23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Yargıyı iktidar yörüngesine oturtmayı amaçlayan değişikliklerin ilk hedefi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu olmasına karşın; AKP değişiklikleri AB eseridir diye yutturmaya çalışıyor. Acaba gerçekten Avrupa Birliği, HSYK’nin RTE’nin her fırsatta savunduğu biçimde yapılanmasını istiyor mu? Tanrısı bir gün olsun susma, her gün bir, birkaç kez konuş diye yaratmış sanki, Başbakan beyefendi; sağa sola gönderdiği heyetlerin TV’lerdeki laf kalabalığıyla… bilumum iletişim organlarını kullanıyor ve… …ne çare ufak bir araştırma HSYK’yi yapısal açıdan AB ölçeklerine uydurma iddiasının kof bir iddia ve aldatıcı olduğunu kanıtlamaya yetiyor. 2003-04, 05 ve nihayet 2009 AB raporları HSYK’de Adalet Bakanı ile bakanlık müsteşarının bulunmamasını istiyor. RTE taslağının 159. maddesinde ise “Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabii üyesidir” yazıyor. AB’nin yargı bağımsızlığı ve hukuksal uygulamalarına göre kurula değil başkanlık etmesi, bulunmaması, müsteşarının da üye olmaması gerekirken; RTE taslağı, Adalet Bakanı’na geniş yetkiler veriliyor. Taslaktaki 159. maddeye göre HSYK’ye başkanlık eden Adalet Bakanı, yerine geniş yetkilerle donatılıyor. Örneğin “kurulun yönetimi ve temsili kurul başkanına (Bakana) aittir. Kurul başkanı dairelerin çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını seçer. (ama) Başkan (Bakan) yetkilerinden bir kısmını başkanvekili olarak belirlediği daire başkanına devredebilir” ve… böylece kurul dairelerinin çalışmalarını da direktifleri doğrultusunda çalışmaya ve karar almaya yönlendirebilir. Örneğin, “hâkimlerin ve savcıların görevleri… icaplarına uyup uymadığını araştırma, gereğinde inceleme soruşturma işlemini HSYK Başkanı (Bakan) yaptırabilir.” Örneğin, “kurula bağlı genel sekreterlik kurulur. Genel sekreter üç aday arasından kurul başkanı (Bakan) tarafından atanır” deniliyor ve genel sekreterliğin de bakanın emrine girmesi sağlanıyor. Paket yasalaşırsa, örneğin müsteşarın yakınının cenaze törenine katıldığı ileri sürülerek HSYK’nin yargı atamaları gibi zorunlu ve önemli görevleri yerine getirmesi önlenecek. Bu örneklerin ortaya koyduğu gerçek özetlenirse: HSYK, Başbakan’a bağlı Adalet Bakanı’nın güdümüne giriyor. Atamalar dahil yargıyla ilgili hemen bütün yargısal önemli işlemlerin odak noktası hükümetin, yani RTE’nin eline geçiyor. RTE’ye göre yapılmak istenilen yargıyı daha bağımsız duruma getirmekmiş!.. Oysa yargı bal gibi hükümetin kıskacına giriyor. İktidar işine geldiğinde aykırı kimi uygulamalarına, örneğin yargıyla ilgili dayatmalarına gerekçe olarak AB’nin hukuksal, toplumsal kurallarını öne sürüyor ve hatta anayasa paketinin Venedik Komisyonu kararlarına koşut hazırlandığını savunuyor. Örneğin değişiklik paketinin referandumda “tümüyle oylanmasını” saptayan madde koyuyor. Oysa Venedik Komisyonu kararlarına göre referanduma sunulan “farklı konular (pakette olduğu gibi) bir araya getirilemez” ama; AB’ymiş, Venedik Komisyonu imiş, RTE’ye vız geliyor. Yerli malı RTE markalı uygulamaları; AB’nin Venedik Komisyonu’nun doğrultusundaymış gibi savunmakta beis görmüyor. Yargı reformu adı altında yargının iktidarın eline geçmesini savunan siyasetçi veya değil, yandaşlarla yalakaların sloganı yine aynı: RTE büyük, başka büyük yok!.. İçeride AKP’nin zaten ipliği pazara çıktı. Dışarısı da RTE’nin reform adı altında laik Cumhuriyeti koruyan kollayan ordu ile yargıya savaş açtığını artık görüyor, yazıyor. Ne çare bu iktidar nalıncı keser: İster hukuksal, ister toplumsal veya ekonomik olsun, sivil darbeyi pekiştirmek amacıyla iç ve dış, ulusal ve uluslararası kimi kuralları, olanakları… …olumsuz, yadsınan yaptırımlarını savunmak için kullanıyor. SAYFA 28 MART 2010 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 28 Mart Oslo Y 6 Helsinki K 3 Stockholm K 3 Londra Y 13 AmsterdamY 10 Brüksel Y 11 Paris Y 11 Bonn Y 11 Münih Y 14 Berlin Y 14 Budapeşte B 15 Madrid PB 20 Viyana B 14 Belgrad PB 14 Sofya Y 11 Roma PB 16 Atina PB 20 Zürih Y 14 Moskova PB 9 Aşkabat Y 15 Taşkent PB 19 Bakû PB 11 Bişkek B 8 Tiflis B 15 Kahire B 26 Şam PB 20 İstanbul Y 16 Edirne Y 15 Kocaeli Y 20 Çanakkale Y 15 İzmir Y 19 Manisa Y 22 Denizli Y 23 Zonguldak Y 16 Sinop B 13 Samsun B 20 Trabzon B 17 Giresun B 17 Ankara B 20 Eskişehir Y 18 Konya B 20 Sıvas B 16 Antalya Y 22 Adana Y 23 Mersin Y 22 Diyarbakır Y 18 Şanlıurfa Y 20 Mardin Y 15 Siirt Y 17 Hakkâri Y 8 Van Y 10 Kars Y 11 Yurt geneli parça- lı, zamanla çok bu- lutlu, İç Anadolu’nun doğusu ile Orta ve Doğu Karadeniz dı- şında tüm yurt yağışlı geçecek. Hava sı- caklığı Trakya, Kıyı Ege, Akdeniz’in kıyı kesimleri ile Güney- doğu Anadolu ve Doğu Anadolu’nun batısında 2 ila 4 de- rece azalacak, diğer yerlerde 4 ila 6 dere- ce artacak. Ergenekon sanõğõ Alparslan Arslan’õn uyuşturucu madde kullanõp kullanmadõğõ araştõrõlacak Adli Tıp’a sevki istendiİstanbul Haber Servisi - Birin- ci Ergenekon davasõnda iddia ma- kamõ, tutuklu sanõk Alparslan Ars- lan’õn, Cumhuriyet gazetesine ilk bombanõn atõldõğõ 5 Mayõs 2006 ta- rihinden itibaren uyuştucu, uyarõcõ veya herhangi bir kimyasal madde kullanõp kulllanmadõğõnõn belir- lenmesi için Adli Tõp Kurumu’na sevk edilmesini istedi. Savcõ Pek- güzel, Arslan, tutuksuz sanõklar Süleyman Esen ve Salih Kurter ile soruşturma sõrasõnda ifadesi alõ- nan Teoman Ekşioğlu’ndan elde edilen Arapça yazõlarõn mahiyeti- nin Diyanet İşleri Başkanlõğõ’ndan sorulmasõnõ istedi. Talepleri daha sonra karara bağlayacak olan mah- keme, duruşmayõ 19 Nisan 2010 ta- rihine erteledi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nin önceki gün gerçekleştiri- len oturumunda Başkan Köksal Şengün, gece geç saatlerde iddia makamõna sanõk ve avukatlarõn ta- leplerine ilişkin görüşlerini sordu. İddia makamõnõn görüşlerini açõk- layan savcõ Mehmet Ali Pekgüzel, Arslan’õn babasõ İdris Arslan’õn Adli Tõp Kurumu’na sevk edilme- si için dilekçe verdiğini ancak da- vada sõfatõ olmamasõ nedeniyle bu talep konusunda karar verilmesine gerek olmadõğõnõ kaydetti. Savcõ Pekgüzel, dosyaya yansõyan ifade- lere ve sanõğõn daha önce tahlil nu- munesi vermediğine dikkat çekerek “Alparslan Arslan’ın yeniden Adli Tıp Kurumu’na gönderil- mesi, halen ve özellikle 5 Mayıs 2006 tarihinden itibaren uyuş- turucu, uyutucu, uyarıcı veya kimyasal bir madde alıp alma- dığının, almışsa işlediği fiilin hu- kuki anlam ve sonuçlarını algı- lama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme ye- teneği üzerindeki etkisinin ne ol- duğunun ve hangi miktarda kan ve idrar numunesinin gerektiği- nin istenilmesine” karar verilme- si şeklinde mütalaada bulundu. Makina Kimye Endüstrisi’ne ya- zõ yazõlarak “Danıştay saldırısıy- la ilgili olarak 9 mm çaplı Glock marka silahın ülkede satışının ya- pılıp yapılmadığının, yapılıyorsa hangi kurumun satışa yetkili bu- lunduğunun, 2006 tarihi itiba- rıyla satış fatura miktarının so- rulmasını isteyen savcõ Pekgüzel ayrõca İstanbul Emniyet Müdürlü- ğü’nden bu silahõn Mayõs 2006 ta- rihindeki “kaçak piyasa değeri- nin” öğrenilmesini talep etti. Cumhuriyet gazetesine ikinci bombanõn atõldõğõ 10 Mayõs 2006 tarihinde polisin cadde üzerinde bulduğu Nokia 1100 marka cep te- lefonunun görüşme trafiğinin ve baz istasyonu kayõtlarõnõn Telekomü- nikasyon İleşim Başkanlõğõ’ndan sorulmasõnõ isteyen savcõ Pekgüzel, bu telefonun satõşõnõn yapõldõğõ Halaskârgazi Caddesi üzerindeki iş- yerinde gerekli evrakõn temin edil- mesi yönünde görüş bildirdi. Otel kayıtları Danõştay’a saldõrõ dosyasõnda adõ geçen Sinan Berberoğlu adlõ ki- şinin, tutuklu sanõk Osman Yıldı- rım’a 17 Mayõs 2006’da 00.37 sõ- ralarõnda “Biz belki Gerede Gre- en Park Otel’de kalacağız, sabah görüşürüz” şeklinde kõsa mesaj çektiğine dikkat çeken Pekgüzel, bu otelin 15, 16, 17, 18 ve 19 Mayõs 2006 tarihleri arasõndaki kayõtlarõ- nõn incelenmesini istedi. Alparslan Arslan’õn hakkõnda mala zarar verme suçundan 21 Mart 2006 tarihinde açõlan davanõn hangi mahkemede olduğunun Üs- küdar Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’ndan sorulmasõnõ isteyen Pek- güzel, Danõştay Başkanlõğõ adõna da- vayõ izleme talebinde bulunan avu- kat Mustafa Canaz’õn davaya mü- dahil vekili olarak katõlma talebinin kabulü yönünde görüş bildirdi. Pekgüzel, tutuklu sanõk Mehmet Zekeriya Öztürk’ün talebinin kabul edilerek Ankara Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ’ndan Danõştay saldõrõsõna azmettirmekle ilgili bir kişi hak- kõnda yapõlmõş bir ihbar bulunup bulunmadõğõnõn sorulmasõnõ istedi. Tutuklu sanõk avukat Kemal Ke- rinçsiz’in avukatlarõnõn talebi üze- rine de Pekgüzel, Erzurum 2. Ağõr Ceza Mahkemes’ne yazõ yazõlarak, Erzincan’daki Ergenekon dava dos- yasõnõn ve iddianamenin gönderil- mesi için karar verilmesi yönünde mütaala verdi. Mahkeme heyetinin kararõnõ gece saat 01.30 sõralarõnda açõklayan Başkan Köksal Şengün, tutuksuz sanõk Salih Kurter’in sağlõk durumunun zabõta aracõlõ- ğõyla adresinden araştõrõlmasõna, sağlõğõnõn elverişli olduğunun tes- piti halinde hazõr edilmesine karar verildi. Başkan Köksal Şengün’ün, İşçi Partisi Genel Sekreteri Nusret Senem, Basõn Bürosu yöneticisi Hikmet Çiçek’in de aralarõnda bulunduğu 13 tutuklu sanõğõn tah- liye edilmesi yönünde oy kullan- masõna karşõn tahliye talepleri oy- çokluğuyla reddedildi. Ergenekon ile ilgili olarak gazeteci Akkaya ve Yõldõrõm’õn ifadesine başvuruldu Akkaya’dan savcõlara suçlama HÜLYA KESKİN Ergenekon örgütü ile bağlantõlarõ ol- duğu iddiasõyla tutuklanan Ulusal Kanal istihbarat şefi Ufuk Akkaya ve Aydõn- lõk dergisi yayõn yönetmeni Deniz Yıl- dırım, haklarõndaki soruşturmayõ yürü- ten cumhuriyet savcõlarõ Ercan Şafak, Murat Yönder, Fikret Seçen ve Zeke- riya Öz ile ilgili, avukatlarõ aracõlõğõyla “yetki sınırlarını aştıkları” gerekçe- siyle şikâyette bulunmalarõnõn ardõndan adalet başmüfettişlerine ifade verdi. Ak- kaya ifadesinde, “Sanki savcılar Erdo- ğan’ın avukatı gibi hareket ettiler” der- ken Yõldõrõm ise savcõlarõn yetki sõnõrla- rõnõ aştõklarõnõ söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn 2004 yõlõnda Mehmet Ali Talat ile yap- tõğõ telefon görüşmesini haber yapmala- rõnõn ardõndan evleri ile işyerleri aranan ve 9 Kasõm 2009 tarihinde tutuklanan Ak- kaya ve Yõldõrõm, soruşturmayõ yürüten savcõlardan şikâyetçi oldu. Haklarõnda ha- len dava açõlmamõş olan Akkaya ve Yõl- dõrõm’õn konu ile ilgili ifadeleri 23 Mart 2010 tarihinde cezaevinde adalet Baş- müfettişleri Halit Kıvrıl ve İbrahim Tufan Ataman tarafõndan alõndõ. Bir tane gizli belge çıkmadı Akkaya ifadesinde, kuvvetli şüpheler olmamasõna karşõn ev ve işyerinde 8 saate yakõn süreyle arama yapõldõğõnõ ve bilgisayar ve depolama araçlarõna el ko- nulduğunu söyledi. “Ergenekon örgütü üyesi olmak”, “özel hayata ilişkin gö- rüntü ve sesleri ifşa etmek”, “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmala- rı kaydetmek”, “kişisel verileri huku- ka aykırı olarak ele geçirmek veya ya- yımlamak” suçlarõndan tutuklandõğõnõ anõmsatan Akkaya, örgüt üyeliği hariç di- ğer suçlarõn tümünün ilgililerin şikâyeti- ne bağlõ olduğunu anlatarak “Bu konu- da şikâyette bulunacak kişi de Başba- kan Erdoğan’dır. Kendisi de bu ko- nuda şikâyette bulunmamıştır. Sanki savcılar Erdoğan’ın avukatı gibi ha- reket etmişlerdir” dedi. Aramalarda gizli belge bulunduğu id- diasõyla tutuklandõğõnõ belirten Akkaya, “Benden bir tane bile gizli belge çık- mamıştır. Dokümanların hepsi kovuş- turma safhasına gelmiş davaların dos- yalarında bulunmaktadır. Geldiği veya gönderildiği yerler bellidir. Bende bu- lunduğu iddia edilen belgeler Yeni Şa- fak yazarı Fehmi Koru’nun yazılarına da konu olmuştur, Sabah gazetesinde de vardır, internette de. Belgeler Ergene- kon davasının birinci iddianamesinde de mevcuttur. Tüm bunlar tutuklama ka- rarının keyfi olduğunu gösteriyor” di- ye konuştu. Yõldõrõm ise ifadesinde, hak- kõndaki tutuklama talebi ve tutuklama kararõnõn somut gerekçelere dayanmadõ- ğõnõ, hatta kendisi hakkõnda gönderilen 3 Mart 2010 tarihli kararõn bile “kes, kop- yala ve yapıştır” yöntemi ile zapta geçi- rildiğini anlattõ. Soruşturmaya konu olan haberin çok sayõda basõn yayõn organõnda yer aldõğõnõ belirten Yõldõrõm, “Savcılar yetki sınırlarını aşarak hakkımda işlem yapmışlardır” ifadelerini kullandõ. TEKEL işçilerine destek İstanbul Haber Servisi - Kartal Cevizli’de- ki TEKEL fabrikasõ önünde toplanan binlerce kişi “AKP 4/C’yi al başına çal” sloganlarõ atarak hükümeti protesto etti. Cevizli TEKEL binasõ önünde toplanan işçilere, Genel-İş, Bir- leşik Metal-İş, Limter-İş, Nakliyat-İş, Beledi- ye-İş, Yol-İş, Harp-İş, Eğitim-Sen ile aralarõn- da ESP, EMEP, ÖDP, TKP ve Halkevleri’nin de bulunduğu bulunduğu siyasi parti ve demo- kratik kitle örgütü destek verdi. Eyleme farklõ işyerlerinde direnişlerini sürdü- ren İSKİ, Marmaray, itfaiye ve Esenyurt beledi- ye işçileri de katõldõ. Cevizli’den Kartal Meyda- nõ’nda doğru kortej oluşturarak yürüyen binlerce kişi, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Genel grev genel direniş”, “Her yer TEKEL her yer direniş”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep be- raber ya hiçbirimiz”, “AKP 4/C’yi al başına çal” ve “İş, ekmek yoksa barış da yok” slo- ganlarõ attõ. Tek Gõda-İş Cevizli Şube Başkanõ Yunus Durdu yaptõğõ konuşmada, 1 Nisan’da Ankara’da yapõlacak eylem ile özlük hakkõ mü- cadelesinden vazgeçmediklerini gösterecekleri- ni ifade etti. Sendika Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Akyürek “1 Nisan’da yine Anka- ra’dayız. Ama nisan şakası yapmaya değil, kararlılığımızı bir kez daha göstermeye gidi- yoruz” dedi. Konuşmalarõn ardõndan İlkay Ak- kaya, Pınar Sağ ve Bandista Müzik Grubu ala- nõ dolduranlarõ şarkõ ve türküleriyle coşturdu. MALATYA İL BİNASI’NDA OLAY İşçilere AKP dayağı Yurt Haberleri Servisi - AKP Malatya İl Binasõ’nda düzenlenen ‘Halk Günü’ne katõlan 6 TEKEL işçisi, AKP milletvekili ve il baş- kanõyla tartõşõnca partililere tartaklanarak, gözaltõna alõndõ. Malatya AKP il binasõnda dün düzenlenen et- kinliğe katõlan AKP Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, AKP Malat- ya İl Başkanõ Mustafa Şahin ile birlikte gelenlerin sorunlarõnõ dinle- di. Öz ve Şahin, gelenlerin sorunlarõnõ dinlerken 6 TE- KEL işçisi “Neden TEKEL işçilerinin sorunları ile il- gilenmiyorsunuz?” diye bağõrõnca ortalõk karõştõ. Bir süre sözlü sataşmalarõn gö- rüldüğü salonda TEKEL iş- çileri yanlarõnda getirdikle- ri ‘Haklıyız kazanacağız’ ve ‘Kölelik ya- sası 4/C’ye ha- yır’ yazõlõ pan- kartlarõ açtõ. Bu- nun üzerine par- tililer ile TEKEL işçileri arasõnda yumruklu kavga çõktõ. Bazõ parti- liler de kavgayõ görüntülemek is- teyen basõn mensuplarõna saldõrdõ. Binaya çağrõlan po- lis ekipleri, 6 TEKEL işçisini gözaltõna alõrken etkinlik daha sonra basõna kapalõ olarak sürdürüldü. RAUF DENKTAŞ’TAN SARSICI İDDİA AB Ada’da para dağıttı LEYLA TAVŞANOĞLU “Mehmet Ali Talat cumhur- başkanlığı seçimini kazansın di- ye Ada’da AB büyükelçileri so- kaktaki çöpçülere varana kadar herkese para dağıt- tı.” Bu sözler KKTC’nin Kurucu ve Birinci Cumhur- başkanõ Rauf Denk- taş’a ait. Dün tele- fonla Girne yakõnla- rõndaki Yõlan Ada- sõ’ndaki evinden ko- nuştuğum Denktaş, iki gün önce Basõn Konseyi’nin düzenlediği toplantõ- da söylediği ağõr gerçeklerin Türk gazetelerinde yer almadõğõnõ vur- guluyor. “Bakıyorum, gazeteler fermuar çekmişler. Bir şey yaz- mamışlar” diye isyan ediyor. Denktaş şu noktalarõn altõnõ önem- le çiziyor: “Burada sanki adil, de- mokratik bir seçim yapılacak. Hadi canım sen de. Böylece Tür- kiye’nin Kıbrıs üzerindeki hak- ları gidecek. Kıbrıs Türkleri Rumlara eklemlene- rek Kıbrıs vatandaşı olacaklar. Kıbrıs’ta olacaklar budur. Ve- rilmek istenen hava seçimlerin son derece demokratik, adil ve eşitlikçi olarak yapıla- cağı... Ama arka plan- da ne oyunlar dönü- yor. AB elçileri bura- da çöpçülere, köy muhtarlarına kadar herkese para dağıttı. Bi- rine 74 bin, öbürüne 84 bin, bir başkasına 100 bin dolar verdiler. Sayın Talat sayesinde AB bizi yönetiyor. AB her yere girdi.” BALIKESİR (Cumhuriyet) - Balõkesir’de yayõn yapan Radyo BRT’nin 16. kuruluş yõldö- nümü kapsamõnda verilen “yılın en iyileri” ödüllerine, gazetemiz İmtiyaz Sahibi İlhan Sel- çuk ve Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay la- yõk görüldü. Selçuk ve Balbay’õn ödülünü gaze- temiz Balõkesir muhabiri Coşkun Yaman aldõ. Mustafa Balbay’la birlikte Ergenekon operas- yonu kapsamõnda tutuklanan Başkent Üniversi- tesi Rektörü ve Kanal B Televizyon’unun kuru- cusu Prof. Dr. Mehmet Haberal da ödüle layõk görülürken Haberal adõna ödülü de Kanal B mu- habiri Kenan Şener aldõ. Törende, Eski İzmir Valisi 87 yaşõndaki Hüseyin Öğütcen de, “yüz- yılın valisi” ödülünün sahibi oldu. Selçuk ve Balbay’a ödül Sözlü tartõşmayla başlayan gerginlik TEKEL işçileriyle AKP’liler arasõnda kavgaya dönüştü. AKP’liler gazeteci- lere de saldõrdõ. Denktaş, iki gün önce Basõn Konse- yi’nin düzenlediği toplantõda söylediği gerçeklerin gazete- lerde yer almadõğõnõ vurguluyor. İşçilere destek için fabrika önünde toplanan binlerce kişi AKP’nin 4/C uygulamasını protesto etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle