23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2010 SALI 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR Sam Amca’nın Demokrasisi! ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin 4 Mart’taki 252 sayılı “Ermeni Soykırım Karar (yasa değil) Tasarısına” ilişkin oylamayı TV’de canlı yayında izleyenlerden kimileri “komik”, kimileri “trajik”, kimileri de “trajikomik” olarak tanımladılar. Her fırsatta dünyaya “demokrasi” dersi vermeye kalkan Sam Amca’nın, üstelik parlamentosunda, Komite Başkanı Kaliforniya Temsilcisi Hovard Berman’ın, “demokratik kuralları zorlayarak” yarım saatlik oylamayı 1.5 saate uzatıp kulislerden, oy çoğunluğunu istediği doğrultuda sağlamak için adam getirtmesini milyonlarca göz şaşkınlıkla izledi. Oylama öncesinde Berman hakkında şöyle yazmıştık: “Ermeni topluluğunun yoğun olduğu yöreden 2008’de seçilen Berman, bir Yahudi… ‘Türk Dostluk Grubu’nun da üyesi… Söylendiğine göre tasarıya ‘evet’ diyecekmiş. Yapılan bir araştırmaya göre ‘evet’ ve ‘hayır’ diyecekler arasında denge varmış, ama komisyondan ‘evet’ çıkması olasılığı daha güçlüymüş.” Dolayısıyla, oylamada Berman’ın “evet” demesi, oylar arasında “denge” olması, ancak sonucun “evet” çıkması, benim için olduğu kadar o yazımı okuyanlar için de herhalde sürpriz olmamıştır! Eğer Berman bir Türk dostuysa, varın gelin gerisini siz düşünün! O yazımdan bir alıntı daha yapalım: “Ünlü Yahudi lobisinin ‘İnkâr ve İftiraya Karşı Birlik (ADL)’ adlı örgütünün Başkanı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Üstün Hizmet Nişanı’ takan Abraham Foksman, ‘Bizde bir değişiklik yok. İlke olarak Türkiye ve Ermenistan arasında bir yakınlaşma varken böyle bir tasarının doğru olmadığını düşünüyoruz’ dedi. Ama ‘Kaldı ki Yahudi temsilciler Yahudilerle aynı yönde oy vermek zorunda değil!’ sözleri ile kapıyı açık bıraktı”. Demecinin ilk bölümünde, örgütü ADL’nin Türkiye ile dostluk ilişkisini koruyan, soyadı “tilki adam” anlamına gelen Foksman, Komisyondaki Yahudi üyeleri serbest bırakarak ne şiş yansın ne de kebap siyasası izlemiş oldu. Nitekim komisyondaki 7 Yahudi üye “evet” dedi. Kuşkusuz bu, Başbakan Erdoğan’ın “1M” diye özetlenen Davos’taki “one minute” (bir dakika) tepkisine karşı bir “uyarı” amacı taşıyordu. Bundan sonraki adım, tasarının Genel Kurula 137 temsilcinin imzası ile sunulmasını öngörüyor. Tasarının gündeme alınması ancak Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin özel kararı ile olabilmektedir. 435 sandalyeli mecliste tasarının kabulü için 218 oy yeterlidir. Sonra da 100 sandalyeli Senatonun benzeri çoğunlukla kararı benimsemesi gerekiyor. Bayan Pelosi de Berman gibi Demokrat Parti’den ve Ermenilerin yoğun olduğu Kaliforniya’dan, bu kararı destekleyeceği sözleri ile seçilmişti. Pelosi, Demokrat olmasına karşın, 2007’de Komitedeki oylama sonrasında Cumhuriyetçi Başkan George Bush’un “ulusal güvenlik” gerekçeli girişimi ile tasarıyı Genel Kurul gündemine almamıştı. Bu kez Başkan Barack Hussein Obama’nın ve Temsilciler Meclisi çoğunluğunun “Demokrat Partili” olmalarının, tasarıyı sunma kararını nasıl etkileyeceğine bir göz atalım. Obama’nın seçilmeden önceki şu sözleri açıktır: “…Türkiye’de binlerce Ermeni’nin kıyımı 1915’te başlar!” “…Ermeni soykırımı bir sav, kişisel bir kanı ya da bir görüş noktası değildir. Tarihsel kanıtla, ezici bir yapıyla desteklenen, yaygın bir biçimde belgelenmiştir. Gerçekler inkâr edilemez!” “…Ermeni soykırımını tanıyacağım!” Kıyımın 1915’te başladığını, ancak nerede bittiğini söylemeyerek ucunu açık bırakan, sanki Osmanlı tarihini incelemiş bir uzman havası ile “tarihsel kanıt”tan söz eden Obama ve kendisi gibi seçilmeden önce soykırım karar tasarısını destekleyen Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın demokratların çoğunlukta olduğu bir ortamda tükürdüklerini yalamalarını bekler misiniz? Ama eşi Bill Clinton başkan seçildiğinde yalamıştı! Bana göre Obama da Clinton da tükürdüklerini yalayacaklar ve “karar tasarısını” şu anda bulundukları noktada “donduracak”lardır. Nitekim Clinton, Büyükelçi Namık Tan’ın geri çağrılması ile ilgili bir soruyu “Obama yönetimi, dün bir oy farkla kabul edilen tasarıya güçlü bir biçimde karşı çıktı ve bu tasarının Kongre’ye gelmemesi için yoğun bir biçimde çalışacağız” diye yanıtladı. Çünkü; 1. Amerikan silah sanayi 7 milyar dolarlık bir pazarda önemli kayıplar yaşayacaktır. 2. Türkiye-Ermenistan protokolü rafa kaldırılacak, sınır açılmayınca Ermenistan ekonomisindeki bunalım sürecektir. 3. Türkiye’de çalışan 40-60 bin kadar Ermenistan vatandaşı sınır dışı edilecektir. 4. Erdoğan’ın 2011 seçimleri öncesinde halkın gözünden düşmesi, ABD çıkarlarını etkileyecek ve bu arada kucağında oturttuğu Fethullah Gülen’in gücü zayıflayacaktır. Bu gelişme Büyük Ortadoğu Projesi’nin çökmesine yol açacaktır. 5. Ortadoğu’da yoğunlaşan Amerika düşmanlığı bu kez Türkiye’de daha da tırmanacaktır. 6. İncirlik Üssü’ne kısıtlamalar gelecektir ki bu durum Irak’a sıçrama tahtasında ABD silahlı kuvvetleri için önemli sorunlar yaratacaktır. “Çünkü”leri daha da arttırmak olanaklı… Daha önce de yazmıştım. Yahudiler, Nazi Almanya’sında öldürülen milyonlarca dindaşları için “genocide (soykırım)” demezler, İbranice “holocaust” derler ve Ermenilerin 1915 olaylarından “holocaust” diye söz etmelerine kızarlar! Ermeniler de 1915 olaylarına “soykırım” demezler, “medz yergen (Büyük Felaket)” derler. “Soykırım” sözcüğünü Avrupalılar ve Amerikalılar kendi dillerinde “holocaust” ve “medz yergen” karşılığında kullanırlar. ABD başkanlarının 24 Nisan’da gelenek hale getirdikleri demeçlerinde, bu kez Obama yine “genocide (soykırım)” yerine, “medz yergen” gibilerden bir şeyler söyleyebilir. Ardından da “soykırım” savını önlemiş kahraman havası ile Türkiye’nin başı üzerinde sallandırılan “Demokles’in kılıcı” tehdidini birkaç yıl sonraya erteleyecektir. Bu arada Başbakan’ın 24 Nisan’dan önce ABD’ye yapacağı gezinin de bir tepki olarak ertelenmesi de gündeme gelebilir. Tasarı olduğu yerde dondurulduktan sonra Obama, bilinen faturalarını Erdoğan’a uzatacaktır! Uğur Dündar ününü 1972 olimpiyatlarında yüzme yarışlarının TV’den canlı yayınını anlatırken yaptı ve Türkçemize “performans (başarım)” sözcüğünü soktu. O günden sonra bu “gâvurca” sözcük tüm TV spor sunucularının diline pelesenk oldu. Pazar akşamki “Yetenek Sizsiniz” programını bir kez daha izleyin ve kaç kez “performans” dediğinizi bir sayın, ondan sonra da annenize “performans” sözcüğünü kullanıp kullanmadığını bir sorun bakalım… Acun Ilıcalı’nın Dikkatine! Özgen Acar adına “Facebook”ta bir sayfanın açıldığını öğrendim. Adıma ne “Facebook”ta, ne “Tvitter”de ve ne de benzeri internet sitelerinde açtığım bir sayfa vardır. Lütfen yanılmayınız! Bilginize! Elmek: ozgenacar@gmail.com Faks: 0312. 442 79 90 Dış Haberler Servisi - Kadõnlarõn sağlõk hizmetlerin- den, yiyecekten yok- sun bõrakõldõğõ ve cin- siyete dayalõ kürtajõn yaygõn olarak yaşandõ- ğõ Asya’da, cinsiyet ayrõmcõlõğõndan ötü- rü 100 milyon kadõ- nõn “kaybolduğu” belirtiliyor. Birleş- miş Milletler’in Ka- dõnlar Günü’nde açõklanan Asya-Pa- sifik İnsani Kalkõn- ma Raporu’nda, er- keklerin geleneksel olarak kayõrõldõğõ ve hükümetlerin yeter- li önlem almadõğõ Asya ülkeleri, kadõn haklarõ konusunda her açõdan dünyada pek çok ülkenin gerisinde kaldõ. Rapora göre Bangladeş gibi gelir dü- zeyi düşük ülkelerin yanõ sõra Japonya gi- bi gelir düzeyi yüksek ülkelerde de ay- nõ eşitsizlikler görülüyor. Çin, Hindistan, Pakistan, Bangladeş, İran, Güney Kore ve Nepal’de yapõlan araştõrmalar sonu- cu açõklanan rapor, Asya kõtasõnõn, cin- siyete dayalõ kürtaj nedeniyle erkek be- beklerin kõz bebeklere oranla en çok doğ- duğu kõta olduğunu ortaya koyuyor. Hayata gözlerini açan kadõnlar ise er- keklere göre sağlõk hizmetlerinden daha az yararlanõyor, bu yüzden kadõnlarda ölüm oranõ erkeklerden çok fazla. Rapora göre 2007’de Asya’da 96 mil- yon kadõn ya cinsiyete dayalõ kürtaj yü- zünden ya da olanaklardan yararlanma- larõna izin verilmediği için “kaybol- du”. Yalnõzca Çin ve Hindistan’da “ka- yıp” kadõnlarõn sayõsõ 43 milyona ulaş- tõ. Pakistan’da 6 milyondan fazla kadõn, Güney Kore’de 200 bin kadõn “kaybol- du”. Güney Asya’da 100 bin doğumda 500 kadõn ölüyor, dünyada Sahra altõ ül- kelerden sonra ikinci en kötü oran... Kõ- tada yetişkin kadõnlarõn yarõsõndan biraz fazlasõ okuma yazma biliyor, dünyada- ki en düşük oran... Kadõnlarõn siyasete katõlõmlarõ açõsõn- dandaAsya,Arapdünyasõndansonradün- yada sondan ikinci sõrada. Ancak daha mu- hafazakâr olan Güney Asya’da, kadõnla- rõn siyasete katõlõmõ, zengin Doğu Asya’ya göre daha fazla. Nepal’de kadõnlarõn yüz- de 33’ü mecliste bulunurken zengin Ja- ponya ve Güney Kore’de kadõnlarõn yüz- de 10’u ve 14’ü meclisi oluşturuyor. Yarı yarıya düşük ücret Rapora göre, her 10 kadõndan 1’i de er- kek arkadaşlarõ veya eşleri tarafõndan şid- det görüyor. Pek çok ülkede kadõnlarõ ai- le içi şiddetten koruyacak kanunlar yok, kanunlarõn olduğu ülkelerde de yaptõrõm gücü az. Asya’da çalõşan kadõnlarõn er- keklere oranla yüzde 50 az para kazan- dõğõ ve erkeklerin yapmak istemediği iş- lerde çalõştõklarõ da raporda yer alan bil- giler arasõnda. Raporda, bu durumun so- rumlusu olarak erkeklerin üstün tutul- duğu gelenekler ve devletin yetersiz ça- labalarõ gösterildi. Aynı alanda ibadet mücadelesi Dış Haberler Servisi - ABD’de bir grup Müslüman kadõnõn, cin- siyet ayrõmcõlõğõna son çağrõlarõyla camide erkeklerle aynõ alanda namaz kõlma yönündeki eylemleri sürüyor. Washington’daki İslam Merkezi’ne önceki gün yaklaşõk 6 kadõnõn, genelde erkeklere ay- rõlan ve o anda 20 erkeğin bulun- duğu alana yine erkeklerin kul- landõğõ ana kapõdan girmesi ve on- larla aynõ yerde namaz kõlmak is- temesine cami imamõ tepki gös- terdi. AFP’de yer alan haberde, imamõn namazõ durdurarak mik- rofonla yaptõğõ duyuruda, “Bazı insanlar ibadetimizi rahatsız etmeye geldiği için, polis gelip durumla ilgilenene kadar bek- leyeceğiz” dediği kaydedildi. Gru- bu eleştiren imam, “Bu kişiler ya- salara saygı göstermiyor” ifa- desini kullandõ. Bir süre sonra ise camiye gelen 3 polisin kadõnlara alanõ terk etmeleri ya da tutukla- nacaklarõ yolunda uyarõda bulun- duğu, bunun ardõndan da eylem- cilerin dõşarõ çõkarak namaz kõl- dõklarõ belirtildi. Eylemcilerin lideri Fatima Thomson, cinsiyet ayrõmcõlõğõna karşõ çõktõklarõnõ söyledi. Camide kadõnlara küçük bir oda ayrõldõ- ğõna dikkat çeken Thomson, “Tahta bariyerler kaldırılmalı ve kadınlara ana ibadet ala- nında erkeklerle namaza katıl- malarına izin verilmeli” diye ko- nuştu. 18 yõl önce Müslümanlõğõ seçen Thomson, kadõn ve erkek- lerin birbirinden ayrõ alanlarda na- maz kõlmasõ uygulamasõnõn, bu- rada yaşayan toplumun değerlerini yansõtmadõğõnõ, bunun kõsõtlayõcõ olduğunu da ifade etti. Müslüman feminist Asra Nomani de, “Eğer bu ülkede bir siyahsanız size oturmanızı söyleyemezler ama kadınsanız söylerler” ifadesini kullandõ. Bir diğer eylemci ise “bu ayrımcı uygulamanın kendile- rini aşağılamak anlamına gel- diğini” söyledi. AFP’de yer alan haberde, merkezdeki bazõ erkek- lerin eylemci kadõnlara “Kendi caminizi inşa edin” diyerek tep- ki gösterdiği belirtiyor. ABD’DE MÜSLÜMAN KADIN EYLEMCİLER İslam Merkezi’ndeki ca- miye genelde kadın ve ço- cukların ana girişten de- ğil, gözlerden uzak küçük bir kapıdan girmelerine izin verildiği belirtiliyor. Geçen ay yapılan ve 20 kadının katıldığı protesto- da, polis bir eylemciyi gözaltına almıştı. ‘Türkiye’yi Çin’e yaklaştırıyorlar’ Dış Haberler Servisi - Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Norman Stone, ABD Temsilciler Meclisi Dõş İlişkiler Komitesi’nde kabul edilen 1915 olaylarõna ilişkin Ermeni iddialarõnõ içeren tasarõnõn “Türkleri Batõ’dan iyice uzaklaştõrarak Çin’in kollarõna iteceğini” savundu. Stone, İngiltere’de yayõmlanan Times gazetesinde çõkan makalesinde, “Türkiye’nin artõk eskisi gibi Batõ ile bağlara ihtiyacõ yok. Ticaret ve yatõrõm Rusya ve Orta Asya’ya kayõyor. Çinliler Ankara’da çok aktif. Ulaşmak istediğimiz bu mu” diye sordu. Katalonya da tanıdı MADRİD (AA) - İspanya’nõn 17 özerk yönetiminden biri olan Katalonya’nõn parlamentosu, 1915 olaylarõna ilişkin Ermeni iddialarõnõ tanõyan bir karar aldõ. Katalonya özerk yönetimi parlamentosunun dõşişleri komisyonunda 26 Şubat’ta alõnan karar, herhangi bir itiraz olmadõğõ için genel kurulda görüşülmeyerek parlamentonun resmi gazetesinde yayõmlandõ. Gates’in sürpriz ziyareti Dış Haberler Servisi - ABD Savunma Bakanõ Robert Gates, dün sürpriz bir şekilde Afganistan’a gitti. Gates, uçakta gazetecilere yaptõğõ açõklamada, henüz durumu lehlerine çevirdiklerini söylemek için erken olduğunu söyledi. (Fotoğraflar:AFP) Berman. Pelosi. BM raporuna göre, cinsiyet ayrõmcõlõğõnõn en yaygõn olduğu kõtada, 2007 yõlõnda 97 milyon kadõn cinsiyete dayalõ kürtaj yüzünden ya da cinsiyetlerinden ötürü yetersiz beslendikleri ve sağlõk hizmetlerine ulaşamadõklarõ için “kayboldu” Kadõnlarõn sağlõk hizmetlerine, yiyeceğe ulaşamadõğõ kõtada, ayrõmcõlõk doğmadan başlõyor Asya’nõn‘kayõp’kadõnlarõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle