19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 HAZİRAN 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Kamer Genç, Dostları Sevindirsin... Bağımsızken, geçen günlerde CHP’ye katılan Tunceli Milletvekili Kamer Genç, malum, AKP’nin “korkulu rüyası”. Sık sık AKP’lilerin saldırılarından nasibini alan Genç, hiçbir zaman bu saldırılardan pes etmedi. Aklına, diline geleni iktidar partililerden esirgemedi. Genç, CHP’ye katılınca, AKP’liler, “Artık grup disiplini olur, öyle istediği zaman kürsüye çıkıp, istediği gibi bize saldıramaz” hesabı yapıp, kısa süreli bir “rahatlama” yaşadılar. Ancak, AKP’nin hesabının Genç’e uymadığı, geçen haftaki “performans” tablosundan ortaya çıktı. Bağımsız milletvekili olarak, bütün koşulları zorlayarak 5’er dakikalık söz alabilen Genç, CHP’ye geçince, grup adına ayrılan 20’şer dakikalık konuşma hakkını kullanmaya başladı. AKP’liler Genç’le ilgili “saptamalarında” nasıl da yanıldıklarını belirtip, “Yahu bağımsızken 5 dakika konuşuyordu, şimdi en az 20 dakika konuşuyor, gruba tanınan diğer ekstra avantajlar hariç. Galiba, sevinmekte erken davranmışız” diye hayıflanıyor. Sık sık AKP’lilerin başını ağrıtan Genç’in bu sefer ne yazık ki kendi başı “ağrı”dı. Yürüyüş sırasında çıktığı ağaçtan düşüp başını çarpan Genç, yoğun baş ağrısı şikâyetiyle hastaneye kaldırıldığında, “beyin kanaması” geçirdiği anlaşıldı. Ameliyata alınan ve ilk verilen bilgilere göre, yaşamsal tehlikesi olmadığı belirtilen Genç’e, acil şifalar diliyoruz. Sevenleri ise Genç’e, “düşmanları değil, dostları sevindir” dileğinde bulunuyor... Akla ziyan öneriler... AKP Ankara Milletvekili Aşkın Asan, çocuk ve kadın haklarına çok duyarlı milletvekillerinden. Özellikle, çocuk tacizcilerine, “kimyasal katastrasyon” yani bir anlamda “geçici hadımlık” uygulanması önerisiyle oldukça tartışma yaratmıştı. TBMM Kayıp Çocuklar Araştırma Komisyonu üyesi de olan Asan, komisyonun geçen haftaki toplantısında ise RTÜK Başkanı Davut Dursun’u bile “pes ettiren” bir öneriyi gündeme getirdi. Televizyonlardaki, “şiddet ve moral bozucu” haberlere dikkat çeken Asan, bu haberlerin insanları ve özellikle çocukları çok olumsuz etkilediği görüşünde. “Pembe tablo” çizme konusunda mahareti tartışma götürmeyen iktidar partisi milletvekili olmasından mı, yoksa sahiden de buna inandığından mı bilinmez, Asan’ın önerisi hayli tartışma götürür nitelikte. Bakın ne diyor Asan: “Şöyle bir şey yapılabilir mi en azından: Diyelim ki bir ana haber bültenini izliyoruz. Olduğu gibi kötü haberler; o düştü, onun kafası kırıldı, falan öldü, onun boğazını kestiler; moralimiz bozuluyor, depresyona giriyoruz. En sonunda hayvanlarla ilgili haberlere giriyor. Orada, işte anne ayının yavrusu öldü, falan filan... Yani hep kötü haberler. Hiç olmazsa programlarda yüzde 50 kötü, yüzde 50 iyi haber verilmesini sağlayabilir miyiz? Sevindirici, çok güzel şeyler oluyor, çiçekler açıyor. Şimdi, bahçeyi gösteriyor, diyor ki keneler var. (Gülüşmeler) Kuşlar var, grip olabilir... Anlatabiliyor muyum? Hepsi kötü, baştan sona. Gazetelerde de bu aynı şekilde, televizyonda da dizilerde de baştan aşağı kötü. Bari hiçbir şey yapamıyorsak, öyle bir zorunluluk nasıl koyabiliriz? Yani yüzde 50’si kötü, yüzde 50’si iyi olsun şeklinde. Ne yapabiliriz? Nereye koyacağız? Hangi maddeye ekleyeceğiz bunu?” Bu sözlere, iktidarla “ters düşmemeye”çalışan AKP oylarıyla kurul üyesi olan RTÜK Başkanı Dursun’dan bile itiraz geldi. Dursun, “neden olmayacağını” olabildiğince “nazik” bir dille anlatmaya çalıştı: “Böyle bir ilkenin, böyle bir -tırnak içinde- yasa maddesinin konulabileceği beni biraz ürkütüyor. Şimdi, ben yayıncıyım, haber programı yapıyorum, yüzde 50 iyi yapacağım, yüzde 50 kötü... Kendim böyle bir ihtiyaç duyarsam benim izleyicilerim böyle bir talepte bulunuyorsa ben ona uygun bir şey yaparım ama yasa maddesi olarak yüzde 50 iyi, yüzde 50 kötü haberler... Bu bizi zor durumda bırakacak bir şey.” Hükümete kopya Kılıçdaroğlu’ndan... Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı’na seçilmesine uyum sağlamakta en fazla sıkıntı çekenlerin arasında, hiç şüphesiz Başbakan Tayyip Erdoğan da yer alıyor. Başbakan, Kılıçdaroğlu’nun kurultaydaki “Recep Bey” ifadesiyle ilgili yaptığı “Sayın Başbakan’ın rahatsız olacağını sanmıyorum, bu da kendisinin isimlerinden biri” açıklamasına sessiz kaldı. Yeni genel başkanın “İşsizlik ve yoksulluğu çözeceğiz” söylemine “Nasıl yapacağını anlatsın?” diye yanıt verdiğinde de, Kılıçdaroğlu’ndan gelen “Merak ediyorsa, gelecek seçimlerde bize oy versin, iktidarda yapacaklarımızı beğenmezse bir daha oy vermez” yanıtı karşısında ise çaresizlik yaşadı. Hatta İsrail’i hedef alan Tevrat’ın emirleriyle ilgili konuşmasına, Kılıçdaroğlu’nun “8. emir çalmayacaksın, 9. emir yalan söylemeyeceksin” çıkışı da, Başbakan’ı bir kez daha hazırlıksız yakaladı. Görünen o ki Kılıçdaroğlu faktörü, ana muhalefet partisine yönelik uzun yıllardır aynı söylem ve taktiği izleyen Erdoğan’ın “ezberi”ni de bozmuş. Durum böyle olunca, yılların deneyimli ve kurt politikacısı Deniz Baykal’dan sonra CHP’nin dümenine geçen, Kılıçdaroğlu’nu, başta “önemsemez” bir tavır sergileyen Erdoğan, hükümet politikalarını belirlerken, “çiçeği burnunda” genel başkandan “kopya” almaya bile başladı. Şöyle ki, Kılıçdaroğlu ne zaman ortaya, ülkenin sorunlarıyla ilgili bir çözüm önerisi koysa, ne zaman, kendinden önceki genel başkanın aksine, alternatif bir politikayla ortaya çıksa, Başbakan Erdoğan bu politikaları partisi adına adım atarak yerine getirmeye çalışmakta geç kalmıyor. Örneğin, Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin en büyük sorununun işsizlik” olduğunu açıklayıp, iktidara geldiklerinde uygulayacakları “çözüm” politikasını ortaya koyunca, hükümet, Erdoğan’ın emriyle “ulusal istihdam paketi”ne hız vererek açıklama kararı verdi. Kılıçdaroğlu, kurultayda “Emekliler ilk seçimlerde iktidarı malulen emekli etmek zorundadırlar. İntibak yasasını çıkaracağız, emekliler yeniden birinci sınıf vatandaş olacak” açıklamasını yapmasından kısa süre sonra hükümet, yıllardır unuttuğu işçi emeklileri için bankalarla “promosyon pazarlığı”na oturma kararı aldı. Dahası da var, Kılıçdaroğlu’nun “Yüzde 10’luk seçim barajını düşüreceğiz” taahhüdüne bir süre sessiz kalan AKP içinden, ilk kez ses geldi. Başbakan’ın “sağ yanında” olmadığını açıklayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan “çare bulmalıyız” yanıtı geldi. Şimdi kulislerde dolaşan yeni bir şey var; Kılıçdaroğlu, “herkese aile sigortası” vaat etti ya, söylenen o ki, AKP, genel seçimler öncesinde “aile sigortası” bombasını patlatacak. Başbakan Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun önerisi olsun olmasın, Türkiye için sıkıntı yaratan konularda adım atması önemli... Ama umutmamak gerekir ki “kopyacı” öğrencinin becerisinin, bir iki sınav atlatsa da, sınıf geçmeye, hele hele “mezuniyet”e yetip yetmeyeceğini zaman gösterecek... Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül [email protected] CMYB C M Y B Devlet Memurlarõ Yasa Taslağõ’yla YÖK Denetleme Kurulu’nun yapõsõ değişiyor Belgeyeelkoymayetkisi MAHMUT LICALI ANKARA - Devlet Memurlarõ Yasa Taslağõ’nda YÖK Denetleme Kurulu’ndan Genelkurmay Baş- kanlõğõ ve Yargõtay’õn üyelerini çõ- karan ve kurula yükseköğretim baş- denetçisi, denetçi ile denetçi yar- dõmcõsõ istihdam etmesini sağlayan düzenlemeye de yer verildi. Denet- leme kurulu ve denetçilere her tür- lü belgenin gösterilmesini istemek- ten, el koymaya kadar geniş yetki- lerin verilmesi öngörülüyor. YÖK’ün 5; Danõştay, Sayõştay ve Yargõtay’õn belirlediği 3’er adaydan 1’er ve Genelkurmay Başkanlõğõ ile Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn 1’er üyesi olmak üzere toplam 10 üyeye sahip denetleme kurulunun üye sa- yõsõ taslakta 12’ye çõkarõlõyor. YÖK’ün doğrudan belirlediği 5 profesör sayõsõ 9’a çõkarõlõrken söz konusu üyelerin tercihen “rektör- lük, rektör yardımcılığı, dekanlık, bölüm başkanlığı” gibi idari görev yapmõş olanlar arasõndan belirlen- mesi öneriliyor. Kurul üyeleri ara- sõnda bulunan Genelkurmay Baş- kanlõğõ’nõn temsilcisi ve Yargõtay’õn kontenjanõndan seçilen 1 aday da dü- zenlemede yer almadõ. Denetçilere geniş yetki Taslağa göre, kurula yükseköğ- retim başdenetçisi, denetçi ve de- netçi yardõmcõsõ olmak üzere 3 ka- demede denetçi istihdam edilmesi- nin önü açõlõyor. Başdenetçi, denetçi ve yetkili denetçi yardõmcõlarõ; araş- tõrma, inceleme, denetleme ve so- ruşturma yetkilerine sahip olacak. YÖK üyeleri, denetleme kurulu üyeleri ve ÖSYM Başkanõ ile rek- tör, rektör yardõmcõsõ ve dekanlar hakkõndaki soruşturmalar kurul üye- lerince ya da kurul üyeleri başkan- lõğõnda denetçilerle yapõlacak. Kurul üyeleri ve denetçiler bütün kurum, kuruluş ve kişilerden elek- tronik ortamdakiler de dahil olmak üzere her türlü bilgi, belge ve do- küman ile nakit, kõymetli evrak ve diğer varlõklarõn gösterilmesini is- teyebilecek. Denetçiler, her türlü malzeme üzerinde tutanak tutarak el koyma işlemi de yapabilecek. Ankara (Cumhuriyet Bürosu) - Ata- türkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) 11. Olağan Genel Kurulu yapõldõ. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğraf- ya Fakültesi’nde önceki gün başlayan genel kurulda; dört liste yarõştõ. Mevcut yönetimin genel başkan adayõ emekli Danõştay Baş- savcõsõ Tansel Çölaşan olurken; Tüm Öğ- retim Elemanlarõ Derneği Genel Başkanõ Alpaslan Işıklı ve eski ADD Genel Sekre- teri Hüseyin Emre Altınışık ve Atilla Sav’õn listeleri yönetime aday oldu. Emekli Orgeneral Şener Eruygur ve Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran’õn Ergene- kon davasõ nedeniyle tutuklanmalarõndan sonra ilk kez toplanmasõ nedeniyle önem ta- şõyan genel kurulda, programda yer almasõ- na karşõn tüzük değişiklikleri ileri bir tarihe ertelendi. Çölaşan ve Işõklõ’nõn en güçlü adaylar olarak görüldüğü genel kurulda mevcut yönetim, “ülkenin içinde bulundu- ğu şartlarda muhalefet konusunda pasif- likle” suçlandõ. Bazõ delegeler ise genel ku- rulun aceleyle yapõlmõş olduğunu, bunun Eruygur’a bir haksõzlõk olduğunu savundu. ‘Silivri’deki herkese selam’ Çölaşan, Cumhuriyet’in Atatürk’ten son- ra verilen tavizlerle “bölücü ve gerici” teh- likeyle karşõ karşõya kaldõğõnõ söyledi. Çöla- şan, var olan tehlikenin dõş mihraklar tara- fõndan desteklendiğine dikkati çekerek, “Avrupa Birliği’ne ABD’ye kızmam, on- lar işlerine geleni yapıyorlar. Ben içeride- ki işbirlikçilere kızarım. Türkiye kendi menfaatlarını gütmek zorunda” dedi. Konuşmasõna “Silivri’deki herkese se- lam” diyerek başlayan Alpaslan Işõklõ ise, Ergenekon davasõnõn 7 savcõsõ hakkõnda da- va açtõklarõnõ belirterek tüm ADD üyelerine kendileri gibi bu savcõlar hakkõnda hukuk yoluna başvurmalarõ yönünde çağrõ yaptõ. ADD OLAĞAN GENEL KURULU ‘Gerici tehlikeyle karşı karşıyayız’ Afet ve Acil Durum Eğitim Merkezi’nde resmi plakalõ araç tahsisi Cuma namazına servis MAHMUT LICALI ANKARA - Başbakanlõk’a bağ- lõ Afet ve Acil Durum Eğitim Merkezi’nin resmi plakalõ aracõ- nõn kurum personelini cuma na- mazõna taşõdõğõ ortaya çõktõ. Afet ve Acil Durum Eğitim Merkezi Müdürü İbrahim Aydoğdu, bu- nun iyi niyetle yapõlan bir uygu- lama olduğunu savundu. Başbakanlõğa bağlõ Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlõğõ’nõn kurum ve kuruluşlarda çalõşan kamu görevlilerine afet ve acil du- rum eğitim veren birimi Afet ve Acil Durum Eğitim Merkezi’nin kuruma eğitim almaya gelen kur- siyer ve kurumda çalõşan perso- nelleri cuma namazõna getirip gö- türdüğü ortaya çõktõ. Eğitim Mer- kezi’ne yaklaşõk 2 kilometre uzak- lõkta bulunan Batõkent Yunus Em- re Camisi’ne cuma günleri cuma namazõ dolayõsõyla mesai saatle- ri içinde olmasõna karşõn kurumun resmi plakalõ aracõ tahsis ediliyor. Otobüs, daha sonra namazõn bit- mesinin ardõndan söz konusu ki- şileri toplayarak tekrar merkeze götürüyor. Eğitim Merkezi Mü- dürü İbrahim Aydoğdu ise “Kursiyerlerimiz bizden rica ediyorlar cuma namazı için, biz de bırakıyoruz” diye konuştu. Cuma günleri resmi plakalı araç tahsis ediliyor. (NECATİ SAVAŞ) Afet ve Acil Durum Eğitim Merkezi Müdürü İbrahim Aydoğdu, uygulamanõn kursiyerlerin isteği üzerine, iyi niyetle yapõldõğõnõ savundu. MİTİNG TKP’den AKP’ye protesto İstanbul Haber Ser- visi - Türkiye Komünist Partisi (TKP) ve Yurtse- ver Cephe İşçi Birliği, AKP iktidarõnõn ekonomi politikalarõnõ protesto et- mek amacõyla dün “Hal- kın İşini ve Ekmeğini Çalanlardan Hesap So- ruyoruz” mitingi dü- zenledi. Yüzlerce işçinin katõldõğõ mitingde, taşe- ron ve güvencesiz çalõş- tõrõlma eleştirildi. Kartal Cevizli’deki TE- KEL fabrikasõ önünde dün saat 16.00’da topla- nan TKP’li grup, “En büyük çeteden hesap soracağız”, “AKP’nin değil, TEKEL işçisinin açılımını istiyoruz” pan- kart ve dövizlerini taşõdõ. “TEKEL işçileri kaza- nacak” yazõlõ tişörtler gi- yen grup daha sonra Kar- tal Meydanõ’na doğru yü- rüyüşe geçti. Sunuculu- ğunu tiyatro sanatçõsõ Or- han Aydın’õn yaptõğõ mi- tingde eğitim, sağlõk, me- tal, deri, hizmet, inşaat, maden ve havacõlõk sek- törlerinden emekçiler, TEKEL işçileri ve TKP Genel Başkanõ Erkan Baş birer konuşma yaptõ. “Türkiye’de kendisini padişah, halife ilan edenler işçi sınıfına kar- şı halk düşmanı yasala- rı çıkararak istedikleri her şeyi yapabilecekle- rini zannediyorlar” di- yen Baş, TKP olarak bun- lara “Dur” diyeceklerini söyledi. TEKEL işçileri adõna konuşan Türkiye Askar ise Başbakan Re- cep Erdoğan’õ eleştirdi. Miting, Türk halk mü- ziği sanatçõsõ Erdal Er- zincan’õn verdiği kon- serle sona erdi. Kamer Genç Kemal Kılıçdaroğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle