22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada icraatına dokundu mu, RTE’yi tutana aşk olsun! Parti grubunda, parti kongrelerinde, herhangi bir mesleğin genel kurul toplantısında, hatta ve hatta Di- yanet İşleri’nin şu veya bu konulu bir seminerinde… aklına, ağzına geleni söylüyor. Saldırılarını son olarak Yargıtay’a çevirdi. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Çankaya ve Adalet Bakanı ile görüştükten sonra RTE’nin amacını özetledi. RTE’nin demokrasiyi geliştirmek adı altındaki asıl hedefini gayet iyi bilen medya, Gerçeker’in şu sözünü manşetlere çıkardı: “…Yargı kuşatma altına alınıyor…” Bu söz yalan mıydı, insafsız bir muhalefet sloga- nı mı, yoksa bir iftira mı? Hiçbiri değil; üstelik gerçeğin ta kendisi. Yargıyı kendine bağımlı kılmak için anayasa deği- şikliğine gitmeye hazırlanan RTE değil de kim? Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu bünyesel olarak, sözüm ona AB ölçütlerinde demokratik ko- şullara kavuşturmak isteyen herhalde Sarı Çizmeli Mehmet ağalar mı? Yeni bir kapatma davası açılacağını “hisseden” ve önlemek için partiler hakkında kapatma davası aç- ma yetkisini Yargıtay Başsavcısı’ndan almaya kalkı- şan… …ancak TBMM’nin -örneğin şu sıralar çoğunlu- ğu elinde tutan- AKP’nin izniyle kapatma davası açı- labilmesini sağlamaya girişen kim? İran’daki molla- lar mı? Köşeye sıkıştı mı, HSYK’ye Adalet Bakanı ve ona vekâleten bakanlık müsteşarının başkanlık etmesi ku- ralını “siz getirdiniz” diye muhalefeti (tabii CHP’yi) ad- res gösteriyor. Fakat bir zamanlar hükümette olan CHP, bu kuralı yasalaştırırken... daha sonraki günlerde intikam duy- gularıyla yanıp tutuşan dinci bir iktidarın, bir imam ha- tiplinin tek başına iktidara geleceğini… …ve yargıyı kendine bağlamak amacıyla adalet ba- kanlarını ve emrindeki müsteşarlar aracılığıyla, tek gör- evi yargının gereklerini yerine getirmek olan HSYK’yi… …dilediği gibi kullanmaya girişeceğini nereden bil- sin? Üç-dört gündür orada burada söylemediği kalmadı. Şayet bir gün bir kuruma saldırmayı unutacak olur- sa ertesi günü herhangi bir vesile ile gittiği bir top- lantıda bu eksikliği telafi ediyor. Yargıtay Başkanı, yargının iktidar kuşatması altın- da olduğunu mu söyledi? RTE: “Bunlar millete karşı!” Muhalefet anayasa değişikliğini gelecek TBMM’ye bırakmayı mı öneriyor, değişiklik için referanduma git- menin sakıncalarını mı sıraladı? RTE: “Bunlar millete karşı!” Rejimsel açıdan gidişin yanı sıra toplumun hemen her kesiminden feryatlar yükseldiğini… hayat paha- lılığının, işsizliğin artık dayanılmaz bir noktaya ulaş- tığını, bu ve benzeri bir yığın haklı gerekçeyle, “Mil- let senden kurtulmak istiyor, hadi erken seçim” di- yecekler oldu mu? RTE: “Bunlar millete karşı!” Millet eşittir RTE! Kafa da bu, demokrasi anlayışı da! Gerçek söyledikleri gibiyse; “millete gitmekten ka- çarak, millete karşı olduğunu tarihe yazdıran” kim? Soruyu yanıtlayalım: Bu ülkede sadece kendisinin ve partisinin milleti temsil ettiğini iddia eden… …oysa erken seçimi sürekli reddederek millete git- mekten kaçtığını kanıtlayan... …tek siyasetçi, tek lider, sözüm ona tek demo- krat… …RTE ve başında bulunduğu parti, AKP! SAYFA 9 MART 2010 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Mart Oslo PB 1 Helsinki PB -2 StockholmPB 1 Londra Y 8 AmsterdamPB 6 Brüksel PB 4 Paris PB 4 Bonn PB 4 Münih PB 1 Berlin PB 3 BudapeştePB 4 Madrid PB 11 Viyana PB 2 Belgrad K 3 Sofya Y 2 Roma Y 10 Atina Y 14 Zürih PB 2 Moskova K -3 Aşkabat PB 23 Taşkent PB 22 Bakû PB 13 Bişkek PB 18 Tiflis Y 13 Kahire B 28 Şam PB 29 İstanbul Y 9 Edirne K 1 Kocaeli Y 10 Çanakkale Y 6 İzmir Y 16 Manisa Y 16 Denizli Y 17 Zonguldak Y 14 Sinop Y 11 Samsun Y 15 Trabzon Y 17 Giresun Y 17 Ankara Y 18 Eskişehir Y 16 Konya Y 18 Sıvas Y 14 Antalya Y 18 Adana Y 21 Mersin Y 20 Diyarbakır Y 17 Şanlıurfa Y 20 Mardin Y 15 Siirt Y 17 Hakkâri Y 12 Van Y 15 Kars Y 9 Tüm ülke yağışlı geçecek. Yağışlar; genellikle yağmur ve sağanak, Trak- ya’da ve Bilecik’te karla karışık yağ- mur ve kar şeklin- de olacak. Yağış- ların; Çanakkale, Balıkesir, Bursa, İz- mir’in kuzey ilçele- ri ile akşam saatle- rinde Bingöl, Tun- celi, Erzincan, Ela- zığ’ın kuzeyinde kuvvetli olması bekleniyor. Baştarafı Arka Sayfada Yunanistan’a ilk gittiğimde müzikçi arkadaşım Tesia, “Işıl, sen geliyorsun diye eve birkaç kahvaltılık aldım” dediğinde ne demek istediğini pek anlayamamıştım, ama Yunanistan ziyaretlerim arttıkça duruma fazlasıyla vâkıf oldum. Herkesin her Allahın günü öğle ve akşam yemeklerini dışarıda yiyebilecek parası vardı! Hiç unutmuyorum bir film festivali için Drama kentine gitmiştik, sinema eleştirmeni Alin Taşçıyan, vitrinde gördüğü bir çizmeyi çok beğenmişti, ama biz bir hafta orada kaldık ve ayakkabıcı dükkânını açmadı. Sonradan öğrendim ki Yunanistan’da dükkânlar öyle her gün açılmıyor, haftanın iki günü açık, diğer günlerde sahipleri dinleniyor. Yunan adalarında da durum aynıdır. Bir seferinde Symi adasında bir araba kiraladık ve araba kiraladığımız kadına “Arabayı saat dokuzda nereye bırakabiliriz” diye efendice sorduk. Kadın bize adeta kızdı, “Arabayı getirip kapının önüne bırakın” dedi “ben o saatlerde pokerdeyim, sizinle uğraşamam!” Şimdi duruma bir bakın; böyle bir hayat sevilmez mi? Bir yerlerden para geliyor ve sen el kesesinden hovardalık yapıyorsun. Yunanistan bunu yıllarca yaptı, olmayan zeytinlikleri için Avrupa Birliği’nden büyük paralar aldı, yollarını Avrupa Birliği yaptı, memurlarının maaşını Avrupa Birliği ödedi. Ben bunlara hiç karşı değilim, yemeyenin parasını yerler, ayrıca antik Yunan hayranlığının da bir bedeli olmalı! Benim burada gelmek istediğim Yunanlıların neden ayaklandığı, çünkü öyle bir hayat kalitesine sahipler ki, bunu yitirmek istemiyorlar. Kaybedecek çok şeyleri var,en azından artık siesta yapamayacaklar ve her gece rembetiko kulüplerine gidemeyecekler. Tabii ayaklanırlar, peki bizde neden bir şey olmuyor, simit saraylarının olduğu bir ülkede kimin kaybedecek nesi var? Söyleyin Allah aşkına. Ey Karl Marx amca, bu günleri görebilseydin eminim şöyle derdin: “Ey kaybedecek bir şeyleri olanlar, birleşin!” Not: Arkadaşlar bu e-mail gönderme işini fazlaca abartanlar var. Bu işgal nedeniyle gerçekten, beni gerçekten ilgilendiren e- maillerime ulaşamıyorum. Sizin işiniz gücünüz yok mu! isilozgenturk gmail.com IŞIL ÖZGENTÜRK Kaybedilecek Bir Şeylerin Varsa Ayaklanırsın! ‘Deprem sürpriz değildi’ MAHMUT LICALI ANKARA - Boğaziçi Üniver- sitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştõrma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Doğan Kalafat, Elazõğ’da onlarca yurttaşõn yaşa- mõnõ yitirmesine neden olan 6.0 büyüklüğündeki depremin “sürp- riz bir deprem” olmadõğõnõ be- lirterek, “Bölge birinci derece deprem bölgesi” dedi. Kalafat, Elazõğ’daki depremin Marmara fa- yõnõ tetiklemeyeceğini söyledi. Elazõğ’da dün sabaha karşõ meydana gelen 6 büyüklüğün- deki depremde köylerdeki kerpiç evlerin çökmesi onlarca yurttaşõn yaşamõnõ yitirmesine, yüzlerce yurttaşõn da yaralanmasõna neden oldu. Bölgenin birinci derece deprem bölgesi olmasõna karşõn ufak bir sarsõntõda bile çökebile- cek kerpiç evlerin yapõmõna izin verilmesi deprem felaketinin bi- lançosunu arttõrdõ. Elazõğ’daki depremin sürpriz ol- madõğõ belirtilirken, kerpiç evle- rin yõkõlmasõ nedeniyle can kay- bõnõn yaşandõğõ dile getirildi. Böl- gedeki halk bilinçlendirilerek depreme dayanõklõ yapõlarda ya- şamalarõnõn sağlanmasõ gerekir- ken, kerpiç evlerin yapõmõna izin verilmesi de felakete neden oldu. BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştõrma Enstitüsü UDİM Müdürü Doğan Kalafat, Elazõğ’da büyük fay düzlemleri bu- lunduğunu belirtti. Bingöl-Kara- koçan fay hattõnõn Doğu Anadolu fay hattõyla kesim yaptõğõ bir böl- gede Elazõğ’õn yer aldõğõ ifade eden Kalafat şöyle konuştu: “Depremin yaşandığı bölge, Kuzey Anadolu fayıyla Doğu Anadolu fayının kesim nokta- sına yakın, yoğun deformasyo- nun olduğu bir alan. Dolayısıyla bu tür depremlerin o bölgede ol- ması doğaldır. Bu depremin olması sürpriz değildi. O yöre- de olasılığı yüksek olan bir dep- remden bir tanesiydi.” Elazõğ’daki depremin başka fay hatlarõnõ tetikleyip tetikleme- yeceği konusunda Kalafat, “Bü- yük ölçekte bir depremi tetik- lemesini beklemiyoruz. Mesela bu deprem Marmara’da bir depremi tetiklemez. Ama ken- di içinde, söz konusu bölgedeki küçük fay hatları, küçük par- çalar etkilenebilir. Artçı sar- sıntılar devam edebilir” dedi. ‘Bölgede depreme daya- nıklı binalar olmalı’ Kalafat, Elazõğ’õn birinci dere- ce deprem bölgesi olduğunu kay- detti. Özellikle birinci derece deprem bölgesi olan Elazõğ ve di- ğer illerde yurttaşlarõn bilinçlen- dirilmesi ve depreme dayanõklõ bi- nalarda ikamet etmelerini sağla- mak zorunluluğunun bulunduğu- nu vurgulayan Kalafat, “Yığma kerpiçlerin çökmesi sonucu can kaybı yaşandı” dedi. ‘Kırsal kesimde denetleme yapılmıyor’ Eski Şehir Plancõlarõ Odasõ (ŞPO) Başkanõ Tarık Şengül, köy alanlarõndaki yapõ kontrol ve denetiminden Bayõndõrlõk il müdürlüklerinin sorumlu oldu- ğunu belirtti. Deprem konusunda öncelikle kentler ön planda oldu- ğu için, kõrsal alanlarõn ihmal edildiğini kaydeden Şengül, “Kır- sal alanlarda kentlerde olduğu gibi büyük bir denetleme süre- ci işlemiyor” dedi. Bayõndõrlõk il müdürlüklerinin kurumsal olarak depreme karşõ kõrsal kesimdeki yapõlarõ denet- leyecek bir gücünün de olmadõğõnõ ifade eden Şengül, “Bayındırlık il müdürlüklerinin güçlendiril- mesi gerekir. Özellikle deprem bölgelerine yönelik öncelikli bir çalışmanın yapılması gerekir” dedi. Depremi yalnõzca kentler, özel- likle de İstanbul üzerinden düşü- nen bir sistem oluştuğunu ifade eden Şengül, şunlarõ dile getiril- di: “Kırsal kesimdeki binalar ge- nellikle kerpiç ve benzeri yapı- lardan oluşuyor. Bunların yı- kılması için çok büyük dep- remlerin olması gerekmiyor. Bu da onlardan bir tanesi. Dep- rem denilince hep İstanbul üze- rinden bir düşünce gelişti. Her- kes İstanbul’u konuşuyor. Ama hiç beklenmedik bir yerde de bu sorun yaşanabiliyor. Bu dep- rem, kentlerin dışında kırsal alanlarda da deprem riski ol- duğunu hatırlattı.” UDİM Müdürü Doğan Kalafat, Elazõğ depreminin Marmara fayõnõ tetiklemeyeceğini söyledi Boğaziçi Üniversitesi ile büyükşehir belediyesinin ortak raporuna göre kentteki olasõ bir depremde 30 bin kişi ölecek İstanbul için ürküten senaryo İstanbul Haber Servisi - İstanbul Büyükşehir Beledi- ye Başkanõ Kadir Topbaş, Boğaziçi Üniversitesi ile or- tak hazõrladõklarõ bir çalõş- maya göre İstanbul’da olasõ bir depremde 30 bin insanõn hayatõnõ kaybedeceği, 50 bin binasõnõn ise yõkõlmasõnõn öngörüldüğünü kaydetti. Topbaş, “Bunlar korkunç senaryolar” dedi. Eminönü eski belediye bi- nasõnõn Şerefiye Sarnõcõ üze- rindeki ek binasõnõn yõkõmõna dün başlandõ. Theodosius Sarnõcõ olarak da bilinen 1565 yõllõk Şerefi- ye Sarnõcõ üzerindeki eski Eminönü belediye binasõnõn yõkõmõna katõlan İstanbul Bü- yükşehir Belediye Başkanõ Kadir Topbaş, “1600 yıllık tarihi ortaya çıkarıyoruz” dedi. Yõkõm sonrasõ gazeteci- lerin sorularõnõ yanõtlayan Topbaş, Elazõğ’da meydana gelen depremin anõmsatõlma- sõ üzerine, Boğaziçi Üniver- sitesi ile ortak yaptõklarõ bir araştõrmadan söz ederek “Yaptığımız çalışmada ola- sı bir depremde 30 bin in- sanın hayatını kaybetmesi, 50 bin binanın ise yıkılması senaryosu var. Temenni- miz böyle bir şeyin olma- ması. Ancak tedbir almaz- sanız, istediğiniz kadar dua temennisinde bulunun. O nedenle önceden tedbiri al- mak gerekir. Burada bir kişi bile hayatını kaybetse, hayat bu sonuçta. İnsanla- rın tedbirlerini alması ge- rekiyor” dedi. İstanbul’da yürütülen kent- sel dönüşüm çalõşmalarõnõn CHP’liler tarafõndan engel- lendiğini de öne süren Top- baş, “Muhalefet partisi se- çimlerde, vatandaşları te- dirgin etti. Dediler ki ‘Bu yerleri alõp birilerine peşkeş çekecekler.’ Maalesef Kar- tal’da, Maltepe’de, Sarı- yer’de vatandaşı tedirgin ettiler. Peki, nasıl yenilene- cek bu yapılar? Nasıl bu yapılar risk olmaktan çıka- rılacak? Biz kendi içinde, vatandaşı bir yere taşıma- dan yenilemek zorundayız dedik. Ama maalesef ana muhalefet başta olmak üze- re siyasiler, bunu siyasi menfaatlarına kullandılar. Maalesef vatandaşın birço- ğunu da inandırdılar” diye konuştu. İBB Başkanı Kadir Topbaş gazetecilere açıklama yaptı. Kerpiç yapılaşma can kaybının nedeni. (AA) Ersin Arıoğlu ve Köksal Anadol’un yürüttükle- ri, 1972 yılında uluslararası bilimsel kongrelere ulaşan çalışmaları; Mimar Sinan’ın dünyanın en eski deprem mühendisi olarak yapılarının ayak- ta kaldığını ortaya çıkarmakla kalmıyor, gele- neksel mimarimiz ahşap karkas yapıların sapa- sağlam ayakta durduklarını ortaya koyuyordu. Tek katlı olsalar bile kerpiç binaların ise orta büyüklükte depreme bile dayanamayıp göçerken insanları, canlıları öldüremeseler de tozları ile boğdukları ortaya çıkıyordu. Deprem gerçeğimi- ze ilişkin 35-40 yıl öncesinden bilinenler bir bü- tünlük içinde, siyasi iradenin sorumluluğunda insanlarımızın depreme kurban olmadıklarını, depreme kurban edildiklerini gösteriyor... 40 yıldır değişmeyen gerçek ÜSTÜNDAĞ: 4 SAAT ÖNCE HAREKET TESPİT ETTİK ? Marmara’daki istasyonlar ‘YALNIZCA İSTANBUL RİSK ALTINDA DEĞİL’ ? Prof. Polat Gülkan uyardı Haber Merkezi - “Kayaç Gerginlik İzleme Yöntemi ile Deprem Tahmini Projesi” kapsamõnda Marmara Bölgesi’nde kurulan 4 istasyondan elde edilen verilere göre, doğu yönlü bir fay hareketinin olacağõnõn daha ön- ceden tahmin edildiği bildirildi. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektrik-Elektro- nik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Berk Üstündağ, proje kapsamõnda kurduk- larõ 4 istasyondan, depremden 4 saat önce doğu yönlü bir fay hareketliliği olacağõ yö- nünde veriler aldõklarõnõ kaydetti. Üstündağ, doğu bölgesinde istasyon olmadõğõ için yer tespitinde bulunamadõklarõnõ söyledi. Dep- rem öncesi elde ettikleri verilerin projenin ne kadar büyük önem taşõdõğõnõ ortaya koydu- ğunu belirten Üstündağ, ülke genelindeki is- tasyonlarõn arttõrõlmasõ gerektiğini kaydetti. Haber Merkezi - Elazõğ’da yaşanan deprem- den 2 hafta önce Meclis Deprem Araştõrma Komisyonu’na bilgi verirken risk altõndaki iller arasõnda Elazõğ’õ da sayan ODTÜ İnşa- at Mühendisliği Bölümü Deprem Araştõrma Merkezi Başkanõ Prof. Polat Gülkan, yeni uyarõlarda bulundu. NTV’ye konuşan Gül- kan, bilim dünyasõnda ve medyada İstan- bul’a yönelik büyük bir ilgi olduğunu belir- terek şöyle konuştu: “Ben Meclis’te ne ka- dar İstanbul’da deprem meydana gelme- si halinde muhtemel kayıplar ön planda ise depremin vuku bulma açısından İs- tanbul’la eşit düzeyde olan başka yörele- rimiz de var dedim. Bunların arasında Bursa’dan bahsettim, Bursa’nın adeta ortasından geçen ve aktif olduğunu bildi- ğimiz bir fay var. Aynı şekilde 1860’lar- da Elazığ’ın bir deprem geçirdiğini bili- yoruz. Demek ki 150 yıla yaklaşan bir sü- re geçmiş, yeniden olabilir manasında söyledim. İzmir ve Antakya da bu grupta sayılabilir. Başka illerimiz de var.” On Numara çekildi 3, 4, 15, 17, 18, 20, 27, 28, 29, 33, 43, 44, 47, 49, 51, 57, 58, 59, 62, 65, 74, 77
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle