23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER O da gitti. Herkes gidiyor. Hep gidilecek, er geç. Erken ya da geç. Geç gitmeye kalmanın tek acı yanı, gidenlerin gidişini görmek, o gidişlerin üzüntüsüne ve gitgide artan bir yalnızlaşmaya katlanmak herhalde. Avuntusu da yok değil bunun: Gidişten sonra değerlerin kaldığını, hiçbir emeğin, doğruluğun, haklılığın, bağlılığın ve sevginin boşa gitmediğini görmenin avuntusu. Öylesi, aslında avuntudan öteye, müthiş bir güç ve güven verir insana. Çalışmanıza, doğruluk ve haklılık inancınıza, bağlılıklarınıza ve sevgilerinize daha bir coşkuyla tutunur oluyorsunuz. Gidenlerin ardından yalnızlaşma duygusunu yenmenin çaresi de belki bunda yatmaktadır. Anneanneler, babaanneler, analar babalar, eşler gitmiştir, hem de kendilerinden önce gitmemesi gerekenlerin gidişlerini görmüş ve evlat acısı da çekmiş olarak; ama evlatlar, ablalar, ağabeyler, kardeşler, yeğenler vardır. Demek ki, gidenler tam gitmemişlerdir. Yetiştiğiniz okullardaki öğretmenleriniz, hocalarınız yoktur artık; ama çevrenizde kendi yetiştirdiklerinizin yeni kuşakları da yetiştirdiklerini, edindirilmiş bilgilerin ve değerlerin kuşaktan kuşağa aktarıldığını gördükçe, gidenlerin de bir anlamda yaşamaya devam ettiklerine inanmaya başlarsınız. Birlikte çalışarak ulus tarihinin bir aşamasında örnek sayılan bir hukuk metni ya da ülke düşüncesinde iz bırakan bir yayın ortaya koyduğunuz arkadaşlarınızdan tek siz kalmışsınızdır yaşamda; ama o metin ya da yayın hâlâ örnek sayılmayı sürdürmekteyse, gidenlerin de bir bakıma sizinle birlikte yaşadıklarını hisseder gibi olursunuz. Nitekim, Turhan’la İlhan gitmiş gibiler; oysa Cumhuriyet’le birlikte yaşamayı sürdürüyorlar. Yoksa, evren ve yaşam baştan aşağı “miş gibi”lerden mi ibaret? “O da yalan, bu da yalan; var biraz da sen oyalan” mı diyeceğiz birbirimize? Olmuyor işte, öyle diyemiyoruz. İnsanoğlu acayip bir yaratık: Hem her şeyin farkında, hem de “her şey boş” diyemiyor bir türlü. İlle bir anlam vereceğiz olanlara ve olacaklara; gerekçeler, nedenler, niyetler, hedefler bulmamız lâzım.. Lâzım değil mi? Hayvan mıyız, insanız biz. Yaratılışa anlam ve inanç veren, yahut en azından açıklama, nedensellik getirmeye çalışan, didinen, kafa yoran, çırpınan. “Boşuna geldik bu dünyaya, o halde boş verelim” diyebiliyor muyuz? Diyemiyorsak, o halde devam. “Benden armağan olsun boşluğa” diyebilirsiniz mesela. mumtazsoysal@gmail.com AÇI MÜMTAZ SOYSAL Gidişler İ lhan Selçuk’un biyografisi nasõl yazõlmalõydõ? Öyle ya, yarõm yüzyõl Türk basõnõn- da iz bõrakan onurlu bir dü- şünce adamõnõn, bir yazõ usta- sõnõn biyografisini yazmak ve beğendirmek, çok zor işti. Bir- çok kişi yazdõ, ben de yazdõm. Tanõyanlar bilir, İlhan Abi, iyimser bir kişiydi, engin hoş- görüsüyle ne yazõlõrsa, nasõl ya- zõlõrsa yazõlsõn, hemen övgüle- re boğan bir kişiydi. Üç yõl önce ilk basõmõ yapõlan kitabõm “Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlü- ğü”nü daha ilk gün yayõnevin- de imzalayõp kendine ulaştõr- mõştõm. Daha sonraki günlerde kendi- ni ziyaretimde sözlük ve söz- lükte yer alan biyografisi üzeri- ne düşüncesini sorduğumda, “Onca bilgiyi ben bile hatır- lamıyorum, sen nereden bul- dun?” diye çalõşmamõ övmüş- tü. Sağ olsun, beni sevindir- mişti. Şimdi ben bu biyografiyi na- sõl tamamlamalõyõm diye düşü- nüyorum. Onun daha doya doya yaşa- yacağõ yõllarõ elinden alan kim? Aydõnlõk saçan “Pencere”sini karartan kim? İlhan Selçuk’un ilk çalõşma- larõnõ ayrõ tutarsak, 1962’de Do- ğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal, İlhami Soysal ve Reşit Eyü- boğlu ile birlikte Yön dergisinin kurucularõ ve yazar kadrosunda yer aldõ. Aynõ yõl Nadir Nadi’nin “Ya- zılarınızı her gün okuyorum, beğeniyorum, bizimle çalışır mısınız?” önerisi üzerine, ken- di deyişiyle “O günden bugü- ne Cumhuriyet’le etle tırnak oldu”. Yazõ İşleri Müdürü Cevat Fehmi Başkut’un önerisi üze- rine köşesine “Pencere” adõnõ verdi. Ve Pencere, “Aydınlanmanın Penceresi” oldu. A’dan Z’ye herkes bu Pencere’den etkilen- di, bu “Pencere”nin eğitiminden geçti. Kõsacasõ İlhan Selçuk, Türkiye’nin bir yol göstericisi, öğretmeni oldu. Gazetecilikle ilgili çeşitli ödül- ler aldõ. Sivil toplum örgütleri birçok ödül verdi. Son ödüllerinden ikisi yine onun topluma öğretmen oldu- ğunun kanõtõ olarak Mimar Si- nan Üniversitesi (2001) ve İs- tanbul Üniversitesi (2002) tara- fõndan verilen ‘Doktora’ unva- nõydõ. İlhan Selçuk, Türkçeyi çok bü- yük bir ustalõkla kullanan bir ya- zardõ, deneme ustasõydõ, ro- mancõydõ. İlhan Selçuk, Yüzbaşõ Sela- hattin Yurtoğlu’nun (1894- 1921) anõlarõndan yola çõkarak, Kurtuluş Savaşõ’nõ konu alan bir romana da imza attõ. “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı”nõ yaz- dõ. Kurtuluş Savaşõ’nõn anlatõldõ- ğõ birçok romanda adõ geçen Yüzbaşõ Selahattin’i anlattõ. İki cilt olan romanda değer yargõlarõyla birlikte çöken Os- manlõ İmparatorluğu yerine ye- ni bir imparatorluk kurmak is- teyenlerin dramõnõ ve devletin çöküşünü durdurmak isteyen bir asker kuşağõnõn fedakârlõk destanõnõ dile getirdi, yakõn ta- rihimizin gerçeklerini sergile- yerek, pek çok yönü aydõnlan- mamõş bir döneme õşõk tuttu. Evet, onun biyografisi “Pen- cere”si gibi hiç kapanmayacak. İlhan Selçuk’a 12 Mart 1971’de ve 21 Mart 2008’de yapõlanlar unutulmayacak. Onun geride bõraktõğõ saygõn yaşamõ, savunduğu temel dü- şünceler, Atatürk Cumhuriyeti için, demokrasi, insan haklarõ ve hukukun üstünlüğü için verdiği büyük savaşõm Türk siyasi ya- şamõnda her zaman saygõn yerini koruyacak. Özlemi olan Aydõnlõk Türki- ye’nin kurulmasõ hiçbir biçim- de engellenemeyecek… Güle güle İlhan Abi… Seni her zaman özleyeceğiz… İlhan Selçuk Biyografisi… Hikmet ALTINKAYNAK Onun biyografisi “Pencere”si gibi hiç kapanmayacak. İlhan Selçuk’a 12 Mart 1971’de ve 21 Mart 2008’de yapõlanlar unutulmayacak. Onun geride bõraktõğõ saygõn yaşamõ, savunduğu temel düşünceler, Atatürk Cumhuriyeti için, demokrasi, insan haklarõ ve hukukun üstünlüğü için verdiği büyük savaşõm Türk siyasi yaşamõnda her zaman saygõn yerini koruyacak. PENCERE Aydõnlanmanõn Bilgesini Yitirdik Y aşamõnõ ülkemizin aydõnlõk yarõnlarõna adayan, bilge insan, başyazarõmõz İlhan Selçuk’u yitirmenin derin hüznü var yüreğimde. İlhan Selçuk, bağõmsõzlõk inancõnõ günümüzün kurt kapanlarõ ile dolu çõkar dünyasõnda dirençle ve özveri ile savunan gerçek bir Kemalist idi. Toplumun değerler sisteminin altüst olduğu, yõlgõnlõğõn, tepkisizliğin ve çõkarcõlõğõn geçer akçe sayõldõğõ günümüzde laikliğin, demokrasinin ve Atatürkçülüğün ödünsüz savunucusu İlhan Selçuk’u çok arayacağõz. O, ülkesinin sorunlarõnõ kendine dert edinmiş, aydõn olmanõn sorumluluğunu bizlere öğretmiş kalpaksõz bir Kuvayõ Milliyeci idi. Türkiye üzerine oynanan oyunlarõ, emperyalizmin ülkemizde iki yüz yõldõr çevirdiği dolaplarõ bõkmadan, usanmadan okurlarõna yõllarca anlatan İlhan Selçuk aydõnlanmanõn, çağdaşlaşmanõn simgesiydi. Duyguyla ve engin kültürel birikimiyle kaleme aldõğõ tadõna doyum olmaz denemeler hepimize yol göstericilik yaptõ. Ulusallõğõ yüceltmenin evrensellikten geçtiğini en iyi anlayan ve anlatan ender düşünürlerden biriydi. Bilimsel kafanõn, eleştirel aklõn õşõldağõ ile evrenin dört iklimini aydõnlattõğõna inanõrdõ. Mustafa Kemal’in sevdalõsõ İlhan Selçuk yaşamõ boyunca yüzünü hep aydõnlõğa çevirdi. Halkõmõzõ uyandõran, gelmekte olan tehlikeyi önceden gören İlhan Selçuk, ortaçağ karanlõğõna karşõ savaşta da hep önde idi. Onun yõllar önce yazdõklarõnõn hepsi günümüzde doğrulanõyor. Yol göstericimiz İlhan Selçuk’un yapõtlarõ, kõrk beş yõldõr kesip sakladõğõm binlerce yazõsõ şimdi kitaplõğõmõn baş- köşesinde yer alõyor. Bir yazõsõnda “Çağdaş insan kimdir” sorusunu sormuş, bu soruyu şöyle yanõtlamõştõ: “Savaş uçakları kentleri bombalarken tiyatro perdesini açan çağdaş insandır; hücum borusu çalmadan önce cephede türkü söyleyen çağdaş insandır; bir ömür boyu mahpuslukta şiir yazan çağdaş insandır; doksan yaşındayken güzel bir resim karşısında yaşamın tadını damağında duyan çağdaş insandır.” Yüreği ile gülümseyen, insan sevgisi ile dolu, aydõnlanmanõn öncüsü İlhan Selçuk’u anõlarõmõzda sonsuza dek yaşatacağõz. Yaşamõnõ Cumhuriyetimiz ve onun değerlerine adayan büyük düşünürümüzü artan bir özlem ve saygõyla anõyorum. Işõklar içinde yatsõn. Daver DARENDE Emekli Diplomat-Yazar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle