özetle şunla-
rõ kaydetti:
“Prezervatif ile korunmak ve
riskli grubun aşılanması en etkili
yöntemler. 4 doz aşının fiyatı yak-
laşık 750 dolar civarında. İlaç fir-
maları 13 yaşından itibaren herke-
se uygulanabileceğini belirtiyor.
Ancak, Türkiye’de, cinselliğin daha
geç yaşlarda başladığı düşünülürse,
18-19 yaşlarında aşı yapılması uy-
gundur. Aşıyı ne devlet destekliyor
ne özel sektör. Özel sigortalar, Ba-
tı’da da cinsel yolla bulaşan hasta-
lıklarda kişilerin giderlerini karşı-
lamıyor. Devlet üzerinde de çok
büyük yük olur ancak devlet bunu
desteklemeli. Çünkü rahim ağzı
kanseri çok önemli bir sağlık soru-
nu. Eğer aşılar yapılırsa, çok sayı-
da kişinin rahim ağzı kanserinden
ölmesi engellenir.”
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
Bir gündönümünde, gece ve
günün eşitlendiği bir tarihte, 21
Mart 2008’de sabahın 4’ünde bir
ev baskına uğruyor. Orada tüm ya-
şamı boyunca daha güzel bir dün-
ya, daha güzel, daha adil bir Tür-
kiye yaratabilmek için uğraş veren
bir insan yaşamaktadır. Onu Er-
genekon adlı bir terör örgütüne dü-
şünce önderliği yapmakla suçlu-
yorlar. Bu kararı verenlerin karan-
lık niyetlerinin yanı sıra onların ki-
şiliklerini ve ruh hallerini düşünü-
yorum. İddianamede yer alan akıl
almaz vurgular arasında cep tele-
fonu kullanmayışının bir yorumu var
ki açıkça psikopatolojiyi çağrıştı-
racaktır. Her şeyin yanı sıra ku-
rumların ve yetkiler yüklenmiş bi-
reylerin ciddi ve etik içerikli ruh sağ-
lığı sorununu yansıtıyor bu olay. Bu
vahim olayın ardından hastalık
halleri birbirini izliyor. Aylar süren,
yatağa mahkûm eden, kalpten
beyine sıçrayan ve felce yol açan
dolaşım sorunları. Birbirini izleyen
komplikasyonlar... Sükûnet içinde
yatan, sızlanmayan, şikâyet et-
meyen bir olgun, alçakgönüllü in-
san. Pırıl pırıl bir beyin sahibi o, ge-
lecek günlerin neler getireceğini
çok iyi biliyor. “Miadımız doldu” di-
yor sık sık. “Eve gidelim” diyor. Ga-
zeteyi düşünüyor her şeyden çok.
İlhan Selçuk’tan sonraki Cumhu-
riyet gazetesini. Görüşmeler yapı-
yor, sonuçtan memnun. Gazete-
den ziyarete gelenlere “İyi geçinin,
dayanışma içinde olun” diyor.
Onun vasiyeti bu. Dayanışma için-
de gazeteyi onun çizgisinde ileri-
ye taşımak. Cumhuriyetin aydın-
lanmacı, bilime, emeğe, bağım-
sızlığa öncelik veren niteliklerini sa-
vunmak... Hastalık tüm çabalara
karşın ilerliyor, artık yoğun bakım
ihtiyacı beliriyor. Solunum yeter-
sizliği, beslenme zorlukları beliriyor.
O günlerde yoğun bakımın bir ge-
celiğinin 5 bin lira olduğunu öğre-
niyorum ve de bugünün ünlü he-
kimleri bazı öğrencilerimizin 400-
500 lira vizite ücreti aldıklarını... Hey
gözünü sevdiğim serbest piyasa
ekonomisi, insanları nerelere sü-
rüklüyor!.. Kız kardeşi Ülfet Ertel
soylu bir insan, inanılmaz bir da-
yanıklılıkla ve sabırla Amerikan
Hastanesi’nde her gün yanı ba-
şında... Uzayıp giden günler, de-
ğişen mevsimler... İlhan Selçuk
hâlâ yatakta. Onu ziyaret ederken
geçmiş uzun yıllar canlanıyor ka-
famda. Birlikte yaptığımız geziler.
O gezi organizasyonlarına Naim
Kılıç’la birlikte öncülük eden Han-
dan Selçuk... İlhan’ın yanında,
ardında, izinde gerçek bir yaşam
ve dava arkadaşı... Yeniköy’de
Nadir Nadi’nin yalısında ve El-
madağ’daki apartmanda buluş-
malar. Önce Tarabya’da, sonra
Armada’da Türkiye’nin yüz akı in-
sanlarıyla birlikte yenen yemekler...
Nadir Bey’i ve Berin Hanım’ı yiti-
riyoruz. Daha sonra o canlı o dip-
diri kadının, Handan Selçuk’un
uzun süren hastalığı ve ölümü...
Cağaloğlu’nda, daha sonra Şişli’de
geçen günler, 7 Mayıs kutlamaları
ve ödül törenleri... Üst kattaki İlhan
Selçuk’un odasında önemli misa-
firlerle sohbetler, tartışmalar, ora-
sı bir akademi gibi... Cumhuriyet
gazetesini bir okul gibi düşünmü-
şümdür. Hatta bir üniversite. İlhan
Selçuk, Nadir Nadi’den sonra o
okulun başöğretmenidir. Ondan,
gazetenin koridorlarında ve her
odasında ne çok şey öğrenilir...
Başöğretmen bu defa başka bir
gündönümünde, 21 Haziran’da
sonsuzluğa göçtü, erenler diya-
rında toprağa teslim ettik onu.
Ama penceresi açık duracak, va-
siyeti tutulacak, gazete onun çiz-
gisini sürdürecektir. Bundan kuş-
ku duymuyorum.
İlhan Selçuk, Anılar ve Sağlık
Sigara ve alkol kullanõmõnõn vaka sayõsõnõ arttõrdõğõ gõrtlak kanserine zamanõnda müdahale edilmesi çok önemli
Erken teşhis hayat kurtarıyor
coskunoz@superonline.com
T
ürkiye İstatistik Kuru-
mu’nun (TÜİK) rakam-
larõna göre, 2009 yõlõnda
Çin’den yõllõk toplam ithalatõmõz
12 milyar 662 milyon 636 bin 977
TL’yi buluyor. Türkiye yine aynõ
yõl Çin’den, pazarõn yüzde 25’ini
oluşturan, 800 milyon dolarlõk
tõbbi malzeme ithal ederken 300
milyon dolarlõk oyuncak ithalatõ
pazarõn yüzde 70’ini kaplõyor.
Ancak Çin başta olmak üzere
Uzakdoğu’dan gelen ürünlerin
kalitesizliği, dayanõksõzlõğõ ve uy-
gun şartlarda üretilmemiş olmasõ
insanlarõn yaşamõnõ tehlikeye at-
maya devam ediyor.
Özellikle tõbbi malzemelerin
dayanõksõzlõğõ ölümlere yol açar-
ken malzemenin steril olmamasõ
nedeniyle enfeksiyonlarõn oluş-
masõ, makinelerin hekimi yanõl-
tacak yanlõş değerler göstermesi,
ameliyat ipliklerinin çabuk kop-
masõ nedeniyle iyileşmenin tam
sağlanamamasõ ve gerektiğinden
fazla iplik kullanõlmasõ, bu nedenle
daha pahalõya gelmesi, teşhis ve te-
davide hekimleri yanõltacak de-
ğerlerin görülmesi karşõlaşõlan so-
runlardan birkaçõ.
Türk Cerrahi Derneği Başkanõ
Prof. Dr. Cem Terzi, hekimlerin
bu konuda genel bir memnuni-
yetsizliğinin olduğunu belirterek
“Çin’den gelen ürünlerde ön-
ceden CE belgesi yoktu. Şimdi
bunların CE belgesi var ama bu
belge, Avrupa Birliği standar-
dını gösteren CE değil. Kalite
başka sektörlerde ihmal edile-
bilir ama sağlıkta kullandığınız
zaman bu malzemeler ciddi so-
run oluşturuyor” dedi.
Gazi Üniversitesi Kadõn Do-
ğumu Anabilim Dalõ Öğretim
Üyesi Jinekolojik Onkoloji Bölüm
Başkanõ Prof. Dr. Haldun Gü-
ner de Çin’den ithal edilen
tõbbi malzemelere ilişkin
“hepsi kalitesiz” ifa-
desini kullandõ.
Refik Saydam
Hõfzõsõhha Merke-
zi Başkanõ Doç.
Dr. Mustafa Er-
tek de İlaç Ecza-
cõlõk Genel Mü-
dürlüğü’ne ürün-
lerle ilgili yapõlan
şikâyetlerde ve
ürünün ruhsat al-
masõ aşamasõnda,
incelemeleri kendi-
lerinin yaptõğõnõ be-
lirterek ameliyat iplik-
leri ve enjektörler konu-
sunda çok şikâyet aldõkla-
rõnõ söyledi.
Tür-
kiye’nin ilk ve
tek stent üreticisi
olan Alvimedica’nõn
üst düzey yöneticisi Cem
Bozkurt, konuyu araştõr-
makiçinçokkezÇin’egittiğini
belirterek şunlarõ söyledi:
“Tıbbi mal-
zemeleri üret-
me ortamı
olan clean ro-
om (temiz
oda)sterilizas-
yon şartlarına uymuyorlar. Biz
clean room’ların içindeki ha-
vayı dakikada 23 kez değiş-
tiriyoruz. Bizim toz girme-
sin diye uğraştığımız
odanınÇin’dekiben-
zerinde kedi gezi-
yordu.
Hacettepe’de önemli buluş
ANKARA (AA) - Türk bilim insanla-
rõ, Türkiye’de yaygõn görülen fenilketonüri
(FKÜ) hastalõğõnda erken tanõ ve daha etkin
bir tedavi seçeneği sağlayabilecek, Türk
toplumuna özgü mutasyonlarõ tarayacak
özel bir KİT geliştirdi. Dünyada fenilketo-
nüri için bugüne kadar geliştirilen “tek ge-
netik tanõ testi” olma özelliği bulunan KİT
sayesinde, hastalarõn diyet tedavileri daha
iyi düzenlenecek, taşõyõcõ bireyler belirlene-
bilecek, mutasyonu önceden belirlenen taşõ-
yõcõ çiftlere, doğum öncesi tanõ hizmeti ile
sağlõklõ çocuk sahibi olma imkânõ sağlana-
cak ve FKÜ insidansõ düşürülebilecek.
Türk bilim insanının başarısı
BURSA (AA) - İsviçre Alerji ve Astõm
Araştõrma Enstitüsü (SIAF) Direktörlüğü
görevini yürüten Prof. Dr. Cezmi Akdiş,
alanõnda dünyanõn en büyük organizasyonu
olan Avrupa Alerji Klinik Immünoloji Aka-
demisi (EAACI) Başkanlõğõ’na seçildi.
Başkanlõk seçiminin EAACI Yönetim Kuru-
lu tarafõndan yapõldõğõnõ ifade eden Akdiş,
“Rakibim, politik olarak çok kuvvetliydi an-
cak bilimsel olarak zayõftõ. 19’a karşõ 1 oyla
başkanlõğa seçildik. Bu, çok iyi bir sonuç.
Bu kadar beklemiyordum” dedi.
Konuşma bozukluğuna dikkat
İstanbul Haber Servisi - Konuşma
bozukluklarõ çok küçük yaşlarda ortaya çõ-
kabiliyor. Çocukken tedavi edilmeyen bu
sorun ileriki yaşlarda kişinin iletişimini ve
kendini ifade etme özgürlüğünü de elinden
alõyor. Reem Nöroloji Merkezi Kurucusu
Dr. Mehmet Yavuz “Altõ aylõk dönemde
bir çocuk hecelemeye 9. ayda da ritmik
sesler çõkarmaya başlar. Normal gelişim
gösteren çocuklar 2 yaşõnda konuşmaya
başlar. Çocuk anlamlõ cümleler kuramõyor,
iki yaşõnda en az 3 kelimeyi arka arkaya
sõralamõyorsa çocukta konuşma bozukluk-
larõ başlamõş olabilir” dedi.
AİFD yeni başkanını seçti
İstanbul Haber Servisi - Araştõrmacõ
İlaç Firmalarõ Derneği’nin (AİFD) yeni baş-
kanõ Melih Memecan oldu. AİFD’nin geçen
günlerde yapõlan 8. Olağan Genel Kurulu
sonrasõnda yeni yönetim kurulunu Melih
Memecan, Muhittin Bilgütay, Elçin Ergün,
Güldem Berkman, Yiğit Gürçay, Oliver Gu-
illaume, Dr. Emin Fadõllõoğlu, Chris Stijnen
ve Hervé Dussart oluşturdu. Yeni başkan
Memecan “Ülkemizde küresel rekabet gücü
daha da yüksek bir ilaç endüstrisi için çalõş-
maya devam edeceğiz” dedi.
Şeyhin cenazesinde izdiham
SAKARYA (Cumhuriyet) - Adõ ‘Er-
genekon İddianamesi’ ile ‘Balyoz Operas-
yonu’nda geçen ve Bursa’da tedavi gördü-
ğü özel hastanede ölen ‘Hakikatçõlar’ tari-
katõ şeyhi Ömer Öngüt, dün Adapazarõ’nda-
ki dergâhõnda öğle namazõ sonrasõ kõlõnan
cenaze namazõnõn ardõndan toprağa verildi.
Cenaze sõrasõnda bazõ müritler tabuta do-
kunmak için büyük çaba harcadõ. Vakõfta
görevli Osman Şafak, 83 yaşõnda ölen
Ömer Öngüt’ün ölüme hazõrlõk yaptõğõnõ,
türbesini önceden hazõrlattõğõnõ ve onun
‘evliya’ olduğunu öne sürdü.
İntihara karşı çivili önlem
RİZE (Cumhuriyet) - Rize Belediye-
si, şehir merkezindeki üstgeçitlerde artan in-
tihar girişimlerinin önüne geçebilmek için
üstgeçit taşõyõcõ denge demirlerine çivi taktõ.
Belediye Başkanõ Halil Bakõrcõ, “Çoğunluğu
madde bağõmlõsõ olan gençler, tehlike oluş-
turacak şekilde üstgeçide çõkõyor. Birçok
kez intihar girişimine şahit olduk” dedi.
Beyaz Şapkalar projesi
İstanbul Haber Servisi - Toplum Gö-
nüllüleri tarafõndan 2006 yõlõndan beri yü-
rütülen Beyaz Şapkalar projesine Janssen
Cilag’õn verdiği destekle, 2009-2010 döne-
mi eğitimleri tamamlandõ. Eğitimlerin ar-
dõndan gerçekleştirilen barõş şenliklerinin
altõncõsõ Hakkâri’de düzenlendi. Şehit Sela-
hattin İlköğretim Okulu’nda düzenlenen
şenlikte öğrenciler, veliler, Janssen Cilag
ve TOG yöneticileri ile TOG gönüllüsü
üniversite öğrencileri bir araya geldi.
Eczacıbaşı’ndan köpük sabun
İstanbul Haber Servisi - Eczacõbaşõ
Girişim Pazarlama, aynõ miktarda sõvõ sa-
buna göre iki kat daha fazla el yõkama ve
su tasarrufu imkânõ sağlayan Selin Sõvõ
Sabun’u çõkardõ. Eczacõbaşõ Girişim Pa-
zarlama Direktörü Gelincik Onan, yaptõğõ
açõklamada sabunun turunç esanslõ “anti-
bakteriyel” ve orkide esanslõ “yumuşacõk
eller” olmak üzere 2 farklõ çeşidinin oldu-
ğunu belirterek “Selin köpük sabun, hazõr
köpük formu ile çocuklara kolay ve eğlen-
celi bir kullanõm sunuyor” dedi.
Çinmalõtehdididevamediyor
Temiz
odada kedi
gördük!
Temiz
odada kedi
gördük!
İstanbul Haber Servisi -
Yaşlõlõkta, hastalõkta ve en-
gellilerin bakõmõnda önemli
bir yeri olan Evde Bakõm
Hizmetleri’nin ülkemizde is-
tenilen düzeyde gelişmediği
görülüyor. Evde bakõm hiz-
metinin sosyal güvence sis-
teminde geri ödeme kapsa-
mõnda yer almamasõ ve özel
sağlõk sigortalarõnõn kapsa-
mõnõn yeterli olmamasõ ne-
deniyle, hizmetin ödeme yü-
künün ailelerin sõrtõna bin-
mesi sõkõntõlarõ arttõrõyor.
Uzmanlar, kamuda ve özel-
de verilen evde bakõm hiz-
metinin Sosyal Güvenlik
Kurumu’nun (SGK) geri
ödeme sistemine alõnmasõ
gerektiğini söylüyorlar.
Evde Bakõm Derneği Ge-
nel Sekreteri ve Life Evde
Bakõm Genel Müdürü Meh-
met Onarcan evde bakõm
hizmetlerinin sunumu için
Sağlõk Bakanlõğõ’ndan ruh-
sat alõnmasõ gerektiğini, bu
ruhsatõ alan merkezlerin sa-
yõsõnõn 20’ye yakõn olduğu-
nu ve 4-5 büyük kentle sõ-
nõrlõ kaldõğõnõ söyledi. Onar-
can, “Yapılan yasal düzen-
lemelere karşın özel evde
bakım hizmetlerinin yüz-
de 90’dan daha fazla bir
oranda ruhsatsız, kayıt dı-
şı ya da kaçak personel
çalıştıran kişiler, organi-
zasyonlarca verildiğini
ifade etmek yanlış olma-
yacaktır” dedi.
Evdebakımhizmetinde
çokgerilerdeyiz
Mustafa
Ertek.
Op. Dr. Sedat Karaosmanoğlu