16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Başba- kan Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantõ- sõnda gündemdeki ko- nulara ilişkin değerlen- dirmelerde bulundu. Anayasa paketi tasla- ğõnda yer alan düzenle- melerle ilgili bilgi veren Erdoğan, muhalefet parti- leri ile yüksek yargõ tem- silcilerini eleştirdi. Hâ- kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na (HSYK) ilk de- rece mahkemelerinden hâ- kim ve savcõlarõn da üye seçeceğini kaydeden Er- doğan, “Yüksek yargı- nın rahatsız olduğu bir konu var. Nereden çıktı ilk mahkeme, bunu an- cak biz belirleriz diyor- lar. AB ülkelerinde as- lında bunun belirleme- sini parlamento yapar. Bak biz burada parla- mentoyu devreye sok- muyoruz. Hep batı batı diyorsunuz, Avrupa ül- kelerinin hepsinde du- rum bu” dedi. CHP ve MHP’yi eleşti- ren Erdoğan, kendisinin de bir milletvekili olduğunu, taslağõn Başbakanlõk’ta kendi başkanlõğõnda ha- zõrlanmasõnõn son derece doğal olduğunu söyledi. Muhalefetin sudan baha- nelerle anayasa değişikli- ğine karşõ çõktõklarõnõ ile- ri süren Erdoğan, “Hepsi ipe un seriyor” dedi. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek ile Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçe- ker’in açõklamalarõna sert tepki gösteren Erdoğan, TBMM’nin yapacağõ dü- zenlemeleri kuvvetler ay- rõlõğõna aykõrõ gibi gör- menin bir kuvvetin diğer kuvvetlerin yetkisini gasp etmeye çalõşmasõndan baş- ka bir anlam taşõmayaca- ğõnõ söyledi. HSYK Baş- kanvekili Özbek’in “Yük- sek yargı ile dalga geçi- liyor” ifadesine gönderme yapan Erdoğan, “kuvvet- lerin yetkisini kullan- masını alay konusu yap- manın ancak demokra- si ve hukuktan nasibini alamamakla izah edile- bileceğini” belirtti. Erdoğan, her fõrsatta si- yasetçi gibi konuşan, hu- kuki değil siyasi yakla- şõmlar içinde olan bir kõ- sõm yüksek yargõ mensu- bunun önce kuvvetler ay- rõlõğõna kendilerinin say- gõ göstermesi, yürütme ve yasamanõn yetkilerini ele geçirmeye çalõşmak- tan vazgeçmesi gerekti- ğini belirtti. Bu konuda bazõ köşe yazarlarõnõ da eleştiren Erdoğan, “Hele hele ta- nıdıklarımdan bu tür yaklaşımı görmek beni çok daha üzdü. Hiç bek- lemediğim arkadaşla- rın böyle yaklaşımda bulunması, bizi de az çok tanıdılar, bizi ciddi manada üzdü. Alman- ya, Fransa, İspanya ve birçok Avrupa ülkesin- de Anayasa Mahkeme- si’ni meclisler, konsey- ler seçecek, Türkiye’de Meclis’e öcü gözüyle bakılacak, böyle bir çar- pık anlayış olabilir mi?” diye konuştu. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 24 MART 2010 ÇARŞAMBA 4 HABERLER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN [email protected] GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Bir‘YeniOrtadoğu’mu?(II) [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com Pazartesi yazımda ABD ile İsrail arasında, alışılagelmişin ötesinde bir sertlikle tırmanmakta olan tartışmaların bana, bir süredir bir “Yeni Ortadoğu”nun şekillenmiş olduğunu düşündürdüğünü yazmıştım. Son yıllardaki gelişmeler, bu “Yeni Ortadoğu”da İsrail’in bölgedeki konumunun askeri, siyasi, ekonomik olarak zayıfladığını, ABD ile ilişkilerinin doğasının değişmeye başladığını gösteriyordu. Yazımı bitirirken de zamanın İsrail’den yana işlemediğini vurgulamıştım. Zaman İsrail’den yana değil Natenyahu hükümetinde kendini gösteren aşırı sağ ve dinci iktidar, iki devletli çözümden yana değil. Süreci sürekli erteleyerek vakit kazanmaya, yerleşimleri geliştirerek sahada geri çevrilemez fiili durumlar yaratmaya çalışıyor. Ancak bu süreç içinde, İsrail’in uluslararası meşruiyetini olumsuz etkileyen, bölgedeki etkisini azaltan jeopolitikteki gelişmelerin yanı sıra zamanın İsrail’den yana işlemediğini gösteren iki eğilim daha var. Bu eğilimlerden birincisi Natenyahu hükümetinin politikalarının İsrail’in giderek uluslararası diplomaside yalnızlaştırırken yeni bir intifadanın doğum yapmaya başlaması. İkincisi eğilim de İsrail devletinin barış sürecine ilgisizliğinin bir sonucu olarak Filistin liderliğinin giderek iki devletli nihai çözüm düşüncesinden uzaklaşmaya başlaması. Jeopolitikteki tektonik (yavaş) gelişmeler bir yana, Haaretz gazetesinin bir yorumunda vurgulandığı gibi, ABD ile İsrail arasına tırmanmakta olan tartışmalar, ABD rejiminin İsrail devletini ve İsrail ordusunu hedef aldığı anlamına gelmiyor. Burada hedef Natenyahu hükümeti. Ancak, İsrail toplumunun ruh haline, örneğin MOSSAD’ın Dubai operasyonundan sonra oluşan zafer havası, genelde egemen olan, “artık terorizm yenildi” inancına, aşırı sağın artan gücüne bakınca, bu hükümetin değişmesi, imkânsız olmasa bile çok zor görünüyor. Yine de ABD ve İsrail askeri – sina-komplekslerinin yakınlığını düşününce, bir çözüm bulunabileceğini ummak olanaklı. Ancak İnitifada’nın yükselmeye devam etmesi hatta silahlı kalkışmaya dönüşmesi halinde gelişmelerin yönünü kestirmek çok zor. Saygın bir kuruluş olan Palestine Center For Policy and Survey Resarch’ın 2009 sonunda gerçekleştirdiği bir kamuoyu yoklaması, halkın yüzde 40’ının silahlı bir ayaklanmadan yana olduğunu gösteriyor. Bu sırada Filistin Kuruluş Örgütü’nün liderlerinden, İsrail tutsak, Marvan Bargouti, Hamas’la birlikte “halk direnişi” çağrısı yapıyor. Filistin yönetiminin önde gelen liderlerinin, barış görüşmelerinden uzaklaşarak, “akıllı direniş” taktiklerine yönelmek gerektiğine ilişkin yaklaşımları benimsemeye başladıkları (Ehud Yaari, Foreign Affaires Mart/Nisan 2010) söyleniyor. Bu karışıma gelecekteki Filistin devleti bağlamında General Dryton tarafından eğitilmekte olan yeni Filistin ordusunu da eklemek gerekir. General, “Bu projenin yaklaşık iki yıl ömrü var” diyor. Diğer bir deyişle, sürecin tıkanması, umutsuzluk bu askerlerin direnişe katılmasına yol açabilecek. (Dreyfuss, The Nation 16/03/10). Geçen hafta Kudüs etrafındaki kasabalardan Kandiya, Şuafa, Isavya, El Suvane, Abu Dis sokaklarında, Hebron ve Bil’de görülen sokak çatışmaları, Batı Yakası’nda ve Gazze’de başarıyla gerçekleştirilen “Öfke Günü” gösterileri, hem İntifada’nın başladığını (Christian Science Monitor’la konuşan Bzerzinki de bu görüşte) hem de HAMAS, Filistin Yönetimi, ve İslami Hareket arasında pratikte bir birlik sürecinin başladığını gösteriyordu. İki devletli çözüm olasılığı… İsrail’in geleceği ve bölgenin kısa dönemdeki istikrarı açısından tek yol olarak görülen iki devletli çözüm senaryosu, ABD ve Avrupa’nın çabalarına karşın giderek zayıflıyor. Natenyahu hükümeti bu konuda gereken adımları atmadığı için, bu çözüm yerini, İsrail açısından kâbus anlamına gelecek başka senaryolara bırakmaya başlıyor. Örneğin, yukarıda aktardığım gibi Filistin liderliği arasında, iki devletli çözüm yerine, Ürdün nehriyle Akdeniz arasında, kalan topraklarda gevşek ortak bir yönetim, güçlü bir etnik otonomi; nihai çözümü demografik eğimlere bırakarak geleceğe erteleme eğilimi güçleniyor (Foreign Affaires, age). Zaman içinde Arap nüfusun Yahudi nüfusunu kendi içinde eritmesi anlamına geleceğinden, bu senaryo İsrail devleti ve halkı tarafından kesinlikle reddediliyor. Ama, İsrail bugün, Kudüs’ün paylaşılmasına, yerleşimciler ve sınırlar konusuna, geri dönüş sorunlarına hakkaniyetli bir çözüm bulmaya yanaşmadığı takdirde, yarın Filistin topluluklarının ekonomik ve siyasi olarak çökmesi, büyük kargaşalara yol açarak fiilen İsrail’in elinde kalması olasılığı giderek artıyor. Diğer bir deyişle bugün iki devletli çözüm senaryosunu kabul etmemenin maliyeti yarın çok daha yüksek ve daha yaşamsal olacağa benziyor ve zaman hızla ilerliyor… CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL: Taslaklar görüşmelerden sonra belki değişebilir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, İrlanda Cumhurbaşkanõ Mary McAleese ile Çankaya Köşkü’nde ortak basõn toplantõsõ düzenledi. Açõklamalarõn ardõndan gazetecilerin anayasa değişikliği ile ilgili sorularõnõ yanõtlayan Gül, “Anayasa değişikliği yapmak TBMM’nin uhdesinde olan bir şey. Dün (önceki gün) gördüğümüz kadarıyla ilk görüşte, ilk taslaklar ortaya çıktı ama dünkü (önceki günkü) görüşmelerden sonra belki bunlar değişebilir. Komisyona gidecektir, komisyonda muhakkak ki bunların üzerinde çalışacaktır. Neticede nihai metin ne olacaktır bunu bilmiyoruz. Demokratik süreç içerisinde bunlar hep bir çalışmanın neticesinde netleşecek ve ortaya çıkacak olan nihai şekil çok önemlidir. Nihai şekil ortaya çıkıp Meclis’te nasıl oylanacak onlar da bittikten sonra muhakkak ki ben de kendi hukuk danışmanlarıma soracağım ve onlardan alacağım bilgiler çerçevesi içerisinde doğru olanı yapacağım. Şu anda bir şey söylemem mümkün değil, çünkü gördüğüm kadarıyla bütün bunlar hâlâ tartışılacak konulardır ve tartışmaya hâlâ açıktır.” Gül, İrlanda’nõn Türkiye’nin AB üyeliğine verdiği destekten ötürü konuk cumhurbaşkanõ McAleese’ye teşekkür etti. ‘Ay yıldız’ açıklaması Konuk cumhurbaşkanõ McAleese ise İrlanda’nõn Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini hep desteklediğini söyledi. Tarihten anõmsatma yapan McAleese 1 milyon İrlandalõnõn yaşamõnõ yitirdiği Büyük Açlõk döneminde (1847) Osmanlõ padişahõnõn içi gõda dolu üç gemiyi Drogheda’daki limanlarõna ulaştõrdõğõnõ, İrlanda’nõn bunu asla unutmadõğõnõ vurguladõ. McAleese bu nedenle futbol takõmõnõn formalarõnda ay yõldõzlõ semboller olduğunu belirtti. BDP LİDERİNDEN AKP’YE KOŞULLU DESTEK: Değişme ihtimali yoksa bunun adõ teklif olmaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BDP Genel Başkanõ Selahattin Demirtaş, anayasa paketini “peşinen reddetme” anlayõşõ içinde olmadõklarõnõ belirtti. Demirtaş, partisinin Meclis grup toplantõsõnda yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Resmi nevruz kutlamalarõnõ “komik” olarak nitelendiren Demirtaş, “Artık bu zorlama kutlamalardan vazgeçilmeli” diye konuştu. AKP’nin hazõrladõğõ anayasa değişikliğine ilişkin partisinin tavrõnõ da açõklayan Demirtaş, bugüne kadar darbe anayasasõnõn değiştirilmesi gerektiğini savunduklarõnõ, toplumun yüzde 80’inin de yeni bir anayasa istediğini belirterek toplumun, “birkaç aşağılık generalin bir sabah dizayn ettiği bir anayasa ile yönetilmek istemediğini” ileri sürdü. AKP’nin tümden bir anayasa değişikliği yerine “yama anayasa” ile halkõn karşõsõna çõkmasõnõn “geri duruş, toplumun gerisine düşme” anlamõna geldiğini belirten Demirtaş, halkõn Kenan Evren anayasasõndan bõktõğõnõ, AKP’nin ise anayasanõn 12 Eylül zihniyeti kokan maddeleri yerine, sadece yüksek yargõyõ hedefleyen paket getirmesinin “kuşku uyandırdığını” söyledi. AKP’nin paketini inceledikten sonra kendilerinin de önerileri olacağõnõ ve komisyon aşamasõnda bunlarõn mutlaka dikkate alõnmasõnõ isteyeceklerini belirten Demirtaş, “AKP, teklif Meclis’ten içeri girdikten sonra artık katkıya hazır olduklarını ifade ettiler. Madem katkıya açık biz de katkı sunmak istiyoruz. Katkıya açık değişme ihtimali vardır demektir. Değişme ihtimali yoksa bunun adı tasarı ya da teklif olmaz. AKP bunun arkasında durur ve sadece AKP’nin teklifi olarak genel kurula iner” dedi. CHP lideri Baykal, ‘12 Eylül anayasasõ gitsin, AKP anayasasõ gelsin, demiyoruz’ dedi ‘Sivil darbenin son noktasõ’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, AKP’nin anayasa değişikliği paketiyle ilgili olarak “12 Eylül anayasası git- sin, yerine AKP anayasası gelsin, an- layışını kabul etmiyoruz. Bu ana- yasa AKP prodüksiyonudur, ‘made by AKP’dir” görüşünü dile getirdi. Baykal, grup toplantõsõnda anayasa paketiyle ilgili değerlendirmeler yap- tõ. Baykal, “Hükümet nihayet ağ- zındaki baklayı çıkardı. Bu hükü- metin yargıyla, Türkiye Cumhuri- yeti’nin, anayasanın temel ilkele- riyle problemi var. Giderayak dev- leti yeniden hesabıma göre partisel çıkarıma göre şekillendirivereyim anlayışıyla bu işe girildi” dedi. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu iktidarın işi gücü mahkeme kapısıdır. Daha dur, mahkemeyi düşüneceğin günler gelecek de şim- di iktidardasın... Şimdiden korku bacayı sardı. Bu yaşananlar bir AKP prodüksiyonudur. Made by AKP... Anayasa düzenlemeyi ken- di parti mutfağınızın iç işi olarak alı- yorsunuz. İmza atanlar bile bilmi- yor. Bize diyor ki; size 3 gün süre... Başka emrin? Böyle anayasa deği- şikliği olmaz, olursa millet tarafın- dan benimsenmez. 12 Eylül anaya- sasını değiştirmek istiyoruz ama 12 Eylül anayasası gitsin, yerine AKP anayasası gelsin anlayışını kabul etmiyoruz. Bu anayasa yar- gıyı AKP yargısı haline getiriyor. 12 Eylül rejimi dahi, askeri rejimler dahi, yargının siyasi iktidarın kontrolü altına girmesini, bu ik- tidarın şimdi denediğini aklından bile geçirememiştir... İşin özü AKP’nin kendi yüksek yargısını kurma teşebbüsüdür.” ‘Diğerleri garnitür’ Baykal, “pakette Anayasa Mah- kemesi, HSYK ve siyaseti yargıdan kaçırma gibi 3 temel konu bulun- duğunu, diğerlerinin garnitür ol- duğunu” ifade ederken şu değerlen- dirmeleri yaptõ: “Bu yasa geçerse, Anayasa Mahkemesi AKP’nin Ana- saya Mahkemesi olacaktır. Ana- yasa Mahkemesi’nin 3 üyesini TBMM seçecek, Cumhurbaşkanı 16 üye seçecek. 7 kişiyi doğrudan ken- disi uygun gördüğü gibi belirleye- cek. Geriye kalan 9 üyeyi de Yar- gıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ile YÖK’ten se- çecek. RTÜK’ün hakkı yenmiş, Cumhurbaşkanı RTÜK’ten de seç- sin... Bu 19 kişiden sadece 4 kişinin -3 Yargıtay, 1 Askeri Yüksek İda- re Mahkemesi’nden seçilen- hu- kukçu olması tehlikesi olabilir... Cumhurbaşkanı vatandaşlar ara- sından üye seçerken Deniz Feneri’ne de gereken dikkati elbette göstere- cektir. Anayasa Mahkemesi’nin Yüce Divan sıfatıyla belki Sayın Cumhurbaşkanı’nı yargılama du- rumu var. Başbakan’ı, bakanları yargılayabilir. Yüce Divan korku- suyla bunlar getiriliyor. HSYK’ye de cumhurbaşkanı tarafından ata- malar yapılıyor. AB, Bakan ve Müsteşar’ı çıkarın, diyor ama AB’yi bu noktada yok sayıyorlar. Parti- lerin kapatılması izni de artık Mec- lis’ten çıkacak. Bu, tilkiye kümesteki tavukları emanet etmektir. Mah- AKP’nin hazõrladõğõ anayasa paketinde Anayasa Mahkemesi, HSYK ve siyaseti yargõdan kaçõrma gibi 3 temel konu bulunduğunu, diğerlerinin garnitür olduğunu belirten Deniz Baykal, “Bu yasa geçerse, Anayasa Mahkemesi AKP’nin Anasaya Mahkemesi olacaktõr” dedi. CHP lideri “Sivil darbe süreci bu anayasa değişikliğiyle sonuçlanmõş olacaktõr. Türkiye 87 yõl sonra adalet, yargõ bağõmsõzlõğõ kavramõnõ çõğõrõndan çõkaracak siyasi saldõrõnõn hedefi olmuştur. Bu gerçekleşirse bildiğimiz cumhuriyet artõk aynõ cumhuriyet olmayacaktõr” mesajõ verdi. AKP LİDERİ ERDOĞAN ‘Muhalefet ipe un seriyor’ Başbakan Tayyip Erdoğan, anayasa paketini eleştiren muhalefet partilerini “ipe un sermekle” eleştirirdi. Erdoğan yüksek yargõ başkanlarõna da “Her fõrsatta siyasetçi gibi konuşan bir kõsõm yüksek yargõ mensuplarõ da önce kendileri kuvvetler ayrõlõğõna saygõ göstermelidir” dedi. kûm olmuşsun, bir daha olmayayım diye kendi anayasasını yapmak is- tiyor. Kadınlara hak, 12 Eylül’e yargı hakkı... Bunları tek tek getir oy- layalım. Bu oylama tar- zı tuzak, tertip, kötü ni- yet, köşeye sıkıştırma...” ‘Cumhuriyet eskisi gibi olmayacak’ CHP lideri “Sivil darbe süreci bu anayasa deği- şikliğiyle sonuçlanmış olacaktır, noktalana- caktır. Türkiye 87 yıl sonra adalet, yargı ba- ğımsızlığı kavramını çığ- rından çıkaracak siyasi saldırının hedefi olmuş- tur. Bu gerçekleşirse bil- diğimiz cumhuriyet artık aynı cumhuriyet olma- yacaktır” mesajõ verdi. Baykal Habibler Cem- evi’ne yapõlan saldõrõyõ kõnarken cemevine geç- miş olsun ziyaretinde bu- lunan Kanuni Sultan Sü- leyman Camii imamõ Ah- met Sevim’i de kutladõ. ‘Referandum, düello alanı değil’ MHP lideri Bahçeli, taslaklarõ dosya içine koyup partileri turlamanõn, ‘toplumsal uzlaşma’ olmadõğõnõ belirtti, hükümete ‘anayasa inadõndan vazgeç’ çağrõsõ yaptõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçe- li, partisinin Meclis grup toplantõsõnda yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Bahçeli, AKP hükümetinin önceki gün kendilerine ulaştõrdõğõ anayasa paketini değerlendirirken de bu konu- da kamuoyuna daha önce açõkladõkla- rõ tavõrda hiçbir koşulda değişiklik ol- mayacağõnõ belirtti. Mevcut anayasa- nõn değişmesi gerektiğini, ancak top- lumsal mutabakat aranmasõnõ zorunlu gördüklerini belirten Bahçeli, bu kap- samda öncelikle Meclis’te bir uzlaşma komisyonu oluşturulmasõnõ, bu ko- misyonda varõlacak mutabakatõn “de- mokratik sözleşme” ile güvence altõ- na alõnmasõ ve değişiklik onayõnõn da 24. dönem Meclis iradesine bõrakõlmasõ önerilerini yineledi. AKP’nin başlattõğõ anayasa turunu da eleştiren Bahçeli, şu görüşleri dile ge- tirdi: “Anayasa değişiklik taslaklarını istişare adı ile dosya içine koyup par- tileri turlamak, ‘toplumsal uzlaşma’ olmayacağı gibi, yıllarca bekleyip şimdi acele cevap için vade vermek de ‘müzakere’ anlamı taşımayacak- tır. Referandum seçeneği yasal ol- makla beraber üzerinde kumar oy- nanacak düello alanı da değildir... Gelin inadınızdan vazgeçiniz! Deği- şiklikleri bir uzlaşma komisyonu kurup ayrıntılarıyla görüşelim, mu- tabık kaldıklarımızı milletimize du- yuralım ve ilk genel seçimde mille- tin iradesine teslim edelim.” Bahçeli, anayasalarõn, kirli ellerin, kirli zihniyetlerin ve lekeli alõnlarõn kendilerini aklayacaklarõ, arkasõna saklanabilecek istismar malzemesi ol- mamasõ gerektiğini belirtti.Devlet Bahçeli. ‘Derdimiz yargı bağımsızlığı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker, “Yargı bağımsızlığı dı- şında bir sıkıntımız, derdimiz yok” dedi. Gerçeker, Yargõtay’dan ayrõlõrken gazetecilerin so- rularõnõ yanõtladõ. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn, par- tisinin grup toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada, 1. sõ- nõf hâkimlerin HSYK’ye seçim yapmasõna ilişkin, “Yargının hazımsızlık problemi olduğunu” söy- lediği anõmsatõlarak, “Yargıda böyle bir problemin olup olmadığının” sorulmasõ üzerine Gerçeker, ön- ceki günkü ve daha önceki konuşmalarõnda, “1. sı- nıf hâkimler arasında HSYK’ye üye seçilmesin” şeklinde bir söylemi olmadõğõnõ söyledi. Gerçeker, “Başbakan yüksek yargının sadece ve tek soru- nu var; o da biz dertleri...” eleştirisinin anõmsa- tõlmasõ üzerine de “Bilemiyorum. Kamuoyunun takdirine sunuyorum” karşõlõğõnõ verdi. YARGITAY BAŞKANI GERÇEKER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle