10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 10 MAYIS 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Siyasette geçtiğimiz hafta boyunca Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye “faşist” benzetmesi tartışıldı. Madem, “faşizm”i konuşmak istiyorsunuz, buyrun Başbakan Erdoğan’ın “Ya sev, ya terk et” temalı konuşmalarını anımsayalım: “Biz ne dedik? ‘Tek millet’ dedik. Ne dedik? ‘Tek bayrak’ dedik. Ne dedik? ‘Tek vatan’ dedik? Ne dedik? ‘Tek devlet’ dedik. Buna kim karşı çıkabilir yahu? Buna karşı çıkabilenin bu ülkede yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin. Bundan daha normal şey ne olabilir.” Ya da, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce Hürriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun’un “O benim cumhurbaşkanım olmayacak...” yazısı üzerine söyledikleri: “Geçen gün bir gazeteci arkadaş, Abdullah Gül’ün seçilmesi durumunda ‘Benim cumhurbaşkanım olmayacak’ şeklinde yazı yazdı. O arkadaşa diyorum ki, o halde bu ülkenin vatandaşlığından çık. Bu memleketten git. Gittiğin yerdeki cumhurbaşkanına ‘cumhurbaşkanım’ de...” Ya da; bu yıl “Taksim’i 1 Mayıs’ta biz açtık” diye övünenler, herhalde geçen yıl 1 Mayıs’ta DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve siyasi partilerin kortejine katılımları engellemek için ara sokaklardan bayrama katılmak üzere gelenlerin üzerine gaz bombaları yağdırmasının sorumluluğunu da üstleniyordur. Bu şiddet görüntülerinin hangi “demokratik” ülkede yeri vardır? Madem bu kadar “demokrat” oldular da birilerini “faşistlik”le suçluyorlar, belki geçmişe dönük bir özeleştiri de yapmak isterler... Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın “Eğer biz birazcık tökezlersek bu Ergenekoncular falan halktan bu defa çok kötü intikam alır. Bu memlekette kimin kızının başı örtülü, hepsini fişlemişler. Kimin çocuğu ‘imam hatip’e gidiyor hepsini fişlemişler. Kim muhafazakâr, kim ramazanda oruç tutuyor hepsini fişlemişler. Eee şimdi biz onları fişliyoruz. 40 sene onlar bu halka yaptı, inşallah sıra bizde. Yapmaya çalıştığımız bu” sözlerini de unutmadık.“Fişlemek” faşizan rejimlerin işidir. Ya da; hangi çağdaş demokratik rejimlerde bir bakan “Eşcinsellik hastalıktır” diye açıklama yapabilir? “Ayrımcılık” faşizmin temel özelliklerinden biri değil midir? Denizler’i Özlemle Anarken... TBMM’de AKP’nin anayasa değişikliği paketinin kabul edildiği 6 Mayıs günü, aynı zamanda Denizler’in idam sehpasına gönderilişinin yıldönümüydü. TBMM’de 1972 yılında “anayasal düzeni zorla değiştirmekle” suçlanan “3 fidan”ı idam sehpasına göndermek için parmaklar havaya kalkmıştı. 38 yıl sonra ise, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, bu kez “özlemle” anıldı: ALİ RIZA ÖZTÜRK (CHP) (...) - Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın itibarları iade edilmiştir. 12 Mart faşist diktatörlüğünün amansızca aramızdan ayırdığı Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın itibar kaybı zaten söz konusu değil. Onlar, hangi siyasi düşünceden olursa olsun, yüce Türk milletinin kalbindeki unutulmaz yerlerini aldılar. Ama, Türk halkının bizden beklediği bir şey var. Halkların kardeşliği için, bağımsız, özgür ve demokratik bir Türkiye için mücadele eden bu insanların idam edilmelerine ilişkin yasanın yürürlükten kaldırılmasını Türk halkı bizden bekliyor. AKIN BİRDAL (BDP) - 38 yıl önce, hemen 7-8 kilometre uzakta Ulucanlar’da antifaşist, antiemperyalist, antişovenist mücadele yolunda, devrim yolunda, özgürlük yolunda ve insanlığın soylu yolunda mücadelesi sonucunda asılan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı saygıyla anıyorum ve onları unutmayacağız. Can Yücel onlar için şunu diyor: “En uzun koşuysa elbet Türkiye’de de devrim / O, onun en güzel yüz metresini koştu / En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak / En hızlısıydı hepimizin / En önce göğüsledi ipi.” GÖKHAN DURGUN (CHP) - Onlar anayasayı değiştirdikleri için değil, tam bağımsız Türkiye istedikleri için idam edildiler. Onlar sizin gibi 60 bin Amerikan askerini Türkiye topraklarına davet etmediler; onlar tam tersine, ABD üslerinin Türkiye’den kaldırılmasını istediler. Onlar Irak’ta 1 milyon Müslümanı katleden ABD askerleri için ABD’ye mektup yazıp “Askerlerin sağ salim memleketlerine ulaşması için dua ediyorum” demediler. Onlar ABD Başkanı’nın elini sıkmak için Dolmabahçe Sarayı’nın kıyısında, bakanların avuçlarını CIA ajanlarının kontrol ettiği o Dolmabahçe kıyısında, o dönemde oraya gelen Amerika’nın 6. Filosu’nun askerlerini denize döktüler, onların diktiği Amerikan bayrağının yerine de Türk bayrağını çektiler. Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan [email protected] ‘Faşizm’ mi Dediniz? Danõştay, Anayasa Mahkemesi’ne yaptõğõ iptal başvurusunda çarpõcõ görüşlere yer verdi ‘4/Canayasayaaykõrõ’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõştay İdari Dava Daireleri Ku- rulu’nun, kamuda geçici personel ça- lõştõrõlmasõna olanak sağlayan “4/C” düzenlemesinin iptali istemiyle Ana- yasa Mahkemesi’ne yaptõğõ başvuru- da düzenlemenin anayasaya aykõrõ olduğunun altõ çizildi. TÜİK’te 4/C statüsünde çalõşan bir kişinin emeklilik süresi dolunca iş ak- di sona erdirildi. Emekli olan yurttaş, kõdem tazminatõnõn kendisine öden- mesi istemiyle TÜİK’e başvurdu, an- cak başvurusu reddedildi. Bunun üze- rine yürütmenin durdurulmasõ iste- miyle Danõştay’da dava açan yurtta- şõn başvurusu Danõştay 2. Dairesi ta- rafõndan geri çevrilmişti. Yurttaşõn ka- rara itiraz etmesi üzerine dosya, Da- nõştay İdari Dava Daireleri Kuru- lu’na gitmişti. Kurul, itirazõ reddetmiş, ancak 657 sayõlõ Devlet Memurlarõ Yasasõ’nõn geçici personel çalõştõrõl- masõna ilişkin 4/C maddesinin ana- yasaya aykõrõ olduğuna hükmederek maddenin iptali için itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurma kararõ almõştõ. Kurulun, oyçokluğuyla aldõğõ baş- vuru kararõnda, “Sosyal güvenlik, her şeyden önce, herhangi bir ne- denle kısmen ya da tamamen çalı- şamayanlara ve bu nedenle gelir kaybına uğrayarak muhtaç duru- ma düşenlere, insan onuruna ya- raşır asgari bir hayat sürmeleri için gerekli olan gelirin sağlanmasını öngörür” denildi. Anayasada, yasama yetkisinin Tür- kiye Büyük Millet Meclisi’nce kulla- nõlacağõ ve devredilemeyeceğinin ku- rala bağlandõğõ, bu kural karşõsõnda, anayasada yasayla düzenlenmesi ön- görülen konularda yürütme organõna genel ve sõnõrlarõ belirsiz bir düzen- leme yetkisinin verilmesinin olanak- lõ olmadõğõ vurgulanan kararda, temel kurallarõ koymadan, ölçüsünü belir- lemeden ve sõnõrlarõnõ çizmeden, yü- rütmeye düzenleme yetkisi veren bir kuralõn, anayasanõn 7. maddesine ay- kõrõ olacağõ kaydedildi. Danõştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, Anayasa Mahkemesi’ne yaptõğõ başvuruda, çalõşma hakkõnõn varlõğõnõn, yeterli ölçüde iş güvencesi ve sosyal güvenlik hakkõ tanõnmasõna bağlõ olduğu vurgulandõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle