23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Yücelman, Mehmet Sucu, Sami Karaören ağabeyimizin eşi Mehcure Hanım ve Turhan Selçuk... Abdül Abi Cumhuriyet’in sadece Spor Servisi’ne değil, ruhuna da ağır bir gol oldu. Mehmet Sucu, gazetenin yazı işleri mutfağından eksilen önemli bir tat oldu. Mehcure Hanım, Sami Abinin bir yarısıydı. Seyrek telefon görüşmelerimizde telefonu kim açarsa açsın eşine de verirdi. Karaören ailesi Cahit Külebi ile iyi dosttu. Benim de Külebi ile bana eğitim veren bir komşuluğumuz olmuştu. 1997’de Külebi’yi kaybettiğimizde Karaörenler soluğu Ankara’da aldılar. Külebi’nin evinde buluştuk. Mehcure Hanım, bir kahve içelim deyip mutfağa gitti. Kahvenin tadında bir değişiklik vardı. Mehcure Hanım şeker niyetine tuz koymuş. O günden beri konuştukça, takılırdım: “Bir tuzlu kahve içelim.” İçemedik... Turhan Selçuk, yaşam çizgisi nerelerden geçerse geçsin büyük Cumhuriyet ailesinin en önemli üyelerinden biriydi. İlhan Selçuk’la kapsama alanı en geniş açıyı oluşturuyorlardı. Okurlar birlikte büyüyen iki kardeş için çoğunlukla şunu öğrenmek isterlerdi: “Hangisi daha büyük?” Önce meraklarını büyütürdüm: “İkisi de büyük!” Sonra yaşlarını söylerdim. Tepkiler farklı olurdu. Kimisi tersini biliyorduk derdi. Yaşları bile iç içe geçmiş iki kardeş. Yanılmıyorsam 75. yaşı nedeniyle Ankara’da Şinasi Sahnesi’nde Atatürkçü Düşünce Derneği’nce düzenlenen “Ustalara Saygı” gecesinde sahnede dinlemiştim Turhan Selçuk’u. Yaşamını anlatırken geçmişindeki en önemli çizgiyi şöyle aktarmıştı: “Atatürk’ü gördüm... Atatürk Orman Çiftliği’nin orada bir bahçedeydik. Yanımıza geldi. Başımızı okşadı...” Atatürk’le yaşayan, Atatürk’ü yaşayan kuşak çoktan aramızdan ayrıldı. Berin Nadi, son yıllarında bizi gördükçe şöyle derdi: “Size acıyorum. Atatürk dönemini yaşamadınız...” Şimdi de çocukluğunda Atatürk’ü görmüş kuşak aramızdan ayrılıyor. Kendisinin de söylediği gibi elbette asıl olan Atatürk’ün “naçiz vücudu” değil ama, insan yine de imrenmeden, hüzünlenmeden edemiyor. Karikatür sanatı iki yeteneği birden gerektiriyor: Akıl ve çizim... O yüzden karikatür ustalarına takılırdım: Ortalıkta bunca “kârı götür” diye düşünen varken, sizin “karikatür” demeniz çok önemli bir duruş! Zira kara mizah o kadar önemli bir duruş ki, karşısında hiçbir iktidar duramaz. Bugün Türkiye’de “kara mizah”ın yerini bir ölçüde “para mizah” alsa da Levent Kırca, Müjdat Gezen, Metin Akpınar, Zeki Alasya gibi ustalar gidişin farkında olduklarını gösterip yüreğimize su serpiyorlar. Turhan Selçuk kara mizahın rengini en iyi tutturan ustalardan biriydi. İnsan haklarının nasıl insan haklamalarına dönüştüğünü demir parmaklıklardan daha ağır çizgilerle ortaya koyardı. Klasik politikacıların bütün yüzlerini kâğıda serer, onları “çok kişilikli” biçimlerde çizerdi. Türkiye’nin sınırları dışına çıkar, yeni dünya düzeninin gerçekte ne olduğunu lime lime çizerdi. Cumhuriyet’teki son çizgisinde cezaevini anlatıyordu. Cezaevinin “c”si düşmüş “ezaevi”olmuştu. Biz de büyük usta için “c”nin yerine “f”yi koyuyoruz. 8 rakamını yan çizdiğinizde sonsuzluk olur. Turhan Selçuk 88 yaşında aramızdan ayrıldı. İki sonsuzluk... O şimdi iki paralel çizgi gibi... Sonsuzluğu uzandı... GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Acaba AKP mutabakattan veya uzlaşmadan ne anlıyor? Önünüze koyduğum değişiklik metnini kabul edin. Eksiklikler ya da bir öneriniz varsa, söyleyin… İşimize geliyorsa metne alırız. Yoksa? Yok! RTE, hemen her kesimin sindirmesini istediği görüşlerine aksi görüşler ortaya çıkınca, sinirinden… inanılmaz ölçüde saldırgan oluyor. O günkü hedefi muhalefetse muhalefete, yok medya ise medyaya, hatta her girişimine destek verip can yoldaşı olan köşe yazarlarına, ağzına da, aklına geleni de söylüyor. RTE’ye göre ülkenin yüzde 62’sini temsil eden muhalefet, yargı erki, yüksek yargı organları, anayasa hukukçuları yanlış yolda, demokrasinin gelişmesine karşı! Anayasa dahil her şeyi herkesten daha üstün düzeyde düşünen, hatta bilen tek bir parti var: AKP! Tabii bu partinin lideri RTE! Örneğin anayasanın geçici 15. maddesini paketten ayırsak, 367 oyla kabul etsek? Olmaz, paket bozulmaz! Örneğin HSYK ile Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ile ilgili ortak bir çalışma yapsak? Olmaz! Yargı reformuna uygun düşmez! Günlerdir muhalefetten, yargı çevrelerinden yükselen eleştirilere… bu bir uzlaşma metni değil, dayatma metni diyen eleştirilere… kulaklarını tıkayacaksın... ...Burnunun dikine gideceksin… sonra kürsülere çıkıp uzlaşmadan söz edeceksin? Ne söylense, muhalefet ne söylerse söylesin, hayır! Sıkılmadan hâlâ lider kadrosunun, “uzlaşma için elimizden gelen gayreti gösteririz... sonuna kadar uzlaşmayı zorlarız” diye demeçler verdiklerini dün gazetelerde okuduk. Bu adamlarla, bu kafayla uzlaşma olacak ha? Anayasa değişikliğini partilere vermeden önce Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, yanında Adalet Bakanı ve AKP Grup Başkanvekili, düzenlediği basın toplantısında amaçlarını açıkladı. Açıklamalarından öğrendik ki böylesi değişikliğe karşı çıkanlar yanılmış, yanılmışız. Meğer anayasadaki değişiklikler AKP amaçlarına hizmet etmiyor, AKP düşüncelerini yansıtmıyormuş. AKP taslağındaki değişikliklerin pek çoğu iktidara ait değilmiş.. Avrupa Birliği hukuksal ölçeklerine uymamız için bizden istediği, dayattığı değişiklikler imiş! Çiçek, açıklamalarının hemen başında ilginç, ama şaşırtıcı bir başka saptama daha yaptı. Hükümetin anayasa değişikliği önermesini 1980 Anayasası engellediği için değişiklik paketini bakanlar olarak değil… milletvekili olarak sunuyor, savunuyorlarmış. Herhalde yeni bir kapatma davasında gerekçe olmamak kaygısıyla bu açıklamayı yapıyor. Onca gündür basını, TV’leri izleyenleri acaba kör veya budala mı sanıyor Cemil Çiçek? Günlerdir hatta aylardır anayasa değişikliği üzerinde RTE başta, hükümetin ve partinin hukukçularının baş başa, el ele vererek çalıştıklarını bilmeyen, duymayan kaldı mı? Çiçek, dün açıklanan metnin “AKP’nin değil, Meclis’in anayasası olduğunu anlatmaya çalıştı”. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay’a soruldu ve… şu yorum alındı: “…Bizi ziyaret edenlerin sıfatlarını, kimliklerini ifade ettim. Başbakanlık’ta ve AKP Genel Merkezi’nde hazırlanıyorsa… hükümet sözcüsü tarafından getiriliyorsa… Adalet Bakanı, Grup Başkanvekili bu işin içinde varsa… Meclis’te böyle bir çalışma yapılmamışsa… bu metne Meclis’in demek haksızlık olur. Doğrudan doğruya AKP’nin yapmış olduğu bir çalışma olduğu çok net ortada…” Gerçek Hakkı Süha Okay’ın açıkladığı gibi ama… …yarın öbür gün RTE öyle bir konuşma, öyle bir açıklama yapar ki; muhalefetten, yüksek yargı organlarıyla anayasa hukukçularından esinlenerek anayasa değişikliklerini -hükümetin değil- AKP’nin hazırladığını öne sürebilir. Olmaz mı? Olur, bal gibi olur! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 24 MART 2010 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Mart Oslo PB 4 Helsinki PB 1 StockholmPB 5 Londra Y 13 AmsterdamY 17 Brüksel PB 17 Paris Y 17 Bonn PB 19 Münih PB 17 Berlin PB 16 Budapeşte B 18 Madrid Y 18 Viyana PB 16 Belgrad Y 13 Sofya Y 14 Roma PB 15 Atina Y 18 Zürih B 19 Moskova K 2 Aşkabat PB 18 Taşkent B 17 Bakû A 12 Bişkek B 14 Tiflis PB 13 Kahire B 23 Şam B 25 İstanbul B 13 Edirne Y 16 Kocaeli B 17 Çanakkale B 16 İzmir B 22 Manisa PB 22 Denizli PB 23 Zonguldak B 13 Sinop PB 14 Samsun PB 19 Trabzon PB 18 Giresun PB 19 Ankara PB 20 Eskişehir PB 20 Konya PB 20 Sıvas PB 19 Antalya B 23 Adana B 25 Mersin B 23 Diyarbakır B 23 Şanlıurfa B 26 Mardin B 22 Siirt B 22 Hakkâri PB 13 Van PB 13 Kars PB 13 Yurt geneli par- çalı, zamanla ku- zeybatı ve doğu ke- simleri çok bulutlu, Edirne ve Kırklareli ile akşam ve gece saatlerinde Marma- ra’nın doğusu ile Bolu ve Düzce çev- releri sağanak ya- ğışlı geçecek. Hava sıcaklığı iç ve doğu kesimlerde 2 ila 4 derece artacak. Ba- tı bölgelerde 3 ila 5 derece azalacak. Ergenekon davasõnõ yürüten yargõç ve savcõlar hakkõnda inceleme başlatõldõ Müfettiş görevlendirildi İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) - Adalet Bakanlõğõ, Ergenekon davasõ yargõ- lamasõnda görevli hâkim ve Cumhuriyet savcõlarõyla ilgili bakanlõğa ulaşan şikayet ve ihbarlar üzerine, “Bakan oluru” ile incele- me yapmak üzere adalet müfettişi görevlen- dirildiğini açõkladõ. Bakanlõk, “İnceleme kapsamında, İstanbul 13. Ağır Ceza Mah- kemesi Başkanı Köksal Şengün de yer al- maktadır. Şengün hakkında başlatılmış herhangi bir soruşturma bulunmamak- tadır” bilgisini verdi. Adalet Bakanlõğõ’ndan yapõlan açõklama- da ihbarlar arasõnda Ergenekon soruşturma- sõ kapsamõnda tutuklandõktan sonra geçtiği- miz günlerde serbest bõrakõlan Ümit Sayın’õn da bulunduğu vurgulandõ. Şikayetlere yöne- lik inceleme sürdürüldüğünü belirten Ba- kanlõk, “Mahkeme başkanı Şengün hak- kında başlatılmış herhangi bir soruşturma ise bulunmamaktadır” bilgisini verdi. Sayın: İmza benim değil Mahkeme başkanõ Köksal Şengün hak- kõnda, 4 Ocak 2010 tarihinde, Ümit Sayõn im- zasõyla Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kuru- lu (HSYK) ile Adalet Bakanlõğõ Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne şikâyet dilekçeleri ve- rilmişti. Birinci Ergenekon davasõnda tutuksuz yargõlanan Doç. Dr. Ümit Sayın, İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Köksal Şen- gün hakkõnda şikâyet dilekçesi vermediğini, başkalarõnõn göndermiş olabileceğini ileri sür- dü. İkinci davada “Gizli Tanık Anadolu” olduğunu açõklayan ve geçen ocak ayõnda tah- liye edilen Ümit Sayõn, önceki gün Adalet Ba- kanlõğõ müfettişlerine Beşiktaş’taki İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nda ifade verdi. Sa- yõn, iki sayfadan oluşan ifadesinde, HSYK ile Adalet Bakanlõğõ Ceza İşleri Genel Müdür- lüğü’ne verilen dilekçeleri kendisinin yaz- madõğõnõ belirterek altõndaki imzalarõn da ken- disine ait olmadõğõnõ kaydetti. Adalet Baş- müfettişleri Halit Kıvrıl ve İbrahim Tufan Ataman, Sayõn’õn ifadesinin altõna dilekçe- lerin içerik ve imzalarõnõn kabul edilmeme- si nedeniyle işleme konulmayacağõnõ kaydetti. Silivri’deki duruşma salonunun bulunduğu binadaki odasõnda gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan başkan Köksal Şengün, böyle bir şikâyetten haberinin olmadõğõnõ söyledi. Doğan ve Aydoğmuş’a AKP’den geçici ihraç ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Silahlõ Kuv- vetleri’ne ait askeri mühimmat yüklü kamyona yönelik ihba- rõn gönderilmesine ilişkin so- ruşturma kapsamõnda, Balõ- kesir’in Dursunbey ilçesinde tespit edilen kişinin evindeki iki bilgisayara el konulduğu bildirildi. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve Teleko- münikasyon İletişim Başkan- lõğõ’ndan (TİB) gelen ekiple- rin, Balõkesir Üniversitesi Ne- catibey Eğitim Fakültesi 2. sõ- nõf öğrencisi A.B.A’nõn (27) Dursunbey’deki evinde arama yaptõğõ öğrenildi. Ekiplerin, aramanõn ardõndan A.B.A’nõn evindeki iki bilgisayara el koyduğu belirtildi. A.B.A, yaptõğõ açõklamada, dün ak- şam saatlerinde evine 8-10 ki- şilik bir ekibin geldiğini be- lirtti ve ekibin iki bilgisayarõ- na el koyarak, tutanak tuttuk- larõnõ söyledi. ‘Soru sormadılar’ Kendisine herhangi bir so- ru yöneltilmediğini dile geti- ren A.B.A, “Ben bu ihbara söz konusu olan mail adre- sini sonradan aldım. İhbar- dan sonra merak ettim ve bu mail’in boş olduğunu görünce de aldım. Benim ihbarla ilgili herhangi bir il- gim yok. Bilgisayarla ilgili şeylere meraklıyım. Bu ko- nuda eğitim de aldım. Ger- çek ihbarcı ben değilim. ABD’den çıkan adresin de sahte olduğunu düşünüyo- rum. Microsoft ile iletişime geçildiği zaman gerçek ih- barcı ortaya çıkar” dedi. Ankara’da 10 Mart’ta as- keri yetkililerin bilgisi dahi- linde Gölbaşõ’ndaki Özel Kuvvetler Komutanlõğõ’na si- lah ve mühimmat taşõyan kamyon, “Mehmet Ali” ru- muzlu bir kişinin bir ihbarõ üzerine Etimesgut ilçesinde durdurulmuştu. Kamyon An- kara Emniyet Müdürlüğü’nde sabaha kadar bekletilmiş, içe- risindeki askeri personelin savcõ tarafõndan ifadesi alõn- mõştõ. Genelkurmay Başkan- lõğõ’ndan yapõlan açõklamada, mühimmatõn seri numara ve- rilmek üzere Gölbaşõ’na gö- türüldüğü belirtilerek, savcõ- lõğõn kendilerinin bilgisine başvurmadan işlem yapma- sõna tepki gösterilmişti. Silivri’de gergin duruşma HATİCE TUNCER Birinci Ergenekon davasõnda Danõştay dosyasõndan tutuksuz yargõlanan Süleyman Esen, “Al- parslan Arslan’ın yalan ve ifti- ralarından dolayı bu dosyaya dahil edildim” dedi. Osman Yıl- dırım’õ tanõmadõğõnõ, tanõyanlarõ da tanõmadõğõnõ söyleyen Esen, “Sa- lih Kurter tarikat şeyhi değildir” diye konuştu. Esen’in savunmasõ sõrasõnda sõk sõk taşkõnlõk yapan Al- parslan Arslan bir süre salon dõ- şõnda tutuldu. Danõştay dosyasõ dava ile bir- leştirildikten sonra geçen ağustos ayõnda tahliye edilen Esen, sa- vunmasõnda Ankara 11. Ağõr Ce- za Mahkemesi’ndeki savunma ve dilekçelerini kabul ettiğini belirt- ti. Esen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alparslan Arslan’a bomba vermedim. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bom- balanması olayından bilgim yok. Alparslan Arslan, iftira etmiş ve yalan söylemiştir. Suçsuzum. Beraatımı istiyorum.” Esen, Arslan’õn kendisine ifti- ra attõğõnõ ifade ederken sanõk sõ- ralarõnda jandarmalarõn zapt et- meye çalõştõğõ Arslan, “Benim öy- le bir beyanım yok. Allah’tan korkmuyor musun? Allah’ın huzurunda böyle konuşmaya utanmıyor musun” diye bağõrdõ. Savcõ Pekgüzel’in “Alpars- lan Arslan 3 bomba karşılığın- da size 1 buçuk milyar verdiği- ni ifade etti” sorusu üzerine Esen, Arslan’a bomba vermedi- ğini, ondan para da almadõğõnõ söyledi. Pekgüzel’in “Osman Yıldırım’ı tanımadığınızı söy- lüyorsunuz. Ancak 4 Mayıs, 8 Mayıs, 9 mayıs tarihlerinde bir- çok kez görüşmüşsünüz. Bunu nasıl açıklayacaksınız” sorusu- nu Esen, “Osman Yıldırım ile hayatımda hiç telefonla görüş- medim. Alparslan Arslan za- man zaman telefonumu arardı” şeklinde yanõtladõ. Ağzına maske takıldı Duruşma salonunda kendisini zapt etmeye çalõşan jandarmala- ra tükürmesi üzerine ağzõna mas- ke takõlan Alparslan Arslan taş- kõnlõklarõnõ sürdürünce dõşarõ çõ- kartõldõ. Yeniden salona alõnan Arslan’a Başkan Şengün “So- racak bir şeyin var mı?” dedi. Arslan’õn “Duruşmalara geti- rilmemem olabilir mi?” sözle- ri üzerine Başkan Şengün “Senin konuşmana ihtiyacımız var, seni getireceğiz” dedi. Haber Merkezi editörümüz Aykut Küçükkaya “Enerji Dosyası” adlı çalışmasıyla ÇGD’nin Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü’nü aldı. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Törende Balbay’a destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin (ÇGD) “Uğur Mum- cu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü”ne değer görülen gazetemiz Haber Merkezi Editörü Ay- kut Küçükkaya, ödülünü önceki gün düzenle- nen törenle aldõ. Ödül töreninde Ergenekon da- vasõ kapsamõnda 1 yõlõ aşkõn süredir tutuklu olan gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’a destek yağdõ. ÇGD’nin “2009 Yılının Başarılı Gazetecile- ri Ödül Töreni” önceki gün akşam Akün Sah- nesi’nde gerçekleştirildi. ÇGD Başkanõ Ahmet Abakay “Üyelerimiz, meslektaşlarımız Mus- tafa Balbay, Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek, Ufuk Akkaya, Deniz Yõldõrõm tutuksuz yargı- lanabilecekken haksız ve hukuksuz şekilde cezaevinde adeta rehin tutuluyorlar” dedi. ÇGD Onur Ödülü’nü alan Altan Öymen, gazetecilikte 60 yõlõ doldurduğunu kaydetti. Öymen “1950’ler 1960’lar demokrasiye ilk geçişimizin zamanları, başkalarına taham- mül etme hakkı yok. Geçiş döneminde bas- kılar oldu. Bu kadar zaman geçtikten sonra hâlâ bunun örneklerinin görülmesi izah edi- lebilir bir şey değil. Bugün tutukluluk ceza- sının iki resmi karşımızda duruyor: Musta- fa Balbay ile Tuncay Özkan. İkisi de 1 yılı aşkın süredir içerde” diye konuştu. Grevdeki işçilere destek ziyareti BEKİR ŞAHİN GAZİANTEP - DİSK Genel Başkanõ Süley- man Çelebi, Gaziantep’te 73 gündür grevde olan Çemen Tekstil işçilerini ziyaret etti. Çelebi, “Bi- raz vicdanı olan yetkililer, bu grevi bu insan- ların mağduriyetini görmezden gelemez. Biz bu grev işçiler lehine sonuçlanıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Asla yılmayaca- ğız” dedi. Çemen tekstil işçilerinin çocuklarõ da greve destek verdi. Çocuklarõn grev bitene kadar okula gitmeyeceği belirtildi. İşçilerin çocuklarõ, “iş ekmek yoksa okul da yok” sloganõ attõ. Fabrika önünde arbede: 3 yaralı Gaziantep’te DİSK Başkanlar Kurulu toplan- tõsõnõn devam ettiği sõrada ise işverenin fabrika- ya yeni almak istediği işçilerle grevdeki işçiler arasõnda arbede çõktõ. Polis işçilere tazyikli su ve biber gazõyla müdahale etti. Çõkan olaylarda bir işçi ve iki çocuk yaralandõ. ÇGD’nin 2009 gazetecilik ödülleri sahiplerine verildi Esen’in savunmasõ sõrasõnda Arslan sõk sõk taşkõnlõk yaptõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Müşterek Disiplin Kurulu, AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan ile Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş’un seçim bölgelerinde yap- tõklarõ açõklamalar nedeniyle geçici olarak parti- den uzaklaştõrõlmasõna karar verdi. AKP’den ge- çici ihraç edilen milletvekilleri, verilen süre bo- yunca partiden ilişkileri kesilecek, hiçbir parti faaliyetine katõlamayacak, parti adõna demeç ve- remeyecek ve geçici bağõmsõz milletvekili konu- muna gelecekler. Doğan’õn bir konuşmasõnda, “Fişleme sırası bizde. Eskiden onlar bizi fişli- yordu şimdi biz onları fişliyoruz” demişti. Do- ğan daha sonra konuşmasõnõn yanlõş anlaşõldõğõnõ belitmişti. Aydoğmuş da iktidara karşõ olanlarõ, “kanı bozuklar” olarak nitelemiş daha sonra sözlerinden dolayõ özür dilemişti. AKP Müşterek Disiplin Kurulu, Aydoğmuş’un 2 ay, Doğan’õn 4 ay süreyle partiden geçici ihracõna karar verdi. Üniversite öğrencisinin2 bilgisayarõna elkonuldu Kamyon ihbarı soruşturması
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle