Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 30 MART 2010 SALI
6 HABERLER
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
‘Bedenimizi Koyduk’
Anlayışı
İktidar başı insanı korkutuyor! Anayasa
değişikliği için “bu paketin altına elimizi değil
bedenimizi koyduk” sözleri, Türkiye için
tasarladığı yeni rejimi gerçekleştirmeyi,
varoluş-yok oluş sorunu olarak gördüğünü
anlatır! Bedenini tren rayları üzerine yatırıyor!
Normal bir siyasetçi böyle konuşur mu?
Yeni bir rejimi ülkeye dayatmak istiyorsan,
böyle konuşursun! Evet, aslında bu anayasa
değişiklik tasarısı, yeni rejimin hukuki
altyapısını döşüyor! Erdoğan, kendisine otoriter
bir başkanlık rejimi hazırlıyor!
Bu taslakları demokratik açılım olarak gören,
ya herkesi aptal yerine koymak isteyen kötü
niyetli, ya da aklından zoru var!
Erdoğan, bu değişiklik önerilerinin yarattığı
tepkiyi yumuşatmak veya gündemden
çıkarmak için de, birbiri ardına toplumun çeşitli
kesimlerine nazar boncuğu dağıtıyor!
Sanatçıları, şarkıcıları, filmcileri topluyor...
En son numarası ise, Zülfü Livaneli ile Veda
filmini seyretmesi ve filme övgüler düzmesi!
Bütün bunların, tasarlanmış bir halkla ilişkiler
faaliyetinin parçaları olduğu açık ve seçik...
Ülkenin bütün aklı başında güçleri anayasa
değişiklikleri önerisini eleştirir ve demokratik
bulmazken, iktidarın, bugüne kadar taslağı
götürdüğü bütün kurum ve kuruluşlardan gelen
karşı önerilere kulaklarını tıkaması, gözü
karalığın göstergesidir...
O zaman sormalı: Neden bu taslağınızı o kapı
senin bu kapı benim çantada gezdirip
durdunuz?!
Siz, Sabih Kanadoğlu’da kulak verin, diyor
ki “vakit geçmeden gerekli düzeltmeleri yapın
taslakta, yoksa halkoylamasına gitse bile bu
değişiklikler Anayasa Mahkemesi’nden
döner..”.
Türkiye daha büyük bir bölünmenin ve
savaşın içine sürükleniyor!
Erdoğan’ın aslında tamamen hukukla bir
sorunu var!
Has adamı, Ali Diboculara bir şekilde
bulaşmış Adalet Bakanı’nın, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu’nu (HSYK) çalışamaz
duruma getirmesi de, iktidarın hukuktan zerre
kadar hoşlanmadığının göstergesi.
Sonunda HSYK, Adalet Bakanlığı’nı şikâyet
etti.
YARSAV da bir anayasal kurumu çalışamaz
duruma getirdiği gerekçesiyle, Adalet Bakanı
hakkında anayasal suç duyurusunda bulundu!
Prof. Cem Say gönderdiği notta diyor ki:
“HSYK’nin Adalet Bakanlığı müsteşarı
hakkındaki şikâyetini değerlendiren Yargıtay,
HSYK Kanunu’nda anayasaya aykırılık bulabilir
ve Anayasa Mahkemesi’nden iptal isteyebilir!
1. Anayasada, HSYK’de Adalet Bakanı ile
müsteşarının yeri olduğu söyleniyor, ama
bunlardan biri katılmazsa kurulun
toplanamayacağı söylenmiyor.
2. Kurulun ‘üye tamsayısı ile’ toplanacağı,
HSYK Kanunu’nun 10. maddesinde yer alıyor:
‘Kurul; Başkanın, onun yokluğunda
Başkanvekilinin daveti üzerine, üye tamsayısı
ile toplanır.’
3. 10. maddedeki bu ibare, üyelerden birinin
katılmayarak toplantıyı bloke etmesi
durumunda, anayasaca verilen görevin yerine
getirilmesini engelliyor.
4. Anayasa Mahkemesi, ‘üye tamsayısı ile’
(toplanır) sözünü iptal ederse, kurul görevini
verimli şekilde yerine getirebilir.”
Başbakan, kendine başkanlık yolunu açmak
için, anayasaya aykırı, anayasa değişikliği
paketi hazırlıyor! Adalet Bakanı ve müsteşarı,
bir anayasal kurumu çalışamaz kılıyor...
İktidar, Türkiye’yi bir hukuk devleti olmaktan
çıkarmak için vargücüyle çalışıyor!
Hep “ben yaptım oldu... Ben istersem o
olur..” kafasıyla ülkeyi yöneten ve hiçbir
uzlaşma aramayan ve istemeyen bir iktidar,
nasıl demokratik olurmuş?!
Adalet Bakanõ Sadullah Ergin hakkõnda anayasayõ ihlal ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu
YARSAV:Bakanyargõlansõn
180 dakikalık
oturma eylemi
Gaz bombası
bebeği etkiledi
İstanbul Haber Servisi - Sendikalaşma
mücadelesi veren ATV-Sabah işçileri, diren-
işlerinin 180’inci gününde 180 dakikalõk
oturma eylemi düzenledi. Gazeteciler, ana-
yasa değişiklik paketini hazõrlayan hükümete
seslenerek, “Eğer söylediklerinizde sami-
miyseniz sendikal hak ve özgürlüklerin
kullanılmasının önündeki engelleri kaldı-
rın” dedi. Basõn açõklamasõnõ yapan Türkiye
Gazeteciler Sendikasõ (TGS) Genel Sekreteri
Sergül Keskin, direnişin 200’üncü gününe
kadar devam edeceğini ve konuyu 16-18 Ni-
san tarihindeki Avrupa Gazeteciler Federas-
yonu Genel Kurulu’nda Avrupa platformuna
taşõyacaklarõnõ söyledi. Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Genel Başkanõ Orhan Erinç de,
“Grevi kamuoyunun bilgilendirilmesi, si-
yasetçilerin uyarılması açısından bir kez
daha desteklediğimizi belirtiyoruz” dedi.
Fotoğraf:HÜLYAKESKİN
İstanbul Haber Servisi - Okmeyda-
nõ’nda polisin göstericilere müdahalesi sõra-
sõnda atõlan gaz bombasõ bir eve girerek 2
aylõk kõz çocuğu B.K’nin beşiğinin yanõna
düştü. Bebeğin yaşadõğõ apartmandaki yurt-
taşlar da gazdan etkilendi.
Okmeydanõ’nda önceki gün meydana
gelen olaylar sõrasõnda polis göstericilere
gaz bombasõ ile müdahale etti. Atõlan gaz
bombalarõndan biri Torpil Sokak’ta bulu-
nan Sadõk K’nin yaşadõğõ eve isabet etti.
Torunu B.K’nin beşiğinin yanõna düşen
gaz bombasõ ile evin içinde yoğun gaz ko-
kusu oluştuğunu belirten Sadõk K, “Gazın
etkisi ile içeride bulunan 2 gelinim ba-
yıldı. Torunumun odasına girdiğim gibi
onu dışarı çıkarttım. Gazın etkisi ile to-
runum belki de ölecekti” dedi. Torununu
Okmeydanõ Eğitim ve Araştõrma Hastane-
si’ne götürdüğünü anlatan Sadõk K,“Dok-
torlar hemen müdahale etti. İlaç ve se-
rum tedavisi ile gazın etkisini azaltmaya
çalıştı” diye konuştu.
Aynõ binada oturan Mustafa B. ise evde
oturduklarõ sõrada binanõn ve sokağõn yoğun
gaz altõnda kaldõğõnõ belirterek “Atılan gaz-
lardan göstericiler değil, en çok halk za-
rar görüyor. Kızım sabaha kadar istifra
etti. Bu gazlar rasgele atılmamalı” dedi.
Mustafa B. ve Sadõk K. polisler hakkõnda
suç duyurusunda bulunacaklarõnõ söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yargõçlar ve Savcõlar Bir-
liği (YARSAV), Adalet Bakanõ
Sadullah Ergin hakkõnda “ana-
yasayı ihlal” ettiği gerekçesiyle
suç duyurusunda bulundu. Er-
gin’in kamu gücünü kullanarak
anayasal kurum olan Hâkimler
ve Savcõlar Yüksek Kurulu’nu
(HSYK) tatil etmekle suçlandõğõ
dilekçede, “Bu eyleminin 12 Ey-
lül askeri darbesi ile TBMM ve
siyasi partilerin ikinci emre ka-
dar kapatılması arasında nitelik
olarak fark yoktur” denildi.
YARSAV Başkanõ Emine Ül-
ker Tarhan imzasõyla Ankara
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na veri-
len suç duyurusu dilekçesinde,
“Adalet Bakanı’na, anayasa ve
yasalar tarafından verilmiş
HSYK’yi tatil etme yetkisi söz
konusu değildir. Şüphelinin ka-
muoyuna duyurduğu HSYK’nin
çalışmalarına süresiz ara verme
eylemi TCK 309. maddesinde
yer alan ‘TC Anayasasõ’nõ ihlal’
suçunu oluşturmaktadır. Bu su-
çun, maddi öğeleri, anayasayı
cebir veya tehditle ihlale kal-
kışmaktır. Şüpheli, suç ihbarı-
mıza konu eylemiyle TC Ana-
yasası’nı ihlal ederek Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin en te-
mel niteliği olan hukuk devleti il-
kesini kaldırmaya kalkışmıştır.
Şüpheli elinde bulundurduğu
kamu gücünü kullanarak, yani
cebir kullanarak anayasal bir
kurumu tatil etmiştir. Hiçbir
yetkisi bulunmadığı halde ger-
çekleştirdiği bu eyleminin 12
Eylül askeri darbesi ile TBMM
ve siyasi partilerin ikinci bir
emre kadar kapatılması ara-
sında nitelik olarak herhangi bir
fark yoktur. Bugün yaşadığımız
şudur: Yürütme organının bir
temsilcisi yargıya kilit vurmuş ve
anayasal bir kurulu işlevsiz bı-
rakmış, bırakmakla da kalma-
yıp kamuoyuna darbe bildirisi
gibi duyurmuştur” denildi.
309’dan yargılansın
Dilekçede, Adalet Bakanõ’nõn
TBMM’nin yetkilerini hiçe saya-
rak anayasanõn değiştirilmesi tek-
lif bile edilemez başlangõç hü-
kümlerindeki kuvvetler ayrõlõğõ
ilkesini, hukuk devleti ilkesini
yok etmeyi hedefleyen çalõşmalar
yaptõğõ anlatõldõ.Dilekçesinde şu
değerlendirme yapõldõ: “Anaya-
sanın 159. maddesini askıya al-
mayı hedeflediği anlaşılmakta-
dır. Şüpheli atılı TCK 309. mad-
desiyle suç olarak tanımlanan ve
ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası öngören eylemi gerçek-
leştirmiştir. Eylemle, TC Ana-
yasası’nın 159. maddesi askıya
alınmıştır. Şüpheli hakkında
atılı suçtan soruşturma yapıl-
masını, lehine ve aleyhine olan
tüm yasal kanıtlar toplanarak,
şüpheli hakkında TCK 309.
maddesi gereği cezalandırılma-
sı istemiyle kamu davası açıl-
masını talep ederim.”
Kamer Genç: İstanbul soygun alanõ gibi
MAHMUT LICALI
ANKARA - Eğitim-İş, Ata-
türk’ün yatõ Savarona’nõn yabancõ-
lara satõlmamasõ ve Atatürk’ün ha-
tõrasõnõn Türkiye’de kalmasõ için
kampanya başlatmaya hazõrlanõyor.
Savarona’yõ 49 yõllõğõna kiralayan
işadamõ Kahraman Sadıkoğlu ile
görüşecek olan Eğitim-İş Genel
Başkanõ Yüksel Adıbelli, “Cum-
huriyetimizi kuran Atatürk’ün
hatırası, bizim bir değerimizdir.
Değerlerimiz satılamaz” dedi. Sa-
dõkoğlu’nun Savarona’yõ yüksek
maliyeti nedeniyle devretme kararõ
almasõnõn ardõndan, yata Rus ve
Araplarõn talip olmasõ Eğitim-İş’i ha-
rekete geçirdi.
En başta devletin Atatürk’ün ha-
tõrasõna sahip çõkmasõ gerektiğini ifa-
de eden Adõbelli, şunlarõ dile getir-
di: “Eğitim-İş olarak biz bir kam-
panya başlatacağız. Yurttaşlara
sesleneceğiz: Gelin Atamızın ha-
tırasına sahip çıkalım. Atamızın
hatırası Türkiye’de kalsın.”
Başbakan Tayyip Erdoğan için
çok sayõda cip alõndõğõnõ ifade eden
Adõbelli, “Atatürk’ün hatırasına
devlet de sahip çıkmazsa, biz Eği-
tim-İş olarak gücümüz yettiği ka-
dar bu yata talip olacağız” dedi.
TİB’DE 10 SAAT SÜREN ARAMA YAPILDI
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tun-
celi Bağõmsõz Milletvekili Kamer Genç, İs-
tanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 46 ihaleyi
kendi yandaşlarõna “pazarlık” usulüyle ver-
diğini belirterek “Adeta İstanbul bir soy-
gun alanına çevrilmiş” dedi.
Genç, basõn toplantõsõnda, İstanbul Büyük-
şehir Belediyesi’nin yaptõrdõğõ yol ve kavşak
ihalelerinde usulsüzlük yapõldõğõnõ söyledi.
Bu konuyla ilgili soru önergesi de verdiğini
ifade eden Genç, Kamu İhale Kanunu’nda
değişiklikliğe gidilerek “ihalelerde usulsüz-
lükler” yapõldõğõnõ belirtti. Genç, 19 Tem-
muz 2007’de yönetmelik değişikliği yapõldõ-
ğõnõ kaydederek, yönetmelikte, “Kamu İha-
le Kurumu, eğer bir ihaleye itiraz edilirse,
ihaleyi reddeder, reddetmezse de tespit
edilen aykırılıklar hakkında iptal kararı
vermez, sadece bunları tespit eder ve iha-
le merciine bildirir” denildiğine dikkat
çekti. Genç, böylece usulsüz ihalelerin iptal
edilemediğini söyledi. Çõkarõlan yönetmelik-
le, Kamu İhale Kanunu’nun ilgili maddesi-
nin ihlal edildiğini dile getiren Genç, başka
bir yönetmelikte, 22 Haziran 2007’de yapõ-
lan bir değişikliğe göre, “Kamu İhale Ka-
nunu’na itiraz edilse dahi, idare tarafın-
dan sözleşme imzalanmışsa artık bu itira-
zın incelenemediğini” ifade etti. Genç, “İs-
tanbul Belediyesi, 46 ihaleyi, kendi yan-
daşlarına pazarlık usulüyle vermiş, bu
pazarlıklarda da çok büyük suiistimaller
var” diye konuştu.
Savarona
için
kampanya
EĞİTİM-İŞ
Siirt’teki Baykal!..
AKP’liler, muhalefetin Fırat’ın ötesine
gidemeyeceği konusunda ahkâm
kesmesine karşın CHP’liler gerektiğinde
Güneydoğu’ya gidiyor ve düşünüldüğünün
tam aksine çok da büyük ilgi görüyor.
Geçen haftalarda CHP Genel Başkan
Yardımcısı Yılmaz Ateş’in tamamı Arap
kökenlilerden oluşan Urfa’nın Harran
ilçesinde düzenlediği mitingi 2 bini aşkın
insan coşkuyla izlemişti...
CHP lideri Deniz Baykal Malatya ve
Elazığ’dan sonra geçtiğimiz cumartesi
günü de Siirt’e gitti. Baykal’la keyifli bir
uçak yolculuğu yaptık. Yanında
kurmaylarından Yılmaz Ateş ile Mustafa
Özyürek de vardı. Siirt’e indiğimizde ise
kalabalık bir araç konvoyu CHP liderini
izledi. Baykal’ın konuştuğu salon
hıncahınç doluydu.
Kitlenin coşkusu radikal dincilikle etnik
bölücülük arasında sıkışan bölge halkının
huzur arayışı içinde olduğunu kanıtlıyordu.
Baykal’ın, “önce silahlar sussun,
demokratikleşme gelir” şeklindeki
açıklamaları CHP’nin uzattığı elin, şiddet
yorgunu kitlelerce kavranmaya
başladığını gösteriyordu.
Deniz Baykal bölge insanına umut dolu
ve mantıklı mesajlar verdi. GAP’ı kesinlikle
tamamlayacaklarını söyledi. Özellikle
işsizlik konusuna değinirken iktidarın
bölgedeki fabrikaları kapatmasını eleştirdi
ve “zarar da ediyorsa kapatma” diye
çağrı yaptı. Salondakiler Baykal’ın her
kelimesini dikkatle dinleyip alkışladılar.
Siirt’te CHP liderini hüzünlendiren bir
olay da yaşandı. Halk Eğitim Merkezi’nde
usta öğretici olarak çalışan türbanlı bir
kadın, işine son verildiğinden ve hastane
temizliğinde görevlendirildiğinden yakındı!
Genç kız, “Tuvaleti, lavaboyu
temizledikten sonra sizi dinlemeye
geldim. Benim gibi binlerce genç kız
aynı durumda. Bize yardım edin” diye
çığlık attı. Salondakiler ise “AKP utansın”
diye bağırdı...
Siirtli o genç kızın çığlığı, imam
hatiplilerin devleti ele geçirmesi için bir
yandan katsayı bahanesiyle YÖK’te
numaralar çeviren diğer yandan da meslek
liselileri tuvalet temizliğine gönderen
AKP’lilerin suratında bir şamar gibi patladı!
Yalnız o çığlık değil, salona asılan
“Sözde değil özde Kürt dostu Baykal”
pankartı da “açılım” safsatasıyla Kürt
yurttaşları takıyye ve kaos kuyusuna çeken
iktidara bir tokat oldu!..
Mardin’deki İmaj!..
AKP, 12 Eylül sonrası ANAP’ın yaptığı
hatayı tekrarlamakta ısrar ediyor.
Güneydoğu kentlerinde
görevlendirilen valiler salt kendi dünya
görüşlerini bürokrasiye egemen
kılmıyor, kentlerin sosyokültürel
yapısını cemaat ekseninde
dönüştürmek için de çaba harcıyor. Bu
uğurda bazı kentlerde çok ilginç
etkinlikler yapılıyor!
Örneğin cehalet, gericilik, yoksulluk,
işsizlik ve terör kıskacındaki Diyarbakır,
bir sosyal rehabilitasyon projesine ve
kalkınma planına gereksinim duyarken,
valilik kentteki türbe sayısını saptamak
için müthiş bir mesai harcıyor! Üstelik
aynı valilik Çin Seddi’nden sonra
dünyadaki en büyük surlara sahip
Diyarbakır’ı İstanbul’daki turizm fuarında
temsil ettirmiyor!
Mardin ise daha tehlikeli ve
düşündürücü girişimlere sahne oluyor!
Hani şu Hizbullah’ın merkezine
dönüştürülen Mardin... İçinde raylı
sistemler bulunan devasa Hizbullah
karargâhının ve de örgütün bilgi işlem
merkezi ile en büyük cephaneliklerinden
birinin ortaya çıkarıldığı Mardin!..
PKK tarihinin en büyük katliamlarına
sahne olan Mardin!..
2009 yılının Mayıs ayında Bilge
köyünde 44 kişinin kan davası uğruna
vahşice katledildiği kültür beldesi
Mardin!..
Bir dönem kan ve şiddetin egemen
kılınmaya çalışıldığı bu güzel kentin
öfkeyle bozulmuş imajının turizmle
değiştirilmesi gerekirken, perdeye bu
kez de El Kaide’nin referans aldığı
Selefiler yansıtıldı!..
1980 öncesi Avrupa’daki Türk
imamlara maaş verdiği ortaya çıkan
Suudi kökenli “Rabıta El Alam al
İslami” (Rabıta Vakfı) Mardin’de bir
fetva konferansı düzenledi!..
Üstelik bu konferans, İslam
âlimlerinden Harranlı İbn Teymiye’nin
700 yıl önce Moğollara karşı verdiği
fetvanın günümüz koşulları altında
yeniden yorumlanması için yapıldı!..
Teymiye’nin fetvası, Suudi
Arabistan’da saldırılar düzenleyen
Mısır kökenli radikal dinci Tekfir ve
Cihat örgütü ile Afganistan-Türkiye ve
Avrupa-ABD hattında yüzlerce kanlı
eyleme imza atan El Kaide tarafından
referans alınıyor!..
Süryani ve Ermenilerin de
Müslümanlarla birlikte huzur içinde
yaşamaya çalıştığı; taşların usta ellerde
adeta nakışa dönüştürüldüğü muhteşem
bir turizm kenti, kan davasından etnik
bölücülüğe, Hizbullah’tan El Kaide’ye
kadar çok düşündürücü bir çizgi üzerinde
imajını arıyor!..
Mardin’e yazık oluyor!..
İmralı’daki Film!..
İmralı Adası’nda, Abdullah
Öcalan’ın yanına gönderilen 5
mahkûma, TRT 1 ve TRT 2’nin
yanı sıra çizgi filmlerin
yayımlandığı TRT Çocuk’un da
açık olduğu bir televizyon
verilmiş!..
Öcalan’ın avukatlarından
Doğan Erbaş ise dün bir
gazeteye İmralı’da koşulların
iyileştirilmesi için çabalarının
sürdüğünü söylemiş. Üstelik,
“Öcalan, sadece TRT
kanallarını çeken bir radyoyu
dinleyebiliyor. Televizyon
alabilmesi için aylardır uğraş
veriyoruz ama bir sonuç
alamadık” diye konuşmuş.
Doğan, “Abdullah Öcalan
çizgi film izler miydi”
sorusuna da gülümseyerek şu
yanıtı vermiş:
“Bu mevzu hiç
konuşulmadı. Ancak gayet
tabii ki o da çizgi film
izleyebilirdi.”
Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı
Ömerli köyünde 1949 yılında
dünyaya gelen Öcalan’ın
biyografisi onun çizgi filmlere
yaklaşımı konusunda da
ipuçları verebilir! Gelin, on
binlerce insanın yaşamına mal
olan Öcalan’ın adına kurulan
web sayfasındaki biyografisine
bir göz atalım:
“Abdullah, geleneklere
aldırmayan, kendi bildiğinde
direten, değişik oyunlarla
çocukları dağlara çıkararak
avcılık yapan asi bir çocuk
portresini çizmektedir.
Sürekli, araştırmacı-
çatışmacı bir kişilik
ekseninde gelişen Abdullah,
anne ve babası ile toplumu
karşısına almaktan da geri
durmaz. Öcalan, çocukluk
arkadaşlarından bir grup
kurarak bunlarla birlikte
hareket etmeye başlar.
Aileler çocuklarını ondan
sakınırdı. İyi bir yılan avcısı
durumundadır. Güvercinleri
ve kuşları avlamada da
öyledir.”
TRT Çocuk’ta “Muhteşem
Türkler”, “Keloğlan
Masalları”, “Çık Dışarıya
Oynayalım” ve “Neşeli
Böcekler” gibi çizgi filmler
oynatılıyormuş! Biyografisini
okudunuz, sizce Öcalan
hangisini çok sever?..
obursali@cumhuriyet.com.tr
ATV-Sabah grevi sürüyor
Polislere suç duyurusu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca, Yargõtay ve Da-
nõştay başkanlõklarõnõn telefonlarõnõn dinlenil-
diği iddialarõna ilişkin yürütülen soruşturma
kapsamõnda, Telekomünikasyon İletişim Baş-
kanlõğõ’nda (TİB), Ankara 9. Sulh Ceza Mah-
kemesi’nin kararõ doğrultusunda yaklaşõk
arama yapõldõ.
Ankara Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Nuri Yi-
ğit, konusunda uzman üç bilirkişi ile birlikte
dün saat 10.00’da TİB’e gitti. Yiğit ve berabe-
rindekiler yaklaşõk 10 saat, Yargõtay ve Danõş-
tay başkanlõklarõnõn telefonlarõnõn daha önce
dinlenip dinlenilmediğine ilişkin inceleme yap-
tõ. Buradan alõnan kimi kayõtlar da ayrõca ince-
lenecek. Gerek duyulmasõ halinde TİB Başkanõ
Fethi Şimşek’in de aralarõnda bulunduğu yet-
kililerden bilgi istenecek. Akşam saatlerinde bir
açõklama yapan Şimşek, “Kendilerine her türlü
kolaylık gösterilmiştir, bakmak istedikleri her
konu kendilerine açılmıştır” diye konuştu.
Bir gazetecinin, “Aramalar neden bu ka-
dar uzun sürdü” sorusuna Şimşek, “Başkan-
lığımızın faaliyete başladığı tarihten bu yana
tüm işlemler mercek altına alındı. Bu an-
lamda bilirkişilerin talep ettikleri her türlü
işlemler kendilerine gösterildi, gerekli notla-
rı alarak gittiler” yanõtõnõ verdi. Başka bir
gazetecinin, “Söz konusu iddiaları nasıl de-
ğerlendirdiğini” sormasõ üzerine de Şimşek,
başka bir açõklama yapmayacağõnõ, hazõrlõk
soruşturmalarõnõn gizli olduğunu kaydetti.