19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Tofaş Üst Yöneticisi Ali Pandõr, şu aşamada yollara çõkmaya hazõrlanan Fiat Doblo’nun elektrikli versiyonu üzerinde çalõştõklarõnõ belirtti. CMYB C M Y B 23 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Küresel Krizde İkinci Perde 2008’de tüm dünya ekonomilerini saran küresel krizin, 2009’un ikinci yarısından başlayarak “toparlanma”ya dönüştüğü muştulanmıştı. 2010’da toparlanma ivmelenecek; canlandırma paketleri yavaş yavaş çekilecek ve küresel ekonomi yeni dengelerine kavuşacaktı. 2011 sonrası ise yeniden genişlemenin başlangıcı olacaktı. Bütün bu olumlu unsurlar son iki ayın veri akışı altında eridi gitti. Yunanistan’dan gelen iflas haberlerine İtalya, Portekiz, İspanya ve Macaristan’dan sürdürülmesi güçleşen borç haberleri eklendi. ABD ekonomisinde istihdam artışı nisan ve mayıs aylarında yeniden durgunluk içine girdi. İngiltere, 2011 büyüme tahminini 1 puan azaltarak yüzde 2.3’e indirdi. İtalya Merkez Bankası yeni uygulamaya konulan “istikrar paketi”nin maliyetini ekonomik büyüme hızında yüzde 0.5’lik kayıp olarak duyurdu ve İtalyan ekonomisini yeniden durgunluk içerisine sürükleyebileceği uyarısında bulundu. Benzer tahminler Yunanistan ve İspanya için zaten açık olarak yapılmaktaydı. Bu tür haberler küresel ekonominin ikinci bir krize sürüklenmekte olduğu ve küresel krizde “ikinci dip” tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuz şeklinde yorumlanmaya başlandı. Kanımızca aslında olan biten küresel krizin doğrudan yapısal nitelikleriyle ilgilidir ve “ikinci bir dibe vuruş” olgusundan ziyade, krizin uzun süreli durgunluk konjonktürü içinde olmasından kaynaklanmaktadır. Mevcut kriz, popüler yazında sıkça dile getirildiğinin aksine, aslında finansal nitelikli bir kriz değildir. Kriz, kapitalizmin kaçınılmaz krizlerini finansallaşma ile aşma çabasının ürünüdür ve yapısal kökenlerini reel ekonomik aktivitelerde kârlılığın düşmesi ve sermaye birikim temposunun gerilemesinde bulmaktadır. Gelişmiş ülkelerde sanayi faaliyetlerindeki kârların düşme eğilimi, finansal rant oyunları ve finansal kârlar aracılığıyla kapatılmaya çalışılmış ve bu dönüşüm neticesinde sermaye birikimi de sabit sermaye yatırımlarından caydırılıp rantiyer ve finansal faaliyet alanlarına kaydırılmış idi. Dolayısıyla mevcut kriz, kökenlerinin reel ekonomide yattığı, kapitalizmin yapısal sorunlarının artık açığa çıkmasıyla patlak veren bir reel ekonomi krizi idi. Kriz konjonktürünün ardında, başta ABD olmak üzere tüm gelişmiş ekonomilerde neredeyse sıfır düzeyinde tasarruflar ve aşırı tüketim talebi yatmaktaydı. “Sanayi sonrası hizmet toplumu” diye geçiştirilmeye çalışılan bu çarpık yapı doğal olarak çok yüksek düzeyde borçluluğu ve söz konusu borç dünyasının ayrılmaz parçası olan finansal köpükleri de yaratmaktaydı. AB bölgesinde mali birlik sağlanmadan kurgulanan parasal birlik deneyimleri; ABD ekonomisinde yüksek dış açıkların finansmanında kullanılan finansal varlıkların değerlerinin “kuşkulu” olması; ve buna rağmen söz konusu varlıkların başta Çin, Japonya ve Kore olmak üzere tüm dünyanın “yükselen piyasa ekonomileri” tarafından rezerv birikiminde stoklanmak üzere sermaye birikiminden çekilmesi olguları krizin, deyim yerindeyse, tuzu biberi haline gelmişti... IMF’nin hesaplamaları G-20 ülkelerinin tasarladıkları “kurtarma ve canlandırma paketlerinin” maliyetlerinin milli gelire oran olarak 2009’da yüzde 7, 2010’da da yüzde 5.8 düzeyinde olacağını gösteriyor... Söz konusu paketlerin bedelleri peş peşe bütçe açıkları, yüksek kamu borcu ve yüksek borç faizi olarak karşımıza çıkmaya başladı ve krizin “ikinci perdesi açıldı.” Şimdi gördüğümüz durgunluk, artık canlandırma paketleriyle ötelenen reel ekonomik krizin yapısal ana nedenlerini tekrar tekrar ortaya dökmesinin bir sonucu. Bundan sonrasında artık kapitalizmin vahşi yüzünün açıkça ortaya çıkacağı günler göreceğimiz çok açık. Krizin bedelinin emekçi sınıflara esnekleştirme saldırılarıyla ödettirilmeye çalışılacağı günler kapımızda. Emeğin örgütlerini çok ciddi bir sınav dönemi bekliyor. Türkiye’nin aydınlanma çağının yorulmak bilmez neferi Sevgili İlhan Ağabey’i kaybettik. Tüm Cumhuriyet ailesinin ve ulusal bağımsızlık ve aydınlanmadan yana tüm yurtsever dostlarının başı sağ olsun. Anısını huzurunuzda saygıyla bir kez daha anmayı borç biliyorum. Ekonomi Servisi - Bütçe ve- rileri istihdamõn, ekonomideki gelişmelere paralel gitmediğini somut bir biçimde ortaya koydu. KDV gelirlerinde yüzde 29.6 ar- tõşa ve ÖTV gelirlerindeki yüzde 32.4 yükselişe karşõn, ücretler- den alõnan verginin de için- de yer aldõğõ gelir vergisi tevkifatõ (stopaj) kale- minde yaşanan yüzde 2.5’lik gerileme, işsiz- likteki azalõşõn can- lanmaya paralel gitmediğini teyit etti. Ocak-Mayõs döneminde üc- retlerden alõnan verginin de için- de yer aldõğõ gelir vergisi tevkifa- tõ 14 milyar 257 milyon TL sevi- yesine geriledi. Anka’nõn Maliye Bakanlõğõ veri- lerine dayanarak yaptõğõ hesapla- maya göre yõlõn ilk 5 aylõk döne- minde ekonomide canlanmanõn sin- yalleri güçlendi. Buna karşõn işsizlik oranlarõndaki azalõşõn ekonomideki canlanmaya paralel olmadõğõ görül- dü. Krizde en hõzlõ tepkinin hisse- dildiği vergi kalemi olan gelir vergisi tahsilatõ, bu yõlõn ilk 5 ayõnda, geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 0.8 azalarak 16 milyar 151.3 milyon TL’ye geriledi. Reel bazda ise geri- leme yüzde 9.86’yõ buldu. Bu ka- lemdeki azalõşta, gelir vergisi tevki- fatõnda yaşanan gerileme etkili oldu. Aynõ dönemde cep telefonu ile yapõlan konuşma bedelleri üzerin- den alõnan özel iletişim vergisinde tahsilat, geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 13.7 geriledi. Reel baz- da gerileme de yüzde 21.6 düze- yinde gerçekleşti. Son açõklanan bütçe rakamlarõ, “istihdamsõz büyümeye” işaret etti. Ekonomideki canlanmayõ gösteren KDV ve ÖTV gelirlerindeki artõşa karşõn, işsizlikteki azalõşõn canlanmaya paralel gitmediğini ortaya koydu. Ekonomi Servisi - Yõllar önce “montaj sa- nayi” olarak kurulan ve tüm kalõplarõndan tüm parçalarõna yurtdõşõndan gelen kitlerle üretime başlayan Tofaş, bugün yurtdõşõna geliştirdiği mo- delleri satan, kalõptan teknolojiye kadar her ko- nuda ihracat yapan bir kuruluş düzeyine ulaştõ. Artõk cirosunun yüzde 4.8’ini Ar-Ge’ye ayõ- ran Tofaş, Bursa’daki tesislerde yeni nesil do- ğalgazlõ, biyoyakõtlõ ve elektrikli çevreci, hafif ve akõllõ araçlarõn geliştirilmesine odaklanmõş du- rumda. Bütünüyle Türk mühendislerince tasarla- nan ve Avrupa ülkelerinde 450 personelin görev yaptõğõ Ar-Ge merkezi, bir yandan da yurtdõşõ si- parişler için çalõşõyor. Bu gelişimde pay sahibi olan işçiler de kişi başõna yõlda ortalama 35 iyileştirme önerisi ile dünyadaki fab- rikalar arasõnda ilk sõrada yer alõyor. “Montajcı”lõktan do- ğan Tofaş fabrikalarõnda bugün AGV denilen insansõz araç- lar, vaktiyle meydancõlarõn, sonralarõ da forkliftlerin yaptõğõ işi üstlenmiş, kendi kendilerine depolardan tezgâhlara malzeme taşõyor, banttaki elemanlarõn eli ayağõ oluyor. Yatırım arttı Geçen hafta içinde yö- netici ekibiyle birlikte bir grup gazeteciye tesis- leri gezdiren Tofaş’ın Üst Yöneticisi Ali Pandır, özet- le şunları söyledi: 2007’de Fiat Grubu’nun en başarılı üretim merkezi seçi- lerek “bronz”, 2008’de dün- yada ilk kez “gümüş” seviyeye ulaşarak en yüksek puanı aldık. Araç konsepti, stil, iç tasarım, motor, titreşim ve akustik alan- larda tasarım ve testler için 30 milyon Avro yatırım yaptık. 2009’da 35 olan patent baş- vurusu bu yıl ilk çeyrekte 45’e çıktı. 2006, 2008 ve 2009’da çe- şitli ödüller aldık. Yeni Doblo için 35 milyon Avro yatırım yaptık. CNG’li (doğal- gazlı) araçlar geliştirdik. (TL Milyon) 31.12.2009 31.12.2008 Net Satışlar 5.098.8 4.798.0 Faaliyet Kârı 279.1 256.7 Net Kâr 360.4 175.8 2009’da ulusal pazarda bir önceki yıla kıyasla yüzde 12.4 artış gerçekleşirken, Tofaş toplam satışlarını yüzde 40 arttırdı. Geçen yıl 29 bin 596’sı binek, 55 bin 224’ü hafif ticari olmak üzere toplam 84 bin 820 adet Fiat satıldı. Geçen yıl en çok ihracat yapan ikinci üretici İstihdamsõz büyüme geliri azalttõ KDV geliri yüzde 30 arttõ, ücretlilerden alõnan gelir vergisi ise yüzde 2.5 geriledi Tofaş, teknolojiyle büyüyor Aydınlanmanın ışıklı “pencere”si Demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinin savunucusu, Cumhuriyet Gazetesi’nin imtiyaz sahibi, Türk basınının eğilmeyen kalemi İlhan Ağabey’i kaybettik. Ulusumuzun başı sağolsun. Keyveni
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle