19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Gerçeği Görmek ve Değiştirmek Herkes gerçeği biliyor, ama üstünü örtmek ya da çarpıtmak için elinden geleni yapıyor. Gerçek; Kürt aşiret beylerinin, eşrafının, okumuş yazmış gençlerinin, ki bunlar terör örgütü PKK'nin ve siyaset sahnesindeki Kürt hareketlerinin omurgasını, ana gücünü temsil ederler, gerçek düşünceleri, önce özerklik, sonra “Büyük Kürdistan”ın parçası olmaktır. Bu talebe kızmak anlamsızdır. Kızmak yerine saptamak gerekir. Kürt aydınlarının bu fikri ve eylemi, başından beri takip ettiklerini gençlik yıllarımda tanıdığım Kürt gençlerinden biliyorum. Dillerini özgürce kullanmak isterler, günün birinde başına buyruk, bağımsız, özgür sosyalist bir Kürt devleti kurmayı hayal ederlerdi. TİP'in ya üyesi, ya yandaşıydılar. 12 Eylül cuntasının bu gençlere yanıtı çok sert oldu. Kuruluşu 1980 öncesinde gerçekleşen ve cinayetlerine, programında “ulusların kaderlerini tayin hakkı”na yer vermiş olan Komünist Partisi’nin üyelerini öldürerek başlayan PKK, bu sürecin Frankenstein’ıdır. Şimdi gelinen nokta, gazetelerin birinci sayfalarındadır. Gerçek budur. Ama sadece bu değildir. Türkiye'deki sorun, yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi bir ayrılma talebinin süreç içinde aşamalı olarak dile getirilmesini içeren ayrılıkçılıktır. Dikkat ederseniz suç demiyorum, sorun diyorum. Terör ise bu ayrılıkçı hareketin kendisini silahla, cinayetle, zorbalıkla, siyaseti, halkı yıldırarak ifade edilişidir. Burada artık kabul edilmesi, onaylanması, hoş görülmesi ya da literatüre sığdırılması mümkün olmayan, -kimi arkadaşlar buna “siyasi şiddet”, “sömürgeciliğe isyan” gibi adlar takıyorlar- başka bir sorundan söz ediyoruz. Bir gerçeğe daha dikkat etmek ve açıkça söylemek durumundayız. Parlamentoda temsil edilen, arada bir kapatılan Kürt siyaseti, PKK'den bağımsız hareket edebilme yeteneğine ve cesaretine sahip değildir. Bir başka ikiyüzlülüğü daha ortaya koyalım. Ne PKK, ne de parlamentodaki Kürt partisi Kürtleri temsil edebilir. Kürtlerin önemli bir kesimi öteki partilere oy veriyorlar. Siyasi partilerle temsil arasındaki ilişki de zaten her zaman, her ülkede ve her koşulda sorunludur. Buradan çıkan gerçek tüm Kürtlerin ayrılıkçı olduklarını söylemenin doğru olmadığıdır. Ama Kürt siyaseti ve PKK ayrılıkçıdır. Bu da gizli olmayan ama Türk liberallerinin ifade etmekten hoşlanmadıkları, tam tersine üstünü örtmeye çalıştıkları, “canım adamlar ayrılmak istemiyorlar, Türkiye bölünmez, bunlara bölücü demek haksızlıktır” gibi sözlerle dile getirdikleri ikiyüzlülüktür. Oysa Kürt siyasetçiler artık açıkça ifade ediyorlar ve bunun adı şimdilik “demokratik özerklik”tir. Özetle, terör ve teröre destek olarak karşımıza çıkan sorun Kürt sorunu değil ayrılıkçılıktır. Kürt siyasetçilerinin sorunu Kürtleri temsildeki yetersizlikleri, terör örgütüyle gizli olmayan ilişkileri ve adım adım açıkladıkları gizli gündemleridir. PKK'nin sorunu ise kendisidir. Çünkü terör, binlerce cana mal olduktan sonra siyasileşmek zor olduğu için, başarılı olma şansına sahip bir siyaset türü değildir. Peki, Türkiye Cumhuriyeti'nin sorunu nedir? Sorun, gerçeği kabul etmemek, şoven milliyetçilikte ayak diremektir. Çare, Kürtlerin dillerini konuşmasının, öğrenmesinin ve geliştirmesinin, iç içe geçmiş Anadolu kültürüne özgün katkılarının önünü açmak, siyasette yer almalarının önündeki engelleri kaldırmak, TRT Şeş gibi, ‘yaparsa devlet yapar’ anlayışından vazgeçmek, sahte açılımlarla Kürt oylarını paylaşma çabasından uzak durmak ve nihayet sorunu terör sorununa indirgeyerek topu askere havale etmekten vazgeçmektir. Türk devleti bu gerçeği görürse sorun çözülür, ayrılıkçılık ve terör sona erer mi? Geleceği görmek zordur, ama en azından ayrılıkçılığın daha gerçekçi konumlara çekileceğini, terörün marjinalleşeceğini umabilir, böyle bir umut için çaba gösterebiliriz. Bu başarılamazsa yeni bir gerçeğe gözlerimizi açacağız. Ayrılıkçılık ve onun özellikle Batılı, ağırlıklı olarak Avrupalı dış destekçileri bir kere daha zafer kazanmış ve Yugoslavya'da olduğu gibi kanlı bir yöntemle Türkiye'yi etnik temelde bölmüş olacaklardır. e-posta: [email protected] Kırgızistan’a gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Kõrgõzistan’da yeni anayasanõn 27 Haziran’da yapõlan referandumla kabul edilmesini memnuniyetle karşõladõ. Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan yapõlan açõklama, “Halkoylamasõnõn huzur ve sükûnet içerisinde, sağduyulu bir ortamda tamamlanmõş olmasõnõn demokrasi ve hukuk devleti yolunda atõlmõş önemli bir adõm teşkil ettiği şüphesizdir” denildi. Açõklamada, Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu’nun önümüzdeki günlerde Kõrgõzistan’õ ziyaret edeceği ve hem Türkiye’nin hem de AİGK/CICA Dönem Başkanlõğõ’nõn desteğini yinelemeyi öngördüğü belirtildi. Patlayıcıyı taşıyan zanlı tutuklandı Haber Merkezi - Malatya’da yolcu treninde 7 kilo 750 gram A-4 tipi plastik patlayõcõyla yakalanan zanlõ, jandarma komutanlõğõnda sorgulandõ. İfadesinde kandõrõldõğõnõ iddia eden zanlõ, “H.A. adlõ bir kişi onu bana cam macunu diye verdi. Diyarbakõr’dan Ankara’ya götürmemi söyledi” dedi. Sorgusu tamamlanan 23 yaşõndaki zanlõ adliyeye sevk edildi ve çõkarõldõğõ mahkemece tutuklandõ. BDP’li başkan cezaevinde SİİRT (AA) - Siirt Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafõndan terör örgütü PKK’ye yardõm ve yataklõk yaptõklarõ iddiasõyla gözaltõna alõnan ve BDP İlçe Başkanõ Abdurrahman Elçiçek’in de aralarõnda bulunduğu 9 kişi, sorgularõnõn ardõndan adliyeye sevk edildi. Zanlõlardan 3’ü savcõlõktaki ifadelerinin ardõndan serbest bõrakõlõrken 6 kişi ise tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Sanõklardan Elçiçek’in de aralarõnda bulunduğu 4 kişi tutuklanõrken 2 kişi tutuksuz yargõlanmak üzere serbest bõrakõldõ. Eski vekil Reşa vefat etti HATAY (AA) - Hatay’da vefat eden eski CHP Hatay Milletvekili Ömer Fevzi Reşa (86), Kõrõkhan ilçesinde toprağa verildi. Reşa, Kõrõkhan Merkez Ulu Cami’de öğle namazõnõ müteakip kõlõnan cenaze namazõnõn ardõndan asri mezarlõktaki aile mezarlõğõna defnedildi. Bodrum’da operasyon BODRUM (AA) - Muğla’nõn Bodrum ilçesinde, bir ihbarõ değerlendiren Sahil Güvenlik Komutanlõğõ ekipleri, Turgutreis beldesi Çatalada açõklarõnda operasyon düzenledi. Operasyonda, yasadõşõ yollardan tekne ile İtalya’ya gitmeye çalõştõklarõ iddia edilen Filistin ve Burma uyruklu 40 kişi yakalandõ. Dershanelere bağõmlõlõğõ arttõrdõğõ gerekçesiyle eleştirilen 3 sõnavlõ sistem kaldõrõldõ Eğitim yazboz tahtasõ oldu MAHMUT LICALI ANKARA - Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn (MEB) 3 yõl önce dershanelere bağõmlõlõ- ğõ arttõrdõğõ gerekçesiyle Or- taöğretim Kurumlarõ Seçme ve Yerleştirme Sõnavõ (OKS) yerine getirdiği 3 sõnavdan oluşan Seviye Belirleme Sõ- navlarõ’nõ (SBS) aynõ gerek- çeyle kaldõrmasõ ortaöğretime geçiş sisteminin çöktüğünü gözler önüne serdi. OKS’nin kaldõrõldõğõ 2006-2007 eği- tim-öğretim yõlõnda 3 bin 986 olan dershane sayõsõ bu- gün 4 bin 200’ü geçti. Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu’nun öğrencilere hediye olarak sunduğu SBS’nin 3 sõnavdan tek sõ- nava indirilmesine ilişkin ye- ni sistem 3 yõl önce eski Mil- li Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik tarafõndan kamuoyuna da “müjdelenerek sunul- muştu.” 2007 yõlõnda toplam 3 sõnavdan oluşan SBS’ye ge- çişte OKS’nin kaldõrõlõş ge- rekçeleri arasõnda sõnavõn “kazanmak ya da kaybet- mek ikileminde eğitimin amacı haline gelmesi” ve “dershanelere bağımlılığı arttırması” sayõlõrken Bakan Çubukçu da aynõ gerekçele- ri dile getirerek SBS’nin tek sõnava indirilmesine karar verildiğini ifade etti. Bu du- rum, ortaöğretime geçiş sis- temindeki yanlõşlõklarõn de- vam ettiğini gözler önüne serdi. OKS’nin kaldõrõldõğõ 2006-2007 eğitim-öğretim yõlõnda sayõlarõ 3 bin 986 olan dershane sayõsõ 2009- 2010 eğitim öğretim yõlõnda 4 bin 200’ü geçti. MEB’in 2006-2007 eğitim-öğretim yõlõnda ortaöğretime geçiş sistemini bütünüyle değişti- rerek 6. 7. ve 8. sõnõfta SBS’ye girilmesi ve bu 3 sõ- navdan alõnan puanõn yer- leştirmede kullanõlmasõna da- yalõ yeni modeli dershanele- re bağõmlõlõğõ beklenenin ter- sine arttõrdõ. İnandırıcı bulunmuyor 3 sõnavdan oluşan SBS, OKS için 7 ya da 8. sõnõfta dershaneye giden öğrencile- rin SBS için artõk 4. ya da 5. sõnõftan itibaren dershanele- re gitmesini beraberinde ge- tirdi. Dershaneler, 3 sõnavdan oluşan SBS sisteminin uy- gulamaya konulmasõyla bir- likte sõnavlara hazõrlanacak ya da girecek öğrencilere yö- nelik yeni programlar açtõlar. Ortaöğretime geçiş sistemi yõllar içinde 3 kez köklü de- ğişikliğe uğradõ. Bunlardan il- ki 1997 yõlõnda temel zorun- lu eğitimin 8 yõla çõkarõlma- sõyla ortaöğretime geçiş sõ- navlarõnõn ilköğretim 5. sõnõf öğrencileri yerine ilköğre- tim 8. sõnõf öğrencilerine ya- põlmasõ oldu. Liselere Giriş Sõnavõ (LGS) ya da Anadolu Liseleri Sõna- võ (ALS) olarak adlandõrõlan sõnav sistemi Ortaöğretim Kurumlarõna Seçme ve Yer- leştirme Sõnavõ (OKS) olarak anõlmaya başlandõ. OKS 2007 yõlõnda kaldõrõlarak SBS’ye geçildi. MEB’in 4 yõl içinde farklõ lise türlerinin Anadolu lisesi ya da meslek lisesi olmak üzere 2 türe indirilmesine ilişkin çalõşmalarda ise orta- öğretime geçişte sõnavõn kal- dõrõlmasõ yatõyor. MEB, fark- lõ lise türleri arasõndaki eğitim ve kalite farkõnõ gidererek ortaöğretime geçiş sistemin- de sõnavõn yarattõğõ baskõyõ or- tadan kaldõrmayõ amaçlõyor. MEB’in bu konudaki giri- şimi ise inandõrõcõ bulunmu- yor. Eski YÖK Başkanveki- li Prof. Dr. İsa Eşme ilk ve ortaöğretimde kalitenin dibe vurduğunun, hem üniversi- teye giriş sõnav sonuçlarõnõn hem de PISA gibi uluslararasõ değerlendirmelerin açõkça or- taya koyduğunu kaydetti. Li- se türlerinde de en başarõsõz- larõn genel liseler olduğunu kaydeden Eşme, “Bu lise- lerdeki eğitim kalitesi, ta- bela değiştirilerek sağlana- maz. Böyle bir uygulama sonuçta, Anadolu liselerini genel liseler düzeyine indi- rir. Eğitimde kaliteyi art- tırmanın tek yolu, ciddi bir eğitim reforumdan geç- mektedir. Bunun dışındaki çözümler SBS uygulama- sında olduğu gibi eğitimi yapboz tahtasına çevirir” diye konuştu. Ortaöğretime geçiş sistemi MEB tarafõndan yõllar içinde 3 kez köklü değişikliğe uğradõ. Bakan Çubukçu, aynı gerekçeleri dile getirerek SBS’nin tek sınava indirildiğini açıkladı. ABANT PLATFORMU Tartışmalı valiye örtülü destek Abant Platformu Genel Sekreteri Yaylacõ, Kõrklareli Valisi Aydoğdu’nun söylemek istediklerini tam olarak ifade edememiş olabileceğini belirtti. FIRAT KOZOK ANKARA - Abant Platformu, platformun toplantõsõnda “DP’nin CHP’yi kapatma- ması, İnönü’yü hu- zurlu bir yere gön- dermemesi talihsiz- liktir” dediği için hak- kõnda İçişleri Bakan- lõğõ’nca inceleme baş- latõlan Kõrklareli Va- lisi Cengiz Aydoğ- du’ya “örtülü des- tek” verdi. Abant Platformu Genel Se- kreteri Salih Yaylacı, “Toplantının bu şe- kilde öne çıkmasın- dan üzüntülüyüz ama olmuşla ölmüşe çare yok” dedi. Yaylacõ, Aydoğ- du’nun sözleriyle ilgili yaptõğõ açõklamada, “Bizim şu anda tar- tışma üzerinde söy- leyebileceğimiz tek nokta, üzüldük ta- bii. Burası entelek- tüel bir platform. Burada her şey ko- nuşuluyor, söyleni- yor. Bunları başka biri de söyleyebilirdi, hiç bu kadar tartış- ma olmazdı. Ama bunları valilik gör- evindeki bir kişi söy- leyince, bu tartışma- lar oldu. Vali Bey için üzüldüm” dedi. Yaylacõ, “Vali Bey için mi üzüldünüz yoksa sözleri için mi” sorusuna da şu yanõtõ verdi: “Her ikisine de olabilir. Bir insan va- li de olsa, bir kamu görevlisi de olsa. Be- nim baktığım yer- den bu tür toplantı- lara gelebilmeli.” Aydoğdu’nun ra- hatsõzlõğõ nedeniyle “söylemek istedikle- rini tam olarak ifade edememiş olabilece- ğini” belirten Yaylacõ, “Neticede söylendi, olan oldu. Bundan sonra kendisi her- halde meseleye ba- kacaktır. Soruştur- ma da açılmış sanı- yorum” dedi. Ay- doğdu’nun okumaya, yazmaya değer veren bir kişi olduğunu söy- leyen Yaylacõ,“De- diklerini tam izah edemedi diye düşü- nüyorum. İnşallah bir oturup konuşa- cağız. Bizim eskiler derler, olacakla öle- ceğe neticede çare olmuyor. Mesele bu- nun farklı yerlere çe- kilip bunun üzerin- den bir rövanş alma ya da farklı şeyler devşirmeye dönüş- memesi lazım” dedi. ‘Katiller Avrupa’da tatilde’ Sivas katliamında yaşamını yitiren 35 kişi, Gazi- antep’te düzenlenen etkinlikle anıldı. Gaziantep Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Yusuf Tu- runç, “Madımak katilleri hâlâ Avrupa’da tatil yapıyor” dedi. Pir Sultan Abdal Derneği tara- fından Maarif Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önünde düzenlenen basın açıklamasına CHP Milletvekili Yaşar Ağyüz, Yeni Toplum Kültür Derneği, KESK, EMEP, EDP, BDP ve TKP baş- kan ve üyeleri katıldı. Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Yusuf Turunç, Maraş, Çorum, Sivas, Malatya, Madımak ve Gazi katliamlarını aynı anlayışın gerçekleştirdiğini belirtti. Turunç, “Katliamdan önce ozanlar anıtını, tekbir getire- rek yerlerde sürükleyen ırkçı, gerici, şeriatçı, fa- şist sürüsü bu cesareti kimlerden alıyorlardı? Başta dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Başbakan Yardımcısı, İçişleri Bakanı, valisi ne- den katliamcılara müdahale etmemişlerdi. Kat- liamın ardından Başbakan’ın ‘Çok şükür halkı- mıza bir zarar gelmedi!’ demesi, katliamı onay- layan bir siyasi tavır değil miydi?” diye konuştu. ‘Su artık çatışmaya yol açmayacak’ ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Çev- re ve Orman Bakanõ Veysel Eroğlu’nun, Asi Nehri üzerine inşa edilecek Dostluk Ba- rajõ’na ilişkin yaptõğõ açõklamaya göre, su ko- nusu Türkiye, Suriye ve Irak arasõnda çatõş- maya yol açmayacak. Eroğlu, Dostluk Ba- rajõ’nõn teknik ayrõntõlarõ hakkõnda Suriye Sula- ma Bakanõ Nadir El Bunni ile geçen gün- lerde Şam’da bir gö- rüşme yaptõ. Bu görüş- me sonrasõnda, iki ülke arasõnda projenin tek- nik ayrõntõ şartlarõnõ içeren bir protokol im- zalandõ. Bakan Eroğlu, burada yaptõğõ konuş- mada Türkiye, Suriye ve Irak arasõnda zaman zaman problemlere se- bep olan su meselesine başka ülkelerin karõş- mak istediğini, buna müsaade edilmeyece- ğini belirtti. BAKAN VEYSEL EROĞLU SANIKLAR ERGENEKON BAĞLANTISINI REDDETTİ Devrimci Karargâh davasında 2 tahliye HİLAL KÖSE Devrimci Karargâh örgü- tü davasõ tutuklu sanõğõ Ce- mal Bozkurt, Devrimci Ka- rargâh’õn Ergenekon örgü- tüyle bağlantõlõ olduğuna yö- nelik iddialarõ reddetti. Mah- keme sanõklardan Melek Se- ven ve Gökhan Aydın’õn tahliyesine karar verdi. Gazeteci Aylin Duruoğ- lu’nun da yargõlandõğõ Dev- rimci Karargâh davasõnõn ikinci oturumu İstanbul 9. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde yapõldõ. Tutuklu 6 sanõğõn getirildiği oturumda “Dev- letin birliğini ve ülke bü- tünlüğünü bozmaya te- şebbüs” ve “kasten adam öldürmek” suçlarõndan iki kez ağõrlaştõrõlmõş müebbet hapis cezasõ istemiyle yar- gõlanan tutuklu sanõk Boz- kurt savunma yaptõ. Boz- kurt, 1 Aralõk 2008’te baş- layan tutuklamalar sonucu hazõrlanan iddianamenin ciddiyetsiz ve fiyasko oldu- ğunu söyledi. İşaadamõ Nec- det Öztürk ise tutuklulu- ğunun oluşturduğu travma nedeniyle tedavi gördüğünü belirterek, “Oğlumun bir tane bile oyuncak silahı yoktur. Ona cep telefonu bile almadım. Onu her şey- den sakınarak büyütüyo- rum” dedi. Yõlmazkaya ile eski eşinin üniversiteden ar- kadaşõ olarak tanõştõğõnõ an- latan Öztürk, “Ben insa- nım. Hiçbir örgütün ka- muflaj malzemesi değilim. Yılmazkaya’yı gazeteci ya- zar olarak tanıdım. Or- han’ın böyle biri olacağı aklımın ucundan dahi geç- mezdi” diye konuştu. SHÇEK’e protesto Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kuru- mu (SHÇEK) çalışanlarının “baskı, sürgün ve tehdit politikalarına maruz kaldıklarını” belirterek yaşa- nanları protesto etti. Ankara’daki SHÇEK Genel Mü- dürlüğü önünde yapılan eylemde konuşan SES Genel Başkanı Bedriye Yorgun, “AKP her şeyi taşeronlaştı- rıyor. SHÇEK’teki yönetici ve temsilciler kurumun izlemesi gereken politikayla ilgili açıklama yapınca sürgün ediliyor” dedi. Yorgun, genel müdürlüğün adı- nın Taşeron Genel Müdürlük olarak değiştirilmesi ge- rektiğini kaydetti. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle