20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 2010 PAZARTESİ 6 SÖYLEŞİ CMYB C M Y B Fenerbahçe Kulübü Başkanvekili Nihat Özdemir’in sahibi olduğu Limak Şirketler Grubu’nun bünyesinde bulunan Limak Hotels’in Genel Koordinatörü Kaan Kavaloğlu ile hem turizm sektörünü hem de Limak’õn yeni turizm yatõrõmlarõnõ konuştuk ÖZLEM YÜZAK Artan yaz sõcaklarõ insanõn aklõna hemen “tatil program- larını” getirirken turizmciler çoktan hazõrlõklarõnõ tamamlayõp sezonu açtõlar bile. Biz de say- famõza turizm sektöründe son yõllarda ciddi çõkõşlarõ ile adõn- dan söz ettiren bir grubu konuk ettik. Fenerbahçe Kulübü Baş- kanvekili Nihat Özdemir’in sahibi olduğu Limak Şirketler Grubu’nun bünyesinde bulunan Limak Hotels’in Genel Koordi- natörü Kaan Kavaloğlu ile hem turizm sektörünü hem de Li- mak’õn yeni turizm yatõrõmlarõ- nõ konuştuk. “Biz bir tesisin hem inşaatını hem işletmesini yaparız. O konuda uzmanlaş- tık. Taşımızın altına elimizi so- kuyoruz. Ve turizmden ka- zandığımızı ülke içinde yeni- den turizmde değerlendiriyo- ruz” diyen Kavaloğlu, pazarõ çe- şitlendirdikleri için krizden et- kilenmediklerini savundu. - Limak grubu turizm sek- törüne ne zaman girdi? Süreç içinde hangi yatırımları yaptı? - Limak grubu turizme, 1996 yõlõnda açtõğõ Arcadia Oteli ile girdi. O dönemde turizm gru- bunun tüm Limak Holding içe- risinde çok küçük bir payõ vardõ. Otel işletmesi konusunda Net Holding bün- yesindeki Merit International ile anlaşmasõ vardõ, ben de o dönemde tüm otellerin satõş ve pazarlama direktörlüğünü yapõyordum. 1998 yõlõnda Antalya’ya gelerek Limra Ho- tel’in açõlõşõnda genel müdür yardõmcõsõ olarak görev yaptõm. 2000 yõlõ başõnda da Net Holding ile an- laşmamõza son vererek Limak International Hotels & Resorts’u kurduk. 2002 yõlõnda At- lantis Hotel’in, 2004 yõlõnda Limra Park Re- sort’un açõlõşõnõ yaptõk. 2006 yõlõ başõnda An- kara’nõn ilk butik oteli olan Ambassadore ote- limizi ve haziran ayõnda da Limak Lara De- luxe otelimizi açtõk. 2006 yõlõ itibarõyla hedefimiz olan 4 bin 500 yatak kapasitesine ulaşmõştõk. Yeni yatõrõm- larla birlikte yõl sonuna kadar 6 bin 500 ya- tak kapasitesine ulaşacağõz. Tüm holding içe- risinde de katkõmõz yüzde 20’lere ulaştõ. ‘YATIRIMLARA HIZ VERDİK’ - Limak International Hotels grubu konaklama alanında son zamanda yatı- rımlarını arttırdı. Grubun koordinatörü olarak nasıl bir vizyon belirlediniz? - Evet son yõllarda yatõrõmlara ağõrlõk verdik. İstanbul Kavacõk’ta kendi arazimiz üzerinde 5 yõldõzlõ bir otel inşaatõmõz ta- mamlanmak üzere. Eylül ayõnda açacağõz. Avrasya’daki ilk 5 yõldõzlõ otel. O bölgenin tek ormanõ bizim ya- nõ başõmõzda. Orman manzaralõ otel her ye- re çok yakõn. Tamamen iş dünyasõnõ hedef- liyoruz. 206 odalõ. Yalova Termal’de de süren bir yatõrõmõmõz var. Atatürk’ün isteği üzerine inşa edilen Büyük Otel ve Büyük Gazino’nun resto- rasyonunu üstlendik. Gazi Üniversitesi ile ça- lõşmalarõ birlikte yürütüyoruz... 10 milyon dolarlõk yatõrõm yaptõk. Sade- ce 48 odasõ var. Türkiyenin ilk termal bu- tik oteli olacak. Bundan sonra Yalova’da bir de Atatürk müzesi açmak istiyoruz. Limak otellerinin çağrõ merkezine Atatürk’ün do- ğum yõlõnõ numara olarak seçtik. Numara- mõz 444 1881. Bir de Tarsus’ta inşaat izinleri alõnan 4 ve 5 yõldõzlõ iki otel ve golf sahasõ projemiz var. Biz yatõrõmdan işletmeye kadar her şeyi kendimiz yapan bir grubuz. Kazandõğõmõzõ ülke içinde yeniden turizme yatõrõyoruz. Bir sürü yurtdõşõ yatõrõm teklifi almamõza kar- şõn yurtiçinde kalmakta kararlõyuz. - Bir de Kuzey Kıbrıs’ta yatırımınız var değil mi? - Evet KKTC’de Bafra bölgesinde Limak Babylon Deluks otel ve Dynasty Ticaret Mer- kezi yatõrõmlarõmõz sürüyor. 2008 yõlõnda baş- ladõ ancak 2012 yõlõnda tamamlanabilecek. - Küresel ekonomik krizden fazla etki- lenmediğinizi söylüyorsunuz. Bunu neye bağlıyorsunuz? - Krizden az etkilenmemizin en büyük se- beplerinden biri pazarõ çeşitlendiriyor ol- mamõz. 27 ülke ile çalõşõyoruz. İyi satõyoruz, iyi sa- tõn alõyoruz, iyi bir istihdam gücümüz var. Yõlõn 216 günü 17 kişilik ciddi bir pazarla- ma kadrosu ile yurtdõşõ pazarlamamõzõ ken- dimiz yapõyoruz. - Nasıl bir pazarlama yapılıyor? - İki türlü pazarlama faaliyetimiz var. Bi- ri tur operatörleri ile birlikte diğeri ba- ğõmsõz. Örneğin arkadaşlarõmõz BTD ül- kelerinde tur operatörleri ile birlikte 23 ken- te gidiyorlar. Taa Rusya’nõn en ucuna kadar ulaşõyoruz. O bölgeden Antalya’ya gelen turist sayõsõnda pazar payõmõz yüzde 3. Belçika’da daha bağõmsõzõz. Çünkü oradaki pazar payõmõz çok yüksek. Belçika’dan An- talya’ya gelen turistlerin yüzde 10’u bizde yani Limak otellerinde konaklõyor. Orada pa- zar lideriyiz. ‘İSRAİL’DEN TURİST YOK’ - Peki kriz yabancı turisti etkilemedi mi? - Etkiledi tabii. Ama bu hiç tatile çõk- madõklarõ anlamõna gelmiyor. Tatil süreleri ve tatile geliş sõklõklarõ azaldõ. Ayrõca her ülkenin kendine ait bir tatil döngüsü var. Biz iyi pazarlama ağõ ile bu döngüyü yakalõ- yoruz. Tabii bir de kongre ve spor turizmini iyi kullanõyoruz. Bütün kõş boyu tesisleri- miz açõk. - Dünya turizminden Türkiye’nin aldı- ğı pay nedir? - 2009 verileri ile turizmde 944 milyar do- larlõk bir dünya cirosu var. Enerjiden sonra dünyadaki ikinci büyük sektör. Türkiye’nin dünya turizmindeki payõ da yüzde 3.5’ler ci- varõnda. Akdeniz Bölgesi’nde Fransa, İs- panya ve Yunanistan en büyük rakibimiz. Türkiye’deki kitlesel turizm hareketleri son 25 yõl içinde canlandõ. Örneğin aynõ sü- reç içinde Fransa’da turizm yüzde 25, İs- panya’da yüzde 250 büyüdü. Bizde sektör yüzde 750 büyüdü. Bu önemli ama şunu da vurgulamalõyõm ki bu kadar büyürken Fransa’nõn turizmden elde ettiği gelir bizim 3 katõmõz. Diğer bir de- yişle son verilere göre Türkiye’nin turizm ci- rosu 25 milyar dolar iken Fransa’nõn 75 mil- yar dolarõn üzerinde... - İsrail’den artık turist gelmiyor olma- sı Türkiye’yi ve sizi ne kadar etkiliyor? - İsrail’den yõlda 300 bine yakõn turist ge- liyordu, geçen sene 180 bin turist geldi. Bu yõl tamamen duracak. Bu yüzden oradan bir gelir beklentimiz yok. Bizim İsrail’den An- talya’ya gelen turistteki payõmõz yüzde 5 idi. Türkiye’deki istikrar turizmi bire bir et- kiliyor. Bunun yanõ sõra yurtdõşõndaki algõ- sõ, komşularõ ile ilişkileri de sektörü etkileyen önemli faktörler. 11 Eylül turizmde bir mi- lat oldu bizim için. Daha önce Türkiye ve et- rafõndaki ülkeler ile ilgili en küçük olumsuz haber bile sektörü olumsuz etkilerdi ancak 11 Eylül’de terörün küresel bir tehdit oldu- ğunu herkes anladõ. Bu belli ükelerin değil dünyanõn problemi. 1971 yılında İstan- bul’da doğan Kaan Kavaloğlu İstanbul İk- tisat Fakültesi Maliye Bölümü’nden mezun olduktan sonra turizm sektörüne 1988 yılında Ramada Otel’de güven- lik görevlisi olarak başladı. Bu alanda yüksek- öğrenim ve ihtisas yapan Kavaloğlu, merdiven- leri hızla tırmanarak ön büroya geçti. Merit Antik Otel’in ön büro ve satış pazarlama mü- dürlüğünü yapan Kavaloğlu, daha sonra tüm Merit Otelleri’nin satış pazarlama direktörü ol- du. 2006 yılında genel müdür yardımcısı ola- rak Limak Lara’yı açan Kavaloğlu, 2004 yılın- dan itibaren tüm otellerle ilgileniyor. 11Eylül turizmde bir milat oldu bizim için. Daha önce Türkiye ve etrafõndaki ülkelerle ilgili en küçük olumsuz haber bile sektörü olumsuz etkilerdi ancak 11 Eylül’de terörün küresel bir tehdit olduğunu herkes anladõ. Bu belli ükelerin değil dünyanõn problemi. PORTRE - Avro’nun değer kaybı sürüyor. Önü- müzdeki dönem için beklentileriniz neler? - İhracat ile birlikte turizm Türkiye’nin gelirlerinde en büyük girdiler. TL’nin ya- bancõ paralarla olan karşõlõklõ ilişkisi bizi en çok etkileyen faktör. Biz bütçelerimizi Avro ile yapõyoruz. Sattõğõmõz her Avro’da yüzde 13 değer kaybõmõz var şu anda. Ama BTD ülkelerine dolar bazõnda yaptõğõmõz için ora- dan bir kõsmõnõ telafi ediyoruz. Kötünün kö- tüsü durumunda değiliz. Ama giderlerimiz enflasyonist baskõ yüzünden ciddi artmõş durumda. Hem de toplu satõn alma gücümü- ze rağmen otelcinin enflasyonu yüzde 22’lerde. Geçen yõla kõyasla yüzde 20’nin üzerinde bir artõş var. 2009 yõlõnda iyi bir sezon geçirdik. Gelir- lerdeki sapma yüzde 5, giderlerde ise yüzde 2 düzeyindeydi. 2010 yõlõnda ise gelirde sapma yok üstelik yüzde 5 artõdayõz ama giderle- mizde ciddi sapma var. Kriz turizmi etkiledi Otelcinin enflasyonu yüzde 20’lerde BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Bir Savcı Aranıyor Hukuk devleti ve demokratik parlamenter düzen henüz sona ermeden ve bazı bölümleri henüz işlerken bir savcı aranıyor; anayasayı tağyir (bozma), tebdil (değiştirme) ve ilga (ortadan kaldırma) çağrısı yapan, hukukçu kılığındaki bir kişiyi çağıracak ve gel bakalım diyecek... Arkasında örgüt var mı yok mu, kurduğu demokrat kılıklı ne idüğü belirsiz derneğin aslında anayasayı çiğnemek amacını taşıyıp taşımadığını araştıracak, anayasanın bir kısmının çalıştırılmaması için isyan çağrısı yapanın da yakasına yapışacak bir savcı! Buradan suç duyurusu yapıyorum. Deniz Gezmiş’ler, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın tamamını ya da bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya teşebbüsten” asıldılar! 12 Mart ve 12 Eylül’de aşırısı, ılımlısı ve orta yolcusuyla solcuların büyük bir kısmı da aynı maddeden yargılandı ve ceza gördü… Öldü, öldürüldü, süründü, süründürüldü, insan olmaktan çıkarıldı! Şimdi, üstelik anayasa raportörü unvanlı bir kişi, Meclis’e, iktidara diyor ki, boş ver Anayasa Mahkemesi’ni ve vereceği kararı, sen değişiklikleri doğrudan referanduma götür! Ortalık bir siyasal ve hukuksal sirk alanı! Sırası gelen kendini sahneye atıyor ve gösterisini yapıyor! Tamam, iktidarın adamlarını anlarım, kuzusundan muzusundan bir dizisi, emredicilerinin / tekseçicilerinin Meclis’ten geçirdiği anayasal değişikliğinin gerçekleşmesi için çırpınıyor! İnansa da inanmasa da, emir demiri keser! Bu nedenle hepsinin okları Anayasa Mahkemesi’ne yönelik! Mahkeme ve mahkeme üyelerinin tümü çarmıha gerilmiş durumda, ateş eden edene... Tehdit, kabadayılık, sakın dokunma sesleri, dokunursan anayasayı çiğnemiş olursun rezillikleri gırla! Buna karar verecek olanın en yüksek yargı organı olduğunu anımsayan kimse yok! Herkes bir yüksek mahkeme! Arınç’ından marıncına kadar birtakım gerici siyasetçilerin iktidar olmaktan aldıkları güçlü, yüksek yargıçların elini kolunu bağlamaya yönelik girişimleri ve tehditvari açıklamaları... Bu kadar büyük bir rezillik dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiştir! Hiçbir ülkenin aklı başında bir siyasetçisi ve hukuk uzmanı, kendi yüksek mahkemesini böylesine yüksek derecede bir fırına atmaz, atamaz, onları orada pişiremez! Bizde haddini bilmek diye bir şey yok. Bu, tam anlamıyla siyasal ve hukusal bir darbe ortamında yaşadığımızın kanıtlarıdır! Yüksek yargıyı ve hâkim ve savcıları ilgilendiren iki değişiklik maddesinin nasıl bir hukuk düzeni kurulmak istendiğinin bütün işaretleri sahnede oynanıyor! Ve Erzurum’da, Silivri’de! Bu maddeler referanduma götürülebilir, ama anayasal düzen varsa, bunların hakkında buna karar verecek olan Anayasa Mahkemesi’dir! Bunu kabul edip etmemek, hukuk mu yoksa guguk mu istediğini gösterir! Ama gugukçular o kadar baskın ki, yüksek yargının hukuki bir karar vermesini engellemek için her şey yapılıyor ülkede! Derkeeenn.. şimdi sahneye müthiş bir başka tetikçi/suikastçı fırladı, tam 10 numaralık bir gösteri yaptı! İktidarı, anayasanın muhtemel bir iptal kararını “yok hükmünde” saymaya, görmemeye, tanımamaya ve paketi referanduma götürmeyi öneriyor! Ne istiyor? Türkiye zaten görülmemiş bir kaotik ortamda. Daha büyük, kimsenin işin içinden çıkamayacağı bir kaos istiyor! Kurumlar birbirine girsin; siyaset, hukuku darağacına çeksin.. İktidar, düştükten sonra da bu defa yüksek yargı ve yeni siyaset, düşenleri darağacına göndersin istiyor! Bütün bunlar olmadıysa, kaos ortamında insanlar silahlansın, birbirini yesin bitirsin istiyor! Soruyorum: Bu kışkırtıcı kişi, askeri darbe ortamı yaratmakla görevli bir gizli örgüt mensubu, özel görevli mi! Ben olsam, bunu bile araştırırım! Bu kişinin “bilgi hazımsızlığından” mustarip olduğu, seyrettiğim ilk TV konuşmasında belliydi. Birtakım kitaplar okumuş, ama okudukları ne yazık ki sadece midesine oturmuş ve özümsenerek beynin bellek oluşturmaktan sorumlu sinir ağlarına akil bilgi olarak aktarılamamıştı! Şimdi iktidarın tek parti ve tek adam diktatörlüğünün zeminini/ortamını hazırlayacak anayasal yüksek yargı değişikliğinin koçbaşılığını yapıyor. Hem de, iktidarı bile şaşırtacak şekilde! Ne yaptığının farkında değil, yani görüntünün arkasında bir aciz insan saklı, mı diyelim? Yoksa, söylediğinin ve yaptığının farkında, kişisel hırsıyla ülkeyi ateşe atacak kadar gözü dönmüş bir kimlik mi var ortalıkta? Bu kişi iktidarın savunucusu mu? Yoksa önerdikleriyle iktidarın mezar kazıcısı mı? Bir savcı işe el koyar ve bunları araştırırsa, öğreniriz inşallah! Krizden az etkilenmemizin en büyük sebeplerinden biri pazarõ çeşitlendiriyor olmamõz. 27 ülke ile çalõşõyoruz. İyi satõyoruz, iyi satõn alõyoruz, iyi bir istihdam gücümüz var. Yõlõn 216 günü 17 kişilik ciddi bir pazarlama kadrosu ile yurtdõşõ pazarlamamõzõ kendimiz yapõyoruz. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İnciraltõ’nda 12 Haziran 1980’de katle- dilen 5 öğrenci anõldõ. İnciraltõ katliamõnda öl- dürülen Hüseyin Akdağ, Mehmet Ali Arun, Mus- tafa Uslu, Ali İhsan Tan ve İsmail Baytak’õ anmak için bir araya gelen çeşitli sivil toplum örgütü üyeleri, İnciraltõ Adalet Alanõ’nda toplandõ. İzmir 78’liler Da- yanõşma ve Araştõrma Der- neği Başkanõ Sefa Akyü- rek, “Bu katliam 12 Eylül askeri darbesine zemin hazırlamak için yapılmış- tır” dedi. Dönemin Kredi ve Yurtlar Kurumu Bölge Müdürü Reşat Altunay da “Bugün de devrimcilere, Atatürkçülere karşı siste- matik saldılar var” diye konuştu. Katliamdan kurtu- lan kişiler de yaşadõklarõnõ anlattõ. Öldürülen gençlerin yakõnlarõ da sorumlularõn yargõlanmasõ taleplerini yi- neledi. Törende, öldürülen gençlerin anõsõna denize karanfiller bõrakõldõ. ‘Sulukule, kültürel mirasa ihanetin kanıtı’ İnciraltı katliamı kurbanı 5 genç anıldı İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal ve CHP Fatih İlçe Örgütü üyeleri Yenile- me Kurulu’nun “Kazı ta- mamlanıp sonuçları de- ğerlendirilinceye kadar fi- ziki müdahalede bulunu- lamaz” kararõna karşõn ön- ceki gün ağõr iş makinele- rince kazõ yapõlan Suluku- le’de dün arkeolog eşliğinde incelemelerde bulundu. İn- celemeler sõrasõnda Bizans ve Osmanlõ dönemine ait seramik, duvar ve su dağõtõ- mõnõn yapõldõğõ künk kalõn- tõlarõnõ toplayan Soysal, ka- zõlarda yapõlan usulsüzlükle ilgili suç duyurusunda bulu- nacağõnõ söyledi. Soysal, “Sulukule, kültürel mira- sa yapılan ihanetin en bü- yük kanıtıdır. Sulukule’de kazmanıza bile gerek yok. Tahrip edilen kalıntıların parçaları yüzeyde duru- yor” dedi. Soysal, kalõntõ parçalarõnõ uzmanlara ince- leteceğini de ifade etti. Ar- keologlar ise kalõntõlarõn tahrip edildiğini söyledi. 16 aileden Yapı-Tek’e suç duyurusu ZONGULDAK (AA) - Zonguldak’ta, Tür- kiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Mües- sese Müdürlüğü maden ocağõnda meydana gelen grizu faciasõnda yaşamõnõ yitiren madencilerin ya- kõnlarõ, kurum ve Yapõ-Tek firmasõ yetkilileri hakkõnda şikâyette bulundu. Aileler, maden oca- ğõnda yeterli denetimin olmadõğõnõ belirterek fir- ma yetkilileri hakkõnda suç duyurusunda bulun- dur. Avukat Ünal Demirtaş ise “Aileler, devleti- mizden bu işi sonuna kadar takip etmesini istiyor- lar” dedi. Demirtaş, olayõn ardõndan 16-17 aile- nin İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi’nde ifa- de vererek şikâyette bulunduklarõnõ bildirdi. [email protected] Soysal, kalıntı parçalarını topladı. (DENİZ TATARER TEMUR) Aileler, sorumluların yargılan- masını istedi (METE KIZIK)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle