16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2010 SALI 6 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com AKP’nin pilinin giderek tükendiğinin o kadar çok kanıtı var ki!.. Resmi olarak yüzde 14, gayri resmi ise yüzde 20’ye ulaşan işsizlik... Boşanmaları arttıran ve cezaevlerini dolduran sosyal patlama... İşadamı intiharları, “Kürt açılımı” fiyaskosunun yarattığı kaos, dış politikadaki skandallar... Bir torba kömüre muhtaç ettiren yoksulluk ve muhafazakâr milyonerler yaratan büyük yolsuzluklar... Tayyip Erdoğan bu gidişin AKP’yi de tarihin siyaset çöplüğüne sürüklediğinin farkında!.. Ve tüm bu rezaletleri unutturmak için Ergenekon tertibinin piyesleri, gündemi değiştirme uğruna zamanı geldiğinde sahneye konuluyor!.. Bir yandan “çete”, “darbe” ve “suikast” yaygarasıyla halkın işsizlik ve yoksulluk gibi dertlerini unutması sağlanıyor, diğer yandan da toplumun sindirilmesinden fırsat bilinerek devlet kuşatılıyor!.. AKP, Ergenekon tertibiyle Kemalist güçleri zindana tıktı, karanlık planlarına muhalefet edecek güçleri etkisiz kıldı!.. Bir yandan siyasi parti liderleri cezaevinde tutulurken diğer yandan onların medya kurumları kumpasa alındı... Laik Cumhuriyetin bekçisi Türk Silahlı Kuvvetleri ise generallerine “terörist” damgası vurularak ne yazık ki sindirildi!.. Geriye kaldı piyesin son sahnesi!.. Yani yargı reformu adı altında hukuk kurumlarına yönelik kıskaç politikası... AKP şimdi de direnen bu tek kurumu tartışmalı yasalarla etkisizleştirip kendi medyası, yargısı, zengini ve müttefikleriyle tek parti faşizminin temellerini sağlamlaştırmak istiyor!.. AKP bir baskın seçime giderken hem önündeki tüm engelleri temizlemeyi hedefliyor hem de tüm yolları açık tutmak istiyor! Şimdi anladınız mı, Urfa’daki mitingde niçin “Padişahım çok yaşa” pankartının açıldığını?.. Padişahım Çok Yaşa!.. Peki, birileri karşıdevrimin karanlık yollarında padişahlığı hortlatırken daha ne kadar oturup izleyeceğiz?.. 24 Ocak’tan bu yana Edirne’den Trabzon’a, Ankara’dan Bursa’ya kadar dolaştığım 8 kentte de hep aynı soruyla karşılaştım: “AKP tek parti faşizmini dayatırken bu ülkenin aydınlık insanları ne yapmalı?..” Bu soruya hep şu karşılığı verdim; bölünmeyi durduracak mıyız, bütünleşmeyi sağlayacak mıyız?.. Niçin AKP iktidarı elinde padişah gürzüyle Cumhuriyet güçlerine saldırırken biz kenetleneceğimize hızla parçalanıyoruz?.. Bölünme bizim hücrelerimize kadar işlememiş mi?.. Bakın Cumhuriyet okurları (CUMOK) bile kimi kentlerde ikiye bölünmemiş mi?.. Ülkenin tek bağımsız gazetesinin okurları bile aynı sofrada buluşamazsa bu ülkeyi AKP’den kurtaracak güçbirliği nasıl sağlanacak acaba?.. “Ergenekoncu” korkusuyla ADD’den, ÇYDD’den kaçarak mı?.. 12 Eylül öncesinde, kurşunlanırken bile ekmeğe sardığımız Cumhuriyet gazetesini terk ederek mi?.. CHP’ye vurarak mı?.. Ya da şaibeli ve kafası karışık zatlardan suni liderler yaratarak mı?.. Yoksa ortada devlet kuran bir parti dururken değişim vaat edenlerden medet umarak mı?.. AKP iktidarı Cumhuriyet güçlerini zindana tıkayarak, onların gazeteleri, televizyonlarını susturarak, devletin dengeleriyle oynayarak ülkeyi yeterince parçalıyor... CHP lideri Deniz Baykal’ın önceki gün Kırşehir’de Tayyip Erdoğan’la ilgili olarak söylediği şu sözlere bir kez daha kulak verelim: “Türkiye’de siyaseti camiye sokanları Anayasa Mahkemesi zaten ‘Sen dini siyasete alet ediyorsun’ diye ihtar vermiş, uyarmıştır. Yani suçüstü yapmıştır. Başbakan ‘Ben parti zihniyetimi mahkemelerle şekillendireyim’ diyor. Onu Hikmetyar yetiştirdi, bizi Atatürk...” Bölünme ve bütünleşme ikileminde, “Konuşmayalım, çözüm üretelim” diyenlere, işte çözüm!.. Evet, ya Hikmetyar’ın dizinin dibinde sürünüp onun yetiştirdiklerine boyun eğeceğiz ya da Atatürk’ün gösterdiği aydınlık yolda; onun ilkeleriyle yürüyeceğiz... Adres bellidir... Tercih sizin!.. Alın Size Çözüm!.. Kürt hareketinin çatı örgütü olan KCK’nin, yani Koma Civaken Kürdistan’ın (Kürdistan Topluluklar Birliği) başında Murat Karayılan var. Karayılan geçen hafta örgütün Avrupa’daki birimlerine bir talimat gönderdi ve ekonomik katkının arttırılmasını istedi. Bu talimat herhalde PKK’ye karşı Avrupa’da sürdürülen operasyonların merkezi olan Fransa’nın eline geçmiş olmalı ki aniden düğmeye basıldı. Fransız istihbaratı önce İtalya’yı uyardı ve PKK’nin bu ülkedeki bir kampı basıldı. Operasyon daha sonra örgütün önemli birimlerinin bulunduğu Belçika’ya uzandı. Roj TV’ye baskın yapıldı, Kongra-Gel ile Kürdistan Ulusal Kongresi’nin (KNK) yönetimi hedef alındı. Tüm operasyonların tek amacı vardı; PKK’nin para trafiğini kesmek ve ekonomik kaynaklarını çökertmek!.. Çünkü artık Ortadoğu ülkeleri, ABD, Avrupa ve Türkiye; yoksul ve de parasız bir PKK’nin çok daha az tehlikeli olacağına inanmıştır!.. Bu operasyonlar yapılırken çok ilginç bir gelişme oldu. Geçen çarşamba günü İmralı Adası’nda avukatlarıyla görüşen Abdullah Öcalan, KCK’nin misyonunu anlatırken şunları söyledi: “KCK illegal bir yapılanmadır. Silahlı güçleri vardır. Dört parçada (Türkiye, Irak, İran, Suriye) örgütlemesini yürütür.” BDP ile ilgili olarak da “Türkiye’nin her yerinde örgütlenmelidir” diyen Öcalan, en ilginç değerlendirmesini ise Demokratik Toplum Kongresi ile ilgili yapmış ve şöyle demişti: “DTK’nin merkezi Diyarbakır’dır, Kürtlerin sivil toplum kuruluşudur, yasaldır. Yan örgüt haline de getirilmemelidir. DTK sanatsal, kültürel alandan tutalım, sosyal, ekonomik, spor her alanda Kürtlerin ilişkisini düzenler, sorunlarını çözer. Mesela Kürtler için bir bankacılık girişimi de olabilir, kendi bankacılık çalışmalarını da geliştirebilir.” Öcalan’ın İmralı Adası’ndan dillendirdiği tüm istekleri gerçekleştirildi! KCK ve DTK onun talimatıyla kuruldu. Şu ana kadar henüz gerçekleştirilmeyen bir isteği vardı, o da Urfa’da bir ilahiyat akademisi kurulmasıydı! Şimdi yeni bir isteği daha var... Bakalım Apo’nun adamları Kurdish Bank’ı yaşama geçirebilecek mi?.. Hem o zaman Karayılan para için Avrupa’ya talimat yağdırmaktan da kurtulur değil mi!.. Kurdish Bank!.. BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Demokrasiye Kuşatma Ne demişti iktidarın başı? Anımsayalım: “Türkiye’de yasama da yürütme de yargı tarafından kuşatılmıştır. Eğer yasama organı 411 ile bir karar çıkarıyor da bu 411 yok sayılıyorsa yargı tarafından, siz bu ülkede yasama ve- ya yürütmenin yargıyı kuşatmaya çalıştığından bahse- demezsiniz…” İktidar başı ve her türden ortakları, yüksek yargı çev- resinde kuşatmalarını arttırdı. İktidar başı cepheden sal- dırıya geçti: En iyi savunma saldırıdır! İşe bakın, kuşatma altında olan kendileriymiş! Tüylerim dikiliyor; acaba, dünyanın belki de gelmiş geçmiş en demagog liderlerinin ülkesine, Goeb- bels’lerin, Hitler’lerin Almanyası’na mı dönüşüyoruz, di- ye soruyorum kendime... İktidar başı ve yandaşları, bu ülkede anayasa diye bir şey olduğunu önemsemiyorlar veya kabul etmiyorlar! Ben iktidarı anlarım! Ne yapmak istediğini, nereye gitmek istediğini; ikti- dar başının otoriter bir yönetimi adım adım gerçekleş- tirmek istediğini görüyoruz! Bütün güç odakları için dü- şündüğü tek şey var: Benim! Hepsi benim! Ruhuna, an- layışına ters bir durum yok! Bu amaç için her türlü ara- cı kullanıyorlar. Peki, yandaş liboşlar, secdeye durdukları Avrupa Bir- liği ülkelerinde demokratik parlamenter sistemin ana- yasaya uygunluğunu kimin denetlediğini bilmezler mi? Bilirler. Ama beyin hücreleri o kadar gerçeklerden kopmuş ki, yüksek yargının, Meclis’in (yasamanın) etkinlikle- rinin anayasaya uygunluğunu denetlemesi görevine “yargıçlar devleti” diye saldırıyor! Yüksek yargı, aynı zamanda, hükümetin (icranın- uygulamanın), siyasi partilerin ve adalet mekanizması- nın da yasalara uygunluğunu denetlemekle görevlidir! Bu görevine de saldırıyorlar! Şimdi bunlara bir de La- jendik midir, Lagendik midir, her neyse, dışarıdan ithal bir yandaş kalem de katılmış durumda! Köşesinden ah- kâm kesiyor! Topu birden diyor ki, “Kardeşim, denetleme yap- ma, otur oturduğun yerde! Bizim yaptıklarımıza kar- şı çıkarsan, seni karşı çıkamayacak hale getiririm!” Peki, iktidarın ve Meclis’in uygulamalarının anayasaya uygunluğuna kim karar verecek? Meclis çoğunluğu tabii ki... İktidar tabii ki?! Neden diye sormayalım, bunu sadece oldubitti ola- rak kabul etmek, en demokratik davranmaktır!!! Çünkü hem Meclis hem iktidar, seçilmişlerdir! Arka- larında seçmenlerin yüzde 47 gibi büyük bir çoğunlu- ğu vardır! Yargıçlar devleti, diye saldıranlar, anayasaya ve hukuka dayalı parlamenter sistemi mezara gömmek isteyenler demek istiyor ki: Kardeşim, milletin büyük çoğunluğunu arkasına almış bir Meclis’ten 411 oyla yasa çıkıyor, sen ise bunu iptal ediyorsun! Hangi hakla, hangi güçle! Sen sadece atan- mışsın, ben ise seçilmiş! Almanya’da “Anayasayı Koruma Örgütü” var: Das Bundesamt für Verfassungsschutz (BfV). Daha çok bir “haber alma örgütü” olarak çalışır! En önemli gö- revi, “Federal Almanya’da anayasaya aykırı faaliyetleri gözetlemek”tir. Bu amaçla 2500 kadar elemanı vardır! Bizde böyle bir örgüt yok! Üst yargı olarak örneğin Cumhuriyet Başsavcılığı bu görevi yerine getirmeye çalışır! Partilerin faaliyetlerini, anayasaya, yasalara, tüzüklere uygunluk bakımından denetler! Ama bunu ya- pınca da yerden yere vurulur! Alman Anayasa Mahkemesi, daha 15 gün önce, Hartz adıyla bilinen bir yasayı, anayasaya aykırı bula- rak iptal etti! Ama kimse, “vaaay sen nasıl Meclis’in kabul ettiği bir yasayı iptal edersin” demedi! Mah- kemeye haddini bildirmek için, Meclis’te yüksek yargıyı hallaç pamuğu gibi atacak yasa girişimlerine başvur- madı! Neden acaba?! İktidar, hiçbir denetim istemiyor! Anayasanın olma- dığı, hukukun üstünlüğünün mezara gömüldüğü, sadece Meclis’teki istibdat çoğunluğunun ve buna dayanan ic- ranın her dediğinin gerçekleştiği bir diktatörlük istiyor... Artık siz buna faşist mi dersiniz, istibdat eğilimi mi, ne derseniz deyin! Önümüzdeki seçimlerin, demokratik bir ülkede mi yok- sa diktatörlük altında mı yaşayacağımızın kararlaştırı- lacağı zırt noktası, iktidarın anayasada yapmak iste- diği bu değişiklik paketidir! O zaman artık kuşatmadan falan bile bahsede- meyecek kimse! Düzeltme notu: Dünkü “Kadın Kadının Dostudur” başlıklı yazımda, “Toplam 36 milyon kadından yüzde 10’u (3.7 milyon) okuma yazma bilmiyor” şeklinde olacaktır. Düzeltirim. Merkez üssü Elazığ’ın Karakoçan ilçesi olan 5.9 büyüklüğündeki deprem yurttaşları uykusunda yakaladı Yurt Haberleri Servisi - Ela- zõğ’da dün sabaha karşõ meydana gelen, Amerikan kaynaklarõna gö- re 5.9 büyüklüğündeki deprem, 3’ü çocuk 51 kişinin yaşamõnõ yi- tirmesine, 70’ten fazla kişinin de yaralanmasõna yol açtõ. Elazõğlõlar, dün sabaha karşõ 04.32’de büyük bir sarsõntõyla uyandõ. Boğaziçi Üniversitesi Kan- dilli Rasathanesi ve Deprem Araş- tõrma Enstitüsü, yaklaşõk 1 dakika süren depremin merkez üssünün Karakoçan ilçesi Başyurt beldesi o l d u ğ u n u açõkladõ. Yerin 5 kilometre altõnda meyda- na gelen d e p - rem, Erzincan, Tunceli, Malatya, Bingöl, Erzurum ve Diyarbakõr’da da his- sedildi. Ancak en büyük can kay- bõ ve hasar Kovancõlar’a bağlõ, Aşağõ ve Yukarõ Kanatlõ, Göçme- ler, Aşağõ ve Yukarõ Demirci, Ok- çular köylerinde meydana geldi. Özellikle Okçular köyünde evlerin büyük bir kõsmõ yõkõldõ. Çoğu ker- piç olan evlerin enkazõndan 51 ki- şinin cesedi çõkarõldõ. Yaralanan 70’ten fazla kişi de çevre hastane- lerde tedavi altõna alõndõ. Elazõğ Valisi Muammer Erol, enkaz altõnda kimsenin kalmadõğõnõ bildirdi. Depremin 10 köyde yõ- kõma neden olduğunu söyleyen Kovancõlar Kaymakamõ Selçuk Aslan, “Deprem şehir merkez- lerinden çok köyleri vurdu” de- di. Deprem, Erzincan kent merke- zinde 3 işyerinin camlarõnda çat- laklar oluşmasõna yol açtõ. İki büyük deprem daha Bölgede, saat 09.47’de 5.5, sa- at 12.04’te ise 5.1 büyüklü- ğünde iki deprem daha meydana gel- di. Depremler büyük paniğe neden olurken, artçõ depremlerin sayõsõnõn 80’den fazla olduğu bildirildi. Okullar tatil Deprem ve artçõ sarsõntõlar nede- niyle Elazõğ ve Tunceli’de eğitime iki gün ara verildi. Tunceli’nin Maz- girt ilçesine bağlõ Bulgurcular Yatõ- lõ İlköğretim Bölge Okulu’nun hem pansiyon hem de okul binasõnda çatlaklar meydana geldi, bu neden- le öğrenciler ailelerine gönderildi. Yaşamını yitirenler Depremde yaşamõnõ yitirenler- den adlarõ belirlenenler ise şöyle: Hasret Kale, Süleyman Tosun, Halime Gündüz, İzzet Çimen, Nurettin Çimen, Muhammed Zülfü Çimen, Hilal Yılmaz, Der- viş Ersöz, Niyazi Keleş, Remziye Aydemir, Feyzullah Dağdöver, Telli Erdoğan, Hasan Hüseyin Yüksel, Meris Yüksel, Davut Yüksel, Kibar Yüksel, Muham- med Emin Polat, Netice Polat, Ci- han Polat, Yeter Akdağ, Emrul- lah Akdağ, Yusuf Akdağ, Medi- ne Akdağ, Muhammed Özdo- ğan, Berivan Özdoğan, Fikri Öz- doğan, Özer Ürüt, Nazire Ürüt, Murat Ürüt, Nermin Yıldız, Gö- nül Yıldız, Tuğba Yıldız, Zilan Yıldız, Emre Çiçek, Ayten Çiçek. Ziyarete gelmişlerdi Okçular köyünde hayatõnõ kay- beden 19 kişi için iş makineleriy- le mezar açõldõ. Cenazeler daha sonra defnedildi. Yaşamõnõ yitiren Yeter Akdağ ile çocuklarõ Yusuf ve Emrullah’õn, Gaziantep’te yaşadõklarõ, annesi Sariya Akdağ’õ ziyaret ettikleri be- lirtildi. Sariya Akdağ’õn tamamen yõkõlan evinde Yeter Ak- dağ ile oğullarõ 7 ya- şõndaki Yusuf ve 4 yaşõndaki Emrullah yaşamõnõ yitirdi. 5.9’A 51 ÖLÜ Yerin 5 kilometre altõnda meydana gelen deprem, Elazõğ’õn çevre illerinde de hissedildi. Ancak en büyük can kaybõ ve hasar Kovancõlar’a bağlõ, Aşağõ ve Yukarõ Kanatlõ, Göçmeler, Aşağõ ve Yukarõ Demirci, Okçular köylerinde meydana geldi. Özellikle Okçular köyünde evlerin büyük bir kõsmõ yõkõldõ. Çoğu kerpiç olan evlerin enkazõndan 51 kişinin cesedi çõkarõldõ. 70’ten fazla kişi de yaralandõ. KERPİÇ depremiKERPİÇ depremiKERPİÇ depremiKERPİÇ depremiKERPİÇ depremi Ankara, Kayseri ve Van’dan 3 am- bulans helikopter arama kurtarma çalõşmalarõna katõlmak için bölgeye gönderildi. Bölgede çevre iller- den çok sayõda araç, ambulans ile onlarca kurtarma ekibinin bulun- duğu bildirildi. Kõzõlay da deprem bölgesine 230 çadõr, bin battaniye, 20 Mevlana evi, 2 seyyar mutfak ve 18 personel gönderdi. Karakoçan ilçe- sinde çadõr kent kurulacağõ ifade edildi. Hava sõcaklõklarõnõn eksi 5 dereceyi bulmasõ nedeniyle deprem- zedeler bir yandan da soğukla mücadele etmek zorunda kaldõ. (Fotoğraflar: AA) ÇADIRLAR KURULDU [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle