22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 18 MAYIS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kırmadan Dökmeden soner@cumhuriyet.com.tr Baykal’ın özel yaşamı üzerinden CHP’yi vurmayı hedef alan büyük komplonun amacına ulaşması nasıl önlenir? Bir adım ileri, ters tepen silaha dönüşmesi sağlanabilir mi? Yanıtı çok yalın; CHP’nin komplo öncesi toparlanma, AKP’nin sivil darbe adımlarına engel oluşturma işlevi zayıflayacağına güçlenirse.. İçinde bulunduğumuz hafta CHP için yaşamsal önemde; kuşkusuz her kademeden liderliklerin birikimleri, örgüt deneyimleri iktidar partisi ile de kıyaslanmayacak birikimde.. Gelin görün ki, ülkemizde sağ partilerde asla yaşanmayan parti içi krizler, kırılmalar en çok CHP’de, haydi daha insaflı olalım sol partilerin hepsinin içinde yaşanmıştır. Eşyanın tabiatına uygun bir sonuç bu; ülkemizde sağ partiler gerçek anlamda liberal parti kimliğini kazanmaktan hep uzak kalmışlardır. İdeolojik kimlik, gerçek burjuva kültüründen uzak yapılanmalarda, aşiret, ağa, ırk, inanç, mezhep ilişkileri de belirleyici olunca, biat kültürü egemen olmuş, üstyapı çıkar ittifakları içinde lider diktatörlükleri tartışılmaz güç odağını oluşturmuşlardır. Tabii önemli kırılma noktalarında yeni partiler, yeni liderlerin öne çıkmasını zorunlu kılan koşullara gelene kadar.. Birleşik kaplar kuralı, bu hastalıkların tümü ülkemizdeki sol partilerde de çok etkin olsa bile, arada hem partili üyeler, hem de yönetim kadroları, en çok da seçmenin kimliğinden kaynaklanan refleksler çok farklıdır; dış koşulların yeni lider, yeni partiyi zorunlu kıldığı koşullar dışında sol partiler, hele de CHP’de parti için büyük kavgaların yaşanmasının temel belirleyici öğesi, her şeye rağmen teba kimliğinden çok bireyin var olabilmesidir.. Parti yönetim kadroları, delegelere diğer partilerde olduğu gibi egemen olup seçmene çok aykırı bir gidişi sürdürdüklerinde, partinin oy kaybetmesi olgusu, refleksi ile kendilerine çekidüzen vermek zorunda kalmaktadırlar.. Bu nedenle Baykal’ın özel yaşamı üzerinden CHP’yi vurmayı hedef alan büyük komplonun ardından yaşanan gelişmelerin de günümüzde klasik liberal demokrat kimliklerini iyice tüketmiş, İslami kimliği, feodal bağlarını katlamış sağ partilerden farklı yaşanıyor.. Daha açık olursak ikiyüzlü ahlakı ilke edinmiş, gizli kalması koşulu ile çoklu kadın ilişkisini benimsemiş, birkaç eşliliği dine göre de caiz gören feodal yapılanmaya dayanan Erdoğan cephesinden Baykal’a gelen ahlak dersi uyarıları, komplonun kendisi, hele de zamanlaması kadar sırıtıyor, dahası tahrik etme içeriği taşıyor. İftira etmek gibi olmasın ama Başbakan Erdoğan’dan başlayan AKP’nin tüm yönetim, yandaş düşünür, medya kadrolarının Baykal’a ahlak dersi vermeye kalkışmaları, kritik zamanlamalı kmoplonun suç ortaklığını yaptıkları izlenimi yaratmanın ötesinde, CHP’yi, birlikte Baykal’ı çıkmaza sürükleme amaçlı gözüküyor. Bir başka anlatımla gerek Baykal, gerekse CHP’nin tüm sorumlularının tam kadro, “inadına” sloganına uygun olarak, Baykal’ın liderliğinde buluşmaları gerektiği duygusunu veriyor. Oysa duygusallıktan şöyle bir sıyrılınabilirse parti, sorumluluklarına, işlevine serinkanlı bakılabilirse, komplonun sorumluları kadar, her boyutu ile iktidar olarak bu olayda sorumluluk taşıyan AKP ile hesaplaşma unutulmadan, bu duygusal tuzağa düşmemek de bir o kadar önem ve anlam taşıyor. Gelinen noktada Baykal’a sahip çıkma ile Baykal’ın liderliğinde bu kurultayda buluşmaya kalkışma arasında CHP’nin geleceği, uzun soluklu gücü, işlevi anlamında çok temel farklılıklar dikkat çekiyor.. Dün kamuoyu için sürpriz sayılabilecek gelişmeler, Kılıçdaroğlu’nun, parti yönetim kadroları toplantılarını beklemeden adaylığını açıklaması, dahası geniş bir parlamenter grubunun hemen desteğini alması, en çarpıcısı da yıllardır Baykal’ın sağ kolu, yönetim bütünlüğünde bir parçası sayılan Önder Sav grubunun onayı ile aday çıkması.. Kişisel kanımı sorarsanız CHP’de duyguların güdülemesinin değil, aklın, deneyimin, sağduyunun egemen olma çabası.. Partiyi hedef almış, en çok zamanlaması ile öne çıkmış çok amaçlı komplodan sonra, CHP’de tutulan yol, Erdoğan iktidarı, bütünü ile ılımlı İslam cumhuriyeti projeleri hesaplarını bozar, açılan ateşin ters tepmesine yarar mı? CHP’nin kurultay sonrasında, komplo öncesi yaşanmış göreceli toparlanmasını sürdürüp sürdüremediğine bakarak görüp yargıya varacağız.. Komplonun karşısında CHP kadroları, birikimlerini sağlıklı kullanıp partiyi daha bir toparlayabilmişlerse, “Baykal, Kılıçdaroğlu fark etmez. Biz dışardan gelen komplolara karşı birbirimizi kırıp dökmeden yolumuza, sorumluluklarımıza bakacağız, daha bir kenetlenerek güçleneceğiz..” diyebilmişlerse, zoru başarmışlardır.. Komplo ister dış, emperyal odaklı, ister cemaat, iktidar odaklı olsun hiç fark etmez, oyun bozulmuş, silah ters tepmiş demektir.. Geçen hafta Prof. Esfender Korkmaz’ın üniversite öğrencilerine yaptığı konferansta 2003-2009 arası büyüme ve işsizlik sorununu nasıl değerlendirdiğini sunmaya başlamıştık. Bugün bu sorunun sebeplerini irdelemeye devam edeceğiz. Böylece AKP’nin ekonomisini başarılı bulanların gerçeklerle yüz yüze gelmelerine belki yardımcı oluruz! Özel tasarruflar ve dolayısıyla ortalama yatırım oranı düşmüştür Bu dönemde yatırım için gerekli olan özel tasarrufların düştüğünü görüyoruz. 2002 yılında özel tasarrufların GSMH’ye oranı yüzde 25.30’dan 16.80’e gerilemiştir. Dolayısıyla toplam tasarruflar da azalmıştır. Toplam tasarruf/GSMH oranı yüzde 19.10’dan 14.20’ye düşmüştür. Özel tasarrufların azalmasının nedenlerinden biri IMF’nin faiz dışı fazla şartı nedeniyle kamu tasarruflarının 2008 yılına kadar artmasıdır. Kamu tasarrufları artarken özel tasarruflar azalmaktadır. Ekonomide kırılganlığın artması, kamuda şeffaflığın azalması ve ekonominin spekülatif bir yapı kazanması özel tasarrufların azalması sebeplerinden birkaçıdır. Kredi kartları ve bireysel kredilerdeki artış özel tüketimi arttırmış ve özel tasarrufları azaltmıştır. İşsizlikteki ve nüfusun 18 yaş altı dilimdeki artış da tasarruf edilebilir gelirlerin azalmasına sebep olmuştur. Yatırımlara verilen teşviklerin azalması, yurtdışına kaynak transferinin de artması özel tasarruf oranının azalmasına diğer bir sebep olarak ortaya çıkmıştır. Yurtdışına kaynak transferi yatırımların finansmanını zorlaştırmıştır Bilindiği gibi küreselleşme ile yatırım anlayışı değişmiştir. Spekülatif sermaye ve plasman gerçek yatırım olarak algılanmaya başlamıştır. Oysa gerçek yatırım, sermaye mallarına ve teçhizat stokuna yapılan net ilavedir. 2003 yılında 3 milyar 259 milyon dolar kaynak yurtdışına çıkarken 2009 yılında bu rakam 33 milyar 792 milyon dolara yükselmiştir. Kamu borçlanma gereği özel yatırımları zorlamıştır Kamunun borçlanma ihtiyacı artarken bu özel yatırımlara gidecek fonların azalmasına yol açmaktadır. 2003 yılında kamu iç borç stoku 150 milyar TL iken 2009 yılında bu rakam 320 milyar liraya çıkmıştır. Aslında bu borçlanma bütçe açığı nedeniyle yapılmaktadır. Kamu altyapı yatırımlarının finansmanında kullanılması halinde bir sorun olmayabilir ama bu dönemde böyle olmamıştır. Dolayısıyla özel yatırımlara gidecek fonları azaltan bir sonuç yaratmıştır. Düşük kur politikası ithalatın artmasına yatırım yapılmamasına neden olmuştur Sıcak para ve düşük kurlar yatırım yapma şevkini kırarak ithalatın artmasına, ara malı üreten yatırımcıların rekabet edemeyerek kapanmasına ve işsizliğin artmasına neden olmuştur. Sanayi üretiminde ithal yoluyla karşılanan hammadde ara malı oranı yüzde 76’ya çıktı. Türkiye’nin ithalatının artması yabancının istihdamının artmasına yol açmıştır. İthalatın yapısına baktığımızda durum daha net olarak anlaşılmaktadır. Türkiye düşük kur nedeniyle 2003 ile 2009 arasında, 234,9 milyar dolar dış ticaret açığı ve 170,4 milyar dolar cari açık verdi. Bankacılık sektörü ile reel sektör arasındaki denge bozulmuştur 2009 yılında, bankacılık sektörü yüzde 8.5 büyürken buna karşılık imalat sanayiinde yüzde 7.2 küçülme oldu. İki sektör arasındaki yüzde 15.7 puanlık fark sektörel dengesizliğin büyüklüğünü göstermektedir. Bankacılık sektörü için öne sürülen, “Hemen hemen bütün ülkeler, küresel kriz nedeniyle bankalara destek verdi. Ancak biz vermedik” savı doğru değildir. Aslında biz herkesten daha önce, 2001 yılından beri bankaları destekledik. Zararda olup, kapatılan bankaların bu zararları sosyalize edildi. Örneğin, 2008 yılında batık bankalar nedeniyle16 Temmuz 2008 tarihli “Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun” geçici 17. maddesi ile TMSF’nin Hazine’ye borçları silindi. Bankacılık sektörünün silinen toplam 90 milyar lira borcun 70 milyar lirası batık bankaların borcu, 20 milyar lirası ise kamu bankalarının görev zararı idi. Ekonominin çok iyi olduğunu ileri sürenlere, ülkelerini seviyorlarsa analizleri iyi yapmalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü bu ülke bizim evimiz, aman dikkat… 2003-2009 Arası Büyüme ve İşsizlik Sorununu Yaratan Sebepler (2) M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com YILLAR - % 2008 2009 TÜKETİM MALI 10.68 13.75 SERMAYE MALI 13.92 15.31 ARA MALLAR 75.40 70.93 ENERJİ 23.34 20.47 ENERJİ HARİÇ ARAMAL 52.06 50.46 TOPLAM 100.00 100.00 ANKARA (AA) - Maliye Bakanlõğõ, ciro, ödedikleri vergi ve aktif büyüklükleriyle Tür- kiye’nin en büyük işletmeleri olan ‘büyük mü- kellefler’in tümünü vergi incelemesine alõyor. Vergi kayõp ve kaçağõyla mücadeleye dönük vergi denetimlerinin yaygõnlaştõrõlmasõ çalõş- malarõna paralel büyük mükellefler nezdinde de kapsamlõ bir vergi denetimine gidilecek. Bu çerçevede, Maliye Bakanlõğõ Hesap Uzmanlarõ ile Gelir İdaresi Başkanlõğõ bünyesinde görev yapan gelirler kontrolörleri, bugüne kadar in- celenmemiş büyük mükellefler için bir envanter çalõşmasõnda bulunacak. Bu çalõşmada, şu ana kadar denetime alõnmamõş büyük mükel- leflerin listesi çõkarõlacak. Ciro (yüzde 35), ödenen toplam vergi (yüz- de 25) ve aktif büyüklük (yüzde 40) kriterle- rine göre belirlenen büyük mükelleflerin sayõsõ 853 olarak belirleniyor. Büyük mükelleflerin 102’si bankacõlõk ve sigortacõlõk alanõnda, 84’ü demir-çelik metal ve makine imalatõ, 76’sõ ise gõda sektöründe faaliyet gösteriyor. Döviz kuru sepetinde teknik ayar isteyen 50 bin TİM üyesi, 2010’da toplam 250 bin kişiye iş sağlayacak Ekonomi Servisi - Türkiye İhracatçõ- lar Meclisi (TİM) tarafõndan gerçekleş- tirilen ihracatçõ eğilim araştõrmasõ 1. çeyrek sonuçlarõna göre, ihracatçõ fir- malarõn yüzde 68.1’i döviz kurlarõnõ sektörlerinin öncelikli sorunu olarak gö- rüyor. Firmalarõn yüzde 75.4’ü girdi ma- liyetlerinin, yüzde 50.8’i hammadde bi- rim ithalat fiyatlarõnõn arttõğõnõ, yüzde 50.2’si ise genel kârlõlõk ve ihracatta kârlõlõk düzeylerinin düştüğünü açõkladõ. 24 sektörde faaliyet gösteren 313 fir- manõn katõldõğõ araştõrma sonuçlarõ TİM Başkanõ Mehmet Büyükekşi’nin katõ- lõmõyla açõklandõ. Araştõrmada şu tes- pitlere yer verildi: * Firmalarõn yüzde 60.4’ü kur riskin- den korunmak için herhangi bir önlem almadõklarõnõ kaydetti. * Firmalarõn yaklaşõk yarõsõ yõlõn ilk çeyreğinde yurtiçinde hiç yatõrõm yapmadõklarõnõ beyan ederken yõlõn ikinci çeyreğinde de yüzde 43.8’i yatõrõm yapmayõ düşün- mediğini ifade etti. * İhracatçõlarõn piyasaya dair beklen- tilerinde de yõl sonu enflasyonu 9.02, ge- celik faiz oranõ yüzde 8.55 olarak tah- min edildi. Nisan-haziran döneminde do- lar/TL kur tahmini 1.49, yõl sonu tahmini 1.55 olarak belirtildi. * Firmalarõn 2010 genel ekonomik beklentilerine göre sektörlerinde yüzde 50.8 oranõnda daha iyi, yüzde 37.7 ora- nõnda aynõ kalacağõ, yüzde 11.5 oranõnda daha kötü olacağõ beklentisi söz konu- suyken, Türkiye ekonomisine ilişkin yüzde 45.4’ü daha iyi olacağõnõ, yüzde 40.9’u değişmeyeceğini, yüzde 13.7’si kötü olacağõnõ düşünüyor. TİM Başkanõ Büyükekşi, Avrupa’daki krizin, yüzde 47-50 arasõnda bir Avro ihracatõ yapan Türk ihracatçõlarõnõ çok rahatsõz ettiğini belirterek, “İhracat artõşõmõz çok tehlikeye giriyor. Bu bize kârsõzlõk ve büyüme krizi getirecek” dedi. PİYASALAR GERGİN Kemer sıkma Avro’yu vurdu Ekonomi Servisi - Avrupa’daki borç krizinin ya- yõlacağõ ve birbiri ardõna açõklanan kemer sõkma önlemlerinin büyümeye olumsuz etki edeceği en- dişesi Avro’yu son dört yõlõn en düşük seviyesi- ne çekti. Geçtiğimiz hafta açõklanan 750 milyar Avro’luk paket de piyasalara güven vermedi, pa- ketin nasõl uygulamaya geçeceği yönündeki be- lirsizlikler varlõğõnõ korurken Avro’daki kan kaybõ sürdü. Asya’daki işlemlerde 1.2234 seviyesine kadar düşen Avro/dolar paritesi, Avrupa’daki işlemlerde hafif toparlanarak 1.23 civarõnda seyretti. Yatõ- rõmcõlarõn riskli varlõklara yönelik iştahõndaki azalmaya paralel olarak gerileyen Avro, dolar kar- şõnda Nisan 2006’dan beri gördüğü en düşük se- viyeye indi. Asya ve Avrupa’da borsalar inişe ge- çerken Bükreş yüzde 7’ye yakõn düştü, Atina yüz- de 3’e yakõn düştükten sonra yardõmõn bugün alõ- nacağõ haberiyle hafif toparlandõ. Japonya yüz- de 2.2 değer kaybederken, Hong Kong yüzde 2.2, Şanghay yüzde 5, Güney Kore yüzde 2.6 ve Avustralya yüzde 3 geriledi. İç piyasada ise do- lar 1.56 liradan haftaya başladõktan sonra daha sonraki işlemlerde 1.5440 seviyesine gevşedi. Av- ro/TL 1.90 seviyesine kadar indi. Merkez Ban- kasõ kapanõş kurlarõna göre lira, dolar karşõsõn- da yüzde 0.92 değer kaybetti, Avro karşõsõnda yüzde 0.44 değer kazandõ. KISA... KISA... Romen bebekler de IMF’ye karşı Romanya’da 200 anne ve bebeği yüzde 25 ana- lõk ödeneği kesintisini de içeren hükümetin ke- mer sõkma önlemlerini protesto etti. Eylemci- ler, hükümetin bütçe planõndan endişe duy- duklarõnõ ifade etti. Komşu14.5milyarıbugünalıyor Yunanistan hükümeti 110 milyar Avro’luk AB kurtarma paketinin ilk taksidi olan 14.5 mil- yar Avro’luk krediyi bugün alacağõnõ açõkla- dõ. Atina, vadesi dolan 10 yõllõk tahvil borcu- nu çarşamba ödeyecek. İtalya da kemer sıkacak İtalya Ekonomi Bakanõ Giulio Tremonti, ülkesinin 27.6 milyar Avro’luk bütçe açõğõnõ aşağõ çek- mek için tedbir alacağõnõ söyledi. Tremonti, pa- ketin bu ayõn sonundan önce kabul edilmesi- nin beklendiğini belirtti. Asım Kocabıyık’ın ev sahipliğini yaptığı toplantıda Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kazı çalışmalarını sürdü- ren Avusturya’nın Bilim ve Araştırma Bakanı Dr. Beatrix Karl (sağda) ve Doç. Dr. Sabine Ladstatter’e plaket sundu. Efes iş dünyasına emanet Ekonomi Servisi - İş dünyasõ, eski uy- garlõklarõn en önemli kültür miraslarõndan biri sayõlan Efes antik kentinin tanõtõmõ için el ele verdi. Türkiye’nin en büyük hol- dinglerinden Borusan’õn öncülüğü, Ecza- cõbaşõ ve Doğuş Grubu’nun aktif desteği ile kuruluş çalõşmalarõ hõzlandõrõlan Efes Vak- fõ, antik kentteki kazõ çalõşmalarõna destek olacak, kentin daha rahat ziyaret edilmesine ortam sağlayacak. Efes üzerine yapõlan akademik ça- lõşmalar desteklenecek, konu ile il- gili tüm eserlerin yer aldõğõ bir kü- tüphane oluşturulacak, tanõtõm için bir web sitesi kurulacak, yeni tur yol- larõ düzenlenecek. Üç holdingin kurumsal katõlõmõ- nõn yanõ sõra, Ahmet Kocabıyık, Zeynep Hamedi, Nükhet Özmen, Ale- xander E. Gertner ve Yasemin Pirinç- cioğlu da Efes Vakfõ kurucularõ arasõnda yer alõyor. Vakfõn ilk yõl giderleri, çoğunlukla ye- rel kurucularõndan sağlanacak 1 milyon do- larlõk gelirlerle karşõlanacak. Sonraki yõl- lardaki gider bütçesinin önemli bir kõsmõ- nõn uluslararasõ bağõşlar ile karşõlanacak. Vakõf Komitesi ve Yönetim Kurulu, kişi- sel bağlantõlarõnõ kullanarak arkeoloji ve Efes antik kentine ilgi duyan sponsorlar ile gerekli kaynaklarõ sağlayacak. Böylelikle halen yõlda 2 milyon kişinin ziyaret ettiği Efes, dünyanõn en önemli markalarõndan bi- ri haline getirilecek. Efes Vakfõ’nõn tanõtõmõ amacõyla önceki gün Yamaç Evler’de düzenlenen top- lantõya, ev sahibi Ahmet Kocabõyõk ve Bülent Eczacıbaşı‘nõn yanõ sõra Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay, kazõ ça- lõşmalarõnõ sürdüren Avusturya’nõn Bilim ve Araştõrma Bakanõ Dr. Beatrix Karl, kazõ çalõşmalarõnõ bizzat sürdüren Avus- turya Arkeoloji Enstitüsü Başkanõ Doç. Dr. Sabine Ladstatter ve vakfõn kuru- cularõ katõldõ. Toplantõda konuşan Kocabõ- yõk, “Misyonumuzu antik ken- tin geliştirilerek korunması için fon yaratmak ve tüm dün- yaya tanıtımı konusunda faa- liyetler sürdürmek olarak ta- nımladık” dedi. Kültür ve Turizm Bakanõ Er- tuğrul Günay da, “Enstitü bu mekânın çalışması için 600 bin Avro kaynak ayırdı, gelecek yıl bu rakam iki katına çıkacak. Bugün ise Efes ile ilgili yeni bir vakıf yola çıkıyor. Harcanan rakamlardan fazlasını se- ferber edecek yeni vakıf kuruluyor” di- ye konuştu. 250 BİN KİŞİYE İŞ SAĞLAYACAĞIZ Firmaların istihdamla ilgili konulara yönelik düşünce ve beklentilerine de yer verilen araştırmada, Ocak-Mart 2010’da beyaz yakalı çalışan ortalama sayısı 25, mavi yakalı çalışan ortalama sayısı 130 ve Ar-Ge personeli ortalama sayısı ise 5 olarak hesaplandı. 50 bin TİM üyesi’nin 2010 sonuna kadar 250 bin civarõnda yeni istihdam yaratacağõ tahmin ediliyor. Her 4 firmadan ancak biri bu çeyrekte yeni çalışan istihdam etmeyi hedeflediğini ifade etti. Yıl sonuna kadar yeni çalışan istihdam edeceklerini beyan eden firmalar genelin yüzde 46’sını temsil ederken ortalama 20 kişinin işe alınacağı hesaplanıyor. İhracatçõ kur kõskacõnda Maliye büyük mükellefavınaçıkacak Borusan, Eczacõbaşõ ve Doğuş holdingleri yõlda 2 milyon kişinin ziyaret ettiği Efes antik kentini dünyanõn en çok tanõnan turizm markalarõndan biri yapmak amacõyla bir araya geldi. Vakõf, antik kentteki kazõ çalõşmalarõnõ hõzlandõracak, uluslararasõ fonlar sağlayacak ve tanõtõma destek verecek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle