Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Başbakan’ın Arjantin gezisini iptali olayı ile
ortaya çıkan uluslararası yeni bir gerginliğin
sonuçlarını araştırmaya çalışırken…
…Perşembenin gelişi çarşambadan belli
olduğu gibi önceden bilinen, beklenen bir olay,
her konuyu ikinci plana attı.
Mavi Marmara adındaki Gazze’ye insani yardım
götüren gemi uluslararası sularda İsrail’in askeri
müdahalesi ile karşılaştı.
Gemide hemen her ulustan insan var; ama ilk
haberlere göre ölenler Türk vatandaşı.
Kuşku yok; İsrail’in karasuları dışından
gerçekleştirdiği saldırı…
…İnsani açıdan, uluslararası kurallar, İsrail
askerlerinin silahsız olduğu söylenen sivillere
saldırısı açısından onaylanamaz.
Saldırı insanlık dışı bir saldırı olduğu için ne
kadar onaylanamaz bir olay ise… Türk
hükümetinin günlerdir geliyorum diye bu olaydan
önceki tutumunu sorgulamak da bir o kadar
gereklidir.
İsrail Gazze’ye yardım malzemesi götüren
gemileri limanlarına sokmayacağını ve müdahale
edeceğini açıkladı.
Hükümet bu açıklamalardan sonraki
aşamalarda ne yaptı?
İsrail nezdinde bir girişimde bulundu mu?
İnsani malzeme taşıyan gemiye (gemilere)
müdahale etmemesini sağlayacak çözüm yolları
önerdi mi?
Hükümet Mısır üzerinden Gazze’ye yardım
girişiminde bulundu. Mısır’ın, yardımın ülkesinden
geçmesine karşı çıktığını acaba bu hükümet
anımsıyor mu?
İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy üç gün
önce Cüneyt Özdemir’in programında gemilere
mutlaka müdahale edileceğini ve malzemenin
Gazze’ye sokulmayacağını çok açık bir dille ifade
etti.
Üç gün önce Dışişleri’ne çağrılarak herhangi bir
müdahaleye karşı olduğumuz Büyükelçi ile neden
konuşulmadı? Türkiye’nin tutumu ve durumu
büyükelçi aracılığıyla neden Tel-Aviv’e
bildirilmedi?
Yoksa hükümet olası bir müdahalenin İsrail’in
masum insan kanı dökmeye kararlılığının bir
kanıtı olacağını hesaplayarak mı sessiz kalmayı
öngördü?
Dışişleri Bakanlığı İsrail’in (yabancı bandıralı
gemilere değil de) Mavi Marmara’ya saldırmasını
sert biçimde eleştiriyor.
Açıklamada “Bu müessif olay ilişkilerimizde
telafisi mümkün olmayan sonuçlar
doğurabilecektir” diyor.
Neden Türk gemisine saldırdı? Gemi Türk ve
Filistin bayrakları ile donandı. Her ulustan insanlar
var gemide. Üstelik Gazze seferi ile ilgili TV ve
gazetelere servis Mavi Marmara’dan yapıldı.
Hedef bu nedenle Türk gemisi.
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım
Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, Kuzey Kıbrıs
açıklarında TV’lere konuşurken “asla teslim
olmayacaklarını” ve “yanlarında olan Türkiye ile
yardım malzemesini Gazze’ye ulaştıracaklarını”
söyledi. Bu ve benzeri demeçlerin olası olayı
yatıştıracağı yerde tahrik anlamına gelmediği
söylenebilir mi?
Üstelik Bülent Yıldırım adındaki İHH yetkilisinin,
Türk hükümetini bağlayıcı nitelikte sözlerini
kimden yetki alarak dünya kamuoyuna
açıkladığının hesabı da verilmeli!
Türkiye bundan sonra neler yapabilecek?
Herhalde İsrail’e savaş açacak değil!
Bir: Büyükelçisini çekecek. İki; Güvenlik
Konseyi’nden bugüne kadar BM kararlarının
hiçbirini uygulamayan İsrail aleyhine (şayet ABD
veto etmezse) bir karar çıkarmaya uğraş verecek.
Belki bir “araştırma” komisyonu kurulacak. Üç:
Hükümet durumu görüşmek ve ulusal bir karara
varmak için derhal olayı TBMM’ye getirmeli.
İsrail’in olası saldırısı karşısında gemide
bulunan siviller bir kalkan gibi kullanıldı.
İsrail gemide askerlere ateş açıldığını da öne
sürüyor.
İsrail zor durumda kaldığı için insanlara ateş
açılmasını, askerlerine ateş açıldığını öne sürerek
savunuyor.
BM Güvenlik Konseyi ve benzeri uluslararası
kuruluşlar eleştirdi İsrail’i.
İsrail ne yaptı? Hiç! Bildiğini okumakla kaldı.
Bu son olay da inşallahhhh aynı akıbete
uğramaz!
SAYFA 1 HAZİRAN 2010 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Haziran
Oslo PB 20
Helsinki Y 20
Stockholm Y 20
Londra Y 16
AmsterdamY 17
Brüksel Y 18
Paris Y 16
Bonn PB 21
Münih Y 16
Berlin Y 17
Budapeşte Y 18
Madrid PB 34
Viyana Y 16
Belgrad Y 19
Sofya Y 19
Roma B 23
Atina Y 28
Zürih Y 19
Moskova Y 22
Aşkabat B 29
Taşkent PB 35
Bakû B 27
Bişkek B 28
Tiflis PB 28
Kahire A 44
Şam B 38
İstanbul Y 31
Edirne Y 31
Kocaeli Y 33
Çanakkale B 27
İzmir PB 31
Manisa PB 34
Denizli PB 32
Zonguldak Y 28
Sinop Y 25
Samsun PB 30
Trabzon PB 27
Giresun PB 29
Ankara Y 31
Eskişehir Y 29
Konya PB 29
Sıvas PB 29
Antalya B 29
Adana B 32
Mersin B 29
Diyarbakır B 35
Şanlıurfa B 38
Mardin B 33
Siirt B 34
Hakkâri PB 27
Van PB 23
Kars PB 23
Yurdun kuzey, iç
ve batı kesimleri par-
çalı çok bulutlu Mar-
mara’nın kuzey ve
doğusu, Batı Karade-
niz, Orta Karadeniz’in
iç kesimleri, İç Ana-
dolu’nun kuzeybatısı
ile Afyon ve Kütahya
çevreleri kısa ve ara-
lıklı olmak üzere sa-
ğanak ve gökgürül-
tülü sağanak yağışlı,
diğer yerler az bulut-
lu geçecek. Hava sı-
caklığı ülke genelinde
2-4 derece artacak.
Baştarafı 2. Sayfada
Yine kamuoyunu susturmak ama-
cõyla, Yunanistan Avro bölgesine alõ-
nõrken gereken araştõrmanõn yapõlma-
masõ hatadõr, belki Yunanistan’õn ken-
dine gelene dek Avro bölgesinden çõ-
karõlõp Drahmi’ye dönmesi iyi olur, gi-
bisinden görüşler ortaya atõldõ. Bu ara-
da hepsi unutuldu.
Yalnõz Yunanistan AB’ye ve Avro
bölgesine alõnõrken mi hata yapõldõ? Ya
Güney Kõbrõs, ya Romanya ile Bulga-
ristan, ya diğer eski Doğu Bloku ül-
keleri? Ortak bir kültür arayõşlarõ somut
sonuç bulmayan Avrupa Birliği, ne ya-
zõk, ortak bir gemi azõya almõş kapita-
list ideolojinin işleyişine kendini bõ-
rakmõştõr. Öyle ki, bu işleyişe engel
oluşturduğu zaman, kendi anlaşma,
sözleşme ve kurallarõnõ da hiçe say-
maktadõr. Son örneği, daha mürekke-
bi kurumamõş Lizbon Sözleşmesi Yu-
nanistan’a ve belki başka AB üyesi ül-
kelere mali yardõm ve destek verile-
bilmesi için, derhal saptõrõlmõştõr. Bu
sözleşmeye göre, ekonomik ölçütlere
ve bu konudaki AB kararlarõna uyma-
yarak, yani Maastricht ölçütlerini uy-
gulamayarak, kendi kendini açmaza so-
kan üye ülkelere diğer üyeler yardõm
yapamaz. İstisna: Doğal afet! Ve şim-
diki Avro krizi hemencecik doğal afet
olarak yorumlanõverdi.
Benim bir kez daha aldõğõm ders ama
bambaşka. Yunanistan’daki kriz ve
yapõlacak yardõmlar üzerine kamusal ve
özel Alman televizyon kanallarõnda sa-
yõsõz açõk oturum yapõldõ. Bunlara Al-
manya’da yaşayan Yunanlar da çağ-
rõldõ. İç politikada çeşitli görüşlere sa-
hip, ülke içinde iktidarõn kararlarõna
karşõ gereğinde gösteriler yapan, bari-
katlara çõkan Yunan dostlar, Alman tel-
evizyonlarõnda ülkelerine yöneltilen en
ufak eleştiriye karşõ arslan kesildiler.
Koro oluşturarak Yunanistan’õ ve çõ-
karlarõnõ dõşa karşõ -dõş dediğimiz de
yardõm yapacak başka AB ülkeleri-
müthiş bir savunmaya geçtiler. Genelde
en iyi savunma saldõrõdõr diyerek ör-
neğin Almanya’yõ suçladõlar. Yunan
devletinin iflasõnda Yunan hükümet-
lerinin, kurum ve kuruluşlarõnõn, Yu-
nan yurttaşlarõnõn en ufak bir hatasõ ve
suçu yokmuş gibi konuştular. Bunlarõn
arasõnda Almanya yurttaşlarõ, giderek
Hür Demokrat Parti’nin AB Parla-
mentosu’ndaki Yunan kökenli temsil-
cisi de vardõ.
Nasõl imrenmeyeyim Yunan dost-
larõma? İçerde belki birbirlerinin ka-
fasõnõ yaracaklar, ama söz konusu dõ-
şa karşõ korunma, savunma, çõkar kol-
lama olunca, ben kendimi bildim bi-
leli milliyetçisinden komünistine dost
komşu insanlarõn göğüslerini çelikten
siper ettiklerine tanõk oluyorum. Ve
imreniyorum, gerçekten. Bu ders ba-
na yeter, diyorum.
Yunanistan Mali Krizinden Ders
Yüksel PAZARKAYA
İkinci Ergenekon davasõnõn dün görülen 66. duruşmasõnda tutuklu sanõk Kemal Aydõn’õn çapraz sorgusu yapõldõ
Aydın: MOSSAD beni kaçõrdõ
HATİCE TUNCER
İkinci Ergenekon davasõnõn dün
görülen 66. duruşmasõnda tutuklu
sanõk Kemal Aydın, emperyalizm
ve İsrail karşõtõ düşünceleri nede-
niyle İsrail gizli servisi MOSSAD’õn
kendisini kaçõrdõğõnõ iddia etti. Ay-
dõn’a çapraz sorguda soru yönelten
savcõ Mehmet Ali Pekgüzel, “Bu
dava derin devlet davası” dedi.
Silivri Cezaevi bitişiğindeki du-
ruşma salonunda görülen davaya ba-
kan İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah-
kemesi heyeti Başkanõ Köksal Şen-
gün, oturumu açtõğõ sõrada tutuklu
sanõk gazeteci Tuncay Özkan söz
istedi. Yeni Şafak gazetesinde 29
Mayõs 2010 tarihinde kendisiyle
ilgili yayõmlanan bir habere dikkat
çeken Özkan, haberin iftira oldu-
ğunu ve 2. Ergenekon iddianame-
sinin ek klasörlerinde yer alan bir te-
lefon konuşmasõ üzerine kuruldu-
ğunu belirtti.
Özkan, üç yõl önce CHP İzmir İl
Başkanlõğõ seçimi sõrasõnda il baş-
kanõ olan Kemal Karataş ile bir de-
ğerlendirme konuşmasõ yaptõklarõ-
nõ anlattõ. Haberde İzmir İl Başka-
nõ Kemal Karataş’õn soyadõnõn Kõ-
lõçdaroğlu olarak değiştirildiğine
dikkat çeken Özkan “İki yıldır tu-
tukluyum, 2 hafta önce Deniz
Baykal’a yapılan komplodan da
sorumlu tutuluyorum” dedi.
Özkan mahkeme heyetine şöyle
seslendi:
“Burada tutukluyuz, davanın
medya boyutu dışarıda ahlaksız-
ca, hayâsızca sürdürülüyor. Dı-
şarıda saldılar devam ederken
biz üzülürken siz üzülmüyor mu-
sunuz? Biz size emanetiz. Esaret
altındaysak o zaman kendi önle-
mimizi alalım. Sokakta bize dö-
nük saldırıları engelleme kararı
alınız. Hakkımın ve hukukumun
burada teminat altına olduğu-
nun garantisini istiyorum.”
“Size sorulan sorular dosyayla
ilgilidir” diye konuşan Başkan
Köksal Şengün, “Mahkemenin dı-
şında olan şeylerle mahkeme so-
rumlu tutulamaz” dedi.
Mahkeme takvimi
Özkan’õn bu davanõn takviminin
nasõl işleyeceğinin açõklanmasõnõ
talep etmesi üzerine Şengün, ikin-
İstanbul Haber Servisi - Türkiye
Gazeteciler Sendikasõ (TGS), Türki-
ye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Av-
rupa Gazeteciler Birliği’nin de (AEJ)
aralarõnda bulunduğu G-9 Gazeteci
Örgütleri Platformu, cezaevlerindeki
tutuklu gazetecilerin serbest bõrakõl-
masõnõ, parlamentonun kanunlarda
düzenlemeler yapmasõnõ istedi.
TGS Genel Başkanõ Ercan İpekçi,
tiyatro sanatçõsõ Yıldız Kenter, ga-
zetemiz yazarõ şair Ataol Behra-
moğlu, gazeteci Nail Güreli ve TGS
yöneticileri dün İstanbul 13. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nce, Silivri Ceza ve
İnfaz Kurumlarõ Yerleşkesi’nde oluş-
turulan salonda görülen 2. Ergenekon
davasõnõ izledikten ve ardõndan Mus-
tafa Balbay ile görüştükten sonra öğ-
le arasõnda basõn açõklamasõ yaptõ.
TGS tarafõndan hazõrlanan ve üzer-
lerinde tutuklu gazetecilerin fotoğ-
raflarõnõn bulunduğu “Basın özgür-
lüğü ihlaline hayır”, “Gazeteciler
özgürdür”, “Düşüncelerimi yaz-
dım, cezaevindeyim” yazõlõ dövizler
taşõyan grup adõna açõklama yapan
İpekçi, 24 Mayõs’ta “Gazetecilere
Özgürlük” kampanyasõnõ başlattõk-
larõnõ anõmsattõ.
İpekçi, tutukluluklarõn tahliyeye
dönüşmesi amacõyla gerçekleştirdik-
leri kampanyanõn Uluslararasõ Gaze-
teciler Federasyonu tarafõndan da
destek gördüğünü ifade ederek, bu da-
vadaki tutuklu yargõlamanõn kanayan
bir yara haline geldiğini, infaza ve ce-
zaya dönüştüğünü belirtti.
İpekçi, yargõya müdahale etme-
diklerini, ancak vicdanlara seslen-
diklerini dile getirerek, “Mahke-
melerin vicdanları dinleyerek in-
sani kararlar vermesini bekli-
yoruz” dedi.
Türkiye’de 1.5-3 yõl arasõnda de-
ğişen zamanlarda tutuklu olarak yar-
gõlanan 46 gazeteci olduğunu, 15 ga-
zetecinin de tutuksuz olarak yargõla-
masõnõn devam ettiğini söyleyen İpek-
çi, mevcut Türk Ceza Kanunu ve Te-
rörle Mücadele Kanunu ile koşullarõn
iyileşmesinin mümkün olmadõğõnõ
savundu.
Yõldõz Kenter, Balbay ve Özkan’õ
görmekten dolayõ büyük mutluluk
duyduğunu belirterek, “Balbay ve
Özkan’ı moral bakımından çok
sağlıklı buldum. Bu beni mutlu et-
ti. Bu kafamı kurcalayan bir du-
rumdu” dedi.
Türkiye’de insanlarõn güven duy-
gusunu yitirdiğini anlatan Kenter,
“Bir insan ülkesinden en çok gü-
ven duygusunu sağlamasını ister.
Bu insanlara bu kadar sıkıntı ya-
şatılmasına kimsenin hakkı yok.
Balbay, 400 günden fazladır, yar-
gılanmadan tutuluyor. Ben bu
duruma isyan ediyorum. Bu du-
rumdan huzursuz oluyorum”
şeklinde konuştu.
Silivri’ye adalet istemek için gel-
diklerini anlatan Nail Güreli de, “Si-
livri’nin bir siyasi toplama kampı-
na dönüştüğünü görüyoruz. Adalet
bekliyoruz” dedi.
Ataol Behramoğlu ise buradaki tu-
tukluluğun esaret olduğunu ifade
ederek şunlarõ söyledi: “Silivri’de tu-
tukluluk değil, esaret yaşanıyor.
Esaret savaşlarda yaşanır. Burada
da yurtseverlere karşı bir savaş söz
konusu. Türkiye’deki esaret hu-
kukuna bir an önce son verilmesi-
ni istiyoruz. Bütün yazarları eyle-
me çağırıyorum. Dünya kamuoyu-
nun aydınlatılmasını istiyorum.”
TRABZON (Cumhuriyet)
- Agos Gazetesi Genel Yayõn
Yönetmeni Hrant Dink’in öl-
dürülmesinde, dönemin Trab-
zon İl Jandarma Komutanõ Al-
bay Ali Öz’ün de aralarõnda
bulunduğu 8 sanõk hakkõnda
“görevi ihmal suretiyle gö-
revi kötüye kullanmak” su-
çundan açõlan davanõn görül-
mesine devam edildi. Mahke-
me, Albay Öz hakkõnda Trab-
zon 1. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nde yeni bir dava açõldõğõnõ
ve söz konusu mahkemenin
davaya ilişkin “durma” kararõ
verdiğini, karara ilişkin UYAP
çõktõsõnõn dosyaya konulduğu-
nu belirtti. Söz alan Öz’ün
avukatõ Ali Sürmen, “Müvek-
kilime aynı konuda 2 ayrı
dava açılmış oluyor. Usule
ilişkin bu durma kararının
sonucunun beklenmesini ta-
lep ediyorum” dedi.
Mahkeme talebi reddederek
duruşmayõ erteledi.
Albay Ali Öz’e ikinci Dink davası
ci dava ile birinci davanõn birer haf-
ta görüleceğini, 28 Haziran’da baş-
layacak olan Dursun Çiçek’in sa-
nõklarõ arasõnda yer aldõğõ İrtica ile
Mücadele Eylem Planõ’na ilişkin da-
vaya hazõrlanmak üzere 15 gün ara
vereceklerini belirtti.
Derin devlet davası
Daha sonra Başkan Şengün, çap-
raz sorgusuna devam edilmek üze-
re tutuklu sanõk Kemal Aydõn’õ
sanõk kürsüne çağõrdõ. Çapraz sor-
guda Savcõ Mehmet Ali Pekgüzel,
Aydõn’a Prof. Dr. Ercüment Ova-
lı ile görüşmelerinin dinleme ka-
yõtlarõnõ okuyarak sorular yöneltti.
Pekgüzel’in, Prof. Dr. Ovalõ ile
görüşmede kaçõrõlan birinden söz
edildiğine dikkat çekmesi üzerine
Aydõn, “MOSSAD’ın kaçırdığı
adam benim” diye konuştu. Pek-
güzel’in “Şikâyetçi oldunuz mu”
sorusuna “Hayır” yanõtõnõ veren sa-
nõk Aydõn, “Nereye götürdüler”
sorusunu ise “Bilmiyorum ama
tahmin ediyorum. Ülkenin dışına
götürdüler” diye yanõtladõ.
Pekgüzel’in “MOSSAD’ın ka-
çırdığını nereden biliyorsunuz”
sorusuna da Aydõn “Müsaade edin
de açıklamayayım” diye yanõt
verdi. Pekgüzel’in “MOSSAD si-
zi neden kaçırdı” sorusunu ise
Aydõn “İşte İskenderun’daki sal-
dırı, emperyalizm ve İsrail kar-
şısı düşüncelerim nedeniyle
MOSSAD beni kaçırdı” şeklinde
yanõtladõ.
Pekgüzel’in “Görüşmelerde
devlet adına hareket etmelerini
söyleyen bazı gizli kişilerden bah-
sediliyor, kim bunlar” sorusu,
üzerine Aydõn bu kişilerin kendisine
sorulmasõna anlam veremediğini
ifade etti. Pekgüzel’in “Bu dava
derin devlet davası” sözleri üze-
rine Aydõn “Ben derin devlete
inanmıyorum” dedi.
TGS,TGCveAvrupaGazetecilerBirliği’nindearalarõndabulunduğuplatformdanaçõklama:
Tutuklu gazetecilere özgürlük
TGS Başkanı İpekçi, tiyatro sanatçısı Kenter, gazetemiz yazarı Behramoğlu, gazeteci Güreli ve TGS yönetici-
leri Silivri’de tutuklu bulunan Mustafa Balbay ile görüştükten sonra açıklama yaptı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK)
İstanbul Haber Servisi - 31 Mayıs
1971’de Nurhak Dağı’nda çatışma
sonucu yaşamlarını yitiren 68
devrimci gençlik kuşağının
öğrenci önderlerinden Sinan
Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan
Özdoğan ölümlerinin 39.
yıldönümünde Karacaahmet
Mezarlığı’nda düzenlenen törenle
anıldı. Karacaahmet
Mezarlığı’nda Sinan Cemgil’in
mezarı başında düzenlenen anma
törenine 68 Birliği Vakfı Başkanı
Sönmez Targan ve Nurhak
Dağı’ndaki çatışmada ağır
yaralanan Mustafa Yalçıner’in de
aralarında bulunduğu çok sayıda
68 kuşağı temsilcisi ve genç
katıldı. Saygı duruşuyla başlayan
törende, Sinan Cemgil Dostları
Müzik Grubu ve Emeğin Ezgisi
adlı müzik grubu kısa bir dinleti
sundu. Şair Orhan Alkaya’nın
Nurhak katliamıyla ilgili okuduğu
şiir ise törene katılanlara duygulu
anlar yaşattı. Tören devrimci marş
ve türkülerin söylenmesinin
ardından son buldu.
SinanCemgilvearkadaşlarõanõldõ
DÖNEMİN TRABZON İL JANDARMA KOMUTANI