23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU AKP Anayasası Ülkemizde en uzun süre be- lediye başkanõ olan Aytaç Du- rak bunca yõl sonra “imar yol- suzluğu”yla suçlanõyor. “Rüş- vet” almakla suçladõğõ bir bele- diye meclisi üyesince “en bü- yük imar talancısı” ilan edi- lince, medyanõn ilgi odağõ oldu. Sadece Adana Büyükşehir Belediyesi’nin değil “Beledi- yeler Birliği”nin de kuşaktan kuşağa başkanlõğõnõ yapan Du- rak, “gayrimenkul zengini” olmakla sorgulanõyor. Her iki görevini de “seçile- rek” üstlenen; yani hem “halk”õn hem de “belediye başkanları”nõn beğenisini ka- zanan Durak, sandõktan hep farklõ partilerle çõktõğõ için siyasi görüşü de “önemsenmeyen” bir siyasetçi... İstanbul’a gelerek ulusal ba- sõnla “dertleşen” Durak, dudak uçuklatan “imar serveti”nin sorgulanmasõna kõzarak diyor ki; “7 defa seçim kazandım; Adanalı ahmak değil...” Ne var ki Durak’õ MHP’den istifa ettiren Bahçeli de dahil kimsecikler şunu sormuyor; “Ahmak olmayan Adanalılar, Aytaç Durak’tan acaba ‘ken- te hizmet’leri nedeniyle mi vazgeçemiyorlar?” İşte bu “temel” sorunun ya- nõtõnõ 16 Mart’ta CNN-Türk’te, aniden “terk ettiği” programda yine kendisi veriyor; “Kuzeyde ne kadar arsa varsa imarı be- nim zamanımda yapıldı. Arsa sahipleri zengin oldu. Adana beni niye seçti? O yüzden se- çiyor...” Yani Adana’da “demokrasi şampiyonu” olmanõn sõrrõ, “kente değil ranta hizmet”!.. Bunu başkanõn kendisi de “açık- ça” söylüyor... Tarlalar ‘arsa’laşınca... Çünkü Durak’ın “kuzey” dediği yer, yõllardõr “üniversi- telerde örnek gösterilsin” di- yerek övgüler dizdiği “Yeni Adana”… Kentin kuzeyinde sayõsõz “gökdelen yavrusu” apartmanõn caddeler boyunca sõralandõğõ Yeni Adana, aslõnda kendisinin de hem “kazanç kaynağı” hem de “seçim gü- vencesi”dir. Yakõn geçmişe dek kentin “kırsal”õ olan on binlerce dö- nüm arazi, şehirciliğin ve mi- marlõğõn tüm ilkeleri çiğnenerek “yüksek yoğunluklu apart- manlaşma”ya açõldõ. Böylece “tarlaları arsalaşan”lar, kõsa sürede “gayrimenkul zengini” olunca, adeta şükran duygula- rõyla oy yağdõrdõlar... Durak’õn “müteahhit” olarak binlerce konut yapõp pazarladõ- ğõ Yeni Adana ise “asıl Adana” adeta terk edilerek, yani kentin eski ve tarihi semtleri bakõm- sõzlõğa ve çöküşe bõrakõlarak, be- lediyenin özel ve ayrõcalõklõ il- gisiyle geliştirildi. Sayõsõz yap- sat apartmanõnõn “zemin katları ticaret”e ayrõlarak sözde “mo- dern kent” yaratõldõ... Adõna “imar planı” denilen “yol ve parselasyon krokile- ri”yle tam 40 cami yeri de ayrõlarak apartman arsalarõna dönüştürülen tarla- lar, sahiplerine ve yap-sat inşaatçõlarõ- na yüksek emlak rantlarõ sağladõlar... Şimdi Aytaç Du- rak diyor ki: “Bu yüzden beni seçen Adanalılar ahmak mı?” Elbette değiller, ama gerçek Adana’nõn gözden çõkarõldõğõ bir anlayõşa; tarihi kente değil “rant ekonomisi”ne hizmet eden bir belediyeciliğe oy yağ- dõrmanõn “Adanalı”lõk olmadõ- ğõnõ da kim bilir kaç kez yaz- mõşõmdõr... Hele Durak’õn “Belediye baş- kanı olmasaydım servetim da- ha fazla olurdu” sözünü de her duyduğumda şunu söyle- miştim; “Ama o zaman bin- lerce konut yapıp pazarladığı Yeni Adana da olmazdı ki...” Yeni Adana’nõn bizzat kendisi “kente karşı en büyük imar suçu”dur. Aynõ suça yõllarca seyirci kalõndõktan sonra şimdi kalkõp “Aytaç Durak yağmacı” demenin nasõl tanõmlanmasõ ge- rektiğini “Eski Adanalılar”a bõrakõyorum.. çünkü onlar, ör- neğin tarihi Tepebağ Mahalle- si’ndeki görmüş geçirmiş kah- velerde “Allahına kadar” doğ- rularõ konuşurlardõ... “Yeni Ada- nalılar” ise o kimliksiz beton kulelerinin altõndaki sonradan görme “cafe”lerde Durak’õ na- sõl savunacaklarõnõ düşünüyor ol- malõlar... ekinci@cumhuriyet.com.tr ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Aytaç Durak ve ‘Yeni Adana’lõlar... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com 24 MART 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 15 Memura toplusözleşme var grev yok: Yumurtasız omlet! Amaç İsmail Ulutugay: “Recep’in anayasa değişikliğindeki amacı belli oldu: Savcılıktan yargıçlığa sıçramak!” Çifte Ahmet Önen: “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan birisi aynı zamanda Recep’in de vatandaşı olursa, çifte vatandaşlık mı oluyor!” Ampul Avni Kurtuldu: “Japonya 120 yıldır sürdürdüğü ampul üretimini durdurmaya karar vermiş. Darısı Türkiye’nin başına!” YağmurDeniz Başbuğ için ‘Balyoz’ nedir, ne değildir YORUMSUZ üç paragraflık yazı: Birinci Ordu Komutanlığı’nda hazırlandığı iddia edilen “Balyoz Darbe Planı” konusunda Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sorusu üzerine verdiği yazılı yanıtta açıklıyor: “Söz konusu plan seminerinin Balyoz Güvenlik Harekât Planı adlı bir bölümü veya eki mevcut değildir.” (24 Şubat 2010) Birinci Ordu Komutanlığı’nda hazırlandığı iddia edilen “Balyoz Darbe Planı” konusunda Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, makamına çağırdığı Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila’ya açıklıyor: “Olay ciddidir ve bugüne kadar belki yaşanan olayların Türk Silahlı Kuvvetleri üzerindeki etkisi açısından en önemlilerinden birisidir. Ve en ciddilerinden birisidir.” (14 Mart 2010) Birinci Ordu Komutanlığı’nda hazırlandığı iddia edilen “Balyoz Darbe Planı” konusunda Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, makamına çağırdığı Vatan gazetesi yazarı Ruhat Mengi’ye açıklıyor: “Burada ben de mecburen söylemek durumunda kalıyorum; iddia edilen Balyoz Güvenlik Harekat Planı’yla ilgili herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır.” (22 Mart 2010) Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” HALKIN gündemi işsizlik, geçim sıkıntısı, alıp başını giden yolsuzluklar. Hükümetin gündemi ise yargıdan kaçmak, yargıyı ele geçirmek, yargıyı siyasallaştırmak. Bilimsel araştırmadan sosyal yardımlaşmaya kadar birçok özerk kurum ve kuruluşu, üniversiteleri, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni teslim alan iktidar partisi AKP, bir süredir “savaş hali”nde olduğu yüksek yargıyı da teslim almak üzere anayasa değişikliği paketini ortaya koydu. Anayasada yapılacak değişikliklerde âdettir, değişikliğin gerekçesi de açıklanır. Hükümetin 23 maddelik değişiklik paketinin doğru dürüst gerekçesi yok! Fakat ne yapmak istediklerine bakınca AKP’lilerin amacı hemen anlaşılıyor: Yargıyı, iktidar partisinin mutlak kontrolüne almak. Bir yandan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısını değiştirip yargının tüm kademelerinde partizanca kadrolaşacaklar bir yandan da Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirip istedikleri gibi at oynatacaklar! Bu arada asıl dertlerinin Yüce Divan’da yargılanmaktan kurtulmak ve ne pahasına olursa olsun AKP’nin kapatılmasını engellemek olduğunu da unutmamak gerek. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının parti kapatma davası açabilmesi için Meclis’teki komisyondan izin almak zorunda bırakılması, milletvekillerinden oluşan komisyonun kararının kesin ve yargı denetimi dışında tutulması başka nasıl açıklanabilir? Hukukçular, AKP’nin “kuvvetler ayrılığı” ilkesine meydan okuduğu kanısında. Yürütme yani hükümet, zaten yasama yani Meclis üzerinde egemen, şimdi de yargı üzerinde egemenlik kuracaklar ve bunun adı “demokrasi” olacak! Buna ancak “tek parti demokrasisi” veya kısaca “sivil diktatörlük” denebilir! Öte yandan hangi değişiklik önerisinin altında hangi hinliğin yattığı ise henüz tam belli olmuş değil. Belli olan örnekte Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunun açılmasının türban yasağını delmek olduğu anlaşılıyor. Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısı değiştirilirken Çankaya’daki AKP’liye iki üyeyi yükseköğrenim görmüş yurttaşlar arasından seçip atama yetkisinin verilmesinin ne anlama geldiği de ortada değil mi: İlahiyat fakültesi mezunu iki “ulema”yı Anayasa Mahkemesi üyesi yapmak! Anayasa değişikliğinde AKP’nin açık amacı yargıyı ele geçirmek ise de gizli amacı rejimi değiştirmektir! Rejim SESSİZ SEDASIZ (!) HARBİ SEMİH POROY HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ “Rant” ve “oy” kazandıran Yeni Adana!.. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Kuzey Ana- dolu’da yetişen, tüylü ve çiçek- li dallarõ sebze olarak kullanõ- lan otsu bir bit- ki. 2/ Karakter... Satmak eylemi. 3/ Giysilerde, omuzlarõn dik durmasõnõ sağ- lamak amacõyla konulan parça... Verme, ödeme. 4/ Sa- hip... Yünden dövü- lerek yapõlan kalõn ve kaba kumaş... Utanç duyma. 5/ Boğa güre- şi yapõlan alan. 6/ Ge- nellikle kösele ile yap- tõğõ soyut anlayõştaki yapõtlarõyla tanõnmõş heykelcimiz. 7/ Bir işteki engelleri yenme kararõ... Gemi demiri. 8/ Göz değmesi... Bütün çiz- gileri belirgin olan. 9/ “Yok” anlamõnda argo söz- cük... Kurçatovyum elementinin simgesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Güney ve Batõ Anadolu’da yapraklarõ ve dallarõ sebze olarak kullanõlan otsu bir bitki. 2/ Doğu Ana- dolu’da bir õrmak... Halk şairi. 3/ Letonya’nõn para birimi... Yüksek bir makama sunulan mektup ya da dilekçe. 4/ Orta Anadolu’da yetiştirilen bir koyun cin- si. 5/ İzmir’in Selçuk ilçesinde, Aydõnoğullarõ dö- neminden kalma ünlü cami... Arjantin’in plaka imi. 6/ Radyum elementinin simgesi... Yavru yapmaya alõşkõn kümes hayvanlarõ için kullanõlan sözcük. 7/ İtici neden, güdü... Doğu Anadolu’da bir göl. 8/ Şi- irde iki ya da daha çok dizeden oluşan birim... Do- kumacõlõkta kullanõlan bir tür ince ve parlak tel. 9/ Yurdumuzda yetişen ve kurutulmuş yapraklarõ en- fiye gibi burna çekilen ya da emilen bir ot. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 P A M F İ L Y A E Ş A R P A N İ Ş I N A P L A N M A K S U L İ E M T İ R A J L İ S A N D E M B A K L A N Z A A M A N E D İ M İ Y İ M O K A 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 AKP’nin anayasa değişiklik önerisi görücüye çıktı. Konunun uzmanı hukukçular bu öneri paketinin kabulü durumunda Türk hukuk sisteminin derin yaralar alacağı görüşünde birleşiyorlar. Bizim gibi hukuk biliminin dışında olanlar için bile AKP’nin önerisi gelecekte nasıl bir Türkiye istendiğine ilişkin beyinleri zorlamaya gerek bırakmayan somutlukta açıktır. AKP’nin sözde ‘cumhuriyetçi’ bir örgütlenme olduğunu tanıklıklarımızla biliyoruz, bunu artık saklamıyor, saklama gereği duymuyor. Bilindiği gibi cumhuriyet rejimi ‘güçler ayrılığı’ ilkesine dayanır, AKP bu temel ilkeyi elinin tersiyle bir yana itip yargı gücünü yasama gücünün denetimine sokmak istiyor. Yürütme gücü zaten kendi elinde; partizanca kadrolaşmalarla bürokrasiyi ele geçirip denetim altına sokmuş. TBMM’deki mutlak çoğunluğuna dayanarak dilediği yasayı çıkarıyor, çıkarılan her yasayı o makama kendi partilerinden gelmiş cumhurbaşkanı itirazsız onaylıyor. Bir iktidarın güçler ayrılığı dengesini yasama lehine bozup parlamenter çoğunluğun istencini ‘üstün güç’ durumuna getirmesine siyasal terminolojide ‘çoğunluk diktatoryası’ adı veriliyor. Ne var ki bu diktatoryanın pürüzsüz işlemesi yolundaki en büyük engel yargıdır; bu nedenle AKP yargıyı kendisine bağımlı kılmak istiyor. Fakat bu pek kolay değil, çünkü önce anayasanın değiştirilerek istenilen kalıba uydurulması gerekiyor. Oynanan oyunun özü bu! Bugün itibarıyla TBMM’deki milletvekillerinin partilere göre dağılımı şöyledir: AKP 337, CHP 97, MHP 69, BDP 20, Bağımsızlar 11, DSP 6, DP 1 ve TP 1 olmak üzere 542. AKP bu tabloyla TBMM’de anayasa değişikliği için gerekli 367 oyu bulmasının oldukça zor olduğunu bilmektedir. Bu durumda referandum sonuç alıcı bir seçenektir, çünkü anayasa değişikliği 23 maddelik paket olarak halkoyuna sunulacaktır. Seçmen eğiliminde ibre bir süredir, bugün de birinci parti konumunda olan AKP adına olumsuz yöne dönse de paket içinde yer alan 15. maddenin kaldırılması, kadınlar lehine pozitif ayrımcılık, çocuklar, yaşlılar ve engelliler için özel önlemler, grev hakkı olmasa da memurlara ve diğer kamu görevlilerine toplusözleşme hakkı gibi ‘yem maddeler’in iktidar partisinin önünü açacağı düşünülmektedir. Değişikliklerin halkoyundan geçerek kabulü durumunda 12 Eylül Anayasası’nın yerini AKP anayasası almış olacak, Türkiye’de hukukun çoğunluk iktidarı tarafından cendereye alınacağı yeni bir dönem başlayacaktır. Orta Anadolu ve Doğu Anadolu’nun kimi bölgelerinde var olan İslamik-otoriter çoğunluk diktatoryası yeni anayasa ile birlikte tüm Türkiye geneline yayılma olanağı bulacaktır. AKP’nin anayasa değişiklik önerisi uzlaşma zemininde hazırlanmayan bir “Ben yaptım, oldu!’’ önerisidir. TBMM’deki iktidar çoğunluğu Anayasa Mahkemesi’nin, Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun şekillenmesinde söz sahibi olacağı gibi rakibi olan siyasal partilerin yazgısı da onun iki dudağı arasından çıkacak karara bağlı olacaktır. Kamuoyuna sunulduğu içeriği ve biçimiyle değişiklik paketi AKP’nin ve AKP’lilerin kendi geleceklerini güvence altına alma stratejisinin bir parçasıdır. Bu stratejinin cumhuriyetçilikle de, demokratiklikle de bir ilgisi yoktur. Eğer bu değişiklikler TBMM’de ya da halkoylaması yoluyla kabul edilecek olursa yeninin eskiden tek farkı toplumun sırtında eskiyen deli gömleğini bir yenisiyle değiştirecek olmasıdır. e-posta: dkavukcuoglu@superonline.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle