23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 30 MART 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR Can Dündar, Zülfü Livaneli ve Hamdi Alkan Üç Atatürk filmi. Biri Can Dündar’dan, “Mustafa”… En iddialı olanı: Çünkü adı “belgesel”, yani gerçeklere dayalı olduğu ve objektif nitelik taşıdığı iddiası olan bir çaba. Nesnellik iddiası taşımasına karşın, öznel bir görüş açısını yansıttığı için çok eleştirildi. İkincisi Zülfü Livaneli’den, “Veda”… Daha iddiasız: Özel bir görüş açısını, Salih Bozok’un anılarını yansıtan bir sinema filmi. Livaneli’nin sanatsal becerisini ortaya koyan güzel bir çalışma. O da çok eleştirildi. Üçüncüsü Hamdi Alkan’dan, “Dersimiz Atatürk”… En iddiasızı, en sadesi. Herkes için, Turgut Özakman’ın uzman ve kıvrak kaleminden çıkma, adı üstünde, bir ders. Ben her toplumun bütün kutsallarını soğukkanlı bir biçimde tartışabilmesinden yanayım. Daha da açıkçası, her toplum, dinini, imanını, mezhebini, ırkını, milliyetçiliğini, kurucu atalarını, tarihini rahatça tartışabilmelidir: Bu aslında bir uygarlık, bir demokratlık, bir gelişmişlik göstergesidir. Kimseyi incitmeden, kavga dövüş çıkarmadan, bir toplumun kendini sorgulaması, daha demokratik, daha müreffeh bir yapıya doğru yol alabilmesi için gerekli bir koşuldur. Bizim toplumumuzun da, bütün toplumlar gibi, dinle, mezheple, ırkla, milliyetçilikle ve tarihle ilgili pek çok kutsalı var. Belki çok ayrıntıya girmeden, kaba bir sınıflamayla bunları din ve milliyet olarak belirtebiliriz. Ne yazık ki çok genel ifadelerin dışında, bu konulardaki olaylara, uygulamalara, tutum ve davranışlara, duygulara, düşüncelere ilişkin ayrıntılı tartışmalar, hele hele eleştiriler yapmak olanağı pek yok. Bir dini uygulamayı eleştirmeye kalkın da bakın: Derhal siyasal, toplumsal ve medyatik linç devreye girer. Milliyetçilik konusunda sert bir eleştiri yapın, derhal kendinizi mahkemede bulursunuz. Aslında medyatik istismar da bu iki konu üzerinden yapılmıyor mu? Bazı gazeteler ve televizyonlar din ve milliyetçilik duygularını kullanarak halkı galeyana teşvik etmiyor mu?.. Hatta bazı cinayetlerin arka planında bazı yayın organlarının bireylere dönük hedef göstermeleri yok mu? Bugün, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmaya çalışan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu atası Mustafa Kemal Atatürk de ülkemizin, toplumumuzun kutsallarından biridir. Onun hakkında da yazmak, konuşmak, yorum yapmak, film çekmek, hele hele eleştirel bir yaklaşımla bunları gerçekleştirmek daima haklı, haksız pek çok tepkiyi davet eder. Üstelik ülkemizde de, bütün ülkelerde olduğu gibi bu “kutsalların bekçileri” vardır: Durumdan vazife çıkartan, kendilerini bu “manevi değerlerin” sahibi ve koruyucusu sayan, yetkili yetkisiz, pek çok çevre ve insan, bu konularda yapılan eleştirileri ve hatta övgüleri, kendi görüşlerine uymuyorsa derhal mahkûm eder, suçlar ve karalamaya kalkar. Son bir nokta da, toplumda gittikçe derinleşen bir siyasal kamplaşmanın artık bu kutsalları da pençesine almış olması, aklın, bilimsel ve estetik eleştirinin yerine, duyguların, kitle psikolojisinin ve demagojinin geçmiş olmasıdır. İşte bu ortamda Atatürk filmi yapmak cesaret ister. Kendine güven ister. Uzmanlık gerektirir. Çok çalışmak ve risk almak demektir. Bu nedenle yapılan bütün çabaları saygıyla karşılıyorum. Bu yazıyı bilerek geciktirdim, tepkileri bekledim. Üç film arasında en az saldırıya uğrayanı Hamdi Alkan’ın filmi oldu. Bilmiyorum, belki en sadesi olduğu için… Belki de Hamdi Alkan, siyasal kişilik olarak öteki iki ünlü isimden daha az tartışmalı bir kimliğe sahip olduğu için… Televizyonda yayımlanan “Arka Sıradakiler” dizisi ile dikkatleri çeken Alkan daha önce Bayrampaşa’da mahkûmların ve infaz memurlarının da oynadığı “Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım” adlı çok güzel bir filme imza atmıştı. Her ne olursa olsun, hem zevkli vakit geçirmek, hem de bir şeyler öğrenmek istiyorsanız mutlaka “Dersimiz Atatürk”e gidin. Keşke Milli Eğitim Bakanlığı bir kampanya yapsa da bu filmi bütün öğrencilerin görmesini sağlasa. ekongar@cumhuriyet.com.tr www.kongar.org İstanbul Haber Servisi - McDonald’s restora- nõnõn Şişli’deki şubesini geçen hafta, Mecidiye- köy’deki şubesini ise önceki gün soyan ve polis ta- rafõndan yakalanan Erhan T, Şişli İlçe Emniyet Mü- dürlüğü’nün 7’nci katõndaki Şişli Asayiş Büro Amirliği’nin penceresinden atlayarak intihar etti. Er- han T. ifadesinde, “Ağabeyimin kızı epilepsi hastası. Soygunları o yüzden yaptım” demişti. Erhan T. tutulduğu Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 7. katõndaki nezarethaneden tuvalete gitmek istediği- ni söyleyerek çõktõ. Polis gözetiminde tuvalete doğru ilerleyen Erhan T. kendini bir anda camdan aşağõya at- tõ ve yaşamõnõ yitirdi. Erhan T’nin adliyedeki ifadesinde gasp sõrasõnda yanõndaki kişinin adõnõ vermesi üzeri- ne yeniden emniyete getirildiği öğrenildi. Sorularõ yanõtlayan, İstanbul Emniyet Müdürü Hü- seyin Çapkın, “İhmal varsa gözönünde bulundu- racağız. Gerekenleri yapacağız” dedi. Görgü tanõ- ğõ iki kişi emniyete geldikleri sõrada, yukarõdan düşen bir kişinin önce otoparktaki aracõn üzerine çarptõğõnõ, daha sonra da yere düştüğünü gördüklerini söyledi. Bir başka kişi ise T’nin aşağõya atõldõğõnõ iddia etti. Zanlõ Erhan T’nin binanõn 7. katõndan atladõğõ öne sürülüyor Emniyette ‘intihar’ YASALAR HİÇE SAYILIYORDU HES’e ani baskın RİZE (Cumhuriyet) - Çevre ve Orman Ba- kanlõğõ’nõn verdiği ÇED izinlerinin mahkeme- lerce iptal edilmesine, sayõsõz suç duyurularõ- na, yöre halkõnõn sert protestolarõna karşõn in- şaat çalõşmalarõnõ sürdüren Uzundere-2 hidro- elektrik santralõna jandarma baskõn düzenledi. Rize İdare Mahkemesi, Çayeli ilçesindeki Senoz Vadisi’nde, Atabey Enerj firmasõ tara- fõndan yapõmõ süren Uzundere-2 hidroelektrik santral projesi için verilen, “ÇED gerekli de- ğildir” kararõnõ 23 Şubat’ta iptal ederek yü- rütmeyi durdurdu. Karar, 10 Mart’ta Çayeli il- çe Jandarma Komutanlõğõ ekiplerince firmaya tebliğ edildi. Ancak, kõsa süre çalõşmalara ara veren firma, daha sonra bölgede gizlice çalõş- ma başlattõ. İhbar üzerine 25 Mart’ta şantiyeye baskõn düzenleyen jandarma, yasal olmadõğõ halde çalõşan firmayla ilgili inceleme başlattõ. DÜMEN’E BÜROSUNDA SALDIRI Son anda kurtuldu Haber Merkezi - Posta gaze- tesi yazarõ ve cinsel yaşam uz- manõ Dr. Haydar Dümen’in Cihangir’deki bürosu, dün sa- at 15.00 sõralarõnda adõnõn Hüseyin A. (27) olduğu öğre- nilen bir kişi tarafõndan silahla basõldõ. Dümen içerideyken meydana gelen baskõnda, sal- dõrganõn silahõnõn tutukluk yaptõğõ belirtildi. Gözaltõna alõnan zanlõnõn ilk sorgusunda, Almanya’daki arkadaşõ Mustafa E’nin bir miktar para vererek “Eşim 3 ay önce Dü- men’in muayenehanesinde tacize uğramış. Ayaklarına ateş ederek bir korkut” dediği iddia edildi. A, emniyet müdürlüğüne girer- ken “Tacizden dolayı yaptım” diye bağõrdõ. ‘Aşk Yağmuru’ dönüyor ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Antalya’nõn Kemer ilçesinin MHP’li Belediye Başkanõ Mustafa Gül’ün, gö- reve gelir gelmez, “müstehcen” bula- rak kaldõrttõğõ Heykeltõraş Zafer Sa- rõ’nõn yaptõğõ, “Aşk Yağmuru” heyke- linin mahkeme kararõyla ilk yerine konulmasõna karar verildi. Belediyenin bir dönem yasaklõ hale getirdiği hey- kelin küçük bir kopyasõnõn, Los Ange- les’ta sergileneceği belirtildi. Gül’ün, önce depoya kaldõrdõğõ, ardõndan ge- len tepkiler üzerine Kuğulu Park’a yerleştirdiği heykel için heykeltõraş Sarõ, kendisinden izin alõnmadõğõ için Antalya 2. İdare Mahkemesi’ne iki ayrõ dava açtõ. Mahkeme, heykelin, ay- nõ konsept içinde ilk yerine dikilmesi- ne karar verdi. Sarõ’nõn avukatõ Zeki Kahraman ise Belediye Başkanõ Mus- tafa Gül hakkõnda ceza ve tazminat da- valarõ da açacaklarõnõ söyledi. Genç doktorun hazin sonu ZONGULDAK (Cumhuriyet) - Zon- guldak Karaelmas Üniversitesi Tõp Fakül- tesi’nde görevli Yrd. Doç. Dr. Ebru Taşçõ (36) arabasõnõ Zonguldak - İstanbul kara- yolu üzerindeki 250 metrelik uçuruma sü- rerek intihar etti. Önceki gün çok sayõda sinir hapõ ve içki içtikten sonra bindiği arabasõyla maddi hasarlõ kaza geçirdiği bildirilen Taşçõ’nõn cesedi, balõk adamlar tarafõndan denizden çõkarõldõ. Fındıkzade’de banka soygunu İstanbul Haber Servisi - HSBC Bank’õn Fõndõkzade Şubesi, silahlõ iki kişi tarafõndan soyuldu. Emniyet Müdürlü- ğü’ne yaklaşõk 500 metre uzaklõktaki ban- kaya motosikletle gelen soyguncular, gü- venlik görevlisini etkisiz hale getirdi. Soy- guncular, vezneden 20 bin TL ve güvenlik görevlisinin silahõnõ da alarak kaçtõ. Yeni lazerde Türk damgası ANKARA (AA) - Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Ömer İlday ve ekibi, mevcut la- zerlerden daha yüksek güçle çalõşan yük- sek performanslõ yeni bir tip fiber lazer ge- liştirdi. Dünya literatürüne “soliton-simila- riton” adõnõ verdikleri yeni lazeri hediye eden Türk araştõrmacõlarõn çalõşmasõ optik alanõnõn en prestijli bilim dergisi Nature Photonics’in internet sayõsõna girerken ma- yõs ayõ baskõsõnda da yayõmlanacak. Üniversite öğrencisi kayıp ISPARTA (AA) - Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Su Ürünleri Fakültesi öğrencileri için Yazõlõ Kanyon’a geçen cu- martesi günü düzenlenen gezide kanyona düşen otobüs şoförünü kurtarmak için suya atlayan ve kaybolan Okan Albayrak’a (22) halen ulaşõlamadõ. İlgililerin arama çalõş- malarõ kepçeyle sürdürülüyor. Garipoğlu, Adli Tıp’ta İstanbul Haber Servisi - Münevver Karabulut’un katil zanlõsõ Cem Garipoğlu, Bakõrköy 4. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin kararõyla, Adli Tõp Kurumu’na sevk edildi. Kuruma arka kapõdan sokulan Garipoğlu, 3 hafta süresince akli dengesinin yerinde olup olmadõğõna yönelik kontrol edilecek. Dr. Dümen.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle