19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 2010 SALI 12 DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR Türkiye Arkeoloji Laboratuvarı (1) İstanbul’da cuma akşamı sona eren beş günlük “32. Uluslararası Arkeoloji, Araştırma ve Arkeometri Çalıştayı”nın kapanışında yabancı bilim insanları adına konuşan Alman Arkeoloji Enstitüsü Başkanı Feliks Pirson “Türkiye, zengin arkeolojik mirası ile uluslararası ölçüde, adeta arkeolojik bir laboratuvara dönüşmüştür” dedi. Açılış konuşmasını yapan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü O. Murat Süslü ise şu bilgileri katılımcılara iletti: “Geçen yıl; 98 Türk, 48 yabancı bilim insanlarınca, 30 müzemizce ve eski eser kaçakçılığının önlenmesi amacıyla da 109 kurtarma kazısı gerçekleştirildi. Karayolu ve baraj etkileşim alanlarında 24 yerde kurtarma kazısı ile 2 yüzey araştırması yapıldı. Ayrıca 76 Türk, 32 yabancı yüzey ve 1 adet de sualtı araştırması düzenlendi. Böylece 309 kazı, 111 yüzey araştırması olmak üzere, 36 temizlik çalışmasıyla beraber toplam 456 bilimsel çalışmaya izin verildi. Bu amaçla (yabancı kazılar ve araştırmalar dışında) 25.7 milyon lira ödenek ayrıldı.” Bir yıl önce bu sayı 417 idi… Bu yılki “sempozyum (çalıştay)”, “2010 Avrupa Kültür Başkenti” olduğu için İstanbul’da düzenlendi. Anadolu’nun tarihsel, kültürel, dinsel mirası hakkında yerli ve yabancı bilim insanlarının, dört ayrı salonda 360 bildiriyi sundukları çalıştay hakkında basınımızda tek satır haber gördünüz mü? Göremezsiniz? Çünkü çalıştayda magazin eklerini tam sayfa kaplayan baldır bacak görüntüleri yoktu! Kimin elinin, kimin cebinde olduğuna ya da kimin kuşunun kimin kafesinde olduğuna ilişkin haberler çalıştaydan çıkmazdı! Alman arkeolog Pirson “Türkiye’nin uluslararası bir arkeoloji laboratuvarına dönüştüğünü” söylüyor. Size son beş hafta boyunca bu alanda Türkiye’de düzenlenen öteki etkinliklerin bir listesini vereyim. Bunlardan hangisi hakkında basınımızda tek satır okudunuz? 28-29 Nisan Ordu -Kültür ve Turizm Bakanlığı- “Müzeler Kurtarma Kazıları Toplantısı”, 20-21 Mayıs Ankara -Vehbi Koç Vakfı (VEKAM)- “Geçmişten Geleceğe Türkiye’de Müzecilik”, 21-23 Mayıs İstanbul -Türk Tarih Kurumu- “İstanbul’un Doğu Roma Günleri”, 26 Mayıs İstanbul -Avrasya Enstitüsü- “Müze Teknolojileri Konferansları”, 31 Mayıs/1 Haziran İstanbul -Koç Üniversitesi- “Suriye ve Anadolu Sınır Aşan Arkeolojik İlişkiler”, 3-6 Haziran İstanbul -Akdeniz ve İtalya Üniversiteleri- 2. Uluslararası Akdeniz Dünyaları Çalıştayı’nda “Efsaneler Akdenizi, Akdeniz Efsaneleri”. Bu toplantılardaki bazı haberler yabancı basında yayımlandıktan sonra, “Türkiye’de arkeolojik şu buluntular gün ışığına çıkmış!” gibilerden çevirilerini, el âlemin oyuncağıyla gerdeğe girecek olan, basınımızda yakın gelecekte okursunuz! Bunlardan bazılarını önümüzdeki günlerde Cumhuriyet’te okuyabileceksiniz. 18-24 Mayıs tarihleri arasında dünyada “Müzeler Haftası” kutlanır. O hafta Güney Anadolu’da dört müzeyi dolaştım. Bazı müzelerde sabahları valilerin de katıldığı “kutlama törenleri” yapılmıştı. Ancak öğleden sonra müzelerimizde in cin top oynuyordu! Nerede öğretmenlerimiz, nerede öğrencilerimiz, nerede yerel basınımız? Müzede eğitilmeyen çocuklar sonra büyüyüp basın mensubu olunca konuya ilgisiz kalır ya da Sabah gazetesinde 24 Mayıs’ta olduğu gibi “Sardes Antik Kenti” diye “Efes Celsus Kitaplığı’nın” resmi konulur! Bu arada bu çalıştaya İstanbul’daki arkeoloji ve sanat tarihi öğrencilerinin katılamayışlarını da yadırgadığımızı söyleyebiliriz. Geçen yıllarda öteki kentlerde üniversite öğrencilerinin, öğrenmek için o salondan bu salona coşkuyla koşturduklarının tanığıyızdır. Ama İstanbul’daki rektörler, sınav tarihlerini değiştiremeyince öğrenciler, ne yazık ki bu “uluslararası laboratuvardan” yararlanamadılar! Ayrıca müze ve ören yerlerinin satış mağaza ihalesini koskoca Bilkent Üniversitesi’nin şemsiyesi altında kazanan Bilintur Şirketi’nin, görkemli Didim Apollon Tapınağı’nın sur duvarını, dükkân yapmak için buldozer ile 25 Mayıs’ta yıkmasına ne demeli? Bereket Belediye talana “dur” demiş! Yıllardır mayıs ayı sonundaki bu uluslararası çalıştayı coşkuyla izliyorum, öğreniyorum, yazıyorum. Bu kez çok önemli iki gelişmeyi algıladım. Birincisi… Eskiden halk arkeologlara “mezar kazıcıları” derdi! Şimdi bilim insanları definecilere, “klasik arkeologlar!” diyorlar. Bildirilerde “kaçak kazı”, “yasadışı kazı”, “defineci tahribatı”, “hazine arayanlar” gibi tanımların, geçen yıllara kıyasla olağanüstü arttığını üzülerek öğrendik. Bazı arkeologlar ise “Şanslıyız, defineciler burayı eşelememiş”, “Bu yıl kazı alanına geldiğimizde ortalığın kaçakçılarca altüst edildiğini gördük”, “Lahti açtığımızda içindeki naylon poşetten definecinin bizden önce açtığını anladık” ya da “Hazine arayanların bir yandan çukur kazarken bir yandan da kafa çektiklerini geride bıraktıkları bira kutularından belirledik” sözleri ile yakındılar! Kültür Bakanlığı temsilcisi, ödenek yokluğundan “bekçi” koyamadıklarını, sorunun çözümünü “yerel yönetimlerden beklediklerini” söylemekle yetindi. İkincisi… Bilgisayarın teknik katkısı ile “sismik” çalışmalarda kullanılan “jeofizik araçların” kullanımı ile arkeologların işlerinin kolaylaştığına, zaman kaybının gittikçe azaldığına tanık olduk. Eskiden, “olsa olsa” yönetimi ile “kazı açması” yapan arkeologlardan önce, artık arazinin alt katmanlarını jeofizikçiler belirliyorlar. Böylece arkeologlar bir “tümülüse (anıt mezara)” nereden girilmesi gerektiğini bu yöntemle daha yaygın olarak saptıyorlar. Arkeologlar bu yöntemi kullanırlar da defineciler dururlar mı? Onlar da devletten sağladıkları “maden arama ruhsatı” ile aynı araçları kullanıyorlar. “Metal detektör” kullanımının yasaklanmasını öngören taslak, genel müdürlükte yine rafa kaldırıldı. Bakan Ertuğrul Günay, öncüllerinin geleneğini sürdürmeyerek, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da, ne açılışta ne de kapanışta çalıştaya geldi! Bir zamanlar balonla, helikopterle havadan fotoğraf çekiminin yerini artık “Google” verileri ve Amerikan Uzay Merkezi NASA’nın havadan bulguları almıştı. Defineciler, Yine Defineciler! İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Düzenleme Kurulu çalıştaya önemli destek sağladı. Kurulun Başkan Yardımcısı Mehmet Gürkan’ın konuşmasından “İstanbul’da 30 bin kültürel miras noktasının” olduğunu öğrendik. Dünyada yalnızca “üç ayrı imparatorluğa başkentlik” yapmış tek kent olma özelliğini taşıyan İstanbul, Avrupa Birliği dışında “ilk ve son kez”, “Avrupa Kültür Başkenti” seçilmişti. AB, bir daha dışarıdan bir kente bu unvanı vermeyecek. İstanbul tarihini taçlandıran Marmaray kazılarının olağanüstü buluntularını çalıştayın açılışında İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdiresi Zeynep S. Kızıltan bir bildiri ile sundu. Japonların 1 milyar dolarlık Marmaray kredisini verirken anlaşmaya koydukları “Önce arkeologlar kazsınlar, sonra metro yapılsın” koşulunu, keşke Türkiye’de baraj, karayolu, kömür madenlerini işletenler ve turistik tatil sitesi yapanlar da benimseseler. Unutulmasın ki, Türk kamu kuruluşları Anadolu’nun tarihsel, kültürel ve dinsel mirasına, definecilerden daha çok zarar veriyorlar. Kütahya Seyitömer Kömürleri kazısında 250, Hasankeyf Baraj alanında 425 işçi ile yapılan kazılar ise yalnızca yangından mal kaçırmadır, bilimsel çalışmanın sabrından yoksundur. Bakanlığın arkeologlara bas bas bağırarak söylediği, hatta zaman zaman tehdit ettiği “Kazmak yeterli değil, korumak ve gelecek kuşaklara da bırakmak” ilkesine bu durum ters düşmüyor mu? İstanbul’un Kültürel Mirası! Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 T.C. SERİK MAHKEME SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI SAYI: 2010/ 7 SATILMASINA KARAR VERİLEN GAYRİMENKULÜN CİNSİ, KIYMETİ, ADEDİ, EVSAFI: 1-) SERİK İLÇESİ BOĞAZAK BELDESİ 16 NOLU PARSELİN TAMAMI OLUP 8.260,00 M2 ALANA SAHİP TARLADIR. DÜZ YAPIDADIR, BOĞAZAK BELDESİ YER- LEŞİM ALANINA VE DENİZE YAKINDIR. PARSELİN BULUNDUĞU BÖLGE TURİZM SAHASINDA OLUP ETRAFINDA ÇOK MİKTARDA OTELLER VE YAZ- LIK EVLER BULUNMAKTADIR. ÜZERİNDE DEĞERİNİ ETKİLEYECEK UNSURU YOKTUR. PARSELİN SATIŞA ESAS MUHAMMEN BEDELİ: 660.800,00 TL’DİR. 2-) SERİK İLÇESİ BOĞAZAK BELDESİ 18 NOLU PARSELİN TAMAMI OLUP AYNI ÖZELLİKLERE SAHİP 6.360,00 M2 ALANA SAHİP TARLADIR. ÜZERİ BOŞ- TUR. SATIŞA ESAS MUHAMMEN BEDELİ: 508.800,00 TL’DİR. SATIŞ ŞARTLARI: 1- SERİK İLÇESİ BOĞAZAK BELDESİ 16 NOLU PARSELİN İLK SATIŞI 05.07.2010 GÜNÜ SAAT: 10.35-10.45, BOĞAZAK BELDESİ 18 NOLU PARSELİN İLK SA- TIŞI AYNI GÜN SAAT: 10.50-11.00 SAATLERİ ARASINDA SERİK ADLİYE BAHÇESİNDE YAPILACAKTIR. İLK SATIŞTA BELİRTİLEN MUHAMMEN BEDEL- LERİ YÜZDE 60’INI VEREN TALEPÇİ BULUNAMAZ İSE İKİNCİ SATIŞLARI 15.07.2010 GÜNÜ AYNI YER AYNI SAATLERDE İKİNCİ ARTTIRMAYA ÇIKARI- LACAKTIR. İKİNCİ SATIŞTA DA MUHAMMEN BEDELİN YÜZDE KIRKINI VE SATIŞ MASRAFLARINI GEÇMEK KOŞULU İLE İHALE OLUNUR. BU MİKTARI VEREN TALEPÇİ BULUNAMAZ İSE SATIŞ DÜŞER. 2- ARTIRMAYA İŞTİRAK EDECEKLERİN TAHMİN EDİLEN KIYMETİN %20’Sİ NİSPETİNDE PEY AKÇESİ VEYA BU MİKTAR KADAR MİLLİ BİR BANKANIN TEMİNAT MEKTUBUNU VERMELERİ LAZIMDIR. SATIŞ PEŞİN PARA İLEDİR. ALICI İSTEDİĞİNDE 10 GÜNÜ GEÇMEMEK ÜZERE MEHİL VERİLEBİLİR. KDV, TAPU ALICI HARCI, RESMİ İHALE PULU, MASRAFLARI ALICIYA AİTTİR. DELLALİYE SATICILARA AİTTİR. BİRİKMİŞ VERGİLER SATIŞ BEDELİN- DEN ÖDENİR. 3- İPOTEK SAHİBİ ALACAKLILAR İLE DİĞER İLGİLİLERİN (*) BU GAYRİMENKUL ÜZERİNDEKİ HAKLARINI HUSUSİYLE FAİZ VE MASRAFA DAİR OLAN İDDİALARINI DAYANAĞI BELGELER İLE 15 GÜN İÇİNDE DAİREMİZE BİLDİRMELERİ LAZIMDIR. AKSİ TAKDİRDE HAKLARI TAPU SİCİLİ İLE SABİT OL- MADIKÇA PAYLAŞMADAN HARİÇ BIRAKILACAKLARDIR. İHALEYE KATILIP DAHA SONRA İHALENİN FESHİNE SEBEP OLAN ALICILAR İLE KEFİLLERİ SON İHALE BEDELİ İLE ARADAKİ FARKI ÖDEMEYE MECBURDURLAR. 4- ŞARTNAME İLAN TARİHİNDEN İTİBAREN HERKESİN GÖREBİLMESİ İÇİN DAİREDE AÇIK OLUP MASRAFI VERİLDİĞİ TAKDİRDE İSTEYEN ALICIYA BİR ÖRNEĞİ GÖNDERİLEBİLİR. 5- SATIŞA İŞTİRAK EDENLERİN ŞARTNAMEYİ GÖRMÜŞ VE İÇERİĞİNİ KABUL ETMİŞ SAYILACAKLARI BAŞKA BİLGİ ALMAK İSTEYENLERİN 2010/ 7 NO- LU DOSYA NUMARASI İLE MEMURLUĞUMUZA BAŞVURMALARI, AYRICA ADRESLERİNİ TERK EDEN HİSSEDARLARA DA İLANEN TEBLİĞ OLUNUR. 24.05.2010 İLGİLİLER TABİRİNE İRTİFAK HAKKI SAHİPLERİDE DAHİLDİR. (Basõn: 37063) T.C. ANTALYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI VE İLANEN TEBLİĞ ESAS: 2008/35 Satõş Antalya Merkez Çamköy 53 parselde kayõtlõ taşõnmaz, Antalya 2. Sulh Hukuk Mah. 2003/554 E. 2008/671 sayõlõ kararõ gereğince satõlacaktõr. Satõşa konu parsel tapu kaydõna göre 40.400 00 m2. tarla olarak kayõtlõdõr. Parsel %3 oranõnda meyilli olup, toprak yapõsõ killi tõnlõ yapõ karakterindedir. Tarõm arazisi konumunda olup, kuru tarõm yapmaya müsaittir. Parsel üzerinde kõymet edecek zirai muhtesat bulunmamakta olup, parselin kuzey kõsmõnda mezarlõk kuzeybatõsõn- da ise cam plastik sera batõsõnda ise cam ve plastik sera bulunmaktadõr. Parsel Antalya Çamköy Yolu’na yaklaşõk 60 mt. mesafededir. Parselin arsa m2 20.00 TL olarak bilirkişilerce be- lirlenmiştir. ANTALYA MERKEZ ÇAMKÖY 53 PARSELDE KAYITLI TAŞINMAZIN, BULUNDUĞU MEVKİİ, MA- HALLİ ALIM SATIM RAYİÇLERİ DİKKATE ALINDIĞINDA DEĞERİ 808.000.00 TL’dir. 1. Satõş 09/07/2010 günü saat 16-00-16.10 arasõnda, Antalya Adliye Sarayõ Kat 5 Ceza Bloku 2. Sulh Hukuk Mah- kemesi duruşma salonunda açõk arttõrma ile ile yapõlacaktõr. Bu satõşta değerinin % 60’õnõ bulmadõğõ takdirde 19/07/2010 günü aynõ SAAT 16.00-16.10 arasõnda Antalya Adliye Sarayõ kat 5 Ceza Bloku 2. Sulh Hukuk Mah- kemesi duruşma salonunda 2’nci artõrma yapõlacaktõr. 2. satõşta değerinin %40’õ ve mahkeme masraflarõnõ geçtiği takdirde en çok arttõrana ihale edilecektir. Satõş peşin para iledir ancak isteyen alõcõya 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Satõşa iştirak eden değeri- nin % 20’si nisbetinde teminat yatõrmasõ şarttõr. Damga resmi, KDV alõcõ tarafõndan, birikmiş vergiler satõş bede- linden ödenir. İhaleye iştirak eden şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenle- rin memurluğumuzun 2008/35 E. sayõlõ dosyasõna başvurmalarõ, ilanõ ilanen tebliğ olunur. 24/4/2010 (Basõn: 37060) ‘İsrail aptallõk denizinde’ Dış Haberler Servisi - İsrail donan- masõnõn, Gazze Şeridi açõklarõndaki ulus- lararasõ sularda düzenlediği kanlõ ope- rasyonunun, Ankara ile Tel Aviv ara- sõndaki ilişkilerin tamamen kopmasõna yol açacağõ yorumlarõ gecikmedi. İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz’deki analizde, “İsrail’in uluslararası alanda kendine verdiği zararı abartabilecek söz yok” denildi. Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi’nin alçak koltukta oturtularak küçük düşü- rülmesi nedeniyle patlak veren diploma- tik krizin artõk çok önemsiz hale geldiği belirtilen analizde, yeni krizin ilişkilerin tümüyle kopmasõna yol açmasõnõn muh- temel olduğu yorumu yapõldõ. 3. intifada başlayabilir Önceki Başbakan Ehud Olmert döne- minde Filistin’in Gazze Şeridi’nin abluka altõna alõnmasõndan dünkü baskõna kadar- ki süreçte sorumluluğu bulunanlar hakkõnda soruşturma açõlmasõ gerektiğini vurgulayan Haaretz, ayrõca, kanlõ baskõnõn İsrail’deki Arap toplumu ve Filistinliler arasõnda üçüncü İntifada (Başkaldõrõ) hareketi ya- ratabileceği uyarõsõ yaptõ. Jerusalem Post gazetesindeki yorumda ise, İsrailli yetkililerin “zararı gider- me” çabalarõna değinilerek, bir İsrail as- kerinden aldõğõ silahla ateş açan eylem- cinin görüntülerinin en kõsa zamanda ya- yõmlanmasõnõn operasyona haklõlõk ka- zandõracağõ savunuldu. İsrail’in eski An- kara Büyükelçisi Alon Liel’in, gözaltõn- daki Türklerin Aşdod limanõnda tutulmasõ yerine Türkiye’den gelecek gemilerle ül- kelerine dönmeleri önerisine yer verilen yorumda, İsrail hükümetinin bu krize ye- terince hazõrlanmadõğõ, Başbakanõn ok- yanus ötesindeyken Dõşişleri Bakanõ’nõn ülke dõşõnda şahin olarak algõlanmasõnõn İsrail’in medya savaşõnda altta kalmasõna yol açtõğõ belirtildi. İsrail’in en yüksek tirajlõ gazetesi Ye- dioth Ahronot’un internet sitesinde ise Türkiye’nin elçisini geri çağõrdõğõ, İsrail vatandaşlarõna Türkiye’ye gitmeme uya- rõsõ yapõldõğõ ve İstanbul’da yaşayan Ya- hudilerin kendilerini tehdit altõnda his- settikleri kaydedildi. İsrail’in işgal politikalarõna eleştirileriyle tanõnan gazeteci Gideon Levy, Haa- retz’de yayõmlanan “Gazze filosu İsra- il’i aptallık denizine götürüyor” başlõklõ makalesinde, Gazze Şeridi’ne yönelik ablukayõ kõrmaya çalõşan eylemcilerin vicdan sahibi kişiler olduklarõ belirtilerek “Evet, bu filo gerçekten bir siyasi kış- kırtmaydı; peki siyasi kışkırtmadan iyi protesto eylemi mi olur?” dedi. Levy, birkaç yüz eylemciyi denizin orta- sõnda gözaltõna alan İsrail’i, “nereye ve neden gittiğini bilmeden suda sürükle- nen bir gemi dolusu aptala” benzetti. Gazze’ye yardım götüren gemilere İsrail’in düzenlediği saldırılara protestoların ardı arkası kesilmiyor. Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Lübnanlı, Filistinli ve Türklerden oluşan yüzlerce kişi, BM binası önünde gösteri düzenleyerek, İsrail karşıtı ve Türkiye’yi öven sloganlar attı. Gösteride dev bir Türk bayrağı açıldı. Ürdün’ün başkenti Amman’da da yaklaşık 1000 kişi İsrail’i protesto ederken Suriye’nin başkenti Şam da İsrail karşıtı bir gösteriye sahne oldu. Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna’da Türk ve Boşnak üniversite öğrencilerinın gösterisinde de İsrail kınandı. (Fotoğraf: AP) Gazeteci Gideon Levy, Haaretz’de yayõmlanan makalesinde birkaç yüz eylemciyi denizin ortasõnda gözaltõna alan İsrail’i, ‘nereye ve neden gittiğini bilmeden suda sürüklenen bir gemi dolusu aptala’ benzetti Türkiye’ye övgü sloganları BASIN: YARDIM KONVOYUNA SALDIRI Dış Haberler Servisi - Dünya dün İsrail’in, Gazze’ye insani yardõm götürmekte olan gemilere düzenlediği saldõrõyõ konuştu. Basõnda yer alan haberlerde İsrail’in Gazze’ye yardõm götürmekte olan gemilere saldõrdõğõ belirtilerek, Türkiye’nin sert tepkisine dikkat çekildi. Amerikan CNN televizyonunun internet sitesinde manşetten görülen haberde, “İsrailli komandolar Gazze’ye yardım konvoyuna saldırdı: 10 ölü” başlõğõ kullanõldõ. Haberde İsrail savunma güçlerinin “Olay sırasında askerlerimizin hayatı tehlikedeydi. Gerçek mermi, silahlar, bıçaklar ve sopalarla saldırıya uğradılar” açõklamasõna da yer verilirken, İsrail Savunma Güçleri sözcüsü Avital Leibowitz’in ise “Operasyonda hafif silahlar ve tabancalar ele geçirilmiştir. Bir linçle karşılaştık, bu şiddeti kontrol etmeliydik” açõklamasõna da yer verildi. CNN, yardõm konvoyunun Özgür Gazze Hareketi ve Türkiye merkezli İHH tarafõndan organize edildiğini ve İHH’nin Müslüman Kardeşler’le ilişkilendirildiğini yazdõ. New York Times gazetesi, Challenger-1 gemisinde bulunan Özgür Gazze Hareketi temsilcisi Huwaida Arraf’õn telefonla yapõlan bağlantõda “İsrail askerlerine tamamen silahsız siviller olduğumuzu söyledik ve şiddet kullanmamalarını istedik” dediğini aktardõ. Filistinli başmüzakereci Saib Erekat’õn “Bu bir savaş suçu” ifadelerine de haberde yer verildi. İngiliz BBC ise, Özgür Gazze Hareketi’nin sözcüsü Audrey Bomse’un “Herhangi şiddet içeren bir direnişte bulunmayacaktık. Sadece sembolik bir direniş olacaktı. İsrail orantısız müdahalede bulundu” dediğini aktardõ. SKY kanalõnõn internet sitesi ise “Dünya İsrail’in ölümlere yol açan saldırısını kınadı” başlõğõnõ kullandõ. Sky TV’nin Ortadoğu muhabiri Dominic Waghorn, “Fotoğraflar, operasyonun başından beri beceriksizce yönetildiği izlenimini veriyor. Komandolar ellerinde demir çubuk olan aktivistlerin üzerine iple iniyor. İlk bakışta şaşkına dönmüş, sayıca yetersiz ve kontrolü ele geçirmede başarısız oldukları anlaşılıyor” ifadelerini kullandõ. Alman Der Spiegel, haberi “Gazze yardım konvoyuna İsrail’den kanlı saldırı” başlõğõyla duyurdu. Katar merkezli El Cezire’nin internet sitesinde gemilere uluslararasõ sularda müdahale edilmesine dikkat çekildi. Yenikapı batığı Üsküdar kazısı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle