Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Özakman’ın kaleme aldığı “Dersimiz Atatürk”
filminin kitabını da koyup içine şunu yazmış:
“Lütfen önce bu kitabı oku...”
Bir gecede bitirdim. Filmini de kafamda
canlandırmaya çalıştım.
Özakman’ın Diriliş - Çanakkale 1915, Şu Çılgın
Türkler, Cumhuriyet - Türk Mucizesi üçlemesinin
beyaz perdeye yansıması...
2008’de Can Dündar’ın “Mustafa”sının
ardından 2010’da Zülfü Livaneli’nin “Veda”sı ile
birlikta Atatürk üzerine art arda üç film gösterime
girdi. Filmlerin içeriği, amacı, hedefi ayrı konu,
salt bu durum bile Atatürk’ün 21. yüzyılda da en
az 20. yüzyıl kadar güncel olduğunu gösteriyor.
Bu saptama benim sık işlediğim konulardan
biriydi. Şu başlıkla işlerdim:
Atatürk yıllar geçtikçe güncelleşiyor.
Çağdaş, en etkin sanat dallarından ve topluma
en yaygın ulaşma yollarından biri olan sinemada,
Atatürk’ün yerini alması çok gecikmiş olmasına
karşın güzel bir görüntü.
Bu filmlerin ardından belki bundan sonra
Atatürk’ün tüm yaşamını değil salt belli bir dilimini
ele alan yapımlar göreceğiz. Örneğin sadece 8-
10 Eylül 1922’yi ele alan bir film... Ya da 28-29
Ekim 1923’ü anlatan bir yapım...
Belki de Dersimiz Atatürk filminde rol alan o
çocukların içinden yepyeni hayaller çıkacak.
Batı, İkinci Dünya Savaşı ile ilgili iki bini aşkın
film çekti... Mısır’ın firavunlar dönemiyle ilgili
onlarca kitap yazıldı, film çekildi, ama firavunların
o savaşlarında rakipleri olan Anadolulu Hititler
aynı karşılığı görmedi.
Ezop’tan Kibele’ye, Homeros’tan Mevlana’ya
Batı’nın da, Doğu’nun da tanış olduğu Anadolu
kökenli nice hazineler var. Bu hazineler sinema
sanatı ile tanışsa değeri hem katlanır hem de
yaygınlaşır...
Atatürk, Anadolu’ya bütün bu zenginliklerin
derinliğinde bakmış ve şöyle demişti:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.”
Dersimiz Atatürk’te, okumaya, kitaba ayrı bir
yer verilmiş. Bu, benim de sevdiğim, hep dile
getirmeye çalıştığım bir Atatürk gerçeği.
Anıtkabir Derneği bir çalışma yaptı. Atatürk’ün
okuduğu, saptanabilen kitapları listeledi. Sayısı
3997. Sayfalarında Atatürk’ün notlarının,
işaretlerinin de yer aldığı bu kitapların 2151’i
Anıtkabir’de, 1745’i Çankaya Köşkü’nde, 102’si
İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, 3’ü Samsun
Gazi İl Halk Kütüphanesi’nde. Atatürk’ün özellikle
Sofya ataşeliği sırasında çok kitap okuduğu
biliniyor, onlara ulaşılamamış.
Anıtkabir Derneği, Atatürk’ün okuduğu
kitapların, altını çizdiği bölümleri bir araya getirdi.
Her biri 500 sayfadan 24 ciltlik bir set oluştu.
Anıtkabir’e gidenler satış bölümünde bu setten
edinebilirler. Heyecan Yaşlanmaz kitabımda bu
konuyu şu başlıkla işlemiştim:
Atatürk hayatta en çok, okudu!
Ya bugünkü Türkiye?
Geçenlerde Zülfü Livaneli bir yazısında okuma
fakirliğinden söz ediyordu. Turgut Özakman’ın bir
derdi varsa o da gençlerin okumaması.
Okuma deyince ilk meydan okumanın,
ardından canına okumanın, sonra bildiğini
okumanın, derken hariçten gazel okumanın, eh
biraz da gazete-kitap okumanın akla geldiği bir
ülke olduk.
Sinemadan çıkıp konuyu dağıttık, ara sokaklara
daldık. Silivri’de can dostum, öğretmenim,
zenginliğim kitaplar. Kimi koca bir çınar gibi, kimi
orman, kimi doyumsuz meyve bahçesi... Her
kitap insanı yazıldığı yere, zamana, kişilere
götürüyor. Erdal Atabek’in, Öztin Akgüç’ün
direnme ve özgürlük üzerine yazılarını bir kitap
gibi okuduğumu söylemeden geçemeyeceğim.
İnsan okudukça özgürleşir...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Baykal’a varım diye seslenen RTE, yoksa; kafa-
sından bir türlü atamadığı muhalefetin bir açığını ya-
kalasam saplantısıyla mı hareket ediyor? Ya da mu-
halefet ne yapacak?
Oysa Baykal’ın “ilk” önerisi siyaset mantığına ve
sağduyuya uygundu.
CHP; iktidarın asıl amacını gizlemek için değişik-
lik paketine koyduğu süs bitkisi niteliğinde madde-
leri referanduma gerek kalmadan 367 oyla Meclis’ten
geçirelim...
...Yargının ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısal
değişikliğini AKP amaçlarına koşut biçimde Meclis’e
getirilen paketten soyutlayalım ve… sadece üç
maddeyi referanduma götürelim, diyordu.
İktidarla uzlaşmanın, mutabık kalmanın olanağı yok-
tu. Baykal, son bir umuda sarıldı.
Çankaya’daki AKP’liye çağrıda bulundu. Değişik-
lik önerisinde üç maddeyi ayırarak referanduma gö-
türmesini -muhalefetle anlaşarak- diğer maddeleri re-
feranduma gereksinilmeden zorunlu 367 oyla kabul
edilmesini iktidara salık vermesini önerdi.
Bu çağrıya neden gerek gördü?
Çünkü RTE, kimi maddelerin çıkarılarak yasanın bö-
lünmesini öneren muhalefet önerilerine sürekli kar-
şı çıktı.
Değişikliğin referanduma bir bütün halinde sunu-
lacağını ısrarla söyledi.
Baykal, baktı ki RTE ile uzlaşma olanağı buluna-
mıyor.
Çankaya’daki AKP’liye başvurdu.
RTE’nin Baykal’ın bu önerisini nasıl yorumladığı-
nı Washington yollarında seçme gazetecilere yaptı-
ğı değerlendirmelerden öğrendik.
Meğer CHP lideri “Cumhurbaşkanı 3 maddeyi re-
feranduma götürsün” derken “Çankaya’yı siyasal-
laştırmaya” çalışıyormuş.
Oysa Baykal tam tersine:
Tarafsız olması gereken, devlette dirlik düzeni ko-
rumakla görevli olması gereken… erkler arasındaki
çatışmayı önleyeceğini umut ettiği Çankaya’daki
AKP’liye…
...anayasal görevini anımsatıyordu.
Baykal’ın bu çağrısına Çankaya’dan olumlu olum-
suz ses çıkmadı.
Ama RTE CHP’yi başka minderde güreşe çağır-
dı.
Meclis Başkanı’na gidin, önerinizi sunun. Paket-
ten üç maddenin ayrılmasına evet diyor: “Varım!”
RTE’nin “varım” ifadesinde bir ama vardı:
RTE öneride kimi maddeleri ayırmak “yasalara uy-
gunsa” diyor, “her türlü kolaylaştırıcı çıkış yoluna kat-
kıya açığız” diyor.
Gelişme tam bu noktadayken:
RTE’ye olumlu yanıt CHP’den gelmesine geldi ama,
önemli bir değişiklikle geldi:
CHP (Baykal), bu kez üç maddenin erken seçim
sonrası gelecek TBMM’ye bırakılmasını istedi.
(RTE’nin kabul etmeyeceği) bu yeni çağrıyı AKP he-
men reddetti.
RTE şayet gerçekten CHP’nin “ilk önerisine”
olumlu bakmayı sürdürürse… kimi maddelerin öne-
riden ayrılması, diğerlerinin Meclis’te referanduma ge-
rek görülmeden kabul edilmesi neden sağlanmasın?
Üç maddeyi ayırmakta iktidar ve muhalefet uzla-
şır, mutabık kalırlarsa Anayasa Komisyonu’nda ge-
reken düzenlemeler yapılabilir.
Fakat… bu sonuca ulaşabilmek için:
Önce içtenlik… önce “varım” diyen RTE’nin sö-
zünün arkasında durduğuna ve duracağına…
…muhalefete yeni oyunlar tezgâhlamadığına...
üç maddeyi anayasa önerisinden ayıracağına inan-
mak gerekiyor.
Muhalefete gelince: CHP’nin de olabileceği zora
sokan siyasal yeni girişimlere yol açmadan tutarlı dav-
ranması gerekiyor.
Zira önce üç maddeye referandum, sonra -
AKP’nin kabul etmeyeceğini bile bile- üç maddeyi se-
çim sonrasına bırakmayı önermek... AKP’de uzlaş-
ma yolunu CHP kapatıyor diye yorumlanıyor, yo-
rumlanacak!
İktidar da muhalefet de artık yoğurdu üfleyerek ye-
mek zorunda...
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 13 NİSAN 2010 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Nisan
Oslo B 12
Helsinki B 2
Stockholm B 11
Londra PB 15
AmsterdamPB 13
Brüksel B 13
Paris Y 14
Bonn PB 12
Münih PB 13
Berlin B 15
Budapeşte Y 11
Madrid Y 16
Viyana Y 11
Belgrad Y 17
Sofya Y 15
Roma Y 16
Atina Y 18
Zürih Y 12
Moskova B 10
Aşkabat B 29
Taşkent PB 25
Bakû PB 13
Bişkek B 18
Tiflis Y 19
Kahire A 38
Şam Y 23
İstanbul PB 17
Edirne PB 18
Kocaeli PB 18
Çanakkale PB 18
İzmir B 22
Manisa B 22
Denizli B 21
Zonguldak B 14
Sinop PB 13
Samsun PB 14
Trabzon Y 12
Giresun Y 12
Ankara PB 15
Eskişehir PB 16
Konya PB 17
Sıvas Y 13
Antalya B 23
Adana B 23
Mersin B 22
Diyarbakır Y 17
Şanlıurfa PB 21
Mardin Y 18
Siirt Y 18
Hakkâri Y 7
Van Y 10
Kars Y 7
Yurdun iç ve doğu
kesimleri parçalı
zamanla çok
bulutlu, Doğu
Karadeniz, Doğu
Anadolu,
Güneydoğu
Anadolu’nun
doğusu ile Ordu,
Tokat ve Giresun
çevreleri yağmur
ve sağanak yağışlı,
diğer yerler az
bulutlu geçecek.
Hava sıcaklığı iç ve
batı bölgelerde 4-6
derece artacak.
Bulanõk davasõnõ izlemek için Samsun’a gelen Türk’ün burnu kõrõldõ
Ahmet Türk’e saldõrõCEMİL CİĞERİM
SAMSUN - Bulanõk davasõnõn
görüldüğü Samsun Adliyesi önün-
de saldõrõya uğrayan kapatõlan
DTP’nin siyasi yasaklõ genel baş-
kanõ Ahmet Türk’ün burnu kõ-
rõldõ. Olayla ilgili 2 kişi gözaltõ-
na alõnõrken İl Emniyet Müdür
Yardõmcõsõ Cemal Issı ve Şu-
be Müdürü Murat Alkan da
görevlerinden uzaklaştõrõldõ.
Olayõn gerginlik yaratmamasõ
temennisinde bulunan Türk,
“Irkçı faşist birisinin saldırı-
sına uğradık. Herkesi aklıse-
lime davet ediyorum. Burada
bir ihmal var. Bunun ciddi bir
şekilde araştırılmasını istiyo-
rum” diye konuştu.
Muş’un Bulanõk ilçesinde ge-
çen yõl aralõk ayõnda DTP’nin ka-
patõlmasõnõ protesto gösterileri
sõrasõnda, 2 kişinin ölümü 4 kişi-
nin de yaralanmasõna neden ol-
duklarõ gerekçesiyle tutuklanan
Turan ve Metin Bilen kardeşle-
rin yargõlanmasõna dün Sam-
sun’da devam edildi.
1’inci Ağõr Ceza Mahkeme-
si’ndeki duruşmayõ izleyen Türk
ile siyasi yasaklõ eski DTP Mil-
letvekili Aysel Tuğluk, BDP
Grup Başkanõ ve Milletvekili
Nuri Yaman, BDP Muş Millet-
vekili Sırrı Sakık, BDP Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Ka-
rabaş ile Muş Baro Başkanõ Sa-
bahattin Göçmen duruşma çõkõşõ,
adliye önünde basõn açõklamasõ
yapmak istedi. Bu sõrada adliye-
ye yaklaşõk 30 metre mesafede
güvenlik bariyerlerinin dõşõnda
toplanan 10 kişilik bir grup “Ni-
ye geldiniz buraya şerefsizler”
diye bağõrdõ. Adliye önünde ba-
sõn açõklamasõ yapan Türk, açõk-
lamasõnõ bitirdikten sonra oto-
mobiline binmek için yürürken,
polisi ve güvenlik bariyerini aşan
İsmail Ç.’nin (22) saldõsõna uğ-
radõ. Ağzõ ve burnundan kan ge-
len Türk, milletvekilleri ve diğer
partililer tarafõndan arabaya bin-
dirilirken, Sakõk saldõrgana tekme
attõ. Türk’ün yanõndaki BDP’li
milletvekilleri “Polis Ahmet
Türk’ü koruyamayacak mı?”
diyerek güvenlik güçlerine tepki
gösterdi. Burnunda kõrõk olduğu
saptanan Türk, Ankara’ya ha-
reket etti. Bu arada Türk’ün has-
tanedeki tedavisi sõrasõnda alõ-
nan ifadesinde Samsun Emniyet
Müdürü Muzaffer Erkan’õn
da bulunduğu öğrenildi.
Soruşturma başlatıldı
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay
saldõrõnõn “kabul edilemez”
olduğunu belirterek 2 mülkiye
başmüfettişini görevlendirdi-
ğini bildirdi. Ruhsatsõz tabanca
bulundurmaktan işlem yapõlan
saldõrgan İsmail Ç’nin bir par-
ti veya örgütle bağõnõn olmadõ-
ğõ belirtildi. Ç’ye çalõştõğõ kah-
venin sahibi Kazım Topaloğ-
lu “Yaptığıyla gurur duyu-
yorum” diyerek destek verdi.
2 kişiye
müebbet
istemi
İstanbul Haber Servisi -
Metris Cezaevi’nde kötü
muamele ve işkence sonucu
öldüğü iddia edilen Engin
Çeber ile ilgili 60 sanõğõn yar-
gõlandõğõ davada Cumhuri-
yet Savcõsõ mütalaasõnõ açõk-
ladõ. Savcõ 18 kişinin ceza-
landõrõlmasõnõ isterken 42 ki-
şinin beraatini istedi. Cezaevi
Müdürü Fuat Karaosma-
noğlu’nun beraatinin isten-
mesini değerlendiren avukat
Taylan Tanay savcõnõn da-
vaya 18 ay sonra atandõğõnõ
belirterek, “Adalet Bakanlı-
ğı ve HSYK’yi bu davada-
ki kuşkulu savcı değişikli-
ğini incelemek üzere göreve
çağırıyoruz” dedi.
Bakõrköy 14. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde görülen du-
ruşmaya 6 tutuklu sanõk ve
bazõ tutuksuz sanõklar katõldõ.
Avukat Selçuk Kozağaçlı
sanõklardan şikâyetçi oldu-
ğunu belirterek, “Sanıklara
her suçtan ayrı ayrı ve üst
sınırdan cezalar verilmeli-
dir. Bu davanın iddiana-
mesi Türkiye’de işkenceyle
mücadelede bir basamak
niteliğindedir” dedi.
Cumhuriyet Savcõsõ Mu-
ammer Çalık esas hakkõn-
daki mütalaasõnda İnfaz Ko-
ruma memurlarõndan Sela-
hattin Apaydın ve Sami Er-
gazi’nin “ağırlaştırılmış iş-
kence” suçundan ağõrlaştõ-
rõlmõş müebbet hapsini istedi.
Savcõ infaz koruma me-
murlarõ Murat Çise ve Ya-
vuz Uzun’un “işkence” su-
çundan 9 yõldan 36 yõla kadar
hapsini talep ederken infaz
koruma Nihat Kızılkaya’nõn
ise işkence suçundan 3 yõldan
12 yõla kadar hapsini istedi.
Mütalaada ayrõca Metris
Cezaevi 2. Müdürü Karaos-
manoğlu’na “görevi kötüye
kullanma” suçundan 1 yõldan
3 yõla kadar hapis cezasõ is-
tendi. Savcõ ayrõca tutuklu
sanõk Karaosmanoğlu’nun
tahliyesini talep etti. Müta-
laada doktor sanõk Yemliha
Söylemez’in de “resmi bel-
gede sahtecilik” suçundan 3
yõldan 8 yõla kadar hapsi is-
tendi. Polislere ise 2 yõldan
15 yõla kadar hapis istendi.
Üçlü planda
görüş birliği
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye,
ABD ve Irak arasõndaki üçlü güvenlik komite
toplantõlarõnõn beşincisinde, üçlü eylem planõ
üzerinde görüş birliğine varõldõğõ bildirildi.
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden yapõlan
yazõlõ açõklamada, toplantõnõn katõlõmcõ heyetleri-
ne, Türkiye’den İçişleri Bakanõ Beşir Atalay,
ABD’den Tümgeneral Joseph Anderson ve
Irak’tan Ulusal Güvenlik’ten sorumlu Devlet Ba-
kanõ Şirvan el Waili’nin başkanlõk ettiği bildiril-
di. Açõklamada şunlar kaydedildi: “Katılımcılar
Üçlü Güvenlik Komitesi çalışmaları hakkında
yararlı görüş alışverişinde bulundular ve
PKK’ye karşı mücadele konusunda bağlılıkla-
rını yinelediler. Bu konuda 11 Nisan 2010 ta-
rihli üçlü eylem planı üzerinde görüş birliğine
vardılar. Üçlü eylem planı, komitenin gelecek-
teki çalışmaları ile ilgili yol gösterip PKK’ye
karşı ortak çabaların uygulanması için yapıl-
ması gereken eylemleri kapsamaktadır. Katı-
lımcılar üçlü eylem planının uygulanabilmesi
için süratle çalışacakları teminatı verdiler.”
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Valisi Mu-
ammer Güler, “şiddetten uzak şekilde yapılır
ve kendilerine yardımcı olunursa 1 Mayıs’ta
Taksim Meydanı’nda kutlama yapılmasına
izin vereceklerini” söyledi. DİSK Genel Başka-
nõ Süleyman Çelebi Türk-İş, KESK, Hak-İş,
Memur-Sen, Kamu-Sen’in temsilcilerinin de ka-
tõlõmõyla bugün saat 13.00’te Vali Güler’le konu-
ya ilişkin bir araya geleceklerini belirtti. Çelebi,
bu yõl da bütün çalõşanlarla birlikte 1 Mayõs’õ öz-
gürce ve bayram havasõnda kutlamak istediklerini
söyledi. 1 Mayõs 1977’deki kitlesel kutlamada
Taksim Meydanõ’na gelen on binlerce kişinin
üzerine meydanõn çeşitli yerlerinden ateş açõlmõş
34 kişi yaşamõnõ yitirmiş, yüzlerce kişi yaralan-
mõştõ. Olaylarõn ardõndan Taksim Meydanõ kutla-
malarõna kapatõlmõştõ. 32 yõl aradan sonra ilk kez
geçen yõl sõnõrlõ bir kutlamaya izin verilmişti.
ABD’nin başkenti Washing-
ton’da bulunan Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan, Türk’ü
telefonla arayarak, geçmiş ol-
sun dileğinde bulundu. Baş-
bakan Yardõmcõsõ Bülent
Arınç “Dilerim, saldırı, ana-
yasa değişikliği arifesinde,
ülkedeki huzurlu ortamı boz-
mayı hedeflemek isteyen pro-
vokatörlerin tertiplerinden
olmasın” dedi. CHP Genel
Başkanõ Deniz Baykal da
“üzüntü” duyduğunu belirtti.
Erdoğan, Türk’ü aradı
Enver Gökçe ve Pablo
Neruda:
“Odada bir masa ve gaz
lambası. / Sıcak çıtırtılarla
yanan soba. / Çivide asılı ceket,
pantolon, palto. / Solmuş rengi
paltonun / Ve sinmiş üstüne /
Hüzünlü kokusu yoksulluğun.
Dışarıda kurtlarla bir olmuş
bir fırtına. Donmuş dal
uçlarında. / Kar çiçekleri
zemheri soğuğunun.
Enver Gökçe, / Eğilmiş
üstüne masasının, / Yüzünde
çizgileri çileli bir hayatın, /
Şiirlerini Türkçeye çeviriyor /
Pablo Neruda’nın.
Kapı aralığında karanlığın
ayak sesleri. / Düzenin bekçileri.
/ Hışımla dalıyorlar içeri. /
Kararıp kalıyor Neruda çevirileri.
Oğulları ölen anaların
türkülerini, / Federico Garcia
Lorca’ya yakılan ağıtı, / Karlı
doruklarını, Ant Dağları’nın, /
Pampaların rüzgârla oynaşan
otlarını, / Maçu Piçu’nun mavi
çiçeklerini, / Eğin’in ela gözlü
türkülerini, / Dolduruyorlar bir
torbaya.
Bakıp kalıyor arkalarından
Enver abi, / Yavruları çuvala
doldurulup götürülen / Anne
köpek gibi.
Soba ve lamba sönüyor. /
Oda loş ve soğuk. / Umarsız
bürünüyor yorganına. /
Neruda görünüyor bir at
üstünde. / Üzülme kardeş diyor,
/ Bilirsin şiirimiz yedi canlıdır. /
Parçalasalar, yaksalar da, /
Yeniden göverir küllerinden. /
Beni kederlendiren bu değil! /
Senin çiğnenen göz nurundur
beni kahreden.”
Böyledir Bu İşler:
“Yaşlı öğretmen. / Yanında
hapisten yeni çıkmış oğlu, /
Kızgın adımlarla geçiyor
kahvenin önünden. / Küçük
oğlu uzak bir hapishanede.
Baba-oğul yürüyorlar suskun,
onurlu. / Pul şakırtısı sustu. /
Kimi yere indirdi gözlerini. /
Ayağa kalkıp saygıyla
selamlayanlar da var. / Arsız ve
sırıtkan ihbarcılar.
Biz ne yapabilirdik ki, dedi
biri. / İyinin, doğrunun yanında
olmaktır insana yakışan. /
Öğretmen hep bunu derdi. /
Zalimin karşısında hiç değilse /
Gevşetmemek yumruğu.
Fakat elimizden ne gelirdi ki?
Sizinleyiz diye bir ses
verebilirdiniz, / Oğullarım
bileklerinden birbirine çatılı, / İte
kaka götürülürken.
Keder ekme diyor oğluna /
Kederin örselediği öğretmen.
Böyledir bu işler…/
Düşmanı hep karşında
sanırsın; / Bir an sırtında
birinin hançeri, / Döner
bakarsın ki, / Alın terini
savunduklarından biri! / İşte o
zaman yara daha da derine
işler.
Dert etme yine de. / Böyledir
bu işler.”
Bir itiraf Metin abi, “Böyledir
Bu İşler” şiirinde yazdığınız her
şeyi 12 Eylül sırasında ben de
yaşadım, yani şimdi beni
ağlattınız ama ülkeme de hoş
geldim.
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
‘Türkülerde Gezer Adları’
Baştarafı Arka Sayfada
isilozgenturk gmail.com
ÇEBER DAVASI
‘Polis olaya seyirci kaldı’
Olayõn ardõndan Samsun’a giden BDP Genel
Başkanõ Selahattin Demirtaş, gazetecilerin sorusu
üzerine saldõrõyõ “alçakça ve haince” olarak ni-
teleyerek “Böyle bir rezilliği içimize sindirme-
yeceğiz” dedi. Türk ve beraberindekilerin Samsun’a
gidişinden BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’õn,
İçişleri Bakanlõğõ Müsteşarõ ile önlem alõnmasõ ko-
nusunda görüştüğünü belirten Demirtaş, girişim-
lerine rağmen böyle bir saldõrõ yapõlmasõnõn ma-
nidar olduğunu söyledi. Samsun valisinin olayõn
hemen ardõndan yaptõğõ “saldırı bireysel” açõk-
lamasõna tepki gösteren Demirtaş, “Demek ki so-
ruşturma 30 saniye sürmüş ve 60. saniyede de
Sayın vali karar vermiş; ‘bu bireysel saldõrõymõş.’
Bu gayri ciddi yaklaşımı kınıyorum” dedi. De-
mirtaş, beklentilerinin Samsun valisi ve emniye-
ti hakkõnda soruşturma açõlmasõ olduğunu dile ge-
tirdi. CHP lideri Baykal’a yapõlan yumurtalõ sal-
dõrõyõ anõmsatan Demirtaş, “Tavrımızın CHP gi-
bi olmayacağını Başbakan’ın bilmesi lazım” de-
di. Demirtaş, “Trabzon-Samsun hattının so-
nuçlarını Hrant Dink katliamında gördük. Na-
sıl bir kirli ilişki var” diye konuştu. Sakõk da “Ba-
ğırmaları duydum ve polise durdurması için
çağrıda bulundum. Emniyet müdürünün der-
hal görevden alınması gerekir” dedi.
PKK’YE KARŞI ORTAK ÇABALAR
VALİDEN 1 MAYIS AÇIKLAMASI
Taksim’e koşullu vize
Sakık, Türk’e saldırıyı
yapan İsmail Ç. ve gö-
revli polislere sert tepki
gösterdi. (Fotoğraflar AA)
On Numara çekildi
1, 3, 16, 17, 20, 26, 31, 32, 38, 39, 41, 42, 43,
48, 49, 53, 60, 67, 75, 76, 78, 79