Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
[email protected]
13 NİSAN 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
Küreselleşmiş koşullarda
yoksulluğu ve yoksulluğa yol açan
işsizliği yeniden düşünmek ve çok
kutupluluğa giden dünyamızda bu
sorunları algılayış biçimimizi
değiştirmek zorundayız.
Başbakan işsizliğe çare olarak her
işletmenin bir işsize iş vermesini
istemesi, AVM’lerin pazar günü
kapanmaması gerektiğini ileri
sürerken “vatandaşımızın çoluk
çocuğu ile bir pazar gezeceği bu
yerleri kapatamayız” mealinde söz
söylemesi işsizliğe ve yoksulluğa
nasıl yaklaştığımızı, küreselleşmiş
koşulları, risk nosyonunu dikkate
almayışımızı, kentlerle kent dışı
yerlerde işsizliğin ve yoksulluğun
farklı olduğunun anlaşılmadığını,
sosyal devlet işlevleri yerine, yardım
ve iyilik kavramları ile meselelerin
çözülmek istendiğini gösteriyor ki,
bu, gerçeklerle örtüşmüyor.
Yoksulluk Laura Buffoni’nin
tanımıyla, maddi ve kültürel
kaynaklardan, kişinin
toplumsallaşma yetisini sınırlayacak
şekilde yoksun olmasıdır. Bu
yoksunluk insanları günlük yaşamda
aşamalı bir düşüş ve seçenek
eksikliği yörüngesine sokar.
Üniversite bitirmiş binlerce kişi
işsiz, şimdilik ailesi ile kalıyor.
Ailesinin bütçesi işsiz çocuğu
yukarıda belirttiğimiz maddi ve
kültürel kaynaklara erişimi için ek
kaynak olmadan kullanılırken ailenin
bütün olarak bu kaynaklara erişimini
ve seçenek eksikliği sonucunu
doğuruyor. İş umudu bu bütçenin
ortak kullanımı için bir etken olurken,
işsizlik süresinin uzaması yoksulluk
sonucuna gidecek bir ihtimali
yaratıyor.
Üniversite bitirmiş veya bitirmemiş
milyonlarca işsiz, yoksulluğun
pençesine düşmemek için çırpınıyor.
Sahip olduklarını yitiriyor, alışveriş
merkezlerine gidemez, sinemaya
uğrayamaz oluyor. Proteini etten
değil, diğer kuru gıdadan almaya
başlıyor. Tüm dünyadan gelen
fikirlerin toplandığı ve daha iyi bir
gelecek için umutların beslendiği
kentler işkence alanları haline geliyor.
Kazanılmış haklarını almak için sesini
duyurmak isteyen dayak yiyor.
Yoksulum veya işsizim diye
haykırmak toplumsal düzeni
bozmaya yönelik olarak görülüyor.
İşsiz ve yoksul kendini “Kendimi
zengin sınıfına sokamam. Aslında
yoksul da değilim. Acıktığımda param
az da olsa yemek yiyebiliyorum. Bana
göre bir sosyal yaşantım (kimine göre
cami ve dergâhlar, kimine göre
kıraathanede oyun oynamak, kimine
göre alışveriş merkezlerinde dön
babam dönmek sosyal yaşantı
oluyor) var. Dünyanın başka
yerlerindeki yoksullarla kendimi
karşılaştırıyorum ve Allahıma
şükrediyorum” diyerek rahatlıyor.
Oysa gerçek durum öyle değil.
Bulunduğumuz duruma şükretmek,
bununla yetinmek zenginlerin ve
güçlülerin kendi durumlarını
muhafaza etmek, işsiz ve yoksulun
ayaklanmasını önlemek üzere sürekli
orta sınıfa, işsize, yoksula doğrudan
ve dolaylı telkin ettikleri,
küreselleşme ile değişen tüketim
söylemleri ve çeşitli yaşam tarzlarına
erişim isteklerini sınırlamaya
çalışırken kullandıkları bir yol. Bu
yapılırken dağıtılan iyilik ve yardımlar,
meselenin özüne gitmeyi de
engelleyerek toplumsal adaleti
temelden sarsıyor. Oysa devlet
sosyal adaleti sağlayarak, ekonomik
kalkınma ile yoksulu ve işsizi işe
kavuşturmak zorundadır.
Her işletmeye kâr, ciro, vergi
yüküne bakmadan bir işçiyi asgari
ücretten işe al demek, ne ekonomik
anlamda ne sosyolojik açıdan ne de
iyilik yapmak adına gerçeklerle
bağdaşır. Yoksulluk sınırının 1.000
TL civarında olduğu bir ülkede, “600
TL yardım yap, ama bana da bir o
kadar vergi ve sigorta primi öde ve
işsizliğe sen bari çare ol” demek
sadece gücünü adil ve gerektiği gibi
kullanmayan devletin başkasından
medet umması gibi hoş(!) biraz da
boş bir şeydir.
Küresel gerçekler, ülkemizin
ekonomik altyapısı nedeniyle
gayrimenkullerle geleceğini garanti
altına almamış hiç kimse yarın işsiz
kalmayacağını, bir süre sonra
yoksullaşabileceğini düşünmeme
gibi bir gaflete düşmesin. Çünkü
insanlarımız işsiz ve yoksul
düşmelerini engelleyecek “güvenlik
ağı”ndan yoksun bir durumdadırlar.
Bu güvenlik ağı, hayır, saadet, iyilik
ve şükür gibi psikolojik etkilerle
kurulamaz.
Bu durumda işsizlik ve yoksulluğa
çare ve proje üretecek partilerin
pozisyon alarak küreselleşmiş
dünyada işsizlik ve yoksulluk
algılanışını değiştirmeleri, insanların
maddi ve kültürel kaynaklara
erişiminde yanında olduklarını
kanıtlamaları zamanı gelmiştir.
Burada CHP’ye çok ama çok iş
düşüyor. Bu seçim çözüm
projeleriyle halkın karşısına çıkacak,
halkı kucaklayacak CHP için son
şans. Çünkü aksi bir sonuçta işsizlik
ve yoksulluğun demokrasi dışı
çözümlerle çözümsüz hale geleceği
dönemleri yaşamak zorunda
kalacağız.
Yoksulluğu ve İşsizliği Yeniden Düşünmek
M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
Erdoğan iş dünyasõna çağrõ yapmakla yetinirken ülkeler işsizliğe karşõ somut önlem alõyor
Dünyada önlem bizde laf
60 milyon TL ile kurulacak onkoloji üretim tesisi 3 yõlda faaliyete geçecek
Deva kanser ilacı üretecek
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Türkiye tartõşmakla
yetinirken pek çok ülke işsizlik so-
runu için somut önlemler alõyor.
TOBB Hazõr Giyim Konfeksiyon
Sektör Konseyi Başkanõ Umut
Oran’õn derlediği bilgilere göre, is-
tihdam sorunu yaşayan çeşitli ül-
kelerde işsizliğe karşõ şu çözüm öne-
rileri uygulanõyor:
ABD: Vergi kesintileri, enerji
tasarrufu girişimleri, altyapõ harca-
malarõ için özel sektör aracõlõğõyla
yaratõlacak olan 50 milyar dolarlõk
bütçe ile işsizlikle mücadelede ha-
zõrlanan 458 sayfalõk rapor kapsa-
mõnda tüketim odaklõ ekonomik
büyüme yerine yatõrõm ve ihracat
odaklõ büyümeye odaklanma ön-
görüldü. İşsizleri işe alan işletmelere
vergiden muafiyet getirilmesi ön-
lemler arasõnda. Şirketler, işe al-
dõklarõ elemanõ en az bir yõl çalõştõ-
rõrlarsa ek olarak bin dolar kredi ala-
bilecek. Halk için yapõlan eyalet in-
şaat yatõrõmlarõna verilen kredilerin
faizlerinin ödenmesinde yardõm
edilmesi, KOBİ’ler için vergi indi-
rimi sağlamak üzere 30 milyar do-
larlõk bir fon ayrõlmasõ, yeni yatõrõm
yapacaklara vergi indirimi.
İngiltere: 500 milyon poundluk
yardõm paketini, işsizleri 6 aydan
fazla istihdam eden şirketlere ya-
põlacak olan maddi yardõmlarõ gün-
deme aldõ.
Fransa: 1 Nisan 2009 itibarõyla
hükümetin öne sürdüğü yeni uygu-
lamada, son 28 ay içinde herhangi
bir 4 ayda işsizlik ödeneği yapan ça-
lõşan, işsizlik sigortasõ hakkõ kaza-
nabiliyor. Hak kazanan kişiler son
28 ayda çalõştõklarõ her gün için üc-
ret alõyor. Bu durum en fazla 2 yõl
için geçerli olabiliyor. 50 yaşõn
üzerindeki kişiler için bu süre 3 yõl.
Bunun yanõnda iş yaşamõna yeni
başlamõş ancak işsiz kalmõş genç ke-
simler için tek defalõk “500 Avro”
ödemesi yapõlõyor.
Finlandiya: Fransa’daki uygu-
lamaya benzer olarak işsizlik si-
gortasõndan faydalanabilmek için
son 28 ayda en az 8 ay çalõşmõş ol-
mak gerekiyor. 2010’da 10 bin ye-
ni işkolu yaratmak için ek olarak
300 milyon dolar bütçe yaratõldõ.
Özellikle yapõ, kerestecilik ve de-
nizcilik desteklenecek.
İtalya: Bazõ şirketler için işsizlik
sigorta ödeneği en fazla 90 gün ola-
rak belirlendi. 15 ya da daha az ça-
lõşanõ olan şirketlerden çõkarõlanlar
iş bulma ve iş hareketliliği listele-
rine zorunlu olarak dahil ediliyor.
Proje bazlõ çalõşan işçi ve eleman-
larõn işsiz kalmasõ durumunda bir
önceki yõlda aldõklarõ toplam yõllõk
kazancõn yüzde 20’si tutarõnda tek
seferlik bir ödeme yapõlõyor. 2010
yõlõnda bu oran yüzde 10’a düşü-
rüldü.
İsveç: “Önce İş” rozetleri taşõ-
yan sosyal demokratlar, 1 Mayõs
2009’dan itibaren işsizlik odaklõ
kampanya başlattõ. İşsizlik sigorta-
sõndan para alabilmek için zorunlu
çalõşma süresi 6 aya düşürüldü.
Çek Cumhuriyeti: İşsiz kalan
elemana hükümet daha önceki işin-
deki haklarõnõn yüzde 130’unu ilk
aylarda ödüyor, devam eden aylar-
da bu oran yüzde 70’lere iniyor. Bu-
rada amaç işsiz kalan kişinin bir an
önce iş bulmasõnõ teşvik etmek.
İrlanda: 20 yaş altõndaki işsizler
için haftalõk 100 Avro’luk ödenek.
Romanya: İşten çõkarõlmadan 1
ay önce, çõkarõlacak olan işçiye 12
aylõk maaşõnõn tazminat olarak
ödenmesi.
Litvanya: İşsizlik sigortasõ 1
Temmuz 2009’dan itibaren 9 aya çõ-
karõldõ.
Polonya: 2009 için 12 ay olan iş-
sizlik sigortasõ 18 aya çõkarõldõ.
İspanya: Devlet eliyle yapõlacak
olan bina ve inşaat mühendisliği
projelerine, enerji tasarrufu sağlayan
bina renovasyonlarõna, merkezi ola-
rak yönetilecek ve denetlenecek
olan arsalarõn arttõrõmõna ağõrlõk
verildi. Ek bütçe, işsizlik sigorta
primlerinin ve üretimin arttõrõlma-
sõ için kullanõldõ.
Esnaf
paketine
2 milyar TL
lazım
Ekonomi Servisi -
Sanayi ve Ticaret
Bakanõ Nihat Ergün,
Esnaf ve Sanatkârlar
Değişim, Dönüşüm,
Destek Strateji Belgesi
ve Eylem Planõ’nõn
uygulanacağõ 2 yõl için
ilgili kurumlarõn 2
milyar liralõk harcama
yapmasõnõn
öngörüldüğünü bildirdi.
Ergün, esnaf planõ için
bu yõlõn bütçesine ek
tedbir gerekmediğini
belirtti.
Dünyada artan kanser vakalarõna karşõ
harekete geçen Deva Holding, Çerkezköy’de
onkoloji ilacõ üretim tesisi kuracak.
Ekonomi Servisi - Deva Holding Yönetim Kurulu
Başkanõ ve Üst Yöneticisi (CEO) Philipp Haas, hõzla
artan kanser vakalarõ için Türkiye’de onkoloji ilaç üre-
tim tesisi kurmayõ planladõklarõnõ söyledi. Haas, 3 yõl
içinde Çerkezköy’de faaliyete geçecek tesis için 60 mil-
yon liralõk yatõrõm yapmayõ hedeflediklerini söyledi.
