Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Yücelman, Mehmet Sucu, Sami Karaören
ağabeyimizin eşi Mehcure Hanım ve Turhan
Selçuk...
Abdül Abi Cumhuriyet’in sadece Spor
Servisi’ne değil, ruhuna da ağır bir gol oldu.
Mehmet Sucu, gazetenin yazı işleri
mutfağından eksilen önemli bir tat oldu.
Mehcure Hanım, Sami Abinin bir yarısıydı.
Seyrek telefon görüşmelerimizde telefonu kim
açarsa açsın eşine de verirdi.
Karaören ailesi Cahit Külebi ile iyi dosttu.
Benim de Külebi ile bana eğitim veren bir
komşuluğumuz olmuştu. 1997’de Külebi’yi
kaybettiğimizde Karaörenler soluğu Ankara’da
aldılar. Külebi’nin evinde buluştuk. Mehcure
Hanım, bir kahve içelim deyip mutfağa gitti.
Kahvenin tadında bir değişiklik vardı. Mehcure
Hanım şeker niyetine tuz koymuş. O günden beri
konuştukça, takılırdım:
“Bir tuzlu kahve içelim.”
İçemedik...
Turhan Selçuk, yaşam çizgisi nerelerden
geçerse geçsin büyük Cumhuriyet ailesinin en
önemli üyelerinden biriydi. İlhan Selçuk’la
kapsama alanı en geniş açıyı oluşturuyorlardı.
Okurlar birlikte büyüyen iki kardeş için
çoğunlukla şunu öğrenmek isterlerdi:
“Hangisi daha büyük?”
Önce meraklarını büyütürdüm:
“İkisi de büyük!”
Sonra yaşlarını söylerdim. Tepkiler farklı
olurdu.
Kimisi tersini biliyorduk derdi. Yaşları bile iç içe
geçmiş iki kardeş.
Yanılmıyorsam 75. yaşı nedeniyle Ankara’da
Şinasi Sahnesi’nde Atatürkçü Düşünce
Derneği’nce düzenlenen “Ustalara Saygı”
gecesinde sahnede dinlemiştim Turhan Selçuk’u.
Yaşamını anlatırken geçmişindeki en önemli
çizgiyi şöyle aktarmıştı:
“Atatürk’ü gördüm... Atatürk Orman Çiftliği’nin
orada bir bahçedeydik. Yanımıza geldi. Başımızı
okşadı...”
Atatürk’le yaşayan, Atatürk’ü yaşayan kuşak
çoktan aramızdan ayrıldı. Berin Nadi, son
yıllarında bizi gördükçe şöyle derdi:
“Size acıyorum. Atatürk dönemini
yaşamadınız...”
Şimdi de çocukluğunda Atatürk’ü görmüş
kuşak aramızdan ayrılıyor. Kendisinin de
söylediği gibi elbette asıl olan Atatürk’ün “naçiz
vücudu” değil ama, insan yine de imrenmeden,
hüzünlenmeden edemiyor.
Karikatür sanatı iki yeteneği birden gerektiriyor:
Akıl ve çizim...
O yüzden karikatür ustalarına takılırdım:
Ortalıkta bunca “kârı götür” diye düşünen
varken, sizin “karikatür” demeniz çok önemli bir
duruş!
Zira kara mizah o kadar önemli bir duruş ki,
karşısında hiçbir iktidar duramaz. Bugün
Türkiye’de “kara mizah”ın yerini bir ölçüde “para
mizah” alsa da Levent Kırca, Müjdat Gezen,
Metin Akpınar, Zeki Alasya gibi ustalar gidişin
farkında olduklarını gösterip yüreğimize su
serpiyorlar.
Turhan Selçuk kara mizahın rengini en iyi
tutturan ustalardan biriydi.
İnsan haklarının nasıl insan haklamalarına
dönüştüğünü demir parmaklıklardan daha ağır
çizgilerle ortaya koyardı.
Klasik politikacıların bütün yüzlerini kâğıda
serer, onları “çok kişilikli” biçimlerde çizerdi.
Türkiye’nin sınırları dışına çıkar, yeni dünya
düzeninin gerçekte ne olduğunu lime lime
çizerdi.
Cumhuriyet’teki son çizgisinde cezaevini
anlatıyordu. Cezaevinin “c”si düşmüş
“ezaevi”olmuştu.
Biz de büyük usta için “c”nin yerine “f”yi
koyuyoruz.
8 rakamını yan çizdiğinizde sonsuzluk olur.
Turhan Selçuk 88 yaşında aramızdan ayrıldı.
İki sonsuzluk...
O şimdi iki paralel çizgi gibi...
Sonsuzluğu uzandı...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Acaba AKP mutabakattan veya uzlaşmadan
ne anlıyor? Önünüze koyduğum değişiklik
metnini kabul edin. Eksiklikler ya da bir öneriniz
varsa, söyleyin… İşimize geliyorsa metne alırız.
Yoksa? Yok!
RTE, hemen her kesimin sindirmesini istediği
görüşlerine aksi görüşler ortaya çıkınca,
sinirinden… inanılmaz ölçüde saldırgan oluyor.
O günkü hedefi muhalefetse muhalefete, yok
medya ise medyaya, hatta her girişimine
destek verip can yoldaşı olan köşe yazarlarına,
ağzına da, aklına geleni de söylüyor.
RTE’ye göre ülkenin yüzde 62’sini temsil
eden muhalefet, yargı erki, yüksek yargı
organları, anayasa hukukçuları yanlış yolda,
demokrasinin gelişmesine karşı!
Anayasa dahil her şeyi herkesten daha üstün
düzeyde düşünen, hatta bilen tek bir parti var:
AKP! Tabii bu partinin lideri RTE!
Örneğin anayasanın geçici 15. maddesini
paketten ayırsak, 367 oyla kabul etsek?
Olmaz, paket bozulmaz!
Örneğin HSYK ile Anayasa Mahkemesi’nin
yapısı ile ilgili ortak bir çalışma yapsak?
Olmaz! Yargı reformuna uygun düşmez!
Günlerdir muhalefetten, yargı çevrelerinden
yükselen eleştirilere… bu bir uzlaşma metni
değil, dayatma metni diyen eleştirilere…
kulaklarını tıkayacaksın...
...Burnunun dikine gideceksin… sonra
kürsülere çıkıp uzlaşmadan söz edeceksin?
Ne söylense, muhalefet ne söylerse söylesin,
hayır!
Sıkılmadan hâlâ lider kadrosunun, “uzlaşma
için elimizden gelen gayreti gösteririz... sonuna
kadar uzlaşmayı zorlarız” diye demeçler
verdiklerini dün gazetelerde okuduk.
Bu adamlarla, bu kafayla uzlaşma olacak ha?
Anayasa değişikliğini partilere vermeden
önce Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek,
yanında Adalet Bakanı ve AKP Grup
Başkanvekili, düzenlediği basın toplantısında
amaçlarını açıkladı.
Açıklamalarından öğrendik ki böylesi
değişikliğe karşı çıkanlar yanılmış, yanılmışız.
Meğer anayasadaki değişiklikler AKP
amaçlarına hizmet etmiyor, AKP düşüncelerini
yansıtmıyormuş.
AKP taslağındaki değişikliklerin pek çoğu
iktidara ait değilmiş..
Avrupa Birliği hukuksal ölçeklerine uymamız
için bizden istediği, dayattığı değişiklikler imiş!
Çiçek, açıklamalarının hemen başında ilginç,
ama şaşırtıcı bir başka saptama daha yaptı.
Hükümetin anayasa değişikliği önermesini
1980 Anayasası engellediği için değişiklik
paketini bakanlar olarak değil… milletvekili
olarak sunuyor, savunuyorlarmış.
Herhalde yeni bir kapatma davasında
gerekçe olmamak kaygısıyla bu açıklamayı
yapıyor.
Onca gündür basını, TV’leri izleyenleri acaba
kör veya budala mı sanıyor Cemil Çiçek?
Günlerdir hatta aylardır anayasa değişikliği
üzerinde RTE başta, hükümetin ve partinin
hukukçularının baş başa, el ele vererek
çalıştıklarını bilmeyen, duymayan kaldı mı?
Çiçek, dün açıklanan metnin “AKP’nin değil,
Meclis’in anayasası olduğunu anlatmaya
çalıştı”. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha
Okay’a soruldu ve… şu yorum alındı:
“…Bizi ziyaret edenlerin sıfatlarını, kimliklerini
ifade ettim. Başbakanlık’ta ve AKP Genel
Merkezi’nde hazırlanıyorsa… hükümet sözcüsü
tarafından getiriliyorsa… Adalet Bakanı, Grup
Başkanvekili bu işin içinde varsa… Meclis’te
böyle bir çalışma yapılmamışsa… bu metne
Meclis’in demek haksızlık olur. Doğrudan
doğruya AKP’nin yapmış olduğu bir çalışma
olduğu çok net ortada…”
Gerçek Hakkı Süha Okay’ın açıkladığı gibi
ama…
…yarın öbür gün RTE öyle bir konuşma, öyle
bir açıklama yapar ki; muhalefetten, yüksek
yargı organlarıyla anayasa hukukçularından
esinlenerek anayasa değişikliklerini -hükümetin
değil- AKP’nin hazırladığını öne sürebilir.
Olmaz mı? Olur, bal gibi olur!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 24 MART 2010 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Mart
Oslo PB 4
Helsinki PB 1
StockholmPB 5
Londra Y 13
AmsterdamY 17
Brüksel PB 17
Paris Y 17
Bonn PB 19
Münih PB 17
Berlin PB 16
Budapeşte B 18
Madrid Y 18
Viyana PB 16
Belgrad Y 13
Sofya Y 14
Roma PB 15
Atina Y 18
Zürih B 19
Moskova K 2
Aşkabat PB 18
Taşkent B 17
Bakû A 12
Bişkek B 14
Tiflis PB 13
Kahire B 23
Şam B 25
İstanbul B 13
Edirne Y 16
Kocaeli B 17
Çanakkale B 16
İzmir B 22
Manisa PB 22
Denizli PB 23
Zonguldak B 13
Sinop PB 14
Samsun PB 19
Trabzon PB 18
Giresun PB 19
Ankara PB 20
Eskişehir PB 20
Konya PB 20
Sıvas PB 19
Antalya B 23
Adana B 25
Mersin B 23
Diyarbakır B 23
Şanlıurfa B 26
Mardin B 22
Siirt B 22
Hakkâri PB 13
Van PB 13
Kars PB 13
Yurt geneli par-
çalı, zamanla ku-
zeybatı ve doğu ke-
simleri çok bulutlu,
Edirne ve Kırklareli
ile akşam ve gece
saatlerinde Marma-
ra’nın doğusu ile
Bolu ve Düzce çev-
releri sağanak ya-
ğışlı geçecek. Hava
sıcaklığı iç ve doğu
kesimlerde 2 ila 4
derece artacak. Ba-
tı bölgelerde 3 ila 5
derece azalacak.
Ergenekon davasõnõ yürüten yargõç ve savcõlar hakkõnda inceleme başlatõldõ
Müfettiş görevlendirildi
İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) -
Adalet Bakanlõğõ, Ergenekon davasõ yargõ-
lamasõnda görevli hâkim ve Cumhuriyet
savcõlarõyla ilgili bakanlõğa ulaşan şikayet ve
ihbarlar üzerine, “Bakan oluru” ile incele-
me yapmak üzere adalet müfettişi görevlen-
dirildiğini açõkladõ. Bakanlõk, “İnceleme
kapsamında, İstanbul 13. Ağır Ceza Mah-
kemesi Başkanı Köksal Şengün de yer al-
maktadır. Şengün hakkında başlatılmış
herhangi bir soruşturma bulunmamak-
tadır” bilgisini verdi.
Adalet Bakanlõğõ’ndan yapõlan açõklama-
da ihbarlar arasõnda Ergenekon soruşturma-
sõ kapsamõnda tutuklandõktan sonra geçtiği-
miz günlerde serbest bõrakõlan Ümit Sayın’õn
da bulunduğu vurgulandõ. Şikayetlere yöne-
lik inceleme sürdürüldüğünü belirten Ba-
kanlõk, “Mahkeme başkanı Şengün hak-
kında başlatılmış herhangi bir soruşturma
ise bulunmamaktadır” bilgisini verdi.
Sayın: İmza benim değil
Mahkeme başkanõ Köksal Şengün hak-
kõnda, 4 Ocak 2010 tarihinde, Ümit Sayõn im-
zasõyla Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kuru-
lu (HSYK) ile Adalet Bakanlõğõ Ceza İşleri
Genel Müdürlüğü’ne şikâyet dilekçeleri ve-
rilmişti. Birinci Ergenekon davasõnda tutuksuz
yargõlanan Doç. Dr. Ümit Sayın, İstanbul 13.
Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Köksal Şen-
gün hakkõnda şikâyet dilekçesi vermediğini,
başkalarõnõn göndermiş olabileceğini ileri sür-
dü. İkinci davada “Gizli Tanık Anadolu”
olduğunu açõklayan ve geçen ocak ayõnda tah-
liye edilen Ümit Sayõn, önceki gün Adalet Ba-
kanlõğõ müfettişlerine Beşiktaş’taki İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nda ifade verdi. Sa-
yõn, iki sayfadan oluşan ifadesinde, HSYK ile
Adalet Bakanlõğõ Ceza İşleri Genel Müdür-
lüğü’ne verilen dilekçeleri kendisinin yaz-
madõğõnõ belirterek altõndaki imzalarõn da ken-
disine ait olmadõğõnõ kaydetti. Adalet Baş-
müfettişleri Halit Kıvrıl ve İbrahim Tufan
Ataman, Sayõn’õn ifadesinin altõna dilekçe-
lerin içerik ve imzalarõnõn kabul edilmeme-
si nedeniyle işleme konulmayacağõnõ kaydetti.
Silivri’deki duruşma salonunun bulunduğu
binadaki odasõnda gazetecilerin sorularõnõ
yanõtlayan başkan Köksal Şengün, böyle bir
şikâyetten haberinin olmadõğõnõ söyledi.
Doğan ve Aydoğmuş’a
AKP’den geçici ihraç
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Silahlõ Kuv-
vetleri’ne ait askeri mühimmat
yüklü kamyona yönelik ihba-
rõn gönderilmesine ilişkin so-
ruşturma kapsamõnda, Balõ-
kesir’in Dursunbey ilçesinde
tespit edilen kişinin evindeki
iki bilgisayara el konulduğu
bildirildi.
Ankara Terörle Mücadele
Şube Müdürlüğü ve Teleko-
münikasyon İletişim Başkan-
lõğõ’ndan (TİB) gelen ekiple-
rin, Balõkesir Üniversitesi Ne-
catibey Eğitim Fakültesi 2. sõ-
nõf öğrencisi A.B.A’nõn (27)
Dursunbey’deki evinde arama
yaptõğõ öğrenildi. Ekiplerin,
aramanõn ardõndan A.B.A’nõn
evindeki iki bilgisayara el
koyduğu belirtildi. A.B.A,
yaptõğõ açõklamada, dün ak-
şam saatlerinde evine 8-10 ki-
şilik bir ekibin geldiğini be-
lirtti ve ekibin iki bilgisayarõ-
na el koyarak, tutanak tuttuk-
larõnõ söyledi.
‘Soru sormadılar’
Kendisine herhangi bir so-
ru yöneltilmediğini dile geti-
ren A.B.A, “Ben bu ihbara
söz konusu olan mail adre-
sini sonradan aldım. İhbar-
dan sonra merak ettim ve
bu mail’in boş olduğunu
görünce de aldım. Benim
ihbarla ilgili herhangi bir il-
gim yok. Bilgisayarla ilgili
şeylere meraklıyım. Bu ko-
nuda eğitim de aldım. Ger-
çek ihbarcı ben değilim.
ABD’den çıkan adresin de
sahte olduğunu düşünüyo-
rum. Microsoft ile iletişime
geçildiği zaman gerçek ih-
barcı ortaya çıkar” dedi.
Ankara’da 10 Mart’ta as-
keri yetkililerin bilgisi dahi-
linde Gölbaşõ’ndaki Özel
Kuvvetler Komutanlõğõ’na si-
lah ve mühimmat taşõyan
kamyon, “Mehmet Ali” ru-
muzlu bir kişinin bir ihbarõ
üzerine Etimesgut ilçesinde
durdurulmuştu. Kamyon An-
kara Emniyet Müdürlüğü’nde
sabaha kadar bekletilmiş, içe-
risindeki askeri personelin
savcõ tarafõndan ifadesi alõn-
mõştõ. Genelkurmay Başkan-
lõğõ’ndan yapõlan açõklamada,
mühimmatõn seri numara ve-
rilmek üzere Gölbaşõ’na gö-
türüldüğü belirtilerek, savcõ-
lõğõn kendilerinin bilgisine
başvurmadan işlem yapma-
sõna tepki gösterilmişti.
Silivri’de gergin duruşma
HATİCE TUNCER
Birinci Ergenekon davasõnda
Danõştay dosyasõndan tutuksuz
yargõlanan Süleyman Esen, “Al-
parslan Arslan’ın yalan ve ifti-
ralarından dolayı bu dosyaya
dahil edildim” dedi. Osman Yıl-
dırım’õ tanõmadõğõnõ, tanõyanlarõ da
tanõmadõğõnõ söyleyen Esen, “Sa-
lih Kurter tarikat şeyhi değildir”
diye konuştu. Esen’in savunmasõ
sõrasõnda sõk sõk taşkõnlõk yapan Al-
parslan Arslan bir süre salon dõ-
şõnda tutuldu.
Danõştay dosyasõ dava ile bir-
leştirildikten sonra geçen ağustos
ayõnda tahliye edilen Esen, sa-
vunmasõnda Ankara 11. Ağõr Ce-
za Mahkemesi’ndeki savunma ve
dilekçelerini kabul ettiğini belirt-
ti. Esen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Alparslan Arslan’a bomba
vermedim. Danıştay saldırısı ve
Cumhuriyet gazetesinin bom-
balanması olayından bilgim yok.
Alparslan Arslan, iftira etmiş ve
yalan söylemiştir. Suçsuzum.
Beraatımı istiyorum.”
Esen, Arslan’õn kendisine ifti-
ra attõğõnõ ifade ederken sanõk sõ-
ralarõnda jandarmalarõn zapt et-
meye çalõştõğõ Arslan, “Benim öy-
le bir beyanım yok. Allah’tan
korkmuyor musun? Allah’ın
huzurunda böyle konuşmaya
utanmıyor musun” diye bağõrdõ.
Savcõ Pekgüzel’in “Alpars-
lan Arslan 3 bomba karşılığın-
da size 1 buçuk milyar verdiği-
ni ifade etti” sorusu üzerine
Esen, Arslan’a bomba vermedi-
ğini, ondan para da almadõğõnõ
söyledi. Pekgüzel’in “Osman
Yıldırım’ı tanımadığınızı söy-
lüyorsunuz. Ancak 4 Mayıs, 8
Mayıs, 9 mayıs tarihlerinde bir-
çok kez görüşmüşsünüz. Bunu
nasıl açıklayacaksınız” sorusu-
nu Esen, “Osman Yıldırım ile
hayatımda hiç telefonla görüş-
medim. Alparslan Arslan za-
man zaman telefonumu arardı”
şeklinde yanõtladõ.
Ağzına maske takıldı
Duruşma salonunda kendisini
zapt etmeye çalõşan jandarmala-
ra tükürmesi üzerine ağzõna mas-
ke takõlan Alparslan Arslan taş-
kõnlõklarõnõ sürdürünce dõşarõ çõ-
kartõldõ. Yeniden salona alõnan
Arslan’a Başkan Şengün “So-
racak bir şeyin var mı?” dedi.
Arslan’õn “Duruşmalara geti-
rilmemem olabilir mi?” sözle-
ri üzerine Başkan Şengün “Senin
konuşmana ihtiyacımız var,
seni getireceğiz” dedi.
Haber Merkezi editörümüz Aykut Küçükkaya “Enerji Dosyası” adlı çalışmasıyla
ÇGD’nin Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü’nü aldı. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ)
Törende Balbay’a destek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çağdaş
Gazeteciler Derneği’nin (ÇGD) “Uğur Mum-
cu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü”ne değer
görülen gazetemiz Haber Merkezi Editörü Ay-
kut Küçükkaya, ödülünü önceki gün düzenle-
nen törenle aldõ. Ödül töreninde Ergenekon da-
vasõ kapsamõnda 1 yõlõ aşkõn süredir tutuklu
olan gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa
Balbay’a destek yağdõ.
ÇGD’nin “2009 Yılının Başarılı Gazetecile-
ri Ödül Töreni” önceki gün akşam Akün Sah-
nesi’nde gerçekleştirildi. ÇGD Başkanõ Ahmet
Abakay “Üyelerimiz, meslektaşlarımız Mus-
tafa Balbay, Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek,
Ufuk Akkaya, Deniz Yõldõrõm tutuksuz yargı-
lanabilecekken haksız ve hukuksuz şekilde
cezaevinde adeta rehin tutuluyorlar” dedi.
ÇGD Onur Ödülü’nü alan Altan Öymen,
gazetecilikte 60 yõlõ doldurduğunu kaydetti.
Öymen “1950’ler 1960’lar demokrasiye ilk
geçişimizin zamanları, başkalarına taham-
mül etme hakkı yok. Geçiş döneminde bas-
kılar oldu. Bu kadar zaman geçtikten sonra
hâlâ bunun örneklerinin görülmesi izah edi-
lebilir bir şey değil. Bugün tutukluluk ceza-
sının iki resmi karşımızda duruyor: Musta-
fa Balbay ile Tuncay Özkan. İkisi de 1 yılı
aşkın süredir içerde” diye konuştu.
Grevdeki işçilere
destek ziyareti
BEKİR ŞAHİN
GAZİANTEP - DİSK Genel Başkanõ Süley-
man Çelebi, Gaziantep’te 73 gündür grevde olan
Çemen Tekstil işçilerini ziyaret etti. Çelebi, “Bi-
raz vicdanı olan yetkililer, bu grevi bu insan-
ların mağduriyetini görmezden gelemez. Biz
bu grev işçiler lehine sonuçlanıncaya kadar
mücadeleye devam edeceğiz. Asla yılmayaca-
ğız” dedi. Çemen tekstil işçilerinin çocuklarõ da
greve destek verdi. Çocuklarõn grev bitene kadar
okula gitmeyeceği belirtildi. İşçilerin çocuklarõ,
“iş ekmek yoksa okul da yok” sloganõ attõ.
Fabrika önünde arbede: 3 yaralı
Gaziantep’te DİSK Başkanlar Kurulu toplan-
tõsõnõn devam ettiği sõrada ise işverenin fabrika-
ya yeni almak istediği işçilerle grevdeki işçiler
arasõnda arbede çõktõ. Polis işçilere tazyikli su
ve biber gazõyla müdahale etti. Çõkan olaylarda
bir işçi ve iki çocuk yaralandõ.
ÇGD’nin 2009 gazetecilik ödülleri sahiplerine verildi
Esen’in savunmasõ sõrasõnda Arslan sõk sõk taşkõnlõk yaptõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP
Müşterek Disiplin Kurulu, AKP Kahramanmaraş
Milletvekili Avni Doğan ile Çorum Milletvekili
Ahmet Aydoğmuş’un seçim bölgelerinde yap-
tõklarõ açõklamalar nedeniyle geçici olarak parti-
den uzaklaştõrõlmasõna karar verdi. AKP’den ge-
çici ihraç edilen milletvekilleri, verilen süre bo-
yunca partiden ilişkileri kesilecek, hiçbir parti
faaliyetine katõlamayacak, parti adõna demeç ve-
remeyecek ve geçici bağõmsõz milletvekili konu-
muna gelecekler. Doğan’õn bir konuşmasõnda,
“Fişleme sırası bizde. Eskiden onlar bizi fişli-
yordu şimdi biz onları fişliyoruz” demişti. Do-
ğan daha sonra konuşmasõnõn yanlõş anlaşõldõğõnõ
belitmişti. Aydoğmuş da iktidara karşõ olanlarõ,
“kanı bozuklar” olarak nitelemiş daha sonra
sözlerinden dolayõ özür dilemişti. AKP Müşterek
Disiplin Kurulu, Aydoğmuş’un 2 ay, Doğan’õn 4
ay süreyle partiden geçici ihracõna karar verdi.
Üniversite
öğrencisinin2
bilgisayarõna
elkonuldu
Kamyon ihbarı
soruşturması