Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
30 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Gereksiz Bir Çök -
Çökme Tartışması
Şayet, Genelkurmay Başkanı’nın da
programı elverirse, CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu bugün ya da perşembe günü
Şemdinli’ye giderek 2550 rakımlı Gediktepe’de
konuşlanmış olan sınır birliğini ziyaret edecek.
Genelkurmay Başkanlığı’nın ana muhalefet
partisi liderine, TSK’nin terör örgütüne karşı
yürüttüğü mücadele hakkında geniş bilgi
vereceği de, Orgeneral Başbuğ’un bu ziyaretle
ilgili açıklamaları arasında yer almıştı.
Kılıçdaroğlu’nun böyle bir ziyareti yapmak
istediğini Başbuğ’a Gediktepe şehitlerinden
Ankara’da toprağa verilen piyade er Hüseyin
Köksal için düzenlenen törende söylediği
biliniyor.
Başbakan ile CHP Genel Başkanı’nın teröre
karşı mücadele ile ilgili görüş alışverişi
yapmalarının gerçekleşmesinin tartışıldığı bir
zaman dilimine rastlayan Gedikpaşa mevzilerinin
ziyareti bu nedenle ayrı bir önem de taşıyor.
Kılçdaroğlu’nun kendisinden önceki genel
başkan Baykal’ın bu tür görüşmeler için bin
dereden su getiren koşullar koyarak ayak
sürümesi hatırlanacak olursa...
Sadece ana muhalefet liderinin değil; öteki
siyasal parti genel başkanlarının da, ellerini taşın
altına sokarak Cumhurbaşkanı ile Çankaya’da
bir yuvarlak masa etrafında toplanarak ortak
çözüm aramaları için, DSP Genel Başkanı’nca
zaman zaman yapılan öneriler karşısında Gül’ün
bu tür başvurulardan kaçınmış olduğunu da
unutmamakta yarar var.
Olayın magazinleşen yönü
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gediktepe’ye gidişini
magazinleştiren yönünü de, çarşamba ya da
perşembe günü yapılacak ziyaret öncesinde bir
kez daha anımsamak gerekiyor. 9 Mehmetçiğin
kahramanca çarpıştıkları sırada PKK
kurşunlarına hedef olarak can verdikleri o tepeyi
Başbakan’ın, Başbuğ’un davetiyle ziyaret ettiği
sırada devletin haber ajansı tarafından çekilen o
fotoğraflar için Erdoğan’ı övdüğümü bir kez
daha söyleyeceğim.
Övgü, daha önceleri terör belası karşısında
çarpışan kahramanlarımıza karşı Erdoğan’ın
nedense lakayt bir tutum takınması, dahası
şehitler için maalesef “kelle” demesi, askerliğin
yan gelip yatma yeri olmadığını söyleyerek
verilen o kahramanca mücadeleyi adeta
sıradanlaştırmış olmasından, pişmanlığını
sergilemesinden geliyordu.
Söylemlerinin AKP seçmenince de tepkiyle
karşılanmış olmasının Başbakan’a, yön
değiştirttiğini görmek için şehit sayısının giderek
artması gerekti ne yazık ki. Ve Başbakan yanına
bazı bakanları da alarak 21 Haziran günü
Van’da bir garnizon içinde yapılan şehitleri
uğurlama törenine gitti. Aynı törende bulunan
Orgeneral Başbuğ’un programında ise törenden
sonra saldırının gerçekleştirildiği mevzileri ziyaret
de vardı.
Genelkurmay Başkanı’nın çağrısına sessiz
kalmayan Erdoğan, bakanlarını bırakıp bir
helikopterle gittiği mevzide, askerleri dinledi;
onların sırtlarını okşadı. Birlikte karavana yedi.
Öylelikle 9 yıldır hükümet başkanlığı sırasında
cephedeki askere de gecikmiş bir borcu da
bir ölçü de olsa ödemiş oldu.
‘Niçin çöktün?’
Çevresi her mevzi gibi kum torbaları ile
çevrilmiş o mevzide, kendisine eşlik eden gelen
komutanlarla birlikte çökmüş olması medyamızın
bir bölümünde yoğun eleştirilere neden oldu.
Görüntüyü moral bozucu olarak yorumlayanlar
sıraya girdi.
Nedense o eleştirileri paylaşanlar arasında
“Recep Bey’in amansız muhalifi” Kılıçdaroğlu
da yer alarak “Benim gördüğüm o fotoğraf
beni üzen fotoğraftır. Ben TC Başbakanı’nın
siperde çömelmesini istemem” dedi. Ve
öylece askerlik yaptığı günlerde temel eğitimde
belletilen ilk komutların başında “çök”
“kalk”ların yer aldığını, aynı komutları kendisinin
de verdiğini unutmuş göründü.
Savaş sürerken sınırın sıfır noktasında, terör
çetesi elemanlarının nerede mevzilendiklerini
bilmeden, yapay kahramanlık yapmanın
popülizmden başka ne anlamı olduğunu Sayın
Kılçdaroğlu da düşünmeli ve gerçekleştireceği
ziyaret sırasında çevresindeki komutanları zor
durumda bırakmanın doğru olmadığını da
hatırdan çıkarmamalıdır.
TC Başbakanı, siperdeki herkes gibi elbette
çömelecektir. Önemli olan, başbakanların
üzücü olan terör karşısında, sonuna dek
mücadeleyi terk etmeleri, iç ve dış baskılara
direnmeyerek ödün vermeleri olur.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
TÜREY KÖSE
ANKARA - CHP Genel Başkanõ Ke-
mal Kılıçdaroğlu terörle müca-
dele için toplumsal mutabakat
sağlanmasõ zorunluluğu üze-
rinde dururken “Cumhur-
başkanı Abdullah Gül’ün
hükümetin yanlışlarını da
cesurca seslendirmesi la-
zım” dedi. Terörün ön-
lenmesi için sõnõrõn Irak ta-
rafõnda tampon bölgesi
oluşturulmasõ önerisinde
bulunan Kõlõçdaroğlu, ik-
tidar olmalarõ durumun-
da ABD’yi bu konuda
ikna edebilecekleri-
ni söyledi. Kõlõçda-
roğlu, tampon böl-
genin şehitlerin azal-
masõ, terör örgütü-
nün Türkiye’ye giri-
şinin engellenmesin-
de yararõnõn olacağõnõ
söyledi. İstihbarat birim-
lerinin kendi aralarõnda ve
hükümetle sağlõklõ bir güven
ilişkisinin olmadõğõnõ, bunun da
zafiyet yarattõğõnõ vurgulayan Kõ-
lõçdaroğlu, Türkiye’nin dõş istih-
baratõnõn güçlendirilmesi gerekti-
ğini, yabancõlarõn verdiği bilgiyle te-
rörle mücadelenin mümkün ol-
madõğõna dikkat çekti. Yurt gezi-
leriyle ilgili izlenimlerini “Halk ör-
gütü aştı, halk devrimi yaşanı-
yor” diye özetleyen Kõlõçdaroğlu,
partiye katõlmak için davet bekle-
yenlere de “Kapımız herkese açık.
Ama hiç kimse makam ve mevki için
gelmemeli” mesajõ verdi.
CHP lideri Kemal Kõlõçdaroğlu, ga-
zetemiz Ankara Temsilcisi Utku Ça-
kırözer, yazarõ Işık Kansu ve Parla-
mento Büro Şefi Türey Köse’nin soru-
larõnõ yanõtladõ. Kõlõçdaroğlu’na sorula-
rõmõz ve yanõtlarõ şöyle:
- Bir süredir gündem terör. Bu sü-
reçte bölgesel özerklik gibi öneriler
gündeme getiriliyor.
- Türkiye demokratik bir ülke. Ama te-
rörün olduğu yerde özgür tartõşma olmaz.
Türkiye’de bireysel hak ve özgürlüklerin ge-
nişletilmesinden yanayõz. Anayasal olarak
AB standartlarõna göre hak ve özgürlüklerin
önünde aksaklõklar varsa, bunlarõn da düzel-
tilmesinden yanayõz. Bölgesel özerklik ya da
bölgesel farklõ yönetim anlayõşõnõn doğru ol-
madõğõ kanõsõndayõz. Türkiye’nin ulusal bü-
tünlüğünden ödün vermek gibi bir düşünce bi-
zim aklõmõzõn ucundan bile geçmez. Türkiye ulu-
sal bütünlük içinde ve toplumsal uzlaşmaya da-
yanarak her türlü sorunu aşabilecek güçtedir,
terör dahil. Bütün mesele sağlõklõ, tutarlõ pro-
jelerle yola çõkmaktõr. Kapalõ kapõlar ardõnda üretilen
projelerin ya da düşünülen ama kamuoyu ile payla-
şõlmayan, adõna “açılım” denilen ama içinin ne oldu-
ğu belli olmayan projeler toplumu ayrõşma noktasõna
götürdü. Türkiye’nin içinde bulunduğu temel sorun bu
ayrõşmanõn çok net bir şekilde ortaya çõkmasõdõr. Bu
ayrõşmayõ insanlar iliklerine kadar duydular ve AKP
bunun ne kadar yanlõş olduğunu fark etti, geriye dön-
mek istiyor, ama artõk macun tüpten çõktõ.
- “Kan kanla temizlenmez” sözleriniz yankı bul-
du... BDP de bu sözleri olumlu karşıladı...
- O söylem aslõnda bizim yüzyõllardõr halkõmõzõn kül-
tür testinden geçen ve somutlaşan ifade. Orada söy-
lemek istediğim, terörle mücadelenin sadece güven-
lik cephesini ele alõp, o pencereden bakõp terörü çö-
zemiyorsunuz. 35 yõldõr yapõlan mücadele bu gerçe-
ği bize gösterdi. Terörle mücadelenin farklõ boyutla-
rõna da bakmamõz lazõm.
- Güvenlik boyutunda ne yapılması lazım?
- Bizim elimizde istihbarat örgütleri yok, bürokra-
si bizim emrimizde değil. Olaylarõn ayrõntõlarõnõ çok
iyi bilmiyoruz, illa şu olacak, bu olacak diye bir dü-
şünceyi şu aşamada ortaya koymak doğru olmayabi-
lir. Ama CHP iktidar olduğunda bu sorunu kesinlik-
le çözeceğiz. Olayõn ekonomik, sosyal, psikolojik, kül-
türel boyutunu değerlendireceğiz. Teröre bütüncül po-
litikalarla yaklaşacağõz. Sorunun yurttaş tarafõndan al-
gõlanma tarzõ değişebilir. Bir entelektüelin soruna ba-
kõşõ ile oradaki bir işsizin bakõş açõsõ farklõ olabilir. Ya-
põlan anketlerde de görüyorsunuz, birinci sorun işsiz-
lik. İkinci ya da üçüncü sõralarda terör yer alõyor.
- Sınırın kaydırılması, tampon bölge gibi öneri-
lere nasıl bakıyorsunuz?
- Tampon bölge önerisi ABD Irak’a girmeden ön-
ce dile getirilmişti. O dönemde sõnõrõn ötesinde düz alan-
da bir tampon bölge oluşturulmasõ sayõn Baykal ta-
rafõndan dile getirilmişti. Son derece tutarlõ bir politi-
kaydõ. O dönemde bu yapõlmadõ. Ama şimdi iktidarõn
aklõna geliyor. Şimdi de ABD’yi ikna etmek gereki-
yor. Tampon bölgenin şöyle bir avantajõ vardõ, siz da-
ha sağlõklõ, daha az masrafla güvenlik önlemi alabi-
lirdiniz, terör örgütünün Türkiye’ye girişini engelle-
miş olurdunuz. Ama bu yapõlmadõ.
- Hâlâ yapılabilir mi?
- Bence yapõlabilir.
- Çözüm olur mu?
- En azõndan eğer siz Türkiye’ye terör örgütü men-
suplarõnõn gelmesini önlemede daha başarõlõ bir hat oluş-
turacaksõnõz demektir. Bu şehitlerimizin azalmasõna yol
açacak, terör örgütünün Türkiye’ye girişinde elinde var
olan geçiş kapõlarõ bir anlamda engellenmiş olacak.
- İktidar olursanız ABD’yi ikna edebilir misiniz?
- Anlatõrõz. Şunun için anlatõrõz. Eğer PKK’nin te-
rör örgütü olarak Türkiye ve ABD açõsõndan düşman
olduğu, terör örgütü olduğu söyleniyorsa, terörün
önlenmesi açõsõndan makul ve mantõklõ önerilerin ABD
tarafõndan reddedilmemesi gerektiğini söyleriz. Nesi-
ne itiraz edecek? Ben düz alanda bir tampon bölge oluş-
turuyorum, benim bu topraklarda gözüm yok, terör bit-
tiği zaman zaten geri çekileceğim dediğiniz zaman her-
hangi bir sorun çõkmaz. Zaten o bölgede bizim şu an-
da küçük de olsa bir birliğimiz var.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin dış istihbaratının güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
‘ D İ Y A R B A K I R ’ D A Y E N İ B İ R S Ö Y L E M İ N İ Z O L A C A K M I ? ’
- AB büyükelçilerine de söy-
ledim. Etnik kimliğe dayalõ
bir siyasetin 19. yüzyõlõn poli-
tikasõ olduğunu ve toplumla-
rõn bu nedenle çok ağõr bedel-
ler ödediklerini ve Avrupalõ-
larõn bizzat etnik kimliğe da-
yalõ politikalarõ yasakladõkla-
rõnõ söyledim. Hitler örneği
önümüzde duruyor. Ama kişi-
nin etnik kimliği nedeniyle
eğer Türkiye’de ikinci sõnõf
yurttaş konumuna geldiği al-
gõsõ varsa, o algõyõ değiştir-
mek siyasetçinin görevidir. Bu
ülkede yaşayan herkes etnik
kimliği ne olursa olsun birinci
sõnõf yurttaştõr.
Etnik kimliğinden kaynakla-
nan kültürel haklarõnõ kullan-
mak istiyorsa, kültürel haklar
da verilmelidir. Anadilde ko-
nuşma yasağõ vardõ, ilk karşõ
çõkan CHP oldu. Biz bunu
1989 raporunda da söyledik.
Bizim özgürlüklerden, kültürel
haklarõn verilmesinden yana
bir engelimiz yok. Sonuçta biz
kendi ülkemizde huzur içinde
yaşamak isteyen, etnik kimlik-
lere saygõ gösteren ama etnik
kimlikleri siyasete malzeme et-
meyen bir anlayõşa sahibiz.
Kemal Kılıçdaroğlu ve Önder
Sav cuma günü Gediktepe’de
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP li-
deri Kemal Kõlçdaroğlu, 9 askerin şehit düştü-
ğü Gediktepe’ye gidiyor. Cuma günü gerçek-
leşecek ziyarette, Kõlõçdaroğlu’na CHP Genel
Sekreteri Önder Sav eşlik edecek. Başbakan
Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanõ Or-
general İlker Başbuğ’un bölgeyi ziyaretinden
sonra “çömelme” polemiği yaşanmõştõ. Gedik-
tepe’ye gittiğinde çömelip çömelmeyeceğine
yönelik soruya CHP lideri “Çömeleceksem
neden gideyim” yanõtõnõ vermişti.
Gazeteci Nedim Şener’in davası
İstanbul Haber Servisi - Milliyet gazetesi
muhabiri Nedim Şener’in, “Hrant Dink Cina-
yeti ve İstihbarat Yalanlarõ” adlõ kitabõnda
“Kamu görevlisine görevinden dolayõ haka-
ret”, “Adli yargõlamayõ etkilemeye teşebbüs”
ve “Kişiler arasõndaki haberleşmenin gizliliği-
ni ihlal” suçlarõndan hakkõnda açõlan davanõn
görülmesine devam edildi. Mahkeme, Şener
hakkõnda İstanbul 11. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nin verdiği beraat kararõnõn örneğinin isten-
mesine karar vererek duruşmayõ erteledi.
- Bu konu ABD ve AB büyük-
elçileriyle görüşmelerinizde de
gündeme geldi...
- Terörü önleme konusunda içe-
ride yapõlacaklar var, dõşarõda ya-
põlacaklar var. Terörün bir de dõ-
şarõdan ciddi destek gördüğünü
hepimiz biliyoruz. AB büyükelçi-
lerine söyledim. Terör örgütüne fi-
nans desteğini kim veriyor? Avru-
palõ dostlarõmõz, bunu sorgulama-
lõ. Terör örgütüne en büyük finans
desteğinin uyuşturucudan geldiği
söyleniyor. Mayõn döşemenin, ma-
yõnõ kullanmanõn yasak olduğunu
biliyoruz, PKK bu mayõnlarõ ne-
reden buluyor?
- İstihbarat zafiyeti nasıl orta-
dan kaldırılır?
- Bunun iki koşulu var. Önce
farklõ istihbarat toplayan kurumla-
rõn birbirine güvenmesi ve istihba-
ratõ paylaşmasõ. Türkiye’de bu yok.
İkincisi, istihbarat örgütleriyle, is-
tihbarat sağlayan kurumlarla hü-
kümet arasõnda sağlõklõ bir güven
ilişkisinin olmasõ gerekir. Bunun da
olmadõğõ kanõsõndayõm. Mevcut
müsteşarlõkla bu çözülmek istendi
ama geldiğimiz tablo bunu göster-
miyor. Bir üçüncüsü, belki düşü-
nülebilir, biz dõş istihbaratõ büyük öl-
çüde yabancõlarõn bize vereceği bil-
giler üzerine kurmuşuz. ABD’den
eşzamanlõ bilgiler gelecek, İsra-
il’den bilgiler gelecek, biz onun
üzerine terörle mücadele edeceğiz.
Hiçbir ülke istihbaratõnõ tümüyle ya-
bancõlardan gelecek bilgiler üzerine
inşa etmez.
- Bir dış istihbarat örgütü mü?
- Türkiye’nin istihbaratta daha
sağlõklõ bir yol izlemesi gerektiği
açõk. Türkiye’nin özellikle dõşarõdan
gelen istihbari bilgilerle, içeriden ge-
len istihbari bilgilerin sağlõklõ kar-
şõlaştõrõlmasõ, değerlendirilmesi çok
önemli. 35 yõldõr Türkiye terörle mü-
cadele ediyor, ortaya çõkan sağlõk-
lõ bir rapor var mõ? İçişleri Bakanõ,
“5-6 konuda rapor yazılacak” de-
di. AKP, bu sorunu çözmek için top-
lumsal uzlaşma arayõşõna girmedi.
‘Cumhuraşkanı rahatsız’
- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
bir arayış içinde mi?
- Cumhurbaşkanõ’nõn sorunu çöz-
mek için bir arayõş içinde olduğunu
düşünmüyorum. O görüşme, top-
lumda yaşanan infialin bir anlamda
gereği, sonucu olarak ortaya çõktõ.
Sayõn Cumhurbaşkanõ’nõn siyaset-
çilerin daha yumuşak mesajlar ver-
mesi gerektiği şeklinde bir düşüncesi
olduğu kanõsõndayõm. Çözümler ko-
nusunda, Cumhurbaşkanõ’nõn yetkisi
yok. Benim gördüğüm, bu süreçte
gelişen olaylardan ve toplumda olu-
şan tepkilerden sayõn Cumhurbaş-
kanõ da rahatsõz. Cumhurbaşka-
nõ’nõn bu süreçte daha aktif bir rol
almasõ, hükümetin yanlõşlarõnõ da ce-
surca seslendirmesi lazõm.
- Başbakan’la görüşürseniz ne
söyleyeceksiniz?
- Toplumda bir uzlaşma arayacak
olan sayõn Başbakan. Biz öncelik-
le toplumsal mutabakatõn sağlan-
masõnõ istiyoruz. Olayõn ekono-
mik, sosyal, psikololjik, kültürel bo-
yutlarõnda neler yapõlmasõ gerekti-
ğinin içinin doldurulmasõ gerekir.
Sayõn Başbakan’õn Diyarbakõr’da
yaptõğõ konuşma var. Ekonomi ko-
nusunda sayõn Başbakan hâlâ o
noktada mõ, değil mi bilmiyoruz.
Biz buralara fabrika yapmayacağõz
kardeşim, diye açõklamasõ var. Özel
sektör eğer gidecekse teşvik ko-
şullarõnõn değiştirilmesi gerekir.
İşsizlik sigortasõ fonundaki para ön-
celikle Doğu ve Güneydoğu için
harcanacaktõ. Nereye harcandõ?
Cumhurbaşkanõ ile görüşmemizde
de bu konuya ilgi göstermesini is-
tedik. “Bakacağım” dedi. Siz te-
rörün ekonomik boyutunu gör-
mezseniz, sadece silahla çözerim
derseniz sonuç alamazsõnõz.
- Yurt gezilerinizde yüzde 40
hedefinize uygun bir manzara
görüyor musunuz?
- Evet. Halk örgütü aştõ aslõn-
da. Bir halk devrimi yaşanõyor.
Demokrasiye sahip çõkma ko-
nusunda, hukukun üstün-
lüğüne sahip çõkma ko-
nusunda bir halk devrimi
yaşanõyor. AKP’nin yap-
tõğõ yanlõşlardan, topluma
verdiği acõlardan toplum
kendi çõkõşõnõ yaratacak yol-
larõ mutlaka yaratacaktõr.
Kılıçdaroğlu terörle mücadele
için toplumsal mutabakat
sağlanması zorunluluğu üzerinde
dururken Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’ün hükümetin
yanlışlarını da cesurca
seslendirmesi gerektiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara Temsilcisi Çakırözer, Kansu ve Köse’nin sorularını yanıtladı
‘Tamponbölgekurulmalõ’
‘Kültürel haklar verilmelidir’
Kılıçdaroğlu,
halkın
CHP’yi
aştığına
vurgu
yaptı.
- ABD Büyükelçisi James Jeff-
rey’e hangi konuları vurguladınız?
- ABD ile ilişkileri sağlõklõ bir ze-
minde götürmek istiyoruz. Kendisi-
ne İsmet inönü’nün “Büyük dev-
letlerle ilişkiler aslanla yatağa gir-
meye benzer” sözünü anlattõm. Bu
tür ülkelerle ilişkilerde söz verip
vazgeçmenin doğru olmadõğõnõ, bi-
zim siyaset anlayõşõmõzõn da böyle ol-
duğunu anlattõm. Eğer bir şeyi ya-
pamayacaksak “Hayır yapamayız”
deriz ama bunu hangi gerekçeyle ni-
ye yapamayacağõmõzõ da söyleriz.
“Biz kendi politikalarımızı ulusal
çıkarlarımız üzerine inşa ederiz”
dedim. O da “Evet biz de kendi çı-
karlarımıza öncelik veririz. Ama
bazen iki ülkenin çıkarları örtü-
şebilir” dedi. Ben de “İki ülkenin çı-
karları örtüştüğü zaman bizim
için sorun olmaz” dedim.
- Laikliği de vurgulamışsınız...
- Evet vurguladõm. Türkiye’nin yö-
nünün Batõ’ya dönük olduğunu, laik
ve sosyal bir hukuk devleti olmasõ ge-
rektiğini anlattõm. Hukukun egemen-
liğinin ne kadar önemli olduğunu da
vurguladõm. NATO ve OECD’de yer
alan Türkiye’nin AB içinde de yer al-
masõ gerektiğini ve ABD’nin üyelik
sürecimize destek vermesi gerektiği-
ni de aktardõm. “Haklısınız, biz de
Türkiye’nin AB içinde yer alması-
nı istiyoruz” karşõlõğõnõ verdi.
‘Toplumsal mutabakat şart’‘Politikamızı
ulusal çıkarlar
üzerine inşa ederiz’