Haas, Deva Holding’in 2009 değerlendirme ve 2010
ile ilgili düzenlenen toplantõda yaptõğõ konuşmada, ku-
rulacak onkoloji üretim tesisindeki ürünlerin sadece Tür-
kiye için değil diğer ülkelere de ihraç edileceğini ifa-
de etti. Haas, sadece onkolojiye odaklanan bir firma ol-
mayacaklarõnõn da altõnõ çizerek, antibiyotik alanõnda
da kardiyovasküler alanlarda da geliştirmekte olduklarõ
ürünler bulunduğunu kaydetti. Geçen sene sattõklarõ kar-
diyovasküler ürünlerin cirosunun 55
milyon liraya ulaştõğõnõ bildiren
Haas, solunum, antienflamatuar
ve dermatoloji alanõnda da yeni
ürünler üzerinde çalõştõklarõnõ,
özellikle 3-4 ay içerisinde piya-
saya sürecekleri ‘Egzama’ türü bir
hastalõk için geliştirdikleri doğal ve
yan etkisi bulunmayan bir ilacõn
kendilerini çok heyecanlandõrdõğõnõ be-
lirtti. Haas, Deva Holding’in, 2009’da
13 milyon lira operasyonel kâr el-
de ettiğini sözlerine ekledi.
VodafonekonuşturacakPegasusuçuracak
Ekonomi Servisi - Vodafone Türkiye ve
Pegasus Havayollarõ’nõn yaptõğõ işbirliği
çerçevesinde oluşturulan “Cep Fly” tarifesini
seçen Vodafone aboneleri, yurtiçinden
yaptõklarõ ses aramasõ ve kõsa mesaj
gönderimlerinin yüzde 5’i kadar TL değerinde
uçuş puanõ kazanacak. Vodafone tarafõndan
kõsa mesajla gönderilen kampanyaya, katõlõm
davetine ‘evet’ yazarak 7307’ye kõsa mesaj
atarak veya Vodafone Çağrõ Merkezi’ni
arayarak katõlõnabiliyor. Cep Fly abonesi olan
ve uçuş puanõ kampanyasõna katõlan herkese
10 lira değerinde uçuş puanõ hediye ediliyor.
Aboneler, uçuş puanõ kullanarak indirimli
uçak bileti satõn alabiliyor veya puanlarõnõ
biriktirerek ücretsiz uçabiliyor.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Silivri’de Oynanan
Tiyatro
Başlığı benimle birlikte geçen cuma günkü
Ergenekon duruşmasını izlemiş bir Cumhuriyet
çalışanı arkadaşım Reyhan Oksay’ın bana da
gönderdiği duyarlı bir elektronik posta yazısından
kopya çektim. Gazetemizde Bilim Teknik dergisi
ağırlıklı çeviriler, araştırma, değerlendirme yazıları
yazan, insan olarak çok sevdiğim arkadaşımın
gözlemlerine dayalı şiirsel yazısını okuduktan sonra,
duygularını paylaşmaya çalıştım...
“Keşke daha önce de izleseydim, çok etkilendim,
bu kadarını beklemiyordum. Kendine demokrat
diyen, insan diyen herkes en az bir kez gidip
izlemeli.. Bu çağrı bir kampanyaya dönüşmeli..”
diyerek gerçekten anlamlı, duyarlı yazısının bir
özetini yapmış oldu. Aslında duruşmaya ilk yolu
düşmüşlerden bu türden cümleleri birçok kez
dinledim. Savunma yapan sanıklar, avukatların suç
kanıtlarına ilişkin itirazları, mahkemeye sundukları
belgelerin birkaç örneğini duymak, insanlarda
adalet, hak, hukuk duygularına ilişkin gerçekten
çarpıcı, sarsıcı etkiler yaratmaya yetip artıyor...
Günlük yaşam, iş yoğunluğu nedeniyle aslında
parmakla sayılacak kadar az sayıda duruşma
izlemiş olmama karşın, izlediğim duruşma sayısı
arttıkça, inanın taraftarlık duygularından
olabildiğince arınmaya çalışarak, gazetecilikteki
tarafsızlık, profesyonellik duygularımı öne çıkarmaya
özen göstererek varabildiğim çıplak sonuç: “Askeri
darbeler hukukunun işletilmesinde bile, çok ağır
insan hakları ihlallerine karşın, en azından
iddianame, suçlamaların kurgulanmasında daha bir
kendi içinde işletilmiş mantık, hukuk ilişkilendirmesi
vardı. Sivil darbe hukuk belgesi olarak karşımıza
çıkarılan metinlerdeki karmaşa, ciddiyetsizlik, suçun
kanıtlanması yerine, suçlunun kendi suçsuzluğunu
kanıtlamak zorunda kalması halleri, saçmalamaların,
belge, kanıt eksikliği hallerinin bütünü, deyimin tam
anlamı ile Aziz Nesin’lik kim bilir ne kadar çok
karamizah kitabına kaynaklık yapabilir...” yargımın
pekişmesi oluyor..
Duruşmaları ilk kez izleyenler, hele de
kamuoyunda yaratılmış koskocaman bir dava imajı,
baskı ve yıldırmalardan sonra, bir cesaret
mağduriyetlerine inandıkları kimi insanların yanında
durabilmek üzere duruşma izlemeye gelmişlerse,
karşılaştıkları dava sürecindeki konuşmaların içeriği,
metinler, görsel sunumlar karşısında, sadece ve
sadece şaşkınlıkla, ağırlıkla tepki veriyor, kimi nida
sesleri ile fısıldaşıyorlar.. “Bu kadarı da olmaz..”
anlamındaki bir tür duygusal tepki travmasının
ardından, duruşma salonundan ayrılırlarkenki ortak
tepkileri, “Bu davayı herkes gelip izlemeli. Anlamak
için gelip görmek şart. Dayanışmadan daha da
önemli bir durum saptaması bu..” anlamında
sözcüklerle özetlenebilir...
Örneğin geçen cuma günü, hiçbirinin adlarını,
rütbelerini bilmediğim, en gençlerden çoğu görevli,
doğal olarak en alt rütbeli subayların arka arkaya,
çok özet dilekçelerini dinlemiş oldum. Yan yana
tahliye taleplerinden anladığım, ortak kaderleri
önemli sanık sayılan komutanlardan birinin görev
döneminde, aynı tarihte aynı görev yerinde olmaktı
galiba. Çünkü bu rastlantısallığın altını sık sık
çiziyorlardı. Sonrasında öznel durumlar
özetlenmeye, kanıtlar anımsatılmaya çalışılıyordu...
1 yıla varan tutukluluk halinden sonra, en az bir 8
ay daha sorgu sırasının gelemeyeceğini anlatan bir
genç teğmen, kendisine yönelik özel bir tek
suçlama kanıtının da olmadığının altını çizdikten
sonra, yaralandığı bir çatışmada erlerini tek başına
bırakmamak için ancak 7 gün sonra ameliyat
olabildiği özelini de anlatıp, “Bu iddianameye göre
besbelli ben önemli bir teröristim. Her ne kadar
hangi eylemlerimden suçlandığımı bilemesem de,
Apo’dan daha önemli bir terörist olmalıyım ki, benim
insan haklarıma yönelik en küçük bir duyarlılık
gösterilmiyor...” diyebiliyor, kimseden çıt
çıkmıyordu.
Bir başkası bir ara mahkemenin ara kararında
kendisine yönelik suçlama, suç kanıtlarının
savcılıkça açıklanmasının yer aldığını, savcılığın bu
kararın gereğini hâlâ yerine getirmemiş olduğunu,
böylece bilinmez bir süre daha tutuklu
kalabileceğini, oysa kendisi ile aynı konumda bir
başka arkadaşının tamamen raslantısal olarak
tahliye edildiğini ve ordudaki görev yerine
döndüğünü anlatıyordu...
Bir başka dilekçe sahibi tutuklu, iddianamede
kendisi ile ilşikili bölümlerden çok sayıda hukuken
geçerliliği sıfır, belge niteliği kazanmamış hayali
suçlamaların örneklerinden en çarpıcılarını özetliyor;
bu suçlamaların kanıtlanması ya da
kanıtlanmıyorlarsa belge, kanıt niteliklerinin
olmadığının saptanmasına ilişkin uyarılarının
savcılıkça yanıtsız bırakılmasının insan aklı, hukuk
adeletin kabul edemeyeceği durumlar olduğunu
yineliyordu...
Doğrusu; suçlamalar belge nitelikleri olup
olmadığına bakılmaksızın, yasalara, hukuka aykırı
olarak çarşaf çarşaf medyada yer almışken, hukuka
aykırı olarak özel yargılamanın özel hizmeti olarak
medyaya sunulmuşlarken, sanıkların en temel insan
hakları ihlallerine dönük savunmalarının değeri sıfır.
Siz siz olun benim dediklerime inanmak yerine gidip
duruşmaları izleyin...
[email protected]
KISA... KISA...
İzmir’in rekortmeni Arkas
İzmir’de gelir vergisinde Lucien Arkas 2 milyon 59
bin 76 liralõk vergisiyle birinci olurken ikinciliği 1 mil-
yon 781 bin 852 lirayla Salih Recep İşgören, üçün-
cülüğü de 1 milyon 754 bin 612 lirayla Nail Özkar-
deş aldõ. 2009 kira gelirlerinde birinciliğin sahibi açõk-
lanmazken, Ali Dönmez Boyalõ 478 bin TL ile ikinci,
Ayhan Yõldõrõm da 425 bin lirayla üçüncü oldu.
Eczacıbaşı, Sanayici’nin konuğu
Eczacõbaşõ Holding Başkanõ Bülent Eczacõbaşõ,
Türkiye’de geçmişte yaşanan kriz-
lerin etkisiyle son yaşanan eko-
nomik krize aşõrõ tepki verildiği-
ni söyledi. Sanayici dergisine ko-
nuşan Bülent Eczacõbaşõ, krizin yõ-
lõn ikinci yarõsõndan itibaren bü-
yük ölçüde gündemden düşebile-
ceği beklentisini dile getirdi.
SUÇLAMA YERSİZ
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği
(TGSD) Başkanõ Cem Negrin:
Yaklaşõk 20 milyar dolar ihracat
gerçekleştiren yüz binlerce çalõşana iş
kapõsõ olan bir sektör eleştiriyi hak
etmiyor. Böylesine ağõr bir
suçlamayõ kabul etmiyoruz.
Her dört gencimizden birinin
sokakta olduğu gerçeğini göz
ardõ etmemeliyiz. Biz bu
tartõşmalarla bir yere
varõlabileceğine inanmõyoruz.
Daha çok istihdam yaratmak
için nelerin yapõlmasõ
gerektiğini konuşmamõz
gerekiyor. Bu noktada Başbakan Erdoğan
ile çözüm odaklõ yaklaşõmlar için omuz
omuza çalõşmaya hazõrõz.
NE SÖMÜRÜSÜ!
Ankara Giyim Sanayicileri Derneği
(AGSD) Başkanõ Canip Karakuş:
Sektörümüz, bõrakõn sömürüyü, kadõnlarõ
iş dünyasõ içinde tutmak için olağanüstü
gayret gösteriyor. Başbakan,
danõşmanlarõ tarafõndan
yanlõş ya da eksik
bilgilendirilmiş. Kadõnlar
tekstil sektörü sayesinde
hayata dikiş atõyor. Tekstil
sektöründe kadõn çalõşan
oranõ yüzde 60’larda.
İşsizliğin önlenmesi için en
büyük katkõyõ yine bu sektör yapacak.
Çalõşma barõşõ içerisinde hayatlarõnõ
idame ettiren şirketlerin ve çalõşanlarõnõn
arasõna huzursuzluk sokmaya matuf
açõklamalardan uzak durulmalõ.
TEBRİK ETSİN
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
Kadõn Girişimciler Kurulu Başkanõ
Aynur Bektaş, Başbakan Erdoğan’õn
özellikle tekstilde kadõn emeğinin
sömürüldüğü açõklamasõ ile ilgili şunu
söyledi: Bugün tekstil yok
sayõlõrsa kadõn çalõşan
kalmayacaktõr. Sektöre iyi
baksõnlar. Eleştirmektense,
hassas sektör ilan edilip
kayõt dõşõlõğa karşõ proje
geliştirilsin. Hükümet
çalõşanlarõn yüzde 70’i kadõn
olan hangi firmayõ tebrik
etti? Başbakan kayõt dõşõlõkta haklõ ama
bunu yaratan ben miyim? Anayasayõ
değiştirme gücüne sahip olan hükümet
kayõt dõşõlõğõ da engellesin.
Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu
Başkanı Serpil Timuray, Cep Fly işbirliğini birlikte duyurdular.
Başbakan Erdoğan,
Türkiye’de işsizliğin
çözülmesi için TOBB’un 1.3
milyon üyesinden birer işçi
almasõnõ önerirken krizin
vurduğu ülkeler istihdamla
ilgili somut tedbirler aldõ.
Philipp
Haas
BAŞBAKANA YANIT VERDİLER
Cari açıkta
rekor artış
Ekonomi Servisi -
Merkez Bankasõ’na
göre, cari açõk, yõlõn ilk
iki ayõnda geçen yõlõn
aynõ dönemine göre
yüzde 595.6 artarak
801 milyon dolardan 5
milyar 572 milyon
dolara yükseldi.
Şubat’ta da 308 milyon
dolardan 2 milyar 602
milyon dolara ulaştõ.