Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
12 MAYIS 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
Behice Boran
100 Yaşında
Geçen hafta sonunda gerek içeride, gerekse
dış dünyada önemli bir kriz dalgası yaşandı.
Küresel piyasalar şiddetli bir finansal çalkantıyla
sarsıldı. Wall Street birkaç saat içerisinde yirmi
yıldır yaşamadığı bir çöküş ile karşılaştı. Küresel
krizden “çıkışın” hiç de düşünüldüğü gibi
piyasaların kendi kendini onarmasıyla, sorunsuz,
sancısız olmayacağı; kapitalizmin 2008 sonrası
krizinin, aslında kaçınılmaz krizlerini aşmak için
başvurduğu finansallaşma çabalarının ürünü
olduğu gerçeği bir kere daha paylaşıldı...
Bütün bunlar önemli gelişmeler kuşkusuz...
Ancak biz bu haftaki Ekonomi Politik’te “iktisat”
dünyasının bu önemli gelişmelerine ara vereceğiz
ve köşemizi Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli
sosyalist liderlerinden birisini, Behice Boran’ı
anmak üzere düzenlenecek bir dizi etkinliğin
duyurulmasına ayıracağız.
Behice Boran, sadece sosyalist bir lider değil,
aynı zamanda Türkiye’nin ilk kadın sosyoloğu, ilk
kadın parti başkanı ve 1960’lar, 70’ler
Türkiyesi’nin yurtsever aydın gençleri için,
direnmenin sembolü idi. 1 Mayıs 1910’da
Bursa’da doğan Boran, ABD’de Michigan
Üniversitesi’nde sosyoloji doktorasını
tamamladıktan sonra 1939’da Türkiye’ye döndü
ve AÜ Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ne doçent
olarak atandı. Boran 1948’de siyasal görüşleri
yüzünden Pertev Naili Boratav ve Niyazi Berkes
ile birlikte üniversiteden uzaklaştırıldı.. 1950’de
kurucuları arasında yer aldığı Barışseverler
Cemiyeti’nin ilk genel başkanı seçildi. Cemiyet,
Menderes hükümetinin Kore’ye asker
göndermesini kınayan bir bildiri yayımlayınca,
kapatıldı ve Boran 15 ay hapis cezasına
çarptırıldı.
1962’de Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) üye oldu.
1965 seçimlerinde Urfa milletvekili seçildi. 12
Mart faşizmi TİP’i kapatırken Behice Boran genel
başkanlık görevindeydi. Merkez yönetim kurulu
üyeleriyle birlikte yargılandı. 15 yıl ağır hapse
mahkûm edildi. 1974’te genel aftan yararlandı.
Kapatılan TİP’in 1 Mayıs 1975 yılında yeniden
kurulmasıyla genel başkan görevine getirildi. 1
Mayıs 1979’da İstanbul’da 1 Mayıs’ın
yasaklanması ve sıkıyönetimce sokağa çıkma
yasağı konmasını protesto ederek parti yönetici
üyeleri ile birlikte 1 Mayıs Alanı’na doğru yürüyüşe
geçti. Sıkıyönetim tarafından tutuklandı ve hapis
cezasına çarptırıldı.
12 Eylül 1980’den
sonra yurtdışına
çıkan Boran, 10 Ekim
1987’de Brüksel’de
öldü.
1970’ler gerek
yurtdışında, gerekse
Türkiye’de açık
faşizm tehdidinin
yükseldiği yıllardı.
Şili’de sosyalist lider
Allende
başkanlığında
kurulmuş olan Halk
Cephesi hükümeti
11 Eylül 1973’te
hunhar bir darbeyle devrilmiş; Türkiye’de ise
birinci ve ikinci milliyetçi cephe hükümetleri
güdümünde bağımsızlıktan, demokrasiden ve
sosyalizmden yana tüm yurtseverler üzerine açık
bir baskı rejimi kurulmuştu. Çorum,
Kahramanmaraş, 1 Mayıs 1977 Taksim ve Sıvas
katliamları ile kurgulanan senaryolar 12 Eylül 1980
darbesinin öncüleriydi. Behice Boran, 14 Mayıs
1976 gecesi İstanbul Sergi Sarayı’nda
düzenlenen Şili Halkıyla Dayanışma Gecesi’nde şu
sözleri söylüyordu: “Bugün dünyada mücadele
aynı düşmana karşı verilmektedir. Vietnam’da,
Angola’da, Şili’de, Türkiye’de aynı düşmana karşı
savaş verilmiştir ve verilmektedir. Yerli faşizmler
ise emperyalizmin ortaklarıdır. Faşizm ve
emperyalizm bir madalyonun dışa ve içe dönük iki
yüzü gibidir. Tüm dünyada emperyalizm tek ve bir
bütündür. Faşizm de tek ve bütündür. Faşizme ve
emperyalizme karşı halkların, işçi sınıfının, emekçi
kitlelelerin verdiği mücadele de tek ve bütündür”.
Behice Boran, doğumunun yüzüncü yılında
düzenlenecek etkinliklerle 62 yıl önce
uzaklaştırıldığı Ankara Üniversitesi Dil Tarih
Coğrafya Fakültesi’nde (DTCF) olacak. 15 Mayıs
Cumartesi günü DTCF’de “Yüzüncü Yaşında
Behice Boran DTCF’ye Dönüyor!” başlığı ile
düzenlenen etkinliklerde, Behice Boran’ın
akademisyen ve siyasetçi kimliği ele alınırken
mücadele ile örülü yaşamından kesitlerin
sunulduğu bir belgesel gösterimi yapılacak ve bir
de tiyatro oyunu sergilenecek.
“Sansürsüz” internet sitesinden Hüseyin
Çakır’ın bize aktardığı sözleriyle, “İnsan nihayet
ne kadar sosyalist olmaya devam etse de, bir gün
bedeni bu fani dünyaya veda eder, ama işçi sınıfı
partileri, işçi sınıfı var oldukça devam eder, gider.
Sosyalist doğulmaz, sosyalist yaşanır” diye bizlere
seslenmekteydi Boran.
Türkiye İşçi Partisi’nin etkinliklerinde katılımcılar
sözlerini sık sık “Sosyalist Türkiye” sloganıyla
keserlerdi. O da konuşmasını çoğunlukla hep aynı
kararlılık ve inançla şu sözlerle sonlandırırdı:
Selam olsun dünyanın ve Türkiye’nin aydınlık
geleceğine...
ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
6 Mayıs Perşembe… Gece saat
01.00, Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün
programı… İki gazeteci tartışıyor ve
tartışma bir anda belden aşağı bir
kavgaya dönüşüyor. Muhafazakâr
medyanın kalemşörü Şamil Tayyar,
Posta gazetesi yazarı Yazgülü
Aldoğan’ın kendisine yönelik yaptığı
“Gördüğüm kadarıyla yeni medyumlar
türedi, biz eskiden dalga geçerdik,
medyum Memiş gibi... Şimdi medyum
Şamil Tayyar gibi, medyum Adem
Yavuz gibi...” sözleri üzerine
çıldırarak, karşısındaki kadın
gazeteciye “belden aşağı” vuruyor.
“Siz son romanınızdaki cinsel
fantezilerle ilgilenin. Uzmanlık alanınız
budur! Anlamadığınız konularda da
konuşmayın” diyen Tayyar’ın, daha bu
olayın şoku sürerken “sokak kadını”
sözü ağzından dökülüyor…
7 Mayıs Cuma… Sabah
saatlerinden itibaren Türkiye’nin tek
bir gündemi var. İnternet sitelerinde
ana muhalefet lideri Deniz Baykal’ın
bir kadın ile yatak odası
görüntüleri… 3 günlük
suskunluğun ardından
10 Mayıs Pazartesi
günü Baykal basın açıklaması yapıyor
ve “hukuksuz ve ahlaksız komplo
nedeniyle kimsenin beni
sorgulamasına izin vermeyeceğim”
diyerek parti genel başkanlığından
istifa ediyor… Baykal bu davranışıyla
“dürüst ve onurlu başkan” sıfatının
arkasında olduğunu da göstermiş
oluyor.
Ortalık hâlâ toz duman… Baykal ve
eşinin mağduriyeti, kongre öncesi
CHP’nin durumu… Zamanla taşlar
yerine oturacak, yeni dengeler
oluşacak… Ama bir kişi var ki üzerine
toplumun yapıştırdığı yafta hiçbir
zaman silinmeyecek... O kadın,
Baykal ile görüntülerini tüm
Türkiye’nin izlediği, üstelik tüm
mahremiyetinin gözler önüne serildiği
kişi; Nesrin Baytok.
Kendisini tanımıyorum, basında
izlediğim kadarı ile biliyorum. Severim
sevmem, bugüne kadar yaptıklarını
onaylarım onaylamam, o ayrı konu .
Asıl olan video görüntülerinin ardından
yazılan tüm haberlerin satır aralarında
imalı ya da açıktan “sekreter olarak
girdiği kurumda fettanlığı ile patronunu
baştan çıkaran hırslı kadın” etiketinin
yapıştırılmış olduğu gerçeği.
Kadına yönelik bu etiketi her fırsatta
kullanmaya hazır olan erkek egemen
zihniyet ve onun şakşakçıları…
10 ve 11 Mayıs… Başbakan
Erdoğan’ın video görüntüleri ve
sonrasında gelişen olaylara bakışı:
“Bu olayın gerçek dışı olmasını
temenni ettik. İnşallah bunlar doğru
değildir, dedik. Sayın Genel Başkan’ın
böyle bir yalanlamada bulunmaması,
bulunamaması üzüntümüzü daha da
arttırmıştır. Görüntülerin
yayımlanmasını engellemeye çalıştık.
Muhafazakâr bir parti olarak bu
tür görüntülerin genel ahlak ve
aile değerleri üzerinde yapacağı
tahribat için tedbir almak
zorundaydık…”
Peki asıl sorun görüntüler mi,
yoksa hazırlanmış olan alçakça
komplo mu?
Erdoğan’ın sözleri, toplumun
algılamasını, sinsice hazırlanmış olan
komplo yerine “aile değerlerine”
yöneltiyor olması, neden eleştirilmek
yerine alkışlanıyor?
Bu tıpkı Siirt Pervari’de yaşanan
insanlık dışı tecavüz olayları hakkında
Başbakan ve ilgili bakanların ağız
birliği etmişçesine olayı “bir yıl önce
gerçekleşmiş bir konunun basın
tarafından bilerek gündeme
getirilmesi” şekline indirgemelerine
benzemiyor mu?
O zaman bu durumu “bence olayın
kendisi kadar dehşet verici” şeklinde
değerlendirmiştim.
Aynı şekilde Erdoğan’ın Baykal’a
yönelik sözlerini de “hazırlanan
komplo kadar dehşet verici” olarak
tanımlıyorum.
Bugün Türkiye bir yandan korku
toplumu haline dönüştürülürken, bir
yandan da kadına yönelik şiddetin,
tecavüzün her türlüsünün giderek
arttığı bir yapının içine sokuluyor.
Dinlenen telefonlar, evlerinden gece
yarısı gözaltına alınarak, daha varlığı
bile kanıtlanamamış olan “Ergenekon
Terör Örgütü” üyesi suçlamasıyla
aylar boyunca hapis köşelerinde
süründürülenler…
Boşanan ya da boşanmak isteyen
karılarını gözlerini bile kırpmadan
çocuklarının önünde katleden
kocaların at koşturduğu bir arena…
Yapmamız gereken bu ve benzeri
bakış açıları ile mücadele etmek. Bu
mücadelede toplumun önde
gelenlerine de medyaya da
siyasetçiye de önemli rol düşüyor.
Son bir haftadır yaşananları bir de
bu gözle değerlendirelim lütfen…
Belden Aşağı Vurmak…
Alman kabinesi,
krizin vurduğu Avro
Bölgesi ülkelerine
yönelik kredi
garantilerini içeren ve
IMF tarafõndan da
desteklenen 1 trilyon
dolarlõk kurtarma
paketinden kendisine
düşen payõ dün onayladõ.
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Alman kabinesi, ge-
çen pazartesi açõklanan Acil Yardõm Fo-
nu’nun kendisine düşen bölümünü onay-
ladõ. Berlin’in fon için en az 123 milyar
Avro ayõrmasõ bekleniyor. Hükümet, he-
nüz taslak olarak onaylanan payõn yüzde
20 oranõnda artabileceğini açõkladõ. Yet-
kililer, Avrupa İstikrar Mekanizmasõnda
yer almasõ tasarlanan ülkelerin katkõda bu-
lunmamasõ halinde, Almanya’nõn fonda-
ki diliminin 150 milyar Avro’ya kadar çõ-
kabileceğini belirtiyor.
Federal Almanya’nõn desteğiyle Avru-
pa Merkez Bankasõ’nõn aşõrõ borçlu du-
rumdaki AB ülkelerinin çõkardõğõ tahvil ve
benzeri kâğõtlarõ satõn alma kararõ, gün-
deme unutulmuş bir canavarõ getirdi. Pi-
yasalara aşõrõ boyutlarda para enjekte edi-
leceği ortaya çõkõnca, enflasyon korkusu
ve uyarõsõ yayõlmaya başlandõ. Uzmanlar,
bu kararlarla önümüzdeki aybaşõndan iti-
baren dünya ve Avrupa pazarlarõnõn “li-
kiditeye boğulacağı”nõ hatõrlattõ. “Der
Spiegel” dergisinin bir analizinde, AB’nin
bir başka tür birliğe dönüşmeye başladõ-
ğõ uyarõsõyla, “Enflasyon birliğine hoş gel-
diniz!” diyerek, milyarlarca Avro’nun
enflasyonu azdõracağõna dikkat çekildi.
Öte yandan, Yunanistan 110 milyar
Avro’luk AB/IMF yardõmõnõn ilk taksiti
için dün talepte bulundu. Hükümet, iflas-
tan korunmak için bir kõsmõnõ vadesi 19
Mayõs’ta iki kurumdan toplam 20 milyar
Avro’luk krediyi talep etti.
Moody’s’ten
korkutan uyarı
IMF:Yunanistan
kontroledilmezse
krizbüyür
Ekonomi Servisi - IMF Avrupa
Bölgesel Ekonomik Görünüm Ra-
poru’nda Türkiye’nin krizden önce-
ki güçlü politika performanslarõna
bağlõ olarak, canlõ bir geri dönüş
sağladõğõ yorumu yapõldõ. Raporda
“Yunanistan’da piyasanın ülke li-
kiditesi ve borç ödeme gücüne iliş-
kin kaygıları kontrol edilmezse,
salgın potansiyeli de olan daha bü-
yük bir ülke borcu krizine dönü-
şebilir” denildi.
Raporda Avrupa ekonomisiyle il-
gili şu saptamalar yapõldõ:
* Merkez bankalarõnõ faiz oranla-
rõnõ beklenenden önce arttõrmaya yö-
neltecek hammadde fiyatlarõ şoku,
aşağõ yönlü bir risktir.
* Yükselen Avrupa için politika-
larda karşõlaşõlacak ana zorluk, eko-
nomik büyümeyi restore etmek için
sağlõklõ sermaye akõşõ çekmek ve
onu dizginlemek olacak.
1trilyonşokugeçti,
piyasalarinişte
Avro Bölgesi’ndeki krizin 1 trilyon
dolara ulaşan destekle aşõlacağõ bek-
lentisi çabuk dağõldõ. Açõklanan pa-
ketin uygulanmasõna ve bölge eko-
nomilerinin büyümesine yönelik so-
ru işaretleri piyasalarda endişelere ne-
den oldu. Borsa endeksleri yüzde
1’in üstünde eksiye dönerken Avro
kayõplarõnõ artõrdõ. Destek paketinin
açõklanmasõnõn ardõndan 1.3’ün üze-
rine çõkan Avro, tekrar 1.27 dolar ci-
varõna indi.
Avrupa’da borsalar yüzde 2’ye ya-
kõn değer kaybederken Atina borsa-
sõnda kayõplar yüzde 2.5’e yaklaştõ.
İMKB ise gün içinde verdiği kayõp-
larõ geri alarak yatay pozisyonda, 56
bin 462 puandan kapandõ. Serbest pi-
yasada dolar, 1.53 TL’nin üzerine çõk-
tõ. Önceki gün büyük ölçüde gerileyen
ülke kredi risk primleri de yeniden
yükselişe geçti.
Ekonomiye yeni çõpa
Mali kural, uluslararasõ
piyasalarõn gözünde IMF
denetimlerinin bõraktõğõ
boşluğu dolduracak ve şimdi
yürürlükte olan üç yõllõk orta
vadeli programõn yerine
yatõrõmcõya çok daha uzun
vadeli bir güvence sunan
yasal bir zorunluluk sunacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Devlet Bakanõ ve Başba-
kan Yardõmcõsõ Ali Babacan, ge-
lecek yõl uygulamaya girecek olan
ve Türkiye’nin uzun dönemli
perspektifini ortaya koyan ‘Mali
Kural Yasa Taslağı’nõn tamam-
landõğõnõ belirterek, “Meclis ka-
panmadan yasalaşmasını he-
defliyoruz” dedi. Babacan’õn
açõklamasõna göre mali kural, yõl-
lõk büyümeyi yüzde 5, genel büt-
çe açõğõnõn gayri safi yurtiçi ha-
sõlaya (GSYH) oranõnõ yüzde 1
olarak belirleyen iki ana bileşen-
den oluşuyor. Uzun vadede sa-
bitlenen bu oranlardan sapma ol-
duğunda bir formülle hedefin bu
orana doğru çekilmesi öngörülü-
yor. Babacan, Hazine Müsteşar-
lõğõ’nda düzenlediği basõn top-
lantõsõnda, ‘Mali Kural’õn geti-
rilmesinin nedenlerini “Türki-
ye’nin risk priminin düşmesi ve
böylece kamu ve özel sektörün
borçlanma maliyetlerinin azal-
tılması... Özel sektöre alan aç-
mak. Mali disiplini kalıcı hale
getirmek” şeklinde sõralayarak
hazõrlõklar sõrasõnda iş dünyasõ
ve OECD, AB Komisyonu, IMF
ve Dünya Bankasõ’nõn görüşleri-
ni aldõklarõnõ belirtti.
Buna göre mali kural şöyle he-
saplanacak:
Herhangi bir yõlda genel yö-
netim açõğõnõn GSYH’ye oranõ, bir
önceki yõl genel yönetim açõğõnõn
GSYH’ye oranõna “genel yönetim
açık uyarlaması”nõn eklenmesi
Ekonomi Servisi - Mercedes-Benz
Türk AŞ Direktörler Kurulu Başkanõ
Wolf-Dieter Kurz, Türkiye’ye kriz
döneminde de yatõrõmlarõnõ durdur-
madõklarõnõ belirterek, “2008 yılından
beri ‘Hoşdere 2010’ Projesi için 44
milyon Avro yatırım yaptık” dedi.
Kurz, bugüne kadar 57 binden faz-
la otobüs üreten ve 28 binden fazla
otobüs ihracatõ yapan Mercedes-Benz
Türk’ün, tüm uluslararasõ kalite stan-
dartlarõna uygun olan otobüs üreti-
minin yüzde 80’ini (2 bin 350 adet)
başta Batõ Avrupa ülkeleri olmak
üzere 73 ülkeye ihraç ettiğini anlattõ.
Kuruluşundan bugüne kadar otobüs
üretimine toplam 340 milyon Avro ya-
tõrõm yapan şirketin Türkiye otobüs
pazarõndaki payõnõn yüzde 65’i aştõ-
ğõnõ dile getiren Kurz, “Yatırımla-
rımıza başladıktan kısa bir süre
sonra kriz tüm gücüyle kendini
hissettirdi. En zor zamanlarda bi-
le geleceğe yaptığımız bu yatırım-
ları kararlılıkla sürdürdük. Bu da
Hoşdere fabrikamızın Daimler’in
dünya çapındaki otobüs üretim
ağında sahip olduğu önemin ve
Türkiye’ye bağlılığımızın göster-
gesidir” diye konuştu.
B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K
KİT’ler Mali
Kural’ın dışında
tutuldu
Devlet Bakanı Ali Babacan,
Ekonomi Koordinasyon Ku-
rulu’nda son şekli verilen ve
Başbakanlık’a sevk edilecek
“Mali Kural Kanun Taslağı
Tasarısı” hakkında bilgi ve-
rirken Türkiye’nin yeni çı-
pasının a = –0.33 (a(t-1)–1)
–0.33 (b –5) formülüne göre
çalışacağını açıkladı. Mali
kural uluslararası planda
IMF denetimlerinin bıraktı-
ğı boşluğu dolduracak ve
şimdi yürürlükte olan üç yıl-
lık orta vadeli program ve
orta vadeli mali plan yerine
yatırımcıya çok daha uzun
vadeli bir güvence sunan ya-
sal zorunluluk olacak. Mali
kural merkezi yönetim, Sos-
yal Güvenlik Kurumu, ma-
halli idareler, döner serma-
yeli işletmeler, İşsizlik Si-
gortası Fonu ve diğerleri ol-
mak üzere genel yönetimden
oluşacak. Özelleştirme kap-
samındakiler dahil olmak
üzere KİT’ler mali kuralın
dışında tutuldu.
Uzun vadeli büyüme eşiği yüzde 5, bütçe açõğõ GSMH’nin yüzde 1’i kadar olacak
Behice Boran.
Almanya üstüne düşeni yaptõ, yardõmõ onayladõ
Ekonomi Servisi - Uluslararasõ
kredi derecelendirme kuruluşu Mo-
ody’s, Portekiz’in notunu aşağõ çe-
kebileceğini, Yunanistan’õn notunu ise
yatõrõm yapõlabilir seviyenin altõna ya-
ni ‘spekülatif’ seviyeye düşürebile-
ceğini açõkladõ. Kuruluş, bu ülkeler
hakkõnda dört hafta sürecek bir de-
ğerlendirme süreci içinde bulundu-
ğunu belirtti. Avrupa’daki ülke borç
krizini “eşi görülmemiş” olarak ni-
teleyen Moody’s, borç krizinin Yu-
nanistan’dan Portekiz, İrlanda ve İs-
panya’ya bulaştõğõ konusunda uyar-
dõ. Moody’s raporunda, “Piyasa söy-
lentilerini dikkate alarak alışılma-
dık bir adım atıyoruz ve yaklaşan
derecelendirmelerimizin içeriği ve
zamanlaması hakkında daha fazla
bilgi veriyoruz” dedi.
Godiva kredisi erken ödenecek
Ekonomi Servisi - Ülker Bisküvi Sanayi AŞ,
şirket iştiraklerinden Godiva Belgium BVBA ve
G New Inc.’in satõn alõnmasõ amacõyla tedarik
edilen kredinin vadesinden önce kapatõlmasõna
karar verildiğini bildirdi. Ülker’in Kamuyu
Aydõnlatma Platformu’nda (KAP) yayõmlanan
özel durum açõklamasõnda, şirketin
iştiraklerinden Godiva Belgium BVBA ve G
New Inc.’in satõn alõnmasõ amacõyla tedarik
edilen kredinin vadesinden önce kapatõlmasõna
karar verildiği belirtilerek, söz konusu kredinin
şirket hesaplarõndaki ana para bakiyesi olan 172
milyon 500 bin dolarõn tamamõnõn 15 Haziran
2010’da ödeneceği kaydedildi.
suretiyle hesaplanan değeri aşa-
mayacak.
Genel yönetim açõk uyarla-
masõ, “açık etkisi” ile “kon-
jonktürel etki”nin toplamõndan
oluşacak.
Açõk etkisi, mevcut bütçe açõ-
ğõndan yüzde 1’lik açõk hedefinin
çõkartõlmasõyla elde edilen değe-
rin sabit bir katsayõ olarak belir-
lenen - 0.33 ile çarpõlarak bulu-
nacak. Diyelim bütçe açõğõ yüzde
4, ulaşmak istediğimiz hedef de
yüzde 1. Çünkü 1 artõk sabit.
Yüzde 4’ten yüzde 1’e ulaşõrken,
bir sonraki yõl aradaki farkõn 3’te
1’i (örnekte 1 puanõ) kadar bir
uyarlama yapõlacak. Dolayõsõyla
yüzde 4 açõk verilen bir yõlõn er-
tesi yõlõ, bu açõğõn 3’e indirilme-
si gerekecek.
Konjonktürel etki ise ilgili yõl
reel GSYH artõş oranõndan yüzde
5’lik büyüme parametresinin çõ-
karõlmasõ sonucu bulunan değerin
yine - 0.33 ile çarpõlmasõyla elde
edilecek. Diyelim ki herhangi bir
yõl Türkiye ekonomisi yüzde 8 ya-
ni eşik büyüme oranõnõn 3 puan
üzerinde büyüdü. O yõl mali kural,
söz konusu 3 puanõn 3’te 1’i ora-
nõnda bir tasarruf sağlanmasõnõ
emredecek. Ya da tam tersine, bü-
yüme oranõ diyelim ki sadece
yüzde 2’de kaldõ. Yüzde 5’lik
eşik değerden 3 puan daha düşük
kalõndõğõ için, bunun 3’te 1’i ka-
dar, yani yüzde 1’lik daha fazla
bütçe açõğõ belirlenecek. Yani bir
bakõma, işlerin iyi gittiği, ekono-
minin yüzde 5’in üzerinde büyü-
düğü yõllarda tasarruf edilecek, bü-
yümenin yüzde 5’in altõnda kaldõğõ
yõllarda da bütçe açõğõ hesaplõ
olarak büyütülecek.
Mercedes-Benz Hoşdere’yi yeniliyor
a = –0.33 (a(t-1)–1) –0.33 (b –5)
Babacan’ın yeni formülü: