Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Başba-
kan Tayyip Erdoğan,
partisinin grup toplantõ-
sõnda gündemdeki ko-
nulara ilişkin değerlen-
dirmelerde bulundu.
Anayasa paketi tasla-
ğõnda yer alan düzenle-
melerle ilgili bilgi veren
Erdoğan, muhalefet parti-
leri ile yüksek yargõ tem-
silcilerini eleştirdi. Hâ-
kimler ve Savcõlar Yüksek
Kurulu’na (HSYK) ilk de-
rece mahkemelerinden hâ-
kim ve savcõlarõn da üye
seçeceğini kaydeden Er-
doğan, “Yüksek yargı-
nın rahatsız olduğu bir
konu var. Nereden çıktı
ilk mahkeme, bunu an-
cak biz belirleriz diyor-
lar. AB ülkelerinde as-
lında bunun belirleme-
sini parlamento yapar.
Bak biz burada parla-
mentoyu devreye sok-
muyoruz. Hep batı batı
diyorsunuz, Avrupa ül-
kelerinin hepsinde du-
rum bu” dedi.
CHP ve MHP’yi eleşti-
ren Erdoğan, kendisinin de
bir milletvekili olduğunu,
taslağõn Başbakanlõk’ta
kendi başkanlõğõnda ha-
zõrlanmasõnõn son derece
doğal olduğunu söyledi.
Muhalefetin sudan baha-
nelerle anayasa değişikli-
ğine karşõ çõktõklarõnõ ile-
ri süren Erdoğan, “Hepsi
ipe un seriyor” dedi.
HSYK Başkanvekili
Kadir Özbek ile Yargõtay
Başkanõ Hasan Gerçe-
ker’in açõklamalarõna sert
tepki gösteren Erdoğan,
TBMM’nin yapacağõ dü-
zenlemeleri kuvvetler ay-
rõlõğõna aykõrõ gibi gör-
menin bir kuvvetin diğer
kuvvetlerin yetkisini gasp
etmeye çalõşmasõndan baş-
ka bir anlam taşõmayaca-
ğõnõ söyledi. HSYK Baş-
kanvekili Özbek’in “Yük-
sek yargı ile dalga geçi-
liyor” ifadesine gönderme
yapan Erdoğan, “kuvvet-
lerin yetkisini kullan-
masını alay konusu yap-
manın ancak demokra-
si ve hukuktan nasibini
alamamakla izah edile-
bileceğini” belirtti.
Erdoğan, her fõrsatta si-
yasetçi gibi konuşan, hu-
kuki değil siyasi yakla-
şõmlar içinde olan bir kõ-
sõm yüksek yargõ mensu-
bunun önce kuvvetler ay-
rõlõğõna kendilerinin say-
gõ göstermesi, yürütme
ve yasamanõn yetkilerini
ele geçirmeye çalõşmak-
tan vazgeçmesi gerekti-
ğini belirtti.
Bu konuda bazõ köşe
yazarlarõnõ da eleştiren
Erdoğan, “Hele hele ta-
nıdıklarımdan bu tür
yaklaşımı görmek beni
çok daha üzdü. Hiç bek-
lemediğim arkadaşla-
rın böyle yaklaşımda
bulunması, bizi de az
çok tanıdılar, bizi ciddi
manada üzdü. Alman-
ya, Fransa, İspanya ve
birçok Avrupa ülkesin-
de Anayasa Mahkeme-
si’ni meclisler, konsey-
ler seçecek, Türkiye’de
Meclis’e öcü gözüyle
bakılacak, böyle bir çar-
pık anlayış olabilir mi?”
diye konuştu.
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 24 MART 2010 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Bir‘YeniOrtadoğu’mu?(II)
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
Pazartesi yazımda ABD ile İsrail arasında,
alışılagelmişin ötesinde bir sertlikle tırmanmakta
olan tartışmaların bana, bir süredir bir “Yeni
Ortadoğu”nun şekillenmiş olduğunu
düşündürdüğünü yazmıştım. Son yıllardaki
gelişmeler, bu “Yeni Ortadoğu”da İsrail’in
bölgedeki konumunun askeri, siyasi, ekonomik
olarak zayıfladığını, ABD ile ilişkilerinin
doğasının değişmeye başladığını gösteriyordu.
Yazımı bitirirken de zamanın İsrail’den yana
işlemediğini vurgulamıştım.
Zaman İsrail’den yana değil
Natenyahu hükümetinde kendini gösteren aşırı
sağ ve dinci iktidar, iki devletli çözümden yana
değil. Süreci sürekli erteleyerek vakit kazanmaya,
yerleşimleri geliştirerek sahada geri çevrilemez fiili
durumlar yaratmaya çalışıyor. Ancak bu süreç
içinde, İsrail’in uluslararası meşruiyetini olumsuz
etkileyen, bölgedeki etkisini azaltan jeopolitikteki
gelişmelerin yanı sıra zamanın İsrail’den yana
işlemediğini gösteren iki eğilim daha var.
Bu eğilimlerden birincisi Natenyahu
hükümetinin politikalarının İsrail’in giderek
uluslararası diplomaside yalnızlaştırırken yeni bir
intifadanın doğum yapmaya başlaması. İkincisi
eğilim de İsrail devletinin barış sürecine
ilgisizliğinin bir sonucu olarak Filistin liderliğinin
giderek iki devletli nihai çözüm düşüncesinden
uzaklaşmaya başlaması.
Jeopolitikteki tektonik (yavaş) gelişmeler bir
yana, Haaretz gazetesinin bir yorumunda
vurgulandığı gibi, ABD ile İsrail arasına
tırmanmakta olan tartışmalar, ABD rejiminin İsrail
devletini ve İsrail ordusunu hedef aldığı anlamına
gelmiyor. Burada hedef Natenyahu hükümeti.
Ancak, İsrail toplumunun ruh haline, örneğin
MOSSAD’ın Dubai operasyonundan sonra oluşan
zafer havası, genelde egemen olan, “artık terorizm
yenildi” inancına, aşırı sağın artan gücüne bakınca,
bu hükümetin değişmesi, imkânsız olmasa bile
çok zor görünüyor. Yine de ABD ve İsrail askeri –
sina-komplekslerinin yakınlığını düşününce, bir
çözüm bulunabileceğini ummak olanaklı.
Ancak İnitifada’nın yükselmeye devam etmesi
hatta silahlı kalkışmaya dönüşmesi halinde
gelişmelerin yönünü kestirmek çok zor. Saygın bir
kuruluş olan Palestine Center For Policy and
Survey Resarch’ın 2009 sonunda gerçekleştirdiği
bir kamuoyu yoklaması, halkın yüzde 40’ının silahlı
bir ayaklanmadan yana olduğunu gösteriyor. Bu
sırada Filistin Kuruluş Örgütü’nün liderlerinden,
İsrail tutsak, Marvan Bargouti, Hamas’la birlikte
“halk direnişi” çağrısı yapıyor. Filistin yönetiminin
önde gelen liderlerinin, barış görüşmelerinden
uzaklaşarak, “akıllı direniş” taktiklerine yönelmek
gerektiğine ilişkin yaklaşımları benimsemeye
başladıkları (Ehud Yaari, Foreign Affaires
Mart/Nisan 2010) söyleniyor.
Bu karışıma gelecekteki Filistin devleti
bağlamında General Dryton tarafından
eğitilmekte olan yeni Filistin ordusunu da eklemek
gerekir. General, “Bu projenin yaklaşık iki yıl ömrü
var” diyor. Diğer bir deyişle, sürecin tıkanması,
umutsuzluk bu askerlerin direnişe katılmasına yol
açabilecek. (Dreyfuss, The Nation 16/03/10).
Geçen hafta Kudüs etrafındaki kasabalardan
Kandiya, Şuafa, Isavya, El Suvane, Abu Dis
sokaklarında, Hebron ve Bil’de görülen sokak
çatışmaları, Batı Yakası’nda ve Gazze’de
başarıyla gerçekleştirilen “Öfke Günü”
gösterileri, hem İntifada’nın başladığını (Christian
Science Monitor’la konuşan Bzerzinki de bu
görüşte) hem de HAMAS, Filistin Yönetimi, ve
İslami Hareket arasında pratikte bir birlik
sürecinin başladığını gösteriyordu.
İki devletli çözüm olasılığı…
İsrail’in geleceği ve bölgenin kısa dönemdeki
istikrarı açısından tek yol olarak görülen iki devletli
çözüm senaryosu, ABD ve Avrupa’nın çabalarına
karşın giderek zayıflıyor. Natenyahu hükümeti bu
konuda gereken adımları atmadığı için, bu çözüm
yerini, İsrail açısından kâbus anlamına gelecek
başka senaryolara bırakmaya başlıyor.
Örneğin, yukarıda aktardığım gibi Filistin liderliği
arasında, iki devletli çözüm yerine, Ürdün nehriyle
Akdeniz arasında, kalan topraklarda gevşek ortak
bir yönetim, güçlü bir etnik otonomi; nihai çözümü
demografik eğimlere bırakarak geleceğe erteleme
eğilimi güçleniyor (Foreign Affaires, age). Zaman
içinde Arap nüfusun Yahudi nüfusunu kendi içinde
eritmesi anlamına geleceğinden, bu senaryo İsrail
devleti ve halkı tarafından kesinlikle reddediliyor.
Ama, İsrail bugün, Kudüs’ün paylaşılmasına,
yerleşimciler ve sınırlar konusuna, geri dönüş
sorunlarına hakkaniyetli bir çözüm bulmaya
yanaşmadığı takdirde, yarın Filistin
topluluklarının ekonomik ve siyasi olarak
çökmesi, büyük kargaşalara yol açarak fiilen
İsrail’in elinde kalması olasılığı giderek artıyor.
Diğer bir deyişle bugün iki devletli çözüm
senaryosunu kabul etmemenin maliyeti yarın
çok daha yüksek ve daha yaşamsal olacağa
benziyor ve zaman hızla ilerliyor…
CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL:
Taslaklar görüşmelerden
sonra belki değişebilir
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül,
İrlanda Cumhurbaşkanõ Mary
McAleese ile Çankaya Köşkü’nde
ortak basõn toplantõsõ düzenledi.
Açõklamalarõn ardõndan
gazetecilerin anayasa değişikliği ile
ilgili sorularõnõ yanõtlayan Gül,
“Anayasa değişikliği yapmak
TBMM’nin uhdesinde
olan bir şey. Dün (önceki
gün) gördüğümüz
kadarıyla ilk görüşte, ilk
taslaklar ortaya çıktı
ama dünkü (önceki
günkü) görüşmelerden
sonra belki bunlar
değişebilir. Komisyona
gidecektir, komisyonda
muhakkak ki bunların
üzerinde çalışacaktır. Neticede
nihai metin ne olacaktır bunu
bilmiyoruz. Demokratik süreç
içerisinde bunlar hep bir
çalışmanın neticesinde netleşecek
ve ortaya çıkacak olan nihai şekil
çok önemlidir. Nihai
şekil ortaya çıkıp Meclis’te nasıl
oylanacak onlar da bittikten
sonra muhakkak ki ben de kendi
hukuk danışmanlarıma
soracağım ve onlardan alacağım
bilgiler çerçevesi içerisinde doğru
olanı yapacağım. Şu anda bir şey
söylemem mümkün değil, çünkü
gördüğüm kadarıyla bütün
bunlar hâlâ tartışılacak
konulardır ve tartışmaya hâlâ
açıktır.” Gül, İrlanda’nõn
Türkiye’nin AB üyeliğine
verdiği destekten ötürü
konuk cumhurbaşkanõ
McAleese’ye teşekkür etti.
‘Ay yıldız’ açıklaması
Konuk cumhurbaşkanõ
McAleese ise İrlanda’nõn
Türkiye’nin AB’ye tam
üyeliğini hep desteklediğini
söyledi. Tarihten anõmsatma
yapan McAleese 1 milyon
İrlandalõnõn yaşamõnõ yitirdiği
Büyük Açlõk döneminde (1847)
Osmanlõ padişahõnõn içi gõda dolu
üç gemiyi Drogheda’daki
limanlarõna ulaştõrdõğõnõ,
İrlanda’nõn bunu asla unutmadõğõnõ
vurguladõ. McAleese bu nedenle
futbol takõmõnõn formalarõnda ay
yõldõzlõ semboller olduğunu belirtti.
BDP LİDERİNDEN AKP’YE KOŞULLU DESTEK:
Değişme ihtimali yoksa
bunun adõ teklif olmaz
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- BDP Genel Başkanõ Selahattin
Demirtaş, anayasa paketini
“peşinen reddetme” anlayõşõ
içinde olmadõklarõnõ belirtti.
Demirtaş, partisinin Meclis grup
toplantõsõnda yaşanan son
gelişmeleri değerlendirdi. Resmi
nevruz kutlamalarõnõ
“komik” olarak
nitelendiren Demirtaş,
“Artık bu zorlama
kutlamalardan
vazgeçilmeli” diye
konuştu. AKP’nin
hazõrladõğõ anayasa
değişikliğine ilişkin
partisinin tavrõnõ da
açõklayan Demirtaş, bugüne
kadar darbe anayasasõnõn
değiştirilmesi gerektiğini
savunduklarõnõ, toplumun yüzde
80’inin de yeni bir anayasa
istediğini belirterek toplumun,
“birkaç aşağılık generalin bir
sabah dizayn ettiği bir anayasa
ile yönetilmek istemediğini” ileri
sürdü. AKP’nin tümden bir anayasa
değişikliği yerine “yama anayasa”
ile halkõn karşõsõna çõkmasõnõn
“geri duruş, toplumun gerisine
düşme” anlamõna geldiğini belirten
Demirtaş, halkõn Kenan Evren
anayasasõndan bõktõğõnõ, AKP’nin
ise anayasanõn 12 Eylül zihniyeti
kokan maddeleri yerine, sadece
yüksek yargõyõ hedefleyen paket
getirmesinin “kuşku
uyandırdığını” söyledi.
AKP’nin paketini
inceledikten sonra
kendilerinin de önerileri
olacağõnõ ve komisyon
aşamasõnda bunlarõn
mutlaka dikkate alõnmasõnõ
isteyeceklerini belirten
Demirtaş, “AKP, teklif
Meclis’ten içeri girdikten
sonra artık katkıya hazır
olduklarını ifade ettiler. Madem
katkıya açık biz de katkı sunmak
istiyoruz. Katkıya açık değişme
ihtimali vardır demektir.
Değişme ihtimali yoksa bunun
adı tasarı ya da teklif olmaz.
AKP bunun arkasında durur ve
sadece AKP’nin teklifi olarak
genel kurula iner” dedi.
CHP lideri Baykal, ‘12 Eylül anayasasõ gitsin, AKP anayasasõ gelsin, demiyoruz’ dedi
‘Sivil darbenin son noktasõ’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal,
AKP’nin anayasa değişikliği paketiyle
ilgili olarak “12 Eylül anayasası git-
sin, yerine AKP anayasası gelsin, an-
layışını kabul etmiyoruz. Bu ana-
yasa AKP prodüksiyonudur, ‘made
by AKP’dir” görüşünü dile getirdi.
Baykal, grup toplantõsõnda anayasa
paketiyle ilgili değerlendirmeler yap-
tõ. Baykal, “Hükümet nihayet ağ-
zındaki baklayı çıkardı. Bu hükü-
metin yargıyla, Türkiye Cumhuri-
yeti’nin, anayasanın temel ilkele-
riyle problemi var. Giderayak dev-
leti yeniden hesabıma göre partisel
çıkarıma göre şekillendirivereyim
anlayışıyla bu işe girildi” dedi.
Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu iktidarın işi gücü mahkeme
kapısıdır. Daha dur, mahkemeyi
düşüneceğin günler gelecek de şim-
di iktidardasın... Şimdiden korku
bacayı sardı. Bu yaşananlar bir
AKP prodüksiyonudur. Made by
AKP... Anayasa düzenlemeyi ken-
di parti mutfağınızın iç işi olarak alı-
yorsunuz. İmza atanlar bile bilmi-
yor. Bize diyor ki; size 3 gün süre...
Başka emrin? Böyle anayasa deği-
şikliği olmaz, olursa millet tarafın-
dan benimsenmez. 12 Eylül anaya-
sasını değiştirmek istiyoruz ama
12 Eylül anayasası gitsin, yerine
AKP anayasası gelsin anlayışını
kabul etmiyoruz. Bu anayasa yar-
gıyı AKP yargısı haline getiriyor. 12
Eylül rejimi dahi, askeri rejimler
dahi, yargının siyasi iktidarın
kontrolü altına girmesini, bu ik-
tidarın şimdi denediğini aklından
bile geçirememiştir... İşin özü
AKP’nin kendi yüksek yargısını
kurma teşebbüsüdür.”
‘Diğerleri garnitür’
Baykal, “pakette Anayasa Mah-
kemesi, HSYK ve siyaseti yargıdan
kaçırma gibi 3 temel konu bulun-
duğunu, diğerlerinin garnitür ol-
duğunu” ifade ederken şu değerlen-
dirmeleri yaptõ: “Bu yasa geçerse,
Anayasa Mahkemesi AKP’nin Ana-
saya Mahkemesi olacaktır. Ana-
yasa Mahkemesi’nin 3 üyesini
TBMM seçecek, Cumhurbaşkanı 16
üye seçecek. 7 kişiyi doğrudan ken-
disi uygun gördüğü gibi belirleye-
cek. Geriye kalan 9 üyeyi de Yar-
gıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek
İdare Mahkemesi ile YÖK’ten se-
çecek. RTÜK’ün hakkı yenmiş,
Cumhurbaşkanı RTÜK’ten de seç-
sin... Bu 19 kişiden sadece 4 kişinin
-3 Yargıtay, 1 Askeri Yüksek İda-
re Mahkemesi’nden seçilen- hu-
kukçu olması tehlikesi olabilir...
Cumhurbaşkanı vatandaşlar ara-
sından üye seçerken Deniz Feneri’ne
de gereken dikkati elbette göstere-
cektir. Anayasa Mahkemesi’nin
Yüce Divan sıfatıyla belki Sayın
Cumhurbaşkanı’nı yargılama du-
rumu var. Başbakan’ı, bakanları
yargılayabilir. Yüce Divan korku-
suyla bunlar getiriliyor. HSYK’ye
de cumhurbaşkanı tarafından ata-
malar yapılıyor. AB, Bakan ve
Müsteşar’ı çıkarın, diyor ama AB’yi
bu noktada yok sayıyorlar. Parti-
lerin kapatılması izni de artık Mec-
lis’ten çıkacak. Bu, tilkiye kümesteki
tavukları emanet etmektir. Mah-
AKP’nin hazõrladõğõ anayasa paketinde Anayasa Mahkemesi, HSYK ve siyaseti
yargõdan kaçõrma gibi 3 temel konu bulunduğunu, diğerlerinin garnitür olduğunu
belirten Deniz Baykal, “Bu yasa geçerse, Anayasa Mahkemesi AKP’nin Anasaya
Mahkemesi olacaktõr” dedi. CHP lideri “Sivil darbe süreci bu anayasa değişikliğiyle
sonuçlanmõş olacaktõr. Türkiye 87 yõl sonra adalet, yargõ bağõmsõzlõğõ kavramõnõ
çõğõrõndan çõkaracak siyasi saldõrõnõn hedefi olmuştur. Bu gerçekleşirse bildiğimiz
cumhuriyet artõk aynõ cumhuriyet olmayacaktõr” mesajõ verdi.
AKP LİDERİ ERDOĞAN
‘Muhalefet
ipe un
seriyor’
Başbakan Tayyip Erdoğan, anayasa
paketini eleştiren muhalefet partilerini “ipe
un sermekle” eleştirirdi. Erdoğan yüksek
yargõ başkanlarõna da “Her fõrsatta siyasetçi
gibi konuşan bir kõsõm yüksek yargõ
mensuplarõ da önce kendileri kuvvetler
ayrõlõğõna saygõ göstermelidir” dedi.
kûm olmuşsun, bir daha
olmayayım diye kendi
anayasasını yapmak is-
tiyor. Kadınlara hak, 12
Eylül’e yargı hakkı...
Bunları tek tek getir oy-
layalım. Bu oylama tar-
zı tuzak, tertip, kötü ni-
yet, köşeye sıkıştırma...”
‘Cumhuriyet eskisi
gibi olmayacak’
CHP lideri “Sivil darbe
süreci bu anayasa deği-
şikliğiyle sonuçlanmış
olacaktır, noktalana-
caktır. Türkiye 87 yıl
sonra adalet, yargı ba-
ğımsızlığı kavramını çığ-
rından çıkaracak siyasi
saldırının hedefi olmuş-
tur. Bu gerçekleşirse bil-
diğimiz cumhuriyet artık
aynı cumhuriyet olma-
yacaktır” mesajõ verdi.
Baykal Habibler Cem-
evi’ne yapõlan saldõrõyõ
kõnarken cemevine geç-
miş olsun ziyaretinde bu-
lunan Kanuni Sultan Sü-
leyman Camii imamõ Ah-
met Sevim’i de kutladõ.
‘Referandum, düello alanı değil’
MHP lideri Bahçeli, taslaklarõ dosya içine koyup partileri turlamanõn, ‘toplumsal
uzlaşma’ olmadõğõnõ belirtti, hükümete ‘anayasa inadõndan vazgeç’ çağrõsõ yaptõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçe-
li, partisinin Meclis grup toplantõsõnda
yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
Bahçeli, AKP hükümetinin önceki
gün kendilerine ulaştõrdõğõ anayasa
paketini değerlendirirken de bu konu-
da kamuoyuna daha önce açõkladõkla-
rõ tavõrda hiçbir koşulda değişiklik ol-
mayacağõnõ belirtti. Mevcut anayasa-
nõn değişmesi gerektiğini, ancak top-
lumsal mutabakat aranmasõnõ zorunlu
gördüklerini belirten Bahçeli, bu kap-
samda öncelikle Meclis’te bir uzlaşma
komisyonu oluşturulmasõnõ, bu ko-
misyonda varõlacak mutabakatõn “de-
mokratik sözleşme” ile güvence altõ-
na alõnmasõ ve değişiklik onayõnõn da
24. dönem Meclis iradesine bõrakõlmasõ
önerilerini yineledi.
AKP’nin başlattõğõ anayasa turunu da
eleştiren Bahçeli, şu görüşleri dile ge-
tirdi: “Anayasa değişiklik taslaklarını
istişare adı ile dosya içine koyup par-
tileri turlamak, ‘toplumsal uzlaşma’
olmayacağı gibi, yıllarca bekleyip
şimdi acele cevap için vade vermek
de ‘müzakere’ anlamı taşımayacak-
tır. Referandum seçeneği yasal ol-
makla beraber üzerinde kumar oy-
nanacak düello alanı da değildir...
Gelin inadınızdan vazgeçiniz! Deği-
şiklikleri bir uzlaşma komisyonu
kurup ayrıntılarıyla görüşelim, mu-
tabık kaldıklarımızı milletimize du-
yuralım ve ilk genel seçimde mille-
tin iradesine teslim edelim.”
Bahçeli, anayasalarõn, kirli ellerin,
kirli zihniyetlerin ve lekeli alõnlarõn
kendilerini aklayacaklarõ, arkasõna
saklanabilecek istismar malzemesi ol-
mamasõ gerektiğini belirtti.Devlet Bahçeli.
‘Derdimiz yargı
bağımsızlığı’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõtay
Başkanõ Hasan Gerçeker, “Yargı bağımsızlığı dı-
şında bir sıkıntımız, derdimiz yok” dedi.
Gerçeker, Yargõtay’dan ayrõlõrken gazetecilerin so-
rularõnõ yanõtladõ. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn, par-
tisinin grup toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada, 1. sõ-
nõf hâkimlerin HSYK’ye seçim yapmasõna ilişkin,
“Yargının hazımsızlık problemi olduğunu” söy-
lediği anõmsatõlarak, “Yargıda böyle bir problemin
olup olmadığının” sorulmasõ üzerine Gerçeker, ön-
ceki günkü ve daha önceki konuşmalarõnda, “1. sı-
nıf hâkimler arasında HSYK’ye üye seçilmesin”
şeklinde bir söylemi olmadõğõnõ söyledi. Gerçeker,
“Başbakan yüksek yargının sadece ve tek soru-
nu var; o da biz dertleri...” eleştirisinin anõmsa-
tõlmasõ üzerine de “Bilemiyorum. Kamuoyunun
takdirine sunuyorum” karşõlõğõnõ verdi.
YARGITAY BAŞKANI GERÇEKER