19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Zirvelerden Bakınca... (II) [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com “G8 ve G20 zirvelerinden dünyaya bakanlar hiç de iyi bir görüntü ile karşılaşmadılar” sözleriyle aktardığım durumun, bir başka boyutu daha var. Bunu yazmaya hazırlanırken aklıma, John Cleese’in, Clockwise (saat yönünde) başlıklı komedi filmindeki sözleriyle Dickens’ın İki Şehrin Hikâyesi yapıtının ilk açılış cümlesi geldi. Yeis tamam da, umut zor… Clockwise, yaşamını saniyesine kadar planlayarak yaşayan bir lise müdürünün (Cleese) bir konferansta sunuş yapmaya giderken başına gelen saçma sapan rastlantılara bağlı olarak öznelliğinin yapısının altüst olmasıyla ilgili bir komedi filmi. Filmde bir noktada Cleese “Yeis sorun değil. Onunla yaşayabilirim, benim dayanamadığım şey umuttur” diyordu. Üç asırlık Batı merkezli kapitalist dünya sistemi, geride bıraktığımız 30 yıl boyunca, mali kriz patlak verene kadar, finansal kârlara dayalı, dünyanın çevre koşullarını her gün biraz daha yıpratan neo-liberal model altında hızla parazitleşmişti. Bu var oluşun ideolojisi, “tarihin bittiğine” başka bir gelecek olmadığına ilişkindi. İnsanlık da, artık bundan sonra önemli bir “olay” yaşayamayacağına ilişkin bir iç sıkıntısı ve yeis içinde yaşamayı öğreniyordu, gittikçe daha bencil, zevk ilkesine göre yaşayan kimlikler edinerek… 11 Eylül, Afganistan ve Irak fiyaskoları bile bu algıyı değiştiremedi. Bunlar, Batı merkezli dünyaya direnen uzak geçmişin giderek soluklaşan ekoları değil miydi? Mali kriz, bu algıları, egemen ideolojisiyle birlikte sarstı. Son 25 yılın parlaklığı aslında bir serap mıydı? Bu hafta The Economist’in “borç” konulu ekindeki, “Borçlanma geçen 25 yılın tüm ekonomik sorunlarına çare oldu” saptaması, bu kuşkuların, en olmayacak yerleri de etkileyerek arttığını, 25 yılın ekonomik modellerinin, insana ve topluma ilişkin varsayımlarının çözülmeye başladığını, tarihin yeniden ucu açık bir yola girdiğini gösteriyor. Yeisle yaşamaya alışmış olan insanlık, şimdi bu krizden çıkınca daha iyi bir dünya bulma umuduyla yüzleşmek durumunda. Bu kolay bir durum değil: Zamanlar, artık değişmesi beklenmeyen “bugünün”, geride kalmaya başlamasıyla, yarının inşa edilmesi gibi bir sorunu getiriyor karşımıza. Kapitalizm, çok katmanlı, çoğu uzlaşmaz çelişkilerden oluşan bir toplumsal yapı. Bu yüzden “umut”, “parlak döneme geri dönmekten”, “her şeyi olduğu gibi korumak içi her şeyi değiştirmekten”, başka bir kapitalizm umuduna, hatta başka bir toplumsal yapı kurmaya kadar, çok farklı anlamlara gelebiliyor. En kötüsü ve en iyisi İşte bu yüzden olacak, zirveden bakınca görünenler, Dickens’ın yapıtının girişindeki gibi, birilerine “zamanların en kötüsü”, bir başkalarına da “zamanların en iyisi” olarak gelebiliyor. ABD ve Avrupa’da mali kriz, liderlik krizi, sosyal çalkantılar, savaşlar, giderek artan yoksullaşma ve işsizlik, giderek zayıflayan özgüven, tedirginlik… Egemen “umut” krizden çıkarken her şeyi olduğu gibi koruyabilmiş olmaya ilişkin… Ama bu krizi “Her felaket her zaman büyük toplumsal ilerlemelerin katalizörüdür” sözleriyle karşılayanlar da var. Örneğin, Çin Çağdaş Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden (devlet kurumu) Dr. Wang Zaibang (ABD, Kanada ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin önde gelen üç düşünce kuruluşunun birlikte hazırladığı, “Liderlik ve Küresel Yönetişim Gündemi: Üç Ses” başlıklı rapor, sf. 15) bunlardan biri. Belli ki Çin seçkinleri, krizi, kendi yükselme dinamikleri açısından bir fırsat olarak görüyor; Batı analistlerinin kıskançlıkla gözlemlediği gibi, büyük bir başarıyla kullanıyor. Çin devleti ülkesinde bilimsel, teknolojik gelişmeyi destekliyor, işçi ücretlerinin artmasına, grevlere göz yumarak, iç pazarı güçlendiriyor. Böylece çoğu Batı firmalarının taşeronu, düşük ücrete dayalı, ihracata yönelik üretim, yerini, yüksek katma değere, teknolojiye dayalı bir modele bırakmaya başlıyor. Diğer taraftan Çin, Afrika’da, Latin Amerika’da, kaynaklara ulaşmaya yönelik ikili anlaşmalar yapıyor; mali krizin vurduğu, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan gibi AB ülkelerine el uzatıyor, yatırım, ticaret anlaşmaları yaparak AB pazarında kendine yer açıyor. Kazakistan’la gaz boru hattı anlaşması, Sri Lanka, Bangladeş ve Pakistan’la derin liman inşası projeleri, Pakistan’la nükleer santral projesi için adım atan Çin’in demokrasi, insan hakları gibi değer yargılarından bağımsız, salt sermayenin ve coğrafyanın mantığına göre hareket ettiği görülüyor. Bu mantık ise her zaman, kendiliğinden emperyalizme açılıyor. Bu yüzden bir başka umut daha gerekiyor insanlığa… Önceki gün ‘Gerekirse giderim’ diyen Erdoğan, dün başbakan sõfatõyla herkese davet yapacağõnõ açõkladõ Erdoğan davete çevirdiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, “Başbakan sıfatıyla parlamento içi-dışı herkesi da- vet edeceğim. Bakalım kimler gelecek” diyerek CHP Genel Başkanõ Kemal Kı- lıçdaroğlu ile beklenen görüşmesini daha geniş bir çerçeveye taşõdõ. Erdoğan, daha önce “taşeron” diye nitelediği PKK’nin ar- kasõnda bu kez de Ergenekon’un bulun- duğunu söyledi. Erdoğan medyaya, “teröre yataklık yapma” suçlamasõnõ yineledi ve “Bir kısım medyanın yayınları kanıma dokunuyor” dedi. Erdoğan, partisinin grup toplantõsõn- daki konuşmasõnda özet olarak şu me- sajlarõ verdi: Kimler gelecek bakalım En kõsa zamanda başbakan sõfatõyla da- vetimi yapacağõm. Bakalõm kimler ge- lecek. Gelenlerle görüşelim. Ne gibi katkõlarõ olur dinlemek isterim. Ama baş başa, ama heyetler arasõ. Bunlarõ ya- parõz, görüşürüz. Kolektif akõl ve söylem birliği oluşsun. Parlamento içi-dõşõ her- kesi davet ederim. Asla bir önyargõm yok, çekincem yok. Görüşmek isteyenler, katkõ sağlamak isteyenler varsa partimiz de, Başbakanlõğõmõz da dinlemeye hazõr. Arkasında Ergenekon var Örgütün dõşarõdan yardõm almadan ayakta durmasõ mümkün değildir. İstih- barat örgütleri ve hükümet gerekeni bu konuda yapõyor. İçeriden de destek aldõ- ğõnõ, kimi örgütlerle, kimi çetelerde iş- birliği içinde olduğunu bazõ iddianame- ler ortaya koyuyor. Ergenekon iddiana- mesinde buyurun bunlarõ görüyoruz. Son dönemdeki terör saldõrõlarõnõn hüküme- ti yõpratmak için fõrsat olarak kullanõl- masõnõ dikkatlerinize sunmak istiyoruz. Açılıma devam Ok yaydan fõrladõ. Orta ve uzun vade- de Türkiye bu prangalarõndan, zincirle- rinden kurtulacak. Süreç sancõlõ olacak. Siz- lerden sinirleriniz çelik gibi olmalõ rica- sõnda bulundum. Sürecin başarõ kazan- masõndan rahatsõzlõk duyanlar var. Bundan ekmek yiyenler var, bunu böyle bilin. Kim- se yardõm etmese de, destek olmasa da mil- letimizin desteğiyle bu yolda yürüyeceğiz. Gelenleri biz mi tutukladık Olay sadece yasama ve yürütmenin at- tõğõ adõmlarla bitmiyor. Yargõnõn attõğõ ve atacağõ adõmlar da önemli... Habur’dan ge- lenlerin tutuklanmasõ konusunda tutukla- nanlar için hükümet suçlanõyor. Hükümet mi tutukladõ? KCK yargõlamasõnõ hükü- met mi yaptõ? Yargõlanma ayrõ bir olay. Medyaya eleştiri Türkiye’de medyanõn bizim G20 zir- vesindeki görüşmelerimizi farklõ şekil- de vermesi, terörle mücadelede bir kõsõm medyanõn yaklaşõmõnõ ortaya koymasõ bakõmõndan çok ilginç. Teröre karşõ ortak dil oluşturabilmek için koşulsuz olarak herkesle görüşebileceğini söyleyen Erdoğan dün tavrõnõ değiştirdi. Gerekirse giderim sözünden vazgeçen Erdoğan, tüm partilere başbakan sõfatõyla çağrõ yapacağõnõ ve çözüm önerilerini dinleyeceğini belirtti. (Fotoğraf:NECATİSAVAŞ) Vali hakkında suç duyurusu İstanbul Haber Servisi - CHP İl Disiplin Ku- rulu üyesi avukat Mahmut Tanal, Kõrklareli Valisi Cengiz Aydoğdu’nun bir gazetede ya- yõmlanan röportajõyla ilgili “Ayrõmcõlõk” suçu- nu işlediği gerekçesiyle “devlet memurluğun- dan çõkarõlmasõ” için İçişleri Bakanlõğõ’na di- lekçe gönderdi. Dilekçede, “Aydoğdu açõkla- malarõnda ayrõmcõlõk suçunu işleyerek taraf- sõzlõğõnõ ihlal etmiş, siyasal düşünce ve dini inanç ayrõmõ yapmõştõr” denildi. 12. Ağır Ceza’ya yeni yargıç İstanbul Haber Servisi - Şemdinli’de Umut Kitabevi’nin bombalanmasõna ilişkin davanõn görüldüğü Van 3. Ağõr Ceza Mahkemesi Baş- kanõ Mehmet Ekinci, İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne üye yargõç olarak atandõ. Yar- gõç Mehmet Ekinci’nin, önceki gün İstan- bul’daki görevine başladõğõ kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle