23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2010 PAZAR 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Ben Diye Diye... Ben ben ben!.. Bu söz kimleri getiriyor aklınıza! Ben istesem, ben desem, ben yapsam! Bir tek adam yüzlerce kişiyi tek tek seçmiş önemli yerlere getirmiş; ne dese bir çeşit buyruk... Eller kaldırılıyor, o ‘ben’in istediği yerine getiriliyor! Bütün bunlar, bizlerin sizlerin gözleri önünde yaşanıyor. “Ben istesem Ermenileri kovarım”, “Ben istesem anayasayı değiştiririm”. Adnan Menderes ne demişti, “Ben odunu göstersem milletvekili seçtiririm”; “Siz isterseniz hilafeti geri getirebilirsiniz”... Bir de istemiyorum var, seçim barajını yüzde beşe indirmek istemiyorum. Dokunulmazlığı kaldırmak istemiyorum. Laikliği uygulamak istemiyorum. Bana karşı en küçük eleştiri istemiyorum... Bir sabah erkenden İlhan Selçuk’u yatağından kaldırırsın, emniyet odalarında iki gece bekletirsin, sonra da yaşına saygı göstermeden, idamlık suçlarla Silivri’lere çağırırsın!.. Suç nedir, suçlu kimdir, adalet nedir, hukuk nedir diye soranlardır en büyük suçlular!.. Sen şüphelisin gir... İçeride günleri say... Balbay’lar bir yılı bitirir, Perinçek’ler, Haberal’lar, Özkan’lar vb. vb. vb... Ben istediğim kadar uğraşayım, gündelik politika dışı kalmaya, okurlarıma güzellikler, anlamlar, zenginlikler duyurmaya çalışayım. Romanlar, şiirler, şarkılar, türküler sunmak isteyeyim. Olmuyor, olmuyor! Zaman geçiyor, bu ülke garip bir karanlıkta, can derdine düşüyor! Açlık işsizlik, yoksulluk öte yanda belirli bir kadronun günden güne artan zenginliği... Yazmak zor, gerçekten zor. Hele benim gibi, gerçek demokrasiye, hukuka, insan haklarına inananlar için... Kır kalemini! İstenen o! Beyfendi’nin yandaş kalemleri yeter, övgüler, yükseltmelerle onu bir düş sarhoşluğunda yaşatsınlar, yeter!.. PENCERE Pazarlık... İslam ille de softalık, mollalık, yobazlık, karakoncolosluk değil; cuma namazından çıkınca sağa sola saldırmak, onu bunu korkutmak da değil... Bugün pazar... İşte pazarlık birkaç Bektaşi fıkrası... Mahalleli Bektaşi’ye dayatmış: - İlle de camiye gideceksin.. - Gitmem!.. - Neden?.. - Ben öyle her gün beş vakit evine gidip de yukardakini sizin gibi rahatsız edemem... Yıkanması için kendisini uyaran dostuna Bektaşi’nin yanıtı ünlüdür: - Kitabın yazdığına göre Allah insanı topraktan yarattı, suyla pek oynamaya gelmez, çamurlaşırız. Su yerine rakıyı yeğleyen Bektaşi Babası, ölüm döşeğinde bir bardak su isteyince, sormuşlar: - Hani sen suyu sevmezdin?.. Bektaşi: - İnsan ölürken düşmanıyla bile barışmalı... Bektaşi kasabaya giderken, dağ yolunda, arabanın tekeri uçuruma kaymış. Baba Erenler arabaya omuz vermiş, ama olmuyor; bizimki seslenmiş: - Yetiş ya Hüseyin.. - Yetiş ya Hasan.. - Yetiş ya Ali.. - Yetiş ya Muhammet.. Ancak durum değişmiyor; araba kayıyor; sonunda Bektaşi boşverip bırakırken bağırmış: - Çekilin, bari altında kalmayın!.. Adamın birinin devletteki işi bir türlü çıkmıyormuş, sonunda ahdetmiş: - Ey Allah’ım, şu işim olursa, eşeğimi sırtıma alıp Beyazıt Kulesi’ne çıkacağım... Herifin işi olmuş, ama bu kez kara kara düşünmeye başlamış, koskoca eşeği sırtında Beyazıt Kulesi’nin tepesine nasıl çıkarır?.. Sonunda derdini Bektaşi’ye açmış... Baba Erenler sormuş: - Sen sigara içiyor musun?.. - Hayır.. - Rakı?.. - Hayır.. - Çapkınlık, kadın, kız?.. - Hayır... - Öyleyse eşeği aşağıda bırak, sen kuleye çık, yeminini yerine getirmiş olursun. Adamın biri akşam vakti Bektaşi’nin kapısını çalmış... - Kim o?.. - Tanrı misafiri.. Baba Erenler aşağı inip herifi elinden tutmuş, caminin kapısına götürmüş: - İmanım, demiş, sen bize yanlış gelmişsin, Tanrı’nın evi burası, o seni ağırlasın!.. Cuma namazından çıkıp “Sekiz yıllık temel öğretim istemezük” diye hır çıkaranlara bakıyorum... Nafile namazı kılıyorlar. Bektaşi’ye sormuşlar: - Tanrı her şeye kadirdir, söyle bakalım, bir dikiş iğnesinin deliğinden bir deveyi nasıl geçirir?.. - Vızır vızır geçirir, ya iğnenin deliğini büyütür, ya deveyi küçültür, başka yolu var mı?.. Evet, bu işin başka yolu yok. (3 Ağustos 1997 tarihli yazısı) A KP’nin hazõrladõğõ anayasa de- ğişikliği paketi nihayet açõk- landõ. İşin trajikomik yanõ açõk- lamayõ, yaklaşõk iki ay önce “Anayasa değişikliği şu anda gündemimizde yok; reel-politik buna izin vermiyor. Biz bunu geniş bir mutabakat- la yapacağız” diyen Başbakan Yardõmcõsõ yaptõ; uzlaşma görüşmelerini de o yürütüyor. Medya, özellikle Cumhuriyet gazetesi, de- ğişiklik paketinin içeriğini, sakõncalarõna ve muhtemel sonuçlarõna da kõsaca değinerek özetledi. Dolayõsõyla okuyucu paketin kap- samõnõ ana hatlarõyla biliyor. Ben bu yazõda, tüketici olmamak kaydõy- la, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşuna ve iş- leyişine ilişkin düzenlemeleri değerlendire- ceğim; Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kuru- lu (HSYK) ile ilgili birkaç konuya kõsaca de- ğineceğim. Bu değerlendirmede, sadece ön- görülen statüyü açõklamakla yetinmek yeterli değildir. Taslağõn yasalaşmasõ halinde orta- ya çõkabilecek sonuçlarõ doğru olarak sapta- yabilmek için; bugünkü devlet yapõsõ içinde yer alan ve taslakta kendisine yetki verilen ku- rum, kuruluş, makam ve mercilerin özellik- lerini ve öznel durumlarõnõ da dikkate almak gerekir. Çünkü paketteki Anayasa Mahkemesi ve HSYK ile ilgili düzenlemeler, bu öznel du- rumlar gözetilerek ve sonuçlarõndan hemen ya- rarlanõlmak amacõ ile getirilmiştir. Bu nedenle değerlendirmeleri yaparken açõk sözlü ve ce- sur olmak; ayrõntõlarõ ve muhtemel de olsa ba- zõ sonuçlarõ göz ardõ etmemek gerekir. Anayasa Mahkemesi Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşunda he- men göze çarpan husus, üyelerin seçilmesinde Cumhurbaşkanõ’na tanõnan çok geniş yetki- lerdir. Mahkemenin on dokuz üyesinden on altõsõnõ gösterilen adaylar arasõndan veya doğrudan doğruya Cumhurbaşkanõ belirle- yecektir. Bu düzenlemelere göre Cumhur- başkanõ; beş üyeyi üst kademe yöneticileri, ser- best avukatlar ve Anayasa Mahkemesi ra- portörleri, iki üyeyi de Türkiye Cumhuriye- ti vatandaşlarõ arasõndan, takdir yetkisi için- de doğrudan doğruya atayacaktõr. “Atama” sözcüğünü kullanõyorum; çünkü ortada ön- ceden belirlenmiş adaylar arasõndan bir seçim söz konusu değildir. Taslakta öngörülen yaş, öğrenim derecesi, belli bir meslekte belli bir süre çalõşmak gi- bi nesnel niteliklere sahip olan herkes üye ola- rak atanma ehliyetine sahiptir. Türkiye Cum- huriyeti vatandaşlarõ içinden atanacaklarda ise kõrk beş yaşõnõ doldurmuş ve yükseköğrenim görmüş olmak yeterli görüldüğünden, takdir yetkisi daha da genişleyen Cumhurbaşkanõ, hiç kamu hizmeti yapmamõş bir kimseyi, ör- neğin bir din adamõ veya tarikat mensubunu da üyeliğe atayabilecektir. Başbakan’õn, ya- nõlmõyorsam Avrupa İnsan Haklarõ Mahke- mesi’nin bir kararõna karşõ kullandõğõ “....Ule- maya sordunuz mu?” sözcükleri böyle bir atamanõn gerçekleşmesinin ihtimal dahilinde olduğunu göstermektedir. Yedi üyenin atanmasõnda çok geniş bir tak- dir yetkisine sahip olan Cumhurbaşkanõ’nõn yargõ ve Anayasa Mahkemesi hakkõndaki gö- rüş, düşünce ve değer yargõlarõ ve mahke- meden beklentileri atama işlemlerinde belir- leyici rol oynayacaktõr. Cumhurbaşkanõ’nõn bu yetkiyi kullanmasõndaki takdirini yönlen- direcek iki etken daha vardõr: Cumhurbaşkanõ bu göreve, seçilmeden önce üst yönetiminde görev aldõğõ bir partiden gelmiştir; bu parti- nin iktidarõnda başbakan ve bakan olarak gö- rev yapmõştõr. Cumhurbaşkanı’nın görev süresi Cumhurbaşkanõ’nõn atama işlemlerinde, eski partisinin program ve hedeflerini, du- yarlõlõklarõnõ dikkate almasõ doğaldõr. Kaldõ ki Cumhurbaşkanõ’nõn görev süresi ile ilgili tartõşmalar halen devam etmekte, belirsizli- ğini korumaktadõr. Görev süresinin ve ikin- ci kez Cumhurbaşkanlõğõ seçimine katõlõp ka- tõlamayacağõ hususlarõnõn açõklõğa kavuş- masõnda, Başbakan’õn geleceğe yönelik istek ve niyetleri doğrultusunda, AKP’nin etkili ola- cağõ açõktõr. Görevi yönünden ortaya çõkan böyle bir bağõmlõlõk, Cumhurbaşkanõ’nõn tüm tasarruflarõnda olduğu gibi, Anayasa Mahkemesi’ne üye atanmasõnda da kendisi- ni hissettirecektir. Cumhurbaşkanõ üç üyeyi, YÖK’ün öğretim üyeleri arasõndan göstereceği adaylar içinden seçecektir. YÖK’ün son zamanlarda Cum- hurbaşkanõ ile tam bir uyum içinde çalõştõğõ, onu hiç zorlamadõğõ, Anayasa Mahkemesi için göstereceği adaylar yönünden de kendisinden bekleneni yerine getireceği şüphesizdir. İki üye Sayõştay Genel Kurulu’nun kendi başkan ve üyeleri içinden göstereceği aday- lar arasõndan TBMM tarafõndan seçilecektir. Sayõştay Genel Kurulu’nu oluşturan sayõn baş- kan ve üyeler, esasen TBMM’nin çoğunluğu tarafõndan, sõkõ bir eleme sonucunda bu gö- reve getirildiklerinden, TBMM birinci turda olmasa bile ikinci turda, uygun adaylarõ Anayasa Mahkemesi’ne üye olarak gönder- mekte zorlanmayacaktõr. Böylece Cumhurbaşkanı’nın tamamen takdir yetkisi içinde seçeceği yedi üyeye, YÖK tarafından gönderilen listeden seçe- ceği üç ve TBMM’nin doğrudan seçeceği iki üyenin de katılımı ile Anayasa Mahkeme- si’nde on iki kişilik bir blok oluşacak; bu blok dairelerin ve genel kurulun alacağı ka- rarlarda, mahkeme başkanının ve daire baş- kanlarının seçiminde aranan salt çoğunlu- ğu sağlayarak belirleyici olabilecektir. Taslağa göre siyasi partilere ilişkin dava ve başvurular, iptal ve itiraz davalarõ ile Yüce Di- van sõfatõyla yürütülecek yargõlamalar genel kurulun görevleri içindedir. Anayasa değişikliğinde iptale, siyasi par- tilerin kapatõlmasõna ya da devlet yardõmõn- dan yoksun bõrakõlmasõna karar verilebilme- si için üye tam sayõsõnõn üçte iki oyçokluğu aranmakta ise de, sözü edilen blok öngörülen nitelikli çoğunluğu da sağlayabilecek güçte- dir. Bu yapõ karşõsõnda, Yargõtay, Danõştay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve baro baş- kanlarõ tarafõndan gösterilecek adaylar için- den seçilecek toplam yedi üyenin Anayasa Mahkemesi kararlarõnda hukukun temsilcisi olarak etkili olmalarõ mümkün değildir. Bloklaşmanõn bir varsayõm olduğu, seçi- lenlerin göreve başladõktan sonra seçenlere bağlõ kalmayacaklarõ ileri sürülebilir. Ancak, taslakta yetki verilenler kendileri ile aynõ gö- rüş ve düşüncede olanlarõ seçmekte mutlaka gerekli titizliği göstereceklerdir. Bugünkü ya- põda dahi, siyasi niteliği ağõr basan kimi da- valarda, blok oylardan söz edilmektedir. Yapısı yukarıda açıklanan Anayasa Mahkemesi Genel Kurul olarak Yüce Di- van sıfatıyla ceza yargılaması da yapa- caktır. Görevleri ile ilgili suçlardan dola- yı Cumhurbaşkanı’nı, Bakanlar Kurulu üyelerini, yüksek mahkeme başkan ve üyelerini yargılama görevini üstlenmiş olan bu mahkemeye, kanunla ve mahkeme içtüzüğü ile yapılacak düzenlemelere bağ- lı olarak, en fazla altı yargıç kökenli üye ka- tılabilecektir. Anayasa Mahkemesi üyeli- ğine seçilmeden önce yargı ile, ceza yargı- laması ile hiç ilgisi olmayan üyeler, mah- kemenin toplanma nisabı ne olursa olsun her durumda çoğunlukta olacaktır. Yargı ile yeni tanışmış, yargının ana kavramla- rından habersiz, yargılama usulünü ve ic- rasını bilmeyen, yargı etiğine yabancı ki- şilerin çoğunlukta olacağı bir Yüce Divan kurmak, tek kelime ile Türk yargısına say- gısızlıktır. Yüksek mahkemelerden gelen yargõç üyelerin çoğunlukta olduğu bugünkü yapõda bile Anayasa Mahkemesi’nin Yüce Di- van olarak ceza yargõlamasõ yapmasõ, kurul- duğu günden itibaren yoğun biçimde eleşti- rilirken, taslaktaki Anayasa Mahkemesi’ne bu görevin verilmesini nasõl yorumlamak gere- kir? Taslağın içeriği Taslağa göre genel kurul, mahkeme baş- kanõnõn başkanlõğõnda en az on dört üye ile toplanacaktõr. Aynõ zamanda Yüce Divan görevi de yapacak olan genel kurulun top- lanma nisabõnõ sabit bir sayõya bağlamak ye- rine, en az toplanma sayõsõ ile ifade etmek Yüce Divan’õn yargõlama süreci içinde fark- lõ sayõlarla toplanmasõna ve karar almasõna olanak sağlar. Değişebilen bir toplanma ni- sabõ ceza yargõlamasõnda kabul edilemez ve uygulanamaz. Bunlarõn dõşõnda, kuruluşla ilgili düzenle- melerde eleştirilecek başka noktalar da bu- lunmaktadõr. Askeri Yargõtay’õn statüsü mah- kemelerin bağõmsõzlõğõ ve hâkimlik temina- tõ yönünden güçlendirilmekte; ancak bu mah- kemeden Anayasa Mahkemesi’ne üye alõn- mamaktadõr. Öte yandan siyasi partilerin mali denetim yetkisi Anayasa Mahkemesi’nden alõnõp Sa- yõştay’a verilirken, Sayõştay’õn Anayasa Mah- kemesi’ndeki üye sayõsõ birden ikiye çõkarõl- maktadõr. Baro başkanlarõnõn göstereceği üç adayõn seçim usulünde, toplanma ve seçilme yeter sa- yõsõ ile ilgili herhangi bir kural konulmamõş olmasõ bu konuda boşluk yaratmõştõr. Kaldõ ki, kayõtlõ üye sayõsõ çok farklõ olan barolarõn başkanlarõnõn birer oyla seçime katõlmalarõ haksõz ve siyasal sonuç almaya yönelik bir dü- zenlemedir. PakettekiAnayasaMahkemesiveHSYK-I- Nuri ALAN Emekli Danõştay Başkanõ Taslağõn yasalaşmasõ halinde ortaya çõkabilecek sonuçlarõ doğru olarak saptayabilmek için; bugünkü devlet yapõsõ içinde yer alan ve taslakta kendisine yetki verilen kurum, kuruluş, makam ve mercilerin özelliklerini ve öznel durumlarõnõ da dikkate almak gerekir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle