10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Süreyya’yı Taşlamak “Süreyya’yı Taşlamak”, “Humeyni portresi” ve Ha- fız’ın dizeleriyle açılıyor: “Olmayın riyakârlık edenlerden/bir yanda yüksek ses- le Kuran’ı dillendirirken/öte yanda ahlaksızlığını sak- ladığını zannedenlerden…” Hemen ardından İran yaylalarının çorak, uçsuz bu- caksız toprakları üzerinde kıpkırmızı bir güneş doğuyor. Beni ilk çarpan şey bu sert ve vahşi doğanın âşi- nalığı oldu. Doğunun o tanıdık uzantısı.. bir yanda… Hiçbir tercüme/altyazı gerektirmeyen kavramların irkiltici “özdeşliği” beri yanda… “Mahkûm” ya da “idam”.. sözleri örneğin… Ağızlarından salyalar akan köyün erkekleri -bağırış çağırış içinde- “recm” kararını bu sözlerle tebliğ edi- yorlar: “Mahkûm! Mahkûm! İdam! İdam!” Aynı sert doğa… İnsan hayatını hiçe sayan aynı sert kültür… Ve birebir aynı sözler…. İran’dan ve “İran’laşmaktan” neden bu kadar kork- tuğumuzu, bu filmi izlerken bir kez daha anladım. Aynı “kodlar”, burada bizim “DNA”mızda da bire- bir var. Bizimki Batı ile temasla mutasyona uğrayıp, bir baş- ka şekil almış. Onlarınki “saf” haliyle olduğu gibi kalmış. “Süreyya”yı izlediğim süre bunu düşündüm. Aynı hikâye Suudi Arabistan’da geçseydi, bize Mars denli uzak gelebilirdi... Ama arka plandaki ülke yanı başımızdaki İran; bi- rebir “yaşanmış öykünün” tanıklığını yapan kadın da -beyazperdeye aynı derinlikte bir “töre trajedisini” yan- sıtabilecek- Şerif Sezer’ in İran versiyonu… Shoh- reh Aghdashloo (Zehra!) olunca; araya olayı hiç me- safe koymadan/koyamadan izliyorsunuz... Trajedinin derinliğini… Kelimelerin vahametini iliklerinizde duyuyor; sa- londan tüm “İran’laşma korkularınız” katmerlenerek çıkıyorsunuz. “Zina yapan taşlanır!” Film, “Zina yapan mağdur olamaz!” anlayışının, mu- tasyona uğramamış katıksız hali, “zina yapan taşla- nır!” merhalesini anlatıyor. Bu en ilkel merhalede, “iki kadın, bir erkeğe dahi eşit değil” aslında. Kadın ile erkek arasındaki uçurum öyle aşılmaz, öy- lesine derin ki.. iki, üç, beş.. kaç kadın yan yana ko- yarsanız koyun.. bir erkek etmiyor. Kadın kocayı “namussuzlukla suçlamaya” cüret ederse; “namussuzluğun ispatı” -tanık bulabilirse!- ka- dına düşüyor. Tersine.. koca kadını “suçladığında” -suçu!- hiçbir biçimde ispatla yükümlü olmuyor. Masumiyeti kanıtlamak da gene.. kadına kalıyor. Her durumunda “ispat” yani kadının mükellefiyeti… Bunu, filmdeki karekterlerden biri; “Kadınların tü- mü suçlu, erkeklerin tümü suçsuzdur!” diye anlatıyor. Fiiliyatta bu; bir cinsin diğeri üzerinde sınırlanma- mış, “mutlak iktidarı” anlamına geliyor. “Mutlak iktidarı” erkekler -yedisinden yetmişine- ara- larında paslaşarak, paylaşıyorlar... Paylaşım esnasında, “vicdanlarını” askıya alıyorlar. Askıya almaktan öte iğdiş ediyorlar…. “Vicdan” yok edildiğinde, “canavarlığın” her türlü- sü mümkün oluyor. Böyle tanımlanan bir evrende, var- lığı ile yokluğu bir olan “kadın” kolayca ava dönüşü- yor. Recme yürümek... “Süreyya’yı Taşlamak” safha safha bu “canavar- laşmayı” ve kadının “ava” dönüşmesini anlatıyor. Gençken.. ele geçirilecek basit, “cinsel bir av”… Yaş alıp yıprandığında, yükünden -dedikodu ve if- tira, gerekirse recm yoluyla- kurtulunacak “kurban”/ “insanlıktan çıkarılan” bir nesne oluyor kadın. İlk bölümde -“taş keserek”- kadının “nesneleşme” sürecini; ikinci bölümde fiziken “yok edilişini” izliyo- ruz. Bu “yok edilişe” giden sürecin “ağırlığı”, filmin ilk ka- relerinden itibaren, salonda bulunan herkese öyle bir “çöküyor” ki; birbirini hiç tanımayan insanlar, film ara- sında birbirleriyle konuşarak; boşalma ihtiyacı duyu- yor. Böyle bir şeye ilk defa tanık oluyorum. İlk isyan -herkesin duyabileceği bir sesle- yanı ba- şımda: “Kadınlar bu salonu silme doldurmalıydı. Ha- ni nerdeler?” diyen beyefendiden yükseliyor. Arkamda oturan genç, bunun üzerine filmin Türki- ye’de gösteriminin engellenmesi için Ahmedine- jad’ın Erdoğan’a “1 milyar dolar ticari bağlantı” tek- lif ettiğini ancak “nasılsa!” bu hedefe ulaşamadığını gündeme getiriyor... Bir başkası “Belli mi olur?” diye atılıyor: “Bakarsı- nız sıcağı sıcağına yapılan son Tahran çıkarmasından sonra, işin rengi değişir ve film vizyondan kaldırılır”. İkinci yarıda ışıklar tekrar sönene dek.. uluorta böy- le bir TV stüdyosunun tartışma ortamında buluyoruz kendimizi. “Recm”e giden son saati -neredeyse bi- rebir ekrana getiren- ikinci bölümde salonu yeniden bir derin sessizlik kaplıyor… Köyün en zavallı adamıyla “zina yaptığı iftirasıyla” karşı karşıya kalan ve bir saat sonra “recm edilece- ği” söylenen Süreyya’nın, yarı beline kadar gömüldüğü çukurda son bulan hayatının son demleri bunlar… “Kurbanın”, “trajediyi aktaran” hala -Zehra ile- ve- dalaşması... Kızlarıyla öpüşüp koklaşması… Taşların toplanması… Çukurun kazılması… Süreyya’yı ölüme yollayan mollanın, tören heyca- nının özeniyle tıraş olup hazırlanması… Mollanın yanı başında yer alan muhtarın, -sözüm ona- Allah’a sığınması… Ahalinin toplanması… Önce “baba”, “erkek evlatlar” ve derken “kocanın” attığı ilk taşlardan sonra; tekbir getirerek önlerine yığ- dıkları taşlara sarılan kalabalığın kolektif hezeyanı! Kadının artık alnına, yüzüne, gözüne, bağrına… Ne- resine değer, neresine inerse… Bir taş, bir taş daha… “Süreyya” seyredilmesi zor; ama mutlaka görülmesi gereken bir film. CMYB C M Y B Takasa evet, zenginleştirmeye devamDış Haberler Servisi - İran’õn Tür- kiye ve Brezilya aracõlõğõyla, elinde- ki düşük oranda zenginleştirilmiş uranyumu nükleer yakõt çubuklarõyla takas etmeye hazõr olduğunu ilan et- mesine karşõn, bu önerinin Uluslararasõ Atom Enerjisi Kurumu (UAEK), ABD, Rusya ve Fransa tarafõndan oluşturulan Viyana Grubu tarafõndan kabul edilmesi gerekiyor. Üç ülke ara- sõnda varõlan mutabakata göre Tah- ran’daki yetkililer, Türkiye’de yapõl- masõ öngörülen takasla ilgili son for- mülü bir hafta içinde UAEK’ye res- mi mektupla bildirecek. Ancak Tah- ran’õn mutabakatõn hemen ardõndan uranyum zenginleştirmeye devam edeceğini açõklamasõ, Batõ başkent- lerinde İran’õn niyetlerine yönelik kuşkularõn artmasõna neden oldu. Takasa ilişkin uzlaşma metni Dõş- işleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu, İran Dõşişleri Bakanõ Manuçehr Mutteki ve Brezilya Dõşişleri Bakanõ Celso Amorim tarafõndan, uranyum takasõ konusunda üzerinde uzlaşõlan muta- bakat metnini imzaladõ. İmza töreni, İran Cumhurbaşkanõ Mahmud Ah- medinejad, Brezilya Cumhurbaşka- nõ Luiz Inacio Lula da Silva ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn huzurunda yapõldõ. Esas görüşmeler şimdi başlayacak Viyana Grubu tarafõndan sunulan benzer bir formül üzerindeki görüş- meler 1 Ekim 2009’da, “İran’ın, ta- kasın kendi topraklarında yapıl- ması” gibi şartlar öne sürmesi üzeri- ne kopmuş, İran’õn Tahran’daki tõbbi amaçlõ nükleer reaktörünün ihtiyacõ- nõ gerekçe göstererek şubat ayõnda yüzde 20 oranõnda uranyum zengin- leştirmeye başlamasõ üzerine köprü- ler atõlmõştõ. İran’õn nükleer progra- mõna şüpheyle bakan Batõ ülkeleri ve İsrail, atom bombasõ için yüzde 90 ora- nõnda uranyum zenginleştirilmesi ge- rektiğini, yüzde 20 oranõnda zengin- leştirme faaliyetinin bu yönde bir adõm olabileceğini vurgulamõştõ. İmzalanan mutabakat metninin UAEK’ye ulaşmasõnõn ardõndan, İran ile Viyana Grubu arasõnda takasõn ay- rõntõlarõ yeniden ele alõnmaya başla- nacak. Ayrõntõlar üzerindeki görüş- melerin resmi bir anlaşmayla sonuç- lanmasõnõn önündeki en büyük en- gellerden biri, İran’õn uranyum zen- ginleştirme faaliyetlerini sürdürmek- te õsrar etmesi. İran Atom Enerjisi Baş- kanõ Ali Ekber Salihi, dün imzalanan metinde vurgulanan esaslardan birinin, “İran’ın nükleer zenginleştirme faaliyeti hakkı” olduğuna dikkat çekti. Viyana Grubu’nun önerisi ile dün imzalanan metin arasõndaki en önemli farkõ, İran’õn takas yeri olarak kendi topraklarõnda õsrar etmekten vazgeçerek Türkiye’nin ev sahipliği- ne yeşil õşõk yakmasõ oluşturuyor. Ayrõca, elindeki uranyumu parçalar halinde değil, tek bir seferde teslim et- meyi kabul eden İran, bunlarõn karşõ- lõğõnda, bir yõl içinde takasõn gerçek- leşmemesi halinde Türkiye’den uran- yumunu geri alma garantisi istiyor. Şüpheciler Beyaz Saray, İran ile uranyum ta- kasõna yönelik varõlan anlaşmanõn Tahran’õn niyetini ortaya koymasõ bakõmõndan “muğlak” olduğu açõk- lamasõnõ yaptõ. Yapõlan yazõlõ açõkla- mada, İran’õn uranyumu takas etme- sinin “olumlu bir adım” olacağõ an- cak nükleer program konusunda ABD ve uluslararasõ toplulukta ciddi kay- gõlarõn sürdüğü ifade edildi. Açõkla- mada, “İran’ın sözlerle değil ey- lemlerle yükümlülüklerini yerine getirmesi yoksa yaptırımlar da da- hil olmak üzere sonuçlarla karşıla- cağı” konusunda ABD’nin çalõşma- larõnõ sürdüreceği kaydedildi. BM, İran’la sağlanan “nükleer an- laşmanın” ileriye dönük teşvik edici ümit verici bir durum olduğunu ancak BM kararlarõna uyulmasõ için daha çok şey yapõlmasõ gerektiğini bildirdi. İn- giltere hükümeti de “İran’a karşı si- yasetimiz değişmedi. Tahran, BM kararlarına tam uymalı” dedi. Rusya Devlet Başkanõ Dimitriy Medvedev de “Uranyum takas an- laşmasının kaygıların tümünü gi- dermede yetersiz kalabileceğini” söyledi. AB Dõşişleri Yüksek Tem- silcisi Catherine Ashton’õn sözcüsü Maja Kocijancic, anlaşmayla ilgili olarak “Hatırlatmak isterim ki UAEK’nin geçen yıl ekim ayında sunduğu öneriler bir tür iyi niyet jestiydi. İran bugüne dek bunu reddetti. Şimdi İran UAEK’nin önerilerini kabul ettiyse, bunu mem- nuniyetle karşılarız. Fakat bu, ulus- lararası toplumun, İran’ın nükleer programının barışçıl niyetinden endişe duymasından kaynaklanan temel sorunu çözmez” dedi. İran’õn nükleer programõnõ gözetleyen 5+1 grubunu oluşturan Almanya’nõn hü- kümet sözcüsü Christoph Steeg- mans da, anlaşmanõn UAEK ve İran arasõnda yapõlmasõ gerektiğinidiğer ül- kelerle varõlacak anlaşmalarõn bunun yerine geçemeyeceğini vurguladõ. Yaptırımlar gündemde İran’a yönelik 4. yaptõrõm paketi ha- len BM Güvenlik Konseyi’nin gün- deminde. BBC muhabiri Paul Rey- nolds, İran’õn politika değişikliğine mi gittiğinin, yoksa amacõnõn yeni yap- tõrõmlarõ engellemek için zaman ka- zanmak mõ olduğunun Viyana Grubu ile yapõlacak görüşmelerde ortaya çõ- kacağõnõ belirtti. İran’õn masaya yeni şartlar sunabileceğine dikkat çeken ga- zeteci, İran, BM Güvenlik Konse- yi’nden gelen uranyum zenginleştir- meyi durdurma çağrõsõna uymadõkça sorunun ortada kalacağõna işaret etti. Uranyum takasının Türkiye’de yapılmasını öngören mutabakat metni, Erdoğan, Lula da Silva ve Ahmedinejad’ın da hazır bulunduğu törenle Davutoğlu, Mutteki ve Amorim tarafından imzalandı. Ekim 2009’da gündeme getirilen, İran’ın daha sonra reddettiği formülle benzerlikler taşıyan mutabakata göre, İran elindeki uranyumu tek bir seferde teslim etmeyi kabul ediyor, bir yıl içinde takasın gerçekleşmemesi halinde Türkiye’den uranyumunu geri alma garantisi istiyor. Mutabakat metninin imzalanmasından hemen sonra İranlı yetkililerden gelen “Yüzde 20 oranında zenginleştirmeye devam edeceğiz” açıklamaları ise İran’a zaten kuşkuyla yaklaşan Batı başkentlerinde soru işaretleri doğurdu. İttifak’õn yeni stratejisinde 5. maddenin işletilmesi de gündemde NATO İran’õ hedef gösterdi ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL- NATO akil adamlar grubu, kasõm ayõnda Lizbon’da yapõlacak zirvede onaylanmasõ planlanan yeni stra- tejik planõn oluşturulmasõna kat- kõ sağlamak amacõyla hazõrladõ- ğõ raporda Ortadoğu’ya dikkat çekti. Rapora göre, Ortadoğu’da birbiri ile ilişkili üç önemli konu ittifakõn güvenliği için tehlike arz etmeye devam edecek. Aralarõnda emekli büyükelçi Ümit Pamir’in de bulunduğu akil adamlarõn hazõrladõğõ rapor- da Ortadoğu’ya ilişkin tehditler şöyle sõralandõ:  Aşõrõ unsurlar kaynaklõ şid- det.  Arap-İsrail gerilimi  İran hükümetinin politika- larõ; İran’õn “nükleer progra- mıyla ilgili BM Güvenlik Kon- seyi kararlarına uyumlu dav- ranmak istememesi”, “nükleer silah geliştirmesi”, “uzun men- zilli balistik füze stoklaması”. Raporda İran’õn bu politikalarõnõn gelecek 10 yõl içinde ittifaka kar- şõ 5. madde tehdidi oluşturabile- ceği belirtildi. 5. madde, üye ül- kelerden birine saldõrõ durumun- da tüm üye ülkelerin ortak kar- şõlõk vermesini öngörüyor. İran’a karşõ uyarõda bulunulan 58 say- falõk raporda şu ifadeler yer aldõ: “İran’ın konvansiyonel silah programı, kilit deniz ticareti ro- talarında güvenlik kaygısı do- ğurmaktadır. İran üzerindeki yoğun uluslararası diplomatik çabalar ve İran’ın gizli niyeti dikkate alınırsa, önümüzdeki yıllarda İran kaynaklı zorluk- ların artacağı ya da azalacağı belirsiz. NATO azalmasını teş- vik için elinden geleni yaparken artması ihtimaline karşı ha- zırlıklı olmalı.” Raporda, İran’õn nükleer saldõrõ olasõlõğõna karşõ NATO’nun Ak- deniz Diyaloğu (İsrail, Ürdün, Mõsõr, Cezayir, Tunus, Fas, Mo- ritanya) ve İstanbul İşbirliği Gi- rişimi (Bahreyn, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri) ülke- leriyle şeffaf bir diyalog yürüt- mesi istendi. Raporda, NATO üyelerini kapsamasõ planlanan yeni füze kalkanõnõn İran’dan muhtemel balistik füze saldõrõla- rõnõ önlemek için gerekli olduğu savunuldu. ‘TAHRAN USTACA İDARE EDİYOR’ Adõnõ açõklamayan İsrailli bir yetkili, İran’õn Türkiye ve Brezilya’yõ “ustaca idare ettiğini” ifade ederek “İranlılar böylesi hileleri geçmişte de kıvırmıştı; gerginliği düşürüp daha sert uluslararası yaptırım riskini azaltmak için böylesi bir süreci kabul eder gibi görünmek, sonra buna uymayı reddetmek...” Yetkili, Türkiye ve Brezilya gibi “yükselmekte olan” güçlerin devreye girmesiyle, ABD ve Avrupa ülkeleri için İran’a yeni yaptõrõmlar uygulamanõn zor hale geldiğini sözlerine ekledi. Top Viyana Grubu’nda Dış Haberler Servisi - İran’õn uranyum ta- kasõyla ilgili mutakabat takas işleminin Türki- ye’de yapõlmasõnõ öngörüyor. İran’da İngiliz- ce yayõn yapan resmi Press TV’de yer alan ha- berde, yüzde 3.5 oranõnda zenginleştirilmiş 1200 kg. uranyumun, 120 kg. yakõtla (yüzde 20 zen- ginleştirilmiş olarak) değiştirileceği belirtildi. ABD, Rusya, Fransa ve Uluslararasõ Atom Enerjisi Kurumu’ndan (UAEK) oluşan Viyana Grubu’nun olumlu cevap vermesi halinde uranyum bir ay içinde, yakõt ise bir yõlda tes- lim edilecek. Yakõt, Tahran’daki nükleer araş- tõrma reaktörü için kullanõlacak. İran’õn 1200 kg. yüzde 3.5 zenginleştirilmiş uranyumu bir seferde Türkiye’ye vereceği belirtildi. İran ile Viyana Grubu arasõnda uranyum ta- kasõnõ öngören 10 maddelik mutabakatta dik- kat çekenler ise şunlar: - İran düşük oranda zenginleştirilmiş 1200 kg. uranyumu Türkiye’de depolamayõ kabul eder. İran ve UAEK, düşük oranda zenginleştiril- miş uranyumun Türki- ye’deki korunmasõnõ denetlemek için göz- lemciler yerleştirebilir. - İran, bu bildirgeyi takip eden 7 gün içinde UAEK’yi anlaşma ko- nusunda haberdar ede- cektir. Viyana Gru- bu’nun olumlu kararõ üzerine, takasõn diğer de- taylarõ yazõlõ bir anlaşma ile ve İran ile kendi- sine Tahran Nükleer Araştõrma Reaktörü için gerekli olan 120 kg. yakõtõ iletmeye yönelik özel taahhüt vermiş Viyana Grubu arasõnda yapõlacak bir anlaşmayla netleştirilecektir. - Viyana Grubu, bu koşula bağlõ olduğunu kabul ederse iki taraf da 6. maddede belirti- len anlaşmayõ uygulamakla yükümlüdürler. İran, düşük oranda zenginleştirilmiş 1200 kg. uranyumu bir ayda göndermeye hazõr ol- duğunu ifade etmiştir. Aynõ anlaşmanõn ko- şullarõ gereğince Viyana Grubu da bir yõldan geç olmamak üzere TRR için gerekli 120 ki- logram yakõtõ İran’a teslim etmelidir. - Bu bildirgenin şartlarõ yerine getirilmediği takdirde Türkiye, İran’a ait uranyumu hõzlõ ve kayõtsõz şartsõz şekilde geri verecektir. - İran’õn, 5+1 ülkeleriyle görüşmelerine herhangi bir yerde (bazõ metinlerde Türki- ye’de deniyor) devam kararõnõ memnuni- yetle karşõlõyoruz. İran programına devam ediyor. GÖZLER SİYASİ MÜZAKERELERDE BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA- Türkiye, Bre- zilya ve İran’õn, uranyum ta- kasõnõ öngören ortak formülü üzerinde mutabakat sağlan- masõnõn ardõndan, dikkatler nükleer dosyanõn siyasal mü- zakerelerine çevrildi. Cumhuriyet, tam bir ay önce nükleer takasõn İstan- bul’da yapõlacağõ haberini, “Nükleer takas pazarlığı” başlõğõ ile duyurmuş, takas için İran’õn Kiş adasõ ile İs- tanbul arasõnda tercih yapõl- masõ yönünde görüşmelerin sürdüğünü vurgulamõştõ. Nük- leer takasa ilişkin mutabaka- ta giden süreç, geçen ay Was- hington’da yapõlan Nükeer Güvenlik Zirvesi’nin ardõndan hõz kazandõ. Dün imzalanan mutabakatõn ana hatlarõ, zirve sonrasõnda Tahran’a giden Dõşişleri Bakanõ Ahmet Da- vutoğlu’nun temaslarõ sõra- sõnda belirginleşti. Uranyum takasõ önerisinde, İran’a yüz- de 3 buçuk oranõn zenginleş- tirilmiş uranyum karşõlõğõnda yakõta dönüştürülmek üzere yüzde 20 oranõnda zengin- leştirilmiş uranyum verilme- si öngörülüyordu. Ancak Tah- ran yönetimi, takasõn 3. ülke- lerde yapõlmasõna karşõ çõk- mõştõ. İran, takas için Kiş ada- sõnõ önermiş ancak bu öneri kabul görmemişti. Türkiye’nin İran ile Batõlõ devletler arasõnda müzakere- lerin İstanbul’da yapõlmasõ önerisi masada dururken An- kara P5+1 ülkelerinin müza- kerecisi AB’nin dõş politika yüksek temsilcisi Catherine Ashton’dan yanõt beklemeye başladõ. Olumlu yanõt gel- mesi durumunda İran’õn nük- leer konulardaki başmüza- kerecisi Said Celili ile Ash- ton’un İstanbul’da bir araya gelmesi bekleniyor. İran, Türkiye ve Brezilya’nõn arabuluculuğunda yürütülen görüşmeler sonunda takasõ kabul etti ama... (Fotoğraflar: REUTERS/AP) 18 MAYIS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] [email protected] ‘Türkiye risk alıyor’ İstanbul Haber Servisi - Greenpeace Ulus- lararasõ Enerji Kampanyasõ Sorumlusu Aslõhan Tümer, Türkiye’nin zenginleştirilmiş uranyumun nakline “evet” diyerek risk aldõğõnõ söyledi. Zen- ginleştirilmiş uranyumun Türkiye’de saklanmasõ- na izin verilmeyeceğini düşündüğünü söyleyen Tümer, “Daha önce ABD, Türkiye’ye zenginleşti- rilmesi için uranyum verdi ve terörist saldõrõ riski- ne karşõ geçen yõl tamamõnõ geri aldõ.” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle