Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Fransızca dersim. Sizden istediğim dilinizi
kesinlikle unutmamanız. Hangi esaret zinciri altında
olursanız olun, dilinizi unutmadığınız sürece,
anahtar sizin elinizde demektir.”
Dil, bir ulusun varlığını sürdürmesinde en önemli
unsurlardan biri. Avrupa’nın doğusu ile batısı
arasında sıkışıp kalan Polonyalıların, tarihte
yüzlerce yıl devlet kuramamış olmasına karşın,
ulus olarak ayakta kalmasında en önemli etkenin
dilini unutmaması olduğu söylenir.
Türkçemizin Anadolu’daki ilk kilometre
taşlarından biri 15 Mayıs 1277’de, bundan 733 yıl
önce Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türkçeyi
yönetim katlarının başlıca dili ilan etmesidir.
Türkçenin, bin yıldır Anadolu’da kurulan
beylikler, devletler katındaki yeri bir yana, halkın
içinde yaşaması en büyük gücü oldu. Yunus
Emre’den Karacaoğlan’a güçlü ozan tabakası
Türkçeyi verimli bir ormana çevirdi. Nasıl,
atmosferin üstünde dünyayı koruyan bir ozon
tabakası varsa, Anadolu’da da Türkçeyi koruyup
güçlendiren bir ozan tabakası var!
Osmanlı’nın yönetim için oluşturduğu
imparatorluk dilinin yanında halkın dili Türkçenin
varlığını korumasında önemli etken ozanlar oldu.
Halkın sorunlarını en etkili şekilde dile
getirmeleriyle, ozanlar için Anadolu’nun ilk gerçek
gazetecileri dersek abartmış olmayız.
Atatürk Devrimleriyle birlikte Türkçemiz hem
tarihsel, hem toplumsal, hem devletsel kimliğine
kavuştu.
Atatürk’ün 1 Kasım 1928’de başlattığı Harf
Devrimi’nin ardından düzenlenen Dil Kurultayları
tam bir Dil Devrimine dönüştü. Atatürk’ün
okuduğu kitaplar arasında dile ilişkin olanlar
önemli bir yer tutuyor. Yazının başında
aktardığımız örnek bağlamında Atatürk, dilin
önemini en iyi bilen dünya liderlerinden biriydi.
Kimi anlatımlarda söylenen odur ki Atatürk’ün, 10
Kasım’a giden günlerde dile getirdiği konulardan
biri şudur:
“Dil alanındaki çalışmaları ihmal etmeyin.”
Atatürk, dil çalışmalarına o kadar çok önem
verdi ki, III. Dil Kurultayı’nın ardından 1937’de
kendi el yazısı ile geometri sözcükleri üretti. İşte
Atatürk’ün kendi çalışmalarıyla dilimize
kazandırdığı o sözcüklerden bazıları:
Uzay, boyut, yay, çember, açı, düzey, üçgen,
oran, artı, eksi, toplam, çarpı, eşkenar, konum...
Atatürk, Türkçenin gücünü geometrik olarak
arttırdı desek yeridir.
Türkçe, sözcük üretmeye en uygun dillerden
biri. Kaldı ki bir dil sadece koruyarak değil, aynı
zamanda çoğaltılarak güçlü tutulur.
Türkçemiz tarihsel gelişimi içinde sancılı
dönemlerinden birini yaşıyor.
Hem yabancı sözcüklerin kuşatması altında,
hem kendi içinde erozyon var.
Şinasi, 1860’ta Tercüman-ı Ahval gazetesini
kurduktan sonra halka yeterince ulaşamadığını
görüp, olabildiğince çok Türkçe sözcük kullanma
çabasına girdi. Yazılarında Türkçe sözcüğe en çok
ulaşabildiği oran yüzde 33 oldu. Oran 60’lı yıllarda
yüzde 70’e çıktı. Devamında yüzde 80 oldu.
Araştırma verileri ışığında dilbilimcilerin üzerinde
birleştikleri bir gerçek şu:
Ortalama yüzde 92 Türkçe sözcükle, dilimizi en
iyi kullanan yazar Oktay Akbal.
Türkçemiz, altını çizdiğimiz sorunları, kendi
gücüyle, onu iyi kullananların gücüyle aşacak.
Dil, sadece iletişim, anlaşma aracı değildir. Aynı
zamanda yönetim gücüdür.
Çin yönetimi çıkmaza girince Konfüçyüs’ten
yardım istemişler. Konfüçyüs, “Her şey bir yana,
önce dili düzeltin” demiş, devam etmiş:
“Dil bozulunca toplumla ilişkiler de bozulur.
Yönetenlerle toplum arasındaki bu bozukluk tüm
olumsuzlukları da beraberinde getirir.”
Türkçenin Anadolu toprağına yerleştiğinin ilan
edildiği 15 Mayıs 1277’nin yıldönümü kutlu olsun!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Kaset olayı patlak verdiği günden beri Güncel,
hükümetin komployu çözüme ulaştırmasını, kimler
tarafından tezgâhlandığını ortaya çıkarmasını
zorunlu görüyor.
Medyadaki kimi yazımların dışında diğer
muhalefet partilerinin komplo sorununa bakışları
önem taşıyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli; ana muhalefet
liderinin özel yaşamına yönelik utanç verici tertibin
siyasi tarihimize kara leke olarak geçeceğini
vurguladıktan sonra; “RTE’nin ve hükümetinin
iddia edilen komployu bütün yönleriyle ve en kısa
sürede çözüme kavuşturması en önemli siyaset
sorumluluğu haline gelmiştir” diyor.
Tabii, hükümetin kös dinlediğini, komplo
iddiasını çözümlemeye pek yatkın, hevesli
olmadığını Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek
açıklıyor.
Çözüm yargıdaymış. Ama hükümet elinden
gelen her yardımı yapmaya hazırmış!
Yargı elbette araştırmalar yapacak, gerçeği
bulmaya çalışacak ama:
Komployu ortaya çıkaracak istihbarat servisleri,
araç ve gereçler savcıların değil, hükümetin elinde.
Üstelik gereken araştırmaları yapmasını
engelleyen de yok; hükümetin elini tutan da!
Yok ama; AKP’nin Baykal skandalından
olabildiğince yararlanmak istemediğini kim
söylerse söylesin... örneğin Fatih Çekirge yazarsa
yazsın... inandırıcı olabilir mi?
Dönelim -halk deyimiyle- fasulyenin faziletine:
CHP’ye!
Parti üzerinde çok yönlü tartışmalar sürüp
gidiyor.
Baykal’ın istifasını açıklarken Amerika’dan
Pensilvanya’dan gelen “samimi” bulduğu
mesajlardan söz etmesini kimi çevreler, hele çok
bilmiş TV’lerin değişmez yıldızları; CHP’nin Feto
cemaatine dönük sert politikalarından vazgeçtiği
anlamına gelebileceğini öngören yorumlar
yapıyorlar.
Baykal’ın hem Feto cemaatine hem din
konusuna daha yumuşak yaklaşmasını CHP’nin
izleyeceği yeni politikanın ilk işaretleri olabilir diye
yorumluyorlar.
Hem CHP’nin başından gitmesini isteyeceksin...
istemekten de öteye yeniden genel başkanlığa
gelmesine karşı olacaksın... hem de Baykal’ın
döneceğini varsayarak yeni politikaları onun
üzerine bina edeceksin! Yaman bir çelişki ama
medyamızın yanar dönerliğine uygun bir çelişki.
Baykal’ın Kurultay’a gelmeyeceğini söylemesi,
partinin yeni aday (hatta adaylar) üzerinden
yürümeye devam etmesini dileyen açıklamaları...
üç olasılıklı problemi ön plana çıkarıyor:
(1)- Baykal örgütün direnmesine
dayanamayarak dönerse... ilk aşamada sorun
çözümlenmiş olur mu? Olmaz. Zira CHP’yi
tanıyanlar bilir: (a)- Döndü, seçimlerde tek başına
iktidar olasılığını heba etti. (b)- Döndü, parti
Baykal’la başarıya yürüyüşünü sürdürecek yönde
tartışmalar, iç bünyede bölünmeler başlayacak.
(2)- Baykal dönmeme kararında ısrar ederse...
(her genel başkanın lider olamadığı da dikkate
alınırsa) CHP; kendi içinden genel başkan değil,
lider kimliğinde bir aday bulmak zorunda kalacak.
(3)- Ya da CHP Baykal’ın bir süre sonraki
Kurultay kararıyla dönüşüne kadar emanetçi bir
genel başkan saptayıp parti içi kargaşaya
görünürde çözüm bulmuş olacak.
Tabii Necati Doğru gibi “1 Baykal gider! 100
Baykal gelir!” diye düşünülürse sorun yok.
Denizde kum, CHP’de lider!
Bu arada ister emanetçi olsun, ister sürekli bir
genel başkan, aday isimleri medya listelerinde.
Önde giden isim ise; yolsuzluklarla savaşan,
İstanbul oylarını yüzde 37’lere çıkaran... partiye
yenilik (değişim) gerektiğini (İl Başkanı Gürsel
Tekin ile) savunan... son açılıma uygun aday:
Kemal Kılıçdaroğlu!
Kılıçdaroğlu’nun dün aday olmayacağını
söylemesine kulak asmayın. Dün dündür, bugün
bugün kuralı Kılıçdaroğlu için de geçerli.
Emanetçi mi olacak, yoksa sürdürebileceği bir
genel başkan mı?
Bir yoruma göre Kılıçdaroğlu: Baykal’ın
gerçekten dönmeyeceğine... bu Kurultay’da
partiye (emanetçi değil) bir genel başkan
seçileceğine inanabilse... medya rüzgârı da
arkasında... adaylığa neden soyunmasın?
Üstelik görüştüğü Deniz Baykal’ın görev
almasına yeşil ışık yaktığını görür ve inanabilirse...
emanetçilikten ilk Kurultay’da fiili başkan olacağı
fikrine (veya hesabına) kapılırsa... neden partinin
başına geçmesin?
Üstelik yarın parti için özveride bulunan bir
partili olmak da var... CHP Genel Başkanı ve
Başbakan adayı olmak da!
Bir başka olasılık daha var.
Baykal “tek bir aday yerine, adaylar arası genel
başkanlık yarışını daha uygun bulursa”...
...Kılıçdaroğlu bu koşulda göreve hazır olduğunu
açıklayacak mı?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 13 MAYIS 2010 PERŞEMBECUMHURİYET
10 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Mayıs
Oslo Y 8
Helsinki Y 9
Stockholm Y 15
Londra Y 12
AmsterdamB 12
Brüksel Y 11
Paris Y 12
Bonn Y 16
Münih Y 14
Berlin Y 14
Budapeşte Y 22
Madrid Y 16
Viyana Y 17
Belgrad Y 22
Sofya Y 26
Roma Y 23
Atina PB 26
Zürih Y 15
Moskova PB 25
Aşkabat B 30
Taşkent PB 31
Bakû PB 22
Bişkek PB 23
Tiflis PB 25
Kahire B 31
Şam PB 33
İstanbul B 26
Edirne B 31
Kocaeli B 32
Çanakkale Y 28
İzmir Y 32
Manisa B 35
Denizli B 33
Zonguldak B 24
Sinop B 19
Samsun B 21
Trabzon B 21
Giresun B 21
Ankara B 29
Eskişehir Y 30
Konya B 28
Sıvas B 25
Antalya B 28
Adana PB 29
Mersin PB 27
Diyarbakır B 32
Şanlıurfa B 34
Mardin B 30
Siirt Y 28
Hakkâri Y 20
Van Y 20
Kars Y 17
Ülkemiz kuzey ve
doğusu ile zamanla
batı kesimleri par-
çalı ve çok bulutlu,
Doğu Karadeniz’in
iç kesimleri, Doğu
Anadolu’nun kuzey
ve doğusu, Batman
ve Siirt çevreleri ile
akşam saatleri Mar-
mara, Ege, Isparta,
Burdur, Antalya’nın
batı ilçeleri ve Eski-
şehir çevreleri sağa-
nak, diğer yerler par-
çalı bulutlu geçecek.
1. KOŞU: F: Gayem Su (1), P: Lady Juliet (5), PP: Alaf
(2), S: Korkmazõn Kõzõ (4). 2. KOŞU: F: Şalaras (10), P:
Işõl Işõl (6), PP: Sürmene (9), S: Bozyel (5). 3. KOŞU: F:
Berkefşan Remo (6), P: Namlõ (8), PP: Kutnu (2), S: Say-
guner (4). 4. KOŞU: F: Beray Tütün (3), P: Galoha (6),
PP: İlkaycan (8), S: Mavimsi (10). 5. KOŞU: F: Mehtap
Sultan (7), P: İrem Ece (6), PP: Bennur (4), S: Renginkõ-
zõ (8). 6. KOŞU: F: Al Fõrtõna (2), P: Goldrex (7), PP:
Nusrat (5), S: Wanhelsig
(1). 7. KOŞU: F: Şan (7),
P: Striker (2), PP: Galop
(9), S: Avarel (4). 8. KO-
ŞU: F: Kurtbay (2), P:
Kurt (3), PP: Tosunoğlu
(11), S: Beyaz Bayrak (1).
Yargõtay’õ teğet geçtiler
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cemaat soruşturmalarõ
yapan Erzincan Cumhuriyet Baş-
savcõsõ İlhan Cihaner’in birin-
ci sõnõf hâkim olmasõ nedeniyle
yargõlanacağõ yer tartõşmalarõ
sürerken Erzurum Ağõr Ceza
Mahkemesi’nin Cihaner dosya-
sõnõ isteyen Yargõtay yerine İs-
tanbul’a gönderme kararõ Anka-
ra’yõ “teğet geçme” olarak de-
ğerlendirildi. Çünkü Yargõtay,
yaklaşõk 1.5 ay önce Cihaner’in
dosyasõnõn geciktirmeden gön-
derilmesini istemişti.
İsmailağa ve Fethullah Gülen
cemaatine ilişkin 2007 yõlõnda
başlattõğõ soruşturmalarõn ardõn-
dan, 2009 tarihli İrtica ile Mü-
cadele Eylem Planõ’nõ uygula-
maya koyduğu iddiasõyla tutuk-
lanan Erzincan Cumhuriyet Baş-
savcõsõ İlhan Cihaner dosyasõnõn
adres karõşõklõğõna yeni bir hal-
ka daha eklendi.
Cihaner’e açõlan dava, Yargõ-
tay 11. Ceza Mahkemesi’nde
geçen ay görülmeye başlanmõş-
tõ. Yargõtay heyeti, Erzurum’da
açõlan dava ile Yargõtay’daki
dosyanõn birleştirilmesi talebini
değerlendirmek üzere Erzu-
rum’daki dosyanõn yarõn yapõla-
cak duruşma için gecikmeksizin
gönderilmesine hükmetmişti.
Erzurum 2. Ağõr Ceza Mah-
kemesi’nde Cihaner’in de arala-
rõnda bulunduğu 14 sanõğõn örgüt
üyeliği suçlamasõyla görülen da-
vasõ sõrasõnda, avukat Turgut
Kazan reddi hâkim talebinde
bulunmuş, ancak bu istek red-
dedilmişti. Dosyanõn yarõnki du-
ruşma için Ankara’ya gönderil-
mesi gerektiği gerekçesiyle Ka-
zan, ret kararõna karşõ itirazda bu-
lunmadõğõnõ açõklamõştõ. Ancak
Erzurum 2. Ağõr Ceza Mahke-
mesi üyelerinden Ali Kaya’nõn
muhalefetine karşõn Yargõtay’õn
isteğini yok sayarak dosyayõ,
Albay Dursun Çiçek’in yargõ-
landõğõ İstanbul’daki dava ile
birleştirilmesine karar verdi. Ce-
za Muhakemeleri Yasasõ’na gö-
re, mahkemelerin birleştirme ka-
rarõ verebilmesi için, ilgili mah-
kemeden muvaffakat istenmesi
gerekiyor.
Ancak Erzurum’daki mahke-
me kararõnõ, İstanbul’daki mah-
kemenin görüşünü sormadan
verdi. İtirazlar sonuçsuz kalõrsa
dosya, İstanbul’a gidecek.
Erzurum Ağõr Ceza’nõn, Yargõtay’õn 1.5 ay önce acilen gönderilmesini
istediği Cihaner dosyasõnõ İstanbul’a göndermesinin yankõlarõ sürüyor
Perinçek: Amaç halkı sersemleştirmek
İstanbul Haber Servisi - İşçi Partisi (İP)
lideri Doğu Perinçek, Deniz Baykal’a ait
olduğu iddia edilen gizli kamera görüntüleri-
nin, “Fethullahçı Gladyo” tarafõndan hazõr-
landõğõnõ öne sürdü. Perinçek, Silivri Ceza-
evi’nden yaptõğõ açõklamada, Baykal’õ hedef
alan gizli kamera görüntülerine ilişkin de-
ğerlendirmelerde bulundu. “Baykal operas-
yonunun, Ergenekon, Poyraz, Kafes, Bal-
yoz, Erzurum Ergenekon dizisinin deva-
mı olduğunu” iddia eden Perinçek, “Zam-
anlama faili ve amacını sergiliyor. Anaya-
sa referandumuna direnecek güçler, Ta-
yip Erdoğan ve Abdullah Gül’ü bırakmalı,
Baykal’ı tartışmalı, birbiriyle kapışmalı,
kargaşalık içine itilmelidir. Dürüst bir se-
çimin koşulları dinamitlenmeli, halk ser-
semleştirilmelidir” diye konuştu.
Haber Merkezi - “Balyoz Güvenlik Ha-
rekât Planı” soruşturmasõ kapsamõnda hak-
larõnda gözaltõ kararõ olan askerlerin ifadesi-
nin alõnmasõna dün de devam edildi. Beşik-
taş’taki İstanbul Adliyesi’ne dün sabah saat-
lerinde davetiye üzerine gelen emekli ve mu-
vazzaf askerler, soruşturma savcõlarõna ifade
verdikten sonra adliyeden ayrõldõ.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn,
“Balyoz Planı” savlarõyla ilgili 3’ü emek-
li, 9’u muvazzaf toplam 12 subayõn ifadesi-
nin İzmir’de alõnmasõ talimatõ verdiği belir-
tildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ ta-
rafõndan Van Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na
gönderilen talimat üzerine Tümgeneral
G.K’nin dün ifadesi alõndõ. G.K’nin ifade-
sinin alõnmasõ işlemi, yaklaşõk 7 saat sürdü.
Tümgeneral G.K, işlemlerinin ardõndan ad-
liyeden ayrõldõ. Soruşturma kapsamõnda
Diyarbakõr, Şõrnak ve Mardin’de görevli
muvazzaf 3 albay, Diyarbakõr’da Özel Yet-
kili Cumhuriyet Savcõsõ’na talimatla ifade
verdi. İfadelerin ardõndan 3 albay tutuksuz
yargõlanmak üzere serbest bõrakõldõ.
TÜBİTAK’a ‘Balyoz’ mektubu
NEW YORK (ANKA) -
“Balyoz Planı” iddialarõ so-
ruşturmasõ kapsamõnda halen
tutuklu olan eski 1. Ordu Ko-
mutanõ emekli Orgeneral Çetin
Doğan’õn kõzõ Pınar Doğan ve
damadõ Dani Rodrik, TÜBİ-
TAK Başkanõ Prof. Dr. Nüket
Yetiş’e, kurum tarafõndan ha-
zõrlanan ve tutuklamalara esas
olan raporu eleştiren bir mek-
tup gönderdi. “İki bilim insa-
nı” olarak kaleme aldõklarõnõ
belirttikleri mektupta, TÜBİ-
TAK tarafõndan hazõrlanan bi-
lirkişi raporu eleştirildi, rapor-
larõn “eksik ve yanıltıcı” oldu-
ğu iddia edildi, saygõn bir Türk
kurumu olan TÜBİTAK’õn
saygõnlõğõnõn muhafaza edil-
mesi için gereken çabanõn gös-
terilmesi gerektiği vurgulandõ.
ABD ve dünyanõn önde gelen
üniversitelerinden biri olan Har-
vard’da öğretim üyesi olan Do-
ğan ve Rodrik’in, Prof. Dr. Ye-
tiş’e hitaben yazdõklarõ mektup-
ta, “Balyoz Planı” tutuklamala-
rõna esas olan TÜBİTAK tara-
fõndan hazõrlanan bilirkişi rapo-
runun bilimsel olmadõğõnõ kanõt-
layan askeri bilirkişi raporunun
ardõndan, bilgisayar suçlarõ ko-
nusunda uzman, bağõmsõz Ame-
rikan kuruluşunca hazõrlanan ra-
porla da TÜBİTAK bilirkişi ra-
porunun çürütüldüğü savunuldu.
“Bu mektubu size iki bilim
insanı sıfatıyla yazıyoruz” di-
ye başlayan mektupta, şöyle
denildi:
“Başkanı olduğunuz kuru-
ma bağlı Ulusal Elektronik ve
Kriptoloji Araştırma Enstitü-
sü’nün üç teknik bilirkişisi ta-
rafından 19 Şubat 2010 tari-
hinde ‘Balyoz’ CD’leri hak-
kında hazırlanmış olan bilirki-
şi raporunu, üzerinde bulunan
erişim kısıtlanmasının kalk-
masıyla birlikte okuma, daha
da önemlisi hakkında bilgisa-
yar adli tıp tetkikleri yürüten
uzman kişilerden görüş alma
fırsatını bulduk. Kurumunuz
bünyesinde hazırlanan rapo-
run bilimsel bir tarafsızlıkla
hazırlanmadığını büyük bir
kaygıyla görüyoruz.”
‘Sahte olması muhtemel’
Rapordan çeşitli bölümlere
yer verilen mektupta “Eldeki
delillerin kaynağı ve teknik
yöntem, soruşturma ve usul
açısından tüm çarpıklıklar
göz önünde bulunduruldu-
ğunda, bu belgelerin sahte ol-
ması muhtemeldir ve her-
hangi bir yargı sürecinde
kullanılmaları son derece sa-
kıncalıdır” denildi.
Tümgeneral sorgulandı
Balyoz soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski 1. Ordu Komutanı, emekli Or-
general Çetin Doğan’a tedavi gördüğü hastanede eşi Nilgül Doğan refakat edecek.
Çetin Doğan’õn kõzõ ve damadõnõn, kurumun başkanõna hitaben yazdõğõ
mektupta bilirkişi raporu ‘eksik ve yanõltõcõ’ olduğu gerekçesiyle eleştirildi
TAKİPSİZLİKKARARI
‘Albayraklar
haberi
gerçek ve
güncel’
İstanbul Haber Servisi -
Gazetemiz haber editörlerinden
Aykut Küçükkaya’nõn 7 Mart
2010’da yayõmlanan “Doku-
nulmayan Patron” başlõklõ
haberine ilişkin, Ahmet Al-
bayrak ve Nuri Albayrak’õn
yaptõğõ şikâyete takipsizlik ka-
rarõ verildi.
Albayraklar’õn avukatõ El-
van Akça, gazetemiz Genel
Yayõn Yönetmeni İbrahim
Yıldız, Yazõ İşleri Müdürü Gü-
ray Öz ve Aykut Küçükkaya
hakkõnda Şişli Cumhuriyet
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na
suç duyurusunda bulundu.
Dosyayõ inceleyen Şişli Cum-
huriyet Savcõsõ Hasan Bölük-
başı, Basõn Yasasõ’nõn 11/2.
maddesine göre eser sahibinin
belli olduğunu, bu nedenle Yõl-
dõz ve Öz hakkõnda kovuştur-
maya yer olmadõğõnõ belirtti
‘Kamu yararı var’
Yazõ bir bütün olarak ince-
lendiğinde, şikâyetçileri açõkça
aşağõlama ve küçültme amacõy-
la edilmiş bir sözün olmadõğõnõ
belirten Savcõ Bölükbaşõ, ha-
berdeki açõklamalarla konu
arasõnda düşünsel bir bağ bu-
lunduğunu kaydetti. Savcõ Bö-
lükbaşõ, “haberin, gerçek ve
güncel olduğunu, açıklanma-
sında kamu yararının bulun-
duğunu, eleştiri ve bilgi ver-
me sınırları içinde kaldığını”
belirterek, Küçükkaya hakkõn-
da da kovuşturmaya yer olma-
dõğõna karar verdi.
Kaplan’ın davası yeniden başladı
İstanbul Haber Servisi - Yargõtay 9. Ceza
Dairesi’nin, yasadõşõ “Anadolu Federe İslam
Devleti/İslami Cemaat ve Cemiyetler Birliği
(AFİD/İCCB)” yöneticisi Muhammed Metin
Kaplan’a, “anayasal düzeni silah zoruyla değiş-
tirmeye teşebbüs etmek” suçundan verilen mü-
ebbet hapis cezasõnõ bozmasõnõn ardõndan Kap-
lan’õn yargõlanmasõna başlandõ. Kaplan, Yargõ-
tay’õn bozma kararõna uyulmasõnõ ve beraatõnõ
isterken mahkeme ise sanõk avukatlarõ ve sanõğa
savunmalarõnõ hazõrlamalarõ için ek süre verdi.
ALTILI GANYAN
6 3 7 2 7 2
8 6 6 7 3
2 8 5 11
4 10 1 1/10
Aysel Tuğluk beraat etti
İstanbul Haber Servisi - Kapatõlan DTP’nin
eski milletvekili Aysel Tuğluk, ‘terör örgütünün
propagandasõ yapmak’ suçundan yargõlandõğõ 2
davanõn birinden beraat ederken diğer davasõ ise
zamanaşõmõ nedeniyle ortadan kalktõ. İstanbul 12.
Ağõr Ceza Mahkemesi’nde ilk önce, Tuğluk’un 28
Mayõs 2004 tarihinde bir gazetede yayõmlanan
‘Apo konuşuyor’ başlõklõ haber nedeniyle yargõ-
landõğõ dava görüldü. Bu davadan beraat eden
Tuğluk’un, 2002 yõlõnda bir gazetede çõkan ‘Apo
PKK’nin yeni adõnõ beğenmedi’ başlõklõ haber ne-
deniyle yargõlandõğõ dava ise zamanaşõmõna girdi.