09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 6 MART 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Yargıda Reform Yapılmış Zaten... Önçe küçük bir açıklama ile başlayalım. Ben hukukçu değilim. Bir dönemde adliye muhabiri iken izlediğim davalar sırasında edindiğim bilgiler ile gerçekten yetkin hukukçu olan tanıdıklarımdan sorup öğrendiklerimle gazetecilik mesleğini sürdürmeye çalışıyorum. Avukatların çok, baroların yaygın olmadığı zamanlarda “dava vekili” denilen eski adliye görevlileri bazı ilçelerdeki mahkemelerde, avukat olmadığı için davalı tarafları temsil ederlerdi. Şimdilerde, dava vekillerinden söz etmek olanaksız. Ama ben geleneği sürdürmeye çalışıyor ve kendime “dava vekili” sıfatını uygun görüyorum. Bu yaklaşımım elbette avukatların görevlerini yapmadıkları anlamına gelmiyor. Ama onlar, eğitimlerinde edindikleri mesleki disiplin nedeniyle her şeyi söylemekte zorlanıyorlar. Benim ise öyle bir sorunum yok. En azından bir seçmen vatandaş olarak davranabiliyorum. Yargıda reform yapılması konusunda tartışmalar sürüyor. Doğal olarak “reform” kavramı da zaman zaman gerçek anlamının dışına çıkıyor. Geriye gitmenin bile “reform” diye nitelendirildiği bir ülkede yaşadığımızı unutmamamız gerekiyor. Son beş yıl içinde hukuk sistemimize “gizli tanık” diye bir kavram daha katıldı. Ceza Muhakemesi Kanunu’na 5271 sayılı yasa ile ilk kez “tanığın korunması” ilkesi girdi. 58’inci maddenin 2’nci fıkrası ile de tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkması tehlike yaratıyorsa “Kimliğinin saklı tutulması için, tanığa ait kişisel bilgiler, cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkemeler tarafından muhafaza edilir” kuralı getirildi. Ama bu değişiklik yeterli görülmemiş olmalı ki 5726 sayılı “Tanık Koruma Kanunu” çıkarıldı. Resmi Gazete’de 5 Ocak 2008’de yayımlanan ve altı ay sonra yürürlüğe giren yasanın zamanlamasını yazmaya gerek yok sanırım. Çünkü perşembe günleri eylem yapan Cumhuriyet okurları bu konuda yeteri kadar bilgililerdir. Gündemin çok sık değişmesi nedeniyle “gizli tanık” konusu da yeteri kadar tartışılamadı. Adil yargılamanın gereklerinden sayılan “tanıkla yüzleşme” uygulaması rafa kaldırıldı. Yargıçların, tanıkların ifadesi alınırken itiraz olmadan müdahale edememe ilkesi de değiştirildi. Kimliğin açıklanmasına neden olacak sorulara müdahale etme olanağı getirildi. Her ne kadar, gizli tanıkların anlattıklarından, çoğu kez gizliliklerini kendileri kaldırıyor olsalar da durum değişmezliğe bağlandı. Dava vekili olarak zaman zaman “Mecelle’nin gerisine mi düştük” sorusu kafamı kurcalıyor. En iyisi ben Mecelle’nin kimi maddelerini alt alta yazayım, kararı siz verin. Madde 1702: Tanık ile davalı arasında dünya işlerinden doğan düşmanlık bulunmamalıdır. Madde 1703: Bir kimse hem davacı hem tanık olamaz. Madde 1705: Tanığın adil olması şarttır. Adil, iyilikleri kötülüklerinden fazla olan kimsedir. Madde 1812: Hâkim, üzüntü ve tasa ve açlık ve uyku bastırması gibi sağlam düşünmeye mani olabilecek bir arıza ile zihni karışık olduğu halde hüküm vermemelidir. Not: ‘Açıklamalı Mecelle’deki (Hikmet Yayınları) sözlükten yararlanarak aktardım. oerinc@cumhuriyet.com.tr Orgeneral Berk’in Alevi köylerine yaptõğõ yardõmlarõn delil olarak gösterilmesine tepki Aleviler: AyrımcılıkMEHMET MENEKŞE FIRAT KOZOK Erzurum özel yetkili cumhuriyet savcõlarõ tarafõndan hazõrlanan ve mah- keme tarafõndan kabul edilen Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner ile 3. Ordu Komutanõ Orgeneral Sal- dıray Berk’in sanõk olarak yer aldõğõ iddianamede Orgeneral Berk’in Er- zincan ve çevresindeki Alevi köyleri- ne yaptõğõ yardõmlarõn delil olarak gös- terilmesi, tepki çekti. İddianamenin deliller bölümüne ko- nulan dosyada, Orgeneral Berk ile ilgili olarak “Erzincan ve civarındaki Ale- vi köyleri ile özel olarak ilgilenmek- te, bu köylerin ihtiyaçlarının gide- rilmesi için ordunun imkânlarını kullanmaktadır. Yaptığı yardımlar nedeniyle Alevi köyleri ve dedeler ta- rafından sevilmekte, dedeler tara- fından kendisine takdir beratları verilmektedir” ifadeleri yer alõyor. AKP’nin Alevi kökenli milletve- kili Reha Çamuroğlu, girişimin Alevilere karşõ yürütülen “psikolo- jik harekâtın göstergesi” olduğu- nu vurgulayarak “Bu çok vahim bir tablodur. Alevi çalıştayları bu olayın yanında cenazede göbek at- maya benzer” dedi. Ordu komutanlarõnõn kendi bölgele- rindeki köylere teknik ve maddi yar- dõmlarda bulunduğunu, bunun bir ge- lenek olduğunu anlatan Çamuroğlu, “Eğer Sayın Berk, kendi bölgesinde belli köylere yardımlar götürdüyse bu ancak takdir edilecek bir davra- nıştır” görüşünü dile getirdi. Orgeneral Berk’in bu tavrõnõn suç- lama aracõ haline getirilmesini “art ni- yetlilik” olarak niteleyen Çamuroğlu, “Bu art niyeti iki türlü düşünebili- rim; birincisi Sünni vatandaşları- mızın Alevilere karşı negatif tepki- ler içine sokulması beklentisi vardır birilerinde. İkincisi ise Sayın Berk’in dini aidiyeti ile ilgili bazı imalarda bulunulmak istenmektedir. Yani Berk’in belki de buradan Alevi ol- duğu ima edilerek bundan Berk’e ekstra negatif vurgular yapılmak is- tenmektedir” diye konuştu. Bu du- rumda suç işlendiğini aktaran Çamu- roğlu, şunlarõ kaydetti: “Bu, Alevile- re karşı psikolojik bir harekâttır. Alevilerin kendilerine güvenlerini kaybetmeleri istenmekte ve hedef- lenmektedir. Aleviler bir ikinci sı- nıf vatandaşlık pozisyonunu be- nimsenmeye zorlanmaktadır.” Dava hukuksuz delillere dayanõyor Birinci Ergenekon davası bir yıl dört ay, ikinci Ergenekon davası yedi aydır sürüyor İstanbul Haber Servisi - Birinci Ergenekon davasõ bir yõl dört ay, ikin- ci Ergenekon davasõ ise yedi aydõr sü- rüyor. Duruşmalar Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ndeki salonda dönüşümlü olarak çarşamba günleri ha- riç her gün devam ediyor. Sanõklar ve avukatlarõ dos- yalardaki hukuka aykõrõ el- de edilen belgelerin delil olarak kullanõlmasõna tepki gösteriyor. Sanõklarõn evin- den, işyerinden alõnan belge ve bilgilerin bir kopyasõnõn arama yapõlan yerde alõn- madõğõnõ söylüyorlar. Tüm bu iddialara karşõn, yargõla- ma, delillerin hukuka uygun olup olmadõğõ tespit edil- meden devam ediyor. İkinci Ergenekon davasõnda delillerin hukuka aykõrõ olup olmadõğõnõn tespit edilmesini isteyen sanõklardan biri de ga- zetemizin Ankara Temsilcisi ve yaza- rõ Mustafa Balbay. Balbay’õn avukat- larõ tahliye taleplerini içeren dilekçele- rinde sürekli delillerin değerlendirilmesi konusuna değiniyor. Balbay’õn avu- katlarõ, iddianame adõ verilen belgenin, bir hukuk belgesi olmadõğõna dikkat çe- kerek, “İçinde nelerin olup, nelerin ol- mayacağı da kanunda belirlenmiştir. Sayın iddia makamı, kanuna aykırı olarak iddianame düzenleyemez. Suç- la, suçlamayla hiçbir ilgisi olmayan hususları keyfi olarak iddianameye aktaramaz. Öyleyse, sormaya hak- kımız var; iddia makamının suçla ve suçlamayla hiçbir ilinti kurmadığı te- lefon görüşmesi içeriklerine iddia- namede sayfalarca yer vermesini hu- kuken izah edebilmek mümkün mü- dür” diye soruyor. Arama ve el koy- ma anõnda Balbay’a elde edilen hiçbir bilgisayarõn ve hard diskin imajõnõn verilmediğini, ‘Hash’ değerlerinin çõ- karõlmadõğõnõ kaydederek, şu noktaya dikkat çekiyorlar: “Soruşturma ma- kamlarının bu konudaki uygulama- sı da çelişkilidir. Dosyada yer alan ‘İmaj alma, teslim ve tesellüm tutana- ğõ’na göre 1 Temmuz 2008 günü An- kara’da Balbay ile aynı tarihte göz- altına alınan Hurşit Tolon’a ait ika- mette yapılan aramada zapt edilen bilgisayarların imajları alınmış ve avukatlarına teslim edilmiştir. Bu husus da göstermektedir ki, savcılık, soruşturma sırasında şüpheliler ara- sında nedeni bilinmez birtakım ay- rımlar ve farklı uygulamalarda bu- lunarak Ceza Muhakemesi Kanu- nu’nu ihlal etmiştir. Müvekkilimize ait bilgisayarların arama mahallinde imajı çıkartılmamış olduğu gibi, en azından o dijital verinin bütünlüğü- nün yegâne göstergesi olan hash de- ğeri de arama mahallinde belirlen- memiştir.” Genelkurmay: Hedefe ulaştık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay, Kars’õn Cumhuriyet köyünde gerçekleştirilen KIŞ- 2010 tatbikatõnõn başarõlõ geçtiğini ve hedeflere ulaşõldõğõnõ açõkladõ. Tatbikatõn sona ermesinin ardõndan Genelkurmay’dan bir bilgi notu yayõmlandõ. Bilgi notunda komuta heyetinin 14. Mekanize Piyade Tugay Komutanlõğõ’nõ ziyaret ettikleri belirtilerek “Kar ve şiddetli soğuklarda zõrhlõ ve mekanize birliklerin ateş ve manevralarõnõ senkronizasyon içinde başarõyla uyguladõklarõ görülmüştür” denildi. Arınç kaza geçirdi ANKARA (AA) - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arõnç’õn “006” plakalõ makam aracõ, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde “tanõk koruma amiri” olarak görev yaptõğõ öğrenilen polis memurunun kullandõğõ araç ile çarpõştõ. Dõşişleri Bakanlõğõ binasõ önünde meydana gelen kazada, her iki araçta da büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Kazanõn ardõndan Arõnç’õn makam aracõ çekiciyle götürüldü. Öğrencilerden protesto İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlõğõ’na seçilen Mevlüt Çavuşoğlu, önceki akşam İzmir İsmet İnönü Kültür Merkezi’ndeki programõ sõrasõnda, Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyelerince protesto edildi. “Cumhuriyet yõkõcõlarõ İzmir’den defol!”, sloganõ atan 4 genç, gözaltõna alõndõ. Kabahatler Yasasõ’na göre 70’er lira para cezasõ kesilen gençler, daha sonra serbest bõrakõldõ. TGB üyeleri, cezaya itiraz edecek. Özel yetkili savcıya dava İstanbul Haber Servisi - Birçok çete soruşturmasõnõ ve Agos Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin soruşturmayõ yürüten özel yetkili Cumhuriyet Savcõsõ Selim Berna Altay hakkõnda 2008’de Beyoğlu Başsavcõlõğõ’nca “Görevi ihmal etmek” ve “Suç delillerini yok etmek” gerekçesiyle başlatõlan soruşturma tamamlandõ. Dosya, Altay’õn 1. sõnõf savcõ olmasõ nedeniyle Yargõtay’a gönderildi. Altay, 2 Mart’ta “Balyoz Güvenlik Harekât Planõ” soruşturmasõnda görevlendirilmişti. PKK için fidan dikenler DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - PKK’nin 27 Kasõm 1978’de kurulduğu Diyarbakõr’õn Lice ilçesine bağlõ Fis köyünde düzenlenen etkinlikte fidan diken 5’i BDP’li Belediye Başkanõ 10 kişi hakkõnda 15 yõla kadar hapis istemiyle dava açõldõ. Diyarbakõr Başsavcõlõğõ’nca hazõrlanan iddianame, 6. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan kabul edildi. T utukluluk süresi bir yõlõ dolduran gazetemiz Ankara temsilcisi Mustafa Balbay’a Ankara ve İz- mir’den büyük destek geldi. Gazetemiz okurlarõ da İzmir büromuz önünde toplanarak tepkile- rini dile getirdi. Balbay’õn üyesi olduğu İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) lokalinde yapõlan toplantõya katõlan Konak Belediye Başkanõ Hakan Tartan, “Balbay yarõn özgürlüğüne kavuştuğunda, bir yõl sevenlerinden ayrõ kalmasõnõn hesabõnõ kim verecek?” diye sordu. Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İGC Başkanõ Atilla Sertel kendilerini hem savcõ hem yargõç konumuna koyarak hüküm veren gazetecilerin olduğu medyanõn da kendisini gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. İzmir Temsilcimiz Serdar Kõzõk, Balbay’õn tutukluluğunun “cezalandõrmaya” dönüştüğünü kaydetti. Okurlanrõmõz da Balbay için imzaladõklarõ gazetemizin dünkü sayõsõnõ, Silivri Cezaevi’ne postaladõ. D emokratik Sol Halk Partisi yöneticileri dün Bal- bay’a destek için Ankara Büromuzu ziyaret ederek Ankara Haber Müdürümüz Mustafa Çakõr ile görüştü. Gazeteciler Cemiyeti Başkanõ Nazmi Bilgin de yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Balbay’õn bir yõldõr cezaevinde oldu- ğunu anõmsattõ. Bilgin, Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn son dönemlerdeki ba- sõna yönelik sözlerinin kabul edilemez ol- duğunu belirtti. Balbay’a büyük destek ? Medyada sürekli “Ergenekon Terör Örgütü” tanõmõ kullanõlõyor. Devletin hiçbir kurumu böyle bir örgüt var demiyor. Emniyet, Genel- kurmay ve MİT Silivri’de devam eden mahke- menin yaptõğõ başvurusu üzerine “bizim terör ör- gütleri arşivimizde böyle bir örgüt yok” gö- rüşünü iletti. Mahkeme de bu yazõlarõn ardõndan “Ergenekon Terör Örgütü” tanõmõnõn kulla- nõlamayacağõ kararõnõ verdi. ? Ergenekon davasõ başlangõç olarak Tuncay Gü- ney’in ifadelerine oturtuldu ancak Güney, Ka- nada’dan yaptõğõ açõklamada ifadelerinin tümü- nü reddetti. ? Ergenekon operasyonlarõnõ başlatan Ümraniye ge- cekondu baskõnõnda ele geçen el bombalarõnõn ge- cekonduda değil, karakolda listelendiği polis ka- mera görüntü kayõtlarõyla kanõtlandõ. Bu kayõtlar TÜBİTAK incelemesiyle doğrulandõ. ? Geçmişteki tüm faili meçhuller Ergenekon’la iliş- kilendirilip bu davanõn içine sokuluyor, sanõklar daha yargõlanõrken kirletilmek isteniyor. Yakõn tarih bugünkü iktidar anlayõşõ lehine temize çe- kilmek isteniyor. ? Yargõlamada kullanõlan dijital verilerin çok büyük bölümü hukuk dõşõ delil durumunda. Bilgisayar- dijital kayõtlarõnõn delil olabilmesi için ilk yerin- de kopyalanmasõ gerekiyor, bu yapõlmamõş. ? Bu dava darbenin yargõlandõğõ bir dava da değil- dir. İddia edilen dönemin kuvvet komutanlarõ kap- sam dõşõnda tutulmaktadõr. YAKIN TARİH TEMİZE ÇEKİLMEK İSTENİYOR A levi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanõ Ali Balkız, ordunun bulunduğu bölgedeki köy- lere hizmet götürmesinin bir gelenek ol- duğunu ifade ederek “Komutanı tebrik ediyorum. Savcı komutanlara suçlama yönelteceğine bunu ilgili bakanlıkların ve bakanların 3. Ordu böl- gesindeki il teşkilatlarına sorsaydı bu soruyu. On- lar Alevi köylerine cami yapmayı çok seviyor- lar. Komutan da okul yapmış. Alevilerin tam is- tediği de budur işte. Cami değil okul. Bu anlamda komutanı tebrik ediyoruz” dedi. P ir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanõ Fevzi Gümüş de AKP iktidarõ döneminde Ale- vilere her türlü ayrõmcõ politikalar uygulan- dõğõna işaret etti. Bu politikalarõn kendilerine yakõn yargõ mensuplarõnõ da etkilediğini ifade eden Gü- müş, “Bu başta siyasi iktidarın eşitlikçi, özgür- lükçü, demokrat olmadığının, bu siyasi tutu- munda iktidara bağlı güçler tarafından uygu- landığının somut göstergesidir” diye konuştu. A levi Araştõrmalar Merkezi Başkanõ Ali Yıl- dırım ise son günlerde kamuda önemli gö- revlerde bulunan Alevi kökenlilere yönelik ciddi bir psikolojik harekât başlatõldõğõnõ belirtti. A levi Kültür Dernekleri Genel Başkanõ Te- kin Özdil de “Suçlamanın mezhepler üzerinden ve özellikle bir kişinin Alevi kimliği, Alevi köylerine yaptığı yardım üzerin- den yapılmasının çirkin bir yaklaşım olduğu- na” dikkat çekti. H acõ Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfõ Genel Başkanõ Ercan Geçmez, “Köy- lere hizmet götürülmesi Alevi-Sünni ayrımına göre yapılıyorsa, bundan ötürü bi- rileri de suçlanıyorsa Türkiye çok tehlikeli bir yere gidiyor demektir. Bu işin sonu çok kö- tü, iç savaşa gidebilir. Bunu yapanlara der- hal görevden el çektirmek lazım. Alevi köy- lerine hizmet yaptın diye suçlayanlar suç iş- lemiştir” dedi. ‘KOMUTANI TEBRİK EDİYORUZ’ Çamuroğlu Ali Balkız Fotoğraf:SERDARAĞIR Balbay BALYOZ PLANI SORUŞTURMASI 33 askerin tahliyesine ret İstanbul Haber Servisi- Balyoz Güven- lik Harekât Planõ’na ilişkin soruşturma kap- samõnda “Türkiye Cumhuriyeti hüküme- tini cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçundan tu- tuklanan eski 1. Ordu Komutanõ emekli Or- general Çetin Doğan, emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü’nün de aralarõnda bulunduğu 33 as- kerin tahliye talebi reddedildi. Muvazzaf askerlerin tahliyesinin gerektiğini belirten mahkeme başkanõ karara muhalefet etti. İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi, emekli askerler, Orgeneral Doğan, Koramiral Öğütçü, korgeneraller Metin Yavuz Yalçın ve Alan, tümamiraller Özer Karabulut, Ali Deniz Kutluk, tuğgeneraller Mehmet Kaya Varol, İzzet Ocak, Süha Tanyeli ile albaylar Suat Aytın, Bülent Tunçay, Ümit Özcan, Ali İh- san Çuhadaroğlu’nun tutukluluğunun deva- mõna “oybirliği” ile karar verdi. Mahkeme Başkanõ Zafer Başkurt, ikisi emekli 20 aske- rin tahliye taleplerinin reddedilmesi kararõna karşõoy kullandõ. Başkurt, şüphelilerin delilleri yok etme durumlarõnõn olmadõğõnõ belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle