19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada sandığımız günlerde İlhan’ın iradesi olaylara egemen olur ve: “Yürümeye devam” der, bir anda karamsarlıktan aydınlığa çıkmış gibi yine şevkle, heyecanla çalışmaya devam ederdik. Onun dilinde yürümeye devam etmek, koşullar ne olursa olsun karamsarlığa kapılmadan, engelleri aşmak, demekti. Her şeye karşın bugün ayakta durabiliyorsa Cumhuriyet; bu sonucu İlhan’ın 20 yıl usanmadan, kırılmadan sürdürdüğü savaşıma borçludur. 1991 Kasım ayında bugün fikir ayrılığı diye anılan ve anlatılan olaylar patladığında gazeteden İlhan Selçuk ayrıldı. İlhan ile birlikte Oktay Akbal, Ali Sirmen ve Uğur Mumcu ve pek çoğumuz da. 1992 Mart’ında İlhan gazeteye döndü. Hepimiz gazeteye döndük. Şimdi kimileri 1991 Kasım ayını kendi hesabına anlatıyor ama… 1992 Mart’ında nasıl bir gazete bıraktıklarını, gazeteye döndüğümüzde nasıl bir gazete bulduğumuza değinmiyorlar. 100 binin üzerindeki tiraj 30 binlerde. Kasa tam takır kuru bakır! Maaşlar zorlukla ödeniyor. Ayda yüz bin, iki yüz bin lira alırsak seviniyoruz. O koşullarda Ankara’da mücadeleyi bir gün olsun bırakmayan İlhan Selçuk’la gazeteyi kurtaracak bir ana para bulmaya çalıştık. O günleri yaşayan bir arkadaşımız; “İlhan Selçuk daha hayattayken, onunla ilgili tüm duygu ve düşüncelerimi herhangi bir sansür uygulamadan olduğu gibi yazdım” diyor dün yazısında. Laik Cumhuriyeti, Atatürkçü düşünceyi ve aydınlığı savunan yazılarının altında bile cuntacılık, darbecilik arayan Hasan Cemal’e, İlhan Selçuk; tek bir gün olsun ne yazılarında ne de özel söyleşilerimizde kınayan, şudur budur içeriğinde tek bir cümle yazmadı, söylemedi. Zira İlhan’ın kocaman bir yüreği vardı; affederdi! Ara sıra Cumhuriyetle yaşıt Cumhuriyet gazetesinin tarihini yazacağından söz ederdi. Cumhuriyet tarihine, Cumhuriyet gazetesinin varoluşundan son günlere kadar yaşanan olayların ve kimilerinin gerçek kimliğine ayna tutacaktı ama yazamadı. Oktay Ekşi, övgüyle söz ettiği İlhan’la ilgili başyazısında Selçuk’u gerçek yönleri ve yüzüyle anlatıyor. “Gazetenin iç düzenini şahsi otoritesiyle korudu. Çünkü okuyucuları gibi gazete çalışanları da ona her zaman güven duydular” diyor. Evet İlhan Selçuk, gazetenin İlhan Ağabeyi idi. Melih Aşık, Selçuk gerçeğini yazıyor: “İktidarlar onu hiç sevmezdi. Çünkü O; Cumhuriyet’in, demokrasinin, laikliğin, aydınlığın yılmaz savunucusuydu. Paraya, pula, iltifata teslim olmazdı. Bir dostunun deyimiyle ‘İlhan Selçuk için onurlu, dürüst, haysiyetli, demokrat, devrimci gibi sıfatlar sıralamaya gerek yok.Tüm bu sıfatlar için bir İlhan Selçuk demek yeter’di.” İlhan Selçuk, Cumhuriyet’teki “Pencere”sinden 8 Nisan 1962 tarihinde yayımlanan ilk yazısında yaşamı boyunca değişmeyen İlhan Selçuk’u anlatıyor: “Her insanın penceresi kendine benzer. Atatürkçülerin penceresindeki mimaride devrimlerin çizgisi vardır. Atatürk devrimlerinin Türkiye’ye açtığı pencerede ne ahşap ev penceresindeki kafesler ne saray penceresinde ağır perdeler ne konak penceresindeki pancurlar ne tapınak penceresindeki vitraylar vardır. Atatürk’ün Türkiye’ye açtığı pencereden ışık düpedüz girer… Aklın ışığı.” 46 yıl sonra 19 Şubat 2008 “Türkiye Cumhuriyeti Başkalaşıyor” başlıklı yazısında “Demokrasi nedir?” diye soruyor ve yanıtlıyor: “Demokrasi, laiklik temelinde akılcı yöntemlerle tartışıp doğruyu aramanın siyasal rejimidir. Peki, insanların akıl değil dinciliği politikaya alet ettikleri bir toplumda demokrasi nasıl yürüyecek? Türkiye’deki tüm göstergeler son yıllarda insanın ve toplumun dincilik yolunda başkalaştığını vurguluyor. Evet, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti başkalaşıyor. Pek ne olacak? Başkalaşmaya direnebilirsek … Değişime açılabilirsek.. Türkiye kurtulur.” Bu ve buna benzer yüzlerce yazıya imza atan, inançlarından bir gün olsun ödün vermeyen İlhan Selçuk’u dinci, yandaş ve Fetocu medyanın hayırla anması beklenmezdi. Birtakım dokundurmalarla çirkin yüzlerini dün de sergilediler. Oysa İlhan Selçuk’lar çizdiği yolda yürümeye devam ediyor, edecek! “Ama bir itirazım var. Her şey değişir. İnsan ve toplum… İnsan da değişir… Toplum da” diyor İlhan Abi. Değişir mi İlhan Abi? SAYFA 23 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBACUMHURİYET 10 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Haziran Yaşam dediğimiz, ömür dediğimiz belli. O ömrün nasıl ve ne için harcandığını algılamak gerek öncelikle. Cumhuriyet kuşağının ömrü, bir yeniden kuruluşu simgeler. Köhnelikten aydınlığa, baş eğici olmaktan başı göğe değdirme hedefine, tutuculuktan devrimciliğe, tek kişiye saplanmışlıktan çoğulculuğa, erkeğin egemenliğinden eşitliğe, bireycilikten toplumsalcılığa evrilen coşkulu, kararlı bir yolculuktur bu. Cumhuriyetin gazetesi Cumhuriyet’i çıkarma sorumluluğunu üstlenmiş aydınlık Nadi ailesinden sonra aynı görevi sırtlayan İlhan Selçuk da işte o yolculuğa çıkmış “iyi insan”lardandı. “İyi insan”lık, öyle söylenip geçiştirilecek bir tanımlama değildir. “İyi” olmak; insanlık tarihinin uzun ve zorlu süzgecinden geçe geçe, doğruluk terazisinde tartıla tartıla, yüreklerde ve bilinçlerde deneye yanıla oluşan ortak bir ışıltıdır ki, her ademe özgü olamaz. Anadolu, yüzyıllar boyu bu iyi insanlardan çok gibi gözüken ender değerler doğuran bir beşiktir. Bu sıra dışı insanlardandır işte İlhan Selçuk. İlhan Selçuk hep bilge ve örnek bir insandı, tanıyan, tanımayan herkes için. Gazetesini yönetirken de yazısını yazarken de... Köşe yazarlığının gizini bir söyleşisinde aynı bilgelikle şöyle anlatmıştı: “Her gün düşünmek, her gün yazmak, her gün araştırmak, her gün çalışmak zorunda olan insan, 24 saat sürekli form tutmak zorundadır. Bunun olağanüstü yararları vardır bir insanın ve yazarın gelişmesinde. Herhangi bir olayı incelemek için çalışmak zorundasınız, analize gitmek zorundasınız, senteze gitmek zorundasınız, belirli saatte yazıyı ortaya çıkarmak zorundasınız. Bu zorunluluk, insanın itici gücüdür ama eğer tembelseniz ve bu çalışmayı yapmazsanız, o zaman içi boş bir çuvala dönersiniz. Köşe yazarlığını sürdürmek, bir kemancının her gün 8 saat antrenman yapmasına benzer. İnsan, çalışmadığı zaman çaptan düşer.” Çap... İlhan Selçuk, yurttaşlıktan gazeteciliğe, devrimcilikten filozofluğa, yaşamının sonuna değin bedeninde yaşattığı tüm kimliklerde, bu üç harfli, ama belki de sonsuz derinliği olan sözcüğün hakkını verdi. Bununla da yetinmedi. Çapı olduğuna inandıklarını çevresine toplarken çapsızlara, çapını bilmeyenlere ders verdi, çaptan düşmüşlere ise haddini bildirdi. Her ne kadar Lavosier “Hiçbir şey kaybolmaz, hiçbir şey yoktan var olmaz” yasasını atomlar için söylese de aynı ilke insanlar için de geçerlidir. İlhan Selçuk, hiçbir şeyin yoktan var olmayacağını, boş çuvaldan gazeteci, aydın kişi olamayacağını hayatı ile kanıtlarken dahi rehber oldu bizler için. Eğer bir birikim varsa, kuşkusuz hiçbir şeyin kaybolmayacağı gibi, üretilen de, özenle kurgulanan da kaybolmayacaktır. Aynı Türkiye Cumhuriyeti gibi, Atatürk ilkeleri gibi, devrimci olmak gibi, eşitlikçi bir dünyaya kavuşma ve içinden çıktığımız halkı refaha kavuşturma özlemleri gibi. Ve tüm bu özlemleri savunmak için var olmuş Cumhuriyet gazetesi gibi... İlhan Selçuk’un bizlere bıraktığı son ve en önemli ödev Cumhuriyetimizi güçlendirerek yaşatmaktır. Sorumluluk çok büyüktür, ama bize yol gösteren, ışık tutan önder de o derece büyüktür. Orada, gökyüzünün yıldızları arasında, “İlhan Ağabey”, bize bakıyor, biliyoruz, duyuyoruz, bilincindeyiz... ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Ardından... [email protected] Oslo PB 21 Helsinki PB 15 StockholmPB 24 Londra PB 24 AmsterdamB 21 Brüksel A 22 Paris B 22 Bonn B 24 Münih B 19 Berlin B 21 Budapeşte B 24 Madrid PB 33 Viyana PB 20 Belgrad Y 19 Sofya Y 19 Roma PB 25 Atina Y 27 Zürih PB 22 Moskova B 30 Aşkabat Y 33 Taşkent B 34 Bakû A 29 Bişkek B 29 Tiflis B 33 Kahire A 34 Şam A 30 İstanbul Y 26 Edirne Y 26 Kocaeli Y 23 Çanakkale Y 24 İzmir Y 24 Manisa Y 24 Denizli Y 26 Zonguldak Y 22 Sinop Y 25 Samsun Y 23 Trabzon Y 25 Giresun Y 25 Ankara Y 26 Eskişehir Y 24 Konya PB 27 Sıvas Y 26 Antalya Y 29 Adana Y 33 Mersin PB 32 Diyarbakır PB 34 Şanlıurfa PB 23 Mardin PB 30 Siirt PB 33 Hakkâri Y 28 Van Y 26 Kars Y 24 Ülkemiz geneli par- çalı ve çok bulutlu, İç Anadolu’nun gü- neybatısı, Güney- doğu Anadolu ile İçel ve Bingöl dı- şında tüm ülke sa- ğanak ve gök gürü- lütlü sağanak yağ- murlu geçecek. Ya- ğışlar Batı ve Orta Karadeniz’in iç ke- simleri, Marmara ile Göller Yöresi’nde kuvvetli olması bek- leniyor. B A L Y O Z S O R U Ş T U R M A S I 12 asker daha tahliye oldu Balyoz Güvenlik Harekât Planõ soruşturmasõ kapsamõnda yalnõzca muvazzaf subay Cengiz Köylü ile emekli Albay Kubilay Aktaş tutuklu bulunuyor. İstanbul Haber Servisi - Balyoz Güvenlik Ha- rekât Planõ soruşturmasõ kapsamõnda tutuklu bulunan eski MGK Genel Sekreteri emekli Or- general Şükrü Sarıışık’õn da aralarõnda bu- lunduğu 12 asker daha dün tahliye edildi. So- ruşturma kapsamõnda yalnõzca muvazzaf su- bay Cengiz Köylü ile emekli Albay Kubilay Aktaş tutuklu bulunuyor. Emekli Orgeneral Şükrü Sarõõşõk, emekli kur- may Albay Mümtaz Can, emekli Tümgene- ral Behzat Balta, emekli Tümgeneral Tuncay Çakan, emekli Tuğgeneral Mehmet Kaya Va- rol, emekli Albay Emin Küçükkılıç, emekli Tuğgeneral Halil Kalkanlı, emekli Tümgeneral İzzet Ocak, Albay Recep Yıldız, Kurmay Al- bay Murat Özçelik, emekli kurmay albay Su- at Aytın, emekli Kurmay Albay Ali İhsan Çu- hadaroğlu’nun tahliye talepleri İstanbul 9. Ağõr Ceza Yargõcõ Yılmaz Alp tarafõndan kabul edil- di. Yargõç Yılmaz Alp, “CMK’nin 100. mad- desi gereğince tutuklamanın bir tedbir ol- duğuna dikkat çekerek şüpheliler hakkın- da CMK 100/2. maddesinde belirtilen tu- tuklama nedenlerinin olmadığını” belirtti. Yargõç Alp, dosyadaki bilirkişi raporlarõnda- ki çelişkilerin giderilmesi amacõyla 16 Haziran 2010 tarihli TÜBİTAK raporu, MİT, Genelkur- may Başkanlõğõ ve Kara Kuvvetleri Komutanlõ- ğõ’nõn yazõlarõ dikkate alõndõğõnda, eylem aşa- masõna göre şüpheliler lehine suç vasfõnõn de- ğişme olasõlõğõnõn olduğunu kaydetti. Yargõç Alp, şüphelilerin tutuksuz yargõlanmalarõnõn yargõlamanõn amacõna ulaşmasõna engel ol- mayacağõnõ belirterek anayasanõn 2. ve 10. maddelerine dikkat çekti. Türkiye Cumhuri- yeti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk dev- leti olduğu, kanun önünde herkesin eşit oldu- ğunu ifade eden Yargõç Alp, “Şüphelilerin sos- yal konumlarına göre kaçma olasılıklarını gösterir olgunun bulunmadığını” belirtti. AİHM kararları dayanak gösterildi Dosyadaki tüm şüphelilerin 5-7 Mart 2003 ta- rihlerinde yapõlan Balyoz harekât plan semine- rine katõlan veya olasõlõğõ en yüksek tehlike se- naryosu olarak isimlendirilmiş çalõşma sõrasõn- da görevlendirilmiş kişiler olduğunu kaydeden Alp, tutuklama kararlarõnõn ardõndan aynõ eylem nedeniyle şüpheli olan birçok kişinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca ya da talimatla ifa- deleri alõndõktan sonra serbest bõrakõldõklarõnõn altõnõ çizdi. Türkiye’nin Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’ni (AİHS) onayladõğõnõ, bu hususun anayasanõn 90. maddesiyle kabul edildiğini anõmsatan Alp, anayasanõn 90. maddesinde, te- mel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararasõ an- tlaşmalarla kanunlarõn aynõ konuda farklõ hü- kümler içermesi nedeniyle çõkabilecek uyuş- mazlõklarda uluslararasõ anlaşma hükümlerinin esas alõnacağõnõn belirtildiğini vurguladõ. Şüpheliler hakkõnda yurtdõşõna çõkõş yasağõ ge- tiren Alp, kararõna Avrupa İnsan Haklarõ Mah- kemesi’nin (AİHM) uzun tutuklulukla ilgili ka- rarlarõnõ dayanak gösterdi. Alp’in kararõyla 18 Haziran 2010’da emekli Orgeneral Çetin Do- ğan’õn da aralarõnda bulunduğu 14 muvazzaf ve emekli asker tahliye edilmişti. AKP ENGELLEDİ ‘Faili meçhul’ önerisine yineret ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) -TBMM’nin 16 Temmuz’a kadar ça- lõştõrõlmasõ kararõ alan AKP, CHP’nin, “faili meçhul siyasi cinayet- ler”le ilgili verdiği araş- tõrma önergesinin görü- şülmesi için verdiği grup önerisini ikinci kez red- detti. Faili meçhul cinayetle- re kurban gidenlerin ya- kõnlarõnõn geçen şubat ayõnda Meclis’i ziyaretle- rinde, faili meçhullerle il- gili “Meclis araştırma komisyonu kurulması” yönündeki istemlerine MHP dõşõndaki siyasi par- tiler “destek” açõklama- sõna karşõn, AKP bir kez daha “yan çizdi”. CHP’li Ali Rõza Öz- türk’ün, aralarõnda Saba- hattin Ali, Abdi İpekçi, gazetemiz yazarõ Uğur Mumcu’nun da bulundu- ğu faili meçhul siyasi ci- nayetlere kurban gidenler- le ilgili Meclis Araştõrma Komsiyonu kurulmasõ için verdiği araştõrma önerge- sinin, dün gündeme alõna- rak görüşülmesi için grup önerisi getirdi. Önerge üze- rinde söz alan Öztürk, ko- nuya ilişkin benzer öner- gelerinin daha önce de AKP oylarõyla reddedil- diğine dikkat çekerek, “Meclis bunu araştırma- yacak da neyi araştıra- cak?” diye tepki gösterdi. AKP grubu adõna söz alan Sakarya Milletvekili Ay- han Sefer Üstün ise gün- demin sõkõşõk olmasõ ne- deniyle, konuyu Meclis’in yeni yasama yõlõnda ele alõnacağõnõ söyledi. Genel Kurul’da daha sonra AKP’nin, 1 Tem- muz’da tatile girmesi ge- reken Meclis’in çalõşma süresinin 16 Temmuz’a kadar uzatõlmasõna ilişkin grup önerisi görüşülerek kabul edildi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Ana- dol, artan terör olaylarõ nedeniyle Meclis’in tatile girmemesini istedi. İstanbul Haber Servisi - Şişli Belediye Başka- nõ Mustafa Sarıgül, Türkiye Değişim Hareke- ti’nin (TDH) partileşmeyeceğini açõkladõ. Sarõgül bu- nun nedenini, CHP’nin genel başkanlõğõna Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesinin, toplumda yarattõ- ğõ umut dalgasõ olarak gösterdi. Şişli Belediye Başkanõ Sarõgül, Lütfi Kõrdar Kon- gre ve Sergi Sarayõ’nda Türkiye Değişim Hareketi’nin partileşme süreciyle ilgili dün düzenlediği basõn top- lantõsõnda bilgi verdi. Türkiye’nin çok ciddi bir sü- reçten geçtiğini ve bu süreçte CHP’nin yarattõğõ de- ğişim rüzgârõna fõrsat vermek gerektiğini belirten Sa- rõgül, “İktidar, vaat ettiklerini yerine getiremedi. İktidar yoruldu, Türkiye de yoruldu. Bu yüzden ülkemize duyduğumuz sorumluluk gereği, akan kanı durdurmak, ülkemiz siyasetine yardımcı ol- mak ve siyasetteki değişim rüzgârlarına fırsat ver- mek için, gün özveri ve fedakârlık günüdür” de- di. Sarõgül, Kõlõçdaroğlu’nun genel başkanlõğõnda- ki CHP’nin, mutlu bir Türkiye isteyen yurttaşlar için bir umut rüzgârõ yaratmõş olmasõ nedeniyle CHP’de- ki değişime şans tanõmak istediklerini dile getirdi. Sa- rõgül, bu kararõ verirken CHP’lilerle herhangi bir gö- rüşmesinin olmadõğõnõ ifade etti. CHP karardan memnun Sarõgül’ün açõklamalarõna ilişkin gazetecilerin so- rularõnõ yanõtlayan Kõlõçdaroğlu, “CHP, Türkiye’yi içinde bulunduğu çıkmazdan kurtaracak ve ik- tidar seçeneği en güçlü olan parti şu anda. Sayın Sarõgül’ün bu gerçeği görmesi ve CHP’yi des- teklemesini mutlulukla karşılıyoruz” dedi. Bunun bir manevra olup olmadõğõ yönündeki so- ruya Kõlõçdaroğlu, “Geçmiş geçmişte kaldı. Biz ge- leceğe bakıyoruz” yanõtõnõ verdi. Sarõgül’ün CHP’ye dönmesi gibi bir durumun söz konusu olup olmadõğõ yönündeki soruya ise Kõlõçdaroğlu “Da- ha şu an öyle bir talep söz konusu değil” dedi. Sarıgül, CHP’nin yarattığı değişim rüzgârına fırsat vermek gerektiğini belirtti. (Fotoğraf:AA) Kılıçdaroğlu’nu destekleyecek Yargõtay’õn istediği dosyayõ İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi üyeleri incelemeye aldõ Cihaner dosyası yine takıldıİstanbul Haber Servisi - Yargõtay 11. Ceza Dairesi, Albay Dursun Çi- çek’in yargõlandõğõ “İrticayla Müca- dele Eylem Planı” davasõyla Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Ciha- ner’in yargõlandõğõ davayõ birleştir- medi. Dursun Çiçek dosyasõ İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İs- tanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi üye- leri ise Erzurum’dan birleştirme kara- rõyla gönderilen Cihaner dosyasõnõ in- celemeye aldõ. Mahkeme Başkanõ Kök- sal Şengün ise dosya üzerinde hiçbir iş- lem yapõlmadan Yargõtay’a gönderil- mesi yönünde görüş bildirerek incele- me kararõna muhalefet etti. Şengün, Yargõtay kararõna uyularak hiçbir işlem yapõlmadan Cihaner’in dosyasõnõn gönderilmesi yönünde gö- rüş bildirdi. Mahkeme üyeleri hâkim Sedat Sami Haşıloğlu ile Hasan Hü- seyin Özese ise dosyayõ inceleme ka- rarõ aldõ. Üye hâkimlerin kararlarõna muhalefet ettiğini belirten Şengün, “Yargıtay’ın kararı bana göre açık” dedi. Üye hâkimlerin incelemelerinin sonucunun bu hafta içinde belli olaca- ğõnõ kaydeden Şengün, gazetecilerin “Dosya Yargıtay’a gönderilmeyebi- lir mi” sorularõ üzerine “Muhalif kal- dığım karar. Sonrası için şimdi bir şey söyleyemem” dedi. Dosyanõn ise 18 Haziran’da mahke- melerine geldiğine dikkat çeken Şen- gün, “Birleştirme kararından sonra dosyadan el çekilir. Size bu kadarı- nı söyleyeyim” diye konuştu. Üye hâ- kimler, Cihaner’in dosyasõnõn Dursun Çiçek davasõ ile birleştirilme kararõnõ ya da Yargõtay kararõnõ onaylayacaklar. Yargõtay kararõna uyulmazsa dosya üzerinde uyuşmazlõk ortaya çõkacak. İncelenmek üzere Yargõtay’a gön- derilen Dursun Çiçek’in de sanõk olduğu “İrticayla Mücadele Eylem Planı” da- va dosyasõ da mahkemeye ulaştõ. Yar- gõtay 11. Ceza Davasõ, Çiçek dosyasõ ile Cihaner’in davasõ Yargõtay’da Cihaner dosyasõ ile birleştirilmedi. Dursun Çi- çek, Bedrettin Dalan ile birlikte 7 sa- nõğõn yargõlanacağõ davanõn ilk oturu- mu 28 Haziran 2010’da görülecek. Yargıç Şengün’den savcılar için suç duyurusu İstanbul Haber Servisi - İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Köksal Şengün, Ergenekon soruş- turmasõ kapsamõnda dinlemeye takõlan telefon görüşme- leri nedeniyle soruşturmayõ yürüten cumhuriyet savcõla- rõ ve emniyet görevlileri hakkõnda suç duyurusunda bu- lundu. Şengün’ün Ergenekon operasyonunun son dalga- sõnda gözaltõna alõnarak serbest bõrakõlan avukat Tülay Bekar ile yaptõğõ görüşmeler tutanaklarda yer almõştõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle