19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU ‘İlhan Selçuk’u Kaybettik...’ [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com “İlhan Selçuk’u kaybettik” diyordu gelen haberler. İlhan Selçuk’u kaybetmedik diye düşündüm. Arkasından da ölümünü değil, yaşamını… Kimileri özne olarak yaşar, kimileri de birey. Birey yaşamını, bütünlüklü olarak bir türlü tasarlayamadığından, hayal edemediğinden asla değerlendirmez; öldüğündeyse artık çok geç olmuştur. Yaşamını değerlendirmek başkalarına düşer. Özne, yaşamının geri kalanının nasıl olması gerektiği üzerinde düşünür, karar verir ve bu karara sadık kalır. Yaşamının tamamını, tamamlanmadan değerlendirir, bunu başkalarına bırakmaz; ona göre yaşar. Kendisine sunulan seçenekleri, hazır olanı kabul ederek değil. Gerçekliği kabul ederek değil, gerçekliğe doğru durarak: Çünkü, önce her şeyden kuşku duyulacaktır… Özne hep sorunludur, huzursuzdur, sürekli eleştirir, ‘yapı’yla çelişir, yapmak istedikleri çoğu kez ‘yapı’nın istikrarıyla, yaşamıyla uyuşmaz. Israr eder. Sadakati vardır, güçlüdür, rüzgârın önünde eğilmez; herkesi bu sadakatin hakikatine kazanmaya çalışır. Rahatsız eder, sinir bozar, ama düşmanlarında bile hayranlık uyandırır. Bu yüzden düşmanları ona saldırmak için çoğu kez birer zavallı konumuna, gülünç durumlara düşmeyi dahi kabul eder. İlhan Selçuk, bir özne olarak yaşadı. Bu, 1923 olayının, Aydınlanma’nın hakikatinin öznesiydi: Sapere Aude! (Sorgulamaya cesaret et!) Eğilmedi bükülmedi, kırılmayı göze aldı. Önüne gelen birçok “yeni”nin aslında, tarihin çoktan eskimiş, çürümüş molozlarından kurulan, derme çatma yapıntılar olduğunu biliyordu, birçok “yeni”nin de hiçbir iz bırakmadan hemen yok olup gideceğini de… İlhan Selçuk, bir “Renaissance Man”, diğer bir deyişle bilimden felsefeye, sanattan siyasete, tarihten mitolojiye, her konuyla ilgili, her konuda söyleyecek sözü olan bir insan olarak yaşadı. Hem de sözünü, Pencere köşesinde, Wittgenstein’in “Söylenebilecek her şey açıklıkla söylenebilir” saptamasını, her seferinde yeniden kanıtlayan bir titizlikle söyleyerek. Bu zengin bir yaşamdı, iddialı bir yaşamdı, ısrarlı bir yaşamdı ve en önemlisi onurlu bir yaşamdı. Ne yaptığını bilen, kendisiyle barışık bir insanın yaşamıydı. Bu, veda mektubunda şakayla, ironiyle ve büyük bir iç rahatlığıyla dile getirdiği gibi, yaşama son derecede bağlı, ama her an kolaylıkla bırakıp gidebilecek kadar içi rahat bir insanın yaşamıydı. Ama kolay bir yaşam değil. Zamanın ruhundan, işkenceden, ölümlerden, darbelerden, ihanetlerden, sırtlanlardan, terk edilmelerden, terk etmelerden, geride bırakmalardan payını almış bir yaşam… İlhan Selçuk dünya görüşünü, siyasi çizgisini kıskançlıkla korurdu. Ama ilk karşılaşmamızdan başlamak üzere, her zaman, yeni görüşleri herkesten önce yakaladığını, elden geçirdiğini, asla tümüyle değerlendirmeden karar vermediğini, büyük bir saygıyla izledim. Farklı görüşlere sahip olduğumuz konular az değildi. Ama Aydınlanma geleneğine ve “23 Olayı”na sadakat, özgürlük, eşitlik, kardeşlik ilkeleri bizi, her zaman, hep bir noktada birleştirdi. İlhan Selçuk, çok kararlı hatta tavizsiz bir savaşçıydı. Çelik gibi bir iradesi vardı. Ama çok sevecen, yumuşak ve dost bir insandı aynı zamanda. Onu tanıdığım 18 yıl boyunca, bu kadar ince bir çizgiyi, adeta usturanın ağzında yürürcesine sürdürmeyi başarmasını şaşırarak ve itiraf etmeliyim ki imrenerek izledim. İlhan Selçuk’u kaybettik diyor gelen haberler. İlhan Selçuk’u kaybetmedik diye düşünüyorum. Ben onun yaşamını düşünmek istiyorum, ölümünü değil. Ve o ölmemiş, bir gün çıkıp gelecekmiş gibi yaşamayı… AKP lideri, PKK saldõrõlarõnõn ivme kazanmasõndan da muhalefet partileri ve medyayõ sorumlu tuttu Erdoğan’õn terör öfkesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, mu- halefeti “teröre yataklık etmek ve terörün diliyle konuşmakla”, medyayõ da “terör örgütüne yan- daşlık etmekle” suçlayarak “Açı- lımdan vazgeçmek bu ülkeye iha- nettir” dedi. Erdoğan partisinin grup toplantõsõnda Şemdinli ve ardõndan da dün İstanbul- Halkalõ’daki saldõrõlarõ değerlendirirken şöyle konuştu: Muhalefet de Gediktepe’ye çıksın  Durum dõşarõdan değerlendirildiği gibi yazõlan çizilenden çok farklõ. Temen- ni ederim muhalefet partilerinin liderleri de Gediktepe’ye bir gitsinler, bir görsünler on- dan sonra değerlendirmelerini yapsõnlar.  Terörle mücadelede ne gerekiyorsa ya- põlõyor. Ortaya çõkan ihtiyaçlar tamamen karşõlanõyor. Kimse kalkõp da şunu söyle- yemez: “Güvenlik güçlerimiz şunu talep ettiler, hükümet vermedi” diyemez. Biz- den bugüne kadar ne talep edildiyse A’dan Z’ye hepsini temin ettik, verdik. Terör yandaşı medya  Allah aşkõna medyanõn böyle bir mil- li meselede kalkõp evin içine girerek, canõ, içi yanõk annelerin tavõrlarõnõ her taraftan çekerek bunlarõ sürekli göstermesi, orada- ki ayõlõp bayõlmalarla ilgili bu görüntüleri yayõnlamasõ kime hizmet eder? Ülkeye mi, terör örgütüne mi? Medya ne yazõk ki bi- lerek veya bilmeyerek burada terör örgü- tüne ciddi manada yandaşlõk yapmaktadõr. Artõk burada meseleyi hükümetin üzerine yõkõp buradan sõyrõlmak, kaçmak kimsenin haddine değil. CHP’ye: Terör senin döne- minde zirve yaptı  Şunu herkes çok iyi bil- meli. Ana muhalefet partisinin iktidar ortağõ olduğu dönem- lerde verdiğimiz şehit sayõlarõ zirve yapmõştõ. 1984’ten bu ya- na şehidimizin en fazla olduğu dönem onlarõn iktidar ortağõ ol- duklarõ dönemdir. Yataklık edenler  Terör örgütü Şemdinli’de vuruyor, is- tismarcõlar anõnda Ankara’dan ses veriyor. Bu ülkenin Mehmetlerinin kanõ kurumadan Ankara’dan şiddetin diline şiddetle cevap ve- riliyor. Ana muhalefet partisi, diğer muha- lefet partisi çõkõyor “OHAL ilan edilsin, er- ken seçim yapılsın” diyorlar. Geç o işi geç. OHAL ilan edilmeyecek. O sizin karakte- rinizde var, bizde yok. O sizin aczinizin gös- tergesidir. Terör örgütü eylemleriyle OHAL’i talep ediyor. Buna kim yataklõk edi- yor, malum siyasi parti. MHP’ye: Niye idam etmedin  Diğer yavru muhalefetin yaptõğõ da bu- dur. “Terör sıfırlanmıştı”. Ne sõfõrlanmõştõ be, dürüst olun. O dönem terörist başõnõn tes- lim edildiği, akõbeti belli olmayan bir dönem. O zaman idam vardõ. Ee, niçin sümen altõ ettiniz? Niçin gereğini yerine getirmediniz? Neden? Çünkü birilerine söz verdiniz, söz. Açılımı bitirmek ihanettir  Açõlõmdan geri adõm atmayacağõz, yolumuzdan dönmeyeceğiz. Eğer açõlõmdan vazgeçersek bilin ki terör, savaş baronlarõ, silah tüccarlarõ kazanõr. Açõlõmdan vaz- geçmek de, karşõsõnda durmak da bu ülke- nin çocuklarõna, gençlerine ihanet olur. MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ ‘AKP siyasal taşeron, PKK silahlı taşeron’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantõsõnda, son dönemde artan terör olaylarõyla ilgili olarak hü- kümete sert eleştiriler yöneltti. Şemdinli’deki şehitlerin adõnõ tek tek sayan Bahçeli, askerleri şehit edenin, Başbakan Erdoğan’õn “tö- renle kucakladığı açılım arkadaşları” ol- duğunu ifade etti. Bahçeli, “Şimdi Tür- kiye, dikkatini Erdoğan’ın terörün ar- kasında olduğunu açıklayacağı isimle- re çevirmiştir. Ya bunları Türk mille- ti ile paylaşacaktır ya da kendi sorum- luluğunu başkalarına atan ve bahane bulan ikiyüzlü siyasetçi olarak tarihe ge- çecektir” görüşünü dile getirdi. Başba- kan’õn terörle mücadelede sorumluluğunu yerine mi getireceği yoksa “TBMM Baş- kanı gibi sorumluluğu hükümette ara- mayıp topu memuru durumunda olan orduya ve polise mi atacağı”nõ merak et- tiklerini kaydeden Bahçeli, AKP’yi “kü- resel siyasi taşeron, PKK’yi küresel silahlı taşeron” ola- rak niteledi. Her iki taşeronun aynõ merkezden ancak ayrõ ayrõ kanallardan ülkeyi yõkmak için küresel pazarlõk usulü ile yõkõm ihalesi aldõğõnõ ileri süren Bahçeli, “Bu aşamada tam bir ac- ziyet ve şaşkınlık yaşayan Başba- kan’a tavsiyemiz, ikircikli ve yanar dö- ner tavrından vazgeçerek terörle mü- cadelede nerede duracağına açıklık getirmesidir” diye konuştu. Devlet Bahçeli konuşmasõnda, isim ver- meden Şemdinli’deki çatõşmada ölen PKK’lileri de katarak “20 eve ateş düştü” diyen ve dağa çõkan teröristlerin bu ülke top- raklarõnda yetişmiş “kandırılmış çocuklar” olduğunu ifade eden Devlet Bakanõ ve Başmüzakereci Egemen Bağış’õ ise “hü- kümetin Amerikalı üyesi” olarak nite- lendirdi. Gelinen noktada artõk Erdoğan ve kadrolarõnõn “tükendiğini” ileri süren Bahçeli, “erken seçim” çağrõsõnõ yineledi. CİNDORUK ‘Terörle mücadele ekipleri Silivri’de’ SELDA GÜNEYSU ANKARA - Demokrat Parti (DP) Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk, hükümetin terörle müca- delede gerekli başarõyõ gösteremediğini belirte- rek “Terörle mücadele eden devlet elemanları Silivri’de tutuklu iken, teröristler ülkede iste- dikleri eylemleri yapa- biliyor” dedi. Cumhuriyet’e açõkla- malarda bulunan Cindo- ruk, terör olaylarõnõn “Kürt açılımı” denilen durumlarla çözülemeye- ceğini belirtti. Cindoruk, “Terör olayları önlenir, önlenemez diye bir şey yok. Türkiye terörle mü- cadelede zaman zaman başarılı oldu. En son 2000’li yıllarda terör olayları neredeyse ‘sõfõr’ noktasına indi. Türkiye koalisyon hükümetle- rinden korkmasın, çün- kü terörü durduran hü- kümetler koalisyon hü- kümetleriydi” görüşünü dile getirdi. “Bu hükümet Türki- ye’ye öyle sıkıntılar ver- di ki, yargıda, ordudaki kadrolaşmalarda bile sı- kıntı var” diyen Cindo- ruk, sözlerini şöyle sür- dürdü: “Terörle müca- dele eden devlet eleman- ları Silivri’de tutuklu iken, teröristler ülkede istedikleri eylemleri ya- pabiliyor. Terörle mü- cadele birimleri teröristle mücadele edecek yerde, fikir adamlarıyla, Tür- kan Saylan’la, Mehmet Haberal’la, Mustafa Balbay’la uğraşıyor. Siz Balbay, Haberal, Saylan gibi isimlerle uğraşır- sanız pusulanın ibresi değişir. İç mücadelede birlik zayıflar. Hedefe gidişteki irade birliği- miz ortadan kalkar.” Terörle mücadelede koalisyon hükümetleri- nin daha başarõlõ oldu- ğunu belirten Cindoruk, Meclis’te üç partinin bir- leşip yeni bir hükümet kurmasõnõ önerdi. BATMAN CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI BDP’li Yıldız için soruşturma BATMAN/ANKARA (Cumhuriyet) - Batman Cumhuriyet Başsavcõlõğõ “Askere gitmemek bir haktır. Kendi çocuklarımızı öldüreceğimize gi- der paşa paşa cezaevinde yatarız” diyen BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız hakkõnda “halkı askerlikten soğuttuğu” gerekçesiyle soruşturma başlatõ. Başsavcõlõk ayrõca aynõ izinsiz gösteri ne- deniyle Bengi Yõldõz hakkõnda “2911 sayılı yasa- ya muhalefet” ve “Terör örgütünün propagan- dası yapmak” suçlarõndan da soruşturma açõlma- sõnõ kararlaştõrdõ. TBMM’de dün gazetecilerin sorularõnõ yanõtla- yan Bengi Yõldõz, sözlerinin arkasõnda olduğunu belirterek, toplumu germek gibi bir niyetinin olma- dõğõnõ söyledi. “Vicdani ret, BM sözleşmeleri ve AİHM kararlarına göre bir haktır. 90 civarın- da ülke zorunlu askerliği kaldırdı” diyen Yõldõz, “100 yıl da cezaevinde yatsam umurumda ol- maz, ben bu kirli savaşın ortağı olmam, vicdani redde inanıyorum” dedi. Yõldõz, “PKK’ye katı- lımlar konusunda da bu çağrıyı yapıyor musu- nuz” sorusu üzerine, kimsenin savaşa, çatõşmaya destek vermemesi gerektiği görüşünde olduğunu ifade etti. Yõldõz bir gazetecinin “Siz PKK adına mı konuşuyorsunuz” sorusuna, “Bölünmeyi PKK de istemiyor. Ben kendi adıma, partim adına konuşuyorum” karşõlõğõnõ verdi. Aynõ ga- zetecinin, PKK’nin özerkliği savunduğunu söyle- mesi üzerine ise Yõldõz “Özerkliği biz de istiyo- ruz. Demokratik özerkliği, Kürtlerin kendi ken- dini yönetmesi gerektiğini söylüyoruz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle