19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 2010 SALI 10 DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR Vaşington’da Atom Doruğu! Ankara ile Vaşington arasında 7 saat fark var. Bu yazının noktalandığı saatlerde Vaşington’da 47 ülkenin yöneticileri kahvaltılarını bitirmiş, “Küresel Nükleer Silah Güvenliği Doruğuna” katılmaya hazırlanıyor olmalıydılar. 1945’te Amerika’nın Japonya’ya attığı atom bombalarının insanlık için acısını herkes biliyor. ABD 1950’lerin ortalarına doğru nükleer silah üretimini azar azar arttırmaya başladı. O yıllarda Sovyetler Birliği de nükleer silah yarışına girince ABD bombalarının sayısını olağanüstü arttırdı. 1967’ye gelindiğinde ABD 32 bin bombayla doruğa çıktı. 1970’lerin ortasından itibaren indirime giderken, Rusya’nın bomba sayısı 1986’da 45 bine çıkıyordu. İki ülke 1991’de “Stratejik Silahların İndirimi Anlaşmasını (START-1)” imzalayınca nükleer silah sayısında önemli indirimler gerçekleşti. 2002’deki Moskova anlaşması ile her iki ülkenin bombaları 10 binlerin altına indi. 8 Nisan’da Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da ABD Başkanı Barack Hussein Obama ile Rusya Başkanı Dimitri Medvedev, “START-2” anlaşmasını imzaladılar. Anlaşma START-1’e göre yüzde 74, Moskova anlaşmasına kıyasla yüzde 30’luk bir makaslama ile 1550’ye gerilemeyi, balistik füzelerin 700’e, rampaların 800’e indirimini öngörüyor. Geleneksel, biyolojik, kimyasal silah saldırılarına nükleer silahlarla karşılık verme kalkıyordu. Nükleer Silahsızlanma Anlaşması’na imza atmış ve nükleer güce sahip olmayan ülkelere karşı bu silahlar kullanılmayacaktı. Taraflardan biri anlaşmanın içeriğiyle ilgili özel durumlar çıkarlarını tehlikeye soktuğunu düşünürse, ulusal egemenliği koruma amacıyla anlaşmadan çekilebilecekti. Obama “Büyük sorunlarda ABD ile Rusya birlikte çalışamazlarsa, bu yalnızca her iki ülke için değil, dünya için de iyi olmaz!” derken, Medvedev “Gerçek tarihsel bir olay. Bu bir kazan kazan anlaşmasıdır. Kimse hiçbir şey yitirmemiştir” dedi. ABD, nükleer silah indiriminin yaratacağı boşluğun geleneksel füzelerle bir saatten az zamanda vurabilecek silahlarla doldurulacağını söylerken, Ruslar bunun nükleer olmayan silahlanmaya yol açacağı kaygısını açıkladılar. Bu anlaşmadan sonraki doruğa Çin dahil 47 ülke katılıyordu. İki “süper güç” anlaşmayı bu toplantıda öteki ülkelere “dikte” ettireceklerdi. Bazı ülkeler de kendi doğrularını, başkalarının eğrilerini anlatarak içlerini dökeceklerdi. Toplantıya katılan bazı ülkelere “James Bond Filmi” gibi fantezi gelen bir konu ise nükleer silahların teröristlerin eline geçmesi korkusuydu. Başını ABD’nin çektiği bu savı “Uluslararası Atom Enerji Kurumu’nun (UAEK)” geçen yıla kadar Genel Müdürü olan Muhammed El Baradei de 2 Amerikalı profesörle bir ortak yazı ile destekledi. Yazıda, El Kaide ya da Çeçen ayrılıkçılarının nükleer bomba yapmak için zenginleştirilmiş uranyuma ciddi ilgilerinin olduğu vurgulanarak, “Böyle bir madde bir futbol topu içinde dahi saklanabilir! Bu nedenle nükleer silahlarda indirim yetmez, yapım için gerekli olan hammaddenin denetimi ve izlenmesi de gerekir” deniliyordu. Prag ve Vaşington’un odağındaki “nükleer silah” olgusu, başta Türkiye olmak üzere, bölgemizi ciddi olarak ilgilendiriyor. Türkiye’nin bırakın nükleer silah üretimini, nükleer santral yapımı bile yıllardır bir yılan öyküsüne dönüştü. Ulusal Atom Enerji Kurumu’nun yalnızca bilimsel nitelikli laboratuvar çalışmaları sürüyor. Hatta kanser hastalarının tedavisinde kullanılan en son teknik “proton tedavisi” için gerekli olan tesis bile hâlâ kurulamadı. Türkiye’de 90 kadar ABD’nin nükleer başlığı bulunuyor. Ekim 1962’de Küba bunalımında, nükleer silahları ateşlemeye kadar götüren tırmanışın bir ayağı da Türkiye idi. Vaşington, Moskova’yi Türkiye’deki atomla vuracaktı. Bereket anlaşmaya varıldı da Jüpiter füzeleri Türkiye’den söküldü. 1990’da Çorlu, İzmit, Erzurum’da kısa menzilli nükleer top bataryaları, 4 havaalanında uçaklara yüklenebilen nükleer başlıklar bulunuyordu. Bunlar START-1’den sonra Türkiye’den çıkarıldılar. Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (KAAÖ) çerçevesinde 5 üye ülke Türkiye, Belçika, İtalya, Almanya ve Hollanda’ya 200 ABD bombası konuşlandırıldı. B-61 tipi denilen bu bombaların 90’ı İncirlik’te. Bir İngiliz gazetesi, Prag anlaşması gereği Türkiye’nin de nükleer silahtan arındırılacağını yazdı. Türkiye Savunma Bakanı Vecdi Gönül “Bu konuda şu ana kadar bize ulaşmış bir bilgi yok!” dedi. Türkiye’nin 2005’te imzaladığı Nükleer Terorizmle Mücadele ve Nükleer Malzemelerin Fiziksel Korunması anlaşmalarını TBMM hâlâ onaylamadı! Türkiye’deki Atomlar... Kuşkusuz, Vaşington toplantısının gündeminde “İran” ve “İsrail” önemli yer tutacak. İsrail, ülkesinde nükleer silah bulunduğunu ne doğruluyor ne de yalanlıyor. İsrail, 1960’da Fransa’nın yardımı ile Dimona nükleer reaktörünün yapımına başlamıştı. ABD bu oluşumu algılayınca İsrail ile gizli bir anlaşma yaptı. Anlaşma, İsrail’de nükleer silah varlığının tek yanlı olarak açıklanmasını önlüyor. Başbakan Benyamin Netanyahu’nun davetli olduğu halde son dakikada “Türkiye ve Mısır’ın İsrail’deki nükleer silah olgusunu gündeme getirecekleri kaygısıyla doruğa katılmayacağı” açıklandı. Yerine İstihbarat ve Atom Enerjisi Bakanı katılıyor. Bir başka nedeni ise son aylarda ABD ile yaşanan gerginlikti. Ayrıca Nükleer Silah Anlaşması’na taraf olmadığı için orada zorlanacaktı. Toplantının boy hedefi ise İran! 2003’te UAEK’nin İran’ın nükleer silah yapımı doğrultusunda çalışmalara başladığı raporu ile gözler Tahran’a çevrilmişti. Tahran’ın amacı, İsrail’in nükleer gücüne karşı hazırlıklı olmaktı. Bir başka deyimle İsrail’de nükleer silah olmasaydı, Tahran belki de bu işe soyunmayabilirdi! İran, Vaşington’a tepki olarak 17- 18 Nisan’da Tahran’da düzenlediği “Herkese nükleer enerji, hiç kimseye nükleer silah” başlıklı toplantıya Türkiye dahil 60 ülkeyi davet etti. Çin katılacağını bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “İran’ın nükleer enerjiyi sivil amaçlı kullanmaya hakkı var. Bölgemizde nükleer silahlara sahip bir ülkenin varlığını da unutmamalıyız. Bu ülke neden baskı altında tutulmuyor? İran’a baskı yapan ülkelerin nükleer silahları yok mu? Bu bir çelişki değil mi?” diyerek dikkatleri İsrail’e çevirmişti. Erdoğan’ın bu tutumunun Vaşington toplantısında bazı tepkilere yol açması da söz konusu. Daha şimdiden İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband bir gazetede “Türkiye’nin ciddi sorumluluğunu” anımsattı. BM Güvenlik Kurulu’nun geçici üyesi Türkiye’nin İran’a ek yaptırımlar tasarısı gündeme geldiğinde nasıl bir oy kullanacağı bilinmiyor. Yaptırıma karşı çıkan Rusya ve Çin’in de dahil olduğu daimi 6 ülke bu konuda perşembe günü ilk toplantısını yaptı. Kurulun Japon Başkanı, yaptırımın gündemde olmadığını söyledi. Bu arada kükreyen fare Mahmut Ahmedinejad, Obama’ya “Sen kimsin ve necisin? Kim sana böyle bir görev verdi? İran’ın atom bombası peşinde olduğu yalandır!” dedi. Uzmanlar Kurulu üyesi din adamı Ahmed Hatemi ise “Amerika’nın bize saldırma çılgınlığının bedeli olarak bölgedeki tek bir Amerikan askeri bile sağ çıkamaz” tehdidi ile Amerikan askerinin bulunduğu Türkiye’nin İran füzelerinin kapsamına girdiğini de anımsatmış oldu! İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi “Ulusal Nükleer Enerji Günü”nün kutlandığı geçen cuma, “Yeni bir merkezkaç tesisine başlanacağını, böylece mevcutların 10 katı daha hızlı biçimde uranyum zenginleştirileceğini” açıkladı. İran ve İsrail Atom Düellosu! Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 Sosyalistlerin 8 yõllõk iktidarõna son veren seçimlerde sağa giden oylar kaygõ yarattõ Macaristan’daõrkçõlarmeclisteDış Haberler Servisi - Macaristan’da önceki gün yapõlan genel seçimlerin bi- rinci turunu ana muhalafette bulunan merkez sağdaki Genç Demokratlar Par- tisi (Fidesz) büyük farkla kazanõrken õrk- çõ Jobbik partisi de tarihinde ilk kez par- lamentoya girdi. Seçimler Sosyalist Par- tisi’nin (MSZP) 8 yõllõk iktidarõna son ve- rirken AB üyesi olan ülkenin meclisin- de II. Dünya Savaşõ’ndan bu yana aşõrõ sağõn ilk kez bu denli güçlü bir sese dö- nüşüyor olma olasõlõğõ kaygõ yaratõyor. Seçimlerin ilk turundan yüzde 52.76 ile Fidesz galip çõkarak 386 sandalyeli mec- lise 206 milletvekilini sokmaya hak ka- zandõ. Meclisin üçte iki çoğunluğunu el- de etmesine kesin gözüyle bakõlan Fi- desz’in tek başõna anayasada değişiklik yapma gücünü de kazanacağõ belirtiliyor. İktidardaki MSZP ise büyük destek yi- tirdi ve yüzde 19.31 oy alarak birinci tur- da sadece 28 sandalye elde etti. Yahudi ve Romanlara yönelik õrkçõ tu- tumuyla bilinen Jobbik partisi ise oyla- rõn yüzde 16.69’unu alarak 26 sandalye kazandõ. Yüzde beşlik seçim barajõnõ ge- çerek sürpriz yapan çevreci Politika Başka Türlü de Olur Partisi de ilk kez mecliste 5 sandalye kazandõ. 8 milyonu aşkõn seçmenin bulunduğu ülkede seçi- me katõlõm yaklaşõk yüzde 65 oldu. Bi- rinci tur seçimlerin ardõndan, hiçbir ada- yõn yüzde 50’nin üstüne çõkamadõğõ se- çim bölgelerindeki parlamento üyeleri- ni belirlemek amacõyla 25 Nisan’da ikinci tur seçim yapõlacak. Fidesz’in lideri Victor Orban’õn başbakan olmasõ bekleniyor. 1998-2002 arasõnda da başbakanlõk yapan Orban so- nuçlarõn gelmesinin ardõndan “Bu Ma- caristan’ın zaferi. Seçmenler ülkenin birliğini, güvenliği ve düzenini seçti. Macaristan ve gelecek için, umutsuz- luğun yenilgisi için oy verdi” dedi. Irkçõ Jobbik partisinin geçen yõl Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de yüzde 15 oy aldõğõna dikkat çekiliyor. 2003 yõlõn- da kurulan partiden yapõlan açõklamada parlamentoda “görülmeye değer” bir po- litika izleneceği savunuldu. Jobbik’in Av- rupa parlamenteri Zoltan Balczo, “İyi bir sonuç aldık. Mecliste ülke çıkar- larını temsil edeceğiz” diye konuştu. Nazi döneminden beri ilk İngiliz Daily Telegraph gazetesinde yer alan haberde, Nazi dönemi ve II. Dünya Savaşõ’ndan bu yana ilk kez aşõ- rõ sağõn parlamento bünyesinde böyle- sine güç kazandõğõ belirtildi. Macaris- tan’õn en büyük Yahudi organizasyo- nunun açõklamasõnda Jobbik’e verilen oylarõn Nazi döneminden bu yana an- tisemitik politika izleyen bir hareketin iktidara yönelik bir adõm fõrsatõ yarat- tõğõ uyarõsõnda bulunuldu. AB Dönem Başkanõ İspanya’nõn Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanõ Diego Lopez Garri- do da AB içinde yabancõ düşmanõ, aşõrõ milliyetçilere yönelik desteğin artmamasõ gerektiğine vurgu yaptõ. Jobbik’in Nazi dönemini anõmsatan üniformalar giyen õrkçõ gruplarla da bağlantõsõna dikkat çekiliyor. Partinin lideri 31 yaşõndaki Gabor Vona’nõn da kurucularõ arasõnda olduğu “Gar- da” isimli grup, geçen yõl mahkeme ta- rafõndan yasaklanmõştõ. Özellikle ül- kede yoğun yaşayan Romanlarõ hedef alan grup ismini değiştirerek faali- yetlerini sürdürüyor. 2008-2009 yõllarõ arasõnda ülkenin kõrsal kesimlerinde en az 6 Roman kimliği belirsiz kişilerce öldürülmüştü. Macaristan’da alõnan sonuç Avrupa genelinde aşõrõ milliyetçi ve õrkçõ söy- lemlerin artmasõyla örtüşüyor. Geçen ay Fransa’da yerel seçimlerde õrkçõ Milli- yetçi Cephe’nin ve Hollanda’da İslam karşõtõ Özgürlük Partisi’nin oylarõnda yaşanan artõşa dikkat çekiliyor. Ekonomik krizden kurtulmak amacõyla halka ağõr reçete sunan sosyalist hükümete sandõktan destek çõkmadõ. Seçimlerin ilk turunda yüzü gülen merkez sağdaki Fidesz olurken Yahudi ve Roman karşõtõ Jobbik partisi de ilk kez parlamentoya girdi ve 26 sandalyenin sahibi oldu. ŞÜPHELİ IRKÇI GRUP Moskova’da yargõca suikast Dış Haberler Servisi - Rusya’da õrkçõlarõn işlediği cinayetlerle ilgili davalara bakan bir yargõcõn silahla vurularak öldürüldüğü bildirildi. Başkent Moskova’daki yerel mahkemede görev yapan Eduard Çuvaşov’un dairesinden çõktõğõ sõrada başõna ve göğsüne ateş edilerek öldürüldüğü, 25-30 yaşõndaki saldõrganõn olay yerinden kaçtõğõ açõklandõ. Saldõrganõn susturuculu silah kullandõğõ ve mermi kovanlarõnõ olay yerinden topladõğõ belirtildi. Irkçõ saldõrõlara karşõ faaliyetler yürüten insan haklarõ kuruluşu SOVA Merkezi’nden Galina Kozhevnikova, 47 yaşõndaki yargõcõn geçen yõl aşõrõ milliyetçiler tarafõndan düzenlenen en az 2 saldõrõyla ilgili davalara baktõğõna dikkat çekerek “Resmini ve duruşmalardan ses kayıtlarını (internette) yayımlayarak onu Ruslara karşı bir tehlike gibi gösterdiler” dedi. Moskova mahkemesi sözcüsü Anna Usaçeva, geçen hafta Çuvaşov’un 3 õrkçõ saldõrganõ mahkûm ettiğini, şubat ayõnda da dazlak gruplarõndan Beyaz Kurtlar’õn 9 üyesini, Orta Asyalõlarõn hayatõnõ kaybettiği 6 ayrõ õrkçõ cinayet suçundan hapse attõğõnõ dile getirdi. SOVA Merkezi’ne göre, geçen yõl Rusya’daki õrkçõ saldõrõlarda en az 60 kişi öldürüldü, 306 kişi yaralandõ. RIA Novosti haber ajansõ ise öldürülen yargõcõn geçen yõl sonunda zimmetine 3.2 milyon dolar geçirmekle suçlanan federal uyuşturucuyla mücadele ajanõ Aleksandır Bulbov’un kefaletle serbest bõrakõldõğõ davaya baktõğõnõ hatõrlattõ. Kırgız elçi geri çağrıldı Dış Haberler Servisi - Kõrgõzis- tan’da geçen hafta patlak veren olay- larõn ardõndan yönetimi ele geçiren ge- çici hükümet, ülkenin Ankara’daki Büyükelçisi Taşboo Cumagulov’u görevden aldõ. Cumagulov, Türki- ye’deki büyükelçilik görevine 28 Ocak’ta başlamõştõ. Geçici hükü- metin lideri Roza Otunbayeva, Kõrgõzistan’õn Türkiye büyükelçi- sinin yanõ sõra ABD ve Rusya’da- ki büyükelçilerin görevlerine de son verilmesi kararõnõ aldõ. Devrik Dev- let Başkanõ Kurmanbek Baki- yev’in kardeşi Almanya Büyükel- çisi Marat Bakiyev’in de gör- evinden alõndõğõ öğrenildi. Bakiyev’den gövde gösterisi 7-8 Nisan’daki kanlõ ayaklanmanõn ardõndan ülkenin güneyindeki mem- leketi Celalabad’a sõğõnan devrik Devlet Başkanõ Bakiyev dün ilk kez halkõn önüne çõktõ. Bakiyev, sõğõndõğõ Teyyit köyünde en az 2 bin kişiye hitap ettiği mitingde görevden ayrõlmayaca- ğõnõ yineleyerek yandaşlarõna ülkenin gü- neyinde gösteriler düzenlemeleri çağrõ- sõnda bulundu. “Ben devlet başkanıyım ve kimse beni görevden alamaz” söz- lerini kullanan Bakiyev, Birleşmiş Mil- letler’den ülkeye barõş gücü gönderme- sini talep etti. Bakiyev’in konuşmasõ za- man zaman “Bakiyev, Bakiyev” slo- ganlarõyla bölündü. Ayaklanmalarda hayatõnõ kaybeden 81 kişiyle ilgili olarak yargõ önüne çõkarõlmak için ya- kalanacağõ iddilarõnõ da yanõtlayan Bakiyev, tutuklanmasõna ya da öl- dürülmesine ilişkin herhangi bir girişimde bulunulmasõ halinde kan döküleceği uyarõsõnda bulundu. ABD, üsleri güvenceye aldı Roza Otunbayeva’nõn ABD Dõş- işleri Bakanõ Hillary Clinton ile cumartesi günü yaptõğõ telefon gö- rüşmesinde ülkedeki ABD üslerini açõk tutma sözü verdiği kaydedildi. Manas Havaalanõ, ABD’nin Afga- nistan’daki operasyonunda önemli bir ikmal üssü olarak kullanõlõyor. Memleketine sığınan devrik lider Bakiyev, dün ilk kez halk önüne çıktı. (REUTERS) Bayraklar yarõya inecek Tüm dünyayı yasa boğan uçak kazasında ölen Polonya Devlet Başkanı Lech Kaczynski için res- mi cenaze töreninin cumartesi gü- nü başkent Varşova’da düzenle- neceği açıklandı. Polonyalılar ka- zada ölenlerin anısına başkent Varşova’daki Devlet Başkanlığı Sarayı’nın önünde mumlar yakıp çiçek bırakırken, pek çok ülkede- ki Polonya büyükelçiliklerinde ta- ziye defterleri oluşturuldu. Lech Kaczynkski’nin cenaze töreninin yapılacağı cumartesi günü, Türki- ye’de resmi matem günü ilan edi- lecek ve bayraklar yarıya inecek. Taraf Ülkeler Rusya: 2800 ABD: 2200 Fransa: 300 Çin: 180 İngiltere: 160 Taraf Olmayan Ülkeler İsrail: 80 Pakistan: 60 Hindistan: 60 Kuzey Kore: 10 (Fotoğraf:AP) (REUTERS) TEŞEKKÜR Geçirdiğim başarılı ameliyat ve tedavimi üstlenen Sayın DOÇ. DR. SERAP AYKUT AKA (KLİNİK ŞEFİ) ile özverili çabaları ve yakın ilgileri nedeniyle DOÇ. DR. GÖKÇEN ORHAN (KLİNİK ŞEF YARDIMCISI) OP. DR. EROL KURÇ OP. DR.OKAN YÜCEL OP. DR. MURAT SARGIN DR. SEVİNÇ BAYER ERDOĞAN DR. ALTUĞ SAĞIR DR. ÜMMÜHAN NEHİR TANDOĞAR’a Teşekkür ediyorum… Hasan KOÇAKOĞLU Yeşil Kartımı kaybettim Hükümsüzdür TC Kimlik 12265551524 Adnan TAŞDEMİR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle