Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Coğrafyamızda 8 Mart
2010 “Dünya Kadınlar Günü”, yaşadığımız
coğrafyada yüreğimi delip geçen “iki kadının”
adıyla özdeşleşti: Biri, İran’da Ahmedinejad ve
mollalar rejimine karşı “özgürlük” ararken sokak
ortasında dünyanın gözleri önünde “şehit” olan,
“özgürlük talebi şehidi” Nida Ağa Sultan…
Diğeri…
Adıyaman’ın Kâhta ilçesinde ailesi tarafından
“canlı canlı” “tavuk kümesine” gömülen 16
yaşındaki Medine Memi…
Güneşli bir yaz günü, sıcak bir Tahran asfaltında,
kalbini hedef alan bir kurşun darbesiyle oracıkta
gözleri kayan genç ve güzel Nida’nın yüzü, bugün
hâlâ, bu satırları yazarken belleğimde…
Üzerinde bir blucin, ayağında tüm yaşıtlarının
giydiği cimnastik pabuçlarıyla, kadını ve erkeğiyle..
tüm toplumu tutsak alan zorbalığın karabasanına
karşı.. sokakta hak aramayı göze alan bu güzel
müzik öğrencisi kızın TV kameraları önünde ölümü,
günlerce gözümün önünden gitmemişti.
Gençliği, hayalleri, gerçek bir “hayat” ve
“gelecek” beklentisi/umudundan başka arayışı
olmayan 27 yaşındaki genç bir kızın böyle göz
göre göre, pisi pisine.. kadın düşmanı” bir rejim
tarafından yerle bir edilişini görmüş, İslamcı rejimin
kadın nefretinin doğrudan tanığı olmuştuk…
“Nida”ya duyduğum “empati”nin nedeni,
kestirmeden bu duyguydu:
“Tahran’da, orta sınıf bir ailenin özel müzik
dersleri alan 27 yaşındaki kızı olsaydım, rahatlıkla..
ben de bir Nida Ağa Sultan olabilirdim…”
Bu kadar basit.
Nida, dünyanın dört bir yanında tam da böyle bir
“duygudaşlığa” yol açtığı/kapı araladığı için,
-Nobelli hukukçu Şirin Ebadi’den, muhalif lider
Musevi’nin karısı Zehra Rahneverd’e uzanan
geniş bir yelpazede- kadınların başrolde olduğu
“yeşil isyanın” simgesine dönüştü.
İran’ın “yeşil isyanının kadınları” bugün bu
yüzden, boyunlarında, yaz başındaki protesto
gösterilerinde öldürülen “Nida”nın kolyesini
taşıyor.
Stilize edilmiş harflerle yazılan “Nida” künyesiyle
geziyor.
İran’ın kadın sorunsalının bu en “simgesel yüzü”
ve “amblemine” dönüşen “Nida” konusu üzerinde
böylesine hassasiyetle durmama yol açan ikinci
neden; konunun -“İran olur muyuz?” tartışmalarıyla
oturup kalkan- Türkiye’de, sıradan “haber”
başlıkları ötesinde derinlikli ve içerikli hiçbir tepki
almaması oldu.
İslamcıların haliyle “Nida” olayına sahip
çıkmalarını hiç beklemedim.
Amma velakin...
Beri yanda ne “özgürlük”(!) adına “türbanı”
savunan “liberal kamptan” bir ses yükseldi…
Ne “antiemperyalizm” adına.. Ahmedinejad’ı
kucaklayan laik Atatürkçülerden bir tepki geldi.
Bilakis.
Nida ve “yeşil isyanın kadınları” üzerinde ısrarla
yazdığım yazılara verilen tepkiler genelde;
“Haklısınız ama Nilgün Hanım… Emperyalizme
karşı çıkan bir Ahmedinejad rejimi varken, onu da
böyle yıpratmak doğru mu vs…” tonundaydı…
Gelen tepkilerden çıkan sonuç; “Bu denli aleni
kadın düşmanı bir rejim.. emperyalist olmuş,
antiemperyalist olmuş… ne yazar?” şeklinde
konuya yaklaşan bir Allah’ın kulunun olmadığıydı…
Medine.. ve ‘töreden’ irite olmayan
kadın bakan
Kadın üzerinde ülkemizde zaten böyle bir
özen/hassasiyet olsa, 16’sında diri diri kümese
gömülen “kız çocukları” kalmaz…
Kadını ve erkeği ile toplum, “Bu nasıl bir
vahşettir?” diye yollara dökülür...
Üzerinden kan damlayan, böylesine bire bir ve
gerçek töre cinayetlerinden hiç “irite” olmamakla
beraber, TV ekranlarındaki “sanal cinsellikten”
“irite” olan kadından sorumlu Bakan Selma Aliye
Kavaf’tan.. hesap sorulur…
Bu korkunç, vahşet ötesi ortaçağ cinayetinin
-hiç olmadı- peşine düşmesi talep edilir…
Açık söyleyeyim...
Nida’nın dünyası bana, “aile meclisi” kararı ile
kümes köşesine “diri diri gömülen” Medine
Memi’nin dünyasından daha yakın.
Ne var ki bu, Memi’nin acısını daha az
duyduğum anlamına gelmiyor.
2010 Türkiyesi’nde böyle bir olayın yaşanması
kadar, bu olaya Türkiye çapında verilen tepkinin
cılızlığından hicap duyuyorum.
“Dünya Kadınlar Günü”, “2010 8 Mart”ı ile.. bir
asrı geride bıraktı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bir yüzyıl önce
Kopehag’da ilk kez “resmiyet kazanmış”.
100. yılını deviren “Kadınlar Günü” vesilesiyle..
bu yıl tüm uluslar.. kadın konusunda.. “nereden
nereye geldik?” bilançosu çıkarıyor.
“Bizimki nedir?”, “Nasıl bir bilançodur?” diyecek
olursanız…
Bu konuda verebileceğim en kestirme cevap..
kısa süre önce bu gazetenin sayfalarında
yayımlanan muhteşem bir Turhan Selçuk
karikatüründe saklıydı…
Selçuk, karikatür karesini üçe bölmüş.
Birinci bölümde “örtünmemiş bir kadın” var.
Altında “kadın” yazıyor…
İkinci bölümde tesettürlü bir kadın
görüyorsunuz…
Altında “özgür kadın” yazısı dikkat çekiyor.
Üçüncü bölüme de “usta”, “kara çarşaflı” bir
kadın çizmiş.
Onun altına da şu sözleri eklemiş: “Çok özgür
kadın!”
Başka söze gerek var mı? Geride bıraktığımız 8
Mart kutlu olsun.
nilgun@cumhuriyet.com.tr
9 MART 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
Ventimiglia kentinde 5 Türk, futbol karşõlaşmasõna çõkmaya ‘cüret ettikleri’ için hastanelik edildi
İtalya’daTürkleredayak
ASLI KAYABAL
MİLANO - İtalya’da Imperia
bölgesine bağlõ Ventimiglia
kentinde beş Türk, dört İtalyan
tarafindan dövülerek hastanelik
edildi. Önceki gün öğleden sonra
beş İtalyanõn saldõrõsõna uğrayan
Türklerin, Ventimiglia’da Funtanin
futbol sahasõnda bir futbol
karşõlaşmasõna çõkmaya “cüret
ettikleri” gerekçesiyle, beyzbol
sopalarõ ve demir çubuklarla
dövüldükleri ve tartaklandõklarõ
bildirildi. Ventimiglia Emniyet
Müdürlüğü’nce yürütülen
soruşturmanõn ardõndan,
İtalya’da yasal oturma iznine
sahip Türk gençlerini hedef
alarak dövdükleri saptanan
Luciano Arsi (36), Daniele
Gentile (24), Calogero Sallia
(23) ve Alexandro Pizzi (25)
adlõ gençler tutuklanarak
cezaevine gönderildi. İtalyan
gençlerinin daha önce de çeşitli
suçlar işledikleri belirlenirken
olaya karõşan diğer İtalyanlarõ da
tespit çalõşmalarõnõn sürdüğü
duyuruldu. Dövülerek hastanelik
edilen Türk gençlerinin ağõr
şekilde yaralandõğõ, kafa
travmasõ, burun kemiğinde
kõrõlma, eklemler ve kemiklerde
çeşitli lezyonlar nedeniyle bir
aylõk sağlõk raporu verildiği
açõklandõ.
İtalyan ve Türk gençleri
arasõndaki tartõşmanõn bir kafede
başladõğõ, Türklerin bu kafeden
kovulmak istenmesi üzerine
tartõşma patlak verdiği,
İtalyan gençlerinin
onlarca tanõğõn gözü önünde
beyzbol sopalarõ ile Türk
gençlerini döverek hastanelik
ettikleri belirtildi.
Müslüman çobanlarõn Hõristiyan çiftçilere ‘intikam’ saldõrõsõnda ölü sayõsõ 500’ü geçebilir
Nijerya yine kan gölüDış Haberler Servisi - Nijer-
ya’nõn orta kesiminde Hõristiyan ço-
ğunluk ile Müslüman azõnlõk ara-
sõnda yaşanan çatõşmalarda ölen-
lerin sayõsõnõn 500’ü bulmasõndan
endişe ediliyor. Askerler Jos kenti
ve civarõnda kontrolü sağlamaya ça-
balarken, Kõzõlhaç görevlilerinin
de sokaklardaki cesetleri toplayõp
ölü sayõsõnõ belirlemeye çalõştõkla-
rõ bildirildi. Plateau eyaleti enfor-
masyon yetkilisi Gregory Yen-
long, “500 kişinin öldüğünü tah-
min ediyoruz ama sanırım bun-
dan biraz daha fazla olabilir” di-
ye konuştu. Ölenler arasõnda 4
günlük bir bebeğin de bulunduğu
kaydedildi.
Kampa sığındılar
Nijerya Devlet Başkanvekili Go-
odluck Jonathan, olaylarõn kom-
şu kentlere yayõlmasõnõn engel-
lenmesi için güvenlik yetkililerini
acilen toplantõya çağõrõrken, Müs-
lümanlarõn çoğunlukta olduğu
komşu Bauçi eyaletinde 600 kişi-
nin yakõnlardaki bir kampa sõğõn-
dõğõ belirtildi. Jonathan, “Bu ba-
şıboş katil çetelerinin saldırılarını
göğüsleyip bozguna uğratmak
için stratejik girişimlerde bulu-
nacağız” dedi.
Hõristiyanlar, Müslümanlarõn, pa-
zar sabahõ henüz sokağa çõkma ya-
sağõ yürürlükteyken, tepelerden 3
köye doğru büyük bõçaklarla sal-
dõrõya geçtiğini ve hayvan kapan-
larõyla kõstõrdõklarõ çoğu kadõn ve
çocuk yüzlerce kişiyi katlettiğini
öne sürdü. Kõzõlhaç sözcüsü Robin
Waubo, bunun bir intikam saldõrõ-
sõ olduğunu ifade etti. Yaklaşõk
150 milyon nüfuslu ülkenin Müs-
lüman kuzey kesimi ile Hõristi-
yanlarõn çoğunlukta olduğu güney
bölgelerinin ortasõnda kalan, verimli
topraklara sahip Plateau eyaletinde
ocak ayõnda yaşanan din çatõşma-
larõnda, çoğunluğu Müslümanlar-
dan 300’den fazla kişi ölmüştü. Çok
sayõda etnik grubun yaşadõğõ orta
kesimde 2001’de bin, 2004’te 700,
2008’de 300 kişi çatõşmalarda ha-
yatõnõ kaybetmişti.
Kültürel ve sosyal
farklılıklar
Nijeryalõ Katolik Hõristiyanlarõn
lideri Başpiskopos John Onaiye-
kan ise Vatikan radyosuna yaptõ-
ğõ açõklamada, çatõşmalarõn te-
melinde sosyal, ekonomik ve kül-
türel sebeplerin yattõğõnõ söyledi.
Onaiyekan, hayvancõlõk yapan
Fulani etnik grubundan Müslü-
manlarõn, Berom etnik grubundan
tarõmcõ Hõristiyanlara saldõrdõğõnõ
dile getirerek şöyle dedi: “Bu, kır-
salcılarla çiftçiler arasında alı-
şılmış bir çatışma; tek fark Fu-
lanilerin hepsinin Müslüman,
Beromların hepsinin Hıristiyan
olması.” Fulani lideri Saleh Ba-
yari’nin polis tarafõndan arandõğõ
duyuruldu.
Beyzbol sopaları ve demir çubuklarla saldırıya uğrayan Türklere bir ay rapor
verilirken olayla ilgili olarak yakalanan 4 İtalyan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Dış Haberler Servisi - İsrail Savunma
Bakanõ Ehud Barak, Batõ Şeria’daki bir
Yahudi yerleşim biriminde 112 konutun
daha yapõmõna onay verdi. Böylece 10 ay
süreyle Batõ Şeria’da yerleşim birimleri
inşasõnõ durdurduğunu açõklayan İsrail,
bir kez daha bu kararõ ihlal etmiş oldu.
Savunma Bakanlõğõ’ndan yapõlan
açõklamada, bundan önceki Ehud
Olmert hükümeti döneminde onaylanan
bir planõn söz konusu olduğu, “projenin
ilk aşamasının, yerleşimlerde inşaat
yasağı öncesinde başlatıldığı ve bölgede
güvenlik ve altyapı sorunları
bulunduğu” gerekçesiyle inşaatlarõn
devamõna onay verildiği öne sürüldü.
Barak’õn yeni inşaatlara onayõ, ABD’nin
girişimiyle geçen hafta Arap Birliği
dõşişleri bakanlarõnõn İsrail ile Filistinliler
arasõnda dolaylõ barõş görüşmelerine
başlanmasõ kararõnõn ardõndan geldi.
BATI ŞERİA
İsrail’den 112
yerleşime onay
Dış Haberler Servisi - İran
Cumhurbaşkanõ Mahmud Ahmedinejad,
11 Eylül saldõrõlarõnõn “büyük bir yalan”
olduğunu, Afganistan’õn işgaline gerekçe
hazõrlamayõ amaçladõğõnõ söyledi.
Ahmedinejad, İran İstihbarat Bakanlõğõ
çalõşanlarõna yaptõğõ bildirilen
konuşmasõnda, ABD’de 11 Eylül 2001’de
İkiz Kuleler ve Savunma Bakanlõğõ’na
(Pentagon) düzenlenen saldõrõlarõ,
“karmaşık bir istihbarat senaryosu ve
eylemi” olarak nitelendirerek,
saldõrõlar hakkõnda “Terorizme karşı
savaşa meşruiyet kazandırmak için
uydurulmuş, kuşkulu bir olay”
diye konuştu.
Ahmedinejad: 11
Eylül koca bir yalan
Afrika kõtasõnõn en yüksek nüfuslu ülkesinde, ocak ayõndaki kanlõ
saldõrõlara misilleme yaptõğõ belirtilen göçebe Müslümanlar, 3
Hõristiyan köyüne saldõrarak korkunç bir katliam yaptõ. Katolik
başpiskoposa göre, çatõşmalarõn temelinde dini ayrõlõklardan çok
sosyal, ekonomik ve kültürel sebepler var.
Pakistan’da Amerikalõ militan
Dış Haberler Servisi - Pakistan’õn
Karaçi kentinde yakalanan ABD’li El
Kaide militanõnõn, sanõldõğõ gibi terör
örgütünün sözcülerinden Adam Ya-
hiye Gadahn olmadõğõ açõklandõ.
AP’nin haberine göre Pakistanlõ
bir ordu yetkilisi ile bir istihbaratçõ,
birkaç gün önce Karaçi kentinde ya-
kalandõğõ belirtilen kişinin, Amerikan
Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI)
başõna 1 milyon dolar ödül koyduğu
Gadahn olduğu haberini düzeltti. İs-
tihbarat yetkilisi, yakalanan Ebu
Yahya Mecadin Adem’in adõnõn,
FBI arananlar listesinde yer alan Ga-
dahn’õn kullandõğõ adlardan birine
çok benzediğini belirterek, “İsim
benzerliği ilk başta karışıklığa se-
bep oldu ama şimdi onun Gadahn
olmadığı sonucuna varıldı” dedi.
FBI tarafõndan “vatana ihanet”
suçlamasõyla aranan Kaliforniya do-
ğumlu Gadahn’õn İslamiyeti seçikten
sonra, 1998’de Pakistan’a giderek El
Kaide’ye katõldõğõ belirtiliyor.
Pakistan’ın
Pencap eyaleti
başkenti ve ülkenin
ikinci yüksek
nüfuslu şehri
Lahor’da dün
düzenlenen
bombalı saldırıda
en az 13 kişi öldü.
Lahor Emniyeti,
istihbarat
elemanlarının
eğitim merkezinin
hedef alındığı
intihar saldırısında
60’tan fazla kişinin
yaralandığını
açıkladı. Saldırıyı
Taliban hareketi
üstlendi. (AFP)
Yahudi cemaati, Avus-
turyalı politikacı Barbara
Rosenkranz’dan “yüz ka-
rası” olarak söz etti.
‘Nazi yasağı
kaldırılsın’
Dış Haberler Servisi -
Avusturya’da 25 Nisan’da
yapõlacak Devlet Başkan-
lõğõ seçimine adaylõğõnõ
koyan radikal sağcõ Öz-
gürlük Partisi üyesi Bar-
bara Rosenkranz, Yahu-
di soykõrõmõnõn inkâr edil-
mesini ve Nazi propagan-
dasõna karşõ yasağõn kal-
dõrõlmasõnõ isteyince şim-
şekleri üzerine çekti.
Nazi iktidarõnõn 2. Dün-
ya Savaşõ’nõn sonuyla bir-
likte ortadan kalkmasõnõn
hemen ardõndan, 1947 yõ-
lõnda çõkarõlan yasa, õrkçõ-
faşist propaganda veya ör-
gütlenme faaliyeti yürü-
tenler ile Nazilerin işledi-
ği suçlarõ inkâr edenlere 20
yõl hapis cezasõ öngörüyor.
10 çocuk annesi olan 51
yaşõndaki Rosenkranz, bu
yasanõn “ifade özgürlü-
ğünü engelleyen gereksiz
bir kısıtlama” olduğunu
savundu.
Sosyal demokrat Sa-
vunma Bakanõ Norbert
Darabos, “Rosenkranz
Cumhuriyetin anti-faşist
temeline meydan oku-
yor, bu kabul edilemez”
derken, Viyana Başpisko-
posu Kardinal Christoph
Schoenborn, “böyle biri-
nin seçime katılmaya el-
verişli olmadığını” söy-
ledi. Yahudi cemaatinden
yapõlan açõklamada ise ra-
dikal sağcõ politikacõdan,
“Avusturya’nın yüz ka-
rası” diye söz edildi.
Hitler’in
casusları
Dış Haberler Servisi -
İngiliz gizli servisinin, İkin-
ci Dünya Savaşõ öncesinde
İngiltere’yi bisikletle dola-
şan dönemin Hitler Al-
manyasõ’ndan bir grup gen-
cin casusluk faaliyetlerinde
bulunduklarõ kuşkusuyla
alarm durumuna geçtiği or-
taya çõktõ.
İngiltere iç istihbaratõ
MI5’in dün gün õşõğõna çõ-
karõlan gizli dosyalarõna gö-
re, İngiliz yetkililer 1937 yõ-
lõnda Hitler Gençlik Örgü-
tü’nden bir grup bisikletçi-
nin yaptõğõ turun ülkeyi iş-
gal etme öncesinde bilgi
toplama amacõ taşõğõndan
kuşkulanmõş. MI5, “bisik-
letçi” yerine “casussiklet-
çi” (spyclists) diye bilinen
genç Alman bisikletçilere li-
derlerinin gittikleri yerlerin,
gördükleri nehirlerin, dağ-
larõn isimlerini, tanõştõklarõ
kişilerin anlattõklarõnõ “bel-
ki ileride onları anavatan
Almanya’nın çıkarları için
kullanmak amacıyla” not
etmelerini istediği yönünde
elde edilen duyumlar üze-
rine harekete geçmiş. İngi-
liz istihbarat birimleri ül-
keye tatil gerekçesiyle gel-
diğini söyleyen Hitler’in
gençlik kollarõ bisikletçile-
rini takibe almõş.
OBAMA IRAK’IN KOMŞULARINI UYARDI
ELÇİN POYRAZLAR
WASHINGTON - ABD
Başkanõ Barack Obama,
Irak’taki seçimlere yönelik
mesajõnda komşu ülkelere,
Irak’õn toprak bütünlüğüne
saygõ göstermeleri uyarõsõnda
bulundu. Irak seçim-
lerinde halkõn san-
dõk başõna gitmesini
kutladõğõnõ ifade
eden Obama, “Şid-
det eylemlerinin
gözünü korkut-
masına izin ver-
meyerek oy
hakkını kulla-
nan milyonlar-
ca Iraklıya büyük saygı du-
yuyorum. Amerikan halkı adı-
na bu tarihi seçimlerde Irak
halkının cesaretini kutluyo-
rum” dedi.
Irak’ta ileride zor günlerin
yaşanacağõnõ ve büyük olasõlõkla
daha fazla şiddet eylemi görü-
leceğini ifade eden Obama, “Fa-
kat her egemen ve bağımsız ül-
ke gibi, Irak kendi yolunu
çizmede özgür olmalı. Kimse
bu geçiş dönemini etkilemeye,
sömürmeye ya da bozmaya
çalışmamalı. Şimdi tüm kom-
şular ve ülkeler için Irak’ın
egemenliğine ve toprak bü-
tünlüğüne saygı gösterme za-
manı” dedi.
(AP)
Çalıntı mallar geri toplanıyor
Dış Haberler Servisi - 27 Şubat depremi ve
ardõndan gelen tsunami dalgalarõyla sarsõlan Şi-
li’de yağmacõlarõn çaldõklarõ 2 milyon değerinde-
ki malõn geri toplandõğõ açõklandõ. Devlet Başkanõ
Michelle Bachelet, güvenlik güçlerinin baskõ uy-
gulayarak geri verilmesini sağladõklarõ televizyon
setleri, çamaşõr makineleri ve mobilyalarõn top-
landõğõ bir depoda yaptõğõ basõn toplantõsõnda,
“Bu yağmanõn hayatta kalmayla ilgisi yoktu. Bu
tamamen başkalarõnõn acõlarõ üzerinden kâr elde
etmeye çalõşmakla ilgiliydi” dedi.